16 results on '"Mustafa YILMAZ"'
Search Results
2. Çarpıntı ve göğüs ağrısının 18-25 yaş arası bireylerde anksiyete ve depresyon belirti düzeyleri ile ilişkisi
- Author
-
Fatma YİĞİT, Soner ÇAKMAK, Mustafa YILMAZ, and Şükrü UĞUZ
- Subjects
beliren yetişkinlik ,anksiyete ,depresyon ,çarpıntı ,göğüs ağrısı ,emerging adulthood ,anxiety ,depression ,palpitation ,chest pain ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
maç: Bu çalışmanın amacı kardiyoloji polikliniğine çarpıntı veya göğüs ağrısı yakınmasıyla başvuran 18-25 yaş aralığındaki bireylerde kalp hastalığı varlığı ve yokluğuna göre anksiyete ve depresyon düzeylerini karşılaştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Araştırma ve Uygulama Merkezi Kardiyoloji Polikliniğine başvuran 18-25 yaş aralığındaki bireyler değerlendirilmiştir. Ellidört erkek ve 60 kadın olmak üzere toplam 114 kişi çalışmaya alınmıştır. Hastaneye başvuranların yanında refakatçi olarak gelen 18-25 yaş aralığındaki sağlıklı 44 kişi kontrol grubunu oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) kullanılmıştır. Bulgular: Vaka grubunda 77 kişide herhangi bir kalp hastalığı saptanmamıştır. Otuz yedi kişiye bir kalp hastalığı tanısı konmuştur. Gruplar BDÖ ve BAÖ puanları açısından karşılaştırılmıştır. Göğüs ağrısı veya çarpıntı yakınması ile başvuran kalp hastalığı olan ve kalp hastalığı olmayan gruplardaki BDÖ ve BAÖ puanları yakınması olmayan kontrol grubuna göre anlamlı derecede daha yüksek saptanmıştır. Sonuç: Kardiyoloji polikliniğine göğüs ağrısı veya çarpıntı yakınmasıyla başvuran 18-25 yaş aralığındaki bireylerde kalp hastalığı varlığından bağımsız olarak depresyon ve anksiyete düzeyi puanları kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
3. Orak hücreli anemisi olan çocuklarda T helper, T sitotoksik ve doğal öldürücü hücre profili ve klinik prognozla ilişkisi
- Author
-
Bahriye ATMIŞ, Yurdanur KILINÇ, Mustafa YILMAZ, Anıl ATMIŞ, Barbaros Şahin KARAGÜN, and Hatice İlgen ŞAŞMAZ
- Subjects
children ,natural killer t cells ,sickle cell anemia ,t cell profile ,vaso-occlusive crises ,çocukluk çağı ,doğal ödürücü t hücre ,orak hücreli anemi ,t hücre profili ,vazo-oklüzif kriz ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç: Orak hücreli anemide iskemik atakların T hücre profiline, immun fonksiyonlara ve klinik prognoza etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 29 orak hücreli anemi hastası çocuklar çalışmaya dahil edildi. Çalışma grubu vazo-oklüzif kriz ve kriz dışı döneminde olan hastalardan oluşmaktaydı. Kontrol grubu olarak aynı yaş grubunda 24 sağlam çocuk alındı. Tüm çocuklardan tam kan sayımı, hemoglobin elektroforezi, kan biyokimyası çalışıldı. T hücre profilini belirlemek için akım sitometri yöntemi kullanıldı.Bulgular: Orak hücre anemili hastaların kriz dönemlerinde bakılan HbS ortalaması %83.8±6.6 bulundu. Orak hücre anemili hastaların kriz dönemlerinde bakılan CD3 değerleri (%62.31±7.79) aynı hastaların stabil dönemlerinde bakılan CD3 değerlerine (% 65,53±5,72) ve kontrol grubunda bakılan CD3 değerlerine (% 69,09±9,18) göre anlamlı olarak daha düşük bulundu. Orak hücre anemili hastaların kriz dönemlerinde bakılan doğal öldürücü T hücre değeri (%13.07±7.67) kontrol grubuna (%8.11±4.67) göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Sonuç: Çalışma sonucunda kronik hemoliz ve doku hipoksisi ile seyreden orak hücre anemili hastalarda toplam T hücre sayısını gösteren CD3 değerleri vazo-oklüzif kriz döneminde kontrol grubuna göre daha düşük saptandı.. Doğal öldürücü T hücre seviyeleri çalışma grubunda kontrol grubuna göre yüksek bulundu.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
