10 results on '"boronic acids"'
Search Results
2. Floresans prob taşıyan oksazolon boronik asitlerin sentezi ve biyokonjugatları
- Author
-
Duman, Fatma, Hür, Deniz, and Kimya Anabilim Dalı
- Subjects
Chemistry ,Boronic acids ,Kimya - Abstract
Bor periyodik tabloda özel bir yere sahiptir. Karbon ile aynı periyotta bulunur fakat bir elektronu azdır. Bu nedenle organik kimya ve tıp kimyasında önemli olan karbon ile yapısal özellikler açısından birçok benzerlik göstermektedir. Boronik asit bileşenlerinin farmasötik maddeler olarak kullanımı, benzersiz elektronik ve fizikokimyasal özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Floresans moleküller; tıp, fizik, kimya ve biyoloji alanlarında biyoetiketleme, enzim substratı, hücre organellerinin işaretlenmesi, hastalık tanıları, organik ışık yayan diyotlar gibi birçok kullanım alanı bularak bu bilimlerin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bu yüzden çok sayıda ve çok çeşitli karakteristik özelliklere sahip fotolüminesans probların olduğu bildirilmiştir. Floresans problar, analitik algılama ve optik görüntüleme için yüksek hassasiyete sahip olmaları, hızlı tepki göstermeleri ve teknik basitliği nedeniyle özelikle sensör çalışmaları için dikkat çekmektedir. Bu tez çalışmasında biyomoleküllerin cis-diolleriyle etkileşime girebilen düşük toksisiteli fenilboronik aside, oksazolon iskelet yapısı ve floresans prob eklenerek konjuge organik yapılar sentezlenmiştir. Yapılan bu çalışmada; 4-boronobenzoik asitten ilk olarak 4-(klorokarbonilfenil) boronik asit elde edilmiş ve glisin ile reaksiyonundan (4-bromobenzoil) glisin elde edilmiştir. Elde edilen bu malzemenin floresans aldehitler ile reaksiyonu sonunda biyosensör olarak kullanılabilecek floresans prob taşıyan oksazolon boronik asit türevleri sentezlenmiştir. Sentezlenen bu türevlerin NMR, Floresans ve UV-Vis Spektroskopi analizleri yapılmış ve sialik asit, hemaglutinin ile olan etkileşimlerinin analizleri floresans spektroskopisi kullanarak incelenmiştir. Boron has special place in the periodic table. It is found in the same period as carbon, but is less than one electron. Therefore, organic chemistry and medical chemistry are important in terms of structural properties of carbon and shows many similarities. The use of boronic acid components as pharmaceutical ingredients is due to its unique electronic and physicochemical properties. Fluorescence molecules have been an integral part of chemistry, biology, physics and medicine by finding many common fields such as bio labeling, enzyme substrate, marking of cell organelles, disease diagnosis and organic light emitting diodes. Therefore, it has been reported that there are many photo luminescence probes with a wide variety of characteristic properties. Fluorescence probes are particulary important for sensor studies due to their high sensivity for analytical detection and optical imaging, rapid response time and technical simplicity. In this thesis, conjugated organic structures were synthesized by adding oxazolone skeletal structure and fluorescence probe to the low toxicity phenyl boronic acid, which can interact with cis-diol of biomolecules. In this study; 4-(chlorocarbonylphenyl) boronic acid was obtained from 4-borono benzoic acid and (4-boronobenzoyl) gylcine was obtained from reaction with gylcine. The reaction of this resulting material with fluorescence aldehydes give oxazolone boronic acid derivatives carrying a fluorescence probe which can eventually be used as a biosensor. NMR, Fluorescence and UV-Vis spectroscopy analyses of these synthesized derivatives were performed and analysis of their interaction with sialic acid and hemagglutinin was investigated using fluorescence spectroscopy. 100
- Published
- 2019
3. Glikozillenmiş protein tayini için boronat temelli yüzey plazmon rezonans sensörler
- Author
-
Çalışır, Merve, Yavuz Alagöz, Handan, Kimya Anabilim Dalı, and Kimya
- Subjects
Glikozillenmiş hemoglobin ,Chemistry ,Yüzey plazmon rezonans sensörler ,Biosensors ,Boronic acids ,Biyokimya ,Optical sensors ,Surface plasmons ,Hemoglobin A-glycosylated ,Vinil fenil boronik asit ,Biochemistry ,Kimya - Abstract
