18 results on '"Serkan Yildirim"'
Search Results
2. Efficacy of boric acid therapy in a pseudomonas aeruginosa-induced chronic otitis media model in rats
- Author
-
Serkan Yildirim, Sinan Köyceğiz, Muhammed Sedat Sakat, Korhan Kılıç, Ayhan Kars, and Abdulkadir Şahin
- Subjects
borik asit ,kronik otitis media ,pseudomonas aeruginosa ,sıçan ,tümör nekroz faktörü-alfa ,boric acid ,chronic otitis media ,rat ,tumor necrosis factor-alpha ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Purpose: Chronic otitis media (COM) is one of the common infectious diseases of the middle ear caused by bacterial or viral pathogens. The purpose of the present study was to investigate the efficacy of boric acid (BA) in the treatment of COM by comparing topical 4% and 8% BA applications with systemic ciprofloxacin in a Pseudomonas aeruginosa (P. aeruginosa) inoculation-induced model of COM in rats. Materials and Methods: Forty-two Sprague Dawley rats were divided into seven equal groups. The COM model was created with P. aeruginosa. Clinical, histopathological and, immunohistochemical comparisons were performed between the control, COM, topical 4% and 8% BA treatment, a systemic ciprofloxacin treatment, and topical 4% and 8% BA contact groups. Results: In the COM model, moderate edema, inflammation, degeneration and moderate tumor necrosis factor-alpha (TNF-α) expression were detected with the application of 4% BA. Mild edema, inflammation, degeneration, and mild TNF-α expression were detected with 8% BA application. Conclusion: Both 4% and 8% BA treatment provided significant clinical, histopathological and immunohistochemical improvement. The application of 8% BA was found to exhibit greater therapeutic efficacy, with no harmful effect on the middle ear mucosa.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
3. Investigation of Academic Studies on Learning Styles: A Systematic Review
- Author
-
Ahmet Yusuf CEVHER and Serkan YILDIRIM
- Subjects
Education (General) ,L7-991 - Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
4. Investigation of The Joining Interface of Copper-Titanium Bimetallic Composite Materials Manufactured Using Explosive Welding Method
- Author
-
Mehmet Serkan YILDIRIM and Yakup KAYA
- Abstract
In this study, copper (Cu) and titanium (Ti)plates were joined by explosion welding method using different explosive rates and Cu-Ti bimetallic composite materials were produced. The effect of explosive rate on the bonding interface of the produced Cu-Ti bimetallic composite materials was invistigated by microstructure studies and mechanical tests. Optical microscope (OM), scanning electron microscope (SEM), energy dispersive spectrometry (EDS) and X-ray diffraction (XRD) methods were used for the joining interface characterization. In order to determine the mechanical properties of the joining interface, tensile-shear, notch impact, bending, twisting tests and microllardness studies were carried out. As a result of the microstructure investigations, it was determined that as the exposive rate increased, the fluctuation at the bonding interface increased and accordingly, the wavelength and amplitude increased. In addition, it was determined that Cu4Ti and Cu4Ti3 intermetallic phases were formed at an explosive rate of R=3, and intermetallic phases of Cu3Ti2, Cu4Ti3, CuTi2 and CuTi3 at an explosive rate of R=3.5. As a result of the mechanical tests, it was determined that there was no visible welding defect at the bonding interface.
