Search

Amaç: Bu çalışmada eksternal üretral meatus yerleşimli genital wart olgularında cerrahi tedavi sonuçlarımız retrospektif olarak irdelenmiştir.Gereç ve Yöntemler: Haziran 2009-Kasım 2014 tarihleri arasında lokal anestezi altında eksternal üretral meatustan genital wart eksizyonu yapılan 12 hastanın verileri incelendi. Perimeatal lokal anestezi sonrası genital wart eksizyonu yapıldı. Daha sonra intrauretral %2 lidokainli jel uygulandıktan 15 dakika sonra üretrosistoskopi yapılarak tüm üretra değerlendirildi. Postoperatif 10.gün ve 6.ayda nüks ve üretral darlık açısından değerlendirildi. Hasta yaşı, başvuru şikayetleri, medeni durumları, lezyon sayıları, boyutları ve yerleri, patoloji sonuçları, işeme bulguları, diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara ait test sonuçları, üretrosistoskopi sonuçları, postoperatif erken ve geç dönem kontrol sonuçları kaydedildi.Bulgular: Ortalama yaş 21.2(18-27) idi. Başvuru nedeni 10(%83.3)hastada lezyonun fark edilmesi, 2(%16.6) hastada çatallı işeme yakınması idi. 1 hastada 3 adet milimetrik, 2 hastada 2 adet milimetrik, 9(%75) hastada ise tek lezyon tespit edildi. Üretrosistoskopide ilave lezyon saptanmadı. Hiçbir hastada kanama, enfeksiyon gibi erken cerrahi komplikasyon yaşanmadı. Erken ve geç dönem kontrollerde üretral darlık saptanmadı. Bir hastanın(%8.3) geç dönem kontrolünde eksternal meatusta 1 adet nüks lezyon tespit edilerek tekrar cerrahi eksizyon uygulandı. Tüm lezyonların patolojik inceleme sonucu genital wart olduğu teyit edildi.Sonuç: Eksternal üretral meatus üzerindeki wartların tedavisinde cerrahi eksizyon yüksek başarı, düşük komplikasyon oranı ile etkin bir tedavi alternatifidir. Az hasta sayılı serimizde rutin üretrosistoskopi yapılmasını gerektirecek bulgulara ulaşılamamıştır., Aim: In this study, external urethral meatus located wart cases treated with surgical excision were examined retrospectively.Material and Methods: The study was conducted between June 2009 and November 2014. Data of twelve patients,treated their genital warts located in external urethral meatus with surgical excision under local anaesthesia were analyzed retrospectively. Urethrocystoscopy was done 15 minutes after intraurethral 2% lidocain gel was applied. Then the patients were evaluated for urethral stricture. Patient’s age, complaints, marital status, lesion number, size and location, pathological result, voiding symptoms, test results of other sexually transmitted diseases, urethrocystoscopy results, early and late postoperative period control results were recorded.Results: Mean age was 21.2(18-27) years. Application causes were recognition of the lesion in 10 patients, voiding symptoms in 2 patients. There were no additional lesions in urethrocystoscopy. Any early surgical complications were not seen. Any early or late urethral stricture could not be detected. A late recurrence was detected in one patient (8.3%) in the external meatus then surgical excision was made for treatment Pathological examination of all lesions was confirmed the genital wart.Conclusion: In the treatment of a wart on the external urethral meatus surgical excision can be a highly successful and effective treatment with a low complication rate. We could not find out any requireness for routine urethrocystoscopy.

Giriş: Bu çalışmada kliniğimizde primer olarak divertikül içerisinde tespit edilen mesane tümörlerinin klinik seyirleri incelenmiştir. Gereç ve Yöntem: 2006-2015 yılları arasında divertikül içi mesane tümörü tespit edilen toplam 8 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Sistoskopi ile tanısı kesinleştirilen ve bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme kullanılarak mesane dışına yayılım olmadığı gösterilen hastalara standart olarak TUR-mesane ameliyatı ve postoperatif 6 saat içerisinde intravezikal mitomisin/epirubisin kemoterapisi uygulandı. Patoloji sonuçlarına göre takip programına alınan hastalara lüzum halinde intravezikal kemoterapi/immünoterapi tedavileri de verildi. Bulgular: En sık şikayet mesane çıkım obstrüksiyonuna bağlı işeme yakınmaları ve hematüri olarak değerlendirildi. Divertikül içerisinde tespit edilen tümörlerin büyük çoğunluğu, Objective: In this study, we examined the clinical courses of bladder tumors primary detected in a vesicular diverticulum. Materials and Methods: We retrospectively examined our clinical data between 2006- 2015 and 8 patients has diagnosed primary bladder cancer within a vesicular diverticulum. All diagnosis were made with cystoscopic examination. After the diagnosis CT or MRI was done for the staging. Initially transurethral resection of bladder tumour with subsequent intravesical chemoterapy mitomycin\epirubicine was applied. According to the pathological results, if needed intravesical chemoterapy / immunotherapy was given in the follow up. Results: In our study diverticular bladder cancer patients generally presented to the urology service with hematuria and they were incidentally detected with USG while they were evaluating for bladder outlet obstruction. The majority of tumors detected in diverticula were

