19 results on '"Şenlikci, Abdullah"'
Search Results
2. Ratlarda Splenektomi Sonrası Red Ginsengin Lipit Profili, Endotel ve Oksidatif Hasar Üzerinde Koruyucu Etkisinin Değerlendirilmesi
- Author
-
KOŞMAZ, Koray, DURHAN, Abdullah, ŞENLİKCİ, Abdullah, SÜLEYMAN, Marlen, BOSTANCI, Mustafa Taner, PEKCİCİ, Mevlüt Recep, ŞENEŞ, Mehmet, ALKAN KUŞABBİ, İlknur, GÖNÜLTAŞ, Mehmet Alparslan, HÜCÜMENOĞLU, Sema, BARLAS, Aziz Mutlu, BAĞ, Yusuf Murat, ERSAK, Can, and ERGÜDER, Ender
- Subjects
Surgery ,Splenectomy,Red ginseng,lipid profile,antioxidant ,Splenektomi,Red ginseng,lipid profili,antioksidan ,Cerrahi - Abstract
Aim: It was aimed to examine the effects of Red Ginseng (RG), which has anti-inflammatory and antioxidant properties, on the histopathological alterations and lipid metabolism following splenectomy.Methods: Rats were randomly divided into 3 groups of 10 rats each. Only laparotomy was conducted in group 1 (sham). In group 2 (control), splenectomy was performed but no therapy was offered. Splenectomy was performed and RG extract was supplied orogastrically at a dosage of 100mg/kg/day for 28 days in group 3 (RG group). At the end of the 28-day period, tissue samples were obtained for the assessment of histopathological alterations in the vascular, intestinal, and lung tissues, and blood samples were obtained for biochemical analysis.Results: The RG group had reduced significantly total cholesterol (TC), triglyceride (TG), and very low density lipoprotein (VLDL) levels than the control group (p, Amaç: Anti-inflamatuar ve antioksidan etkili red ginsegin splenektomi sonrası görülen histopatolojik değişiklikler ve lipid profili üzerindeki etkisi araştırıldı.Yöntemler: Sıçanlar rastgele her biri 10 sıçandan oluşan 3 gruba ayrıldı. Grup 1'de (sham), sadece laparotomi yapıldı. Grup 2'de (kontrol), splenektomi uygulandı fakat ek hiçbir tedavi uygulanmadı. Grup 3'te (Red ginseng grubu), splenektomi yapıldı ve Red Ginseng (RG) ekstresi orogastrik yoldan 100 mg / kg / gün doz olarak 28 gün süreyle uygulandı. 28 günün sonunda vasküler, intestinal ve akciğer dokularındaki histopatolojik değişiklikler incelemesi için doku örnekleri alındı ve biyokimyasal analiz için kan örnekleri alındı. Bulgular: Total kolestrol (TC), trigliserit (TG) ve çok düşük yoğunluklu lipoprotein (VLDL) düzeyleri kontrol grubuna göre RG grubunda anlamlı olarak azalmıştır (p
