Search

Artırılmış gerçeklik teknolojileri, gerçek hayatta ulaşılması mümkün olmayan ya da ulaşılması zor olan nesneleri, gerçekliğe yakın şekilde görmeyi mümkün kılmaktadır. Eğitim ortamlarında özellikle soyut konuların öğretiminde Artırılmış Gerçeklik (AG) teknolojileri, öğrenmeyi kolaylaştırarak öğrenenlere etkili öğrenme ortamları sunabilmektedir. Üreme Sistemleri konusu da soyut ve teorik bir konu olduğu için öğrenciler tarafından öğrenilmesi zor konulardan biridir. Bu çalışmada üreme sistemleri konusunda üniversite öğrencilerine yönelik geliştirilen artırılmış gerçeklik uygulamasının öğrencilerin artırılmış gerçeklik uygulamalarına yönelik tutumlarına etkisi incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Dokuz Eylül Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde öğrenim gören 3. sınıf öğrencilerinden seçmeli Cinsel Sağlık Bilgisi dersini alan 16 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında katılımcıların artırılmış gerçeklik uygulamasına yönelik tutumları uygulamadan 1 hafta sonra ve 4 hafta sonra iki kere ölçümlenmiştir. Ayrıca uygulama sonrasında öğrencilerin AG’ye yönelik görüşlerini belirlemek amacıyla yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Araştırma sonunda 2. ölçümdeki tutum puanının 1. ölçümden yüksek olduğu görülürken, ölçümler arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Yapılan görüşmelerde öğrenciler AG uygulamasını “etkileyici”, ”faydalı”, “öğretici”, “kullanışlı”, ”merak uyandırıcı” bulduklarını ifade etmişlerdir. Bu sonuç öğrencilerin AG’ye yönelik görüşlerinin olumlu yönde olduğunu göstermektedir.Anahtar sözcükler: Artırılmış gerçeklik, üreme sistemleri, tutum Augmented reality technologies makeit possible to see objects that are impossible or difficult to reach in reallife, close to reality. Augmented Reality (AG) technologies, especially in theteaching of abstract subjects in educational environments, can provideeffective learning environments for learners by facilitating learning. Humanreproductive system is an abstract and theoretical which is one of the hardest subjectto learn for students. In this study, we examined that the effect of attitudesrelated to augmented reality of university students on the application abouthuman reproductive system. Study group of the research was consists of 16students who took elective Sexual Health Knowledge lesson from 3rd yearstudents in Dokuz Eylül University, Guidance and Psychological CounselingEducation Deparment. Participants' attitudes related to augmented reality weremeasured 1 and 4 week after the application about reproductive systems. In additionto this, a semi-structured interview was conducted to determine theparticipants' views on the augmented reality. At the end of the study, althoughit was found that the attitude score in the 2rd measurement was higher than thefirst, there was no significant difference between the measurements. In theinterview, it was determined that the students found the augmented realityapplication about reproductive systems as "impressive","useful", "instructive", "practical" and"intriguing". This result shows that students' views on AugmentedReality are positive.Keywords: augmentedreality, human reproductive system, attitude

Kullanılabilirlik birkullanıcı grubunun verilen görevleri, mevcut bağlamda etkili, verimli ve isteyerekyerine getirmesi olarak tanımlanabilir. Kullanılabilirliğin temel unsurlarıetkililik, verimlilik ve memnuniyettir. Etkililik, kullanıcıların uygulamayıkullanarak yapması beklenen işleri ne ölçüde başarabildiğini ifade ederken;verimlilik, belirlenen işi yapmak için kullanılan zaman, çaba, maliyet gibiunsurların ölçüsü; memnuniyet ise kullanıcının uygulamayı kullanırken oluşanduygularının, fikirlerinin ve uygulamaya ilişkin algılarının bir ölçüsüdür. Kullanılabilirlikteknoloji ve insan boyutu olan bir kavramdır. Dolayısıyla çevrimiçi eğitimortamlarının tasarımında, hedef kitlenin tasarım sürecine katkısı kullanılabilirliğigeliştirmesi açısından önem kazanmıştır. Bu nedenle, hedef kitleyi uygulamaöncesinde tasarım sürecine dahil eden çalışmalar giderek yaygınlaşmıştır. Buçalışmada, e-öğrenme ortamı olarak geliştirilen “Çevrimiçi İnfertiliteyi ÖnlemeEğitimi (http://infertiliteyionleme.deu.edu.tr/course/)” sitesinin üniversiteöğrencileri tarafından kullanılabilirliğini incelemek amaçlanmıştır. Çalışmadanitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarakkullanıcı bilgi formu, görev kartları, gözlem formu, 10 maddeden oluşan “SistemKullanılabilirlik Ölçeği” ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır.