18 results on '"Körkoca, Hanifi"'
Search Results
2. Muş İli Sınırları İçerisinde Yer Alan Karasu ve Murat Irmağı Sularında Cryptosporidium spp. Ookistlerinin Araştırılması
- Author
-
BAHŞİ, Şeydanur and KÖRKOCA, Hanifi
- Subjects
Cryptosporidium spp. ookisti,Karasu ve Murat Irmağı,Yüzey suyu ,Health Care Sciences and Services ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
Amaç: Cryptosporidium spp. enfeksiyonlarının bir kısmı akut ve kendi kendini sınırlayabilmektedir. Ancak bir kısmı da kronik seyirlidir. Cryptoporidium türleri enfekte bireyin bağışıklık durumu ile ilgili olarak, immün sistemi yeterli kişilerde hafif veya şiddetli hastalık tablosuna neden olurken, immün sistemi baskılanmış kişilerde ciddi kronik isenfeksiyon tablosuna veya ölüme neden olabilmektedirler. Bu açıdan cyptosporidiosis salgını halk sağlığı açısından önemlidir. Bu çalışma ile Muş ili sınırları içerisinde yer alan Murat ve Karasu Irmaklarına ait yüzey suyu örneklerinde Cryptosporidium spp. ookistlerinin varlığının araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve metod: Muş ili sınırları içerisinde yer alan Murat ve Karasu Irmaklarına ait yüzey suyu örneklerinde Cryptosporidium spp. ookistlerinin varlığı Modified Ziehl Neelsen boyama yöntemi ile araştırılmıştır.Bulgular: Çalışmada su örneklerinde Cryptosporidium spp. ookistleri tespit edilemedi ancak üç farklı su örneğinde Cyclospora cayetanensis ookisti saptandı. Sonuç: Çeşitli nedenlerle etkene ait ookistler tespit edilmemiş olabileceğinden polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yönteminin de yer alacağı kapsamlı çalışmaların yapılması uygun olacaktır. Aim: Some of the Cryptosporidium spp. infections are acute and self-limited. However, some of them have a chronic course. While Cryptosporidium spp. cause mild or severe disease in immunocompetent individuals, they can cause severe chronic infection or death in immunocompromised individuals, depending on the immune status of the infected individual. In this respect, the cryptosporidiosis epidemic is important for public health. In this study, it is aimed to investigate the presence of Cryptosporidium spp. oocysts in the surface water samples of Murat and Karasu Rivers located within the borders of Muş Province.Material and method: The presence of Cryptosporidium spp. oocysts in surface water samples of Murat and Karasu Rivers located within the borders of Muş province was investigated by Modified Ziehl Neelsen staining method.Results: Cryptosporidium spp. oocysts could not be detected in water samples, but C. cayetanensis oocysts were detected in three different water samples in this study.Conclusion: Comprehensive studies including polymerase chain reaction (PCR) method are needed since oocysts belonging to the agent may not be detected for various reasons.
- Published
- 2021
3. TÜRKİYE’NİN FARKLI BÖLGELERİNDEKİ İKİ İLDE FARKLI SOSYOEKONOMİK DÜZEYE SAHİP ÇOCUKLARDA Enterobius Vermicularis’in DAĞILIMI
- Author
-
GÖZ, Yaşar GÖZ, KÖRKOCA, Hanifi, DİCLE, Yalçın DİCLE, and ÖZGEN, Selami
- Subjects
Enterobius vermicularis,Selofan-bant,çocuk,sosyo-ekonomik durum ,Enterobius vermicularis,cellophane-tape,children,socio-economic status - Abstract
Bu çalışmada İstanbul ilinin Esenyurt ilçesinin ve Diyarbakır ilinin Kulp ilçesinin birer mahallelerinde selofan-bant tekniği kullanılarak Enterobius vemicularis yaygınlığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Toplam 100 örnek toplanmış ve örneklerin %16’sında Enterobius vermicularis yumurtasına rastlanılmıştır. Enterobius vermicularis dağılımına etki eden faktörler hakkında bilgi edinmek için selofan-bant örnekleri alınan çocukların sosyo-ekonomik durumlarını, cinsiyet ve yaşlarını araştıran bir anket formu hazırlanmıştır. Cinsiyete bağlı Enterobius vermicularis dağılımında belirgin bir fark görülmemiş, ekonomik yönden gelir düzeyi düşük olan ailelerin çocuklarında E.vermicularis görülme sıklığı yüksek bulunmuştur. Sosyo ekonomik düzeyi ile anlamlı bir ilişki bulunmuştur. 5-10 yaş arası çocukların değerlendirmeye alındığı bu çalışmada, yaş grupları arasında anlamlı bir fark görülmemiştir., In this study, it was aimed to determine the extensity of Enterobius vermicularis by using cellophane bant method in the district of Esenyurt in İstanbul and in the district of Kulp in Diyarbakır. In total, 100 specimens were gathered and in 16% of these specimens Enterobius vermicularis egg was encountered. A questionnaire form researching social economic situation, gender and age of the children from whom the specimens of cellophane band were taken to get information about the factors affecting Enterobius Vermivularis dispersion was prepared. No differences were observed in the dispersion of gender-related Enterobius vermicularis and an increase was observed in prevalence of E. Vermicularis in children of low-income families. A meaningful relation was found with the socio economic level. A significant difference wasn’t observed between age groups in this study in which the children between 5 and 10 were evaluated
- Published
- 2015
4. STAFİLOKOKSİK HAŞLANMIŞ DERİ SENDROMU
- Author
-
GÖKÇEOĞLU, Emine and KÖRKOCA, Hanifi
- Subjects
Stafilokoksik Haşlanmış Deri Sendromu,Bakım,Enfeksiyon Kontrolü,Hastane Personeli ,Staphylococcal scalded skin syndrome,Care,Infection Control,Hospital staff - Abstract
Stafilokoksik haşlanmış deri sendromu (SHDS), eksfoliyatif toksin üreten Staphylococcus aureus suşları tarafından oluşturulup, genellikle yenidoğan ve çocuklarda görülmektedir. Bu sendromun özellikle yeni doğanlarda hemşirelik bakımıyla ilişkili olması, bu personellerde nazal S. aureus taşıyıcılığının yanı sıra kronik dermatitli hemşirelerin de etken taşıyıcılığı yönünden sürveyansını gerekli kılmaktadır. Bununla birlikte özellikle yeni doğan bakımında hemşirelerin bilinçlendirilmesi, SHDS’nin önlenmesi açısından önemlidir. Bu derlemede SHDS, güncel literatürler ile birlikte ele alınmıştır, Staphylococcal scalded skin syndrome (SSSS) is formed by S. aureus producing exfoliative toxin strains and generally affects neonates and children. This syndrome is related to nursing for especially neonates. This necessitates a survelliance of nurses with chronic dermatitis in addition to nasal S. aureus carriage. Also, from the aspect of preventing SSSS, it is important to raise the nurses conscious of the neonates care. In this review, SSSS is discussed considering current literature