- Published
- 2021
3. Albümin-Globulin Oranı Mide Kanseri Hastalarında Kısa Dönem Komplikasyonları Öngörür mü?
- Author
-
DURHAN, Abdullah, SÜLEYMAN, Marlen, KOŞMAZ, Koray, ŞENLİKCİ, Abdullah, ERGÜDER, Ender, MERCAN, Ümit, and PEKCİCİ, Mevlüt Recep
- Subjects
Health Care Sciences and Services ,Gastrik adenokanser,albümin / globülin oranı,postoperatif komplikasyon ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,Gastric adenocarcinoma,albumin / globulin ratio,postoperative complication - Abstract
Objective: Gastric cancer (GC) is a cancer with poor prognosis despite advances in diagnosis and treatment methods, and postoperative morbidity and mortality rates are high. The aim of this study was to evaluate the predictive and early prognostic effect of the pre-treatment albumin to globulin ratio (AGR) in patients with gastric adenocarcinoma (GAC).Methods: The study included male and female patients who were operated on with the diagnosis of GAC in our general surgery clinic between January 2016 and November 2020. The demographic and postoperative histopathological findings, postoperative complications, and in-hospital mortality findings of the patients were evaluated retrospectively from the hospital data.Results: Evaluation was made of a total of 70 patients operated on with the diagnosis of GAC. In the ROC curve analysis applied to the AGR ratio, the optimum cut-off value was 1.54. A statistically significant difference was found between the high (≥1.54) and low ( 65 years, high American Society of Anesthesiologist (ASA) score, and low AGR (p = 0.035, p, Amaç: Gastrik kanser (GK), tanı ve tedavi metodlarındaki gelişmelere rağmen kötü prognozlu bir kanser olup, postoperatif morbidite ve mortalite oranları yüksek seyretmektedir. Bu çalışmada tedavi öncesi bakılan albümin-globülin oranı (AGO)’ nun gastrik adeno kanser (GAK) hastalarındaki prediktif ve erken dönem prognostik etkisini değerlendirmeyi amaçladık.Metod: Ocak 2016 ile kasım 2020 arasında, genel cerrahi kliniğimizde GAK tanısı ile opere edilen kadın ve erkek hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik ve postoperatif histopatolojik bulguları, postoperatif komplikasyonları ve hastane içi mortalite bulguları hastane veri datasından retrospektif olarak değerlendirildi.Bulgular: GAK tanısı ile ameliyat edilen toplam 70 hastanın değerlendirmesi yapıldı. AGO oranına uygulanan ROC eğri analizinde en uygun kesme değeri 1.54 idi. Yüksek (≥1.54) ve düşük (65 yaş, yüksek American Society of Anesthesiologist (ASA) skoru ve düşük AGO ile istatsisksel anlamlı sonuç bulunurken ( p=0.035, p
- Published
- 2021
4. Künt Abdominal Travmada İzole Sol Hepatik Arter Transeksiyonu:Olgu SUnumu
- Author
-
Şenlikci, Abdullah, Yıldırım, Murat Baki, Arapi, Berk, Özdemir, Mustafa, and Yıldırım, Murat Baki
- Subjects
Hepatik arter yaralanması ,Liver trauma ,Hepatik arter transeksiyonu ,Blunt trauma ,Künt travma ,Hepatic artery injury ,Karaciğer ,Hepatic artery transection - Abstract
Injuries to the anatomic structures of the porta hepatis are rare and have high morbidity and mortality rates. The case is here presented of a patient with isolated left hepatic artery transection after blunt trauma. A 17-year old male was admitted to the Emergency Department of Bitlis State Hospital after a traffic accident. Pseudoaneurysm and extravasation was demonstrated in the left hepatic artery on computed tomography (CT) examinaation. The left hepatic artery could not be detected in the portal vein phase on CT. Parenchymal hematoma and non-contrasted laceration areas were observed in the left lobe. The patient underwent surgery, and the left hepatic artery was seen to be transected on exploration. To provided hemostasis, the left hepatic artery was ligated. Isolated left hepatic artery transection is rarely seen after blunt trauma. Arterial ligation is the most commonly used treatment option in hemodynamically unstable patients. Künt travma sonrasında porta hepatiste bulunan yapıların yaralanması çok nadir gözlenir, morbiditesi ve mortalisi yüksek seyreder. Bu yazıda künt travma sonrasında görülen izole sol hepatik arter yaralanması gözlenen olguyu literatür eşliğinde sunmayı amaçladık. 17 yaşında erkek hasta araçiçi trafik kazası sonrasında Bitlis Devlet hastanesi acil servisine getirilmişti. Yapılan BT anjiyografide sol hepatik arterde psödoanevrizma ve posteriorunda kontrast madde ekstravazasyonu mevcuttu. Portal ven faz BT'de; sağ hepatik arter açık, sol hepatik arter izlenmiyordu. Sol lobda parankimal hematom ve kontrastlanmayan laserasyon alanları izlenmekteydi. Hasta acil ameliyata alındı. Eksplorasyonda sol hepatik arterin transekte olduğu gözlendi. Hemostazı sağlamak amacıyla sol hepatik arter bağlandı. Künt travma sonrası izole sol hepatik arter transeksiyonu nadiren görülür. Hemodinamik olarak stabil olmayan olgularda arter ligasyonu en sık kullanılan tedavi seçeneğidir.