Şeker hastalarının kan şekeri seviyelerinin takibinde en yaygın kullanılan testler kan glukozu ve glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) ölçümüdür. Kan glukozu ölçümü, günlük glisemik durumun göstergesi iken HbA1c ve diyabet gelişme riskinin bir göstergesidir. Glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) hemoglobinin β-zincirinin N-terminal valinine glikoz bağlanması sonucu oluşur ve geçmiş 2-3 aylık dönemdeki ortalama glukoz değerini yansıtır. HbA1c'nin kandaki derişiminin 141mg/dL'den yüksek olması şeker hastalığı teşhisi konması için çoğu zaman yeterlidir. Boronik asit türevleri, cis-diol etkileşimini temel alan karbonhidrat ilişkisi sayesinde HbA1c tayininde sıklıkla kullanılır ve bu ilişki temel alınan tayinler çoğunlukla enzimatik sensörler ve HPLC ile yürütülmektedir. Bu yöntemlerin yanı sıra sensör çalışmaları da alternatif olarak geliştirilmeye başlanmıştır. Bu çalışmada bir boronik asit türevi olan vinil fenil boronik asit ile modifiye edilmiş bir yüzey plazmon rezonans sensörü ile HbA1c tayini yapmak amaçlanmıştır. Çalışmada pH değerinin bağlanmada önemli bir parametre olduğu ve derişim attıkça alınan sinyalin de arttığı görüldüğünden bağlanmanın başarılı bir şekilde sağlandığı sensogramlardan alınan grafiklerle ortaya konulmuştur. 10 μg/mL derişimde dahi sinyal alınabildiğinden klinik değerlerden çok daha hassas ölçüm yapılabildiği de kanıtlamıştır. Yapay plazma çalışmalarında insan serum albumini, IgG, hemoglobin gibi bağlanma gösterebilecek moleküllere karşı seçiciliği ayırt edici bir şekilde fazla olduğu alınan farklı sensogramlarla teyit edilmiştir. Tekrar kullanılabilirlik testlerinde kırınım değerinin oldukça az değişim göstermesi düşük maliyet hedeflenen çalışmalar için de uygun olduğunu göstermiştir. Sonuçlar ayrıca bir SPR biyosensörünün HbA1c ölçümünün doğruluğunu ve yine doğruluğunu arttırmak için hassas bir teknik olarak kullanılabileceğini kanıtlamıştır. Blood glucose and glycosylated hemoglobin (HbA1c) measurements are the most commonly used tests for diagnosing diabetics. Measurement of blood glucose is an indicator of daily glycemic status. HbA1c measurement is an indicator of the risk of and diabetes to develop. Glycosylated hemoglobin (HbA1c) is the result of glucose binding of the β-chain of hemoglobin to N-terminal valine and reflects the average glucose value over the past 2-3 months. HbA1c in the blood concentration of more than 141mg / dL is often enough to diagnose diabetes. Boronic acid derivatives are often used in HbA1c determination due to the carbohydrate relationship based on the cis-diol interaction and determinations based on this association are mostly carried out by enzymatic sensors and HPLC. In addition to these methods, sensor studies have also started to be developed as an alternative. In this study it was aimed to determine HbA1c by a surface plasmon resonance sensor modified with a boronic acid derivative vinyl phenyl boronic acid. In the study, it was shown that the pH value is an important parameter for binding and the signal received is increased as the concentration is increased. Even at 10 μg/mL low concentration, signal can be received and showed that at clinical values more accurate measurement can be made. In artificial plasma studies, different sensograms were obtained for human serum albumin, IgG, and hemoglobin molecules which all could bind to modified chip and the selectivity to the molecules are distinctively differentiated in comparison with HbA1c. In the re-usability tests, the diffraction value varies considerably low, indicating that low cost is also suitable for targeted studies. The results also demonstrate that a SPR biosensor can be used as a precision technique to increase accuracy of HbA1c measurement. 74
- Published
- 2019
4. Karbazol türevli moleküllerin sentezi, karakterizasyonu ve yarı iletken aygıt karakteristiklerinin araştırılması
- Author
-
Kuru, Fulya, Görgün, Kamuran, and Kimya Anabilim Dalı
- Subjects
Chemistry ,Boronic acids ,Semiconductor solar cell ,Kimya ,N-carbazole - Abstract
