4 results on '"Decitabine"'
Search Results
2. Skuamöz hücreli larenks karsinomlarında mikroRNA'ların ekspresyon seviyelerindeki değişimde DNA metilasyonunun rolünün araştırılması
- Author
-
Kaya, Murat, Çefle, Kıvanç, and Genetik Anabilim Dalı
- Subjects
Micro RNA ,Carcinoma-squamous cell ,DNA methylation ,Neoplasms ,Carcinoma ,Genetics ,DNA ,Genetik ,Cell line ,Decitabine ,Methylation ,Laryngeal neoplasms - Abstract
Larenks kanseri baş boyun kanserleri arasında en sık görülen görülen ikinci kanser türüdür. miRNA (mikroRNA)'lar yaklaşık 18-22 nükleotid içeren, genlerin regülasyonunda görevli, kodlamayan tek zincirli RNA' lardır. Larenks kanseri dahil pek çok kanserde çok sayıda miRNA'nın farklı şekilde ifade edildiği gösterilmiştir. Aberran DNA metilasyonunun kanser dahil çeşitli hastalıkların oluşmasında ve ilerlemesinde oldukça önemli bir etken olduğu bilinmektedir. miRNA genlerindeki aberran DNA metilasyonun belirlenmesi kanserin erken dönemde tespit edilmesi ve tedavisi için önemli olabilir. 5-Aza-2'-deoxycytidine (Desitabin)'in DNA demetilasyon ajanı olduğu yapılan çok sayıdaki çalışma ile kanıtlanmıştır. Bu çalışmanın ilk aşamasında desitabin verilen Hep-2 hücreleriyle (larenks kanseri hücre hattı) ve desitabin verilmeyen Hep-2 hücrelerindeki miRNA ifade düzeylerinin değişimi mikroarray yöntemi ile araştırıldı. Yapılan mikroarray analizi sonucunda desitabin verilen Hep-2 hücrelerinde let-7b-3p'nin de dahil olduğu 30 miRNA'nın farklı şekilde ifade edildiğini tespit edildi. Mikroarray ile tespit edilen let-7b-3p'deki ifade artışı qRT-PCR ile de doğrulandı. Hep-2 hücrelerinden elde edilen bu sonuçların dokuda da konfirmasyonu için 36 larenks kanseri hastasından alınan kanserli ve normal doku hücrelerinde let-7b-3p'nin ifade düzeyi qRT-PCR ile araştırıldı ve Hep-2 hücrelerindeki ile benzer sonuç elde edildi. Desitabinin Hep-2 hücre hattında miRNA'ların ifade düzeylerine etkisi ilk defa bu çalışma ile gösterilmiştir ayrıca let-7b-3p'nin kanserlerde ifade düzeyinin arttığı ilk olarak bu çalışma ile ortaya çıkarılmıştır.Anahtar Kelimeler : Desitabin, DNA metilasyonu, mikroRNA, Hep-2 hücre hattı,Larenks Kanseri Larynx cancer is one of the second most common head and neck malignancies. miRNAs (microRNA) are non-coding single-stranded RNAs comprised of around 18-22 nucleotides and considered as a class of gene regulators. A number of miRNAs have been demonstrated that several miRNAs are expressed differently in many cancer types including larynx cancer. It is well known that aberrant DNA methylation is a very important factor in the initiation and progression of various diseases including cancers. The discovery of aberrant DNA methylation in miRNA genes may be useful in terms of early detection and treatment of cancer. 5-Aza-2'-deoxycytidine (Decitabine) is a DNA demethylating agent which has been demonstrated by numerous studies. In this study, we aimed to investigate expression profiles of miRNA in treated with 5-AzaC azacytidine Hep-2 cells (larynx cancer cell line) compared to non-treated Hep-2 cell line. As a result of the microarray analysis, we have found that 30 miRNAs including let-7b-3p are differentially expressed. Further qRT-PCR analysis confirmed the upregulated expressions of let-7b-3p in azacytidine-treated Hep2 cells and LCa tissue samples obteined 36 cancer patients being compared with their matched noncancerous tissues. The effect of decitabine on the expression levels of miRNAs in the Hep-2 cell line was shown for the first time in this study also this study revealed that the level of expression of let-7b-3p could be increased in cancers.Key Words: Decitabine, DNA methylation, microRNA, Hep-2 cell line, Larynx cancer 149
- Published
- 2018
3. Desitabin, azasitidin, kök hücre nakli tedavilerini alan myelodisplastik sendromlu hastaların yaşam sürelerinin kıyaslanması
- Author
-