- Published
- 2021
5. Retrorektal Schwannomlu Bir Hastada Transabdominal ve Posterior Sakral Yaklaşımın Kombinasyonu: Olgu Sunumu
- Author
-
Şenlikci, Abdullah, Aksoy, Erol, Durak, Doğukan, Aydın, Osman, Bostancı, Erdal, and Durak, Doğukan
- Subjects
Presakral kitle ,Schwannoma ,Surgical extirpation ,Cerrahi ekstirpasyon ,Presacral mass ,Schwannom - Abstract
Schwannomas are tumors of the peripheral nerve sheath, usually seen in the head and neck region, and rarely in the retrorectal area. The case is here presented of a retrorectal schwannoma, which was detected incidentally during examination for cholelithiasis, resected with a combination of transabdominal and posterior sacral approaches. The optimal surgical treatment of masses in the presacral region is total resection of the mass. If the distal part of the lesion can not be reached during transabdominal surgery, the entire mass can be removed by adding the posterior sacral approach. Schwannomlar periferik sinir kılıfından oluşan ve retrorektal alanda nadiren görülen tümörlerdir. 45 yaşındaki erkek hastanın tetkiklerinde presakral alanda 10 cmlik kitle gözlenmesi üzerine operasyon kararı alınmıştır. Ameliyat sırasında trans abdominal yolla kitle sakrumdan ayrılamamış ve posterior yaklaşım kararı alınmıştır. Koksiks çıkarıldıktan sonra kitleye posteriordan ulaşılmış ve kitle presakral alandan tamamen serbestleştirilmiştir. Sonrasında kitle batından çıkarılmıştır. Presakral bölgedeki kitlelerin optimal cerrahi tedavisi kitlenin total rezeksiyonudur. Transabdominal yoldan yapılan cerrahi sırasında lezyonun distaldeki kısmına ulaşılamaz ise posterior yaklaşım da eklenerek kitlenin tamamı çıkarılabilir.
- Published
- 2021
6. Parasitic Infestation in Patients Undergoing Appendectomy: Retrospective Analysis of 7,344 Cases
- Author
-
Koşmaz, Koray, primary, Şenlikci, Abdullah, additional, Süleyman, Marlen, additional, and Durhan, Abdullah, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
7. Evaluation of Surgical and Systemic Treatment Results in Patients with Ductal Carcinoma In Situ
- Author
-
DURHAN, Abdullah, primary, SÜLEYMAN, Marlen, additional, KOŞMAZ, Koray, additional, ŞENLİKCİ, Abdullah, additional, ERGÜDER, Ender, additional, BAĞ, Yusuf Murat, additional, PEKCİCİ, Mevlüt Recep, additional, and EREL, Serap, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. Does Monocyte Distribution Width (MDW) Have Prognostic Value in Acute Pancreatitis?