4. Juvenil idiopatik inflamatuar miyopati: tek merkez verileri
- Author
-
Sibel BALCI, Rabia Miray KIŞLA EKİNCİ, Derya Ufuk ALTINTAŞ, and Mustafa YILMAZ
- Subjects
juvenile idiopathic inflammatory myopathies ,juvenile dermatomyositis ,childhood ,muscle weakness. ,juvenil idiopatik inflamatuar miyozit ,juvenil dermatomiyozit ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç: Juvenil idiyopatik inflamatuvar miyopatiler (JIIM) nadir görülen, kronik kas inflamasyonu ile seyreden, ciddi morbidite, mortalite ile sonuçlanan bir grup otoimmün hastalıktır. Çalışmamızda Cukurova University Tıp Fakültesi Çocuk Romatoloji Bilim Dalı tarafından JIIM tanısı ile izlenen hastaların klinik ve laboratuvar verilerinin, tedavi yanıtlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Eylül 2003 ile Haziran 2017 tarihleri arasında JIIM tanısı ile izlemde olan 15 hasta çalışmaya alındı. Demografik veriler, tanı ve takip laboratuvar verileri, EMG ve kas biyopsi sonuçları, uygulanan tedaviler, tedavi yanıtları ve hastalık komplikasyonları geriye dönük arşiv dosyalarından elde edildi. Bulgular: JIIM hastalarının kız erkek oranı 2.75:1 idi. Hastaların 13 tanesi (%80) Juvenil Dermatomiyozit (JDM), 2 tanesi (%13.3) Juvenil Polimiyozit (JPM) ve bir tanesi (%6.7) Overlap Miyozit (OM) tanısı ile izlemdeydi. Başlangıç bulguları heliotrop raş ve malar raş (%86.7), Gottron papülü (%73.3) ve proksimal kas güçsüzlüğü (%100) idi. Erken dönem kortikosteroid tedavisi tüm hastalara ve metotreksat tedavisi 13 hastaya (%86.7) başlandı. Ayrıca 3 hastaya (%20) siklosporin, bir hastaya (%6.7) siklofosfamid, bir hastaya (%6.7) mikofenolat mofetil ve 4 hastaya (%26.7) intravenöz immunglobulin (IVIg) kullanıldı. Sonuçta tüm hastalar remisyona ulaştı fakat hastalık komplikasyonu olarak 2 hastada kalsinozis, bir hastada lipodistrofi gelişti. Sonuç: JIIM’de erken tanı ve yoğun immünsupresif tedavi hastalık komplikasyonu gelişimini önlemede önemlidir. Bu nedenle uluslararası standart tedavi ve izlem programları hastalık süreci boyunca dikkate alınarak izlem yapılmalıdır.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
5. Akut pulmoner tromboembolizmin tanı ve takibinde plazma asimetrik dimetilarjin düzeylerinin rolü
- Author
-
Hatice Eylül BOZKURT YILMAZ, Mustafa YILMAZ, and Füsun ÖNER EYÜPOĞLU
- Subjects
pulmoner emboli ,asimetrik dimetilarjinin ,nitrik oksit ,pulmonary embolism ,asymmetric dimethylarginine ,nitric oxide ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç: Nitrik oksit trombosit yapışması ve toplanmasında rol oynayan önemli bir maddedir. Asimetrik dimetilarjinin (ADMA) endotelyal nitrik oksit sentetazın yarışmacı inhibitörüdür ve seviyesi hipokside artar. Bu çalışmada ADMA seviyesin akut pulmoner tromboembolizm tanı ve takibindeki yerini araştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem: Çalışma prospektif olarak dizayn edildi. Akut pulmoner tromboembolizmi olan 30 hasta ve 20 sağlıklı gönüllü çalışmaya dahil edildi. Hastalar 1 ay takip edildi. Plazma ADMA seviyesi başvuruda ve 1. ay takipte ölçüldü.Bulgular: Hastaneye başvuru sırasındaki hasta ve kontrol grubunun serum ADMA seviyeleri arasında istatistiksel anlamlı fark vardı. Birinci ay kontrolde rezolüsyonu olan ve olmayan grupların serum ADMA değişimi arasında istatistiksel anlamlı fark bulunmadı. Serum ADMA seviyesi masif olan grupta, submasif ve masif olmayan gruplara göre daha yüksekti. Sonuç: Plazma ADMA seviyesi akut pulmoner tromboembolizmi olan hastalarda yükselir ve ADMA seviyesi trombüs yükü ile koreledir.