80 results on '"edebiyat"'
Search Results
2. رواية "خطأ مقصود" ق ا رءة في ضوء النقد الثقاف ي -د ا رسة نقدية تحليلية-
- Author
-
Kafi, Murad
- Abstract
Copyright of Turkish Studies - Language & Literature is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. الفُكاهة في الأدب العربي ومظاهرها في السنة النبوية
- Author
-
Mustafa Keskin
- Subjects
arap dili ve belagatı ,edebiyat ,mizah ,peygamber ,sünnet ,الأدب العربي ,الفكاهة ,النبي ,السنة ,الحديث ,arabic and rhetoric ,literature ,humour ,prophet ,sunnah ,Religions. Mythology. Rationalism ,BL1-2790 - Abstract
يتناول هذا البحث الفكاهةَ في الأدب العربيّ ومظاهرِها في السُّنَّةِ النُّبويَّة في طائفة من أحاديث النبي عليه السلام الذي كان يحرص على إلقاء كلامه على المخاطبين بأسلوب حكيم، ويتعامل مع أصحابه برحمة وشفقة كأخ حميم. وفي هذ الإطار تتناول الدراسة الأدب الفكاهي ومظاهره في السنة النبوية. في البداية نُسلِّط الضَّوءَ على أهميَّة هذا الفنِّ في الأدبِ العربي، وأهمَّ أشكاله وأنواعه في هذا الأدب، كما تتبعنا معنى الفكاهة اللغوي والاصطلاحي وأهميتها، وأثرها في المرء وانعكاساتها على المجتمع الإنساني. ورصد البحث مظاهر الفكاهة في السنة النبوية، مثلما تجلّت في نماذج من أحاديث النبي عليه السلام التي تعبر عن روح الدعابة اللفظية والعملية، كما شرح الجانب الفكاهي ووجه الفكاهة في تلك الأحاديث. اهتمت الدراسة بالبحث، من خلال الأحاديث المختارة، عن بعض الفوائد البشرية والاجتماعية الخفية التي أشار إليها النبي عليه السلام بمثل هذه الفكاهات. وذلك بعد أن شرحت الدراسة الأحاديث ووضحتها. واعتمدت هذه الدراسة على الرصد والتحقيق والتحليل في النماذج المختارة من السنة النبوية الشفهية والعملية ذات الصلة.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. السرد في مقاييس األدب العربي.
- Author
-
YUSUFOĞLU, Adnan
- Abstract
Copyright of Journal of Young Intellectuals / Genç Mütefekkirler Dergisi is the property of Journal of Young Intellectuals and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
5. Arap Dili Belâgatinde el-Üslûbu’l-hakîm Sanatı ve Dînî-Edebî Metinlere Yansıması
- Author
-
Muhammed Emin Görgün
- Subjects
arap dili ve belâgati ,üslup ,belâgat ,el-üslûbu’l-hakîm ,edebiyat ,arabic language and rhetoric ,style ,rhetoric ,al-uslūb al-hakīm ,literature ,Islam ,BP1-253 ,Islamic law ,KBP1-4860 - Abstract
İfade, kişinin duygu ve fikriyatının bir tezahürüdür. Kişi maksadını muhatabına kendine özgü bir şekilde dile getirmektedir. Bu da o kişiye ait ifade tarzını yani üslubunu oluşturmaktadır. Belâgatçılar tarafından hitâbî, ilmî ve edebî olarak tasnife tabi tutulan üslup; edebiyatçı tarafından seçilen konunun biçim ve içeriğine uygun vasıta ve yöntemler kullanılmak suretiyle kendisine özgü kelimelerle anlatmasından doğan edebî değer unsuru ve ölçüsü olarak kabul edilmektedir. Doğru yerde doğru üslubu tercih etmek anlamına gelen muktezâ-yı hâle uygunlukta söz bazen edebî bir gaye için zâhirin gerektirdiği durumun dışına çıkabilmektedir. Başlangıçta “sözün muktezâ-yı zâhirin dışına çıkması” başlığı altında ele alınan el-üslûbu’l-hakîm sanatı da Arap dilinde sıklıkla kullanılan ifade araçlarından birisi olmuştur. Başta Kur'ân-ı Kerîm ve hadisler olmak üzere Arap edebiyatı literatürü içerisinde yaygın kullanıma sahip olan bu sanat, başlangıçta belâgat ilminin meânî kısmında ele alınmış, belâgat ilminin diğer ilimlerden ayrışarak müstakil bir dal haline gelmesi ve kısımlarının tam teşekkül etmesiyle birlikte bedî‘ kısmında muhassinât-ı maneviyye türlerinden birisi olarak kabul edilmiştir. Bu sanat, ikili diyaloglarda muhataba yöneltilen cevabın beklenmedik bir şekilde olması esasına dayanmaktadır. Bazen sorulan soruya bir cevap olarak gelen bu sanat, bazen de muhatap tarafından gerçekleşen bir eylem veya söze gösterilen tepkiyi ifade etmektedir. Özellikle İslâmiyet’in ilk dönemlerinde Müslümanlar merak ettikleri ve bilmeyi arzuladıkları şeyleri Hz. Peygamber’e sormakta tereddüt etmemişlerdir. Sorulan sorulara verilen cevaplar bazen o konuda verilen bilgi ile merakı giderirken bazen de sorunun uygunsuzluğuna dikkat çekmekte veya sorulma şekline bağlı olarak farklı cevaplanmaktadır. Bu cevaplama şekli de el-üslûbu’l-hakîm sanatına örneklik teşkil etmektedir. Aynı şekilde sosyal hayat içerisinde karşılaşılan problemlerin çözümüne de aracılık eden bu sanat, klasik dönem ansiklopedik mahiyetteki eserlerde kısa hikâye ve şiir şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu örnekler, el-üslûbu’l-hakîm gibi belâgat sanatlarının klasik kaynaklarda yer alan birer olgudan ibaret olmadığını; bilakis hayatın içinde var olan ve insanın sosyal ilişkilerinde başvurduğu bir metot olduğu hakikatini bizlere göstermektedir. Zira kimi yerde muhataba iltifat için bir araç olarak kullanıldığında söz sahibine menfaat ve çıkar kazandırmakta kimi yerde de sıkıcı bir muhabbeti mütekellim lehine nazik bir şekilde sonuçlandırmaktadır. Bazen eğitim kastıyla daha kapsamlı bilgi içeren bu sanat, bazen de olayların nedeninden ziyade arkasındaki hikmete dikkat çekmektedir. Çalışmamız, el-üslûbu’l-hakîm sanatının Arap belâgati içerisinde ele alınış şeklini, karıştırılması muhtemel benzer sanatlarla ilişkisini ve bu sanatın Kur'ân-ı Kerîm, hadisler ve Arap edebiyatı literatüründe kullanımına dair örnekleri içermektedir. Belâgat ilminin geçirdiği evreler ve oluşan farklı ekollerden dolayı bazı sanatların isimlendirilmesi ve ele alınış şekillerinde farklılıklar mevcuttur. Bir dönemde “îhâm” adını alan bir sanat bazen farklı ekole sahip bir belâgatçı tarafından “tevriye” veya “mugâlata” adıyla işlenebilmektedir. el-Üslûbu’l-hakîm sanatı da farklı dönem ve ekollere göre farklı isimlendirmelere tabi tutulmuştur. Bu isimlendirmelerden bazısı tanım ve tasnife etki etmezken bazı isimlendirmeler ise el-üslûbu’l-hakîm sanatını doğrudan başka bir sanatın alanına sokmaktadır. Çalışmamızda benzer metot ve gayeye sahip olan el-kavlu bi’l-mûceb ve tevriye sanatlarının konumuzun esasını teşkil eden el-üslûbu’l-hakîm sanatı ile olan ilişkisine; ayrıştığı ve ortak olduğu noktalara değinilmiştir. Bu noktada başta üslûb ve hakîm kelimelerinin semantik açıdan tahlili yapılmış, ardından bu iki kelimeden müteşekkil el-üslûbu’l-hakîm terkibi lugavî ve ıstılâhî olarak açıklanarak aralarındaki irtibata değinilmiştir. Kur'ân-ı Kerîm’de yer alan el-üslûbu’l-hakîm sanatına dair örneklerin seçiminde detaylı tefsir araştırması gerektirmeyen ve belâgatçıların üzerinde ittifak ettiği ayetler tercih edilmiştir. Yine hadis rivayetlerinde de detaylı hadis tahrîc bilgisi gerektirmeyen rivayetlere öncelik verilmiştir.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
6. Batı Afrika Arap Şiirlerinde Kullanılan İktibâs ve Telmih Sanatlarını Dinî Metinlerarasılık Bağlamında Okumak
- Author
-
Mohamadou Aboubacar Maiga
- Subjects
literature ,poetry ,adaptation ,allusion ,i̇ntertextuality ,west africa ,edebiyat ,şiir ,i̇ktibâs ,telmih ,metinlerarasılık ,batı afrika ,Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
Kur'ân-ı Kerîm, metninin eşsiz üslubu, üstünlüğü ve sağlamlığı bakımından emsalsiz bir mertebeye ulaşmış sanatsal bir nesir olduğu bilinmektedir. Bu tarif aynı şekilde belagatin ve güzelliğin doruğuna ulaşan hadis metinleri için de yapılabilir. Âlimler asırlar boyunca çeşitli eser ve araştırmalarında Kur'ân ve Hadis metinlerine yer vermeye itina göstermişlerdir. Buna İtina gösterenler arasında şâirler de vardır. Onlar her iki metinden de esinlenerek kasidelerinde ve edebi ürünlerinde iktibas, telmih, tazmin vb. sanatlar yoluyla kendi üsluplarını kullanmaya çalışmışlardır. Bundan hareketle, araştırmamız Afrika Arap şiirinde dinî metinlerarasılık olgusunu -çalışmanın Batı Afrika bölgesi ile sınırlı olması koşuluyla- incelemeyi ve yerlerini açıklamayı amaçlamaktadır. Afrikalı şâirlerin Kur’ân ve hadis metinlerinin üslubu, dil yapısı ve yöntemlerinden ne ölçüde etkilendiğini öğrenmenin yanı sıra, edebi referansları arasında benimsenen ilişkiyi araştırmak hedeflenmiştir. Bu çalışmayı önemli kılan şey, modern eleştirel teorilerden (metinlerarasılık) birçok araştırmacının bilmediği Batı Afrika Arap şiirine uygulanmaya çalışmasıdır. Bu araştırma, Arap şiir sanatının Batı Afrika'daki köklerini, eski Arap mirasıyla metinlerarasılık yoluyla ve çağdaş teoriler için bilimsel bir materyal olarak kullanımının geçerliliğini kanıtlayacaktır. Araştırma sırasında Afrikalı şâirlerin şiirlerinde çeşitli dinî metinlerarasılık kullanıldığı tespit edilmiştir. Şâirler şiirlerinde belirli bir şekle bağlı kalmamış, aksine şiirlerinin her safhasında farklı yöntemler kullanmışlardır. Bu, onların Arap edebiyatı ve şâirleriyle ilgili kültürlerini ve bilgilerini ortaya koymuş ve onların Kur’ân ve Sünnete bağlılıklarının boyutunu göstermiştir. Aynı şekilde tarihsel olaylara ve dini boyutu olan dini kişilere çokça atıfta bulunarak, şiirlerinde yaratıcılık ortaya koymuşlardır. Bu nedenle de onlar, hem okuyucu hem de dinleyicinin etkilendiği en güzel sanatsal tabloları resmedebilmişlerdir.
- Published
- 2022
7. Arap Belâgatında İktibas Sanatı
- Author
-
İbrahim Kara
- Subjects
arapça ,edebiyat ,belâgat ,i̇ktibas ,bedî‘ ,Social Sciences - Abstract
İktibas, Arap belâgatının bedî‘ ilminde ele alınan bir sanattır. Genel olarak iktibas denilince nazımda veya nesirde ayet ve hadîslerden yapılan alıntı akla gelmektedir. İslamiyet’in gelmesiyle birlikte Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîfler Arap toplumunda birçok alanda olduğu gibi edebiyatta da değişimlere sebep olmuştur. İslamiyet’in getirdiği değerlerden etkilenen edebiyatçılar şiirlerinde veya düzyazılarında duygu ve düşüncelerini aktarırlarken eserlerini lafız ve mana yönünden güçlendirmek için ayet ve hadîslerden alıntılar yapmışlardır. Elinizdeki bu çalışma, iktibas sanatının Arap belagatindeki konumunu etimolojik ve tarihsel süreç de göz önünde bulundurularak incelemek amacıyla yapılmaktadır. Böylece Arap belâgatına ilgi duyanlar iktibas sanatını örnekleriyle birlikte daha yakından görüp öğrenebileceklerdir.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. تصوير الطبيعة في الشعر العربي من الغرب الإفريقي (الليل أنموذجا).
- Author
-
MAIGA, Mohamadou Aboubacar
- Subjects
CLIMATE change ,CAMELS ,POETS ,POETRY (Literary form) ,DESERTS ,IMAGINATION - Abstract
Copyright of Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (CUIFD) is the property of Cukurova Universitesi Ilahiyat Fakültesi Dergisi (CUIFD) and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
9. مقاربة ميكرو سردية للقفلة في القصة القصيرة جدا لدى زكريا تامر.
- Author
-
أسعد اللايق
- Abstract
Copyright of Kalemname is the property of Kalemname and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
10. Toplumsal Gerçekliği Anlamada Kurgu Metinlerin Güvenirliği
- Author
-
Rızkan Tok
- Subjects
sociology ,literature ,fiction ,novel ,reality ,perspectivism ,relativism. ,sosyoloji ,edebiyat ,kurgu ,roman ,gerçeklik ,perspektifçilik ,görecilik. ,Doctrinal Theology ,BT10-1480 - Abstract
Edebî eserlerin çağlar boyunca insanların hayatındaki merkezî önemini koruduğunu öne sürmek mümkündür. Mahiyetlerinin kurgudan ibaret olması nedeniyle bu eserlerde öznelliğin belirleyici unsur olduğu düşünülmüştür. Bu düşünceden hareketle, kurgu metinler vasıtasıyla nesnel ya da bilimsel çıkarımlara ulaşmanın zor olduğu fikri ön plana çıkartılmak suretiyle söz konusu metinlerin toplumsal gerçekliği yansıtmada güvenirlik açısından problemler taşıyabileceğine vurguda bulunulmuştur. Bu fikir bağlamında, kurgu metinlerin öznel duygulara ve hayal ürünü imgelere fazlasıyla yer vermesinden dolayı bilimlerin rasyonel epistemolojisine dâhil edilebilmelerinin mümkün olmadığı savunulmuştur. Çalışmada, bu fikrin dayanak noktasını oluşturan kurgu-gerçeklik ayrımının temelleri tartışmaya açılarak bu ayrımın, keskin bir şekilde yapılmasının sorunlu taraflarına işaret edilmiştir. Bu minvalde edebî bir tür olarak roman, kurgu metinlere örneklik teşkil etmesi açısından hareket noktası olarak belirlenmiştir. Böylece romandan hareketle, kurgu metinler vasıtasıyla toplumsal gerçekliğe ulaşmanın imkanları perspektifçilik ve görecilik kavramlarına referansta bulunarak araştırılmaya çalışılmıştır.
- Published
- 2021
11. Trabzonlu Mehmed Ma‘rûf ve ‘Şerh-i Kasîdetu't-Tâ’iyye’ Adlı Eseri
- Author
-
Hassan Abdallah Alzyout
- Subjects
muḥammad ma‘rūf ,ibn al-sharīf ,al-‘ārifī ,the translation of al-rashaḥāt ,ibn al-fāriḍ ,literature ,al-tā’iyyah’s sharh ,edebiyat ,mehmet marûf ,ârifî ,reşehât tercümesi ,i̇bn-i fâriz ,tâiyye şerhi ,i̇bnu'ş-şerîf ,General Works ,Islam ,BP1-253 ,Philosophy (General) ,B1-5802 - Abstract
Klasik Türk edebiyatı ile Arap edebiyatı arasında eski ve köklü alakalar mevcuttur. Bunu gösteren hususlardan biri, pek çok Arapça kasîdenin Türkçe şerhlere kaynaklık etmesidir. Ka‘b b. Zuheyr'in Bânet Su‘âd kasîdesi, İbnu'n-Nahvî'nin Munferice'si, Bûsîrî'nin Burde'si ile İbnu'l-Fâriz'in Hamriyye, Râ’iyye ve Tâ’iyye kasideleri Türkçe olarak şerh edilen metinlerden birkaç tanesidir. Dinî Arap edebiyatının en önemli temsilcilerinden olan İbnu'l-Fâriz'in Türk edebiyatında şerh geleneğine kaynaklık eden kasidelerinden biri, “Tâ” kafiyesiyle yazıldığı için kaside-i Tâʼiyye diye bilinen kasidesidir. İbnu'l-Fâriz'in manevi miracını, ruhani seyrini tasvir eden ve et-Tâ’iyyetu'l-Kubrâ veya Nazmu's-sulûk olarak da bilinen bu kasidenin Türkçe olarak ilk şerhi XVI. yüzyılda yaşamış olan Trabzonlu Mehmed Ma‘rûf'un Şerh-i Kasîdetu't-Tâ’iyye adlı eseridir. Başlıca iki bölümden müteşekkil olan bu makalenin ilk bölümünde Trabzonlu Mehmed Ma‘rûf'un hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiş, ikinci bölümde ise bahsi geçen şerh metot, muhteva ve kaynaklar bakımından incelenmiştir.
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
12. التاريخ والرواية الجديدة: رواية "زمن الخيول البيضاء" لإبراهيم نصر الله نموذجا
- Author
-
ALYASI ESSA, Zainab
- Abstract
One of the most important means of preserving the collective memory is the historical documentation of events, conflicts, facts, crises, and other issues related to the past. Since history and the events of which it consists is generally documented by those who possess the initiative, power, opportunity, and presence on the ground, a novel benefits from history being embedded in its literary project. Writers and literati have taken advantage of historical material in so far as it describes a variety of events, situations, and facts, all of which contribute to building a novel's artistic dimension. The novel is a type of literature that possesses technical and aesthetic components that can be expandable, temporal, and phased, without affecting the structure through dislocation and sagging. Many writers have adopted historical material in composing their artistic work, and there are precise reasons why it can drive the creative path of the novelist. Ibrahim Nasrallah's "Time of White Horses" is the novel of fictional historical memory par excellence. From its first pages, a number of witnesses who have been uprooted from their homeland and lived in exile give vivid testimony of the details of their lives in Palestine. With a mastery of narration, Nasrallah succeeds in using history to preserve the collective memory and identity of the Palestinian Arab man. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
13. أثر اللجوء في الأدب العربي المعاصر المأساة السورية أنموذجاً
- Author
-
Mohammad, Majed Haj
- Subjects
- *
RIGHT of asylum , *SYRIAN refugees , *ARABIC language , *POETRY (Literary form) , *ARABIC literature , *ISLAMIC civilization ,ISLAMIC countries - Abstract
Literature is a mirror of verity and the facts. The fact and the verity are reflected in literature in a sheer and explicit manner. Author is the product of the society and environment in which he lives. Author is the person who observes, depicts, analyzes and seeks solutions to the revolutions, wars, crises and problems faced by the society in which he located in. In this context, our study refers to the tragedies of asylum and immigration, which are now faced by many Islamic Arab countries, especially Syria. At this point, the impact of asylum and migration on refugees and their asylum countries; the causes of asylum and migration, arduousnesses faced by refugees and their needs will be discussed. In this study, the impact of contemporary Arabic literature on portraying and transferring the tragedies of Syrian refugees to both international readers and Arab readers is discussed within the framework of different examples of Syrian literature (novel, story, poetry). Afterwards, the views of critics about the Syrian literature, which is impasted with these griefs, will be examined and their effects on this literature will be revealed and will shed light on the new types of literature. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
14. Suriye göç edebiyatında ağıt
- Author
-
Alioğlu, Ahmed, Kaçar, Halil İbrahim, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, and Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı
- Subjects
iltica ,Syria ,literature ,ağıt ,Göç ,elegiac poetry ,Suriye migration ,asylum ,edebiyat - Abstract
Göç edebiyatı, Suriye ve Lübnan’dan Amerika'ya birçok şairin göçünden sonra oluşmaya başlamış ve Arap şiirinde modern bir şiir fenomeni olarak kabul edilmiştir. Kötü sosyal koşulların neden olduğu bu göç, şairlerin daha önce bilmedikleri yeni bir Arap şiiri türünün yayılmasının başlangıcını oluşturur. Bu akımın öncüleri Kuzey Amerika'da er_Rabıta el_Kalamiyye (kalem Birliği) ve Güney Amerika'da el_Usbe el_Endelusiyye'yi (Endülüs Grubu) kurmuşlardır. O dönemin en önemli şairleri arasında Cübran Halil Cübran, Îliyyâ Ebû Mâdî, Mihâil Nuayme, Nesîb Arîda, İlyâs Ferhât, Şefîk Ma‘lûf ve diğerleri sayılabilir. Bize duygularını aktararak, yeni memleketlerindeki hayat tarzını, ana vatanlarına özlemlerini dile getirdikleri harika edebi eserler bıraktılar. Bu yüzyılın ilk çeyreğinde(2011'den sonra) , yeni bir şiir akımı oluştu ve özellikleri şekillendi. Suriye'deki savaş sırasında birçok Suriyeli yazar ve şairin aileleriyle birlikte birçok komşu ülkeye göç etmesiyle iltica ve göç edilen ülkelerde göç edebiyatı gelişmeye başlamış, buna parallel olarak da telif ve yayıncılık hareketi ortaya çıkmıştır. Bu edebi ürünlenden en büyük pay Türkiye'ye düşmüştür. Suriye göç literatürünün dünyaya yayılmasına katkıda bulunmak için Türkiye'de birçok yeni yayınevi açılmıştır. Bu araştırmanın amacı gurbet memleketlerde ağıt konusunda kaleme alınan şiir örneklerini derlemek ve bu olguyu (göç literatürü) başlangıç, gelişme, sosyal çevre, tarihsel boyut ve siyasi çerçeve açısından, genel anlamda göç literatürü içerisinde ve özel anlamda ağıt konusu etrafında tahlil etmektir. Özellikle şairlerin vatan özlemlerini ağıt şiirleriyle ölümsüzleştirdikleri göç edebiyatını, ortaya çıkış tarihi ve gelişimini tanıtarak teze giriş yapılacak, ardından anne, baba, eş, çocuk ve şehir ağıtlarını da içeren ağıtın amaclarından bahsedilecektir. Bu türde kaleme alınmış yedi kaside edebi açıdan incelenecektir Emigration literature began to form after the emigration of many poets from Syria and Lebanon to both South and North America and has been accepted as a modern poetic phenomenon in Arabic poetry. This emigration, caused by bad social conditions, is the beginning of inventing a new type of Arabic poetry that the poets did not know before. the pioneers of this movement established associations that linked them to each other in the countries of emigration, where er_Rabıta al_Kalamiye (Pen Union) in North America and el_Usbe el_Endelusiyye (Andalusian Group) in South America were the fruit of this union.Among the most important poets of that period Gubran Khalil Gubran, Eilya Abu Madi, Mikail Naima, Nesib Arida, Elyas Farhat, Shafik Ma'louf, and others , Who left us wonderful literary works in which they expressed their longing for their homeland and the way of life in their new countries, by conveying their feelings and emotions in their poems and literary works so that the reader can get emotionally involved and share their feelings through these literary works.In the second decade of this century(after 2011), a new poetic phenomenon occurred and its features were formed during the war in Syria, where many Syrian writers and poets emigrated to many neighboring countries with their families, and the emigration literature began to develop in countries of asylum and immigration, so the movement of writing, translation and publishing flourished, and Turkey had the largest share of this literary production, where many new publishing houses were opened to contribute to the dissemination of the Syrian emigration literature in Turkey and from there to the whole world.The aim of this research is to study examples of elegiac poetry in different regions of countries of asylum and to analyze this phenomenon (immigration literature) in terms of its origin, development, social environment, historical dimension and political framework, within migration literature in general, and on the subject of elegiac poetry in particular. The thesis will be presented in particular by defining the emigration literature and the history of its origin and development, then moving on to topics of elegiac poetry that include father, mother, father, children, brother, friend, symbols, and homeland. Seven poems of elegiac poetry will be discussed in this research from an intellectual and artistic point of view.