- Published
- 2015
5. HASTANE KÖKENLİ KLİNİK OLMAYAN Staphylococcus aureus SUŞLARININ ANTİMİKROBİYAL DUYARLILIKLARININ ARAŞTIRILMASI
- Author
-
KÖRKOCA, Hanifi, GÖKÇEOĞLU, Emine, DİCLE, Yalçın, ÖZÇELİK, Zeynep, YURTDAŞ, Dilan, and DİNLER, Özlem
- Subjects
MRSA,Nasocomial infection,Inducible clindamycin resistance ,MRSA,Hastane enfeksiyonu,İndüklenebilir klindamisin direnci - Abstract
Methicillin resistant Staphylococcus aureus (MRSA) is one of the most important factors in hospital acquired infections. This study aims at revealing the antimicrobial sensitivity of nonclinical S. aureus isolates with potential significance with respect to hospital acquired infections. To this end, mannitol salt agar was cultured from swab samples obtained from the personnel, patients, patient accompanists in the state hospital of our city and the hospital environment and identification of suspicious isolates that reproduce was carried out through classical methods. Manifestation of the antimicrobial sensitivity thereof, on the other hand, was carried out through the disc diffusion method. In the study, 22 (28,21%) S. aureus were isolated from a total of 78 samples. While oxacillin resistance was detected in six (27.27%) of the strains, inducible clindamycin resistance was found out again in 2 (9.1%; one of the strains is MRSA, the other is MSSA) of the strains. In conclusion, detection of MRSA in the samples studied and, also, of inducible resistance to clindamycin which is one of the treatment alternatives, reveals the necessity to take the required precautions with respect to the prevention of possible infections resulting from these strains, Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA), hastane enfeksiyonlarının önemli etkenlerindenbiridir. Bu çalışma ile hastane enfeksiyonları açısından potansiyel önemi olan klinik olmayan S.aureus izolatlarının antimikrobiyal duyarlılıklarını ortaya koymak amaçlandı. Bu amaçla ilimiz devlethastanesi personeli, hastaları, hasta refakatçileri ve hastane ortamından alınan sürüntü örneklerindenmannitol salt agara ekim yapılarak, üreyen şüpheli izolatların identifikasyonları klasik yöntemlerlegerçekleştirildi. Antimikrobiyal duyarlılıklarının ortaya konulması ise disk difüzyon yöntemi ilegerçekleştirildi. Çalışmada toplam 78 örnekten 22 (%28.21) adet S. aureus izole edildi. Suşlarınaltısında (%27.27) oksasiline direnç tespit edilirken, yine suşların ikisinde (%9.1; suşlardan biri MRSAdiğeri MSSA) indüklenebilir klindamisin direnci tespit edildi. Sonuç olarak; çalışılan örneklerdeMRSA tespit edilmesi, ayrıca tedavi seçeneklerinden biri olan klindamisine indüklenebilir direncintespit edilmesi, bu suşlardan kaynaklanabilecek muhtemel enfeksiyonların önlenmesi açısından gereklitedbirlerin alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
- Published
- 2015
6. Van ve Yöresi İçme Sularında Koliform ve E. coli Araştırılması
- Author
-
EKİCİ, Kamil, KÖRKOCA, Hanifi, SANCAK, Yakup Can, and ATALAN, Ekrem
- Subjects
Fen ,Water,colform,E. coli,membran filtration ,Su,koliform,E. coli,membran filtrasyon ,Science - Abstract
This study was performed to investigate source and drinking waters in term of coliform group and Escherichia coli of Van and province. 24 natural springs and 176 public drinking water supply distribution systems a total of 200 samples were collected. The membrane filter (MF) method were used for detection and enumeration of coliform bacteria and E. coli in drinking water. Coliforms and E. coli in drinking water samples collected from different sources were found in the rate 17.5 % and 10 % respectively. As a result it was suggested that the samples examined has contaminated with E. coli has questioned with regard to the potential puclic health hazard related to the use of such waters., Bu çalışma Van ve yöresindeki içme ve doğal kaynak sularının koliform grubu ve Escherichia coli yönünden incelenmesi amacıyla yapıldı. Bu amaçla 24 doğal kaynak ve 176 şebeke suyu olmak üzere değişik yerlerden toplam 200 su örneği toplandı. Koliform bakteri ve E. coli’nin aranmasında membran filtrasyon tekniği kullanıldı. Değişik kaynaklardan toplanan içme suyu örneklerinde % 17.5 koliform ve %10 E. coli bulundu. Sonuç olarak; incelenen içme suyu örneklerinde E. coli’nin bulunmasının halk sağlığı açısından potansiyel bir sağlık tehlikesi oluşturabileceği kanaatine varıldı
- Published
- 2014
7. Stafilokoksik Haşlanmış Deri Sendromu
- Author
-
Gökçeoğlu, Emine and Körkoca, Hanifi
- Subjects
Staphylococcal scalded skin syndrome ,Stafilokoksik Haşlanmış Deri Sendromu ,Bakım ,Infection Control ,Hastane Personeli ,Care ,Hospital staff ,Enfeksiyon Kontrolü - Abstract
msufbd Stafilokoksik haşlanmış deri sendromu (SHDS), eksfoliyatif toksin üreten Staphylococcus aureus suşları tarafından oluşturulup, genellikle yenidoğan ve çocuklarda görülmektedir. Bu sendromun özellikle yeni doğanlarda hemşirelik bakımıyla ilişkili olması, bu personellerde nazal S. aureus taşıyıcılığının yanı sıra kronik dermatitli hemşirelerin de etken taşıyıcılığı yönünden sürveyansını gerekli kılmaktadır. Bununla birlikte özellikle yeni doğan bakımında hemşirelerin bilinçlendirilmesi, SHDS’nin önlenmesi açısından önemlidir. Bu derlemede SHDS, güncel literatürler ile birlikte ele alınmıştır Staphylococcal scalded skin syndrome (SSSS) is formed by S. aureus producing exfoliative toxin strains and generally affects neonates and children. This syndrome is related to nursing for especially neonates. This necessitates a survelliance of nurses with chronic dermatitis in addition to nasal S. aureus carriage. Also, from the aspect of preventing SSSS, it is important to raise the nurses conscious of the neonates care. In this review, SSSS is discussed considering current literature 209866