- Author
-
ŞENLİKCİ, Abdullah, primary, ERGÜDER, Ender, additional, SÜLEYMAN, Marlen, additional, KOŞMAZ, Koray, additional, DURHAN, Abdullah, additional, ŞENEŞ, Mehmet, additional, AKDOĞAN, Özlem, additional, ERSAK, Can, additional, and FİLİK, Levent, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
9. Preoperative and intraoperative factors affecting mortality in patients operated on for peptic ulcer perforation: a single center retrospective study
- Author
-
ŞENLİKCİ, Abdullah, primary, KOŞMAZ, Koray, additional, DURHAN, Abdullah, additional, MERCAN, Ümit, additional, and SÜLEYMAN, Marlen, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. Does red ginseng ameliorate liver damage caused by obstructive jaundice? : an experimental study
- Author
-
DURHAN, Abdullah, primary, KOŞMAZ, Koray, additional, ŞENLİKCİ, Abdullah, additional, ERGÜDER, Ender, additional, SÜLEYMAN, Marlen, additional, DUYMUŞ, Mehmet Esat, additional, BAĞ, Yusuf Murat, additional, PEKCİCİ, Mevlüt Recep, additional, ŞENEŞ, Mehmet, additional, ALKAN KUŞABBİ, İlknur, additional, ESER, Eylem Pınar, additional, and HÜCÜMENOĞLU, Sema, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
11. Evaluation of the Modified Systemic Inflammation Score and Inflammatory Markers According to Stage in Colorectal Cancer
- Author
-
Durhan, Abdullah, primary, Koşmaz, Koray, additional, Şenlikci, Abdullah, additional, Yiğit, Tuğba, additional, and Süleyman, Marlen, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
12. Assessment of Ankaferd Blood Stopper in experimental liver ischemia reperfusion injury
- Author
-
DURHAN, Abdullah, primary, KOŞMAZ, Koray, additional, SÜLEYMAN, Marlen, additional, TEZ, Mesut, additional, ŞENLİKCİ, Abdullah, additional, ERSAK, Can, additional, ÜNAL, Yılmaz, additional, PEKÇİCİ, Recep, additional, KARAAHMET, Fatih, additional, ŞENES, Mehmet, additional, ALKAN KUŞABBİ, İlknur, additional, ESER, Eylem Pınar, additional, and HÜCÜMENOĞLU, Sema, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
13. Memenin Nadir Görülen İntrakistik Karsinomu: İki Olgu Sunumu.
- Author
-
İlhan, Enver, Üreyen, Orhan, Şenlikci, Abdullah, Yağcı, Ayşe, Yeldan, Eyüp, Salman, Tarık, and Tekeli, Mehmet Tahsin
- Subjects
BREAST cancer ,BREAST cancer prognosis ,POSTMENOPAUSE ,ADJUVANT treatment of cancer - Abstract
Copyright of Meme Sagligi Dergisi / Journal of Breast Health is the property of Turkish Federation of Breast Diseases Associations and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
14. BEKLENMEYEN LOKALİZASYONDA SAFRA TAŞI İLEUSU: OLGU SUNUMU
- Author
-
ŞENLİKCİ, Abdullah, ÖZTÜRK, Ahmet Mücteba, DADALI, Emrah, GÖKÇELLİ, Uğur, and YELDAN, Eyüp
- Subjects
Kolelithiazis,İntestinal obstrüksiyon,Safra taşı ileusu ,Cholelithiasis,Intestinal obstruction,Gallstone ileus - Abstract
Safrataşı ileusu, safra taşının safra kesesinden barsaklara yer değiştirmesiyle oluşan mekanik intestinal obstruksiyondur. Kolelithiazisin nadir komplikasyonlarından biridir. 68 yaşında kadın hasta 3 gün önce başlayan karın ağrısı ve kusma şikayetleriyle acil servise başvurdu. Fizik muayenede batında her kadranda yaygın hassasiyet mevcuttu, defans ve rebaund yoktu. Beyaz küre sayısı 13100/mm3 idi. Ayakta direk batın grafisinde ince barsak düzeyinde hava-sıvı seviyeleri mevcuttu. Batın US’ de ince barsak anslarında dilatasyon tesbit edildi. Batın BT'de ise safra taşı ileusu ve periduodenal bölgede inflamatuar değişiklikler rapor edildi. Üst batın MR ve MRCP'de safra taşı ileusu, intrahepatik ve ekstrahepatik safra yollarında dilatasyon, safra kesesi perforasyonu ile uyumlu bulgular rapor edildi. Yapılan eksplorasyonda Treitz’dan itibaren 170 cm distalde jejenum düzeyinde lümeni tıkayan sert kitle tespit edildi. Enterotomi