- Published
- 2023
15. Zaza Edebiyatında Tirêj Dergisinin Yeri
- Author
-
Murat Varol
- Subjects
tirêj ,zazaki ,magazines ,literature ,culture ,zazaca ,dergi ,edebiyat ,kültür ,Philosophy. Psychology. Religion ,Practical Theology ,BV1-5099 ,Doctrinal Theology ,BT10-1480 - Abstract
1899 yılında Ahmed-i Xasi’nin Diyarbakır’da ve 1933 yılında Osman Efendi’nin Şam’da basılan Zazaca mevlitlerinden sonra, 1960’lı yıllara kadar herhangi bir Zazaca metne rastlanılmamaktadır. 1963 yılında Roja Newe gazetesinde yayımlanan iki Zazaca metinden sonra, bazı gazete ve dergilerde dönem dönem Zazaca yazılar yayımlanmıştır. Bu dönemlerde hem sayfa sayısı hem de içerik bakımından, Zazaca en fazla Tirêj isimli dergide kendisine yer bulmuştur. Tirêj dergisi 1979 ile 1981 yılları arasında dört sayısı çıkan bir kültür ve edebiyat dergisidir. Dergide; şiir, hikâye, masal, bilmece, atasözü, dilbilgisi gibi yazınsal türlerde Zazaca metinler yayımlanmıştır. Bu çalışmada, Tirêj dergisinde yayımlanan Zazaca metinler incelenecek ve bunlara dair bazı veriler ortaya konulacaktır.
- Published
- 2015
16. EŞ-ŞERÎF ER-RADÎ, HAYATI VE ŞİİRİNE ETKİSİ.
- Author
-
Oğuz, Orhan and Aly, Emad Abdelbaky
- Subjects
- *
HUMAN life cycle , *PERSONALITY , *EDUCATION , *LITERATURE - Abstract
The human life flows in its natural environment from birth to death. This environment has an effect consisting of personality. At the same time family and their social surroundings are effective. Teachers have an important influence an education. Human's feeling, vision and literature consist with this influence. If we want to recognize a person with all aspects, we need to know his life. The literary men, poets and writers aren't for away this influence. They write the books and poets under this influence. Şerîf Radî, he was born in Baghdad and lived there and he died in Baghdad again. He received a good education from a young age. Her father Ebu Ahmed el- Huseyn b. Musâ and her mother Ümmü Ahmed Fatıma b. el-Huseyn have an impact on the first training. When ġerîf Radî was ten years old memorized the Holy Quran. When he was ten years old began to sing poems again. ġerif Radi is accepted as a big poet in Abbasied period. He is also representative of poem "Uzri". At the same time he has an important position in society. ġerif Radi's life, lineage, upbringing and his social position have great effect an consisting of his literary culture. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
17. Zewaca Ensest di Ola Mecûsî de Bi Rêya Avesta û Rîvayetên Dîrokî -Lêkolînek Analîtîk û Rexnegerî
- Author
-
İSMAİL, Farsat Marie
- Subjects
Ensest ,Zerdüştlük Avesta ,Aile ,Avesta ,Zerduşti ,Incest ,Zoroastrianism ,Literature ,زواج تامحارم ,المجوسية ,الآفستا ,الأسرة ,Edebiyat - Abstract
Bu araştırma, İran ve kenar mahallelerinde yaygın olan ensest evlilik sistemiyle ilgilidir. İran, birçok imparatorluk döneminde İslam'ın gelişine kadar birkaç yüzyıl boyunca Mecusi dinine inanmıştı. Ahamenişlerle başlayan - Hakmansheen (MÖ 529 - MÖ 331) ve Büyük İskender imparatorluğu ve selefleri, Seleukoslar ve Perth devleti - mezheplerin Aşkan kralları (MÖ 247 - MS 226) egemenliğine ve Sasani Persler’e (MS 226 - 651) kadar durum böyle idi. Araştırma, Zerdüşt kutsal kitabı (Avesta) metinlerine ve MS dokuzuncu yüzyılda / H. üçüncü yüzyılda yazılmış olan Dinkard, Al-Bandahshan ve diğerleri gibi geç Pehlevi metinlerine dayanmaktadır. Dönemi yaşayan Yunan tarihçilerinin tanıklıklarının yanı sıra Hıristiyan bilgin ve tarihçilerin ve hem Sünni hem de Şii Müslümanların anlatılarına ek olarak. Çağdaş İranlı tarihçilerin anlatılarını da unutamayız. Hintli Parsis'in çağdaş Magileri ve İranlı Zerdüştler bu tür bir evliliği nasıl inkar ediyorlar ve metinlerini Müslümanlardan korktukları için yorumlamaya çalışıyorlar; çünkü onlar, yani Müslümanlar ve Hıristiyanlar yasaklanmış ve normal insanla çelişen bu tür bir evliliği inkar ediyorlar., Ev lêkolîn di derbareyê sîstema zewaca ensestî ye ku berê çend sedsalan di serdemên gelek împaratoriyên ku li Îranê û derdora wê hukum dikirin de belav bûye de ye. Di dema berî Îslamîyetê û heta piştî wê bi çend sedsalan Îranê ola mecûsîtîyê di heband. Desthilatdariya Farisên Sasaniyan (226 - 651 PZ) ji Axamenîsan – Hakamansiyan (529 B.Z. - 331 B.Z.) dest pê dike û ji împaratoriya Îskenderê Makedonî û pêşiyên wî, Selûkîyan û dewleta Perthan – padîşahên Aşkan ên mezheban (247 B.Z. – 226 P.Z.) derbas dibe û bi dawî dibe. Lêkolîn li ser nivîsarên pirtûka pîroz a Zerdeştiyan (Avesta) û li ser nivîsarên paşerojê yên Pehlewî yên ku di sedsala 9'an a zayînî / sêyem hicrî de hatine nivîsandin, wek pirtûka: Dinkard, El-Bendehşan û hwd. Ji bilî şahidiyên dîroknasên Yewnanî yên ku di serdemê de jiyaye, û her weha rîwayetên zanyar û dîroknasên xiristiyan û misilmanên sunnî û şîe. Her weha em nikarin serpêhatiyên dîroknasên îranî yên hevdem ji bîr bikin ku çawa Magiyên hevdem ên parsiyên Hindistanê û Zerdeştiyên Îranî vê cureyê zewacê înkar dikin, û ji tirsa misilmanan hewl didin nivîsarên wê tewîl bikin, ji ber ku misilman û xiristiyan vê cureya zewacê heram dibînin û vê yekê înkar dikin bi hucceta ku ev cure zewac, li dijî xwezaya normal ya mirovî ye., This research concerns the incestuous marriage, which was prevalent in Iran and its outskirts, which were loyal to the Magian religion and to the advent of Islam for several centuries, during the eras of the many empires that ruled those countries, starting with the Achaemenids - the Hammansians (529 BC - 331 BC) and passing through the empire of Alexander) the Macedonian and his Seleucid ancestors and the Perthian-Ashkan state, kings of the Taifas (247 BC - 226 AD) and finally the rule of the Sassanid Persians (226 - 651 AD).The research is based on the texts of the Zoroastrian holy book (Avesta) and on the late Pahlavi texts that were written in the ninth century AD / the third AH, such as the book: Dinkard, Al-Bandahshan and others, in addition to the testimonies of Greek historians who lived through the era, as well as the accounts of Christian scholars and historians, and Muslims with both their Sunni parts. And Shiites alike.Nor can one forget the accounts of contemporary Iranian historians, and how the contemporary Magi of the Indian Parsis and Iranian Zoroastrians deny this type of marriage, and they try to interpret its texts for fear of Muslims, because Muslims and Christians with them forbid and deny this type of marriage, which contradicts normal human nature., هذا البحث يخص نظام زواج المحارم الذي كان سائداً في في ايران وأطرافها التي كانت تدين بالديانة المجوسية والى مجىء الاسلام بعدة قرون، أثناء حقب الامبراطوريات العديدة التي حكمت تلك البلاد، بدءاً من الاخمينيين- الهخامنشيين )529ق.م – 331ق.م( ومرورا بامبراطورية الاسكندر المقدوني وأسلافه السلوقيين والدولة البرثية – الأشكانية ملوك الطوائف (247ق.م – 226م) وانتهاءً بحكم الفرس الساسانيين (226 – 651م). يعتمد البحث على نصوص الكتاب الزرادشتي المقدس ( الآفستا) وعلى النصوص البهلوية المتأخرة التي أُلفت في القرن التاسع الميلادي/ الثالث الهجري، ككتاب: دينكَرد، والبندهشن وغيرها، بالاضافة الى شهادات المؤرخين اليونان الذين عاصروا الحقبة، فضلاً عن روايات العلماء والمؤرخين النصارى، والمسلمين بشقيهم السني والشيعي على حدٍ سواء. كما لا يمكن نسيان روايات المؤرخين الايرانيين المعاصرين، وكيف أن المجوس المعاصرين من البارسيين الهنود والزرادشتيون الايرانيون ينكرون هذا النوع من الزواج، ويحاولون تأويل نصوصه خوفاً من المسلمين لأنهم أي المسلمون ومعهم النصارى يُحّرمون وينكرون هذا النوع من الزواج الذي ينافي الفطرة البشرية السوية.
- Published
- 2022
18. حدیقة الحقیقة وشریعة الطریقة للسنائي الغزنوي؛ رائد الشعر الصوفي الفارسي
- Author
-
ALBAKOUR, Moustafa
- Subjects
Literature ,İslâm Tasavvuf ,İran Sûfî Şiiri ,Senâî el-Ğaznevî ,Hadîkatu’l-hakîka ,İlâhînâme ,Edebiyat - Abstract
İran sûfî geleneği dördüncü hicrî asırdan başlamak üzere içerisinde tasavvufun temel meselelerine önemli eserler ve onun temel yapı taşlarına dair önemli şerhler dair barındırmaktadır. Ancak hicrî beşinci ve altıncı asır İran tasavvufunun en önemli dönemleri olarak kabul edilegelmektedir. Zira bu dönemlerde insanlar arasında ırkçılık, kavmiyetçilik ve hamasetin yerini dini tavır yayılmıştır. Belki de bu iki asırdan yedinci asrın başlarına kadar olan dönemdeki şeyhlerin ve tasavvuf ekollerinin durumlarının incelenmesi tek bir esere hasredilemeyecek kadar fazla bilgi sunacaktır. Zira büyük tasavvufî ekolleşmeler bu dönemde meydana gelmiş، eser veren meşâyihin sayıları yine bu dönemde artmış ve bu eserler içerik olarak da çeşitlenmeye başlamıştır. Neticede bu dönemde tasavvuf sırf bir zühd ve ibadet hareketi olmanın çok ötesine geçmiş ve bir düşünce ve felsefe tavrı kazanmıştır.İran edebiyatında ilk sûfî şâir Senâî el-Ğaznevî’dir. Onun manzûn eser vermedeki dehâsı Hadîkatu’l-hakîka (İlâhînâme) kendisini göstermektedir. Onun bu eserinin hem içerik hem de üslûb özelliklerini kendisinden sonra gelen birçok tarih âlimi, müfessir ve sûfî şâirlerinde görmek mümkündür. Bu onun kendisinden sonra gelenleri etkilediğini göstermektedir. Bu şâilerin en önemlilerinden bazıları ve eserleri şöyledir: en-Nizâmî el-Kuncevî Mahzenu’l-Esrâr, Ferîduddîn el-‘Attâr en-Nîşâbûrî ve mesnevî eseri Mantıku’t-Tayr; Mevlânâ Celâluddîn er-Rûmî ve en meşhûr eseri Mesnevî-i Ma’nevî. Bu makale es-Senâî’nin hayatının merhaleleri ile yaşadığı dönemi ve onun eserlerini tanıtmaya çalışmaktadır. Biraz daha özel olarak el-Hadîkâ adlı eserin ayrıntılarına inip onun etkilerini tespit etmeye çalışmaktadır.
- Published
- 2022
19. El -Meliku'l Emced'in Şiirlerinde Tema
- Author
-
ALHAJJ, Abdulhafedh
- Subjects
Literature ,Edebiyat ,Eyyûbî şairleri ,El -Meliku ,Şiir temaları ,Gazel ,Ağıt - Abstract
Bu çalışma Eyyûbî şairlerinden El-Meliku'l Emced'in şiirlerinde tema konusuna odaklanmıştır. Makalemiz bir girişten ve gazel/aşk, içki, fahr/övünme, hamaset/kahramanlık ve ağıt/mersiye gibi türlerin ele alındığı şiir amaçları bölümünden oluşmaktadır. Girişte, Eyyubiler döneminin önemli şairlerinden olmasına karşın yeteri ilgiye sahip olmayan El -Meliku'l Emced'in dönemin gözde şiir temaları ele alınmaktadır. Çalışmamızda şairin manzum eserlerindeki temadan bahsedilmekte, daha sonra her birini belirli bir sıfat ile vasıflandırdığı şiirsel amaçlarına değinilmektedir. Şair gazellerinde duygu ve hislerini ortaya koymuştur. İçkiye dair şiirlerindeyse onu içenler ve dağıtanları korkmadan açık bir şekilde zikretmiştir. Fahr ve hamaset bölümünde şairin gücü ve azameti ile övündüğü görülmektedir. Ağıtlarda ise şair annesinin ölümünden duyduğu hüznü anlatmaktadır. Mersiyeleri çoğunlukla annesine yazdığı kasidelerden ibarettir. Bu makalede onun şiirsel temalarının kapsamlı bir biçimde incelenmiş ve çeşitli sonuçlar elde edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Eyyûbî şairleri, El -Meliku'l Emced, Şiir temaları, Gazel, Ağıt
- Published
- 2022
20. خطبة النبي عليه الصلاة والسلام في أول جمعة في المدينة المنورة (من خطب الوعظ الديني) قراءة تحليلية
- Author
-
BOUBES, Enas
- Subjects
Literature ,Edebiyat ,Hitabet,Dinî Öğüt,Resulullah,Medîne,Hutbenin Biçimsel ve Semantik Yapısı - Abstract
Bu araştırmada Resulullah’ın (sav) Medîne-i Münevvere’ye geldikten sonra verdiği ilk Cuma hutbesi mercek altına alınacaktır. Araştırmanın amacı, hutbe metninin yapı, anlam, düşünce, üslup ve duygu içeriği bakımından estetik yönlerini açığa çıkarmaktır. Nitekim bu hutbe, sonraki dönemde tüm hatiplerin ve vaizlerin izlediği bir örnek haline gelmiştir.Düşünsel yapı giriş, gelişme ve sonuç şeklindedir. Üslup açık ve doğrudan olup alıcıların zihinlerinde düşünceleri sabitleyen ifade yöntemlerine ağırlık verilmiştir. Hutbenin duygu yoğunluğu, yaratılmışların en hayırlısının dilinden kelimelerin atmosferine işlenmiş olarak hangi zaman ve mekânda olursa olsun her Müslümanın yüreğine intikal edebilir niteliktedir. Araştırma, hutbe metninin yapı ve anlam bakımından ayrıntıyla incelenmesinin ardından ulaşılan sonuçların kaydedilmesiyle sonlandırılmıştır.
- Published
- 2022
21. بيان حقيقة نسب الكرد في مصادر الشيعة والرد عليهم
- Author
-
MURAD, Charif
- Subjects
الكرد، التاريخ، الشيعة، مصادر التاريخ، أصل الكرد ,Literature ,Edebiyat ,Kürt,Tarih,Şiâ,Tarih Kaynakları,Kürtlerin Aslı - Abstract
Bir milletin tarihini çocukları yazmalıdır. Çünkü düşmanlar, nadir şeyler dışında gerçekleri tahrif eder ve yalanlarla çarpıtırlar. Modern ve çağdaş çağın başlangıcından itibaren Kürtler mazlum bir millet olarak Arap ve Acem düşmanlarının eliyle tarihleri tahrif edilmiştir. Araplar ve Arap olmayanların, Perslerin - özellikle Pers Şiilerin - nefreti, Kürtlerle yerlerini gasb etmekle savaştıkları gibi Kürtlerle kültürlerinde de savaşmaya onları sevk etti. Hz. Ömer b. el-Hattâb -Allah ondan razı olsun- Kisrâ’nın tahtına hükmettiği zaman İslamın ilk günlerinden beri bu, saklı bir kindir. O günden bu yana Kisrâ’nın tahtını her türlü araçla geri getirmeye ve genel olarak Sünnilerden, özel olarak da Kürtlerden intikam almaya çalışmaktadırlar. İntikamlarının görünümlerinden biri de kitaplarında Kürtlerin soyu hakkında yaydıkları ve onların, cinlerin çocuklarından oldukları şeklindeki haberdir. Bu sözü de bazı sahabe ve tabiinlere atfetmişler, hatta Resûlullah’a (s.a.v.) nispet etmişlerdir. Çalışma, bu iftiranın ortaya çıkmasına vakıf olma, şerî, ilmî, aklî ve mantıkî deliller ile bunun batıl olduğunu beyan etme bağlamında iftirayı tartışacak ve Şiâ’nın Kürtlere ve şerefli tarihlerine karşı olan kinlerinin boyutunu açıklayacaktır., تاريخ أي أمة ينبغي أن يُكتب بأيدي أبنائها؛ لأن الأعداء لا يتورعون عن تزوير الحقائق، وتشويهها بالأكاذيب إلاّ ما ندر، والكرد كأمة مظلومة منذ بداية العصر الحديث والمعاصر تم تشويه تاريخها بيد أعدائها من العرب والعجم، ولكن حقد العجم من الفرس و-خاصة شيعة الفرس - دفعهم أن يحاربوا الكرد في ثقافتهم كما حاربوهم في سلب أراضيهم، وهو حقد دفين منذ أيام الإسلام الأولى، عندما قضى سيدنا عمر بن الخطاب -رضي الله عنه- على عرش كسرى، فمنذ ذلك اليوم وحتى الآن يسعون إلى إعادة عرش كسرى بكل الوسائل، وينتقمون من أهل السنة عامة، ومن الكرد خاصة، ومن صور انتقامهم ما روجوه في كتبهم عن نسب الأكراد، وأنهم من أولاد الجن ونسبوا هذا الكلام لبعض من الصحابة والتابعين، بل نسبوه إلى النبي صلى الله عليه وسلم. والبحث سيناقش هذه الفِرْيَة من خلال الوقوف على نشأتها، وبيان بطلانها بالأدلة الشرعية والعلمية والعقلية والمنطقية، ويبين مدى حقد الشيعة على الكرد وتاريخهم المشرف.