Deveci, Kamil, Ünal, Ali, and İç Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Life ,Hematoloji ,Myelodysplastic syndromes ,Azacitidine ,Hematology ,Stem cells ,Decitabine ,Lifetime - Abstract
DESİTABİN, AZASİTİDİN, KÖK HÜCRE NAKLİ TEDAVİLERİNİ ALAN MYELODİSPLASTİK SENDROMLU HASTALARIN YAŞAM SÜRELERİNİN KIYASLANMASIÖZETAmaç: Myelodisplastik sendromlar (MDS), displastik ve ineffektif hematopoez özellikleri gösteren, akut lösemiye dönüşme riski ile karakterize heterojen malign hematopoietik kök hücre bozukluğu grubudur. MDS'de semptom ve bulgular nonspesifiktir. Çoğu hasta tanıda asemptomatiktir ve rutin kan sayımlarında bulunan anormalliklerle doktorun dikkatini çekmektedirler. MDS, displazi ve bir veya daha fazla kan ve kemik iliği elemanlarında nicel değişikliklerle karakterizedir. MDS'de prognozu gösterecek sınıflandırma sistemleri mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sınıflandırma sistemi, morfoloji, immünofenotip, genetik ve klinik özelliklerin kombinasyonuna dayanarak sınıflandırmıştır. FAB sınıflama sistemi MDS'li hastaları kemik iliğindeki blastların yüzdesine göre alt gruplara ayırır. Uluslararası Prognostik Puanlama Sistemi (IPSS), MDS için en yaygın kullanılan prognostik sınıflandırma sistemidir. Morfoloji, sitopeni ve genetik çalışmaların kombinasyonu ile sınıflandırma yapılmıştır. MDS hastaların tedavisinde hipometile edici ajanlar ve kök hücre nakli bir tercihtir. Bu çalışmamızda desitabin, azasitidin ve kök hücre nakli tedavilerini alan hastaların yaşam sürelerinde farklılık olup olmadığını araştırmayı hedefledik.Materyal/Metod: Çalışmaya 2009-2017 yılları arasında Erciyes Üniversitesi (ERU) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı polikliniğine başvurup WHO sınıflandırmasına göre MDS tanısı almış 86 hasta dahil edildi. 86 hastanın dosyası retrospektif olarak incelendi. Bu hastaların 7'sinin kemik iliği aspirasyon ve biyopsisi ve/veya flow sitometrik incelemesinde MDS dışı bulgular olduğu için çalışmadan çıkarıldı. Geri kalan hastalarımızın kemik iliği biyopsisi, genetik incelemeleri, flow sitometrik incelemeleri mevcuttu. Her bir hastanın kemik iliği aspirasyon ve biyopsi incelemeleri değerlendirilerek 2008 WHO sınıflamasına göre katagorize edildi. Prognoz değerlendirilmesi için 3 farklı skorlama sistemi (IPSS, WPSS, R-IPSS) kullanıldı. Desitabin, azasitidin, ve kök hücre nakli tedavilerini alan hastaların yaşam süresi karşılaştırıldı.Bulgular: Hastaların medyan yaşı 61 (min 18, max 75) idi. Hastalarımızın 26 tanesi azasitidin (%32.9), 19 tanesi desitabin (%24.1), 34 tanesi allojenik kök hücre nakli (%43) tedavileri aldı. Hastalarımızın medyan yaşam süresi 18 aydı (min 14, max 21.9) Azasitidin, desitabin, kök hüre nakli tedavisi alan hastaların medyan yaşam süresi sırasıyla 15 ay (min 10.0, max 19.9), 10 ay (min 6.8, max 13.1), 24 ay (min 12.5, max 35.4) idi. Tedavi rejimleri arasında yaşam süresi farkı istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0.006).Sonuç: MDS hastaları hetorojen bir grup olduğu için bireysel bazda değerlendirmenin önem arz ettiğini düşünüyoruz. Retrospektif çalışmamızda allojenik kök hücre nakli yapılan hastaların daha uzun süre yaşadıklarını gördük. Bu nedenle özellikle yüksek riskli, genç MDS hastalarının allojenik kök hücre nakli almasını öneriyoruz.Anahtar Kelimeler: Myelodisplasitik sendrom, azasitidin, desitabin, kök hücre nakli COMPARING THE SURVEY OF PATIENTS WITH MYELODYSPLASTIC SYNDROME RECEIVING DECITABINE, AZACITIDINE AND STEM CELL TRANSPLANT TREATMENTSABSTRACTAim: Myelodysplastic syndromes (MDS) are a heterogeneous group of malignant hematopoietic stem cell disorders characterized by the appearance of dysplastic and ineffective hematopoiesis, with the risk of acute leukemia transformation. Symptoms and findings in MDS are nonspecific. Most patients are asymptomatic at the time of diagnosis, and the doctor suspects the disease due to abnormalities in routine blood counts. MDS is characterized by dysplasia and quantitative