- Published
- 2013
8. Türkiye'nin Farklı Bölgelerindeki İki İlde Farklı Sosyoekonomik Düzeye Sahip Çocuklarda Enterobius Vermicularis'in Dağılımı
- Author
-
Göz, Yaşar Göz, Körkoca, Hanifi, Dicle, Yalçın Dicle, and Özgen, Selami
- Subjects
sosyo-ekonomik durum ,çocuk ,Selofan-bant ,children ,socio-economic status ,Enterobius vermicularis ,cellophane-tape - Abstract
msufbd Bu çalışmada İstanbul ilinin Esenyurt ilçesinin ve Diyarbakır ilinin Kulp ilçesinin birer mahallelerinde selofan-bant tekniği kullanılarak Enterobius vemicularis yaygınlığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Toplam 100 örnek toplanmış ve örneklerin %16’sında Enterobius vermicularis yumurtasına rastlanılmıştır. Enterobius vermicularis dağılımına etki eden faktörler hakkında bilgi edinmek için selofan-bant örnekleri alınan çocukların sosyo-ekonomik durumlarını, cinsiyet ve yaşlarını araştıran bir anket formu hazırlanmıştır. Cinsiyete bağlı Enterobius vermicularis dağılımında belirgin bir fark görülmemiş, ekonomik yönden gelir düzeyi düşük olan ailelerin çocuklarında E.vermicularis görülme sıklığı yüksek bulunmuştur. Sosyo ekonomik düzeyi ile anlamlı bir ilişki bulunmuştur. 5-10 yaş arası çocukların değerlendirmeye alındığı bu çalışmada, yaş grupları arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. In this study, it was aimed to determine the extensity of Enterobius vermicularis by using cellophane bant method in the district of Esenyurt in İstanbul and in the district of Kulp in Diyarbakır. In total, 100 specimens were gathered and in 16% of these specimens Enterobius vermicularis egg was encountered. A questionnaire form researching social economic situation, gender and age of the children from whom the specimens of cellophane band were taken to get information about the factors affecting Enterobius Vermivularis dispersion was prepared. No differences were observed in the dispersion of gender-related Enterobius vermicularis and an increase was observed in prevalence of E. Vermicularis in children of low-income families. A meaningful relation was found with the socio economic level. A significant difference wasn’t observed between age groups in this study in which the children between 5 and 10 were evaluated 209858
- Published
- 2013
9. Hastane Kökenli Klinik Olmayan Staphylococcus Aureus Suşlarının Antimikrobiyal Duyarlılıklarının Araştırılması
- Author
-
Körkoca, Hanifi, Gökçeoğlu, Emine, Dicle, Yalçın, Özçelik, Zeynep, Yurtdaş, Dilan, and Dinler, Özlem
- Subjects
Hastane enfeksiyonu ,Nasocomial infection ,İndüklenebilir klindamisin direnci ,Inducible clindamycin resistance ,MRSA - Abstract
msufbd Methicillin resistant Staphylococcus aureus (MRSA) is one of the most important factors in hospital acquired infections. This study aims at revealing the antimicrobial sensitivity of nonclinical S. aureus isolates with potential significance with respect to hospital acquired infections. To this end, mannitol salt agar was cultured from swab samples obtained from the personnel, patients, patient accompanists in the state hospital of our city and the hospital environment and identification of suspicious isolates that reproduce was carried out through classical methods. Manifestation of the antimicrobial sensitivity thereof, on the other hand, was carried out through the disc diffusion method. In the study, 22 (28, 21%) S. aureus were isolated from a total of 78 samples. While oxacillin resistance was detected in six (27.27%) of the strains, inducible clindamycin resistance was found out again in 2 (9.1%; one of the strains is MRSA, the other is MSSA) of the strains. In conclusion, detection of MRSA in the samples studied and, also, of inducible resistance to clindamycin which is one of the treatment alternatives, reveals the necessity to take the required precautions with respect to the prevention of possible infections resulting from these strains Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA), hastane enfeksiyonlarının önemli etkenlerindenbiridir. Bu çalışma ile hastane enfeksiyonları açısından potansiyel önemi olan klinik olmayan S.aureus izolatlarının antimikrobiyal duyarlılıklarını ortaya koymak amaçlandı. Bu amaçla ilimiz devlethastanesi personeli, hastaları, hasta refakatçileri ve hastane ortamından alınan sürüntü örneklerindenmannitol salt agara ekim yapılarak, üreyen şüpheli izolatların identifikasyonları klasik yöntemlerlegerçekleştirildi. Antimikrobiyal duyarlılıklarının ortaya konulması ise disk difüzyon yöntemi ilegerçekleştirildi. Çalışmada toplam 78 örnekten 22 (%28.21) adet S. aureus izole edildi. Suşlarınaltısında (%27.27) oksasiline direnç tespit edilirken, yine suşların ikisinde (%9.1; suşlardan biri MRSAdiğeri MSSA) indüklenebilir klindamisin direnci tespit edildi. Sonuç olarak; çalışılan örneklerdeMRSA tespit edilmesi, ayrıca tedavi seçeneklerinden biri olan klindamisine indüklenebilir direncintespit edilmesi, bu suşlardan kaynaklanabilecek muhtemel enfeksiyonların önlenmesi açısından gereklitedbirlerin alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. 209848
- Published
- 2013
10. İnsan, hayvan ve içme sularından izole edilen hareketli aeromonas suşlarının dna profillerinin karşılaştırılması
- Author
-
Körkoca, Hanifi, Berktaş, Mustafa, and Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Mikrobiyoloji ,Microbiology - Abstract