- Published
- 2022
5. Ratlarda Kurşun Asetat Kaynaklı Karaciğer Hasarı Üzerine Chrysin’ in Etkilerinin Araştırılması
- Author
-
Serkan Yildirim, Sefa Kucukler, Pınar Coşkun, Fulya Benzer, and Fatih Mehmet Kandemir
- Subjects
Antioksidanlar,Chrysin,Kurşun Asetat,Karaciğer,Serbest Radikal Hasarı ,Fen ,Chemistry ,Science ,General Medicine - Abstract
Bu çalışma kurşun asetat (PbA) kaynaklı karaciğer hasarı üzerine chrysinin (CH) etkilerinin araştırılması amacıyla yapıldı. Çalışmada 35 adet Sprague Dawley cinsi erkek rat, her grupta 7 rat olacak şekilde 5 gruba ayrıldı. 1. Grup (Kontrol): Oral yolla serum fizyolojik verildi. 2. Grup (CH grubu): CH (50 mg kg-1 ağırlık gün-1) 7 gün boyunca oral olarak ratlara verildi. 3. Grup (PbA grubu): PbA (30 mg kg-1) 7 gün boyunca 30 mg kg-1 PbA oral yolla ratlara verildi. 4. Grup (PbA+CH 25 grubu): 7 gün boyunca 25 mg/kg CH uygulamasından 30 dakika sonra 30 mg kg-1 PbA ratlara oral yoldan verildi. 5. Grup (PbA +CH 50 grubu): 7 gün süreyle 50 mg/kg CH uygulamasından 30 dakika sonra 30 mg kg-1 PbA ratlara oral yoldan verildi. Son uygulamadan 24 saat sonra (8.günde) ratlar hafif sevofloran anestezisi altında ötenazileri yapılarak, doku ve kan örnekleri alındı. Serumda Aspartat Aminotransferaz (AST), Alanin Aminotransferaz (ALT) ve Alkalin Fosfataz (ALP) düzeylerine, karaciğer dokusunda Malondialdehit (MDA), Glutatyon (GSH) ve Nitrik Oksit (NO.) düzeyleri ile Süperoksid Dismutaz (SOD), Katalaz (CAT), Glutatyon Peroksidaz (GSH-Px) ve Arginaz enzim aktivitelerine bakıldı. Kontrol ile kıyaslandığı zaman serum ALT, AST ve ALP düzeyleri PbA verilen grupta arttı, bu artış CH ile kısmen düzeltildi. Karaciğer MDA ve NO. düzeyleri PbA verilen gruplarda artarken, antioksidan enzim aktiviteleri ile GSH düzeyi azaldı. CH uygulanması; artan MDA ve NO. düzeylerini azalttı, azalan antioksidan enzim aktiviteleri ile GSH düzeylerini ise artırdı. Histolojik olarak bakıldığında ise, kontrol ve CH gruplarındaki ratların karaciğer dokuları normal histolojik görünümdeydi. Tek başına PbA uygulanan grup ratlarının karaciğerlerinde hepatositlerde şiddetli düzeyde nekrotik değişiklikler ve hidropik dejenerasyonlar görüldü. PbA+CH 25 grubundaki ratların karaciğerlerinde hepatositlerde orta düzeyde nekrotik değişiklikler ve hidropik dejenerasyonlar görüldü. Bu gruplarda ayrıca yer yer periportal ve perivasküler alanlarda mononükleer hücre infiltrasyonlarına rastlandı. PbA ile birlikte CH 50 uygulanan gruptaki ratların karaciğerlerinde ise nekroz, hidropik dejenerasyonlar ve mononükleer hücre infiltrasyonlarının azaldığı belirlendi. Sonuç olarak karaciğerde PbA kaynaklı hasarlarını azaltmada CH etkili olmuştur.
- Published
- 2021
6. Kastrasyon Duyarlı Metastatik Prostat Kanserinde İki Prognostik Belirteç: ALP ve Gleason Skoru
- Author
-
Serkan YILDIRIM and Atike Pinar ERDOĞAN
- Subjects
Medicine ,prostat kanseri,kastrasyon duyarlı,ALP,Gleason ,Tıp - Abstract
GİRİŞ Prostat kanseri tanısı konulduktan sonra dünyada yaygın olarak Gleason skoru bu hastalığı patolojik olarak sınıflamak için kullanılmaktadır. Alkaline phosphatase (ALP) primer olarak karaciğer ve kemikten kaynaklanmaktadır. Sağlıklı insanlarda kemik kaynaklı ALP yaklaşık %40-50 civarındadır. Kemik metastazı olan prostat kanserinde yaygın karaciğer tutulumu yoksa ALP yüksekliğinin kaynağı bu kemik tutulumudur. Bu iki prognostik belirtecin kastrasyon sensitif kemik metastazları bulunan hastalarda ayrı ayrı ve biribiri ile olan ilişkileri araştırmak amacıyla retrospektif çalışmamızı dizayn ettik. MATERYAL-METOD Çalışmamız retrospektif ve Türkiyeden 5 merkezin katıldığı çok merkezli bir çalışmadır. Bu merkezlere başvuran hastaların dosyaları incelenmiştir SONUÇLAR Toplam 138 hasta çalışmaya dahil edildi. Gleason skoru 9-10 olan hasta sayısı 75, ≤8 hasta sayısı 60 idi. Gleason skoru ≤8 olan grubun genel sağ kalımı istatistiki anlamlı şekilde daha uzun olarak saptandı (Gleason 9-10 vs ≤8, 63.73 ay vs 40.93 ay)(p=0,021). Sadece ALP düşük olan Gleason skoru 9-10 olan hastalarla , ≤8 olan hastalar arasında ise istatistiki anlamlı olarak sağ kalım farkı bulunmakta idi (Gleason 9-10 vs ≤8, 41.87 ay vs 76.2 ay)(p=0,025). NETİCE Metastatik kastrasyon duyarlı hastalarda ALP ve Gleason skoru prognozu belirleme amacıyla kullanılabilirler. Ancak Gleason skoru, daha çok ALP düzeyi belirlenen cutoff değerinin altındaki hastalarda prognozu belirlemek için kullanılabilir.