- Published
- 2022
22. YUSUF B. MUHAMMED EL-EYYÛBİ'NİN SARAYINDA ŞÂİRLER VE SALTANAT HAKKINDAKİ ÖRNEK ŞİİRLER.
- Author
-
EKHTIAR, Ousama and KIRKIZ, Mustafa
- Abstract
Copyright of Journal of Social Sciences Institute / Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi is the property of Bingol University / Rectorate and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
23. Suriye Trajedisi Örneğinde Çağdaş Arap Edebiyatında Göç ve İltica
- Author
-
Majed HAJ MOHAMMAD
- Subjects
السورية ,novel ,tiyatro ,المسرح ,literature ,syrian tragedy ,الأدب ,arap dili ve belagatı ,göç ,migration ,suriye trajedisi ,edebiyat ,şiir ,المأساة ,الرواية ,theater ,اللجوء ,arabic language and rhetoric ,lcsh:B ,الشعر ,roman ,lcsh:Philosophy. Psychology. Religion ,اللغة العربية وآدابها ,poetry - Abstract
Edebiyat gerçekliğin ve toplumsal olayların aynasıdır. Vakıa ve gerçeklik edebiyatta şeffaf ve açık olarak yansımaktadır bu yüzden edebiyatçı yaşadığı toplumun ve çevrenin ürünüdür. Edebiyatçı yaşadığı toplumun karşılaştığı devrimleri, savaşları, krizleri ve sorunları gözlemleyen, tasvir eden, tahlil eden ve bunlara çözüm arayan kimsedir. Kimi edebiyatçılar yaşadıkları sorunlardan bizzat etkilenirler ve bu etkilenme aynı zamanda daha etkili eserler vermesini sağlayabilir. Nitekim dünya edebiyatında bunun birçok örneği de vardır. Bu bağlamda çalışmamız başta Suriye olmak üzere birçok İslam Arap ülkesinin günümüzde karşılaştığı iltica ve göçten kaynaklı trajedilerine değinmektedir. Bu noktada iltica ve göçün mülteciler ve onların iltica ettikleri ülkeler üzerindeki etkisi; iltica ve göçün nedenleri, mültecilerin karşılaştığı zorluklar ve ihtiyaçları irdelenecektir. Bu Çalışmada Çağdaş Arap Edebiyatının Suriyeli mültecilerin trajedilerini uluslararası ve Arap okuyuculara tasvir etme ve aktarma konusundaki etkisi Suriye Edebiyatının farklı örnekleri (roman hikâye, şiir) çerçevesinde ele alınmaktadır. Daha sonra bu acılarla yoğrulan Suriye edebiyatı ile ilgili eleştirmenlerin görüşleri incelenerek üzerindeki etkileri ortaya çıkarılacak ve yeni edebiyat türlerine ışık tutacaktır.
- Published
- 2020
24. The Impact of the Education Curriculum of Bediuzzaman Saeed Nursî on Institutional Teamwork and the Unity of the Nation
- Author
-
SHOUSH, Mahmoud Abdelnabi Mohamed
- Subjects
التربية ,العمل الجماعي ,العمل المؤسسي ,بديع الزمان العمل الجماعيالعمل المؤسسي ,Badiuzzaman Saeed Nursî ,education ,teamwork ,institutional work ,the unity of the nation ,Literature ,Bediüzzaman Said Nursi ,eğitim ,takım çalışması ,kurumsal çalışma ,ulusun birliği ,Linguistics ,Edebiyat ,Dil Bilim - Abstract
يعتبر منهج التربية الأساس الذي تقوم عليه العملية الاتصالية بشكل عام والتربوية بشكل خاص، لاسيما بين الطالب والمعلم، ثم الطالب والجمهور المحيط به والمتفاعل معه تربويًا وتأثيريًا كثمرة عمل جماعي مؤسسي يهدف إلى الوصول إلى أهداف وآمال إصلاحية شاملة، ولا شك أن منهج التربية عند الإمام بديع الزمان سعيد النورسي كان حجر الأساس والثمرة المرجوة لطلابه لبناء فكر واضح متجدد قائم على أسس توحد الأمة وفق عمل جماعي مؤسسي.ويهدف هذا البحث إلى توضيح منهج التربية عند الإمام بديع الزمان سعيد النورسي، وكذلك العمل الجماعي المؤسسي في منهج الإمام، ثم توضيح أثر منهج التربية في ترسيخ العمل الجماعي المؤسسي الذي يوحد الأمة فكريًا، وتوضيح عناصر الخلافات السطحية والتفرقة بين الخلافات والرؤى المنبثقة الناتجة عن الفهم المتعدد لفكر الإمام، ثم الوصول إلى نتيجة توضح أثر منهج التربية عند الإمام بديع الزمان سعيد النورسي في العمل الجماعي المؤسسي ووحدة الأمة فقد "خلص إلى أن وحدة الأمة فريضة شرعية وأصل من أصول الدين"., The education curriculum is the basis on which the communicative process in general and the educational process in particular, especially between the student and the teacher, then the student and the audience surrounding him and interacting with him educationally and influencing as the fruit of an institutional collective work aimed at reaching goals and aspirations for comprehensive reform, and there is no doubt that the curriculum of the Imam is wonderful Time Saeed Nursî was the cornerstone and the desired fruit for his students to build a clear, renewed thought based on the foundations of uniting the nation according to institutional collective action.This research aims to clarify the educational approach of Imam Badiuzzaman Saeed Nursî, as well as the institutional collective work in the Imam’s approach, and then clarify the impact of the education curriculum in consolidating the institutional collective work that unites the nation intellectually, and clarifying the elements of superficial disputes and the distinction between differences and emerging visions resulting from the multiple understanding of the Imam’s thought, and then came to a conclusion clarifying the impact of the educational approach of Imam Badiuzzaman Saeed Nursî on the institutional collective work and the unity of the nation., Eğitim müfredatı, genel olarak iletişim sürecinin ve özel olarak eğitim sürecinin, özellikle öğrenci ve öğretmen arasındaki iletişim sürecinin, daha sonra öğrenci ve çevresindeki izleyiciler arasında ve onunla eğitimsel ve etkili bir şekilde etkileşime girmesinin, kapsamlı reform hedeflerine ve umutlarına ulaşmayı amaçlayan kurumsal kolektif çalışmanın meyvesi olarak temelini oluşturur ve İmam Bediüzzaman Said Nursi'nin eğitim müfredatının, öğrencilerinin ulusu kurumsal kolektif eyleme göre birleştirmenin temellerine dayanan açık ve yenilenmiş bir düşünce inşa etmeleri için temel taşı ve istenen meyve olduğuna şüphe yoktur. Bu araştırma, İmam Bediüzzaman Said Nursi'nin eğitim müfredatını ve İmam'ın müfredatındaki kurumsal ekip çalışmasını açıklığa kavuşturmayı, daha sonra eğitim müfredatının ulusu entelektüel olarak birleştiren kurumsal kolektif çalışmayı pekiştirmedeki etkisini açıklığa kavuşturmayı, yüzeysel farklılıkların unsurlarını açıklığa kavuşturmayı ve İmam Bediüzzaman Said Nursi'nin eğitim müfredatının kurumsal kolektif çalışma ve milletin birliği içindeki etkisini açıklığa kavuşturan bir sonuca ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu meşru bir görev ve dinin bir varlığıdır."
- Published
- 2022
25. ألف ليلة وليلة في الأدب الأوروبي
- Author
-
ALŞİBLİ, İbrahim
- Subjects
Comparative literature,One Thousand and One Nights,European literature,translation ,Karşılaştırmalı edebiyat,Binbir Gece Masalları,Avrupa edebiyatı,tercüme ,Literature ,الأدب المقارن,ألف ليلة وليلة,الأدب الأوروبي,الترجمة ,Edebiyat - Abstract
The Book of One Thousand and One Nights is one of the most popular books in various literatures. His characters, events, and miraculous transformations that the heroes of the tales faced contributed to giving him an aesthetic character that responds to the people’s need for imagination, and Galan’s translation of The Thousand and One Nights contributed to his introduction to the various European literatures, which invested his worlds, characters and themes in a variety of literary genres. The research highlights the presence of the Thousand and One Nights in poetry, story and theater in literature, English, German, Italian and Russian. ? This research aims to identify the forms of the presence of the Thousand and One Nights in European literature by tracing the path of his inspiration in literary models from European literature, taking from the principles of the American School of Comparative Literature as an approach in analyzing the forms of inspiration of the worlds of the Thousand and One Nights in European literature, يُعدُّ كتاب ألف ليلة وليلة من أكثر الكتب انتشاراً في الآداب المختلفة؛ إذ أسهمت شخصياته، وأحداثه، والتحولات العجائبية التي واجهها أبطال الحكايات في منحه طابعاً جمالياً يستجيب لحاجة الشعوب إلى الخيال، وقد أسهمت ترجمة غالان لألف ليلة وليلة في إدخاله إلى الآداب الأوروبية المختلفة، التي استثمرت عوالمه وشخصياته وثيماته في أجناس أدبية متنوعة، وقد تناول البحث إرهاصات حضور ألف ليلة وليلة في الشعر والقصة والمسرح في الأدب والإنجليزي، والألماني، والإيطالي، والروسي. يهدف هذا البحث إلى الوقوف على أشكال حضور الف ليلة وليلة في الأدب الأوروبي عبر تتبع مسار استلهامه في نماذج أدبية من الأدب الأوروبي، متخذاً من مبادئ المدرسة الأمريكية في الأدب المقارن منهجاً في تحليل أشكال استلهام عوالم ألف ليلة وليلة في الأدب الأوروبي. , Binbir Gece Masalları Kitabı, çeşitli edebiyatların en popüler kitaplarından biridir. Kahramanları, olayları ve masal kahramanlarının karşılaştığı mucizevi dönüşümler, ona halkın hayal gücüne cevap veren estetik bir karakter kazandırmasına katkıda bulundu ve Galan'ın Binbir Gece Masalları çevirisi, çeşitli Avrupa edebiyatlarına tanıtımına katkıda bulundu, dünyalarını, karakterlerini ve temalarını çeşitli edebi türlere yatıran araştırma, şiir, hikaye ve tiyatroda Binbir Gece Masalları'nın İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Rusça edebiyattaki varlığını vurgulamaktadır. ?Bu araştırma, bir yaklaşım olarak Amerikan Karşılaştırmalı Edebiyat Okulu ilkelerinden yola çıkarak, Avrupa edebiyatından edebi modellerdeki ilham yolunu izleyerek Binbir Gece Masalları'nın Avrupa edebiyatındaki varlık biçimlerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Avrupa edebiyatında Binbir Gece Masalları dünyalarının esin biçimleri..
- Published
- 2022
26. الش ّ عر الدائر حول مسألة خلق القرآن الكريم
- Author
-
ONUR, Ahmet
- Subjects
Literature ,Muʽtezile,Allah Kelâmı,Halku’l-Kur’ân,Baskı,Şiir ,Muʽtazila,The word of God,The Creation of the Qur’an,Ordeal,Poetry ,Edebiyat ,لمعتزلة، كالم الله، خلق القرآن، م ْحنة، شعر - Abstract
By our reference to the question of the creation of the Qur’an, we mean that verbal term that expresses the debate over whether, in fact, the Qur’an was created or not. This debate arose, especially among the Muʽtazila theological sect, which emerged at the beginning of the second century AH. The question arose in the space approximately under the influence of reason and its dominance, and the impulse of influence from philosophy and theology, the principles of the Muʽtazila led to many serious violations in the Islamic faith. One of the prominent issues in the thought of this sect was the issue of the creation of the Qur’an, wherein they argue that the Holy Qur’an was created the same as other creatures. Analyzing from this thought, they deny that the Qur’an is the word of God that He spoke. This issue intensified and many scholars were persecuted in the era of al-Ma’mun, al-Muʽtasim and al-Wathiq, with the support of the Muʽtazilite judge Ahmed bin Abi Duad. Past and present studies have dealt with the issue of the creation of the Qur’an, but they have not addressed the poetry accompanying it. Accordingly, this paper has tried to trace the origins of this poetry. We have considered the corresponding poetry and the poetry contrary to it. The most prominent poets in the first group were Al-Saheb bin Abbad and Al-Hussein bin Abdul Salam; As for the second group, we stopped at Ali bin al-Jahm, who praised al-Mu’tasim and al-Wathiq with only a few of his poems and ended with poems that had nothing to do with the creation of the Qur’an. Until Al-Mutawakkil assumed the caliphate, he anticipated a victory for the Sunnis. For this reason, he praised the caliph for his role in addressing this issue. Finally, we research the poems of al-Buhturi and those of some religious groups and other poetry that relates to this subject., ملخص َل الذي دار حول ما إذا كان القرآن ِ َ ر عن الجد ُعبّ ُ َ قص ّ د بمسألة خلق القرآن ذاك المصطلح الكالمي الذي ي ي ّاني ِ ْرقة المعتزلة الكالميّة التي ظهرت في بداية القرن الث ً ّ ا أم ال. وقد برز هذا الجدل بخاصة مع ف مخلوق ّر بالفلسفة وعلم الكالم، وقد أدّت أصولهم إلى ّأث ٍ من الت ًا بتأثير من تحكيم العقل وتقديمه وبدفع ّ الهجري تقريب مخالفات كثيرة وخطيرة في العقيدة اإلسالميّة، وكانت مسألة خلق القرآن من المسائل البارزة في فكر هذه ِ الف ْر ّ قة، حيث يذهبون إلى أن ْ القرآن الكريم مخلوق كغيره من المخلوقات، وينفون أن يكون كالم الله الذي ُحن فيها العلماء في عهد المأمون والمعتصم والواثق بدفع من ّم به. وقد اشتدّ أمر هذه المسألة حتى امت تكل ّ القاضي المعتزلي أحمد بن أبي دُ َؤاد. ّ ّ ها لم تتناول الشعر المرافق لها، فحاول هذا ًا مسألة خلق القرآن، ولكن وقد تناولت الدّ ً راسات قديما وحديث البحث تتبّ ّ ع هذا الش ّ عر، فوقفنا عند الش ّ عر الموافق والش ّ عر المخالف لها، وكان أبرز الش ّ عراء في القسم األول َّ الص َ احب بن عبّ ّ اد والحسين بن عبد السالم ّ ؛ أم ّ ا في القسم الثاني فقد وقفنا عند علي َ بن الجهم الذي لم يمدح ّ ّ ى المتوكل الخالفة رأى فيه المعتصم والواثق إال قلي ًل وبأشعار ال عالقة لها بخلق القرآن، حتى إذا تول ّصدّ ّ ي لهذه المسألة، كما تناولنا هنا أشعار البحتري وبعض ً نصر ّ ا ألهل السنة فانطلق يمدحه لدوره في الت ّصل بهذا الموضوع. المنظومات الدّينيّة وغيرها من األشعار التي تت, Halku’l-Kur’ân Meselesi ile, Kur’an’ın yaratılmış olup olmadığı konusundaki tartışmaları ifade eden kelâm terimini kastedilmektedir. Bu tartışma, bilhassa Hicri 2. asrın başlarında ortaya çıkan Muʽtezile mezhebiyle, yaklaşık olarak aklın tahkim ve takdiminin etkisinde, felsefe ve kelamdan etkilenme dürtüsü ile ortaya çıkmıştır. Muʽtezile görüşleri, İslam inancında birçok ciddi tahribata yol açmış ve bu mezhebin düşüncesinde öne çıkanlar Kur’ân’ın yaratılmışlığı konusu ile O’nun konuştuğunun Allah kelâmı olduğunu inkâr edenlerle ilgili meselelerdir. Bu mesele, Muʽtezile’den olan kâdî Ahmed b. Ebî Du’âd’ın desteğiyle el-Me’mun, el-Muʽtasım ve el-Vâsık devrinde âlimler imtihan edilinceye kadar yoğunlaştı. Geçmişte ve günümüzde yapılan çalışmalarda, Kur’an’ın yaratılmışlığı konusu araştırılmış fakat Kur’ân’ın yaratılmışlığı ile ilgili konuları ele alan şiirler incelenmemiştir. Dolayısıyla bu çalışma bu şiirlerin izini sürmeye çalışmıştır. Kur’ân’ın yaratılmışlığı konusuyla ilgili şiirler ve buna karşı görüş bildiren şiirleri ele alınmıştır. İlk olarak El-Sâhib b. Abbâd ve el-Hüseyin b. Abdusselâm, Kur’ân’ın yaratılmışlığını ele alan şiirlerine yer verilmiştir. Ardından Kur’ân’ın yaratılmışlığına pek değinmeyen ve El-Muʽtasım ile El-Vâsık’ı çok az öven Ali b. el-Cehm ve şiirleri incelenmiştir. Ayrıca el-Buhturî’nin bazı kasideleri ve konuyla ilgili şiirlerine değinilmiştir.
- Published
- 2022
27. Batılı Filozof ve Arap Şairlerde Şiir ve Felsefenin Diyalektik İlişkisi 'Epistemolojik Bir İnceleme'
- Author
-
Abdelkarim AMIN MOHAMED SOLIMAN
- Subjects
Poetry,Philosophy,Relationship,Dialectic,Epistemology ,Şiir,Felsefe,ilişki,Diyalektik,Epistemolo ,Literature ,الشعر,الفلسفة,العلاقة,جدلية,إبستمولوجية ,Edebiyat - Abstract
The dialectic relationship between poetry and philosophy is both an old and modern problem, as it is originally related to the dispute about the type of knowledge that a person needs, is it the knowledge of physical issues, or the external, sensory issues of existence? It is also related to determining the source of human knowledge. Is it the pure mind or the senses? Are we being driven behind logic and arithmetic, or behind imagination and conscience? These questions represented the starting point for the disagreement between philosophers and poets about the nature of the relationship between poetry and philosophy, and this debate began with Plato's expulsion of poets from his republic, where he saw that poets are imitators, and that poetry is a harmful art, which the righteous states must get rid of, as Plato affirmed the oldness of this conflict and transfered to us forms of it. This study deals with the attitude of ancient Greek philosophy (Plato and Aristotle) and modern Western philosophy (Friedrich Nietzsche and Martin Heidegger) towards poetry, as well as the position of Arab poets on the dialectic relationship between poetry and philosophy, and the effect of that on poetry. The study consists of an Introduction and two parts, namely: The first part: the attitude of philosophy towards poetry, and includes two topics: The attitude of ancient Greek philosophy towards poetry, and the attitude of modern Western philosophy towards poetry. The second part: the attitude of the Arabic poetry towards the relationship between poetry and philosophy, and it includes two topics: Poets who reject the existence of a relationship between poetry and philosophy and Poets who support the existence of a relationship between poetry and philosophy., جدليَّةُ العلاقةِ بين الشعر والفلسفة هي إشكاليَّةٌ حديثةٌ قديمةٌ، فهي ترتبط في الأصل بالخلاف حول نوعيِّة المعرفة التي يحتاجها الإنسان، هل هي المعرفة بالقضايا الفيزيقيَّة، أو بقضايا الوجود الظاهريَّة الحسِّيَّة؟ كما ترتبط بتحديد مصدر المعرفة لدى الإنسان. فهل هو العقل المحض أو الحواسُّ؟ وهل ننقاد خلف المنطق والحساب أم خلف الخيال والوجدان؟ وقد مثَّلت هذه التساؤلاتُ مُنطَلَقَ الخِلافِ بين الفلاسفة والشعراء حول طبيعة العلاقة بين الشعر والفلسفة، وقد بدأت هذه الجدليَّةُ مع طرد أفلاطون للشعراء من جمهوريِّته، حيث رأى أنَّ الشعراء مقلِّدون، وأنَّ الشعر فنٌّ ضارٌّ، يجب أن تتخلَّص منه الدول الصالحة، كما أكَّد أفلاطون قِدَمَ هذا الصراعِ عليه، ونقل لنا أشكالا منه. تتناول هذه الدراسةُ موقفَ الفلسفة اليونانيَّة القديمة (أفلاطون وأرسطو) والفلسفة الغربيَّة الحديثة (فرديريش نيتشه ومارتن هيدجر) من الشعر، كما تعرض لموقف الشعراء العرب من جدليَّة العلاقة بين الشعر والفلسفة، وتأثير ذلك على الشعر، وقد جاءت الدراسة في مقدمةٍ ومبحثين، وهما: الأول: موقف الفلسفة من الشعر، ويشمل مطلبين، هما: موقف الفلسفة اليونانيَّة القديمة من الشعر، وموقف الفلسفة الغربية الحديثة من الشعر. والثاني: موقف الشعر العربيِّ من العلاقة بين الشعر والفلسفة، ويشمل مطلبين، هما، الشعراء الرافضون لوجود علاقة بين الشعر والفلسفة، والشعراء المؤيدون لوجود علاقة بين الشعر والفلسفة., Şiir ve felsefe arasındaki ilişkinin diyalektiği hem eski hem de modern bir sorundur. Asıl olarak bu mesele, insanın ihtiyaç duyduğu bilginin çeşidi çerçevesinde ortaya çıkan anlaşmazlıkla ilgilidir. Bu anlaşmazlık, fizikle ilgili konuları bilmekle mi alakalıdır yoksa zahiri duyusal varlık konularıyla mı alakalıdır? Aynı şekilde anlaşmazlık, insan nezdinde bilginin kaynağının belirlenmesi ile de ilgilidir. Bilginin kaynağı sırf akıl mıdır, yoksa duyular mıdır? Mantığı ve rasyonaliteyi mi takip edeceğiz yoksa hayal ve vicdanı mı? Bu ve benzeri sorular, şiir ile felsefe arasındaki ilişkinin tabiatı çerçevesinde, filozoflar ile şairler arasında var olan anlaşmazlığın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Bu diyalektik Eflatun’un şairleri Devlet’inden kovmasıyla başlamıştır. Çünkü o; şairlerin taklitçi, şiirin de zararlı olduğunu düşünmüştür. Ona göre erdemli devletlerin bunlardan kurtulması gerekir. Aynı şekilde Eflatun, bu mücadelenin geçmişe dayandığını vurgulamış ve buna ait örnekler nakletmiştir. Bu çalışma, Antik Yunan felsefesi (Eflatun ve Aristo) ile modern Batı felsefesinin (Friedrich Nietzsche ve Martin Heidegger) şiire karşı tutumunu incelemektedir. Aynı zamanda Arap şairlerinin şiir ile felsefe arasındaki ilişkinin diyalektiği konusundaki duruşlarına ve bunun şiire etkisine de değinmektedir. Çalışma bir mukaddime ve iki bölümden oluşmaktadır: Birinci Bölüm: Felsefenin şiire bakışı. İki alt başlıkta incelenmiştir: Antik Yunan felsefesinin şiire bakışı ve modern Batı felsefesinin şiire bakışı. İkinci Bölüm: Arap şiirinin şiir ile felsefe arasındaki ilişkiye bakışı. İki alt başlıkta incelenmiştir: şiir ile felsefe arasındaki ilişkinin varlığını reddeden şairler ve şiir ile felsefe arasındaki ilişkinin varlığını destekleyen şairler.