Bu çalışmada karbazolden yola çıkıp Ullman coupling reaksiyonunu kullanılarak 9-(4-Bromofenil)-9H-Karbazol sentezlenip ve Suzuki-Miyaura kenetlenme reaksiyonu aril boronik asitler yardımıyla gerçekleştirildi. D-π-π-A sistemine uygun molekül sentezlenmiş ve yapıları aydınlatılmıştır. Yapıları aydınlatılan moleküllerin boya duyarlı güneş pili fabrikasyonu yapıldıktan sonra fotovoltaik ölçümler yapılmıştır. Bu ölçümler sonucunda elektron akseptör özelliği yüksek olan F1 bileşiğinin boya duyarlı güneş pili olma kapasitesinin iyi olduğu gözlenmiştir. In this work, 9-(4-Bromophenyl)-9H-Carbazole was synthesized from the carbazole using the Ullman Coupling reaction and the Suzuki-Miyaura coupling reaction was carried out using aryl boronic acids. D-π-π-A system was synthesized and its structure was clarified. Photovoltaic measurements were made after dye-sensitized solar cell fabrication of the illuminated molecules. As a result of these measurements, it was observed that the dye-sensitized solar cell capacity of the F1 compound having a high electron acceptor property was good. 68
- Published
- 2018
5. Kendiliğinden biriken tek tabaka (SAM) tekniğinin organik alan etkili transistörlerin performansı üzerine etkisi
- Author
-
Yilmaz Aliç, Tuğbahan, Kuş, Mahmut, and Fizik Anabilim Dalı
- Subjects
Boronic acids ,Surface modification ,Fizik ve Fizik Mühendisliği ,Transistor ,Physics and Physics Engineering - Abstract
Organik yarıiletken malzemelerin mekanik özelliklerinin kararlı olması, elektronik, optiksel, fotoelektriksel ve manyetik özellikleri, büyük yüzeylere uygulanabilmesi, farklı metotlarla ve düşük sıcaklıklarda da elde edilebilmesi, üretim maliyetlerinin düşük olması teknolojik anlamda dikkat çekmesine yol açmıştır. Ayrıca organik yarıiletkenlerin moleküler yapısında değişiklikler yapılarak optik ve elektriksel özelliklerinin farklılaştırılabilmesi, esnek yüzeylere uygulanabilmesi, kolay sentezlenebilmeleri ve çözülebilir olmaları organik malzemeleri önemli hale getirmiştir. Organik elektronik aygıtlarının performansının ve kararlılığının arttırılabilmesi için oluşturduğu malzemelerin arayüzey etkileşimlerinin anlaşılması önemli rol oynamaktadır.Bu tezde, Organik Alan Etkili Transistör (OFET)'lerin yük taşıma özelliklerinin belirlenmesinde yalıtkan/yarıiletken arayüzeyinin önemine vurgu yapılmıştır. Yalıtkan/yarıiletken arayüzeyinde meydana gelen akım sızıntıları azaltmak, transistörün yük taşıma kapasitesini ve kararlılığını arttırmak için n-Si/SiO2 ve Al/Al2O3 yalıtkan yüzeyleri üzerinde fenil boronik asit (PBA) ve türevi kendiliğinden biriken moleküllerin SAM tek katman yöntemi ile yüzeyde birikmesi sağlanmışır. Aktif tabaka olarak p-tipi organik yarıiletken Dinafto[2,3-b:2',3'-f]tiyeno[3,2-b]tiyofen (DNTT), PVD yöntemiyle yüzey üzerinde ince film oluşturulmuştur. Oluşturulan aktif tabaka üzerine n-Si/SiO2 yalıtkan yüzeyi için WO3/Au ve Al/Al2O3 yalıtkan yüzeyi için MoO3/Ag elektrotları PVD yöntemiyle elde edilmiştir. Böylece elde edilen DNTT tabanlı OFET'in yarıiletken/yalıtkan arayüzeyinin PBA ve türevi SAM molekülleri ile iyileştirilmesi sağlanmıştır. Yalıtkan/yarıiletken arayüzeyindeki etki mekanizmasını anlamak için kontakt açısı ile yüzey gerilim değerleri hesaplanmış ve Atomik Kuvvet Mikroskopisi (AFM) ile yüzey morfolojisi incelenmiştir. Ayrıca yalıtkan/yarıiletken arayüzeyindeki etkileşimin anlaşılması için, SAM moleküllerinin biriktirilmesinden sonra 3nm kalınlıkta DNTT ince film yüzey üzerinde oluşturulmuştur. Böylece hem SAM yüzeylerinin hem de yarıiletken yüzeylerinin morfolojik yapısı incelenmiştir. Elde edilen OFET'lerin elektriksel özelliklerinin belirlenmesiyle yüksek yük hareketliliği ve Ion/Ioff değerlerine sahip, tekrarlanabilir ve kararlı oldukları görülmüştür.Artan hareketlilik, azaltılmış eşik voltajı ve eşik altı eğimi değerlerine sahip ve daha az pürüzlü olan SiO2 yüzey üzerinde çok etkili bir yüzey pasivasyonu sağlanmıştır. Bununla birlikte, Al2O3 esaslı düşük gerilimle çalışan transistörlerde böyle bir gelişme gözlemlenmemiştir. Al2O3 yalıtkan yüzeylerinin çok pürüzlü olması, SAM moleküllerinin yüzey üzerinde oluşturdukları tek katmanı etkilemiştir.n-Si/SiO2 yalıtkan yüzeyler üzerine kaplanan DNTT organik yarıiletken temelli OFET yapısı boronik asit esaslı moleküllerin OFET'lerin yalıtkan yüzey pasivasyonu yoluyla performansını arttırmada umut verici olduğunu göstermektedir. Elde ettiğimiz sonuçlar, organik elektronikte PBA ve türevi moleküllerin uygulanma alanı için yeni bir perspektif oluşturmuştur. Organic semiconducting materials with stable mechanical