Bu çalışma, Beckçi "Risk Toplumu" konseptinin, genelde ekolojik kriz özelde ise iklim mülteciliği meselelerine karşı önemli imkânlar barındıran bir teorik arka plan sağladığını gösterme amacıyla yazılmıştır. Çalışma kapsamında bu temel amaç doğrultusunda iki ana meseleye odaklanılmıştır. Bunlardan ilki olarak, Beckçi kuramsal çerçevede merkezi bir yeri olduğunu düşündüğümüz ekolojik risklerin risk toplumu kategorileri etrafında genel bir değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. İkinci olarak ise, Beckçi çerçeveden genelde iklim krizinin, özeldeyse iklim mülteciliğinin, küresel risklere karşı ne gibi yeni imkânlar ve alanlar açabileceği sorgulanmaya çalışılmıştır. Çalışma bu ana tartışmalar etrafında, iklim krizine ve iklim mülteciliğine yönelik gelecek yıllarda iki birbirinden taban tabana zıt yaklaşımın eşanlı olarak bir arada bulunabileceği sonucuna ulaşmıştır: İlk olarak, hâlihazırda zaten dolaşımda olan yabancı düşmanı ve göç karşıtı söylem ve eylemlerin, iklim krizine bağlı yer değiştirmeler ile daha da tırmanması; ikinci olarak ise, tüm bu olumsuz tabloya rağmen iklim krizine bağlı risklerin, kozmopolit bir dayanışma ve sorumluluk atmosferini de tetikleme ihtimalinin bulunması. This paper aims to show that the Beckian idea of the "Risk Society" offers a valuable theoretical framework for tackling the ecological crisis, especially regarding climate refugees. The study centers around two primary concerns in pursuit of its primary objective. Initially, we attempted to conduct a comprehensive assessment of ecological risks within the framework of Beck's theory, with a particular focus on the risk society categories. Furthermore, the Beckian framework aims to explore the potential opportunities and areas that may arise from the climate crisis and climate refugeeism in addressing global risks. The study has found that two conflicting approaches to the climate crisis and climate refugeeism may exist simultaneously in the future. The first approach is that the already existing xenophobic and anti-immigration discourses and actions will worsen due to the displacement caused by the climate crisis. The second approach is that despite this pessimistic outlook, the risks associated with the climate crisis may lead to a sense of global solidarity and responsibility. [ABSTRACT FROM AUTHOR]