Search

Amaç: Sjögren sendromu egzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize otoimmün inflamatuvar bir hastalıktır. Sjögren sendromu için çeşitli serolojik testler, semptomlar, histopatolojik bulguları içeren farklı sınıflandırma kriterleri bulunmaktadır. Bu çalışmada minör tükürük bezi biyopsi sonuçları ile serolojik özellikler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlandı.Gereç ve Yöntemler: Minör tükürük bezi biyopsisi ile anti nükleer antikor, ekstrakte nükleer antijen, anti dense fine speckled 70 antikor sonuçları arasındaki ilişki değerlendirildi. İstatistiksel önemlilik için p< 0,05 ise anlamlı kabul edildi.Bulgular: Çalışmaya 77 hasta (71K, 6E) dahil edildi. Hastaların %22,1’inde anti nükleer antikor dense fine speckled paterndeydi. Hastaların %31,2’sinde biyopsi sonucu histopatolojik olarak kesin Sjögren sendromu ile uyumluydu (fokus skoru≥1). Hastaların %19,5’inde anti dense fine speckled 70 antikor, %26’sında anti SS-A antikor pozitifti. Anti dense fine speckled 70 antikor pozitifliği olan 15 hastanın 7’si Sjögren sendromu tanısı aldı. Anti dense fine speckled 70 antikor pozitif ve negatif hastalar arasında Sjögren sendromu tanısı açısından ve biyopsi pozitifliği açısından fark yoktu (p=0,905, p=0,996). Sonuç: Minör tükürük bezi biyopsisi Sjögren sendromu tanısında çok önemli bir yere sahiptir. Anti nükleer antikor, anti SS-A ve anti SS-B antikorları negatif olan hastalarda minör tükürük bezi biyopsisi Sjögren sendromu tanısı koyma şansı vermektedir. Tek başına anti dense fine speckled 70 antikor pozitifliği Sjögren sendromu tanısını dışlamamaktadır., Objective: Sjogren's syndrome is an autoimmune inflammatory disease characterized by lymphocytic infiltration of the exocrine glands. There are various classification criteria for Sjögren's syndrome which include various serological tests, symptoms, and histopathological findings. In this study, it was aimed to evaluate the relationship between minor salivary gland biopsy results and serological features. Material and Methods: The relationship between minor salivary gland biopsy and anti-nuclear antibody, extracted nuclear antigen, and the dense specled antibody results were evaluated. P

Amaç: Bu çalışmada amacımız; Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SÜEAH) Romatoloji Polikliniklerine müracaat eden Sjögren Sendromu (SS) olan hastalarında, tam kan test parametresi olarak, venöz kandan elde edilen plazmadan ölçülen nötrofil lenfosit oranı (NLO) ile trombosit lenfosit oranını (TLO) tespit etmek ve SS ile bu parametreler arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya dahil ettiğimiz hastalara ait veriler 01.01.2018 ile 30.06.2020 tarihleri arasında müracaat eden SS hastalarından, hastane bilgi yönetimi sistemi (HBYS) üzerinden retrospektif olarak elde edildi. Kontrol grubuna; romatizmal hastalığı olanlar, diabetes mellitus ve herhangi bir alerjik hastalığı olanlar ile aktif enfeksiyonu olan hastalar dahil edilmedi. İlaveten, kanser tanılı olan veya tedavisi olan hastalar ile kronik bir hastalığı olan hastalar da kontrol grubuna dahil edilmedi.Bulgular: Çalışma kriterlerine uyan 100 SS olan hastanın 8 erkek, 92 kadın olup, yaş ortalaması 55.33±14.84 olarak tespit edildi. Kontrol grubunda 100 olgunun 11’i erkek, 89’u kadın olmak üzere yaş ortalaması 52.69±13.69 olarak belirlendi. SS hastalarının NLO 2.32±1.21, TLO 139.58±39.99, Kontrol grubunun, 1.69±0.91, TLO 103.66±23.30 olarak tespit edildi. SS hastaları ile kontrol grubu istatistiksel olarak karşılaştırıldığında NLO değerleri (p, Aim: Our aim in this study; Determining neutrophil lymphocyte ratio (NLR) and thrombocyte lymphocyte ratio (TLO) measured from plasma obtained from venous blood as whole blood test parameter in patients with Sjögren Syndrome (SS) who applied to Sakarya University Training and Research Hospital (SÜEAH) Rheumatology Polyclinics and SS and to investigate the relationship between these parameters.Materials and Methods: The data of the patients we included in the study were obtained retrospectively from the patients with SS who applied between 01.01.2018 and 30.06.2020 through the hospital information management system (HIMS). To the control group; Patients with rheumatic diseases, diabetes mellitus and any allergic diseases, and patients with active infection were not included. In addition, patients with a diagnosis of cancer or a treatment and patients with a chronic disease were not included in the control group.Results: 8 male and 92 female patients with 100 SS who met the study criteria, mean age was 55.33 ± 14.84. In the control group, 11 of 100 cases were male and 89 were female, with an average age of 52.69 ± 13.69. NLR of SS patients were 2.32±1.21, PLO was 139.58±39.99, for control group, NLR was 1,69±0,91, PLO was 103.66±23.30. When SS patients and control group were compared statistically, NLR values were found (p

Tekrarlayıcı aftöz stomatit en sık görülen ağız lezyonudur.Travma, sigara, hormonlar, besinsel yetersizlikler etken faktörler olmasına rağmen etyolojisi kesin bilinmemektedir. Bu çalışmada tekrarlayıcı aftöz stomatit ile başvuran ve yapılan incelemeler sonrasında Sjögren Sendromu tanısı alan 51 yaşındaki kadın bir olgu sunduk. Bu çalışmada tekrarlayıcı aftöz stomatit ile başvuran hastalarda Sjögren Sendromunun da düşünülmesi gerektiğini vurgulamayı amaçladık., Recurrent aphthous stomatitis is most common oral lesion. Travma, smoke, hormones and nutritional insufficiency have been proposed causative factors but it’s etiology is uncertain. In this article, we reported a case of Sjögren Syndrome which presented with recurrent aphthous stomatitis. A casewas 51 years-old woman who admitted with complaints of recurrent aphthous stomatitis. At our article we emphasize that with the patients who suffer from recurrent aphthous stomatitis one should keep in mind Sjögren Syndrome.