- Published
- 2020
7. Oleanolik asidin çekal ligasyon ve punksiyon ile sepsis oluşturulan ratlarda kalp hasarı üzerine etkileri
- Author
-
Kübra Coşar, Mohammad Alhilal, Muhammet Bahaeddin Dortbudak, Tuba Aydin, Hüseyin Serkan Erol, Mesut Halici, Serkan Yildirim, and Belirlenecek
- Subjects
business.industry ,Rehabilitation ,Physical Therapy, Sports Therapy and Rehabilitation ,Inflammation ,General Medicine ,Pharmacology ,medicine.disease ,Sepsis ,chemistry.chemical_compound ,Veterinary ,chemistry ,Ceftriaxone ,medicine ,Ceftriaxone,Heart,Inflammation,Oleanolic acid,Sepsis ,Veteriner Hekimlik ,medicine.symptom ,business ,Oleanolic acid ,medicine.drug ,İnflamasyon,Kalp,Oleanolik asit,Seftriakson,Sepsis - Abstract
Bu çalışmada zeytin ağacı (Olea europeae) ağacının yaprağından saflaştırılan oleanolik asidin (OEA) ratlarda çekal ligasyon ve punksiyonla (CLP) indüklenen sepisisin oluşturduğu kalp hasarı üzerine etkileri incelendi. Her gruba eşit olacak şekilde 30 adet Wistar erkek rat sham, sepsis, OEA-150, OEA-300 ve CEFT olarak 5 gruba ayrıldı. Kromatografik metotlarla zeytin yaprağından saflaştırılan oleanolik asit OEA gruplarına 150 ve 300 mg/kg dozlarda oral yolla uygulandı. CEFT grubuna seftriakson 150 mg/kg dozda intraperitoneal yolla uygulandı. Uygulamadan 24 saat sonra ratlardan kan serumu ve kalp dokuları, histopatolojik, immünohistokimyasal ve biyokimyasal analizler için alındı. Yapılan histopatolojik ve immünohistokimyasal incelemede, sepsis grubunun doku tümör nekrozis faktör (TNF)- ve interlökin (IL)-1β ekspresyonlarında artış, myokartta kas liflerinde şiddetli düzeyde hyalin dejenerasyon, Zenker nekrozu ve damarlarda şiddetli düzeyde hiperemi gözlendi. OEA ve seftriakson (CEFT) sitokin ekspresyonlarında ve histopatolojik bulgularda azalma sağladı. Sepsis, doku superoksit dismutaz aktivitesini (SOD) azalttı. Ayrıca lipid peroksidasyonu (LPO) ve glutatyon (GSH) seviyeleri ile doku katalaz (KAT), serum kreatin kinaz (CK-MB) ve serum laktat dehidrojenaz (LDH) aktivitelerini önemli şekilde arttırdı. OEA ve CEFT, SOD aktivitesini önemli derecede arttırırken diğer parametrelerde belirgin düşüşe neden oldu. Bu çalışmadan elde edilen bulgular ışığında oleanolik asidin sepsis sırasında oluşan kalp dokusu hasarının azaltılmasında faydalı olabileceği düşünülmektedir., In the present, the effects of oleanolic acid (OEA) purified from leaf of the olive tree (Olea europeae) on heart damage caused by cecal ligation and puncture (CLP) induced sepsis model in rats were examined. Thirty Wistar rats equally were divided into six groups as sham, sepsis, OEA-150, OEA-300 and CEFT. Oleanolic acid purified from olive leaf by chromatographic methods was orally administered at doses of 150 and 300 mg/kg to OEA groups. Ceftriaxone was intraperitoneally administered at a dose of 150 mg/kg to the CEFT group. Twenty-four hours after the application, blood serum and heart tissues were taken from rats for histopathological, immunohistochemical and biochemical analysis. In histopathological and immunohistochemical examination, an increase in tissue tumor necrosis factor (TNF)- and interleukin (IL)-1β expressions of the sepsis group, severe hyaline degeneration in muscle fibers in the myocardium, Zenker necrosis and severe hyperemia in the vessels were observed. OEA and ceftriaxone (CEFT) provided a decrease in cytokine expressions and histopathological findings. Sepsis reduced tissue superoxide dismutase activity (SOD). It also significantly increased lipid peroxidation (LPO), glutathione (GSH) levels, catalase (CAT), serum creatine kinase (CK-MB) and serum lactate dehydrogenase (LDH) activities. OEA and CEFT significantly increased SOD activity while causing a significant decrease in other parameters. In the light of the findings from this study, it is thought that oleanolic acid may be beneficial in reducing heart tissue damage during sepsis.