Çalışmada katılımcılar kullanıcı bilgi formunu doldurduktan sonra, önceden belirlenen7 görev sırayla katılımcılara verilmiştir. Katılımcılar görevlerigerçekleştirirken, aynı zamanda görevlere ilişkin bilgilerin (görev süresi,görev tamamlama durumu vb.) yer aldığı gözlem formu araştırmacı tarafındandoldurulmuştur. Görevler bittikten sonra, katılımcılara doğrudan SistemKullanılabilirlik Ölçeği verilmiş ve ardından katılımcılara görevlere ve sitekullanılabilirliğine ilişkin soruların yer aldığı yarı yapılandırılmış görüşmeformu uygulanmıştır. Ayrıca katılımcılardan görevler sırasında nasıl bir yolizledikleri sesli düşünme yöntemi (think aloud) ile istenmiştir. Çalışma grubunda, Bilgisayar ve ÖğretimTeknolojileri Eğitimi ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde okuyan 8lisans öğrencisi yer almıştır. Katılımcıların hiçbiri daha önce Çevrimiçi İnfertiliteyiÖnleme Eğitim sitesini görmemiş ve kullanmamıştır. Gönüllük esasına dayalıolarak seçilen katılımcıların 7’sinin kişisel bir bilgisayara sahip olduğubelirlenirken 6’sının bilgisayar kullanım süresinin 7 yıl ve üzeri olduğu, 7’sininise 4 yıl ve üzeri süredir internet kullanmakta olduğu belirlenmiştir. Katılımcıların4’ü internet kullanma düzeylerini yeterli olarak tanımlarken, 4’ü ise internetkullanım düzeyinin yetersiz olduğunu belirtmiştir. Ayrıca katılımcıların 6’sıönceden herhangi bir site üzerinden eğitim (çevrimiçi/uzaktan eğitim) almadıklarınıifade etmiştir. Bilgisayar başında, araştırmacıların yönlendirmesi ilegerçekleştirilen deney oturumlarında, verilen görevlerin tamamlanması ortalama 9dakika 97 saniye sürmüştür. Katılımcıların görevleri gerçekleştirmesüreleri incelendiğinde ise görev 1’in 42 saniye; görev 2’nin 1 dakika 4 saniye;görev 3’ün 3 dakika 67 saniye; görev 4’ün 2 dakika 87 saniye; görev 5’in 30saniye; görev 6’nın 49 saniye ve görev 7’nin 24 saniyede tamamlandığıgözlenmiştir. Bu bulgulardan elde edilen sonuçlara göre katılımcıların en fazlazaman harcadıkları görevin 3. görev olduğu; en az zaman harcadıkları görevinise 7. görev olduğu saptanmıştır. 1, 3, 5, 6 ve 7 numaralı görevlerikatılımcıların tamamı yaparken, 2 numaralı görevi 1 katılımcı, 4 numaralıgörevi ise 3 katılımcı yapamamıştır. Görevleri tamamlayan katılımcıların 5’igörevler esnasında yardıma ihtiyaç duyarken, 2’si yardım almadan görevleritamamlamıştır. Katılımcıların Sistem Kullanılabilirlik Ölçeği’nden aldıklarıpuanlar incelendiğinde ise en yüksek puanın 87,5 en düşük puanın ise 35 olduğubelirlenmiştir. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 0, en yüksek puan ise100’dür. Bu puanlar referansalındığında, katılımcıların siteye ilişkin puan ortalamalarının (=69,38) orta düzeydeolduğu söylenebilir. Diğer bir ifadeyle katılımcılar siteyi orta düzeydekullanılabilir bulmaktadır. E-öğrenme ortamlarının tasarımı ile ilgili mülakatsonuçları ve sistem kullanılabilirlik ölçeği ise katılımcıların sitenin kullanımınıolumlu olarak değerlendirdiğini ve önerilerinin olduğunu göstermektedir. Buçalışmanın sağlık bilimleri alanında e-öğrenme ortamları tasarımında mesajtasarımı ile ilgili çalışmalar yapan uygulayıcılara örnekler sunarak pratikbilgi birikimine katkı sağlaması beklenmektedir. Anahtar kelimeler: e-öğrenme,infertilite eğitimi, kullanılabilirlik Usability can bedefined as a group of users performing assigned tasks effectively, efficientlyand willingly in the current context. Basic factors of usability areeffectiveness, efficiency and satisfaction. Effectiveness refers to the extentto which users are able to accomplish the tasks expected to perform usingpractice; efficiency is a measure of time, effort, cost, etc. used to do thespecified job; satisfaction is a measure of a user’s feelings and thoughtswhile using the application and perceptions related to it. Usability is aconcept that is consisted of technology and human dimension. Therefore, in thedesign of online education environments, the contribution of the target groupto the design process has gained importance in terms of increasing usability.For this reason, the studies that include the target group in the designprocess before the application became more and more widespread. In this study,it was aimed to examine the usability of the "Online InfertilityPrevention Education (http://infertiliteyionleme.deu.edu.tr/course/ )“ website developedas an e-learning environment by university students. Qualitative researchmethod was used in this study. User information form, task cards, observationform, System Usability Scale consisting of 10 items and semi-structuredinterview form were used as data collection tools in this study. Participantsfilled in the user information form and then assigned 7 pre-determined tasks inattendance in the study. While participants were performing tasks, theobservation form filled with the information (task time, task completion statusetc.) about