Milyonlarca yıl boyunca süregelen memeli göçlerini coğrafik ve iklimsel parametreler başta olmak üzere birçok faktör etkilemiştir. Küresel ya da bölgesel göç dalgaları Neojen dönem boyunca faunal değişimlerin ve göç yollarının anlaşılması açısından önemlidir. Bu bağlamda Anadolu bovid faunası Senozoik dönem boyunca gerçekleşen paleobiyocoğrafik jeolojik ve ekolojik değişimlere bağlı olarak çeşitliliğini artırdığı görülmektedir. Bovidler yaşam süresi boyunca uzun göç mesafelerini kat edebilirken bir mikromemeli aynı mesafeyi kapatmak için daha fazla jenerasyona ihtiyaç duyar. Bovidlerin evrimi ve aynı zamanda göç faktörleri eş zamanlı olabilmesine olanak sağlamış olmalıdır. Bu nedenle bovid fosillerinin taksonomisi belirlenirken göç ve dağılımın analizi önemli bir faktördür.Hypsodonty diş kategorilerini temel alan ve Fortelius tarafından geliştirilen ekometrik analiz yöntemlerinin paleo-çevresel koşulların tahmininde oldukça kullanışlı olduğu ve sonuçlarının habitatların nemlilik ve kuraklık dereceleri hakkında önemli bilgiler verdiği görülmektedir.Erken Miyosen dönemde ortalama hypsodonty haritası, nemli ve ormanlık çevre koşullarının homojen bir dağılımını göstermektedir. Bu dönemde paleobiyocoğrafya daha nemli ve ormanlık koşulların hâkim olduğu, Orta Miyosen'in ise Erken Miyosen'e göre ekosistemin, karasal alanların ve bovid türlerin çoğalması açısından daha uygun bir çevrenin var olduğunu düşünülebilir. Geç Miyosen'de ise Mesinien tuzluluk krizinin de büyük etkisini dikkate alırsak bovidlerin yaşam alanlarının daha da artması ve buna paralel olarak çeşitliliğin de önemli bir şekilde arttığı sonucuna varılabilir. Bovid türlerinin kökenini, dağılımını, yayılmasını, iklimsel farklılıklar ve vejetasyon yapısını Miyosen boyunca kısa ve uzun dönemli büyük çevresel değişimler etkileyerek coğrafik sınırlarını şekillendirmiştir. Anadolu, bulunduğu coğrafik konumu nedeniyle memeli göçlerinde önemli bir rol oynamıştır. Bu memeliler içinde özellikle primat takımıyla aynı paleobiyocoğrafya'yı paylaşan bovidlerin morfolojik özellikleri, yapılan detaylı literatür çalışmada paleoekolojik anlamda önemli ipuçları vermiştir. Kısıtlı sayıdaki paleontolojik çalışmalara rağmen, özellikle Anadolu Miyosen dönem bovid faunası hakkında önemli veriler elde edilmiştir. Anadolu'da 22 lokalitede 53, İran'da 2 lokalitede 19 ve Yunanistan'da ise 30 lokalitede 52 bovid cins ve tür düzeyinde karşılaştırma ile analiz yapılmıştır. Yapılan kapsamlı literatür çalışması sonucu Anadolu-İran-Yunanistan provinsindeki lokalitelerden elde edilen ortak 8 farklı bovid (Gazella capricornis, Gazella sp., Miotragoceros sp., Oioceros rothi, Palaeoreas sp., Prostrepsiceros houtumschindleri, Prostrepsiceros rotundicornis ve Tragoportax amalthea) cins ve türünün bu lokaliteler arasında büyük ölçüde paleoekolojik ve paleobiyocoğrafik benzerliğin olduğunu ortaya koymaktadır. Fauna elemanlarının yansıttığı özellikler paleoekolojik bağlamda değerlendirildiğinde, Anadolu, Yunanistan ve İran biyoprovensinin yapılan benzerlik indeksi diyagramında da belirli sonuçlara ulaşılmıştır. Miyosen dönem boyunca söz konusu bu cins ve türlerin morfolojik yapıları, diyetleri ve yaşamlarını sürdürebilecekleri yerler göz önünde bulundurulduğunda subtropik orman örtüsünün, yazın yeşil savanahlara ve bazen tamamen kuruyan step alanlara dönüştüğü bir paleoekolojiye işaret ettiği anlaşılmaktadır. Aynı zamanda bu türlerin Anadolu'nun kıtalar arası geçişte bir köprü görevini gördüğü ve söz konusu Asyatik türlerin Miyosen dönem boyunca Avrupa'nın üst seviyelerine kadar çıktığı sonucuna varılabilir. Numerous factors, especially geographic and climatic parameters, have influenced mammalian migration for millions of years. Global or regional migration waves are important in understanding the faunal changes and migration paths during the Neogene period. In this background, the Anatolian bovid fauna has been observed to increase its diversity due to paleobiogeographic geological and ecological changes during the Cenozoic period. While bovids can travel long migration distances during their lifetime, micromammals need more generations to close the same distance. The evolution of bovids as well as the factors of migration should be possible. For this reason, analysis of migration and distribution is an important factor in determining taxonomy of bovid fossils.Ecometric analysis methods based on hypsodonty tooth categories and developed by Fortelius are very useful in estimating paleo-environmental conditions and their results provide important information about the humidity and drought levels of habitats.The average hypsodonty map in the Early Miocene period shows a homogeneous distribution of humid and forested environmental conditions. In this period, paleobiogeography can be considered to be more humid and forested conditions, and Middle Miocene has a more suitable environment for the proliferation of ecosystem, terrestrial areas and bovid species than Early Miocene. In the Late Miocene, considering the great impact of the Mesinien salinity crisis, it can be concluded that the living spaces of the bovids are further increased and in parallel the diversity increases. The origin, distribution, propagation, climatic differences and vegetation structure of Bovid species have shaped the geographic boundaries by affecting the short and long term major environmental changes during Miocene. Anatolia played an important role in mammalian migration due to its geographical location. Specifically in the mammals, the morphological features of the bovids that share the same paleobiogeography gave important clues in the paleoecological sense in the literature. Despite the limited number of paleontological studies, important data have been obtained about the bovid fauna of the Anatolian Miocene period. The analysis was carried out by comparing with breed and species levels 53 bovid in 22 localities in Anatolia, 19 bovid in 2 localities in Iran and 52 bovid in 30 localities in Greece. Comprehensive literature study reveals that 8 different bovid (Gazella capricornis, Gazella sp., Miotragoceros sp., Oioceros rothi, Palaeoreas sp., Prostrepsiceros houtumschindleri, Prostrepsiceros rotundicornis ve Tragoportax amalthea) breed and species obtained from localities in Anatolia-Iran-Greece provine have paleoecological and paleobiogeographical similarity between these localities. When the characteristics of the fauna elements are evaluated in the paleoecological context, specific results have been obtained in the similarity index diagram of bioprovense of Anatolia, Greece and Iran. It is understood that the subtropical forest cover, in view of the morphological structures, diets and habitats of these genera and species in the Miocene period, turned into green savanah and sometimes completely drying steppes in the summer. At the same time, it can be concluded that these species serve as a bridge between the continents of Anatolia and that the Asiatic species are as high as Europe during the Miocene period. 100