properties, electronic, optical, photoelectrical and magnetic properties which are applicable to large surfaces, obtained by different methods even at low temperatures and with low production costs draw attention in technological means. In addition, differentiating the optical and electrical properties by changing the molecular structure of organic semiconductors, their application to flexible surfaces, easy synthesis and solubility have made organic materials become important. Understanding the interface interactions between materials plays an important role in increasing the performance and stability of organic electronic devices.In this thesis, the significance of the insulator/semiconductor interface in determining the load carrying characteristics of Organic Field Effect Transistors (OFETs) has been emphasized. Deposition of phenyl boronic acid (PBA) on the n-Si/SiO2 and Al/Al2O3 insulating surfaces and spontaneous deposition of the self-assembling molecules SAM the surface in order to reduce leakage currents at the insulator/semiconductor interface, increase the load-carrying capacity and stability of the transistor. A p-type organic semiconductor thin film, Dinafto[2,3-b:2',3'-f]thieno[3,2-b]thiophene (DNTT), as the active layer was formed on the surface by PVD method. WO3/Au electrodes for n-Si/SiO2 insulating surface and MoO3/Ag electrodes for Al/Al2O3 were formed on the active layer by PVD method. Thus, the semiconducting/insulating interface of the DNTT-based OFET was improved with PBA and its derivative SAM molecules.In order to understand the effect mechanism at the insulator/semiconductor interface, the contact angle and surface tension values were calculated and the surface morphology was examined by Atomic Force Microscopy (AFM). Furthermore, in order to understand the interaction between the insulator and the semiconductor on the insulator / semiconductor interface, 3 nm thick DNTT was deposited on the thin film surface after accumulation of the SAM molecules. Thus, the morphological structure of both SAM and semiconductor surfaces has been investigated. Determination of the electrical properties of the OFETs revealed that they are repeatable and stable with high mobility and Ion/Ioff values.A very effective surface passivation was achieved on the SiO2 surface with increased mobility, reduced threshold voltage and subthreshold slope and less roughness. Nevertheless, such an improvement has not been observed in Al2O3 based low voltage transistors. The roughness of the Al2O3 insulating surfaces has affected the single layer of SAM molecules formed on the surface.The DNTT organic semiconductor based OFET structure coated on n-Si/SiO2 insulating surfaces shows that boronic acid-based molecules are very promising for increasing the performance of OFETs through insulator surface passivation. The results obtained create new perspective for the application of PBA and its derivative molecules in organic electronics. 136
- Published
- 2017
6. Synthesis and various applications of boron derivative compounds
- Author
-
Paşa, Salih, Temel, Hamdi, Kimya Anabilim Dalı, Dicle Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı, TR165562, and Paşa, Salih
- Subjects
Benzenboronik asitler ,Chemistry ,Synthesis ,Boronic acids ,Antioxidant activity ,Antioksidan aktivite ,Characterization ,Karakterizasyon ,Catalytic hydrogenation ,Sentez ,Katalitik hidrojenasyon ,Kimya ,Antioxidants - Abstract
Bor minerali ve onun türevleri olan bileşikler; tarımdan sanayiye, tıptan ilaç ve kozmetik sanayisine, enerjiden iletişim araçlarına kadar çeşitli endüstri dallarında farklı malzeme ve ürünlerin üretiminde kullanılmaktadır. Böyle birçok alanda kullanılabilir olmasından dolayı günümüzde büyük önem taşımaktadır. Özellikle kanser üzerine yapılan araştırmalardan bor nötron yakalama tedavisi (BNCT), bor ve bor türevi bileşiklerin önemli bir yönünü ortaya koymaktadır. Kısacası bor çalışmaları insanlığın ihtiyaçları için geleceğe ışık tutabilecektir. Bu tez çalışmasında N, O donör atomlarını içeren 2,2'-(1E,1'E)-(etan-1,2-diilbis(azan-1- il-1-yiliden))bis(methan-1-il-1-yiliden)diphenol ve 2,2'-(propan-1,3-diilbis(azan-1-il-1-yiliden)) bis(methan-1-il-1-yiliden)diphenol ligandlarıyla boronik türevi maddeler etkileştirilerek yeni