- Published
- 2020
8. Development of a Sign Language Translation System for Hearing Impairment Person's Communication and Professional’s Evaluations
- Author
-
Serkan Yildirim and Takdire Vişne
- Subjects
Vocabulary ,media_common.quotation_subject ,02 engineering and technology ,Academic achievement ,Sign language ,işaret dili çeviri sistemi,işaret dili,işitme yetersizliği,iletişim,işitme ,computer.software_genre ,Special education ,Industrial and Manufacturing Engineering ,Social ,0203 mechanical engineering ,Mathematics education ,Sosyal ,media_common ,Laziness ,05 social sciences ,Socialization ,050301 education ,Surfaces, Coatings and Films ,020303 mechanical engineering & transports ,Sign language translation system,communication processes,hearing impairment,communication,hearing ,Psychology ,0503 education ,computer ,Interpreter ,Qualitative research - Abstract
Bu çalışmanın amacı, iletişim ortamı olarak geliştirilen prototip İDÇS (İşaret Dili Çeviri Sistemi)’nin iletişim sürecini ve akademik başarıyı destekleme potansiyelini belirlemektir. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden biri olan durum çalışması ile yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu işitme engelliler öğretmenliğinden mezun özel eğitim öğretmenleri, uzman öğreticiler ve işaret dili tercümanları olmak üzere 11 uzman oluşturmaktadır. Geliştirilen sistemle ilgili uzman görüşleri alınmış ve toplanan veriler analiz edilmiştir. Elde edilen veriler iletişim süreçleri ve akademik başarı olmak üzere iki tema altında toplanmıştır. İletişim süreçlerine yönelik bulgular incelendiğinde katılımcılar tarafından İDÇS’nin en çok iletişim performansını ve sosyalleşmeyi arttırma potansiyelinin olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte İDÇS’nin başlangıç seviyesinde öğrenme, kelime dağarcığını artırma potansiyelinin olduğu da katılımcılar tarafından ifade edilmiştir. İDÇS’nin ders çalışma süreçlerine etki potansiyelinin bulunması da elde edilen diğer bulgular arasındadır. İDÇS’nin iletişim performansını, sosyalleşmeyi, kelime dağarcığını, akademik başarıyı, başlangıç seviyesinde işaret dili öğrenmeyi ve işaret dili öğrenmeye ilgiyi arttırma potansiyelinin olduğuna ilişkin görüşler bildirilmiştir. İşitme yetisinde oluşturabileceği tembelliğin soyutlanmaya yol açma ihtimalinin bulunduğu da elde edilen sonuçlar arasındadır., The aim of this study is to determine the potential of the IDCS (Sign Language Translation System) developed as a communication environment to support the communication process and academic success. The study was conducted with case study which is one of the qualitative research methods. The study group of the study consists of 11 experts including special education teachers who graduated from hearing impaired teachers, specialist teachers and sign language interpreters. The system was designed considering the deficiencies in the literature and the development process was carried out. After the necessary arrangements, expert opinions about the system were obtained and the collected data were analyzed. The data were collected under two themes: communication processes and academic achievement. When the findings related to the communication processes are analyzed, it is thought that the IDCS has the potential to increase communication performance and socialization mostly. However, it has been said that IDCS has the potential to learn sign language at starter level and increase vocabulary by participants. The effect of IDCS on course work processes is another finding. It has been found that IDCS has the potential to increase communication performance, socialization, vocabulary, academic achievement, sign language learning and interest in sign language learning. It is also among the results that laziness in hearing ability can lead to abstraction.