Giriş: Bu çalışmada varikosel ile ortalama platelet hacmi arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Üroloji polikliniğine kontrol amacıyla başvuran hastalar çalışmaya dahil edildi. Bütün hastaların fizik muayeneleri aynı üroloji uzmanı tarafından yapıldı. Periferik venöz kan örnekleri aç karnına saat 8:30 ile 12:00 arasında alındı. Tam Kan analizi kan alındıktan 2 saat içinde Mindray BC 5500 Auto Hematology Analyzer( (Mind-ray Bio-Medical Electronics Co., Ltd., Shenzhen, China) cihazı ile yapıldı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Grup 1: Grade III varikosel grubu; Grup 2: Kontrol grubu. Hastaların yaşları, RBC, Hb, MCV ,WBC, PLT, MPV değerleri kaydedildi. İstatistiksel analiz SPSS for windows ver. 16.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) kullanılarak yapıldı. İstatistiksel anlamlılık p < 0.05 olarak kabul edildi. Bulgular: Ekim 2014 ile Mart 2015 tarihleri arasında 309 hasta çalışmaya dahil edildi. Ortalama yaş 22.94±1.71, ortalama RBC 5.29±0.43, ortalama Hb 16.21±1.03, ortalama MCV 91.01±5.96, ortalama WBC 6.97±1.76, ortalama PLT 248.01±56.76, ortalama MPV 10.89±6.40 idi. 144 hastada grade III varikosel ve 165 hastada normal fizik muayene bulguları mevcuttu. Her iki grubun yaşları benzerdi. RBC, Hb, MCV, WBC değerleri her iki grup arasında farklı değildi. Platelet değerleri varikosel grubunda anlamlı şekilde düşüktü. MPV değerleri varikosel grubunda yüksekti, fakat bu istatistiksel olarak anlamlı değildi. Sonuç: Ortalama platelet hacmi varikosel grubunda yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı değildi. Buna bağlı olarak ortalama platelet hacmi varikoselin patofizyolojisi ile ilgili olmayabilir., Objective: To assess the relationship between mean platelet volume levels and varicocele. Materials and Methods: Patients, who admitted to urology outpatient clinic for check-up, enrolled in the study. All physical examinations were made by a single urologist. Peripheral venous blood samples were collected to tube including ethylenediaminetetraacetic acid (EDTA-K2) anticoagulant between 8:30 AM and 12 AM after an overnight fasting. All complete blood count (CBC) analysis done within 2 hours after venipuncture using Mindray BC 5500 Auto Hematology Analyzer (Mind-ray Bio-Medical Electronics Co., Ltd., Shenzhen, China). Patients were divided into two groups. Group 1: Grade III varicocele group; Group 2: Control group. We recorded the patient’s age, red blood cell (RBC), hemoglobin (Hb), mean corpuscular volume (MCV), white blood cell (WBC), platelet (PLT), mean platelet volume (MPV) values.Statistical analyses were performed using the SPSS for windows ver. 16.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA). Statistical significance was set at p < 0.05. Results: Three hundered and nine patients enrolled in the study between September 2014 and March 2015. Mean age was 22.94±1.71, mean RBC was 5.29±0.43, mean Hb was 16.21±1.03, mean MCV was 91.01±5.96, mean WBC was 6.97±1.76, mean PLT was 248.01±56.76, mean MPV was 10.89±6.40. 144 patients had grade III varicocele and 165 patients had normal physical examination. Age of two groups were similar. There was not any significant difference for RBC, Hb, MCV, WBC levels between two groups. Platelet levels were significantly low in varicocele group. MPV levels were high in varicocele group, but it was not statistically significant. Conclusions: Although mean platelet volumes high in varicocele group, it was not statistically significant. According to that mean platelet volume may not be related to the physiopathology of varicocele.