türden bor kompleksleri elde edilmiştir. Sentez basamağında elde edilen tüm bileşikler 1H & 13C NMR, LC-MS-IT-TOF, LC-MS/MS, TGA/DTA, UV-Vis., Elementel Analiz, XRD, SEM, FTIR gibi spektroskopik cihazlar kullanılarak karakterize edilmiştir. Deneysel basamakta öncelikli olarak ligandların sentezleri gerçekleştirildi. Bu ligandlar ile fenil boronik asitin farklı fonksiyonel gruba sahip formları ile reflaks sistemi kullanılarak borlu bileşikleri elde edildi. Bu kompleksler transfer hidrojenasyonda kullanılarak moleküllerin katalitik etkinliği araştırıldı. Ayrıca NaBH4’ün dietilen glikol dimetil eter ve 3,5-lutidin ile tek kristal çalışmaları yapıldı. Bu kristallerden NaBH4:diglim kristalleri asetofenonun kiral indirgenmesinde kullanıldı. NaBH4:3,5-lutidin kristallerinin ise X-ışınları ile yapısı aydınlatılarak bor içerikli piridin türevi ile oluşturduğu yeni bileşik araştırmaya eklendi. Aldehit grubu içeren boronik asit türevleri ile amin grubu içeren aromatik bileşikler etkileştirilerek yeni türden bor içeren imin(C=N) ligandları elde edildi. Bu boronik Schiff bazı ligandları antikanser ve antimikrobiyal amaçlı kullanıldı. Prostat kanser hücreleri üzerine yapılan çalışmalarda sağlıklı hücrelerin canlı kalarak, kanserli hücrelerin canlılığının düştüğü görüldü. Ayrıca 2,2-difenil-1-pikril hidrazil (DPPH) standardına karşı antioksidan özelliği çalışıldı. Fiziksel uygulamada ise boyaya duyarlı güneş hücreleri (DSSC) elde edilmesinde kullanıldı. Güneş hücresi olarak kullanılabilme verimleri ölçüldü. Yapılan tüm uygulamalar, bor türevi olan bu bileşiklerin ilgi çekici bir şekilde birçok disiplinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermiştir. Boron and its derivatives have been using in various fields such as agriculture, medicine, pharmaceutical and cosmetic industry, energy and communication tools to get suitable materials for human life. Due to the fact that being usable in many areas it has comprised a great importance. Especially, the cancer treatment activities which one of them was newly developed is Boron Neutron Capture Therapy (BNCT) has the most significant aspect of using the boron and its different derivatives. Briefly the boron studies may enlighten the future for human demand. In the present thesis, N and O donor atoms bearing ligands such as 2,2'-(1E,1'E)- (ethane-1,2-diylbis(azan-1-yl-1-ylidene))bis(methane-1-yl-1-ylidene)diphenol and 2,2'- (propane-1,3-diylbis(azan-1-yl-1-ylidene))bis(methane-1-yl-1-ylidene)diphenol were treated with various phenyl boronic acid derivatives to synthesize novel boron complexes. All of the boron compounds which were synthesized during the experimental step were characterized by 1H & 13C NMR, LC-MS-IT-TOF, LC- MS/MS, TGA/DTA, UV-Vis., Elementel Analysis, XRD, SEM, FTIR. Firstly, the synthesis of ligands which will be employed with boronic compounds was done. The reflux system was used for the reaction between these ligands and substituted aryl boronic acids. Obtained these boron complexes were applied for the transfer hydrogenation reactions to determine the catalytic approaches. The single crystal producing experiments with NaBH4 and diethylene glycol dimethyl ether was also studied. The crystals of NaBH4:Diglyme were utilized for the reduction of acetophenone to chiral alcohols. NaBH4:3,5-Lutidine crystal which is one of the pyridine derivative was also identified by X-ray diffraction. Furthermore, aldehyde group bearing phenyl boronic acids were reacted with aromatic amines to get boron containing imine (C=N) ligands. These kind of boronic ligands were used for anticancer and antimicrobial purposes. Prostate cancer cells were treated with boronic compounds and it was seen that the cancer cells decreased while the most of healthy cells are still viable. The antioxidant features were also searched according to standard of 2,2- diphenyl-1-picrylhydrazyl (DPPH). Dye sensitized solar cells (DSSC) were fabricated to determine the physical properties of boronic ligands. As a conclusion, the results showed that the obtained boron derivative compounds can significantly occupy an important role in many research disciplines. Bu tez 14-EZF-14 nolu proje ile Dicle Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu (DÜBAP) tarafından desteklenmiştir.