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
6. Yenidoğan döneminde sağlık bakımı ile ilişkili enfeksiyon geçirmiş ve geniş spektrumlu antibiyotik kullanmış olmanın erken çocukluk döneminde gözlenen astma, allerjik rinit ve atopik dermatit üzerine etkisi
- Author
-
Hacer YAPICIOĞLU, Ayşe ÖZKAN, Mustafa YILMAZ, and Yaşar SERTDEMİR
- Subjects
antibiyotik ,allerjik hastalıklar ,sağlık bakımı ilişkili enfeksiyon ,yenidoğan dönemi ,antibiotics ,allergic disease ,healthcare associated infection ,newborn period. ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç: Bu çalışmadaki amacımız yenidoğan döneminde sağlık bakımı ilişkili enfeksiyon (SBİE) geçiren ve geniş spektrumu antibiyotik kullanan çocuklarda astma, allerjjk rinit ve atopic dermatit sıklığını araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde 6 yıl içinde izlenen 73 SBİE olan çocuk ile bu çocukların yenidoğan döneminde sağlıklı olan 41 kardeşi alındı. Ebeveynlere detaylı bir anket uygulandı ve çocuklardan tam kan sayımı, serum total Ig Eve spesifik IgE için kan örnekleri alındı. Bulgular: SBİE olan 73 çocuğun 32’sinde (%45.2) ventilator ilişkili pnömoni, 28’inde (%38.4) kan dolaşımı enfeksiyonu, 12’sinde (%16.4) klinik sepsis gözlenmişti. Astma SBİE grubunda belirgin daha fazla (%32.9’a karşın %4.9) iken allerjik rinit (%4.1’e karşın %2.4) ve atopik dermatit sıklığı farklı değildi (%6,8’e karşın %0). Allerjisi olmayan 85 çocuk ile allerjisi olan 29 çocuk kıyaslandığında, yenidoğan döneminde SBİE geçirmek ve antibiyotik kullanmak allerjik olma oranını 11.5 kat arttırmaktaydı. Sonuç: SBİE grubunda astma daha sık gözlenmiş olup, yenidoğan döneminde SBİE geçirmek ve geniş spektrumlu antibiyotik kullanmak erken çocukluk döneminde allerji riskini arttırmaktadır.
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
7. İki Nadir Görülen Hastalığın Birlikteliği: Bir Çocukta Ailevi Akdeniz Ateşi ve Nörofibromatozis Tip 1
- Author
-
Faruk İNCECİK, Özlem HERGÜNER, Şeyda BESEN, Zeliha HAYTOĞLU, Şakir ALTUNBAŞAK, and Mustafa YILMAZ
- Subjects
familial mediterranean fever ,neurofibromatosis type 1 ,coexistence ,ailevi akdeniz ateşi ,nörofibromatozis tip 1 ,bir arada olma ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) nükseden ve kendini sınırlayan ateş, peritonit, plörit ve artrit atakları ile karakterize otozomal resesif geçişli polisistemik bir hastalıktır. Nörofibromatozis tip 1 (NF1) hastalığının karakteristik özellikleri arasında café- au lait lekeler, nörofibromlar, aksiller ve inguinal çillenme, Lisch nodülleri, sfenoid displazi gibi kemik lezyonları ve optik gliom yer alır. Bu makalede, FMF ve NF1’li 7 yaşındaki bir kız sunulmuştur. Hastanın bir yıldır, 2-3 ayda bir 2-3 gün süren ateş, karın ve eklem ağrılarına sahipti. Bunun dışında vücudunda café-au lait lekesi ve aksiller çillenme saptadık ve hastaya FMF ve NF1 tanısını koyduk.