sonrasında yaklaşık 3x3cm boyutlarında taş çıkarıldı. Hastada komplikasyon gelişmedi ve operasyon sonrası 7. günde taburcu edildi. Sonuç olarak, safra taşı ileusu mekanik barsak obstrüksiyonlarının nadir sebeplerinden biridir. Obstrüksiyon genellikle ileoçekal valv ya da terminal ileumda görülmesine rağmen bizim olgumuzdaki gibi nadir de olsa jejenum düzeyinde de obstrüksiyon oluşabilir. Düşük riskli hastada tek aşamalı cerrahi, diğer hastalarda ise enterolitotomi uygulanması gereken cerrahi yöntemdir, Gallstone ileus is a mechanical intestinal obstruction caused by migration of gallstone from gallbladder to intestine. It is one of the rare complication of cholelithiasis. 68 years old female patient admitted to emergency department complaining of abdominal pain and vomiting which started 3 days ago. There was abdominal rigidity on each quadrant and there wasn’t defence and rebaund on physical examination. White blood cell count was 13,100/mm3. Directly abdominal radiography showed small bowel air-fluid levels. Abdominal ultrasound showed small bowel dilatation. Abdominal CT revealed gallstone ileus and inflammatory changes in periduodenal region. MRI and MRCP revealed gallstone ileus, dilatation of intrahepatic and extrahepatic bile ducts and gallbladder perforation. Solid mass which obstructed the lumen of the jejenum 170 cm distal from Treitz was detected on exploration. Approximately 3X3 cm in size stone was removed from distal part of mass by enterotomy. Any complication no occurred on postoperative period. The patient was discharged 7th day after operation. In conclusion; gallstone ileus is one of the rare complication of mechanical bowel obstruction. Although obstruction is usually in terminal ileum or ileocecal valve, obstruction can be rarely occur at the level of jejenum as in our case. The single stage surgery should be performed in patients who have no additional risk factor. Enterolitotomy should be performed in others
15. 60 YAŞ ÜSTÜ APENDEKTOMİ YAPILAN OLGULARIN RETROSPEKTİF ANALİZİ
- Author
-
ŞENLİKCİ, Abdullah, ÜSTÜNER, Mehmet Akif, DADALI, Emrah, GÖKÇELLİ, Uğur, ÜREYEN, Orhan, and İLHAN, Enver
- Subjects
Akut Apandisit,ileri yaş,akut karın,morbidite,mortalite ,Acute appendicitis,elderly,acute abdominal pain,morbidity,mortality - Abstract
Akut apandisit en sık gözlenen acil cerrahi hastalıktır. Daha çok gençlerde görülür. Çalışmamızda apendektomi yapılan 60 yaş üstü hastaları sunduk. Akut apandisit öntanısı ile Kasım 2011-Mart 2013 tarihleri arasında apendektomi yapılan 60 yaş üstü hastaların dosya ve bilgisayar kayıtları retrospektif olarak değerlendirildi.Ameliyat öncesi Alvarado skorları, US ve BT bulguları, morbidite, mortalite ve histopatoloji sonuçları incelendi. Toplam 172 hastaya akut apandisit öntanısı ile apendektomi yapıldı. Bu hastaların 60 yaş ve üzeri olan 13 %7.5 'ü çalışmaya dahil edildi. Hastaların 9 %59.3 'u erkek, 4 %30.7 'ü kadın idi. Yaş ortalaması 67.1 idi. Alvarado skoru 8 %61.5 hastada 7 ve üzerinde, 5 %38.5 hastada 4-7 arasında idi.Ameliyat öncesi 11 hastaya US, 7 hastaya BT yapıldı.Ameliyat sonrasında 1 %7.7 hastada akut böbrek yetmezliği, 1 %7.7 hastada yüzeyel yara yeri enfeksiyonu gözlendi. Mortalite görülmedi. Histopatolojik incelemede 6 %46.1 hasta akut apandisit, 2 %15.3 hasta perfore apandisit, 2 %15.3 hasta flegmonöz apandisit, 1 %7.7 hasta divertikülit perforasyonu, 2 %15.3 hasta ise normal appendiks bulguları olarak değerlendirildi. Negatif laparotomi oranı %15.3 idi. US, pozitif laparotomi yapılan tüm hastalara yapılmıştı. Bunlardan 4 %36.3 ’ünde ultrasonografi bulguları akut apandisit ile uyumlu, kalan7 %63.7 ’sinde uyumlu değildi. BT ise, pozitif laparotomi yapılan hastalardan yedisine yapılmıştı. Bunlardan 5 %71.4 'inde BT bulguları akut apandisit ile uyumlu, 2’sinde %28.6 uyumlu değildi. Negatif laparotomi yapılan 2 hastadan birinin hem USG hemde BT bulguları normal, diğerinde ise akut apandisit ile uyumlu idi. Akut apandisit daha çok genç yaş grubunda görülür. 