- Published
- 2021
28. أسلوبُ الاستفهامِ في ديوانِ وضّاحِ اليمنِ -دراسةٌ أسلوبيّةٌ
- Author
-
HARAMİ, Hanaa
- Subjects
Literature ,Üslup,Soru,Vazzah el Yemen,Anlamlar,Belagat ,Edebiyat - Abstract
ÖZETArap dili bilimleri çok dallı ve çok yönlü bilimlerdir. Bu da Arap dilinin zenginliğini ve genişliğini gösterir. Bu bilimlere örnek olarak, dil bilim, sarf bilimi, nahiv bilimi, anlam bilim, beyan bilimi, aruz bilimi, kafiye bilimi ve benzerlerinden söz edilebilir. Bu bilimlerin birçoğu birbirini desteklemektedir. Çünkü Arap dili bilimleri birbiri ile sıkı bir ilişki içindedir. Dolayısıyla bu bilimlerden her biri bir diğerine götürmektedir. Bu şekilde edebiyat bilimi olarak bilinen bilim oluşmaktadır. Edebiyat biliminin hedefi alıcıya (muhataba) öncelikle sözel ve yazılı kusurlardan arınmış, sonuç olarak da söylenmiş olduğu duruma uygun düşen bir ileti iletmektir. “VAZZAH EL YEMEN DİVANINDA SORU ÜSLUBU - BİR ÜSLUP ARAŞTIRMASI” başlıklı bu araştırmada nahiv biliminin bir dalı olan soru üslubu ele alınarak edebiyat (Vazzah el Yemen Divanı) ile ilişkisi araştırılmaktadır. Böylece Arap dili bilimleri ile olan sıkı bağlantısı ortaya konmaya çalışılmaktadır. Çünkü nahiv bilimi konularının dil konuları ile sıkı bir bağlantısı bulunmaktadır. Bu nedenle bu araştırma soru üslubu ile dilbilim arasında bağlantı kurmak suretiyle bu bağlantıyı açıklamak üzere Vazzah el Yemen Divanı’ndan bu iş için bir uygulama alanı olarak yararlanmaktadır. Başka divanların bırakılarak Vazzah el Yemen Divanı’nın seçilmesinin nedeni şair Vazzah el Yemen’in okuyucuya anlamları ulaştırmak için çoğu şiirinde soru üslubunu kullanması ve divanının hacim olarak çok kapsamlı olmaması nedeniyle soru üslubu konusunda bir üslup araştırması yapmaya elverişli olması, buna ek olarak bu konuda bildiğimiz kadarıyla herhangi bir araştırma yapılmamış olmasıdır. Araştırma nahiv biliminin tanımının verileceği, ardından soru üslubu da dahil olmak üzere üsluplarının da ele alınarak sözcük ve kavram olarak anlamı verilerek başlatılacaktır. Bu üslubun araç ve edatlarından da söz edilerek ulaşmış olduğu ve konumunun özünü aşan en belirgin anlamları verilecektir. Ardından şair Vazzah el Yemen’in hayatı ile ilgili kısa bilgi verilerek divanının en önemli hedeflerinden söz edilecektir. Daha sonra araştırmanın ana konusunu oluşturan alana geçilerek soru üslubunun kullanıldığı beyitler verilerek ulaşmış olduğu anlamlar açıklanacaktır. Böylece söz konusu anlamların kullanıldığı bağlamla bağlantısı kurulacaktır. Son olarak araştırmada elde edilen en belirgin sonuçlara yer verilecektir.
- Published
- 2021
29. الإماء الشواعر لأبي الفرج الأصفهاني قراءة نقدية
- Author
-
ALRASHED, Eyass and ÇAVUŞ, Muhammed Murtaza
- Subjects
Cariye şairler,Ebu’-Ferec el-Asfahani,Eleştirisel Okuma,şiirin gelişmesi,II. Asır şairleri ,الإماء الشواعر، أبو الفرج الأصفهاني، قراءة نقدية، تطور القصيدة، شواعر القرن الثاني ,Literature ,Edebiyat - Abstract
Bu araştırma; metodolojisini, kullandığı terminolojiyi, kitabın telif edildiği dönemin konjonktürünü, edebiyat tarihi açısından değerini ve kadın şairler literatürü etrafında gelişen telif hareketine katkılarını inceleyerek Ebu’l-Ferec el-İsfahânî’nin el-İmâʾü’ş-şevâʿir kitabını eleştirel bir şekilde okumaya çalışmaktadır. Ardından da bu şairlerin şiirlerini teknik açıdan incelemeye geçmekte ve şu soruları ele almaktadır: Acaba Ebu’l-Ferec’in seçtiği bu şairler yaratıcılıkla aynı seviyede miydi? Bu şairler Hicri II. ve III. yüzyıl Arap şiirinin gelişimine katkı sağladı mı yoksa sanatlarının etkisi devlet erkanı ve idareciler önünde okunan şiirlerle mi sınırlı kaldı? Bu şiirlerin betimleme ve ifade güzelliği açısından teknik bir değeri var mı? Bu şairlerin ele aldıkları konular nelerdi?, يحاول هذا البحث قراءة كتاب الإماء الشواعر لأبي الفرج الأصفهاني قراءة نقدية من خلال دراسة منهج أبي الفرج والمصطلحات التي استخدمها والظروف التي أحاطت بتأليف هذا الكتاب وقيمته التاريخية والأدبية، وماذا أضاف إلى حركة التأليف حول أدب النساء، ثم انتقل البحث إلى التدقيق في شعر هؤلاء الشواعر فنياً، وهل كانت هؤلاء الشواعر التي اختارهن أبو الفرج على سوية واحدة من الإبداع؛ أضف إلى ذلك: هل أسهمت هؤلاء الشواعر في تطور القصيدة العربية في القرنين الثاني والثالث الهجريين أم اقتصر دورهن على نظم الشعر الذي سيُغنَّى في حضرة الأعيان والخلفاء، وهل كان لهذا الشعر قيمة فنية من حيث التصوير والتجويد، وما المواضيع التي طرقتها هؤلاء الشواعر.
- Published
- 2021
30. الشعر والأخلاق بين الفلاسفة اليونانيين والمسلمين
- Author
-
AMIN MOHAMED SOLIMAN, Abdelkarim
- Subjects
Literature ,şiir,Ahlak,Yunan filozoflar,Müslüman filozoflar,kaşılaştırma ,Edebiyat - Abstract
Filozofların eleştiri ve yaratıcılık bağlamında şiir araştırmalarına katkıları açıktır. Filozofların şiir yorumları daha çok faydaya ve uygulamaya yöneliktir. Burada şiir insan mutluluğu gibi yüce bir amaca hizmeti gerçekleştirecek bir araç haline dönüşmektedir. Filozoflar sözü edilen yüce amaca ulaşmak adına pek çok açıdan şiir araştırmalarına girişmişler ve diyalektik incelemelerde bulunmuşlardır. Filozofların ilk sırada ele aldıkları şiir diyalektiklerinden en önemlisi, şiir ve ahlak diyalektiğidir. İşbu diyalektik, şiirin mahiyetini, amacını ve temel ölçütlerini ortaya koymaya çalışan araştırmalarda etkili ve etkin bir rol oynamaya hâlihazırda devam etmektedir.Bu çalışmada ahlak ve şiir arasındaki irtibatın tabiatı araştırılacaktır. Ahlâkî eleştirel yöntemi şiire uygulayan Müslüman ve Yunan Filozofların konu ile ilgili yaklaşımları incelenecektir. Makalede bir giriş iki temel başlık vardır. Birinci başlıkta Aristo ve Eflatun gibi Yunan Filozoflarında şiirin ahlak ile irtibatı ele alınacaktır. İkinci başlık ise Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd ve Miskeveyh gibi Müslüman Filozoflardaki şiirin ahlak ile ilişkisine ayrılmıştır. Çalışmanın temel yöntemi birincil kaynaklardan elde edilen verilerin tespit, tahlil süreçlerinden sonra birbirleri ile karşılaştırılmasıdır.Anahtar Kelimeler: Şiir, Ahlâk, Yunan Filozoflar, Müslüman Filozoflar, Karşılaştırma.
- Published
- 2021
31. فلسفة الجمال الصوفي عند أبي العباس الصنهاجي
- Author
-
OMAR, Ahmad
- Subjects
Endülüs Tasavvufu,Felsefi Tasavvuf,Fenâ,Tasavvufî Aşk,Endülüs Edebiyatı ,Andalusian Mysticism,Philosophical Mysticism,Fanaa,Mystical love,Andalusian Literature ,التصوف الأندلسي,التصوف الفلسفي,الفناء,الحب الصوفي,الأدب الأندلسي ,Literature ,Edebiyat - Abstract
نال الجمال والفنُّ في تراثنا الأدبيِّ شأناً قيِّماً في التَّنظير والتَّطبيق؛ إذ ازدهى الجمال الأندلسيُّ في مواقف الأندلسيِّين الفكريَّة والماديَّة، وكان أبو العباس الصنهاجي ابن العريف من أشهر المتصوِّفة الذين افتُتِحت بهم تباكيرُ التَّصوُّف الأندلسيِّ، وكان ذا أثرٍ عميقٍ في أبرز المتصوِّفة الَّذين جاؤوا بعده، إضافة إلى ما عُرف عن رؤيته الجماليَّة الفريدة في مفاهيم التصوف، ولاسيما الحبِّ والفناء، إذ سلك في فهم الحبِّ مسلكاً غير معهودٍ لسابقيه، وقد جعل درجةَ الفناءِ المقصدَ الأساس للحبِّ الصوفيِّ، فيكون الحبُّ أساسَه في كلِّ شيء، والفناءُ بالمحبوب هدفَه في كلِّ شيء، مبيِّناً أنَّ السَّبيل لذلك معايشة الحبِّ بمعناه، لا بمفهومه الَّذي لا يستطيع أحدٌ تحديده، فأشمل ما يمكن وصف الحبِّ به أنَّه فناءُ المرء عمَّا سوى المحبوب، إذ وُسمت علامة المحبِّ الفاني بالطَّاعة الدَّائمة للمحبوب والالتذاذ بمراده، سواء أكان أذية أو بلية، فكلُّ ذاك جنَّة يحياها المحبُّ لصدورها عن المحبوب، لينطلق بعدها إلى ترشيد المفاهيم الصُّوفيَّة بإدخال رؤيته في الحبِّ والفناء قواماً لسائر هذه المفاهيم، فلا يرتقي الرَّجاء والصَّبر والشُّكر والشَّوق إلى مقامات التَّصوُّف الصَّحيح إلَّا بموافقتها أسس الحبِّ وغاية الفناء، عماده في ذلك أسلوبٌ جماليٌّ يعتمد النَّثر والشِّعر، مُكَثِّفاً في الآن نفسه قوَّة دفقه الرُّوحيِّ في إظهار جماليَّات رؤيته الصُّوفيَّة، لتغدو رؤيته الجماليَّة أساساً لرؤى الصُّوفيَّة الجماليَّة اللَّاحقة., Edebiyat tarihimizde estetik ve sanat, kuramlaştırma ve uygulamada değerli bir yer edinmiştir. Endülüs estetiği, Endülüslülerin maddi ve entelektüel bakış açılarıyla gelişmiştir. Ebu’l-Abbas el-Sinhâcî, erken Endülüs tasavvufunun en ünlü mutasavvıflarından biriydi. Kendisinden sonra gelen mutasavvıflar üzerinde derin bir etkisi oldu. Aynı zamanda tasavvuf kavramlarında –özellikle aşk ve fenâ kavramlarında- kendisine has estetik görüşü ile tanınır. Aşkı anlama konusunda kendisinden öncekilerden farklı bir yol izledi. Fenâ mertebesini tasavvufî aşkın temel amacı haline getirdi. Nitekim aşk, onun her şeydeki temel kaidesi ve fenâ fillah, her şeydeki temel amacı olmuştur. Bunun yöntemini ise aşkı, kimsenin tanımlayamayacağı kavramsallığıyla değil, mânâsıyla yaşamak şeklinde açıklar. Aşkın tanımlanabileceği en kapsamlı tanım, kişinin Allah dışındaki şeylerden fenâ bulmasıdır. Ebu’l-Abbas, aşk ve fenâ hakkındaki görüşlerini temel haline getirerek tasavvuf kavramlarını belirlemiştir. Recâ, sabır, şükür gibi kavramlar ancak onun tasavvufî felsefesine uygunluklarıyla doğru tasavvuf makamlarına ulaşır., Aestheticism and art obtained a valuable rank in theorization and applying in our tradition. Andalusian aestheticism had flourished in their material and intellectual viewpoints. Ibn Al-Arif was one of the most famous mystics by whom the earlier Andalusians effect on the most notable mystics who com after him. In addition to that، Ibn Al-Arif was known by his unique aesthetic view about love and loyalty، where he behaved toward love in unfamiliar attitude comparing with his ancestors، where he made loyalty as the main aim of mystical love،the love would be the foundation of everything، and loyalty to his beloved would be everything، showing that the only way to this was living the love in its meaning not in its concept which no one could define. So the most extensive description of love was loyalty to the beloved rather than anything else. So that the evidence of loyalty in love was the constant obedience to beloved and the enjoyment in its desired، whither it was a hurt or a disaster. All that was a paradise in which a lover live; because it came from his beloved. After that، Ibn Al-Arif started to institute the mysticism concepts by bringing in his view about love and loyalty as a support for all these concepts. So hope، patience، appreciation and eagerness didn't rise to the accurate mysticism states unless they agreed on the bases of love and the purpose of loyalty ،making that by an aesthetical genre which depended on poetry and prose، at the same time، concentrated on his spiritual force in showing the aesthetic of his mystical view، then his aesthetical view would become a base to the incoming mystical visions.
- Published
- 2021
32. Necip Fazıl Kısakürek ve Bazı Tasavvufi Görüşleri
- Author
-
Muhammed Ali Yıldız
- Subjects
lcsh:Islam ,eser ,lcsh:B ,lcsh:Philosophy. Psychology. Religion ,lcsh:BP1-253 ,şeyh ,Tasavvuf ,şiir ,edebiyat - Abstract
Bu makalede Necip Fazıl Kısakürek’in hayatı, mürşidi Abdulhakîm Arvasî ile tanışması ve bazı tasavvufi görüşleri ele alınmaktadır. Ayrıca Necip Fazıl Kısakürek’in Abdulhakîm Arvasî ile tanışana kadar olan hayatındaki boşluktan da bahsedilmektedir. Bu makalede ayrıca Necip Fazıl Kısakürek gibi yetenekli bir kişiyi tasavvuf yolunun nasıl dönüştürdüğüne de işaret edilmektedir. Yine bu makalede genç yaşta özellikle “Kaldırımlar” adlı şiir kitabı ile meşhur olmuş olan Necip Fazıl Kısakürek, kendisine tasavvuf yolunun kapılarını açan ve bizzat kendisinin, hayatının kırılma noktası olarak ifade ettiği Abdulhakîm Arvasî ile tanışmasıyla, kişiliğinde meydana gelen büyük değişim gün yüzüne çıkartılmak istenmektedir. Gün yüzüne çıkarılan bu büyük değişimden hareketle tasavvuf kurumunun ve hakiki şeyhin insan hayatı üzerindeki önemli rolünü ortaya çıkarmak da bu makalenin amaçlarından biridir. Geçmişte buna benzer yaşanmış örnekler ile yakın zamanda yaşamış Necip Fazıl Kısakürek örneği arasında kurulan bağlantılar ile günümüz neslinin tasavvuf kurumuna olan ihtiyacı daha net bir şekilde kavranmasını sağlamak ta bu çalışmanın hedeflerinden biridir. Yine bu çalışmada Necip Fazıl Kısakürek’in bazı tasavvufi görüşleri hakkında da bilgilendirmeler yapılmaya çalışılacaktır. Tasavvuf, mürşit-mürit ve ruh-nefis kavramları çerçevesinde onun tasavvuf anlayışı bu makalede gün yüzüne çıkarılmaya çalışılacaktır.
- Published
- 2019
33. Sa’du’llâh El-Halvetî’ye İsnad Edilen Anonim Kasîde-i Bürde Şerhinde Tasavvufî Kavramlar
- Author
-
TAŞDEMİR, Mine
- Subjects
Kasîde-i Bürde ,Şerh ,lcsh:Islam ,Edebiyat,İmâm Bûsîrî,Kasîde-i Bürde,Sa’du’llâh el-Halvetî,Şerh,Tasavvuf ,İmâm Bûsîrî ,lcsh:B ,Edebiyat ,Sa’du’llâh el-Halvetî ,lcsh:Philosophy. Psychology. Religion ,lcsh:BP1-253 ,Tasavvuf - Abstract
Muhammed b. Saîd el-Bûsîrî’nin yazdığı, el-Kevâkibü’d-Dürriyye fî Medhi Hayri’l-Beriyye ismindeki eser daha çok Kasîde-i Bürde ismiyle bilinir. Arap ve Fars Edebiyatı’nda olduğu kadar Türk İslâm Edebiyatı’nda da önemli bir yere sahip olan bu eser on bölümden oluşur. Üç dilde de üzerinde çokça şerh, tahmis ve hâşiyenin yazıldığı bu eserin bölümlerinde Peygamber Aşkı’ndan, Nefse Muhalefet’e; Medh-i Rasûl’den Mi’ra’c-ı Nebî’ye, her biri Hz. Peygamber merkezli konular işlenir. Hz. Peygamber için yazılan bir şiir olduğu için na’t türünde ele alınan bu şiirin önemi, edebi güzelliğinden de öte, yazılmasına sebep olan rüya rivayeti ve şairinin yaşam hikâyesinden ileri gelir. İmâm Busîrî’nin Kasîde-i Bürde’sinin, Sa’du’llâh el-Halveti’ye atfedilen ancak bir müridine ait olan anonim bir şerhi incelenmiş, şerhte pek çok tasavvufî kavramın yer aldığı tespit edilmiştir. Çalışmamızda, tespit ettiğimiz bu tasavvufî kavramların bazılarına yer verilmiştir. Kavramların öncelikli olarak sözlük ve terim anlamları verilmiş sonrasında ise bu kavramların yer aldığı bazı cümlelerden alıntılar yapılmıştır. Son olarak bu alıntılanan cümlelerin kısaca tahlili yapılmıştır. Ayrıca bu çalışmayla Kasîde-i Bürde’nin muhteva ettiği tasavvufî kavramların çokluğuna ve tekrar sıklığına dikkat çekilmiş, eserin şairi ile şarihinin tasavvufî yönüne işaret edilmiştir.