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
8. Coexistence of Two Rare Genetic Disorders: Familial Mediterranean Fever and Neurofibromatosis Type 1 in A Child
- Author
-
Faruk incecik, Ozlem M. Herguner, Seyda Besen, Zeliha Ucar Haytoglu, Mustafa Yilmaz, and sakir Altunbasak
- Subjects
Familial Mediterranean fever ,neurofibromatosis type 1 ,coexistence ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Familial Mediterranean fever (FMF) is an autosomal recessive polysystemic disease characterized by attacks of relapsing and self-limiting fever, peritonitis, pleuritis and arthritis. Caf and eacute;-au lait macules, neurofibromas, axillary and inguinal freckling, Lisch nodules, bone lesions such as sphenoid dysplasia, and optic glioma are the characteristic features of neurofibromatosis type 1 (NF1) disease. In this case report, a 7 year-old girl with NF1 and FMF is presented. She had intermittent fever, abdominal and joint pain attacks lasting 2-3 days every two-three months since 1 year. We detected many cafe-au lait spots and axillary freckles on her body and diagnosed FMF and NF1. [Cukurova Med J 2015; 40(Suppl 1): 75-78]
- Published
- 2015
9. Kontrolsüz çoklu sülük ısırması ile yapılan hirodoterapiye bağlı hemorajik şok
- Author
-
Mustafa YİLMAZ, Mehmet Oguzhan AY, Mesude ATLİ, and Ali ARİKAN
- Subjects
hemorrhagic shock ,leech bite ,hirudotherapy ,hemorajik şok ,sülük ısırması ,hirudoterapi ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Hirudoterapi, sülükler kullanılarak yapılan alternatif bir tedavi yöntemidir. Özellikle ağrı, siyaledenit, osteoartrit ve venöz yetersizlik tedavisi için kullanılmaktadır. Sülüklerin salgısında bulunan hirudin adlı madde kan koagulasyonunu önleyerek kanamaya neden olmaktadır. Bu yazıda, bilinçsiz ve kontrolsüz yapılan hirudoterapinin aşırı kanamaya neden olarak hayati tehlike oluşturabileceğine dikkat çekilmesi amaçlandı. Bacaklarındaki derin ven trombozu nedeniyle warfarin kullanan ve bilinçsiz hirudoterapi uygulamasına bağlı olarak cilt kanamaları ve hemorajik şok ile Acil Servise başvuran nadir bir olgu sunuldu.
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
10. Hemorrhagic shock due to hirudotherapy made with uncontrolled multiple leech bites
- Author
-
Mustafa Yilmaz, Mehmet Oguzhan Ay, Mesude Atli, and Ali Arikan
- Subjects
Hemorrhagic shock ,leech bite ,hirudotherapy ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Hirudotherapy is a alternative treatment method using leeches. It is especially used for the treatment of pain, sialadenitis, osteoartritis and venous insufficiency. Hirudin which is one of the secreted substances of leeches prevents blood coagulation and causes bleeding. In this paper, we aimed to draw attention to the unconsciously and uncontrolled done hirudotherapy which can become a serious life-threatening health problem. For this purpose, a rare case using warfarin for deep vein thrombosis in his legs and who admitted to emergency department with skin hemorrhages and hemorrhagic shock due to unconsciously done hirudotherapy is presented.