- Published
- 2019
9. KAPYA BİBER ARTIĞI KULLANILARAK BİYOSORPSİYONLA ATIKSULARDAN NİKEL GİDERİMİ
- Author
-
Levent Gürel, Ali Serkan Yildirim, Arife Şeker, Aslı Kiliç, and Tuğba Meşe
- Subjects
Environmental Engineering ,Çevre Mühendisliği ,Pharmacology (medical) ,nikel giderimi,biyosorpsiyon,kapya biber çekirdeği,izoterm,kinetik - Abstract
Nikel, alıcı ortamlariçin ciddi zararlı etkilere yol açabilen bir ağır metal olup, deşarj edilmedenönce uygun arıtım yöntemleri kullanılarak giderilmesi gerekmektedir. Bu amaçla,atıksulardan yeni bir biyosorbent materyali olan kapya biber çekirdeğinin nikelgiderim performansını değerlendirmek için biyosorpsiyon çalışmalarıgerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada başlangıç pH değerinin, biyosorbentdozajının, başlangıç nikel konsantrasyonunun ve zamanın biyosorpsiyon üzerineolan etkileri araştırılmış, ayrıca kinetik ve denge analizleri degerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada kullanılan biyosorbent materyali 125 µm ile250 µm aralığında yer almaktadır. Yapılan çalışmaların neticesindebiyosorpsiyon verilerinin yalancı ikinci derece reaksiyon kinetik modeli ile çokiyi bir şekilde tanımlandığı bulunmuş olup, Langmuir izoterm modelinin de deneysonuçları ile oldukça tutarlı olduğu anlaşılmıştır. Biyosorpsiyon çalışmasındaoptimum pH değerinin 5,5 olduğu tespit edilmiştir. Maksimum giderim verimi 28g/L biyosorbent materyali kullanılarak elde edilmiştir. Maksimum biyosorpsiyontutma kapasitesi 4,17 mg/g olarak hesaplanmıştır. Bu çalışma ile atıksulardannikel iyonlarının giderimi için bu biyokütlenin bir potansiyele sahip olduğubulunmuştur.
- Published
- 2019
10. Ratlarda Cyclophosphamide ile İndüklenen Nefrotoksisitede Bazı Hematolojik Parametreler ve Böbreğin Histopatolojisi Üzerine Naringinin Protektif Etkileri
- Author
-
Ali Cinar, Fikret Çelebi, Serkan Yildirim, Muzaffer Selçuk, Emin Şengül, and Yusuf Dag
- Subjects
0301 basic medicine ,Gynecology ,03 medical and health sciences ,medicine.medical_specialty ,030104 developmental biology ,0302 clinical medicine ,General Veterinary ,business.industry ,030220 oncology & carcinogenesis ,Medicine ,business - Abstract
Bu calismada cyclophosphamide (CYP) ile induklenen nefrotoksisitede Naringin’in protektif etkilerinin arastirilmasi amaclanmistir. Arastirmamizda yaklasik 200-250 g agirliginda, 40 adet erkek eriskin Sprague Dawley irki rat kullanildi ve 5 grup olusturuldu. Hematolojik ve biyokimyasal parametrelerin olcumu Abocus Junior Vet5 hemogram cihazinda rat modunda ve Moduler PP otoanalizorunde yapildi. CYP’li gruplarda alyuvar sayisi, akyuvar sayisi, hematokrit deger, trombosit sayisi ve lenfosit (%) dusmesine ragmen, notrofil (%) ve monosit (%) miktari artti (P
- Published
- 2018
11. Effects of Chronically Exposure to Flor and 7,12-Dimethylbenzanthracene (DMBA) on Spermatogenesis and Testicular Histopathology in Rats
- Author
-
Yavuz Selim Saglam, Gökhan Oto, Saadet Belhan, Hasan Uyar, Serkan Yildirim, and Zübeyr Huyut
- Subjects
endocrine system ,General Veterinary ,business.industry ,Chronic Fluorosis,7-12-dimethylbenzanthracene (DMBA),Rat,Spermatogenesis,Testis ,0402 animal and dairy science ,030206 dentistry ,04 agricultural and veterinary sciences ,Rat,Spermatogenezis,Kronik Florozis,7-12-dimethylbenzanthracene (DMBA),Testis ,040201 dairy & animal science ,Andrology ,03 medical and health sciences ,0302 clinical medicine ,Health Care Sciences and Services ,Medicine ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,business - Abstract