- Published
- 2014
7. Bor sübstitüe ftalosiyaninler ve öncü bileşikleri
- Author
-
Özçelik, Şennur, Gül, Ahmet, and Kimya Ana Bilim Dalı
- Subjects
Chemistry ,Boronic acid ,Boronic acids ,Boron compounds ,Phthalocyanines ,Kimya ,Boron - Abstract
Çalışmanın ilk kısmında, 4-(4-formil-3- hidroksifenoksi)ftalonitril bileşiği ve 4-(3-hidroksi-4-(((2-hidroksifenil)imino)metil)fenoksi)ftalonitril bileşiği sentezlenmiştir. Bu Schiff bazı yapısındaki dinitril türevinin boronatı, fenilboronik asit ile reaksiyonuyla hazırlanmıştır. 11B NMR spektrumunda tetrakoordine bor atomunun karakteristik pikinin gözlenmesi, boronat bileşiğinde N?B bağının varlığını kanıtlamıştır. Çalışmanın ikinci kısmında; tetra-[4-(4-salisilideniminofenoksi)-]ftalosiyaninato çinko(II) bileşiğinin fenilboronik asit ile reaksiyonuyla periferal konumlarında 4 adet Schiff bazı gruplarının benzenboronik asit esterlerini taşıyan ftalosiyanin bileşiği elde edilmiştir. Çalışmanın üçüncü kısmında; tetra(salisilaldimino)-ftalosiyaninato çinko(II) bileşiğinin difenilborinik asit esteri hazırlanmıştır. Tetrakoordine bor atomu içeren bu ftalosiyaninin fotofiziksel ve fotokimyasal özellikleri de incelenmiştir. Çalışmanın son aşamasında; 4-[2-(bis(2-hidroksietil)amino)etoksi]ftalonitril bileşiği ve bu dinitril bileşiğinin fenilboronik asit ile kompleksleşme reaksiyonuyla yeni bir dioksazaborakan elde edilmiştir. Bu dietanol amin grupları içeren dinitrilin siklotetramerizasyonuyla elde edilen tetrakis-[2-(bis(hidroksietil)amino)etoksi]-ftalosiyaninato çinko (II) bileşiği fenilboronik asit ile reaksiyona sokularak dioksazaborakan sübstitüe çinko ftalosiyanin sentezlenmiştir. In the first part of this study; 4-(4-formyl-3-hydroxyphenoxy)phthalonitrile and 4-(3-hydroxy-4-(((2-hydroxyphenyl)imino)methyl)phenoxy)phthalonitrile were synthesized. The boronate of this Schiff Base structured dinitrile derivative was obtained by its reaction with phenylboronic acid. The N-B bond in this boronate was established by 11B NMR which showed a signal, characteristic for the tetracoordinated boron atom. In the second part of this work; the phthalocyanine substituted peripherally with 4 phenyl boronic acid esters of Schiff base groups was obtained from the reaction of tetra-[4-(4-aminophenoxy)]-phthtalocyaninatozinc (II) with phenylboronic acid. In the third part of this work, diphenylborinic acid ester of tetra (salicylaldimino)-phthtalocyaninatozinc(II) was prepared. The photophysical and photochemical properties of this phthalocyanine having a tetracoordinated boron atom in its structure have also been investigated. In the last part, 4-[2-(bis(2-hydroxyethyl)amino)ethoxy]phthalonitrile was synthesized. A novel dioxazaborocane was obtained from its complexation reaction with phenylboronic acid. Dioxazaborocane substituted zinc phthalocyanine was synthesized by the reaction of phenylboronic acid and tetrakis-[2-(bis(2-hydroxyethyl)amino)ethoxy] zinc (II) obtained from cyclotetramerization of this dinitrile derivative with diethanolamine substituents. 200
- Published
- 2013
8. Boronik Asit Türevlerinin Sentezi ve Monosakkarit Afinitelerinin Incelenmesi
- Author
-
Aytaç, Sertan and Ünaleroğlu, Canan
- Subjects
Boronic acids - Abstract
Boronic acids and modified pyrrole-based boronic acid derivatives have a special place on recognition of carbohydrates. The synthesis of derivatives of polypyrrolebased boronic acid was carried out in this study. Synthesized boronic acid derivatives were electrochemically polymerized on the surface of platinum electrode. The affinity of polymer films to fructose, glucose, galactose, lactose, and sucrose were analyzed by using Open Circuit Potential Method. The polymers of 3- (1H-pyrrol-1-yl) phenylboronic acid and 3 - (2,5-di (thiophen-2-yl)-1H-pyrrol-1-yl) phenylboronic acid that show affinity to fructose and glucose in basic medium were observed. Karbonhidratların tanınmasında, boronik asitlerin ve modifiye edilmis pirol bazlı boronik asit türevlerinin özel bir yeri vardır. Bu çalısmada, polipirol bazlı boronik asit türevlerinin sentezi gerçeklestirilmistir. Sentezlenen boronik asit türevleri, platin elektrot yüzeyinde elektrokimyasal olarak polimerize edilmistir. Polimer filmlerin fruktoz, glukoz, galaktoz, laktoz ve sakaroza olan afiniteleri Açık Devre Potansiyel yöntemi kullanılarak incelenmistir. 3-(1H-pirol-1-il) fenilboronik asit ve 3-(2,5-di(tiyofen-2-il)-1H-pirol-1-il) fenilboronik asit polimerlerinin fruktoz ve glukoza bazik ortamda afinite gösterdiği gözlemlenmistir. Sentezlenen ürünler, 1H NMR, 13C NMR, FT-IR, HR-MS, SEM ve AFM teknikleri kullanılarak karakterize edilmistir.