- Published
- 2014
11. Akut Organofosfat Zehirlenmelerinde Elektrokardiyografik Değişiklikler Ile Kolinesteraz Düzeylerinin Mortaliteye Etkileri
- Author
-
Mesude ATLI, Ahmet SEBE, Mehmet Oğuzhan AY, Meryem Genç KARANLIK, Ayça AÇIKALIN, Nalan KOZACI, Mustafa YILMAZ, and Salim SATAR
- Subjects
organophosphate poisoning ,electrocardigraphic findings ,erythrocyte cholinesterase ,serum cholinesterase ,mortality. ,organofosfat zehirlenmesi ,elektrokardiyografik bulgular ,eritrosit kolinesteraz ,serum kolinesteraz ,mortalite ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Giriş: Çalışmamızda akut organofosfat zehirlenmesine bağlı elektrokardiyografik (EKG) değişiklikler ile kolinesteraz düzeylerinin mortaliteye etkilerini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Prospektif, randomize olarak 2 yıl süresince, 01.08.2009 – 31.08.2011 tarihleri arasında acil tıp kliniği’ne organik fosfat zehirlenmesi ile gelen hastaların alınmasının planlandığı çalışmaya Etik Kurul’dan onay alındıktan sonra başlandı. Acile başvuru sonrası, tedavi (atropin ve pralidoksim uygulaması) öncesinde çalışmada kullanılmak üzere EKG çekildi ve kan örneği alınarak, serum ve eritrosit kolinesteraz düzeyleri hastanemiz laboratuvarı’nda çalışıldı. Hastaların EKG bulguları, kolinesteraz değerleri, sonlanım durumu standart veri giriş formuna kayıt edildi. Verilerin istatistiksel analizinde SPSS 18.0 paket programı kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan 39 hastanın 5’i (% 12.8) tedavileri sırasında eksitus oldu. Hastalarda görülen elektrokardiyografik bulgular sıklık sırasına göre; sinüs taşikardisi (% 48.7), uzamış QT mesafesi (% 20.5) ve sağ dal bloğu (% 20.5), ST-T dalga değişikliği (% 12.8), atriyal fibrilasyon (% 7.7), sağ aks sapması (% 5.1), uzamış PR mesafesi (% 2.5) idi. Eksitus ve taburcu edilen hastaların acile ilk başvurusu sonrasında çekilen EKG bulguları karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel olarak fark olmadığı tespit edildi (p ≥ 0.05). Eksitus olan hastaların ilk geliş anında bakılan ortalama serum kolinesteraz düzeyleri ortalaması taburcu edilen hastalara göre düşüktü ve aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark mevcuttu (p=0.006). Ancak eksitus ve taburcu edilen hastaların eritrosit kolinesteraz düzeyleri arasında anlamlı farklılık yoktu (p= 0.984). Sonuç: Organofosfat zehirlenmesinin şiddeti ile EKG bulguları arasında mortalite açısından anlamlı bir ilişki olmadığı, şiddetli zehirlenmelerde serum kolinesteraz düzeyi düşüklüğü ile mortalite arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu belirlendi. Organofosfat zehirlenmelerinde görülebilecek EKG bulguları ve mortaliteye etkileri hakkında acil hekimlerine fikir vermesi, klinik deneyimlerine katkıda bulunması açısından bu çalışmanın faydası olacaktır. Ancak bu konuda yapılacak daha detaylı çalışmalara ihtiyaç vardır.
- Published
- 2013
12. The relationship between electrocardiographic changes, cholinesterase levels and mortality in acute organophosphate poisoning
- Author
-
Mesude Atli, Ahmet Sebe, Mehmet Oguzhan Ay, Meryem Genc Karanlik, Ayca Acikalin, Nalan Kozaci, Mustafa Yilmaz, and Salim Satar
- Subjects
Organophosphate poisoning ,electrocardigraphic findings ,erythrocyte cholinesterase ,serum cholinesterase ,mortality ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Aim: In our study we aimed to investigate the relationship between electrocardiographic (ECG) changes, cholinesterase levels and mortality due to acute organophosphate poisoning. Material and Methods: We planned to take patients who administered to emergency department with organic phosphorus poisoning randomized and prospectively for 2 years between 01.08.2009 31.08.2011 after approval by the Ethics Committee. The electrocardiograms of the patients were taken after admission to the emergency department, before the treatment (atropine and pralidoxime application). Blood samples were taken and studied in the laboratory of our hospital. ECG findings, cholinesterase values and the final situation of the patients were recorded at the standard data entry form. SPSS 18.0 package program was used for statistical analysis of data. The statistical significance level of all tests was p < 0.05. Results: The five of thirty nine patients (12.8 %) included in the study have died during the treatment. The electrocardiographic findings seen in patients in order of frequency; sinus tachycardia (48.7 %), prolonged QT interval (20.5 %), and right bundle branch block (20.5 %), ST-T