Hareketli Aeromonas' lar başlıca su ortamlarında olmak üzere doğada yaygın olarak bulunmakta,insan ve hayvanlarda enfeksiyonlara neden olmaktadırlar.Bu çalışmayla hareketli Aeromonas'ların bölgemiz içme sularındanizolasyonunu gerçekleştirmek, insan, hayvan ve içme sularından izole edilenAeromonas'ların PFGE profillerini ortaya koymak ve izolatlar arasında baskın bir klonolup olmadığını tespit etmek, ayrıca bölgemizden izole edilen bakteriler için fenotipikve moleküler tipleme sonuçlarını karşılaştırmak amaçlanmıştır.Çalışmada 52 Aeromonas suşu çalışmanın materyalini oluşturmuştur. Çalışmadadaha önce izole edilen 14 suşun dışında, 38 suş yeni bir çalışmasıyla izole edilmiştir.İdentifikasyon işlemleri BD phoenixTM (Becton, Dickinson and Company, Sparks,Maryland 21152 USA) cihazında gerçekleştirilmiştir.Toplam 52 adet suşun DNA paternleri Pulsed-field gel electrophoresis'le ortayakonulmuştur. Yedi suşa ait DNA profili elde edilememiştir. İnsanlardan izole edilen birsuşla sığırlardan izole edilen bir suş, iki balık suşu; martı suşu ile içme suyu suşu vemartı izolatı ile sığır izolatının klonal ilişkili olduğu tespit edilmiştir.Sonuç olarak; bu çalışmada insanlarda ve çevresel kaynaklarda baskın bir klontespit edilememiştir. Ayrıca bu çalışmada bölgemizde içme suyu ile insan gastroenteritiarasında klonal ilişki tespit edilememiş, bununla birlikte daha önce hayvanlardaAeromonas'ların varlığı insanlar için potansiyel bir risk olarak düşünülmesine rağmençalışmamızda bu yönde genotiplendirme seviyesinde pozitif bir bulgu elde edilmiştir.Ayrıca bir martı izolatı ile içme suyu izolatı arasında klonal ilişkinin tespit edilmesiyle,kuş gribinin de görüldüğü bölgemizde, içme suyu kaynaklarının güvenliği açısındangerekli tedbirlerin alınması gereği, bununla birlikte Aeromonas'ların epidemiyolojisininaydınlatılmasına ve özellikle çevresel izolatların biyokimyasal identifikasyonunayönelik daha kapsamlı çalışmaların yapılması gereği ortaya konulmuştur.Anahtar Sözcükler: Aeromonas spp., insan, içme suyu, hayvan, PFGE. The aim of this study was to perform isolation of motile Aeromonas fromdrinking water in our area, and state PFGE profiles of isolated Aeromonas; and whetherthe presence a dominant clone, in addition was to compare results of phenotyping andgenotyping.In the study, 52 Aeromonas strains were used as matarials, and together with 14strains previously isolated, 38 strains isolated were identified in BD phoenixTM (Becton,Dickinson and Company, Sparks, Maryland 21152 USA).DNA patterns of 52 Aeromonas strains totally were established with pulsed-fieldgel electrophoresis. It was not detected DNA patterns of seven strains. It was statedclonal relation with human strain and cattle strain, with a fish strain and a fish strain,drinking water strain and a gull strain, and cattle strain and gull strain.In conclusion, it was not detected clonal relation with drinking water and humangastroenteritis. Althought the presence of Aeromonas in animals previously was thoughtas potential risk for human theoretically, it was established a positive finding at the levelof genotyping in this study. In addition, it was emphasized that detection a relationshipbetween a gull isolate and drinking water isolate even presence avian influenza in ourregion, in terms of safe of drinking water source take necessity measures. With thisstudy constate that evidence epidemiology of Aeromonas and paricularly performnecessery future study isolate of environmental.Key Words: Aeromonas spp., human, drinking water, animal, PFGE. 70
- Published
- 2006
11. Tavuk, nartı ve gökkuşağı alabalıklarının (Oncorhyncus mykiss) dışkılarından izole edilen hareketli aeromonas türleri ve SDS-PAGE yöntemi ile protein profillerinin tespiti
- Author
-
Körkoca, Hanifi, Boynukara, Banur, and Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Veteriner Hekimliği - Abstract
Bu araştırmada, tavuk, martı dışkılarından ve alabalık barsak içeriklerinden hareketli aeromonaslar izole ve identifiye edilerek, bu suşlann protein profilleri SDS- PAGE yöntemiyle tespit edildi. Herbir susun protein profilinin diğer suşlarla olan benzerlik oranlan belirlenerek sonuçlar epidemiyolojik olarak değerlendirildi. Bu amaçla 50 adet tavuk, 50 adet martı dışkısı ve 50 adet alabalık barsak içeriğinden steril svaplarla alınan toplam 150 adet svap örneği Stuart taşıma ortamı içerisinde kısa sürede mikrobiyoloji laboratuvarma ulaştırıldı. Svap örneklerini hareketli aeromonaslar yönünden zenginleştirmek için Alkali Peptonlu Su (pH: 8.4) tüplerine ekim yapıldı.Daha sonra izolasyon amacıyla Aeromonas Medium'a ekim yapıldı, izole edilen bakterilerin biyokimyasal identifikasyonlan klasik yöntemlere göre yapıldı. Araştırma sonucunda tavuklara, martılara ve alabalıklara ait toplam 150 adet dışkı numunesinden 23 (%15.3) adet Aeromonas spp. izole edilerek, bunların 5 (21.7)'i A. caviae, 4 ( %17.4)'ü A. hydrophila ve 14 (%60.9)'ü A. sobria olarak identifiye edildi. İzole ve identifiye edilen hareketli aeromonas suşlarının protein profilleri SDS-PAGE yöntemiyle tespit edildi. Herbir susun protein profili diğer suşlann protein profilleri ile karşılaştırılarak benzerlik oranlan belirlendi. 23 adet susun karşılaştırılması sonucu oluşturulan 276 çiftin 241 (%87.3)'i farklı veya şüpheli ilişkili bulunurken, 35 (%12.7)'i identik bulundu. Aynı türe ait suşlar kendi içinde karşılaştırıldığında, A caviae 'nm 5 susu ile oluşturulan 10 çiftin 4 (%40)'ü şüpheli ilişkili, 6 (%60)'sı identik bulunurken, farklı çiftlere rastlanmadı. A. hydrophila' nın 4 susu ile oluşturulan 6 çiftin 1 (%16.6)'i farklı, 4 (%66.6)'ü şüpheli ilişkili bulunurken, 1 (%16.6)'i identik bulundu. A. sobria'mn 14 susu ile oluşturulan 91 çiftin 16 (%17.6)'sı farklı, 53 (%58.2)'ü şüpheli ilişkili bulunurken, 22 (%24.2)'si identik bulundu. Aynı hayvan türünden izole edilen, aynı türe ait hareketli Aeromonas suşlan karşılaştırıldı. Martılardan izole edilen A. caviae suşlan ile oluşturulan 5 çiftin tamamı (%100) identik bulundu. Alabalıklardan izole edilen A. hydrophila suşlan ile oluşturulan 3 çiftin 2 (%66.7)'si şüpheli ilişkili, 1 (%33.3)'i identik bulunurken, farklı çiftlere rastlanmadı. Tavuklardan izole edilen A. sobria suşlan ile oluşturulan 6 çiftin 5 (%83.3)'i şüpheli ilişkili, 1 (%16.7)'i identik bulunurken, farklı