- Published
- 2019
34. Al-Wahrani Characters in his Big Dream Between Criticism and Irony
- Author
-
CHALLAR, Abdulrhman and TİMURTAŞ, Abdulhadi
- Subjects
الوهراني ، الحافظ العليمي ، المنام ، الشخصية ، الغائبة ، السويَّة ، غير السويّة ,Literature ,al Wahrânî,al Hâfez al ‘Ulaymî,Dream,Character Types ,Edebiyat ,el-Vehrani,el-'Uleymi,Rüya,Karakterler - Abstract
Altıncı Yüzyıl’ın önemli edebiyatçılarından olan Ruknuddîn Muhammed bin Muhriz el-Vehrânî’nin (ö. 575) Resâil, Makâmât ve Menâmât türünden eserleri vardır. Menâmât türünün en meşhuru el-Hâfız el-‘Uleymî’nin kendisine gönderdiği öfke ve tehdit içerikli risalesine cevaben yazdığı el-Menâmu’l-kebîr’idir. el-‘Uleymî’nin el-Vehrânî’ye öfkelemesinin sebebi ise el-Vehrânî’nin daha önce el-‘Uleymî’ye yazdığı bir mektupta kendisine hitap ederken ikinci tekil hitap tarzıyla yetinip diğer saygı ve yücelik sıfatlarını kullanmamasıdır.el-Menâmu’l-Kebîr, Kıyamet Gününde peşpeşe gelişen kurgusal olaylarla doludur. Rüya el-Vehrânî’nin Kıyamet Gününde dirilip kabirden çıkmasıyla başlıyor ve büyük korku ve sıkıntıları yaşayıp hesap ve azap sahnelerini görüp insanların hakikatlerini keşfettikten sonra Havz-ı Kevserden su içmesiyle son buluyor. el-Vehrânî çalışmasında yer verdiği olaylar ve şahsiyetler aracılığıyla toplumu, kendi çağındaki veya önceki dönemlerde yaşayan kimi şahsiyetleri eleştirmek ve hatta onlarla dalga geçmek istemiştir. el-Vehrânî ilgili kişileri Kıyamet Gününde dünyada işledikleri kötülüklerin hesabını verdikleri anki hallerini betimliyor veya onları maskara haline getirerek anlatıyor. Aynı zamanda el-Vehrânî rüyasında geçen olayları anlatırken bu vesileyle siyasi, dinî ve sosyal düşüncelerini de aktarmak istemiştir. Araştırmamızın esas hedefi el-Menâmu’l-kebîr adlı eserde yer alan karakterlerin metinde hedeflenen sonuca varmak için nasıl kullanıldığını ortaya koymaktır. Nitekim eserde kullanılan karakterlerden kimisinin eylem ve sözleri kendi yapılarıyla uyumlu ve gördükleri göreve uygun düşen düzgün ve gerçekçi karekterler iken kimi karakterlerin söz ve eylemleri kendi tabiatlarıyla uyumlu olmamakla birlikte bulundukları konumlarına da yakışmayan düzgün olmayan karakterlerdir. Bu durum ise genelde sevilmeyen ya da kendileriyle dalga geçmek istenen yazarın çağdaşı olan karakterlerdir. Bunun yanı sıra değişken karakterler ile görünmeyen karakterlerin gördükleri görevin tespiti de yapılmıştır., Ruknuddîn Muhammed bin Mohriz al-Wahrânî (d. 575), who was one of the important literary figures of the Sixth Century, has works such as Rasâil, Maqâmât and Manâmât. The most famous of the Manâmât type is al-Manâm al-kabeer written by al-Hafez al ‘Uleymî in response to the treatise of anger and threat he sent him. The reason why al-‘Uleymî was angry with al-Wahrânî is that he used the second plural style of addressing and using other attributes of respect and exaltation when he addressed al-Wahranî in a letter he wrote to al ‘Ulaymî earlier.Al Manâm al Kabeer is full of fictional events that take place one after another on the Day of Judgment. The dream begins with the resurrection of al-Wahrânî on the Day of Judgment and ends with the drinking of water from Al Kawthar Basin, after experiencing great fear and troubles, and the group explores the truths of the people.Al Wahrânî wanted to criticize and even make fun of some personalities in his own age or previous periods through the events and personalities he included in his work. Al-Wahrânî describes the situation of the people concerned while giving account of the evil they committed in the world on the Day of Judgment or by shows the characters as funny. At the same time, while telling about the events in his dream, al Wahranî wanted to express his political, religious and social thoughts.The main goal of our research is to reveal how the characters in his work named al Manâm al Kabeer are used for the desired goal. As a matter of fact, the actions and words of some of the characters used in the work are smooth and realistic characters that are compatible with their structures and suitable for the task they see. This is generally the case for select characters. Although the words and actions of some characters are not compatible with their nature, they are irregular characters that do not suit their position. These are contemporary characters who are generally disliked or wanted to make fun of themselves. In addition, the task seen by variable characters and invisible characters was determined., ركن الدين محمد بن محرز الوهراني (ت.575هـ) من أدباء القرن السادس، له (رسائل ومقامات ومنامات) مطبوعة، وأشهر مناماته (المنام الكبير) الذي كتبه ردًّا على رسالة الغضب والوعيد التي أرسلها إليه الحافظُ العُلَيْمِيّ (ت.574هـ)، وسبب غضب الحافظ العليمي على الوهراني أنَّ الأخيرَ ـــ الوهراني ـــ كان قد خاطب الأولَ ـــ العليمي ـــ في رسالة سابقة بصيغة الجمع إلى المُخاطَبِ المفرد، من دون أن يذكر صفاتِ الاحترام والتوقير. وجاء المنام مملوءًا بالأحداث الخيالية المتسارعة التي تدور عجلتها يوم القيامة، إذ يبدأ المنام بخروج الوهراني من قبره، وينتهي بشُربِهِ الماءَ من الحوض بعد عَناءٍ وخَوفٍ، وبعد أن شاهدَ مواقفَ الحسابِ والتعذيبِ وكشف حقائق الناسِ.أراد الوهراني من خلال أحداثِ منامه وشخصياته أن يوجِّهَ نقدا ساخرا إلى المجتمع، وإلى بعض الشخصيات المعاصرة أو السابقة، بل نراه يستهزئ ببعض شخصياته أحيانا؛ فيصوِّرُ حالَها الحزين يومَ القيامة وهي تُحَاسَبُ على أفعالها السيئة، أو يُظهرُها على هيئة مضحكة، كما أراد الوهراني أن يُعبِّر من خلال أحداث المنام عن بعض آرائه السياسية أو الدينية أو الاجتماعية.يتناولُ البحثُ بعضَ جوانب (الشخصية) الواردة في المنام، وكيفية توظيف الوهراني إياها للوصول إلى هدفه، فقد تكون الشخصية سويَّةً واقعية تتوافق أفعالُها وأقوالُها مع طبيعتها أو مع مقتضيات المقام الذي هي فيه، ويكون ذلك ـــ غالبا ـــ مع شخصياته المُفضَّلة، وقد تكون الشخصياتُ غيرَ سويَّة، فتصدرُ عنها أفعالٌ أو أقوالٌ غيرُ متوافقة مع طبيعتها، أو تتعارض تلك الأفعالُ مع مقتضيات الواقع الذي تعيشه، ويكون ذلك ـــ غالبا ـــ مع شخصياتٍ غيرِ مُحبَّبَةٍ إليه، أو شخصياتٍ معاصرةٍ له يريدُ السُّخريةَ منها. سيتناول البحثُ هذا الجانبَ، مع الإشارة إلى الشخصيةِ المتحولة، ودَورِ الشخصيةِ الغائبةِ وتأثيرِها في أحداث (المنام الكبير).
- Published
- 2021
35. تحقيق رِسَالَة أَحْمَدَ بنِ أَحْمَدَ الغَرْقَاوِيِّ فِي وَجْهِ ثُبُوْتِ الوَاوِ فِي قَوْلِهِ تَعَالَى: (وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا)
- Author
-
TUR, Salih and OMAR AL-MEZAL, Okba
- Subjects
Ottoman,Ahmad al-Gharqāwī,Arabic Language,Tafsir,Abdulbākī Effendi ,العثماني,أحمد الغرقاوي,اللغة العربية,تفسير,عبدالباقي أفندي ,Literature ,Linguistics ,Edebiyat ,Dil Bilim ,Arap Dili,Abdulbâkī Efendi,Aḥmed el-Ġarḳāvî,Osmanlı,Tefsir - Abstract
Osmanlı Devleti’nin Mısır’daki dönemin müftüsü, Maliki mezhebinin önde gelen âlimlerinden Aḥmed el-Ġarḳāvî’nin cennetten bahseden Zümer sûresinin 73. ayetinde vav harfinin zikredildiği, ancak aynı sûrenin cehennemden bahseden 71. ayetinde ise zikredilmediği hususunda dikkatini çekmiş ve bu konuyu ele alıp bir risale yazmasını istemiştir. Bu talep üzerine el-Ġarḳāvî, yukarıda adı geçen ayetlerin değişik müfessirlerin görüşlerine başvurarak tefsirini yapmaya çalışmış, konuyla ilgili Basra ve Kûfeli dilcilerin görüşlerine yer vermiştir. el-Ġarḳāvî, gerek müfessirlerin gerekse dilcilerin konuyla ilgili yer vermiş olduğu bazı görüşlerine katılmış, bazılarını da mantıksal ve dini delilleri ortaya koyarak çürütmüştür. Arap dili, belagatı ve sanatı, Kuran icâzı ve tefsiri açısından önemli bir araştırma konusu olan bu risale, her iki ayette bulunan ince üslubu ve nükteyi ortaya koyan değerli bir çalışmadır., تناولنا في هذا البحث رسالةٌ وجيزةٌ، تعلَّقَ بالدِّراساتِ القرآنيَّةِ العربيَّةِ نحًوا وصرفًا وبلاغًة التي صنَّفَهَا علمٌ من أعلامِ القرنِ الثَّاني عشرَ من الهجرةِ النَّبويَّةِ الإمامُ العلَّامةُ الأزهريُّ أحمدُ بنُ أحمدَ الغرقاويُّ، فاستعنَّا باللهِ تعالى الَّذي لا يعبدُ بحقٍّ سواه، فعكفْنَا عليها تحقيقًا ودراسةً مستفيدينَ ممّا تركَهُ لنا جهابذةُ التَّحقيقِ في زمنِنَا المعاصرِ من مصنفاتٍ نافعةٍ، وكتبٍ رائعةٍ . وقدْ جعلْنَا العمل في هذه الرِّسالة على قسمين: في القسم الأوّل: تحدّثنا فيه عن ترجمة المصنّف: اسمه ولقبه ونسبه، وشيوخه وتلامذته، ومكانته العلميّة، ومذهبه العقديّ والفقهيّ، ومصنّفاته، وتاريخ وفاته. وفي القسم الثّاني: تحدّثنا فيه عن رسالة المصنّف: تحقيق اسم الرّسالة، وتوثيق نسبتها إلى المصّنف، وبيان النّسخ المعتمدة في التّحقيق، والمضمون العامّ للرّسالة، ومكانتها العلميّة., The Grand Mufti of the Ottoman Empire in Egypt at that period of time, pointed out that the letter waw was used in the 73th verse of the Surah al-Zumar mentioning the heaven but not used in the 71st verse mentioning the hell. He then requested from Ahmad al-Gharqāwī, who was the most prominent scholar of the Maliki sect, to write an epistle about the subject. Upon this request, al-Gharqāwī tried to interpret the verses mentioned above by referring to the opinions of different commentators. He included the opinions of linguists from Basra and Kufa. He participated in some of the opinions of both the commentators and the linguists on the subject, and refuted some of them by revealing the logical and religious evidence. An important research subject in terms of Arabic language, the art of rhetoric, Quranic performance and interpretation, this epistle is a valuable study that reveals the subtle style and nucleus found in both verses.
- Published
- 2021
36. Manifestations of Internal Rhymes in Moral Poetry in the Umayyad Period: A Technical Study
- Author
-
HASSAN, Muhammad Arshadul
- Subjects
Literature ,Emevi dönemi,ahlaki şiir,iç kafiyeler,tezahürler,teknik çalışma ,Edebiyat ,العصر الأموي,شعر الأخلاق,الجرس الصوتي,مظاهر,دراسة فنية ,Arabic language and rhetoric,Ziyade,Necessity,Poetry,Nahiv rules - Abstract
Ana akım şiire göre, ahlaki şiirin teknik güzellikten yoksun olduğuna inanılıyor. Dahası, çoğu okuyucunun ahlaki şiire karşı hakim tutumu ise şiirlerinde ahlak konusunu ele alan ve etik standartları vaaz eden şairlerin, lirik şairlerin sahip olduğu sanatsal becerilerden yoksun olduğu şeklindedir. Bu nedenle mevcut çalışma, Emevi şairlerinin, özellikle de şiirleriyle etik konuları ele alan ve ön plana çıkaranların, şiirin bu özel sanatsal yönüne (yani iç kafiyelerine) odaklanıp odaklanmadıklarını belirlemeye yönelik yaygın inancı araştırmayı amaçlamaktadır. Bu eser aynı zamanda Emevi şairlerinin bu özel teknik güzelliklerden habersiz olup olmadıklarını incelerken, sadece gazel, şarkı sözü veya aşk şiirleri yazmada ustalaştıkları için kasıtlı olarak bu hususları ihmal edip etmediklerini de araştırmaktadır. Ahlaki şiirde iç kafiyelere dikkat ettilerse, bu özelliği nasıl ortaya koydular? Bu çalışma, tümevarımlı, analitik ve tümdengelimli yaklaşımların yanı sıra teknik bir yöntemi de benimsemektedir. Sonuçlar, Emeviler döneminde ahlaki şiirdeki iç kafiyelerin diğer şiirsel temalardakinden daha az dikkat çekici bir şekilde ortaya çıktığını göstermektedir. Bu araştırmanın, özellikle Emevi şiirinde iç kafiye sanatına ve genel olarak klasik şiire ilgi duyanlara fayda sağlaması beklenmektedir., Relative to mainstream poetry, moral poetry is believed to lack technical beauty. Moreover, the prevailing attitude of most readers toward moral poetry is that poets who tackle the issue of morality in their poetry and preach ethical standards lack the artistic skills that lyrical poets possess. Therefore, the current work aims to explore the prevailing belief to determine if Umayyad poets, especially those who addressed and emphasized ethical matters through their poetry, focused on this particular artistic aspect of poetry (i.e., internal rhymes). This work also investigates whether Umayyad poets were unaware of these particular technical beauties and whether they intentionally neglected such aspects because they were only adept at writing odes, lyrics, or love poems. If they did pay attention to internal rhymes in moral poetry, then how did they manifest such feature? This study adopts a technical method, along with inductive, analytic, and deductive approaches. Results indicate that the internal rhymes in moral poetry in the Umayyad period are no less remarkably blooming than they are in other poetic themes. This article is expected to provide insights into the phenomenon of the sound effects used by Umayyad poets for the benefit of the researchers of Umayyad poetry in particular and those of classical poetry in general., يظن الكثير من القراء أن شعر الأخلاق لا رونق فيه ولا جمال، إنما هو وزن وقافية بينهما فصول من الإرشادات والتوجيهات الأخلاقية فحسب، وأن كل الجمال والفنية معقلهما شعر الغزل والمديح والهجاء والرثاء وما شابه ذلك من الأشعار الوجدانية. أفلم يكترث، إذن، شعراء العصر الأموي بالإيقاع الداخلي، في موضوع ربما يتغاضى عنه أكثر الباحثين-ألا وهو شعر الأخلاق - بحجة أن شعر الأخلاق لا رونق فيه ولا جمال، وأنه مكتظ بالمواعظ والإرشادات فحسب؟ أفكان ذلك كذلك فعلا أم كان الإيقاع الداخلي غير متوافر لديهم أم غير مهتم به أم كان خاصا بالغزليات والمدحيات والهجائيات وما شابه ذلك؟ ثم إن كانت هذه الظاهرة قد مارسها شعراء العصر الأموي في موضوع الأخلاقيات فكيف كانت مظاهرها؟ هذه هي الأسئلة الأساسية التي سعينا في هذا البحث للوصول إلى الجواب عنها. فإصابةً لذلك الهدف، قسمنا هذا البحث إلى عدة أقسام وهي: مقدمة، ومفهوم شعر الأخلاق، ومفهوم الإيقاع الداخلي، ومظاهر الإيقاع الداخلي في شعر الأخلاق الأموي، وأخيرا لا آخرا، الخاتمة. فبالنسبة للمنهج المتبع في هذا البحث فقد اتبعنا المنهج الفني عن طريق الاستقصاء والتحليل والاستنتاج؛ وذلك ليتناسب مع موضوع البحث. أما فيما يخص أهم نتائج البحث فمنها: أن شعر الأخلاق مع كونه أخلاقيا في المعنى يتحلى بالجرس الصوتي مما يزيد في الدلالة رونقا وبهجا. ومن المتوقع أن هذا البحث سينفع الدارسين الذين يهتمون بفنية الإيقاع الداخلي في الشعر الأموي بشكل خاص وفي الشعر القديم بشكل عام.
- Published
- 2021
37. الإجراءات الأسلوبية لشعرية الانزواء عند السُّمَيسِر
- Author
-
Ahmad Omar
- Subjects
Andalusian Literature,Al Somaiser,Satire,Stylistic,Poetic,Isolation ,Literature ,Endülüs Edebiyatı,es-Sumeysir,hicv,üslup,şiirsellik,İnziva ,Edebiyat ,أدب أندلسي,السميسر,الهجاء,الأسلوبية,الشعرية,الانزواء - Abstract
يتناول البحث دراسة الإجراءات الأسلوبية للفن الشعري عند الشاعر خلف بن فرج الإلبيري، المشهور بالسُّميسِر، من شعراء القرن الخامس الهجري، زمن ملوك الطوائف في الأندلس، بما يرتبط بشعرية الانزواء والدفع النفسي من خلال الأساليب الشعرية، نتيجة ما حل في هذا الصقع الأندلسي من محن وابتلاءات عظيمة، ليس أقلها فقد الأمن، ومهادنة الأعداء، والنفاق الاجتماعي، والتنقل المستمر، والاغتراب الروحي، مما جعل العوامل السياسية والاجتماعية متداخلة في تشكيلاته النفسية التي راح من خلالها ينسج شعرية الانزواء عبر الهجاء، والاعتراض المتواصل، وسوء الظن بالناس، ومخالفة السائد في الغزل. وقد عالج البحث هذه الجوانب كلها انطلاقاً من دراسة البواعث التي صنعت هذه التشكيلات الشعرية عنده، فانتهى إلى أنه إنسان رقيق القلب، دَفَعَ سطوةَ الواقعِ عنه بسطوة اللسان، ولاسيما حين اهتمَّت السلطةُ بالأنا وتركتِ الجماعة، حتى عبَّر لنا عن خوفه من الإنجاب، فكانت الأسلوبية النصية عنده أسلوبية قاتمة، أفضتْ به إلى محاولاتٍ تصالحية مع الأشياء، ولاسيما أنَّ أقلام النقَّاد قديماً وحديثاً تناولت منهجيته الشعرية وفق اتجاهات لا تراعي هذه الظلال النفسية., The research has tackled the stylish procedures for poetry of the poet Khalaf Ben Faraj Al Elbiery, with Nickname: Al Somaiser, the one of the 5th century poets, in time of Andalus sectos kings that relates with poetics of isolation and self-defence by poetic styles. As a result of what happened in Andalusian sector as difficult times, hard plagues and great hardships, lose of safety, collaboration with enemy, social priggishism, consent moving and spiritual exile are not less than the previous troubles, which made the main social and political factors integrated with psychological forms, by it he has started writting his isolation poetry in the way of poetic satire, constant opposition, bad suspicion in addition to refusal the available in love poetry. The research has addressed all of these sides by the study of Al Bawath that has created these poetic forms in his poetry, so it leads that he is a smooth person, threw the control of the reality by the control of his tongue, especially when the power owners took care of "I" and ignored " US". Where he expressed to us his fear of having kids, so his writing style is dark, his trials led him to agreement with things, principally when the critics have criticised his poetic way before and now, according to directions which did not take care of psychological matters., Bu araştırma, Endülüs’deki Mulûku’t-Tavâ’if döneminde yaşayan hicri V. asır şairlerinden es-Sumeysir lakabı ile tanınan şair Halef b. Ferec el-İlbîrî’inin şiirsel sanatının üslupsal uygulamalarını ve Endülüs bölgesinde yaşanan güvensizlik, düşmanlarla işbirliği, sosyal ikiyüzlülük, sürekli yer değişikliği ve ruhsal yabancilaşmanın ötesine geçen musibet ve felaketler neticesinde, şiirsel üsluplar aracılığıyla inziva şiiri ve psikolojik itme ile bağlantılı olan konuları incelemektedir. Bütün bunlar şairin hiciv, sürekli muhalefet, insanlara karşı su-i zanda bulunma ve gazelde alışılmışa aykırı olma şeklindeki inziva şiirlerini dokumaya başladığı psikolojik oluşumlarında siyasi ve sosyal etkenlerle içiçe girdi. Bu araştırma, ondaki şiirsel oluşumları oluşturan motiflerin incelenmesinden hareket ederek bütün bu yönleri ele almaktadır. Dolayısıyle bu araştırma, es-Sumeysir’in ince kalpli bir insan olduğunu ve gerçeğin sertliğini dilin sertliğiyle giderdiğini ortaya koymaktadır. Özellikle yönetimin toplumu terk ederek yanlızca kendini önemsemesinden dolayı, çocuk sahibi olma endişesini bize ifade etmiştir. Bu yüzden onun metinsel üslubu, kapkara bir üsluptur. Bu üslup onu nesnelerle barışçıl çabalara sevk etmiştir. Özellikle eski ve yeni eleştirmenlerin yazıları, bu psikolojik gölgeleri gözetmeyerek, yönelimlere göre şiirsel tarzını ele almıştır.