changes in one or more blood and bone marrow elements. MDS has classification systems that determine prognoses. The World Health Organization (WHO) classification system is based on a combination of morphology, immunophenotype, genetic and clinical features. The FAB classification system divides patients with MDS into subgroups according to blast percentage in bone marrow. The International Prognostic Scoring System (IPSS) is the most widely used prognostic classification system for MDS. Classification was made by a combination of morphology, cytopeni and genetic studies. Hypomethilizing agents and stem cell transplantation are the preferred treatment of MDS patients. In this study, we aimed to investigate the difference in the survey of patients receiving decitabine, azacytidine and stem cell transplantation therapies.Materials / Methods: 86 patients diagnosed with MDS according to the WHO classification that applied to the Polyclinic of Hematology Department of Internal Medicine of Erciyes University (ERU) Medical Faculty between September 2009 and January 2017 were endrolled in the study. 86 patient's files were reviewed retrospectively. Seven of these patients were excluded from the study because bone marrow aspiration and biopsy and / or flow cytometric examination were non-MDS findings. The rest of our patients had bone marrow biopsy, genetic analysis, flow cytometric analysis. Bone marrow aspiration and biopsy examinations of each patient were evaluated and categorized according to the 2008 WHO classification. Three different scoring systems (IPSS, WPSS and R-IPSS) were used to evaluate the prognosis. The survey of patients with receiving decitabine, azacitidine and stem cell transplant treatments were compared.Results: Patients median age was 61 (min 18, max 75). Of the patients, 26 received azacitidine (32.9%), 19 received decitabine (24.1%) and 34 received allogeneic stem cell transplantation (43%). The median survival time of our patients was 18 months (min 14, max 21.9). Median survival time of azacitidine, decitabine and stem cell treatment was 15 months (min 10.0, max 19.9), 10 months (min 6.8, max 13.1) and 24 months (min 12.5, max 35.4) respectively. The difference in the survey between the treatment regimens was statistically significant (p=0.006). Conclusıon: MDS patients are a heterogeneous group, we think that evaluation on an patient basis is important. In our retrospective study, we observed that patients with allogenic stem cell transplantation survived longer. Therefore we recommend allogeneic stem cell transplantation especially for young, high-risk MDS patients.Keywords: Myelodysplasic syndrome, azacitidine, decitabine, stem cell transplant 79
- Published
- 2018
4. Myelodisplastik sendromlu hastalarda DNA metil transferaz inhibitörlerinin etkinlik ve hematolojik toksisite açısından karşılaştırılması
- Author
-
Avşar, Esin, Salim, Ozan, and İç Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Hematoloji ,Myelodysplastic syndromes ,Azacitidine ,Anemia ,Hematology ,DNA ,DNA analysis ,Decitabine ,Methyltransferase - Abstract
Bu çalışmanın amacı MDS RAEB-1 ve RAEB-2 tanılı hastalarda azasitidin ve desitabin tedavisinin etkinlik, sağkalım, AML'ye dönüşüm süresi, hematolojik toksisite ve transfüzyon gereksinimi açısından retrospektif olarak karşılaştırılmasıdır.Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Hematoloji kliniklerinde takip edilen MDS RAEB-1 ve RAEB-2 tanılı, 18 yaş ve üstü, azasitidin ve desitabin tedavileri uygulanan toplam 51 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmanın birincil sonlanım noktası, tedavi grupları arasında 12 ay sonunda akut miyeloid lösemiye (AML) dönüşüm oranlarının karşılaştırılması; ikincil sonlanım noktaları ise toplam sağkalım süreleri, tedavi yanıtı, transfüzyon ihtiyaçları, febril nötropeni oranları ve tedavi süresince antifungal tedavi kullanım sıklığı olarak belirlendi. Tedavi yanıtı, MDS Uluslararası Çalışma Grubu kriterlerine göre sınıflandırıldı.Gruplar arasında yaş, cinsiyet, performans skoru, tanı ve etyoloji açısından anlamlı fark olmadığı saptandı. Aynı şekilde tedavi siklus sayısı açısından gruplar arasında anlamlı fark gözlenmedi. Olguların çoğunluğunda hipometile edici ajanların en az 4 siklus uygulanabildiği görüldü. Kemik iliği hücreselliği ve kemik iliği blast yüzdesi açısından da her iki grup arasında anlamlı fark olmadığı görüldü.Gruplar arasında tedaviye genel yanıt açısından anlamlı bir fark saptanmadı (p = 0,55). Eritrosit ve trombosit transfüzyon ihtiyacı ve febril nötropeni gelişimi açısından da anlamlı fark saptanmadı (p = 0.46, p = 0.27, p = 0.19). Hastaların ortalama takip süresi azasitidin alan grupta 31 ay, desitabin alan grupta 20 aydı. Hastalar 12 aylık genel sağkalım açısından karşılaştırıldığında iki grup arasında anlamlı fark gözlenmedi (p = 0,15). Bir yıllık AML'ye dönüşüm insidansı azasitidin grubunda %26, desitabin grubunda %33 idi. Bu oran desitabin grubunda yüksek görünse de fark istatiksel olarak anlamlı değildi (p =0,55).Sonuçta hem azasitidin hem desitabinin MDS RAEB-1 ve RAEB-2'nin tedavisinde etkili olduğu ve iki tedavi arasında yanıt, genel sağkalım, lösemik dönüşüm ve hematolojik toksisite açısından anlamlı fark olmadığı gözlenmiştir. Yüksek riskli MDS hastalarının dahil edildiği alt grup analizi içeren çalışmalar, benzer etkinlikteki bu iki ajanın etkinlik ve yan etki profilinin karşılaştırmak açısından yararlı olacaktırAnahtar kelimeler: MDS RAEB-1, MDS RAEB-2, Azasitidin, Desitabin The aim of this retrospective study is to compare the efficacy, overall survival, time to AML transformation, hematological toxicity and transfusion requirement of azacitidine and decitabine in patients with MDS RAEB-1 and RAEB-2.A total of 51 patients over the age of 18, diagnosed as MDS RAEB-1 and RAEB-2 treated with azacitidine and decitabine in various hematology sections of hospitals were evaluated respectively. The primary end point of the study was time to AML transformation at the end of the 12 months. The second end points were overall survival, response to treatment, transfusion requirement, febril neutropenia frequency and the antifungal treatment necessity during the treatment period. Response to treatment was classified according to International Working Group response criterias.There was no significant difference between the groups in terms of age, gender, performance score, diagnosis, etiology, treatment cycles, bone marrow cellularity and blast percentage. The most of the patients received at least 4 courses of both azacitidine and decitabine. There was no significant difference in overall survival between the azacitidine and decitabine groups (p= 0.55). Likewise, there was no difference in red blood cell and platelet transfusion requirement and febril neutropenia frequency (p = 0.46, p = 0.27, p = 0.19). The median follow- up duration of patients was 31 months for azacitidine and 20 months for decitabine; the 12 months overall survival rates did not differ significantly between the groups (p = 0,15). 1 year incidence of transformation to AML was %26 in azacitidine group and %33 in decitabine group. This rate may seen higher in decitabine group, but the difference was not statistically significant (p= 0.55).In conclusion both azacitidine and decitabine regimens were effective in the treatment of patients with MDS RAEB-1 and RAEB-2, and there was no significant difference between the treatments in terms of response rates, overall survival, leukemic transformation and hematologic toxicity. Studies including high risk MDS patients and subgroup analysis, would be useful to compare the efficacy and the side effect profile of these two similar agentsKey words: MDS RAEB-1, MDS RAEB-2, Azacitidine, Decitabine 49
- Published
- 2014
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.