This study aimed to investigate the effects of both sodium fluoride (NaF) and polycyclic aromatic hydrocarbon (PAH)derivative such as 7,12-dimethylbenz[a]anthracene (DMBA) singly and in combination on spermatogenesis and testishistopathology in rats. Forty male Wistar albino rats weighing 250–300 g used. On the 90th day of the experiment,intracardiac blood samples and testes were taken. While there was no change in FSH and LH levels in the groups, testosteronelevels were significantly decreased in the other groups according to the control group (P, Bu çalışmada, sıçanlarda florür ve polisiklik aromatik hidrokarbon (PAH) türevi olan 7,12-dimetilbenz [a] antrasen (DMBA)'in spermatogenesis ve testisin histopatolojisi üzerine tek tek ve kombinasyon halinde etkilerinin araştırılması amaçlandı. 250-300 g ağırlığında 40 erkek Wistar albino sıçanı kullanıldı. Deneyin 90. gününde intrakardiak kan örnekleri ve testis doku örnekleri alındı. Gruplarda ki FSH ve LH düzeylerinde her hangi bir değişiklik gözükmezken testosteron düzeylerinin kontrol grubuna göre diğer gruplarda önemli ölçüde düştüğü belirlendi (P
- Published
- 2018
12. Optimization of Tensile Strength of Titanium Plates Jointed Resistance Spot Welding with Taguchi Method
- Author
-
Ramazan Çakıroğlu, Behçet Gülenç, Nizamettin Kahraman, Yakup Kaya, Mehmet Serkan Yildirim, and Ahmet Durgutlu
- Subjects
Gynecology ,0209 industrial biotechnology ,medicine.medical_specialty ,020901 industrial engineering & automation ,Spot resistance welding,tensile strength,ANOVA,Taguchi method ,Engineering ,medicine ,Mühendislik ,Nokta direnç kaynağı,çekme dayanımı,ANOVA,Taguchi metodu ,02 engineering and technology ,021001 nanoscience & nanotechnology ,0210 nano-technology ,Mathematics - Abstract
Bu çalışmada;düşük yoğunluk, yüksek dayanım ve mükemmel korozyon direncinden dolayı havacılık,uzay ve kimya endüstrilerinde oldukça yaygın olarak kullanılan ticari saf titanyum(Grade2) levhalar, nokta direnç kaynak yöntemi ile birleştirilmiştir. Birleştirmeişlemlerinde; farklı elektrod kuvveti (3 ve 6 kN), kaynak akımı(3,5 ve 7 kA) vekaynak süresi (10,20 ve 30 çevrim) kullanılarak, kaynak parametrelerininçekme-makaslama dayanımında etkisi incelenmiştir. Çekme-makaslama testisonuçları Taguchi metodunun en büyük-en iyi kontrol karakteristiği ile optimize edilmiştir.Maksimum çekme-makaslama dayanımı için belirlenen optimum test kombinasyonu, A2B3C3(6kN-7kA-30 çevrim) olarak belirlenmiştir. Çekme-makaslama dayanımısonuçlarına, kaynak parametrelerinin etkisi varyans analizi (ANOVA) metodu kullanılarakincelenmiş ve en etkin parametrenin %45.82 ile kaynak akımı olduğu tespit edilmiştir., In thisstudy, commercial titanium (Grade 2) plates, which are commonly used inaviation, space and chemistry industries because of its low density, highresistance and perfect corrosion resistance, are jointed by using spotresistance welding. In the process, the effect of welding parameters on tensilestrength using different electrode strengths (3 and 6 kN), welding current (3,5 and 7 kA) and welding time (10, 20 and 30 cycles). The results of tensilestrength test were optimized with the characteristic of maximum-best control ofTaguchi method. Optimum test combination for maximum tensile strength wasdesignated as A2B3C3 (6 kN-7 kA-30 cycles). Effects of welding parameters ontensile strength results were analyzedwith analysis of variant (ANOVA) method and the most effective parameter wasdetermined as welding current with %45.82.