- Published
- 2013
9. Development and analytical method validation of a boronic acid ester based non-invasive spectrofluorimetric blood glucose determination method
- Author
-
Yeşilyurt, Alaattin, Kılınç, Emrah, Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kılınç, Mustafa Emrah, and Analitik Kimya Anabilim Dalı
- Subjects
Glucose ,Boronic acids ,Hydroxybenzoic acids ,Pharmacy and Pharmacology ,Boronic acids, glucose determination, fluorescence quenching, spectroflorimetry ,Analitik Kimya A.B.D ,Blood glucose ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Benzenboronik asitler, glukoz tayini, floresans sönümü, spektroflorimetri ,Fluorescence ,Benzene derivatives ,Naphthalene ,Spectrometry-fluorescence - Abstract
Boronik asit türevlerinin, girişim yapabilecek kimyasal türlerin varlığında glukoz tayinlerinde kullanımı son yıllarda değişik makalelere konu olan yeni bir uygulama alanıdır. Bu konuda literatürde çok sayıda makale olmamakla birlikte rastlanan çalışmaların büyük çoğunluğu spektroflorimetrik yaklaşımları içermektedir. Bahsi geçen bu çalışmaların glukoz tayininde dayandığı temel, kullanılan boronik asit türevinin artan glukoz konsantrasyonuna karşılık gösterdiği floresans sönümlenmesinin monitörize edilmesidir. Tez çalışmamızda asetil-, hidroksil-, metoksi- ve formil- türevi benzenboronik asitler ve 1- ve 2-naftalenboronik asitler kullanılarak spektroflorimetrik tayinler gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalarla pH, sıcaklık ve çözünmüş oksijeninglukoz yanıtına etkisi incelenmiştir. Buna göre spektroflorimetrik çalışmalarda optimum floresans sönümlenmesi, 2NBA ile, incelenen pH değerlerinden (5.5, 6.0, 6.5, 7.4, 8.0 ve 9.0) pH 7.4'de, %50-50 0,01M ultrasaf su-metanol çözgen sisteminde ve 380 nm'de elde edilmiştir ( ? ex:280nm, ? em:380nm). Buna göre elde edilen kalibrasyon grafiklerinden gerçek örneklerin çalışılmasında da kullanılan ve 0.66 ile 3.96mM glukoz konsantrasyon aralığı için çizilen doğru denklemi: y=-58.182x+310,1 olup regresyon katsayısı olarak ise R2=0,9983 bulunmuştur. Çözünmüş oksijenin varlığı ve değişen sıcaklık değerlerinin (25 ve 40oC) okunan floresans şiddeti değerlerine herhangi bir girişim etkisi yoktur. Glukoz tayini için geliştirilen spektroflorimetrik yöntem ayrıca yapay göz yaşı gerçek örneklerinde glukoz tayininde denenmiştir. Bilinen glukoz içerikleriyle saptanan glukoz düzeyleri kıyaslanarak %bağıl hata hesaplaması yapılmış ve elde edilen tüm veriler tablolar halinde özetlenmiştir. Sonuç olarak boronik asit türevlerinin glukoz ile verdikleri seçici kompleksleşme tepkimesine dayanan ve matriks ortamlara sahip gerçek örneklerde glukoz tayini için, spektroflorometrik yöntem başarıyla geliştirilmiş ve kısmi analitik validasyon verileri elde edilmiştir The use of boronic acid derivatives for the determination of glucose in the presence of interferring chemical species is a novel application area being subject to various manuscripts in the recent years. There aren?t too many papers on the mentioned subject and the ones found are mainly containing spectrofluorometric approaches. The basic principle of these papers for glucose determination is the monitorization of fluorescence quenching that boronic acids display against the increasing glucose concentration. In our thesis, spectrofluorometric determination was performed by the use of acetyl-, hydroxyl- methoxy,- formyl- derivatives of benzeneboronic acids and 1- and 2-naphthalenboronic acids.In the works done, the effects of pH, temperature, presence of dissolved oxygen and the functional group type of boronic acids on the response were investigated seperately. According to this, optimum fluorescence quenching during spectrofluorometric measurements was obtained with 2NBA of boronic acids at pH 7.4 of the searched pH values (5.5, 6.0, 6.5, 7.4, 8 and 9) in the solvent system of 50-50% 0,01M ultrapure water-methanol at 380 nm ( ? ex:280nm, ? em:380nm). Thus the calibration graph plotted for the concentration range of 0.66 to 3,96mM glucose andused, among the all other obtained graphs, during the determination of the real samples was