- Published
- 2020
38. لآلئ الإمارات تتناغم عقداً
- Author
-
ALYASİ, Zainab
- Subjects
Emirati Poetry,modern literature,romantic poem,realistic poem ,Literature ,الكلمات السرية: الشعر الإماراتي، الأدب الحديث، الشعر الرومانسي، الشعر الواقعي ,#الشعر,#الأدب,#الكلاسيكية ,Edebiyat - Abstract
الإماراتي وليد بيئة وحاضرة عربية، أَلِفَتْ الشعر الفصيح والشعر النبطي )أو الشعر الشعبي كما يعرِّفه النقاد(، وهو الأمر الذي كان سائداً بين أبناء الإمارات في سليقة تعبَّرُ عن لسان إنسان عاش وامتزج بأديم الأرض والديار والمنازل كما في شعر العربي الأول. إنَّ هذه الدراسة تتبع الحراك الشعري في دولة الإمارات منذ بداياته ، التي كانت في العشرينات من القرن الفائت تقريباً، حين برز عدد من الشعراء الروَّاد، وهم: مبارك العقيلي، و سالم العويس، و أحمد المناعي، و مبارك الناخي، و محمد نور سيف، و أحمد بن سليم، و خلفان بن مصبح، و هناك آخرون وصلت أسماؤهم دون أشعارهم. وفي مرحلة لاحقة، جاء بعدهم فريق يمكن أن يطلق عليه اسم المخضرمين، عاصروا أولئك الروَّاد واجتمعوا بهم وعاشوا ظروفهم، ثم امتد بهم الزمن، و شهدوا انتقال البلاد من طور إلى طور من خلال الظروف المستجدة، من أمثال: صقر بن سلطان القاسمي، و سلطان بن علي العويس، وحمد بوشهاب. الذين مهدوا لمرحلة تقليدية اتباعية كلاسيكية، لها مميزاتها وسماتها الفنية البارزة، حيث العمود الشعري التقليدي، الذي اتسم بسمات فنية خاصة من خلال المزج بين الثقافة التقليدية و الحديثة في: اللغة، والذوق، و الحس الشعري، انطلاقاً من قيم الشعر العربي في مراحل ازدهاره. لقد تتبعت المراحل الشعرية منذ الكلاسيكية الشعرية ، و الرومانسية ، و الواقعية ، وصولاً إلى مرحلة الحداثة . إنَّ هذه الدراسة تشكل تصوراً عاماً و رؤية متسعة للحراك الشعري الإماراتي للشعر الفصيح ، و رسم ملمح عام للشكل الشعري في مراحله المختلفة بعيداً عن التفصيل والحشو . ولقد اعتمدت المنهج التاريخي الوصفي الذي يوضح إشكالية البحث. إنَّ الحاجة إلى هذا لبحث تتمثل من خلال وضع إطار عام للشعر الإماراتي الفصيح ، الذي لم يول عناية من قبل النقَّاد لأسباب مختلفة ، و هو السبب الذي حفز مسار هذا البحث. الكلمات السرية: الشعر الإماراتي، الأدب الحديث، الشعر الرومانسي، الشعر الواقعي, إن الحديث عن آداب الأمم و فنونها هو حديث عن مدى الحضور الإنساني الفكري والثقافي و الاجتماعي لهذه الأمم ، وما الشعر إلا أنموذجها الأهم إذا ما كان المقام في حضرة بادية عربية تقطن شبه الجزيرة العربية ، فالشعر هو ديوانهم و منفذهم القولي الأرحب والأصعب ، حين يقول أبو فراس الحمداني :و الشعر ديوان العرب أبداً ، و عنوان النسببه ينتسب ، و من خلاله يعرف و يذكر ، و من أبياته تعرف المنازل و الربوع ، و بين أروقته تدور الحكايا و المآثر و المفاخر و عصور من الشمم و الإباء. من هذه الحاضرة العربية الممتزجة بالأرض و التاريخ و العصور الممتدة، جاء الشعر الإماراتي المرتبط بالأرض و بتاريخها فكان الشعر الفصيح و الشعر النبطي ( أو الشعر الشعبي كما يعرفه النقاد ) ، و هو الذي كان سائداً بين أبناء الإماراتي ، فالشعر ينضح من بين جوانب الإنسان الإماراتي بين لسان فصيح و لهجة دارجة ، لا يوقفه مقام عن مقال ، هو يسترسل في قوله بسليقة تنساب انسياب الأغدرة في بطون البوادي و الوديان ، تعبِّر عن لسان إنسان عاش و امتزج بأديم هذه الأرض و هذه المنازل و الربوع والديار. إن الإطار العام للتطور الثقافي والحضاري في الإمارات ، مرتبط ارتباطاً وثيقاً بالتطور في منطقة الخليج والعالم العربي، فالخليج العربي يمثل بوابة كبرى للمنطقة العربية للانطلاق و الانفتاح على الثقافات الأخرى، الأسيوية منها و العالمية ، وهو الأمر الذي أسهم في النمو الثقافي الأدبي و الشعري في المنطقة بشكل عام و في دولة الإمارات العربية بشكل خاص ، حيث تطورت الحياة الثقافية بنشاط مؤسسات ثقافية متعددة ، و بتطور اهتمامات الإنسان ، و ألوان عطائه وتفاعله مع عطاء عصره ، مما أثر في نهضة الأدب الإماراتي الحديث وفي مقدمته الشعر. إن بدايات الشعر في الإمارات كانت في العشرينات من القرن الفائت تقريباً ، حين برز عدد من الشعراء الروَّاد ، وهم : مبارك العقيلي (1954)، و سالم العويس (1959) ، و أحمد المناعي (1990) ، و مبارك الناخي (1982)، و محمد نور سيف (1982) ، و أحمد بن سليم (1986) ، و خلفان بن مصبح (1946)، و هناك آخرون وصلت أسماؤهم دون أشعارهم.وفي مرحلة لاحقة ، جاء بعدهم فريق يمكن أن يطلق عليه اسم المخضرمين ، عاصروا أولئك الروَّاد واجتمعوا بهم وعاشوا ظروفهم ، ثم امتد بهم الزمن ، و شهدوا انتقال البلاد من طور إلى طور من خلال الظروف المستجدة ، من أمثال : صقر بن سلطان القاسمي (ولد 1926)، و سلطان بن علي العويس ( ولد 1936) ، وحمد بوشهاب (ولد 1036). الذين مهدوا لمرحلة تقليدية اتباعية كلاسيكية ، لها مميزاتها وسماتها الفنية البارزة. لقد تمازجت مع هذه المرحلة الاكلاسيكية مرحلة رومانسية ، حيث تغلغل للمفاهيم الوجدانية التجديدية بعيداً عن الحواجز الصارمة، إنها انتقال الروح ناحية ما يعبّر عنها ، و يقوم بحمل أثقالها الوجدانية ، فكان أن توجه العديد من شعراء الإمارات كما غيرهم من شعراء الخليج و الوطن العربي ناحية النزعة العاطفية، حيث التعبير عن الذات و الوجدان . وفي مقدمة شعراء الرومانسية ، جاء الشاعر الدكتور مانع سعيد العتيبة، الذي تربع على عرش الوجدان ، وغير من شعراء الإمارات .بينما جاءت مرحلة الواقعية المرتبطة بالمجتمع و الواقع العربي والعالمي تساوقاً مع الواقع و اندماج الشاعر بالواقع و همومه وقضاياه من مثل : الشاعر محمد شريف الشيباني (1930 ـ 1998م) وغيره من مجايليه من الشعراء .بينما جاء التجديد و التجريبي الحداثي في مرحلة لاحقة ل يضفي على النصوص هالة من التمازج مع التجربة العربية الحداثية و التجربة العالمية ، وهو الأمر الذي قام به العديد من شعراء الإمارات ؛ حيث التجديد في القالب الفني والصورة الفنية الموحية ، ولكنه يبقى لصيقاً بالمرحلة الرومانسية الوجدانية, Emirati poetry is considered the fruit of an Arabic environment that was drawn to formal Arabic poetry and colloquial poetry (or “folk poetry” as defined by critics). That was what was common within the Emirati people. The poets had an innate ability to express the thoughts of a person who lived and integrated with the land and peoples’ homes as found in the original Arabic poetry. The beginning of Emirates poetry was around the 1920s. During that time, several pioneer poets shined, including Mubarak Al Aqili, Salem Al Owais, Ahmed Al Mannai, Mubarak Al Nakhi, Muhammad Nour Saif, Ahmed Bin Salem, Khalfan Bin Musbah, and others, whose names survive, although their poetry did not. After the original poets, another group that came to be known as veterans. They followed the early pioneers, met them, and lived as they did. However, their influence and popularity sustained for longer. They witnessed the many political and sociological phases that the country went through. These veterans include Saqr bin Sultan Al Qasimi, Sultan Bin Ali Al Owais, and Hamad Bu shehab. They paved the way for a classical subordinate traditional phase, with its distinctive artistic features and characteristics. It included traditional column poetry with its unique artistic features that mixed traditional and modern culture through language, taste, and poetic sense. It retained a base in the values of Arabic poetry in its early stages. The Classical phase was followed by a Romantic stage, led by the poet Manee Saeed Al Otaiba. A period of Realism came after, which kept pace with Arab reality and its circumstances. One of the primary poets of this stage was Muhammad Sharif Al-Shaibani.
- Published
- 2020
39. Women in Turkish and Egyptian Proverbs: The Woman’s Age Stages And Her Family Relationships
- Author
-
MOHEMED, Hazem
- Subjects
Social ,Literature ,The Image of Women,Arabic Proverbs,Turkish Proverbs ,Edebiyat ,Kadın İmajı,Mısır Atasözleri,Türk Atasözleri ,Sosyal ,صورة المرأة,الأمثال التركية,الأمثال المصرية - Abstract
Özet: Kadın sadece toplumun yarısı değildir. O, toplumun temelini oluşturmaktadır. Çünkü O, anne, kız, kız kardeş, karı, büyükanne, ve teyzedir. Araştırmamız, milletlerin deneyimlerinin özeti olarak kabul edilen Mısır ve Türk atasözleri karşılaştırılması yoluyla Mısır ve Türk toplumlarındaki kadının gerçek imajını ve iki toplum arasındaki yakınsama ve farklılıkların derecesini netleştirmeyi amaçlamaktadır.. Çalışma üç bölüme ayrıldı: Birincisi: atasözleri aracılığıyla farklı yaş dönemlerindeki kadın imajı. İkincisi: Kadının akrabaları ile evlilik öncesi ve sonrası ilişkilerini ele aldık , üçüncüsü ise: Türk ve Mısır toplumlarında kadının oynadığı eğitici, sosyal, ekonomik ve kültürel rolnü belirtmekle imajını çizmeye çalıştık., Women are not only half of society, but they are the foundation of the whole society, they are the mother, daughter, sister, wife, grandmother, and aunt, The research aims to clarify the true image of women in the Egyptian and Turkish societies and the extent of similarity and difference between The two societies, by a comparison between Turkish and Egyptian proverbs, which are the summary of the experiences of nations. The study was divided into two sections: The first topic: the image of women during the different age stages through proverbs. The second topic: Relationships between a woman and her relatives, and we divided it into two parts: The first: a picture of the relations between the girl and her family members. The second: a picture of relationships between a woman and her relatives after marriage., ليست المرأة نصف المجتمع فحسب بل هي أساس المجتمع كله فهي الأم والابنة والأخت والزوجة والجدة والخالة والعمة، ويهدف البحث إلى توضيح الصورة الحقيقة للمرأة في المجتمعين المصري والتركي ومدى التقارب والاختلاف بين المجتمعين من خلال المقارنة بين الأمثال التركية والعامية المصرية . ولقد قسمت الدراسة إلى ثلاثة مباحث: المبحث الأول: صورة المرأة خلال المراحل العمرية المختلفة من خلال الأمثال. المبحث الثاني: العلاقات بين المرأة وأقاربها وقسمناه إلى قسمين: الأول: صورة العلاقات بين الفتاة وأفراد أسرتها. الثاني: صورة العلاقات بين المرأة وأقاربها بعد الزواج. المبحث الثالث: فقد حاولنا رسم صورة للمرأة من خلال الدور التربوي والاجتماعي والاقتصادي والثقافي الذي تضطلع به المرأة في المجتمعيين التركي والمصري
- Published
- 2020
40. The Pre-Islamic King in the Books of Proverbs
- Author
-
ELHAJHAMED, Abdulsattar
- Subjects
Literature ,Proverb,king,proverbs,pre-Islamic era,image of the ruler ,Edebiyat ,المثل،,الملك،,الأمثال،,الجاهلية،,صورة الحاكم - Abstract
The ancient Arab proverbs are an important source of ancient Arabic literature. they serve as a mirror that reflects the customs, traditions, and morals of the ancient Arabs and their perspective on life in general. At an early stage the Arabs gathered their proverbs and wrote them down in special books, called "Books of Proverbs". This study discusses the proverbs related to the pre-Islamic king in the ancient cassical Arabic proverbs books that were written during the first five centuries AH. In these books The writers attributed a good number of the proverbs to kings from the pre-Islamic era. There are proverbs that were first spoken at the councils of the kings of the pre-Islamic era, in other proverbs these kings' names were mentioned, and some proverbs referred to and related to them. In this article, we will mention those proverbs related to the kings of the pre-Islamic era and analyze them to present a clear image of the pre-Islamic king in the ancient proverbs books., The ancient Arab proverbs are an important source of ancient Arabic literature. They serve as a mirror that reflects the customs, traditions, and morals of the ancient Arabs and their perspective of life in general. At an early stage the Arabs gathered their proverbs and wrote them down in special books, called "Books of Proverbs". This study discusses the proverbs related to the pre-Islamic king in the ancient cassical Arabic proverbs books that were written during the first five centuries AH. In these books The writers attributed a good number of the proverbs to kings from the pre-Islamic era. There are proverbs that were first spoken at the councils of the kings of the pre-Islamic era, in other proverbs these kings' names were mentioned, and some proverbs referred to and related to them. In this article, we will mention those proverbs related to the kings of the pre-Islamic era and analyze them to present a clear image of the pre-Islamic king in the ancient proverbs books., تشكل الأمثال العربية القديمة مصدراً مهماً من مصادر الأدب العربي القديم، وهي بمثابة مرآة تنعكس فيها عادات العرب القدماء وتقاليدهم وأخلاقهم ونظرتهم إلى الحياة عموماً. لقد جمع العرب أمثالهم ودونوها في مرحلة مبكرة في كتب خاصة بها، أُطلق عليها اسم " كتب الأمثال". هذه الدراسة تتناول الأمثال المتعلقة بالملك الجاهلي في كتب الأمثال العربية القديمة الفصيحة التي أُلفت في أول خمسة قرون هجرية. فقد نسب صانعو كتب الأمثال عدداً لا بأس به من الأمثال إلى ملوك من الجاهليين في كتبهم، وهناك أمثال قيلت لأول مرة في مجالس ملوك الجاهلية، وأمثال أخرى ذكرت فيها أسماؤهم، وأمثال تُحيل إليهم وتتعلق بهم. في هذه المقالة سنذكر تلك الأمثال المتعلقة بملوك الجاهلية ونحللها لنصل إلى صورة واضحة للملك الجاهلي في كتب الأمثال القديمة.
- Published
- 2020
41. CAHİLİYYE ŞİİRİNDE VEDA TEMASI (Varlığı ve Yansımaları Üzerine)
- Author
-
AL YOUNES, Hafel
- Subjects
Literature ,Edebiyat ,pre-Islamic poem,farewell positions,transfigurations,travel ,الشِّعْر، القَصِيدَة الجَاهِليّة، مواقف الوَدَاع، تجلّيَات، الارتِحَال,الارتِحَال.,تجلّيَات ,Şiir,Cahiliye şiiri,veda teması,tezahürleri,irtihal - Abstract
لايفوتُ القارئَ الحصيفَ خِصْبُ القصيدةِ الجاهليَّةِ وغِنَاهَا بالأغرَاضِ الوجْدَانِيَّةِ الّتِي ألقَى الشّعرَاءُ عَلى كَوَاهِلِهَا أَحَاسِيسَهم، ولعلَّ حضُورَ مواقفِ الودَاعِ وتجلّياتِها كانَ منْ أبْرَز تلك الأغراضِ التي تعكسُ رؤيةَ الشّاعرِ. والمشكلةُ الّتي تعالجها الدراسةُ هي إزالةُ اللثامِ عنِ الجانبِ الإنسانيِّ في مواقفِ الوداعِ؛ لتكونَ غرضًا من أغراضِ القصيدةِ التقليديَّةِ، إضافةً إلى أنَّ الباحثين إذا عَرَضوا لموضوعِ الرحلةِ ألْـمَحوا إلى موقفِ الوداعِ إلماحًا سريعًا، وكأنّه مرتبطٌ بالرحلةِ دونَ غيرها، وفي هذا تضييقٌ غيرُ مقصودٍ منهم؛ لأنَّ مواقفَ الوداعِ أوسعُ من حصرِها بالرحلةِ، لاسيَّما إذا تناولنا هذهِ المواقفَ بتجاوزِ المعَاني المعجميّة إلى المعاني الجماليّة القيميَّة التي اعتمدتْ على الإيحاءِ والانزياحِ؛ إذ إنَّ في الوداعِ معانيَ عميقةً لا يُوقَفُ عليها إلّا بهذا التَّجَاوزِ الذي يكشفُ بَهَاءَ النَّصِّ وعمقَهُ، كَمَا ستوضِّحُ الدِّرَاسةُ على قَدْرِ المُسْتَطَاعِ. إضافةً إلى عُزُوفِ الباحثينَ عنِ التدوينِ في هذا الموضوعِ والنَّظَرِ فيهِ على أهمّيتهِ وعلوّهِ.وتهدفُ الدِّراسةُ إلى كشفِ اللثامِ عن تعريفٍ جامعٍ لموقف الوداع، والبناء عليه، لأنّنا لم نقع على تعريفٍ له في مصنّفاتِ الأدبِ أو النّقدِ. وإلى تبيانِ علاقة العاطفة بهذا الموقف.ووقفتُ على علاقة مواقفِ الوداعِ بثقافةِ المجتمعِ الجاهليِّ، وبعدَ ذلكَ تَنَاوَلتْ الدّراسةُ تجلّياتِ هذا الموقفِ الوجدانيِّ في القصيدةِ، فَتَبَدَّى بصورٍ متعدِّدةٍ، من أبرزِهَا وداعُ المحبوبةِ ووداعُ الشبابِ، ووداعُ الطيْش والسّفاهةِ، ووداع المكان ووَدَاعُ الأصحاب وآخرها وَدَاعُ طيفِ الحبيبةِ، وقد أَتْبَعْتُ هذه المواقفَ بعددٍ من النتائجِ الموضوعيّةِ التي انتهيتُ إليها. فبدا الوداع ظاهرةً اجتماعيّةً ذاتَ خَلْقٍ جَمَاليٍّ وثيقِ الصِّلةِ بالمجتمعِ وثقافتهِ، وسلكت طريقَ المنهجِ الوصفيِّ التّحليليِّ لِـمَا له من سَعَةٍ في تناولِ فضاءاتِ هذا الموقفِ لاسيَّما النَّفسيّةِ منها، واللُّغويّة، بما لا يُخْرجهَا عن حدودهَا الّتي أرادَهَا الشّاعرُ مَا أمْكنَ إلى ذلكَ سبيل., Cahiliye dönemi şiirinin verimliliği ve zengin duygusal amaçları, sağduyulu okurun gözünden kaçmamıştır. İçlerinde gönle en çok dokunanı veda teması ve tezahürleridir. Çalışmanın değindiği sorun, yaygın geleneksel şiirde olduğu gibi Cahiliye dönemi şiirinde de veda durumlarının ve ayrılık yükünün insani yönünü ele almak ve araştırmacıların, konuyu ele aldıklarında vedanın yalnızca yolculukla alakalıymış gibi imlemelerini açığa çıkarmaktır. Veda temasını, sözlük anlamının ötesine geçerek yer değiştirmeye bağlı değer temelli bir estetik anlam üzerinden kelimelerin derinlikleri ve çağrışımları ile irdelediğimizde ve buradan uzak ufuklara ulaşarak ele aldığımızda, veda temasında sahip olduğu boyut, metnin güzelliğini ve derinliğini ortaya çıkaran bu aşkınlıkta da kalmayacak, böylece anlamlandırmadaki donuk üsluptan uzaklaşılacaktır. Çalışma, ayrılık durumlarının nedenlerini bilmeyi ve şairin vedalaşma infialinin boyutunu kavramayı ve toplumsal hayatla bağlantılı kişisel ve değerli bir deneyimi ifade eden bu insani durumun çevrelediği çok yönlü bakışları anlamayı amaçlamaktadır. İfademizin delili vedanın şiirde şiirsel, gerçek hayatta da sosyal bir klasik olmasıdır ki bu tür, klasikler ancak toplum hayatında bulunabilir ve ancak yansımaları ifade edilebilir. Bu çalışma, bu duygusal durumun şiirdeki tezahürlerini incelemiştir. Nitekim en önemli tezahürleri; sevgiliye veda, gençliğe veda, duyarsızlık ve cehalete veda, mekâna veda, arkadaşlara veda ve nihayet sevgilinin hayaline vedadır. Toplum ve kültürle yakından ilgili sosyal bir estetik yaratma gücüne sahip bir olgudur ve kuşkusuz, etrafındakini ortaya çıkarmak için yaratıcısın vizyonunu somutlaştırmaktadır. Konunun özellikle psikolojik ve dilsel kapsamının genişliğinden dolayı imkân dahilinde şairin amaçladığı daireden çıkmamak üzere analitik bir yöntem izlenmiştir., The insightful reader does not miss the sentimental purposes in the pre-Islamic (jahiliyyah) poem that the poets went through. Undoubtedly, these poems are full of great emotional content, and they indicate the poet’s vision and show his affection. The issue that the study addresses is showing and revealing the human side in farewell situations as a traditional purpose of the poem. In addition, I say that if the researchers talked about topic of the journey in the pre-Islamic poem, they referred to the farewell position in a concise method, as if it is only related to the journey. This is an unintended restriction, because the positions of farewell and the meanings they contain in terms of waving and leaving are broader than being restricted to the journey, especially if we deal with these situations by moving from the lexical meanings to the meanings of aesthetic values that depended on suggestion and displacement. Farewell has deep meanings that need to be detailed and carefully studied, and to be moved away from superficial meanings. The study also clarifies the lack of research into this topic and considering it despite its importance.The study aimed to uncover a comprehensive definition of the farewell position, and reliance on that. We did not find a definition for it in the works of literature or criticism. The study also tended to show the relationship of emotion to this position.I investigated the relationship between farewell positions and the culture of pre-Islamic society. After that, the study examined the transfigurations of this emotional position in the poem, and it appeared in multiple forms. Among the most prominent of these forms were the farewell of the beloved, the farewell of youth, the farewell of recklessness and frivolity, the farewell of place, the farewell of friends, and the last of which was the farewell of the imagination of the beloved spectrumone. I added to these positions a number of objective results that I concluded. It seemed a social phenomenon full of beauty, closely related to society and its culture. I followed the descriptive-analytical method because of its capacity in dealing with the spaces of this position, especially the psychological and linguistic ones, in a way that does not take it away from its limits that the poet wanted it as possible.