wave changes (12.8 %), atrial fibrillation (7.7 %), right axis deviation (5.1 %), prolonged PR (2.5 %). There was no statistically significant difference between the ECG findings of the patient groups who died or discharged (p ≥ 0.05). The mean serum cholinesterase levels of the patients who died were statistically lower than the discharged patients (p = 0.006). Conclusion: There is not a significant relationship between ECG findings and the severity of organophosphate poisoning.There is a statistically significant relationship between mortality and low levels of serum cholinesterase due to severe poisoning. ECG findings and their effects to the mortality in organophosphate poisoning can give an opinion to the emergency physicians and contribute to their clinical experiences. However, more detailed studies are needed in this matter. [Cukurova Med J 2013; 38(2.000): 181-188]
- Published
- 2013
13. Relationship between palpitation and chest pain and anxiety and depression symptom levels in individuals aged 18-25 years
- Author
-
Fatma Yiğit, Soner Çakmak, Şükrü Uğuz, and Mustafa Yilmaz
- Subjects
Pediatrics ,medicine.medical_specialty ,göğüs ağrısı ,chest pain ,Heart disease ,palpitation ,Beck Anxiety Inventory ,beliren yetişkinlik ,030204 cardiovascular system & hematology ,Chest pain ,03 medical and health sciences ,0302 clinical medicine ,anksiyete ,depresyon ,Beliren yetişkinlik,anksiyete,depresyon,çarpıntı,göğüs ağrısı ,Palpitations ,medicine ,Outpatient clinic ,030212 general & internal medicine ,Depression (differential diagnoses) ,General Environmental Science ,lcsh:R5-920 ,business.industry ,Beck Depression Inventory ,çarpıntı ,Emerging adulthood,anxiety,depression,palpitation,chest pain ,medicine.disease ,anxiety ,Tıp ,emerging adulthood ,depression ,Medicine ,General Earth and Planetary Sciences ,Anxiety ,medicine.symptom ,business ,lcsh:Medicine (General) - Abstract
maç: Bu çalışmanın amacı kardiyoloji polikliniğine çarpıntı veya göğüs ağrısı yakınmasıyla başvuran 18-25 yaş aralığındaki bireylerde kalp hastalığı varlığı ve yokluğuna göre anksiyete ve depresyon düzeylerini karşılaştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Araştırma ve Uygulama Merkezi Kardiyoloji Polikliniğine başvuran 18-25 yaş aralığındaki bireyler değerlendirilmiştir. Ellidört erkek ve 60 kadın olmak üzere toplam 114 kişi çalışmaya alınmıştır. Hastaneye başvuranların yanında refakatçi olarak gelen 18-25 yaş aralığındaki sağlıklı 44 kişi kontrol grubunu oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) kullanılmıştır. Bulgular: Vaka grubunda 77 kişide herhangi bir kalp hastalığı saptanmamıştır. Otuz yedi kişiye bir kalp hastalığı tanısı konmuştur. Gruplar BDÖ ve BAÖ puanları açısından karşılaştırılmıştır. Göğüs ağrısı veya çarpıntı yakınması ile başvuran kalp hastalığı olan ve kalp hastalığı olmayan gruplardaki BDÖ ve BAÖ puanları yakınması olmayan kontrol grubuna göre anlamlı derecede daha yüksek saptanmıştır. Sonuç: Kardiyoloji polikliniğine göğüs ağrısı veya çarpıntı yakınmasıyla başvuran 18-25 yaş aralığındaki bireylerde kalp hastalığı varlığından bağımsız olarak depresyon ve anksiyete düzeyi puanları kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur., Purpose: The aim of this study is to compare the levels of anxiety and depression according to the presence and absence of heart disease in individuals aged 18-25 years who apply to the Cardiology Outpatient Clinic for palpitations or chest pain.Materials and Methods: Persons who 18-25 years old applied to Başkent University Adana Dr. Turgut Noyan Research and Application Center Cardiology Department for palpitaion or chest pain were taken into the study. A total of 114 people, including 55 males and 60 females, were included in the study. Fourty-four people those in the same ages who came as a companion were taken to the control group. Participants were asked to fill in the Beck Anxiety Inventory (BAI) and Beck Depression Inventory (BDI) by themselves. Results: In the case group, 77 patients did not have any heart disease. Thirty-seven people were diagnosed with a heart disease. The BAI and BDI scores of the groups were compared. The BDI and BAI scores of the groups who presented with chest pain and palpitation were significantly higher than the control group. Conclusion: The anxiety and depression symptom levels of the patients who were diagnosed and not diagnosed with cardiac disease in 18-25 year olds who applied to the cardiology policlinic were more than the control group.