obtained with a linear equation of y= -58.182x + 310.1and the regression coefficient being R2=0.9983. The presence of dissolved oxygen and the change in temperature (25 and 40oC) have no interferring effect on the read fluorescence intensity. The spectrofluorimetric method developed for glucose determination was also tried during real sample studies of artificial tear samples. The measured and known glucose levels were used to calculate relative % errors and all obtained data was summarized as tables. Finally as a result, a spectrofluorimetric method, based on the selective complexation reaction of boronic acids with glucose, were developed successfully and partial analytical validation data is obtained for the glucose determination in real samples with matrix medium 136
- Published
- 2011
10. [The presence of extended spectrum beta-lactamase, KPC-type carbapenemase and plasmid-mediated AmpC beta-lactamase in E.coli and K.pneumoniae strains isolated from blood cultures].
- Author
-
Baykal A, Cöplü N, Simşek H, Esen B, and Gür D
- Subjects
- Boronic Acids, Drug Resistance, Bacterial genetics, Escherichia coli isolation & purification, Escherichia coli Infections microbiology, Humans, Klebsiella Infections microbiology, Klebsiella pneumoniae isolation & purification, Microbial Sensitivity Tests, R Factors, Turkey, Bacteremia microbiology, Bacterial Proteins metabolism, Escherichia coli enzymology, Klebsiella pneumoniae enzymology, beta-Lactamases metabolism
- Abstract
The aim of this study was to investigate the presence of extended spectrum beta-lactamase (ESBL), KPC-type carbapenemase and plasmid-mediated AmpC beta-lactamase (pAmpC) which have increased in incidence in recent years in Escherichia coli and Klebsiella pneumoniae strains isolated from the blood samples causing serious infections. Ninety nine E.coli and 114 K.pneumoniae strains which were isolated from the blood samples of patients admitted to Hacettepe University Medical Faculty, Ihsan Dogramaci Children's Hospital between January 2001 and March 2009 were investigated. The screening tests for ESBL, pAmpC beta-lactamase and KPC-type carbapenemase were performed on the same plate. Combined disk test was performed for ESBL and modified Hodge test was done for KPC-type carbapenemase confirmation according to Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI) guidelines. In addition the inhibitory-based test with boronic acid for KPC-type carbapenemase, pAmpC beta-lactamase and the modified Hodge test for pAmpC beta-lactamase were performed. Boronic acid inhibition test was performed to detect the co-presence of the three types of resistance. The frequency of the beta-lactamases in E.coli and K.pneumoniae isolates were as follows respectively: ESBL 26.2% and 61.4%; pAmpC 1% and 0.9% and ESBL + pAmpC 6% and 3.5%. ESBL was masked by pAmpC in an isolate. Ertapenem resistance was shown in three isolates and KPC-type carbapenemases were detected positive by the inhibitory- based test with boronic acid but found to be negative by the modified Hodge test. The results of modified Hodge test was considered valid according to CLSI comments. Since both ESBL and pAmpC were positive but modified Hodge test was negative in these three strains, ertapenem resistance was attributed to another mechanism. For the determination of ESBL and pAmpC beta-lactamases in the routine laboratory, reliable and sensitive susceptibility tests should be performed. The inhibitory-based test with boronic acid is easy for interpretation, and a practical method for the detremination of pAmpC beta lactamases. For KPC-type carbapenemases modified Hodge test which has been standardized by CLSI, is a reliable method. The results of this study showed that ESBL positivity rates are alarming and although the frequency of pAmpC is currently low, it is increasing together with ESBL. These data indicated the need for the establishment of urgent measures to control the increase in plasmid-mediated antibiotic resistance in gram-negative enteric bacteria.
- Published
- 2012
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.