- Published
- 2020
42. البنية السردية بين كافكا ويوسف إدريس
- Author
-
MOTOWA, Hisham
- Subjects
Literature ,Edebiyat ,Kısa Hikâye,Karşılaştırmalı Edebiyat,Anlatı,Franz Kafka,Yusuf İdris - Abstract
Franz Kafka ve Yusuf İdris yenilik arayışındaki iki yazardır. Kitapları hikâye dünyasında alışılmış tarzın dışında bir yazımı temsil eder. Bu makalede bahsi geçen iki yazarın anlatı yapısını karşılaştırmaya çalışılmıştır. Kafka'nın "Adalet Arayışında" ve Yusuf İdris'in "Hammalu'l-Kerâsî" hikâyeleri analiz için seçilen iki örnektir.Çalışma, teorik bir mukaddime ve uygulamalı iki bölümde incelenecektir. Önsözde karşılaştırmalı kısa hikâye ve Amerikan-Fransız edebiyat ekollerinin dayandığı önemli kavramların tarifi sunulmuştır. Uygulamalı bölümlerin birincisinde iki yazar ve eserleri tanıtılarak Kafka'nın hikâyesi Arapçaya çevrilmiştir. İkinci kısımda ise anlatıcının tavrı, hikâyenin kurgusu, karakterleri ve anlatının gerçekleştiği zaman gibi bazı noktalardan hareketle her iki yazarın anlatı yapısı karşılaştırılmıştır. Makalede, mezkûr iki yazarın gerçek ve gerçeküstü özelliklerin birbirine geçtiği anlatı yapılarında birçok benzerliğin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
- Published
- 2020
43. Revolutionary Poetry: A Cultural Study, The Collection of 'Like the Messengers They Came' by Muhammad Suleiman as a Model
- Author
-
AMIN MOHAMED SOLIMAN, Abdelkarim
- Subjects
Literature ,Devrim Şiiri,Kültürel olarak,incelenmesi ,Edebiyat - Abstract
Genelde edebiyat, özelde şiir en önemli ve en etkin devrim araçlarından biridir. Edebiyatın akıl, kalp ve gönüllerde meydana getirdiği devrim olmadan siyasi bir devrimin olması mümkün değildir. Yeryüzünde meydana gelen bütün devrimlerde edebiyatçı ve şairler çoğunlukla tarihe kuru bir kayıt düşmek yerine ya etkin bir rol oynamış veya devrimlere öncülük etmiş veya devrim çağrısında bulunmuş ya da olayları etkili bir sanat kalıbı içerisinde resmetmişlerdir.Bu araştırma devrimi harekete geçiren ve şairin sosyal, politik ve ahlaki gerçekliğini idrak sayesinde devrim şiirini ele almaktadır. Ayrıca sanatının doğası gereği şairin bilincini ve bu bilince sahip olmayı, metni düzenlerken bu doğanın güzel yanlarına da ele değinmektedir. Araştırma bunu Mısırlı Devrim şairi, Muhammed Süleyman’ın “Görevli Peygamberler gibi” adlı divanına uygulamıştır. Araştırma bütün hitaplara inceleme hakkı tanıyan, sosyal, politik ve kültürel bir fenomenden bahseden devrim şiiri için de uygun bir eleştiri metodu yolunu seçmiştir. Araştırma bir giriş ve bir teorik ve bir de pratik olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Teorik bölüm şu huşuları ele almaktadır.1.Devrim kavramı2.Şiir ve devrim ilişkisi3.Devrim şiiri ve sanatsallığı etrafındaki tartışmalar4.Kültürel eleştiri kavramı5.Kültürel eleştirinin fonksiyonu (görevi)Uygulama bölümü şu hususları incelemektedir.1.Sosyal bilinç2.Politik bilinç3.Ahlaki bilinç4.Şiir bilinci
- Published
- 2020
44. الخصائص الثقافية للدارسين وأثرها على تعلم اللغة العربية في صفوف الناطقين بغيرها
- Author
-
ALI, Ahmed Hassan Mohamed
- Subjects
Kültürel özellikler,Arapça Öğretimi,Öğretme teknikleri ve anadili Arapça olmayanlar ,Cultural features,Learning Arabic,Teaching Methods and The non-native speakers of the Arabic language ,Literature ,الخصائص,طرائق التدريس،,الثقافية،,تعلم العربية،,غير الناطقين بالعربية ,Edebiyat - Abstract
Studies have shown a close relationship between the enhancement of the teacher's performance and the awareness of the students' cultures. In other words, associating between the behaviors of non-native Arabic speakers and their cultural background helps the teacher react effectively to the students' behaviors. Neverthless, unawareness of students' cultural background makes it difficult for the teacher and his multinational students to communicate effectilvely and represents an obstacle for students to acquire the language. Hence, the study aims at identifying the cultural characteristics that affect learning the Arabic language to speakers of other languages and revealing the cultural differences among learners based on their nationalities. So, the study uses the analytical descriptive method based on a questionaire. This questionnaire identifies the cultural characteristics that influence Arabic Learning. It is divided into seven parts and applied on two groups: Turkish and Indonesian. Results show significant differences between the two groups., تؤكد الدراسات على العلاقة الوثيقة بين ارتفاع أداء المعلم وبين إدراكه لثقافات الطلاب، حيث إن ربط السلوكيات الصادرة عن الطلاب غير الناطقين بالعربية تبعا لمفهومها في ثقافتهم يساعد المعلم على التصرف الأمثل إزاءها، وعدم إدراكه لمدلولها في ثقافاتهم يجعل التفاهم صعبا بينه وبين الطلاب متعددي الجنسيات، كما أنه يمثل حاجزا لتقدم الطلاب في تعلم اللغة العربية، ولذا هدفت الدراسة إلى الإجابة عن السؤالين الآتيين:1- ما الخصائص الثقافية المؤثرة على تعليم اللغة العربية للناطقين بغيرها؟ 2- ما الفروق الثقافية بين الدارسين تبعا لاختلاف جنسياتهم؟ ولتحقيق أهداف الدراسة استخدم الباحث المنهج الوصفي التحليلي؛ حيث أعد استبانة لتحديد الخصائص الثقافية التي تؤثر على تعلم اللغة العربية، وقسمت إلى سبعة محاور، وطبقت على مجموعتين من الطلاب: (أتراك- إندونيسين)، وأسفرت نتائج الدراسة عن وجود فروق دالة بين المجموعتين تبعا لاختلاف محاور الاستبانة., Araştırmalar öğreticinin, performansıyla öğrencilerin kültürel farkındalıkları arasında sıkı ilişki bulunduğunu vurgulamaktadırlar. Şöyle ki, anadili Arapça olmayan öğrencilerin davranışlarının, kendi kültürlerindeki anlamlarıyla irtibatlandırılması, bu davranışlar karşısında öğreticinin ideal bir tutum sergilemesine yardımcı olmaktadır. Öğreticinin bu davranışların öğrencilerin kültürlerindeki anlamlarının farkında olmaması ise değişik uyruklardan olan öğrencileriyle anlaşabilme eylemini güçleştirmektedir. Ayrıca bu durum öğrencilerin Arapça öğrenimindeki ilerleyişleri önünde engel oluşturmaktadır. Çalışmamız iki soruya yanıt aramayı hedeflemektedir:1- Ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretiminde etkili olan kültürel özellikler nelerdir?2- Uyruk farklılıklarına bağlı olarak öğrenciler arasındaki kültürel farklar nelerdir?Çalışmanın hedeflerini gerçekleştirmek üzere nitel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu maksatla Arap dilinin öğrenilmesine etki eden kültürel özelliklerin tespiti için yedi ana bölümden oluşan bir anket hazırlanmıştır. Ardından anket, Türk ve Endonezyalı öğrencilerden oluşan iki öğrenci grubuna uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre anketin bölümlerindeki değişikliğe bağlı olarak iki grup arasında anlamlı farklar bulunmaktadır.
- Published
- 2020
45. Ömer Ebu Rişe Divanında İtnab Belagatı -Nida Üslubuyla Tekrar ve İtiraz İki Örnek
- Author
-
MAWAS, Mustafa
- Subjects
Literature ,Redundancy,Objection,Omar Abu Risha ,İtnab,Tekrar,Ömer Ebu Rişe ,Edebiyat ,الإطناب,التكرار,عمر أبو ريشة - Abstract
ويسعى هذا البحث الموسوم بعنوان: (بلاغةُ الإطناب في ديوان عمر أبو ريشة: التكرار والاعتراض بأسلوب النّداء نموذجين) إلى تبيان موطنين من مواطن الإطناب في شعر الشاعر عمر أبو ريشة، وهما: التكرار والاعتراض. وقد خُصِّص الحديث عن أسلوب النّداء لكلا النوعين، فقد رأينا أن أسلوب النداء جاء غالباً في سياق الإطناب، مرّة عبر تكرار النّداء، وأخرى عبر الاعتراض به بين شيئين متلازمين.واقتضت طبيعة البحث أن يبدأ بمدخل عن أسلوب النداء كأحد الأساليب الإنشائية– الطَّلبيَّة- البارزة، وعن أبرز أدواته، والمعاني التي يخرج إليها. ثم التعريف بالإطناب لغةً واصطلاحاً، والحديث عن أنواعه الكثيرة، فذِكر لمحة موجزة عن حياة الشاعر عمر أبو ريشة وشعره، والانتقال إلى القسم التطبيقي الذي يعرض الشواهد الخاصّة بتكرار أسلوب النداء والاعتراض به، وتعداد أبرز المعاني التي يخرج التكرار والاعتراض إليها، والانتهاء بخاتمة تضم أبرز نتائج البحث، وإتباعها بثبت للمصادر والمراجع., Ömer Ebu Rişe Divanında İtnab Belagati -Nida Üslubuyla Tekrar ve İtiraz İki Örnek- başlıklı bu araştırma Ömer Ebu Rişe’nin şiirinde iki itnab yerinin açıklanmasını hedeflemektedir. Bunlardan biri tekrar, diğeri itirazdır. Her iki türde nida üsluba değinilmesinin iki nedeni bulunmaktadır: Birincisi: Şair Ömer Ebu Rişe divanının hacimli bir divan olması. İkincisi: Bu olguyu divanda belirlemiş olmamız ve bunun dikkat çekici olması. Çünkü nida üslubunun genel olarak itnab tarzında olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumun bazen nidanın tekrarı yoluyla olurken bazen de iki bağdaşık olgu arasında yer alması şeklinde olduğu görülmüştür.Araştırmanın özelliği gereğince araştırmaya belirgin inşa üsluplarından biri olarak üslup, üslubun en belirgin araçları ve ortaya çıkardığı anlamlar ile ilgili bir girişle başlanması uygun görülmüştür. Ardından itnabın sözcük ve kavram olarak tanımına yer verilmiş, çok sayıdaki çeşitlerinden söz edilmiştir. Daha sonra Şair Ömer Ebu Rişe’nin hayatı ve şiiri ile ilgili kısa bilgiye yer verilerek, nida üslubunun tekrar ve itiraz ile ilgili veriler uygulamalı bir şekilde ele alınmıştır. Son olarak tekrar ve itiraz ile ilgili olarak ortaya çıkan belirgin anlamlar üzerinde durulan araştırmada varılmış olan belli başlı sonuçları içine alan sonuca yer verilmiştir. Ayrıca sonucun ardından kaynakça verilmiştir., This research, entitled: (Eloquence of Redundancy in the Divan of Omar Abu Risha - Repetition and Objection in the Vocative Case with two Models), seeks to show two aspects of redundancy in the poetry of the poet, Omar Abu Risha, namely: repetition and objection. The discussion is dedicated for talking about the vocative case style for both types, due to two reasons: the first is: the magnitude of the poet Omar Abu Risha’s Divan, and the second one is: our observation to this phenomenon in the divan. We saw that the vocative style mostly came in the context of redundancy, once through repeating the vocation, and another through objecting to it between two inseparable things.The nature of the research required that it begins with an introduction about the vocative style as one of the prominent structural methods, and about its most prominent tools, and meanings to which it comes out. Then, redundancy is defined as a language and terminology, and talked about its many types. It mentioned a brief overview of the life of the poet Omar Abu Risha and his poetry, and moved to the applied section that displays the special evidences of repeating the vocative style and objecting with it, and enumerating the most prominent meanings that repetition and objection reach to. Finally, we end up with the conclusion that includes the most prominent results of the research, and followed by the confirmation of the sources and references.
- Published
- 2020
46. الصورة الشعرية عند السيد ماضي
- Author
-
MOTOWA, Hisham
- Subjects
Şiir,Şiirsel hayal gücü,Seyyid Mâzî ,Literature ,Poetry,The Poetic Imagination,el-Said Madi ,Edebiyat ,الشعر,الصورة الشعرية,السيد ماضي - Abstract
Makale, Mısır Arap Cumhuriyeti'ndeki Kahire dışındaki bölgelerin şairlerine ışık tutmayı amaçlamaktadır. Bunun nedeni, diğer bölge şairlerinin kaleme aldıkları şiirlerden ayrılan yüksek şiirsel yaratıcılıklarına rağmen eleştirmenlerin bu şairlere ilgi göstermemesidir.Makalenin konusu, şair Seyyid Mâzî’nin şiirsel yönüdür. Makale teorik ve uygulamalı olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Teorik bölümde sanatsal şekil terimi Arap belagat geleneğinde ele alınmıştır. Uygulamalı bölümde ise şair ve yayınlanmış eserleri tanıtılmıştır. Ardından ise “Her Akşam Terk Ediyorsun Beni” şiirindeki şiirsel yönler belagat açısından analiz edilmiştir. Araştırma, ulaşılan sonuçların ve bazı önerilerin yer aldığı sonuç bölümüyle sona ermektedir. “Her Akşam Terk Ediyorsun Beni” şiiri birçok farklı stilistik özellik barındırdığından seçilmiştir. Bunlar şaire has şiirsel yaratıcılık konusunda şiire özgünlüğünü veren özelliklerdir., تهدف المقالة إلى إلقاء الضوء على شعراء الأقاليم في جمهورية مصر العربية وهم الشعراء الذين لا يسكنون في القاهرة، وذلك بسبب عدم اهتمام النقاد بهؤلاء الشعراء على الرغم من درجة الإبداع الشعري العالية التي يتميز بها الشعر الذي يبدعه شعراء الأقاليم .وموضوع المقالة هو الصورة الشعرية عند الشاعر السيد ماضي، والمقالة تنقسم على قسمين: قسم نظري وقسم تطبيقي.في القسم النظري تمت معالجة مصطلح الصورة الشعرية في التراث البلاغي العربي، وفي القسم التطبيقي تم التعريف بالشاعر وبأعماله المنشورة، ثم بدأت التحليل البلاغي للصور الشعرية في قصيدة " أنت تغادرني كل مساء"، وأنهيت المقالة بخاتمة عرضت فيها النتائج التي توصلت إليها في المقالة والتوصيات.وقد تم اختيار قصيدة "أنت تغادرني كل مساء"؛ بسبب اشتمال القصيدة على العديد من السمات الأسلوبية الفارقة كتوظيف الاستفهام والحوار في القصيدة، تلك السمات التي أكسبت القصيدة خصوصيتها في الإبداع الشعري الخاص بالشاعر., The article aims at shedding light on poets who live outside Cairo because critics do not pay due attention to those poets. Critics do so despite the high degree of poetic creativity that distinguishes poetry published by regional writers. This article is about the poetic image of the poet (El-Said Madi). The article is divided into two parts: a theoretical section and an applied section. In the theoretical section, the term artistic image in the Arab rhetorical heritage was discussed. In the applied section, the poet and his published works were introduced. Then , the researcher started the rhetorical analysis of the poetic images in the poem "You leave me every evening." The article ended up with a conclusion. The conclusion included the results and recommendations of the article. The poem "You Leave Me Every Evening" was chosen because it contains many distinctive stylistic features. Those stylistic features that have given the poem its speciality in poetic creativity of our poet.
- Published
- 2020
47. MODERN ELEŞTİRİ METODOLOJİSİNE GÖRE AHMED ŞEVKÎ’NİN ' ONU ALDATTILAR' KASİDESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
- Author
-
YASİN, Lamya and MÜEZZİN, Ahmet Derviş
- Subjects
أحمد شوقي,المناهج الحديثة,المعنى الشعري،,النقد الشعري، قصيدة خدعوها ,Literature ,Ahmed Shawky,Modern Approaches,Poetic Meaning,Poetic Criticism ,Poetry ,Dil ve Dil Bilim ,Literary Reviews ,Edebiyat ,Edebi İncelemeler ,Ahmed Şevki,Modern Yöntem,Şiirsel Anlam,Şiirsel Eleştiri ,Language and Linguistics ,Şiir - Abstract
The poet Ahmed Shawky is considered the prince of the poets, and the poet of love and spinning, and he is one of the most contemporary Arab poets whose poetry have influenced people and made the poetic library rich. His poetry leaves a clear imprint, and a great impact on our hearts, due to the diversity of the purposes of his poems, and the topics of his poems vary between love, politics, praise, and description. Ahmed Shawky wrote a lot of patriotic poems that arouse enthusiasm in the soul. He has many poetry collections that have mostly been studied because of the moral and descriptive beauty they contain, and among his most important poetic collections: The Diwan of Shawkiyat, whose name is still vibrant to this day, and accordingly we have chosen from him a poem (Deceived Her).Through our deep reading of the poem, we found the poet resorting to the use of symbols, and his thoughts express legendary stories, as we found in them the revival of heritage; by including events, just as the poet’s psyche is clearly manifested through the meanings of words, and in every reading, we reach a new meaning that corresponds to the text. The following research will explore this. Accordingly, the poem will be studied according to the modern critical approaches, and with the difficulty of understanding all these approaches and applying them all at the same time. This has made the work more enjoyable and more interesting, so the poem was indeed a garden filled with the vitality of colorful flowers, to reach the results and conclusion.It is necessary to quickly outline modern critical approaches such as structural, semiotic, mythological, psychological, historical, and deconstructive approaches, and we employed these modern approaches and the descriptive analytical approach in general in our analysis and study of the poem., Ahmed Şevki şair, aşk ve gazellerin sultanı ve çağdaş Arap şairleri arasında şiirleri ile insanları en çok etkileyen kişi olarak kabul edilmiştir. Şiir ekollerinde iz bırakarak gönüllerde büyük bir etki bırakmış, şiirlerinde aşk, siyaset, övgü, yergi ve yapmış olduğu nitelemelerdeki farklılık, gönülleri etkilemesinde önemli bir etkene sahiptir. Üzerinde inceleme yapılmış maddi, manevi güzellikleri içeren “Şavkiyyat” adlı divanı hala günümüzde ciddiyetini korumaktadır. Bu kasideleri arasında yer alan “Onlar onu (bayanı) aldattılar” adlı şiirini çalışmamıza esas olarak seçtik.Bu kasidenin okuyuş ve tartışması devam ederken yaşam felsefesine aykırılık ifade eden terimlerin, zihinlerde sonsuza kadar askıda kalacak olan harika fikir ve tabloları sayesinde, sonsuzluk karakteri üzerinde özel bir etkisi bırakmakta, bilgelik ve vizyona ciddi bir güç katmasının yanı sıra, şiirsel melodisi ile ruhta sistemsel ve duygusal dürüstlük meydana getirmektedir. Retorik ve etkileşimin doldurduğu bu tarz, sözsel dizge ve karmaşık durumunu yapı olarak ortaya koymaktadır. Kasideyi okudukça şairin sembolizmi fikirlerini efsanevi hale getirmek için öykülere dayandırdığı, kültürel mirası yaşatma konusunda ise olayların canlılığını bulduğumuz kelimelerin anlamlarını, şairin parçasını her okuduğumuzda psikolojik yapısına ait yeni anlamların ortaya çıktığını görmekteyiz. Buna dayanarak kasideyi değerlendirirsek, modern eleştirinin anlaşılma ve uygulama güçlülüğüne karşın bu işi daha zevkli ve teşvik edici hale getirdiği, adeta kasidesini renkli çiçeklerin oluşturduğu bostana benzetmesi, çalışmasını saydam bir şekilde ele almış olması, bu koku ve rengin içinde kaybolduğunuzu gözlemleyeceksiniz. Modern eleştiri yöntemlerinden biri olan yapısallık, büyüleyicilik, efsaneye dayandırma, psikoloji, tarih, demonte yaklaşım şekilleri ile bu çalışmamızı değerlendirecek olursak, daha üst boyutla analitik düşünce ve niteleyici yorumla çalışmamızı şekillendirdik, diyebiliriz., يُعدُّ الشاعر أحمد شوقي أمير الشعراء، وشاعر الحبِّ والغزل، وهو من أكثر شعراء العربيَّة المعاصرين الذين أَثَّرَتْ أشعارهم في الناس، وأَثْرَتِ المكتبة الشعريَّة، وتركتْ بصمة واضحة، وأثرًا كبيرًا في القلوب، وذلك لتنوّع أغراض قصائده، وتباين موضوعات أشعاره بين الحبِّ والسياسة والمدح والرثاء والوصف. كتب أحمد شوقي كثيرًا مِن القصائد الوطنيَّة التي تثير الحماس في النفوس، فله الكثير من الدواوين الشعرية التي دُرِسَ أكثرها، لما تحويه من جمال معنوي ووصفي، ومِن أهم دواوينه الشعريَّة: ديوان الشوقيات، الذي ما زال يَنبُض باسمه إلى يومنا هذا، وبناء على ذلك اخترنا منه قصيدة (خَدَعُوهَا).هذه القصيدة التي طالما رَاق لنا قِراءتُها ومُناقشتها، فهي تُعدُّ فلسفة مُغايرة في الحياة، من خلال أفكارها وصورها الجميلة التي تبقى عالقة في الذهن إلى الأبد، فلها تأثير خاص يمنحها طابع الخلود، وهي تتقوى بالحكمة والرؤية، وبموسيقاها الشعرية التي تُعِيْدُ إلى النفس انتظامها، إضافة إلى الصدق الشعوري، وأسلوبها المفعم بالبلاغة والتأثير، وسلاستها اللفظية، وبعدها عن التعقيد، وبلاغة التراكيب. ومن خلال تعمقنا في قراءة القصيدة وجدنا الشاعر يلجأ إلى استخدام الرموز، وتعبِّر أفكاره عن قصص أسطورية، كما وجدنا فيها إحياء التراث؛ بتضمين الأحداث، كما أن نفسية الشاعرة تتجلى بوضوح من خلال معاني الكلمات، وفي كل قراءة كنا نصل إلى معنى جديد يوافق النص.وبناء على ذلك ارتأينا أن ندرس القصيدة وفق المناهج النقدية الحديثة، ومع صعوبة فهم كل هذه المناهج وتطبيقها كلها في آن واحد، إلا أنها جعلت العمل أكثر مُتعة وأكثر تشويقًا، فكانت القصيدة فعلًا بستانًا مُفعمًا بحيويَّة الأزهار الملونة، واستطاعت الدراسة أن تُلامس شفافيَّة هذه الأزهار وتستنشق عِطرها وتتعمَّق في ألوانها، لنصل إلى نتائج والخاتمة.مررنا بشكل سريع على المناهج النقدية الحديثة كالمنهج البنيوي والسيميائي والأسطوري والنفسي والتاريخي والتفكيكي ووظفنا تلك المناهج الحديثة والمنهج التحليلي الوصفي بشكل عام في تحليلنا للقصيدة ودراستها.الكلمات المفتاحية: أحمد شوقي، المناهج الحديثة، المعنى الشعري، النقد الشعري، قصيدة خدعوها.