the tasks was filled by the researcher. After the tasks were over,System Usability Scale was applied directly to the participants, followed by asemi-structured interview form with questions about participant tasks andwebsite usability. In addition to this,it was desirable with the method of think aloud that participants follow duringperforming tasks. The study was conducted with 8 undergraduate studentsstudying in Department of Computer and Instructional Technology (CEIT)Education and Division of Guidance and Psychological Counseling Department.None of the participants have ever seen or used the Online InfertilityPrevention Education website previously. It was determined that 7 of theparticipants selected based on the volunteering had a personel computer, 6 ofthem were using computer over 7 years and 7 of them were using internet forover 4 years. While 4 of the participants defined internet use levels asadequate, 4 stated that internet usage level was insufficient. Also, 6 of theparticipants stated that they didn’t take online or distance educationbeforehand on any website. It took an average of 9 minute 97 seconds tocomplete the tasks given on the computer in the experiment sessions conductedby the researchers. When participants’ completion time of tasks is examined,task 1 is 42 seconds; task 2 is 1 minute 4 seconds; task 3 is 3 minutes 67seconds; task 4 is 2 minutes 87 seconds; task 5 is 30 seconds; task 6 is 49seconds and task 7 is completed in 24 seconds. According to the resultsobtained from these findings, it is task 3 that participants spend the mosttime, and that the task they spend the least time is the task 7. Task 1,3,5,6 and 7 were completed byparticipants but task 2 by 1 participant and task 4 by 3 participants were notcompleted. While 5 of the participants who completed the tasks needed helpduring the tasks, 2 participants completed the tasks without help. It wasdetermined that the highest score of the participants in the System UsabilityScale is 87.5 and the lowest score is 35. The lowest score that can be takenfrom the scale is 0, and the highest score is 100. When these scores are takenas a reference, it can be said that the participants’ average score (=69,38) about websiteis intermediate. In other words, participants find the website moderatelyusable. The interview results and the system usability scale related to thedesign of the e-learning environments showed that the participants positivelyevaluated the usability of the website and the recommendations were stated. Itis expected that the results of the study will contribute to practicalknowledge by presenting examples to practitioners working on message design inthe design of e-learning environments in the field of health sciences.Keywords: e-learning,infertility education, usability

Bu çalışmanın temel amacı; tersyüz sınıf modeline dayalı çevrimiçi infertiliteyi önleme eğitiminin üniversite öğrencilerinin infertilite konusundaki bilgi, tutum ve ders motivasyonlarına etkisini araştırmaktır. Çalışmada nicel ve nitel araştırma yöntemleri birlikte kullanılmış; nicel araştırma yöntemlerinden öntest-sontest kontrol gruplu model kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu ise Dokuz Eylül Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (RPD) bölümünde 2017-2018 eğitim-öğretim yılında 3. sınıfta okuyan Cinsel Sağlık Bilgisi dersini alan 26 öğrenci oluşturmuştur. Öğrenciler deney ve kontrol gruplarına yansız olarak (rastgele) atanmıştır. Çalışmada nicel veriler anketler ile, nitel veriler ise görüşme ve gözlem notları ile toplanmıştır. Nicel veri toplama aracı olarak Seymenler (2017) tarafından geliştirilen İnfertilite Bilgi Testi, Siyez ve arkadaşları (baskıda) tarafından geliştirilen İnfertiliteye Yönelik Tutum Ölçeği ve Acar (2009) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Öğretim Materyali Motivasyon Ölçeği; nitel veri toplama aracı olarak ise tersyüz sınıf modeline göre işlenecek ders süreci ile ilgili öğrenci görüşlerini içeren yarı yapılandırılmış görüşme formu ile araştırmacı ve bir gözlemci tarafından deney grubunda haftalık olarak tutulan gözlem notları kullanılmıştır. Çalışma kapsamında deney ve kontrol gruplarında haftalık işlenen konular aynı olmakla birlikte, sınıf içinde kullanılan yöntem ve teknikler farklılaşmıştır. Deney grubunda tersyüz sınıf modeline göre, kontrol grubunda ise teknoloji ile zenginleştirilmiş öğretmen merkezli yönteme göre ders işlenmiştir. Tersyüz sınıf modelinin kullanıldığı deney grubunda dersin teorik kısmı için Mayer'in Çoklu Ortam Tasarım prensiplerine uygun olarak geliştirilen çevrimiçi infertiliteyi önleme eğitim sitesi kullanılırken, sınıf içinde ise aktif öğrenme etkinlikleri yapılmış; kontrol