60 yaş üzerinde daha nadir görülmesi, tanı koymadaki güçlük ve ameliyat sonrasındaki komplikasyonların daha fazla görülmesi nedeniyle tanı koyma sürecinde daha dikkatli olunmalıdır, Acute appendicitis is the most common emergency surgical disease. It is commonly seen in young patients. In this study we present cases who were performed appendectomy over 60 years old. We reviewed retrospectively the patients who were performed appendectomy with the diagnosis of acute appendicitis over 60 years old with files and computer records between November 2011-March 2013 in Izmir Bozyaka Education and Research Hospital, Surgery Clinic. Alvarado score, USG and CT findings, morbidity, mortality, and histopathology reports were analyzed Appendectomy was performed with the diagnosis of acute appendicitis in total of 172 patients. 13 7.5% of these patients who was 60 years of age and above were included in the study. 9 59.3% patients were male and 4 30.7% of them were female. The mean age was 67.1 years. Alvarado score was in 8 61,5% patients 7 and above and in 5 38,5% was between 4-7. In preoperative period US was performed to 11 patients and CT was performed to 7 patients. There was acute renal failure in 1 7,7% patient and there was superficial wound infection in 1 7,7% patient postoperatively. There was no mortality. In histopathological examination there were acute appendicitis in 6 46,1% patients, perforated appendicitis in 2 15,3% patients, phlegmoneus appendicitis in 2 15,3% patients, diverticulitis perforation in 1 7,7% patient, normal appendix findings in 2 15,3% patients. The negative laparotomy rate was 15.3%. US was made to all patients who were performed pozitive laparotomy. In 4 patients 36,3% US findings was compatible with acute appendicitis and in 7 patients 63,7% US findings wasn't compatible with acute appendicitis. CT was performed to 7 patients who were performed positive laparotomy. In 5 71,4% patients CT findings was compatible with acute appendicitis and in 2 28,6% patients CT findings wasn't compatible with acute appendicitis. In 1 of 2 patient who were performed negative laparotomy USG and CT findings were normal and in the other patient USG and CT findings was compatible with acute appendicitis. Conclusion: Acute appendicitis is commanly seen in young patients. Because of they seen rarely over 60 years old, difficulty in diagnosis and postoperative complications are more frequent we should be more careful in the process of diagnosis
16. MORTALİTESİ HALEN YÜKSEK OLAN AKUT BATIN NEDENİ; AKUT MEZENTER İSKEMİ
- Author
-
ŞENLİKCİ, Abdullah, İLHAN, Enver, ÜSTÜNER, Mehmet Akif, and ÜREYEN, Orhan
- Subjects
Akut mezenterik iskemi,mortalite,Acil karın ,Acute mesenteric ischemia,mortality,acute abdomen - Abstract
Akut mezenter iskemi AMİ , erken tanı ve tedavi gerektiren hayatı tehdit edici bir akut karın hastalığıdır. Biz burada AMİ tanısıyla opere edilen olgulardaki morbidite ve mortaliteye etkili faktörleri incelemeyi amaçladık AMİ özellikle kardiyo vasküler hastalığa sahip karın ağrılı hastalarda ayırıcı tanıda mutlaka düşünülmeli ve erken girişim yapılmalıdır, Acute mesenteric ischemia is a life-threatening acute abdominal disease which needs early diagnosis and treatment. Remains associated with high morbidity and mortality rates. Consider the possibility of its clinical and on time reaction can be life saving
17. NODÜLER GUATR TANISI İLE AMELİYAT EDİLEN VAKALARDA MALİGNİTE SIKLIĞI
- Author
-