- Published
- 2020
48. النقشبنديّة الكوردية في الجزيرة السوريّة
- Author
-
REMDAN MEHEMED, Nûbar
- Subjects
Literature ,Halidi Nakşibendiliği,Hazneviyye,Derşeviyye,Zebariyye ,Edebiyat ,النقشبندية الخالديّة,الخزنوية,الزيبارية,الجزيرة السورية - Abstract
Tasavvuf ekolüne uzun zamandan beri büyük bir önem atfedilmiştir. Bu tarihi seyir içerisinde bu ekolün birçok fraksiyonu ortaya çıkmıştır. Çalışmamızın konusu olan Nakşibendi ekolünün Halidiyye kolu da bu akımlardandır. Bu akıma ortaya çıktığı günden beri büyük bir değer atfedilmiştir. Suriye’nin Cezire bölgesinde ortaya çıkan bu tarikat koluna, şeyhlerine ve tanınmış simalarına tarih boyunca büyük değer verilmiştir. Bu çalışmada söz konusu tatikat kolunun içtimai ve siyasi rollerine değinilecek, tarikatın büzülüp gerilemesinin ve günümüzdeki durumu üzerinde durulacaktır., حظيت المدرسة الصوفية باهتمام كبير منذ زمن طويل، وظهرت لها طُرقٌ كثيرة منها النقشبنديّة الخالديّة التي تناولها هذا البحث بالدراسة منذ نشأتها وتطوّرها. ثم أهم المنعطفات التاريخية التي مرّت بها في منطقة الجزيرة السورية، وأهم أعلامها وشيوخها ثم التحوّلات والتغيرات التي طرأت عليها، ودور مشايخها في الوسط الاجتماعي والسياسي، وأهم الأسباب التي دعت إلى انكماش الطريقة وتراجعها ومآلها اليوم., The sophian school has enjoyed by great entrest for along tıme and apperared many ways of it The Naqshabndia Al Khalidia that the resech is dealing with since its birth and evolution and the most important historical turn, that passed by in the syrian aljazeraa retion, and the most important person and religous men. Then the transformations and the role of thier religous men in the middle of the society and political life and the most ımportant resons of deflation and reteat of this way
- Published
- 2020
49. The war in Syria and the psychological phenomena Read the novel 'Shaka Alla Sharee Alneel'
- Author
-
TURKEY, Mohamad
- Subjects
Literature ,Roman,Nil Caddesindeki Daire,Psikoloji,Muhabbik ,Edebiyat ,رواية، شقة على شارع النيل، علم النفس، محبك ,Novel,"Shaka Ala Sharee Alneel",Psychology,Mohabek - Abstract
هناك علاقة وطيدة بين الأدب وعلم النفس، ذلك لأنعلم النفس من أقرب العلوم إلى الإبداع الأدبي؛ فكلاهما يتعاملان مع البشر وردودأفعالهم، ورغباتهم، والشقاء الذي يتعرّضون له. والرواية من أكثر الأعمال الأدبية انفتاحًا علىالمنهج النفسي، لأنها تتيح للروائي كشف العديد من غرائزه وطباعه، وذلك من خلالإسباغها على شخصيات روايته، وتمرير خطاباته ومشاعره. ويقدّم المنهج النفسيللدّارسين خدمات جليلة في دراسة النصوص الرّوائية، ويمنحهم مفاتيح وأدوات تمكّنهممن اكتشاف مكبوتات الروائي من خلال تحليل شخصيّاته، وإزالة الغموض عنها، وتوضيحها،وتقديمها للمتلقي. تهدف هذه الدراسة إلىتناول الظواهر النفسية للشخصّيات وتحليلها في رواية "شقة على شارعالنيل" للكاتب أحمد زياد محبك. ويأتي اختيار هذه الرواية موضوعًا للبحث بسببأهميّة الموضوع الذي تناولته هذه الرواية، وهو الحرب في سورية وتأثيرها علىالمجتمع السوري عامّة والحلبي خاصّة. والحرب مجال خصب لنقل مشاعر وأحاسيس الكاتبعبر شخصياته، والتعبير من خلالها عن أفكاره وموقفه من الحرب. وذلك من خلال تصويرمشاهد القتل والدماء والخراب التي تصيب الإنسان والمكان.وهناك سبب آخر لاختيارهذه الرواية، هو أهميّة المكان والزمان اللذين تدور فيهما رحى هذه الحرب؛ فالمكانهو مدينة حلب، تلك المدينة العريقة المشهورة بسبب موقعها الجغرافي المتميّز فيالعالم. والزمان الذي تمثّل بفترة اشتدّ فيها الصراع ووصلت الحرب إلى ذروتها. حيثرصدت الرواية هذا الصراع، وقدّمت صورة محزنة عن معاناة الإنسان في هذه المدينة،تلامس الواقع في جزء كبير منها.وقد قام على دراسة الجوانب النّفسيّة للشخصيات الروائية كالظّلموالكراهية والقلق والحبّ وغيرها، إضافة إلى دراسة الصّراع النّفسيّ المتجلّي فيها،والأحلام لدى شخصيّاتها، وتقديم أهمّ النتائج الّتي توصّل إليها البحث, There is a close relationship between literature and psychology, becausepsychology is one of the closest sciences to literary creativity; They bothdeal with human beings and their reactions, desires, and misery. The novel is one of the most open-minded literary works of thepsychological approach, as it allows the novelist to reveal many of hisinstincts and temperaments, by reflecting them on the characters of his novel,and passing on his speeches and feelings. The psychological approach providesgreat services in the study of narrative texts, giving them keys and tools toenable them to discover the novelist's depths by analyzing his characters,demystifying them, clarifying them, and presenting them to the recipient. This study aims to address the psychological phenomena of the charactersand analyze them in the novel "Shaka Alla Sharee Alneel", by AhmedZiad Mohabek. The choice of this novel as the subject of research is because ofthe importance of the topic addressed in this novel, namely the war in Syriaand its impact on Syrian society in general and Aleppo in particular. The waris a fertile field for conveying the writer's feelings through his characters,expressing his thoughts and his attitude to the war. This is done by depictingscenes of killing, blood and destruction that afflict man and place.Another reason for choosing this novel is the importance of the placeand time in which this war is taking place: Aleppo, an ancient city that isfamous for its unique geographical location in the world. The time was a periodwhen the conflict intensified, and the war reached its climax. The novel observed thisconflict and presented a sad picture of human suffering in this city, touchingthe reality a lot.It was based on the study of the psychologicalaspects of narrative characters such as injustice, hatred, anxiety, love, etc.,as well as the study of the psychological conflict in which they are exposed,the dreams of their characters, and presenting the results of the research.TheStructured AbstractThis study is based on the psychologicalmethod, one of the most important methods followed by critics for the analysisof literary text. It subordinates literary texts to psychological research andtries to use psychological theories in the interpretation of literary eventsand the determination of their reasons. We can say that this methodologystarted in a structured scientific way after the appearance of Freud's work in psychoanalysis.In such a study, it is necessary to stand up and identify with the charactersmade by the novelist and reveal the inner psychological secrecy that usuallyappears in the characters' speech.Since Freud was the first theorist of thisapproach, it was necessary to study his views on the soul. According to Freud,the human spirit is covered by two things: the subconscious, which covers itsgreatest area, and consciousness, which covers the smaller one. He thinks thatthere are three systems that interact with each other to create personality.The three systems are Identity, ego and superego.The first psychological aspects we see in thenovel is injustice and its causes, namely it means to displace something.Injustice stems from the social life that people live in and how they practiceinjustice with each other. There are many examples of injustice in the novel,such as the injustice of the father to his children and his wife and leavingthem without supportor and this is whatabo Jameel's sister husband has done the injustice for Abo Jameel's elderbrother to Abo Jameel and his brothers by buying the house from them cheaply.The second is hatred and its motivationbecause it is patriarchy and distress and the negative emotions that affecthuman life. It was with many types uch as hatred of war and injustice, hatred of mistakes, andthe hatred of man to man. In the novel, we can see the hatred of Abi Jamil'sbrothers towards him because he married a girl he loved an educated girl. Thethird is the love and its fruits, which means the feeling of belonging to aperson or something, and there are many psychological indications in the novel.Such as the love between a man and a woman, because of the sexual need, such a the love of Abu Jamil, the most importantcharcter in the novel, and in this context there is another kind of love thatwhat we call for the positive emotions in the social interaction like the loveof Abu Jameel to his sister whose husband left her and her children .There isalso the love of Om Jameel for her daughter who lives in Qatar. There is alsothe love fort he place and the homelandwhere a man was born, and all these genres are printed with the richpsychological nature spoken by the characters of the novel. Fourthly, the fearand its consequences .It is the feeling of something bad will happen or thefera of losing the close people .The fear was in many places in the novel whereits main motive was the war its results from explosions.The fear can be traced at Abo Jameel's fear from the futureand it was repeated fort he lose of his son Jamil, who was martyred at the endof the novel. And the fifth is anxiety about the causes and consequences .It isa state of being worried and not being relaxed and comfortable arising from unpleasantsocial experiences. According to the novel, anxiety has two sources thatoriginate from the inside, from the same personality, and from the outside,from all sides, from the outside world, and most of them appear in the acts ofthe characters and control them. This is generally the result of anxiety causedby the bad situation in the country in general. And the sixth is sadness and itmotivations , Types of sadness accumulated in the souls of the characters ofthe novel, especially when the war and its shells were inflicted by innocentand defenseless people.As the death of Ola, who was a friend of Abu Jamil'ssister, and the death of the Lebanese searcher and the death of Jameel. And theseventh is homesikhnes, and its tragedies .It is the loneliness felt by thecharacters of the novel in their homeland,its causes in the novel is the lost, and the psychologicalstress that led to the separation of the personalities from the outside world.In the novel,the psychological conflictemerged, such as the struggle between love and duty, the struggle between goodand evil, and the struggle between lying and honesty;This was clear in thecharacter of Abu Jamil, and in this matter the superego intervened to observethe actions of the noble characters.The search talked about the dream that helpsthe psychoanalyst to reveal the desires of the novelist characters and theirimplications, and it shows that the reason that drives the man to dream is thereality and its concerns and the harsh conditions that surround thepersonality, and the habits and traditions that cannot be overcome.The research came with the important resultsthat emerged with the psychological methodology used in the study ofpersonalities and the importance of these psychological aspects. The novel"Shaqa on El-Nael Sharee" was able to present a picture of the warand its implications for the reality of life in its various fields, its impacton the place and the human being, It showed the negative consequences that theınjustıce has in all its forms among people in all levels, through itscharacters especially the main characters, We canfınd the feelings of hatred inall the characters of the novel they violate the rules of social life, and thehatred of war has clearly emerged. In response to the war the feelings of loveprevailed, and this is a clear proof of the great state of brotherhood thatpeople have in the tıme of war. The atmosphere of the novel was filled withanxiety since its early pages, The characters seemed mostly in a state of anxietyand fear of the unknown fate that awaited each of them, and this anxiety wasmomentary at the end, and the sadness seemed to be the companion of thecharacters The dream came as a sign that the characters escaped from theirbitter reality, to find a away out of their sadness and great tragedies.What distinguishes the novel is itspresentation of the manifestations of psychological life through the actions ofthe characters and their attıtudes and through their dialogue with others,their revelations, and confessions, and the writer left the recipient thefreedom of understanding and interpretation and did not resort to theintrospection of the characters or analysis of their psychology in a directmanner, Thıs what made the novel based on actions, attitudes, and scenes,including dialogue, and was far from the tradıtıonal narrative., Edebiyat ve psikoloji arasında yakın birilişki vardır, çünkü psikoloji edebi yaratıcılığa en yakın bilimlerden biridir;her iki ilimde insanların eylemleri, tepkileri, arzuları ve maruz kaldıklarısıkıntılarla ilgilenirler. Çünkü Roman, psikolojik yaklaşımı en çokkullanan bir edebi eser olarak, yazarın romanında kahramanlarına kendi içgüdüve duygularını, onların karakterine yansıtarak mizacını ortaya çıkarma imkânısunmaktadır. Araştırmacıya roman metinleri üzerinden psikolojik yaklaşımıanlatarak çok önemli katkılar sağlar, onlara anahtarlar ve araçlar vererekonların karakter analizlerini yaparak, onların bastırılmış duygularınınaçıklığa kavuşturarak okuyucusuna sunarak bu duyguların açıklığa ulaşmasınısağlar.Bu çalışma, Ahmed Ziyad Muhabbik'in "NilCaddesindeki Daire" adlı romanında karakterlerin psikolojik olaylarını elealmayı ve analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu romanı seçmemizin sebebi, genelanlamda Suriye'deki savaş ve özellikle de Halep toplumunun ele aldığı busavaşın Suriye toplumu üzerindeki etkisi ve önemini üzerinde durmak içindir.Savaş, yazarın duygu ve düşüncelerini ve savaşa karşı tutumunu karakteriaracılığıyla aktarmak için verimli bir alandır. Bu, insana ve mekâna yönelik,öldürme ve kan akıtma sahnelerinin tasviri aracılığıyla sağlanmaktadır.Bu romanı seçmemizin bir diğer önemli nedenide bu savaşın yaşandığı yer ve zamanın, dünyanın eşsiz coğrafi konumuyla öneçıkan ünlü Halep antik kenti olmasıdır ki, savaşın şiddetinin zirve yaptığıyerdir. Romanda, orada yaşanan çatışmaya ait acı veren sıkıntılı anlarıngerçekçi gözlemleri ve üzücü manzaraların, tasviri yapılarak sunulmuştur.Roman karakterlerinin maruz kaldıkları zulüm,işkence, nefret, kaygı, aşk, gibi psikolojik yönlerinin incelenmesinin yanısıra psikolojik çatışmanın incelenmesine, karakterlerinin hayallerine dearaştırmada yer verilmiştir.
- Published
- 2019
50. In The Psychology of The Contemporary Moroccan Poem
- Subjects
Literature ,Edebiyat ,عبد الله راجع,المنهج النفسي,القصيدة,الشاعر,عبد الله راجع ,Psychological approach,the poem,the poet,Abdullah Rajii ,المنهج النفسي,القصيدة,الشاعر,عبد الله راجع - Abstract
عجز النقاد العرب عن بلورة منهج نفسي لتفسير الأعمال الأدبية، اللهم ما كان من انطباعات وأراء لا ترقى لمستوى المنهج بضوابطه وخطواته العلمية، ولذلك فالباحث لا يستطيع بناء تصور متكامل مستفاد من معطيات المدونة النقدية تشفع له بإخضاع العمل الأدبي لآلياته، فكان لزاما انتظار ما ستجود به المناهج النقدية الغربية من تصورات تتيح للناقد العربي إمكانية محاكمة الإبداع من زاوية التحليل النفسي. ولذلك كان لزاما على النقاد العرب المحدثين الإنصات إلى مقولات التحليل النفسي الغربي التي صاغها سيغموند فرويد، وطورها تلاميذته. يحاول هذا البحث أن يعرض لأحد النماذج الشعرية المغربية المعاصرة بالدراسة على أساس المنهج النفسي التحليلي، لأوضح من خلاله طريقة استخدام هذا المنهج في دراسة الشعر وإدراك أغوار النفس، بناء على ما يجود به كيان الشاعر الشعوري واللاشعوري، مقاربة تتيح فرصة تفسير لاوعي الشاعر والدوافع التي تثيره وتحركه. وقد توصل البحث إلى مجموعة من النتائج استنادا إلى معطيات المنهج النفسي، وما انتهى إليه الناقد شارل مورون بخصوص الأسطورة الشخصية التي تمثل انعكاسا لإبداع الشاعر المغربي الذي كان محكوما باطراد مجموعة من الصور الرمزية أو الاستيهامية المنتزعة من اللاوعي والتي تمثل في النهاية الأسطورة الشخصية الخاصة به، إنها أسطورة الأنا المجسدة في شخصية أوديسيوس والعايزر وتيرزياس وروكنتان وهي مجرد أقنعة ومعادلات موضوعية للذات، ثم أسطورة النحن، المجسدة في الحلاج بعد نزع جبته. كلها معطيات سيكولوجية سمحت باكتشاف البنية الدالة التي تهيمن على إبداع الشاعر عبد الله راجع في قصيدته موضوع المقاربة., Arab critics were unable to develop a psychological approach to interpreting literary works. There were some impressions and opinions that did not manage to achieve the level of the critic approach with its rules and scientific steps. Therefore, the researcher cannot build an integrated concept drawn from the data of the written criticisms that allow him to gaugethe literary work bearing in mind its mechanisms. That is why it was necessary to wait for what the western critic approaches will suggest in terms of perceptions to enable the Arab critic to judge creativity from the perspective of the psychological analysis. Having said that, the modern Arab critics had to listen to the sayings of Western psychoanalysis formulated by Sigmund Freud and developed by his students. This piece of research attempts to study one of the contemporary Moroccan poetic models making use of the psycho-analytical approach to explain through it the way this method was used in the study of poetry and in the discovery of the depths of the soul, based on the poet’s both conscious and subconscious entity. Such an approach provides an opportunity to explain the unconscious of the poet and the factors that provoke and move him. The piece of research came to a number of results on the basis of the psychological approach’s data and with reference to what the critic Charles Moron concluded regarding the personal legend that reflects the creativity of the Moroccan poet who was steadily governed by a set of symbolic or inspirational images extracted from the subconscious. This ultimately represents his personal legend. It is the myth of the ego embodied in the personality of Odysseus, Eliezer, Terzias, and Rokantan.It is just a series of masks and objective equations of the self, then the legend of the WE embodied in the Hallaj after his turban was removed. They are all psychological data that allowed us to discover the indicative structure that dominates the creativity of the poet Abdullah Rajii in his poem which is the topic of the approach.
- Published
- 2019
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.