grubunda ise öğretim materyali olarak teknoloji ile zenginleştirilmiş PowerPoint sunumları kullanılmış, ders geleneksel sınıf ortamında soru-cevap, tartışma, düz anlatım yöntem ve teknikleri ile yürütülmüştür. Deney ve kontrol grubunda ders içerikleri her hafta aynı şekilde işlenmiştir. Araştırmada ders anlatımları 4 hafta, veri toplama sürecini içeren araştırma süreci ise ön test, son test ve kalıcılık testlerinin uygulanması ile birlikte ise 8 hafta sürmüştür. Nicel verilerin analizinde betimsel analiz, tekrarlı ölçümler için tek faktörlü ANOVA, İlişkili örneklemler için t-testi ve Bağımsız örneklemler için t-testi kullanılırken nitel verilerin analizinde betimsel ve içerik analizi teknikleri kullanılmıştır.Araştırma sonunda deney ve kontrol gruplarının infertilite bilgi testi ve infertiliteye yönelik tutum ölçeği öntest, sontest ve kalıcılık puan ortalamalarında anlamlı bir farklılık bulunurken; gruplara göre anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Fakat araştırma sonunda deney grubunun derse yönelik motivasyon sontest ve kalıcılık testi puan ortalaması, kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, bu konuda çalışma yapmak isteyen araştırmacılara uygulama sürecini 4 haftadan uzun bir sürede planlamaları, daha büyük bir örneklem grubu ile çalışmaları ve infertiliteye yönelik tutuma ilişkin daha fazla sayıda etkinlik yapmaları önerilmektedir. The main purpose of this study is to investigate the effect of infertility prevention education based on flipped class model on the knowledge, attitude about infertility and motivation of university students. Quantitative and qualitative research methods were used in the study and also the pretest-posttest control group model was used for quantitative research methods. The study group of the study consisted of 26 university students who were studying in the 3rd grade in the Department of Guidance and Psychological Counseling in Dokuz Eylul University in 2017-2018 academic year. The students are assigned to experimental and control groups randomly. In the study, quantitative data were collected by questionnaires, and qualitative data were collected through interviews and observation notes. In the study, as a quantitative data collection tool Infertility Knowledge Test developed by Seymenler (2017), Attitudes Toward Infertility Scale developed by Siyez and her friends (in press), and Instructional Materials Motivation Scale (ÖMMÖ) adapted to Turkish by Acar (2009); as a qualitative data collection tool semi-structured interview form which includes the views of the students about the course process to be processed according to the flipped class model, and the observation notes which were held weekly by the researcher and the observer in the experimental group were used. Although the subjects weekly discussed in the experiment and control groups were the same in the scope of the study, the methods and techniques used in the class were different. Flipped class model was used in the experimental group, and technology-enriched teacher centered method was used in the control group. In the experimental group, the online infertility prevention education website, which was developed in accordance with the principles of Mayer's Multimedia Design, was used for the theoretical part of the course, and in the classroom active learning activities were conducted. In the control group, technology-enriched PowerPoint presentations were used as instructional material, and the course was conducted with question-answer, discussion methods and techniques in the traditional classroom. In the experiment and control group, the course contents were processed in the same way every week. The research process of the study included 4 weeks with course process and the data collection process lasted 8 weeks with pretest, posttest and retention tests. In the analysis of quantitative data descriptive analysis, One-Way ANOVA for repeated measures, paired-samples t-test and independent samples t-test were used. In the analysis of qualitative data, descriptive and content analysis techniques were used.At the end of the study, there was no significant difference between the groups according to the infertility knowledge test and attitude scale towards infertility. However, at the end of the research, the motivation mean score of the experimental group for the course was significantly higher than the control group. According to the results obtained from the research, it is recommended that researchers who want to study on this subject should plan the application process in more than 4 weeks, work with a larger sample group and also make more activities related to the attitude towards infertility. 203