ŞARLAR, Hakan, İLHAN, Enver, ÜSTÜNER, Mehmet Akif, ŞENLİKCİ, Abdullah, and ÜREYEN, Orhan
- Subjects
Thyroid nodule,thyroid carcinoma,fine needle aspiration biopsy ,Tiroid nodülü,tiroid kanseri,ince iğne aspirasyon biopsisi - Abstract
Bu çalışmada tiroid nodülü nedeniyle ameliyat edilen hastalarda demografik, laboratuar, görüntüleme ve sitoloji bulgularının histopatoloji sonuçlarıyla ilişkisi araştırıldı. Nodüler guatr tanısıyla ameliyat edilen olgular yaş, cinsiyet, nodül sayısı, nodül boyutu, fonksiyon durumu, hormon profili, ameliyat tipi, sitoloji ve histopatoloji sonuçlarına göre retrospektif olarak değerlendirildi. Toplam 179 olgunun 147 %82.1 ’si kadın, 32 %17.9 ’si erkek idi. Ortalama yaş 51.3 aralık 22- 81 idi. Olguların çoğunluğu %69.3 30-60 yaş grubundaydı. Multinodüler guatr 142 %79.3 , soliter nodül 37 %20.7 olguda mevcuttu. Toplam 41 hastaya İİAB yapıldı. Bunlardan 19 %46.3 ’u yetersiz materyal olarak değerlendirildi. Geri kalan 22 %53.7 olgunun 15’i benign, beşi şüpheli malign ve ikisi malign tanısı aldı. Histopatolojik olarak malignite saptanan 27 %15.09 olgunun; 15 %55.6 ‘inde papiller karsinom, 3 %11.1 ’ünde papiller mikrokarsinom, 6 22.2 ’sında folliküler karsinom, 3 %11.1 ’ünde Hurthle hücreli karsinom tesbit edildi. Bunların 21 %77.8 ’i multinodüler, 6 %22.2 ’sı soliter nodülü olan hastalardı. Histopatoloji sonuçları ile yaş p =0.601 , cinsiyet p =0.790 ,nodül sayısı p=0.829 , nodül boyutu p=0.845 , tiroid fonksiyon durumu 0.744 , hormon profili p=0.206 , sitoloji p=0.227 ve ameliyat tipi p=0.350 arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki tesbit edilmedi. Tiroid nodülü tesbit edilen hastalarda ameliyat gereksinimini azaltmak ve tiroidektominin istenmeyen etkilerinden kaçınmak için cerrah, radyolog ve patolog işbirliği ile sitolojik tetkik uygulama ve değerlendirmede başarı ve beceriyi geliştirmek için gerekli çaba sarfedilmelidir., In this study, we examined the relationship between demographic, laboratory, imaging and cytology results with histopathology results in patients who underwent surgery for thyroid nodules. Patients who underwent surgery for nodular goiter were evaluated retrospectively according to age, gender, number of nodules, nodule size, functional status, hormones, surgery type, cytology and the results of histopathology. A total of 179 patients, 147 82.1% were female and 32 17.9% were male. Mean age was 51.3 range 22-81 years. The majority of patients 69.3% were between 30-60 years of age. There was multinodular goiter in 142 79.3% cases and solitary nodules in 37 20.7% cases. FNAB was performed in 41 patients. 19 46.3% of these patients were evaluated as non diagnostic material. The remaining 22 53.7% were diagnosed 15 cases were benign, five cases were suspected malignant and two caes were malignant. Histopathological examination of 27 patients with diagnosed malignancy, papillary carcinoma, papillary microcarcinoma, follicular carcinoma and Hurthle cell carcinoma were detected in 15 55.6% , 3 11.1% , 6 22.2 and 3 11.1% cases respectively. 21 77.8% of the patients had multinodular goitre and 6 22.2% patients had solitary nodules. There was not found to be statistically significant relationship between the results of histopathology with age p = 0.601 , gender p = 0.790 , number of nodules p = 0829 , nodule size p = 0845 , thyroid function status 0744 , hormonal profile p = 0.206 , cytology p = 0227 and type of surgery p = 0.350 . Surgeons, radiologists, and pathologists should be made to develop the skill in collaboration with cytological examination and evaluation of implementation success and efforts for reducing the need for surgery in patients with thyroid nodules identified and avoiding undesirable effects of thyroidectomy.
