Yurt, Mediha Nur Zafer, Tuna, Bilge Güvenç, Doğan, Soner, Taşbaşı, Behiye Büşra, Acar, Elif Esma, Uçak, Samet, and Sudağıdan, Mert
Amaç: Bu çalışmanın amacı, alem düzeyinden tür düzeyine kadar farklı taksonomik seviyelerde yüksek verimli yeni nesil dizileme ve metagenomik yaklaşım kullanarak 38 Türk kadınının vajinal bakteriyel mikrobiyotasını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde Haziran 2021’de DNA/RNA koruma toplama tüplerine vajinal sürüntü örnekleri (n=38) alındı ve ZymoBIOMICS DNA miniprep kiti ile DNA ekstraksiyonu yapıldı. Hastaların yaşı, medeni durumu, ön tanı ve anamnez durumu ile ilgili bilgiler toplandı. Vajinal mikrobiyotayı belirlemek için 16S rRNA amplikon DNA dizilimi kullanılarak metagenomik bir yaklaşım uygulandı. Bulgular: Vajinal örneklerde baskın filum Firmicutes’i Proteobacteria, Actinobacteria, Tenericutes, Fusobacteria ve Synergistetes izledi. Lactobacillus en fazla bulunan “cins düzeyinde bakteri” olup onu Prevotella, Enterobacter, Gardnerella ve Dialister izledi. Vajinal sürüntü örneklerinde tür düzeyinde Lactobacillus iners baskın bulundu, bunu Gardnerella vaginalis, Enterobacter tabaci, Prevotella timonensis, Prevotella bivia ve Lactobacillus jensenii izledi. Kanonik uyum analizi (CCA), filum düzeyinde Proteobacteria ve Fusobacteria’nın en yüksek yüzdelerle evli/bekar değişkeni ile ilişkili olduğunu, ancak Actinobacteria ve Tenericutes’in yaş değişkeni ile ilişkili olduğunu gösterdi. Campylobacter, Atopobium, Enterobacter ve Lactococcus en yüksek yüzdelerle evli/bekar değişkeni ile ilişkili bulunurken, Anaerococcus, Streptococcus, Sutterella ve Veillonella en yüksek yüzdelerle yaşla ilişkili bulundu. Ayrıca, CCA, Campylobacter ureolyticus, Lb. jensenii ve Atopobium vajinae türlerinin evli/bekar değişkeni ile en yüksek yüzdelerle ilişkilendirirken, Lactobacillus johnsonii ve G. vaginalis en yüksek yüzdelerle yaş değişkeninde ilişkili bulundu. Sonuç: Vajinal hastalıklar hala önemli bir halk sağlığı sorunudur. Son yıllarda teknolojik gelişmeler sayesinde daha derinlemesine çalışılan vajinal mikrobiyotanın sanıldığından daha karmaşık olduğu keşfedilmiştir. Bu bulguları doğrulamak ve geliştirmek için daha fazla hasta araştırmasına ihtiyaç vardır.