çiftlere rastlanmadı. Martılardan izole edilen A. sobria suşlan ile oluşturulan 6 çiftin tamamı (%100) identik bulundu. Alabalıklardan izole edilen A. sobria suşlan ile oluşturulan 15 çiftin 4 (%26.7)'ü şüpheli ilişkili, 11 (%73.3)'i identik bulunurken, farklı çiftlere rastlanmadı. İzole edilen her bir hareketli Aeromonas türüne ait suşlar, diğer türe ait suşlarla, izole edildikleri hayvan türleri dikkate alınmaksızın karşılaştırıldı. A. caviae suşlan ile, A. hydrophila suşlannın karşılaştırılması ile oluşturulan 20 çiftin 10 (%50)'u farklı, 5 (%25)'i şüpheli ilişkili bulunurken, 5 (%25)'i identik bulundu. A. caviae suşlan ile A. sobria suşlannın karşılaştırılması ile oluşturulan 70 çiftin 11 (%15.7)'i farklı, 59 (%84.2)ru şüpheli ilişkili bulunurken, identik çiftlere rastlanmadı. A. hydrophila suşlan ile A. sobria suşlannın karşılaştırılması ile oluşturulan 56 çiftin 26 (%46.2)'sı farklı, 30 (%53.6)'u şüpheli ilişkili bulunurken, identik çiftlere rastlanmadı. Farklı hayvan türlerinden izole edilen, aynı türe ait hareketli Aeromonas suşlan karşılaştınldı. Böyle bir karşılaştırma sonucu martılardan ve alabalıklardan izole edilen A. caviae suşlan ile oluşturulan 4 çiftin tamamı (%100) identik bulundu. Martıdan ve alabalıklardan izole 39edilen A. hydrophila suşları ile oluşturulan 3 çiftin 1 (%33.3)'i farklı, 2 (%66.7)'si şüpheli ilişkili bulunurken, identik çiftlere rastlanmadı. Tavuklardan ve martılardan izole edilen A. sobria suşları ile oluşturulan 16 çiftin tamamı (%100) şüpheli ilişkili bulundu. Tavuklardan ve alabalıklardan izole edilen A. sobria suşları ile oluşturulan 24 çiftin 16 (%66.6)'sı farklı, 8 (%33.3)'i şüpheli ilişkili bulunurken, identik çiftlere rastlanmadı. Martılardan ve alabalıklardan izole edilen A. sobria suşları ile oluşturulan 24 çiftin 20 (%83.3)'si şüpheli ilişkili, 4 (%16.7)'ü identik bulunurken, farklı çiftlere rastlanmadı Bu araştırmanın sonucunda, Türkiye'de martı dışkılarından hareketli aeromonaslann izolasyonu ile tavuk, martı ve gökkuşağı alabalıklarınım dışkılarından izole edilen hareketli aeromonaslann SDS-PAGE yöntemiyle protein profillerinin tespiti ilk kez gerçekleştirildi. `The isolation of Motile aeromonads strains from the feces of chicken, gull and rainbow trout (Oncorhyncus mykiss), and the determination of their protein profiles by SDS-PAGE` In this study, motile aeromonads taken from chicken and gull feces, and from the intestinal contents of rainbow trout were isolated and identified, and protein profiles of these strains were described by SDS-PAGE. In the study, a total of 150 samples, collected via sterile swabs from the feces of 50 chicken, 50 gull and 50 intestinal content of rainbow trout were used. The swabs were carried as soon as possible to microbiology laboratory in the Stuart Transport Medium. Samples were cultured onto Alkaline Peptone Water (pH:8.4) to enrich them in respect of motile aeromonads. Then, it was cultured on to Aeromonas Medium for isolation. The biochemical identification of isolated bacteria was performed according to classical methods. At the end of the study, 23 (%15.3) Aeromonas spp. were isolated from feces samples of chicken, gull and rainbow trout. Of them 5 (%21.7) were A. caviae, 4 (%17.4) A. hydrophila and 14 (%60.9) A. sobria. Protein profiles of the isolated and identified motile aeromonads strains were determined by SDS-PAGE. Protein profiles of each strain were compared with protein profiles of the other strains, and their similarity rate was recognised. 23 strains were compared and 276 pairs were obtained. Of them, 241 were either different or had uncertain relationship while 35 pairs were identical. The strains of the same species were compered among themselves. 5 strains of A. caviae were compared and 10 pairs were formed. Of them 4 (%40) pairs were found to have uncertain relationhip, 6 pairs (%60) were identical while different pairs were not determined. 4 strains of A. hydrophila were compared and 6 pairs were formed. Of them 1 pair (%16.6) was different, 4 pairs (%66.6) to have uncertain relationship while 1 pair (%16.6) was identical. 14 strains of A. sobria were compared and 91 pairs were formed. Of them 16 pairs (%17.6) were different, 53 pairs (%58.2) were found to have uncertain relationship while 22 pairs (%24.2) were found identical. The motile aeromonads strains isolated from the animals of the same kind and belonging to same species were compared. A. caviae strains isolated from gulls were compared and 5 pairs were formed. They all were identical. A. hydrophila strains isolated from rainbow trout were compared, and 3 pairs were formed. Of them 2 pairs (%66.7) were found to have uncertain relationship, 1 pair (%33.3) was identical while differend pairs were not determined. A. sobria strains isolated from chicken were compared and 6 pairs were formed. Of them 5 pairs (%83.3) were found to have uncertain relationship, 1 pair (%16.7) was identical while different pairs were not determined. A. sobria strains isolated from gulls were compared and 6 pairs were formed. They all were identical. A. sobria strains isolated from rainbow trout were compared, and 15 pairs were formed. Of them 4 pairs (%26.7) were found to have uncertain relationship, 1 1 pairs (%73.3) were identical while different pairs were not determined. The isolated strains belonging to each Motile aeromonad species were compared with the other strains without considering the kind of animal they were isolated from. A. caviae strains were compared with A. hydrophila strains, and 20 pairs were formed. Of them 10 pairs (%50) were different, 5 pairs (%25) were found to have uncertain relationship while 5 pairs (%25) were identical. A. caviae strains 41were compared with A. sobria, and 70 pairs were formed. Of them 11 pairs (%15.7) were diffrent, 59 pairs (%84.2) were found to have uncertain relationship while identical pairs were not determined. A. hydrophila strains were compared with A. soria