18. BİLATERAL ELASTOFİBROMA DORSİ: OLGU SUNUMU
- Author
-
ÜSTÜNER, Mehmet Akif, İLHAN, Enver, YAĞCI, Ayşe, ŞENLİKCİ, Abdullah, DADALI, Emrah, and YELDAN, Eyüp
- Subjects
Bilateral elastofibroma dorsi,subskapular kitle,toraks duvarı tümörleri ,Bilateral elastofibroma dorsi,subscapular mass,chest wall tumors - Abstract
Elastofibroma dorsi sıklıkla erişkin populasyonda görülen, subskapular yada infraskapular yerleşimli bening bir tümördür. Torasik duvarla serratus anterior ve latismus dorsi kasları arasında bulunduğu için fizik muayene sırasında saptanmasında güçlük yaşanabilir. Omuz ağrısı ile polikliniğimize başvuran hastada yapılan fizik muayenede sol skapula altında lipomatöz kitle palpe edildi. Kitle USG'de lipom olarak değerlendirildi. Hasta ameliyat edildi. Kitle latismus dorsi kası ile toraks duvarı arasında göğüs duvarına fikse idi. Frozen section yapıldı ve sonuc elastofibroma dorsi olarak bildirildi. Kitle total olarak çıkarıldı. Ameliyat sonu dönemde yapılan Toraks BT'de, sağ hemitoraks duvarında soldakine benzer ama daha küçük bir kitle tespit edildi. Sağ toraks duvarındaki ikinci kitle de çıkartıldı. Her iki kitlenin histopatoloji sonucu elastofibroma olarak rapor edildi. Elastofibroma dorsi nadir görülen, fizik muanede kolayca gözden kaçabilen bir tümör olması nedeniyle bu tür vakalarda akla gelmeli, bilateral olabileceği düşünülüp gerekli tetkikler yapılmalıdır, Elastofibroma dorsi is a benign tumor which located subscapular or infrascapular often seen in adult population. Because of elastofibroma dorsi is located between the thoracic wall and the serratus anterior and latissimus dorsi muscles, there may have difficulty detecting during physical examination. The patient who visit our polyclinic with shoulder pain had lipomatous mass under the left scapula on the physical examination. Ultrasonography showed lipoma.The patient were operated. The mass was between of latismus dorsi muscle and thoracic wall and fixed to the chest wall. Frozen section has done and the result was elastofibroma dorsi. The mass was totally removed. In the postoperative period thorax CT was performed. We found another mass at the right side of thoracic wall like removed mass. Second mass has removed too. The histopathology report of the two masses was reported as elastofibroma. Because of elastofibroma dorsi is rare and can be overlooked easily, in such cases elastofibroma should be considered and it may be bilateral so necessary tests should be considered
19. Intracystic Carcinoma of the Breast: Report of Two Cases.
- Author
-
İlhan E, Üreyen O, Şenlikci A, Yağcı A, Yeldan E, Salman T, and Tekeli MT
- Abstract
Intracystic papillary carcinoma of the breast (IPC) is usually seen in postmenopausal elderly women. Its prognosis is much better than other type of breast tumors, and usually do not contain invasive components. Surgical excision with negative margins and axillary sentinel lymph node sampling is the recommended treatment. Two cases of intracystic papillary carcinoma of the breast that was treated at our clinic are herein presented. Both cases were postmenopausal, were both positive for estrogen and progesterone receptors and negative for HER 2. They underwent breast-conserving surgery. One patient had an invasive focus, therefore axillary lymph node sampling was performed, and the sentinel lymph node was not metastatic. This patient received hormonal therapy as well as radiotherapy. In the other case, there was no invasive focus and the surgical margins were negative, therefore, additional surgery was not performed. The patient is receiving hormonal therapy. Intracystic carcinoma of the breast should be kept in mind especially in elderly patients with breast cysts, with clinically or radiologically suspicious features, and biopsy and local excision should be considered. Although there is not any standard approach for patients with IPC, each patient must be evaluated for surgery and should be individually assessed in terms of adjuvant therapy., Competing Interests: Conflict of Interest: No conflict of interest was declared by the authors.
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.