- Published
- 2018
13. Evaluation of the Effect of the Combination of Boron Compounds on Chronic Liver Disease
- Author
-
Serkan Yıldırım, Mustafa Can Güler, Sümeyye Başer, Ali Taghizadehghalehjoughi, Demet Çelebi, and Özgür Çelebi
- Subjects
biyofilm ,bor bileşikleri ,fraksiyonel i̇nhibisyon konsantrasyonu ,hücre kültürü ,sinerjik etki ,biyofilm, bor bileşikleri, fraksiyonel i̇nhibisyon konsantrasyonu, hücre kültürü, sinerjik etki ,biofilm ,boron compounds ,fractional inhibition concentration ,cell culture ,synergistic effect ,Medicine - Abstract
Aim: Enterococcus faecalis has surface adhesion proteins that enable it to attach to human intestinal and vaginal tissue cells with antibiotic-resistant strains in patients. Due to these properties, boron and its derivatives are preferred as therapeutic agents due to their antibacterial, antifungal, antiparasitic and antifungal activities. In this study, we aimed to evaluate the synergistic effect of boron compounds and their effect on biofilms in an infection model created with Enterococcus faecalis 29212 on the HepG2 liver cell line. Materials and Methods: It was determined that sodium perborate monohydrate + zinc borate had the lowest values as a result of the minimum inhibitory concentration and fractional inhibitor concentration studies. It has also been shown that these doses reduce cytotoxic effects. In addition, 32 µg/ml Etidote + 256 µg/ml Sodium Perborate Monohydrate showed the highest biofilm effect. Results: we show that boron compounds effectively reduce biofilm formation and cause the death of bacteria.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
14. Alaşımsız Çelik Ve Östenitik Paslanmaz Çelik Levhaların Patlama Kaynağında Patlayıcı Oranının Arayüzey Oluşumuna Etkisi
- Author
-
Mehmet Serkan Yildirim and Ahmet Durgutlu
- Subjects
General Earth and Planetary Sciences ,General Environmental Science - Abstract
Bu calismada, Dkp sac levha ve ostenitik paslanmaz celik levhalarin farkli oranlarda patlayici (Elbar 5) miktarlari kullanilarak paralel levha patlama kaynak yontemi ile kaynaklanabilirligi ve patlayici oraninin ara yuzey ozelliklerine etkisi arastirilmistir. Deneysel calismalar sonunda, patlama kaynagiyla DKP sac levha ve ostenitik paslanmaz celik malzemelerin birlestirilebildigi ve ust parca agirligina gore patlayici orani arttiginda ara yuzeyin, dogrusal bir birlesme ara yuzeyinden dalgali bir hale donustugu gorulmustur. Patlayici oraninin artisiyla beraber olusan dalgalarin, boylarinda ve genliklerinde bir artis oldugu, ayrica carpismadan kaynaklanan soguk deformasyondan dolayi, ara yuzeye yakin bolgelerin ve levhalarin dis yuzeylerinin sertliklerinde bir artisin meydana geldigi tespit edilmistir.
- Published
- 2017
15. Bir oğlakta konjenital kolo-veziko-üretral fistül, atrezia koli, rektal agenezis ve atrezia ani olgusu
- Author
-
Abdullah Karasu, Serkan Yildirim, Gamze Çakmak, and Musa Gençcelep
- Subjects
Veterinary ,General Veterinary ,Veteriner Hekimlik ,Animal Science and Zoology ,Atrezia ani,atrezia koli,konjenital kolo-veziko-üretral fistül,rektal agenezis,oğlak ,Atresia ani,atresia coli,congenital colo-vesico-urethral fistula,kid,rectal agenesis - Abstract
Bu olgunun materyalini konjenital anomalisi olan dört günlük erkek Renkli Tiftik Keçisi oğlağı oluşturdu. Bu olgu sunumunda, oğlakta karşılaşılan konjenital kolo-veziko-üretral fistül ile atrezia koli, rektal agenezis ve atrezia ani anomalilerinin klinik, radyografik, makroskobik ve histopatolojik bulgularının aktarılması amaçlanmıştır. Olgunun klinik muayenesinde anüsün şekillenmediği, hayvanın ayağa kalkamadığı, dehidrasyon ve abdominal gerginlik olduğu tespit edildi. Ayrıca prepisyum içinde az miktarda bulanık idrarın varlığı ve mekonyum gözlendi. Bu bulgular dikkate alınarak gastrointestinal sistem ile idrar kesesi arasında fistül olduğu şüphesiyle operasyona karar verildi. Olgu cerrahi girişim sırasında öldü. Yapılan nekropside kolonun pelvisin kranialinde şişkin ve küt bir şekilde sonlandığı tespit edildi. Kolonun küt ucunun hem vezika ürinaria hem de üretraya yapışık olduğu belirlendi. Anomalinin tanısını koymak adına fistüllerin bulunduğu bölgeden alınan örneklerin histopatolojisinde kolonun hem üretra’ya hem de idrar kesesine ayrı ayrı fistül oluşturduğu tespit edildi. Konjenital kolo-veziko-üretral fistül, atrezia koli, rektal agenezis ve atrezia ani olgularının tek bir materyalde görülmesi multiple konjenital anomali vakaları için güzel bir örnek teşkil edebileceği düşünülmektedir, The material of this case was a four days old male Coloured Angora Goat with congenital anomaly. The purpose of this study was to present findings of congenital colo-vesico-urethral fistula and atresia coli, rectal agenesis and atresia ani clinically, radiographically, macroscopically and histopathologically. According to the clinical examination; anus did not form, animal was dehydrated