- Published
- 2019
14. Does selective IgA deficiency have a good prognostic role on juvenile dermatomyositis? a case report.
- Author
-
Mustafa Yılmaz, Derya Ufuk Altıntaş, Sibel Balcı, Rabia Miray Kışla Ekinci, Dilek Doğruel, and Mahir Serbes
- Subjects
autoimmunity ,iga deficiency ,juvenile dermatomyositis ,otoimmünite ,iga eksikliği ,juvenil dermatomiyozit ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Juvenile dermatomyositis is a multisystemic autoimmune disease with uncertain etiology. Both innate immunity and adaptive immunity play a role on the pathogenesis of the disease. Selective immunoglobulin A deficiency is the most common primary immunodeficiency. Association between immunoglobulin A deficiency and autoimmune diseases including few juvenile dermatomyositis patients have been reported. A previously healthy 15-year old girl was diagnosed with juvenile dermatomyositis according to Bohan and Peter criteria and selective immunoglobulin A deficiency due to the low level of immunoglobulin A (
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
15. Astımlı çocuklarda fiziksel egzersizin klinik ve fonksiyonel parametrelere etkisi
- Author
-
Dilek Doğruel, Derya Ufuk Altıntaş, and Mustafa Yılmaz
- Subjects
asthma ,exercise ,sports ,quality of life ,astım ,egzersiz ,spor ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç: Çalışmamızın amacı astımlı çocuklarda, düzenli egzersizin astım semptomları, astım tedavi ihtiyacı skoru, yaşam kalitesi ve solunum fonksiyonları üzerindeki etkilerini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 17 farklı okuldan 73 (32 erkek, 41 kız) astımlı öğrenci seçildi. İki yüz otuz iki öğrenciye çalışmanın başlangıcında solunum fonksiyon testi yapılıp, yaşam kalite skoru, astım tedavi ihtiyacı ve semptom skoru tespit edildi. Ortalama yaş 12±2,3 (7-16 yaş) idi. Yetmiş üç öğrencinin 27’si yüzme, 26’sı sokak basketbolu,11’i atletizm, 9’u ise badminton grubunda çalışmışlardı. Bağımsız değişkenlerin karşılaştırılmasında Student’s t–test kullanıldı.Bulgular: Sokak basketbolu ve badminton grubundaki hastaların semptom skorunda anlamlı azalma saptandı. Yüzme ve atletizm grubunda olan hastaların yaşam kalite skorlarında artış belirlendi. Yüzme, sokak basketbolu ve badminton grubundaki hastaların birinci saniye zorlu ekspirasyon volümü değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı yükselme saptandı. Sonuç: Solunum fonksiyonları ve yaşam kalitesi üzerindeki etkileri nedeni ile düzenli egzersiz, çocukluk çağı astım tedavisinin bir parçası olmalıdır.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
16. Çocukluk çağı miks konnektif doku hastalığı: olgu serisi
- Author
-
Rabia Miray Kışla Ekinci, Sibel Balcı, Derya Ufuk Altıntaş, and Mustafa Yılmaz
- Subjects
mikst konnektif doku hastalığı ,çocukluk ,anti-u1rnp ,mixed connective tissue disease ,childhood ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Mikst konnektif doku hastalığı birden fazla bağ doku hastalığına ait bulgular ile karakterize otoimmün bir hastalıktır. U1 RNP’ye karşı yüksek titre otoantikorlar ile karakterizedir. Hastaların %23’ünün çocukluk çağında bulgu verdiği bildirilmiştir. Bu çalışmada, mikst konnektif doku hastalığı tanısı almış ve en az 2 yıl takip edilmiş olan 5 çocuk hastanın demografik ve klinik bulgularının, hastalık sonuçlarının geriye dönük incelenmesi hedeflenmiştir.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.