strains and 56 pairs were formed. Of them 26 pairs (%46.2) were different, 30 pairs (%53.6) were found to have uncertain relationship while identical pairs were not determined. The strains isolated from different kinds of animals and belonging to the same species were compared. A. caviae strains isolated from gulls and rainbow trout were compared and 4 pairs were formed. Of them all were identical. A. hydrophila strains isolated from gulls and rainbow trout were compared, and 3 pairs were formed. Of them 1 pair (%33.3) was different, 2 pairs (%66.7) were found to have uncertain relationship while identical pairs were not determined. A. sobria strains isolated from chicken and gulls were compared and 16 pairs were formed. They all were found to have uncertain relationship. A. sobria strains isolated from chicken and rainbow trout were compared and 24 pairs were formed. Of them 16 pairs (%66.6) were different, 8 pairs (%33.3) were found to have uncertain relationship while identical pairs were not determined, sobria strains isolated from gulls and rainbow trout compared, and 24 pairs were formed. Of them 20 pairs (%83.3) were found to have uncertain relationship, 4 pairs (%16.7) were identical while different pairs were not determined. In conclusion, the identification of motile aeromonads from gull feces was done for the first time in Turkey as well as the determinaton of protein profiles of the isolated strains from feces of chicken, gull and rainbow and trout by SDS-PAGE. 56
- Published
- 2001
12. Van İli içme sularının Cryptosporidium spp. ookistleri yönünden incelenmesi.
- Author
-
ÇİÇek, Mutalip, Körkoca, Hanifi, and AkkaŞ, Önder
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
13. Investigation of Cryptosporidium spp. oocysts in the Karasu and Murat river water located in the province of Muş
- Author
-
Bahşi, Şeydanur and Körkoca, Hanifi
- Subjects
Food Engineering ,Gıda Mühendisliği - Abstract
Kriptosporidiyoz enfeksiyonlarının bir kısmı akut ve kendi kendini sınırlayabilmektedir. Ancak bir kısmı da kronik seyirlidir. Patojenik suşlar, enfekte bireyin bağışıklık durumu ile ilgili olarak, immün sistemi yeterli kişilerde hafif veya şiddetli hastalık tablosuna neden olurken, immün sistemi baskılanmış kişilerde ciddi kronik enfeksiyon tablosuna veya ölüme neden olabilmektedirler. Bu açıdan kriptosporidiyoz salgını halk sağlığı açısından önemlidir. Bu tez çalışması ile Muş ili sınırları içerisinde yer alan Murat ve Karasu Irmaklarına ait yüzey suyu örneklerinde Cryptosporidium spp. ookistlerinin varlığının Modified Ziehl Neelsen Boyama Yöntemi ile araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada su örneklerinde Cryptosporidium spp. ookistleri tespit edilemedi. Sonuç olarak; çeşitli nedenlerle etkene ait ookistler tespit edilmemiş olabileceğinden polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yönteminin de yer alacağı kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Some of the cryptosporidiosis infections are acute and self-limited. However, some of them have a chronic course. While pathogenic strains cause mild or severe disease in immunocompetent individuals, they can cause severe chronic infection or death in immunocompromised individuals, depending on the immune status of the infected individual. In this respect, the cryptosporidiosis epidemic is important for public health. In this thesis, it is aimed to investigate the presence of Cryptosporidium spp. oocysts in the surface water samples of the Murat and Karasu Rivers located within the borders of Muş Province with the Modified Ziehl Neelsen Staining Method. In this study, Cryptosporidium spp. oocysts could not be detected. As a result; Comprehensive studies including polymerase chain reaction (PCR) method are needed since oocysts belonging to the agent may not be detected for various reasons. 701451
- Published
- 2021
14. Yoğun bakım hastalarından izole edilen enterokok izolatlarında çeşitli virulans ve direnç genlerinin varlığının araştırılması
- Author
-
Işik Baytar, Şehristan, Körkoca, Hanifi, and Biyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Biology ,Biyoloji - Abstract
Muş Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'nde yatan hastalardan izole edilen 83 enterokok suşunda direnç genlerinin ve çeşitli virulans genlerin varlığı polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemi ile araştırıldı. Çalışma sonucunda tüm izolatlarda VanA, VanB, VanC, asa1, gelE, esp, agg, cylA, hyl, cfr, ace genleri sırasıyla; 6 (% 7.23), 0 (% 0), 0 (% 0), 25 (% 30.12), 30 (% 36.14), 29 (% 34.94), 8 (% 9.64), 19 (% 22.89), 11 (% 13.25), 0 (% 0), 20 (% 24.1) adet tespit edildi. Tür düzeyinde; E. faecalis suşlarında %54,84 oranıyla en fazla gelE geni, %3,23 oranıyla en az VanA geni tespit edilirken E. faecium suşlarında %32,69 oranıyla en fazla esp geni, %3,85 oranıyla en az agg geni tespit edildi. Sonuç olarak çoğunluğu vankomisine duyarlı olan izolatlarda önemli oranda virulans gen tespit edilmesi gerekli tedbirlerin alınması açısından dikkate değer bulundu. The presence of virulence genes in enterococci. For this purpose, the presence of resistance genes and various virulence genes in 83 enterococcus strains isolated from hospitalized patients in Muş State Hospital Intensive Care Unit were investigated by polymerase chain reaction (PCR) method. At the end of the study, VanA, VanB, VanC, asa1, gelE, esp, agg, cylA, hyl, cfr, ace genes were determined in all isolates; 6 (7.23%), 0 (0%), 0 (0%), 25 (30.12%), 30 (36.14%), 29 (34.94%), 8 (9.64%), 19 (22.89%), 11 ( 13.25%, 0 (0%) and 20 (24.1%) were detected in number. At the species level; In E. faecalis strains, the highest gelE gene was detected with 54.84% and the lowest VanA gene was detected with 3.23%. At the species level; In faecalis strains, the highest gelE gene was detected with 54.84% and the lowest VanA gene was detected with 3.23%; the highest esp gene was detected in E. faecium strains with 32.69% and the least agg gene was detected with 3.85%. As a result, the detection of significant virulence genes in most of the isolates susceptible to vancomycin was remarkable in terms of taking necessary precautions. 51