and not able to get to its feet and had abdominal tension. Besides, few amounts of unclear urine and meconium were present in preputium. By taking into consideration these findings, it was decided to make surgical operation on suspicion of fistula presence between gastrointestinal system and urinary bladder. The animal died during operation. Subsequent to necropsy, colon was swollen and observed at the cranial of pelvis ending bluntly. The blunt end of colon adhered to both urinary bladder and urethra. In order to diagnosis anomaly, samples were obtained from the region where fistulas were present. According to histopathological examination, fistula formation of colon separately to both urethra and urinary bladder was observed. Observing congenital of colo-vesico-urethral fistula, atresia coli, rectal agenesis and atresia ani all in one only in materials rare and may present a good sample for congenital anomaly cases
- Published
- 2017
16. The Antibacterial Effect of Boron Compounds and Evaluation of the Effects on Biofilm Formation in the Infection Model of Klebsiella pneumoniae on the HepG2 Cell Line
- Author
-
Serkan Yıldırım, Mustafa Can Güler, Sümeyye Başer, Ali Taghizadehghalehjoughi, Demet Çelebi, and Özgür Çelebi
- Subjects
hepg2 ,klebsiella pneumoniae ,minimum inhibitory concentration ,boron components ,bor bileşenleri ,minimum inhibitör konsantrasyon ,Medicine - Abstract
Aim: Klebsiella pneumoniae causes hospital-acquired pneumonia, urinary tract infection and bacteremia in immunocompromised patients. Klebsiella pneumoniae, which has become more common recently, causes antibiotic resistance as well as pyogenic liver abscesses and hematogenous metastatic spread in humans. Developing antibiotic resistance complicates the treatment of liver infections. In our study, we aimed to evaluate the effect of boron compounds in an infection model created by Klebsiella pneumoniae 700603. Materials and Methods: Minimum inhibitory concentration and fractional inhibitory concentration studies, resistance gene levels, and HepG2 cell analyses were performed and evaluated. Results: We determined the low and high minimum inhibitory concentration values of boron components, sodium perborate monohydrate and etidote, respectively. In addition, sodium perborate monohydrate is also effective on biofilm formation. Our findings have shown that boron compounds are more effective when used in a combination. In the toxicity model created in the cellular study, the boron compounds cytotoxic effect decreased due to their antibacterial effects. Conclusion: İt seems that boron compounds are effective, and the positive effect increases when used together.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
17. The Effect of Explosıve Ratıo on Interface Formatıon in Explosıon Weldıng of Non Alloyed and Austenıtıc Steel Plates
- Author
-
Mehmet Serkan YILDIRIM and Ahmet DURGUTLU
- Subjects
Explosive ,Welding/bonding ,Stainless steel ,Explosive Ratio ,Interface ,Engineering (General). Civil engineering (General) ,TA1-2040 ,Science ,Science (General) ,Q1-390 - Abstract
In this study, weldability of austenitic stainless steel sheet to DKP sheet metals by explosive welding and the effect of explosive ratio (Elbar 5) on the joint interface have been investigated experimentally. Experimental results show that austenitic stainless steel can be bonded to DKP sheet by using explosive bonding. The joint interface was transformed from line ar to wavy appearance within increasing explosive ratio with respect to upper plate weight. Moreover, with increasing explosive ratio, the wavelength and amplitude of waviness increased. Hardness measure indicate that the impact force leads to increase in hardness of the zone next to interface and outer surface of the plates.
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
18. Electroconvulsive Therapy: An Update
- Author
-
Murat Ilhan Atagun, Murat Serkan Yildirim, and Ozge Canbek
- Subjects
ECT ,mechanism of action ,seizure threshold ,anticonvulsant effect ,Psychiatry ,RC435-571 - Abstract
Effects and side effects of electroconvulsive therapy have been a subject of debate since the begininng of its use to treat psychiatric disorders. As its antidepressant mechanism of action have been topic of many researches, many valuable findings were obtained ever since. However, methodological differences and different application protocols limited the accumulation of scientific data. Anticonvulsant effect and elevation of seizure threshold have been taken as outcome measures in many researches although it is still controversial. Some variables of treated disorders also may have affected researches. The aim of this article was to investigate current literature regarding application protocols and mechanism of action of electroconvulsive therapy.
- Published
- 2012
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.