- Published
- 2019
15. Muş yöresinde toplum kökenli Klebsiella suşlarının antimikrobiyal duyarlılığının araştırılması
- Author
-
Polat, Muhammet Seyit, Körkoca, Hanifi, and Biyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
GSBL ,Mikrobiyoloji ,Toplum kökenli Klebsiella spp ,Microbiology ,antimikrobiyal duyarlılık - Abstract
Klebsiella spp. hastane enfeksiyonlarına neden olmakla birlikte toplum kökenli enfeksiyonlara da yol açabilmektedir. Toplumdaki bireylerin bulunduğu ortamda kişiden kişiye teması veya kişisel eşyaların kullanımı toplum kökenli enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Bu nedenle toplum kökenli enfeksiyonlara yol açan Klebsiella spp. taşıyıcılığı önem arz etmektedir. Bu tez çalışmasıyla toplum kökenli Klebsiella suşlarının antimikrobiyal duyarlılıklarının ortaya konulması amaçlandı. Bu amaç ile Muş ili devlet hastanesine başvuran 332 poliklinik hastasına ait dışkı örnekleri izolasyon amacıyla kullanıldı. Dışkı örneklerinden 23 (%6.93) adet Klebsiella spp. izole edilmiştir. Çalışmada ayrıca poliklinik hastalarından izole edilen 11 idrar izolatı kullanıldı. Dışkı örneklerinden izole edilen izolatlardan 19 suş K. pneumoniae, 2 suş K. oxytoca, 1 suş K. ozaenae ve 1 suş K. rhinoscleromatis olarak identifiye edildi. İdrar izolatlarının tamamı K. pneumoniae olarak identifiye edildiler. İzolatların antimikrobiyal duyarlılıkları disk difüzyon yöntemiyle ortaya konuldu. Zon çaplarının değerlendirilmesi Klinik ve Laboratuvar Standartları Enstitüsünün (Clinical and Laboratory Standards Institute, CLSI) kriterlerine göre yapıldı. Çalışma sonucunda antibiyotiklere karşı çeşitli oranlarda duyarlılık tespit edildi. İzolatlara en etkili antimikrobiyal ajanların sırasıyla; imipenem, amikasin ve ofloksasin (%100); siprofloksasin, gentamisin ve kloramfenikol (%97.06); sefepim ve tobramisin (%94.12); seftazidim, sefotaksim ve aztreonam (%91.18); amoksisilin/klavulonik asit (%88.24); sefuroksim ve sefazolin (%82.35) olduğu tespit edildi. Antimikrobiyal direnç düşük oranlarda tespit edildi. Ayrıca suşlarda GSBL tespit edilmedi. Sonuç olarak; bölgemizde toplum kökenli Klebsiella izolatlarında önemli derecede antimikrobiyal direnç tespit edilmemiştir.Anahtar kelimeler: Toplum kökenli Klebsiella spp., antimikrobiyal duyarlılık, GSBL. Klebsiella spp. can lead to community-acquired infections while its species cause hospital infections. Community-acquired infections by them may be caused owing to contact from person to person or use of your personal belongings. Therefore Klebsiella spp. Carriage that cause community-acquired infections is important. With this thesis, the antimicrobial susceptibility of community-acquired strains of Klebsiella was aimed to reveal.Total 332 stool samples taken from outpatients applied Muş state hospital were used for isolation for this aim. 23 Klebsiella spp. strains was isolated at ratio of 6.93% from 332 stool samples. In addition, 11 urine strains isolated from outpatients were used in the study. Fecal Klebsiella isolates were identifed as following; 19 K. pneumoniae, 2 K. oxytoca, 1 K. ozaenae and 1 K. rhinoscleromatis. All of urine isolates were identified as K. pneumoniae. Antimicrobial susceptibility of isolates were examined using disc diffision technique. Evaluation of zone diameter of test strains were carried out according to Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI). Findings of the study show that test strains have sensitivity to test antibiotics in various rates. The most effective antimicrobial agents against to isolates were imipenem, amikacin and ofloxacin (100%); ciprofloxacin, gentamicin and chloramphenicol (97.06%); cefepime and tobramycin (94.12%); ceftazidime, cefotaxime and aztreonam (91.18%); amoxicillin/clavulanic acid (88.24%); cefazolin and cefuroxime (82.35%), respectively. Antimicrobial resistance was detected at low levels while ESBL was not detected. As a result, significant antimicrobial resistance was not detected in community-acquired Klebsiella isolates in our region.Key words: Community-acquired Klebsiella spp., antimicrobial susceptibility, ESBL. 68
- Published
- 2014
16. Investigation of bacteria in nursing students nasal Staphylococcus aureus
- Author
-
Ömeroğlu, Ömer, Körkoca, Hanifi, and Biyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
hastane enfeksiyonu ,nazal tasıyıcılık ,hemsirelik öğrencileri ,S. aureus ,Biology ,Biyoloji - Abstract
Staphylococcus aureus hastane enfeksiyonlarına neden olabilmektedir. Sağlık personeli, hastane enfeksiyonlarının oluşumunda önemli dercede rol oynamaktadır. Bu nedenle nazal S. aureus taşıyıcılığı önem arz etmektedir. Çalışmamızda Hemşirelik öğrencilerinin hastane kökenli S. aureusenfeksiyonları yönünden rezervuar teşkil edip etmedikleri, bununla birlikte hastane kökenli S. aureus yönünden hangi derecede kolonizasyona maruz kaldıklarının araştırılması amaçlandı. Çalışmada, 156 Hemşirelik bölümü öğrencisi ve 90 kontrol grubuna ait olmak üzere toplam 246 kişiden steril eküvyonlarla alınan nazal sürüntü örnekleri alındı. Suşların izolasyonunda mannitol salt agar kullanılırken, teşhisleri (identifikasyon) klasik yöntemlerle yapıldı. İzolatların antimikrobiyal duyarlılıkları Klinik ve Laboratuvar Standartları Enstitüsünün (Clinical and Laboratory Standards Institute, CLSI) yöntemlerine göre yapıldı. Çalışma ve kontrol grubu bulguları ki-kare (x2) testi ile istatistiksel olarak karşılaştırılarak analiz edildi. Çalışma sonucunda hemşirelik öğrencilerinde %15,38 oranında taşıyıcılık tespit edilirken, kontrol grubunda %21,1 oranında taşıyıcılık tespit edildi. Hemşirelik öğrencilerinde ve kontrol grubunda metisillin resistant S. aureus (MRSA) tespit edilmedi. Çalışmada kullanılan antibiyotiklere karşı çeşitli oranlarda duyarlılık tespit edildi. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda, hastane kökenli izolatlara ait özellikler yönünden hemşirelik öğrencileri lehine anlamlı bir fark tespit edilmedi. Sonuç olarak; hemşirelik öğrencilerinin hastane kökenli izolatlara ait antimikrobiyal direnç, slime oluşturma, ß hemoliz ve kristal viyole reaksiyonu özelliklere sahip S. aureus suşları açısından bir rezervuar teşkil etmediği tespit edilmiştir. Bununla birlikte öğrencilerde hastane kökenli S. aureus kolonizasyonu belirlenmemiştir.Anahtar kelimeler: S. aureus, hemşirelik öğrencileri, nazal taşıyıcılık, hastane enfeksiyonu Staphylococcus aureus can cause hospital infections. Health staff plays a major role to cause in terms of nasal carriage hospital infections. In this regard, nasal S. aureus carriage is of great importance. The aim of this study is to investigate whether nursing students constitute a reservoir for hospital-acquired S. aureus infections and to which extent they exposure to colonization in terms of hospital-acquired S. aureus. For this aim, nasal swab samples were taken from 156 nursing students and 90 from the control group ?total 246 people- by sterile swab conventianal method. Mannitol salt agar was used for the isolation of strains the conventional method was used to identify test microorganisms. The antimicrobial susceptibility of isolates was determined by disk diffusion according to CLSI. Findings of the study and control groups were analyzed by chi-square test by statistical comparison. As a result of the study, a rate of %15.38 nasal carriage was detected for nursing students while a rate of %21.1 of carriage was detected in the control group.Meticillin resistant S. aureus (MRSA) wasn?t detected from nursing students and control group. Sensitivities of antibiotics which were used in this study were determined at various rates. As a result of the statistical analysis, a significant difference in favour of nursing students wasn?t detected in terms of the features of hospital-acquired isolates. As conclusion, it has been determined that nursing students didn?t constitute a reservoir for of S .aureus strains having antimicrobial resistance, slime production, ß hemolysis and crystal violet reaction features which belong to hospital-acquired isolates. Moreover, hospital-acquired S. aureus colonization wasn?t detected in samples taken from students.Key words: S. aureus, nursing students, nasal carriage, hospital-acquired infection 64
- Published
- 2013
17. [Investigation of Cryptosporidium sp. in workers of the Van municipality slaughterhouse and in slaughtered animals].
- Author
-
Ciçek M, Körkoca H, and Gül A
- Subjects
- Animals, Cattle, Cattle Diseases parasitology, Cryptosporidiosis parasitology, Cryptosporidium isolation & purification, Feces parasitology, Goat Diseases parasitology, Goats, Humans, Occupational Diseases parasitology, Sheep, Sheep Diseases parasitology, Turkey epidemiology, Abattoirs, Cattle Diseases epidemiology, Cryptosporidiosis epidemiology, Goat Diseases epidemiology, Occupational Diseases epidemiology, Sheep Diseases epidemiology
- Abstract
This study was carried out in order to investigate the prevalence of Cryptosporidium sp. in slaughtered animals and workers of the Van municipality slaughterhouse in Van. Animals slaughtered at different times and workers who had been working in different departments of the slaughter house were included in the study for three months. A total of 309 fecal specimens from animals including 167 sheep, 56 goats and 86 cattle and 87 fecal specimens from workers were examined for Cryptosporidium sp. oocysts. In slaughtered animals, the modified acid-fast staining method was used to determine the oocysts of Cryptosporidium sp. The fecal samples of slaughter workers were examined by using RIDA (R) Quick Cryptosporidium Strip Test (R-Biopharm, Germany) and the modified acid-fast staining method. Fecal samples found to be positive by stripe test were also confirmed with the ELISA method (R-Biopharm, Germany). Oocysts of Cryptosporidium sp. were found in fecal specimens of 22 sheep (13.17%), 6 goats (10.71%) and 7 cattle (8.13%). Intestinal parasites were observed in 34 fecal specimens of workers (39.08%). Cryptosporidium sp., Hymenolepis nana, Chilomastix mesnili, Endolimax nana, Iodamoeba bütschlii were found in the specimen of one worker (1.14%), Entamoeba coli in 4 workers (4.59%), Blastocystis hominis (9.19%) in 8 workers, and Giardia intestinalis (19.54%) in 17 workers.
- Published
- 2008
18. [Prevalence of intestinal parasites among workers in food sector in Van region].
- Author
-
Kurtoğlu MG, Körkoca H, Ciçek M, and Cengiz ZT
- Subjects
- Adolescent, Adult, Animals, Feces parasitology, Female, Humans, Intestinal Diseases, Parasitic epidemiology, Male, Middle Aged, Occupational Diseases epidemiology, Turkey, Young Adult, Food Industry, Intestinal Diseases, Parasitic parasitology, Occupational Diseases parasitology
- Abstract
Stool and cellophane tape specimens were taken for parasitological examination from 739 people who work in food sector and applied to the public health lab of the Van Health Administration for porter examination. Parasites were determined at 131 people (17.71%) of 739 worker whom samples were investigated. Ninety-five people had one, 30 people had two, 5 people had three and one person had four parasite species. Parasites determined in the study were 19.08% helminthes and 80.91% protozoon. In this study, 1.21% Ascaris lumbricoides, 0.81% Enterobius vermicularis, 0.67% Hymenolepis nana, 0.40% Trichuris trichiura, 0.27% Taenia saginata, 4.87% Blastocystis hominis, 3.24% Entamoeba coli, 2.84% Giardia intestinalis, 2.02% Iodamoeba bütschlii, 0.67% Endolimax nana, 0.27% Entamoeba histolytica/Entamoeba dispar, 0.27% Chilomastix mesnili, 0.13% Entamoeba hartmanni were found.
- Published
- 2007
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.