16 results on '"Coşkun, Nihan"'
Search Results
2. Preferences of inflammatory arthritis patients for biological disease-modifying antirheumatic drugs in the first 100 days of the COVID-19 pandemic
- Author
-
Kanıtez, Nilüfer Alpay (ORCID 0000-0003-1185-5816 & YÖK ID 239432), Kalyoncu, Umut; Pehlivan, Yavuz; Akar, Servet; Kaşifoğlu, Timuçin; Kimyon, Gezmiş; Karadağ, Ömer; Dalkılıç, Ediz; Ertenli, Ali İhsan; Kılıç, Levent; Ersözlü, Duygu; Beş, Cemal; Emmungil, Hakan; Mercan, Rıdvan; Ediboğlu, Elif Durak; Bilgin, Emre; Çolak, Seda; Koca, Süleyman Serdar; Gönüllü, Emel; Küçükşahin, Orhan; Coşkun, Nihan; Yağız, Burcu; Kiraz, Sedat, Kanıtez, Nilüfer Alpay (ORCID 0000-0003-1185-5816 & YÖK ID 239432), and Kalyoncu, Umut; Pehlivan, Yavuz; Akar, Servet; Kaşifoğlu, Timuçin; Kimyon, Gezmiş; Karadağ, Ömer; Dalkılıç, Ediz; Ertenli, Ali İhsan; Kılıç, Levent; Ersözlü, Duygu; Beş, Cemal; Emmungil, Hakan; Mercan, Rıdvan; Ediboğlu, Elif Durak; Bilgin, Emre; Çolak, Seda; Koca, Süleyman Serdar; Gönüllü, Emel; Küçükşahin, Orhan; Coşkun, Nihan; Yağız, Burcu; Kiraz, Sedat
- Abstract
Background/aim: to evaluate treatment adherence and predictors of drug discontinuation among patients with inflammatory arthritis receiving bDMARDs within the first 100 days after the announcement of the COVID-19 pandemic. Materials and methods: a total of 1871 patients recorded in TReasure registry for whom advanced therapy was prescribed for rheumatoid arthritis (RA) or spondyloarthritis (SpA) within the 3 months (6-9 months for rituximab) before the declaration of COVID-19 pandemic were evaluated, and 1394 (74.5%) responded to the phone survey. Patients' data regarding demographic, clinical characteristics and disease activity before the pandemic were recorded. The patients were inquired about the diagnosis of COVID-19, the rate of continuation on bDMARDs, the reasons for treatment discontinuation, if any, and the current general disease activity (visual analog scale, [VAS]). Results: a total of 1394 patients (493 RA [47.3% on anti-TNF] patients and 901 SpA [90.0% on anti-TNF] patients) were included in the study. Overall, 2.8% of the patients had symptoms suggesting COVID-19, and 2 (0.15%) patients had PCR-confirmed COVID-19. Overall, 18.1% of all patients (13.8% of the RA and 20.5% of the SpA; p = 0.003) discontinued their bDMARDs. In the SpA group, the patients who discontinued bDMARDs were younger (40 [21-73] vs. 44 years [20-79]; p = 0.005) and had higher general disease activity; however, no difference was relevant for RA patients. Conclusion: although the COVID-19 was quite uncommon in the first 100 days of the pandemic, nearly one-fifth of the patients discontinued bDMARDs within this period. The long-term effects of the pandemic should be monitored.
- Published
- 2021
3. Regional Difference in Disease Burden Among Patients with Psoriatic Arthritis: A Multi-Center Study
- Author
-
KILIÇ, ERKAN, KILIÇ, GAMZE, NAS, KEMAL, sargın, betül, acer kasman, sevtap, ALKAN, HAKAN, ŞAHİN, NİLAY, cengiz, gizem, CÜZDAN COŞKUN, NİHAN, ALBAYRAK GEZER, İLKNUR, KESKİN, ESRA DİLEK, mülkoğlu, cevriye, REŞORLU, HATİCE, ATAMAN, ŞEBNEM, BAL HASTÜRK, AJDA, KÜÇÜKAKKAŞ, OKAN, YURDAKUL, OZAN VOLKAN, ALKAN MELİKOĞLU, MELTEM, aydın, yıldıray, AYHAN, FİKRİYE FİGEN, BODUR, HATİCE, ÇALIŞ, MUSTAFA, ÇAPKIN, ERHAN, DEVRİMSEL, GÜL, GÖK, KEVSER, HİZMETLİ, SAMİ, KAMANLI, AYHAN, KESKİN, YAŞAR, ECESOY, HİLAL, kutluk, öznur, şen, nesrin, ŞENDUR, ÖMER FARUK, TEKEOĞLU, İBRAHİM, TOLU, SENA, TOPRAK, MURAT, TUNCER, TİRAJE, and KESKİN, Yaşar
- Subjects
A Multi-Center Study-, American College of Rheumatology Annual Meeting 2019, 8 - 13 Kasım 2019 [KILIÇ E., KILIÇ G., NAS K., sargın b., acer kasman s., ALKAN H., ŞAHİN N., cengiz g., CÜZDAN COŞKUN N., ALBAYRAK GEZER İ., et al., -Regional Difference in Disease Burden Among Patients with Psoriatic Arthritis] - Published
- 2019
4. 279. ASSESSMENT OF SEVERITY AND RISK FACTORS OF POST-THROMBOTIC SYNDROME IN VASCULAR BEHÇET DISEASE: MUTICENTERED RETROSPECTIVE STUDY
- Author
-
Aksoy, Aysun, primary, Çolak, Seda, additional, Yagız, Burcu, additional, Coşkun, Nihan, additional, Omma, Ahmet, additional, Bolca, Naile, additional, Ergelen, Rabia, additional, Direskeneli, Haner, additional, and Alibaz-Oner, Fatma, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
5. Kardiyoloji servisinde tedavi gören hastalarda ruh sağlığı özelliklerinin değerlendirilmesi
- Author
-
Coşkun, Nihan, Kuruoğlu, Aslı, and Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Psychiatry ,Treatment ,Cardiovascular diseases ,Heart diseases ,Diagnostic techniques and procedures ,Cardiology ,Scales ,Mental health ,Psychosomatic medicine ,Psikiyatri - Abstract
Kardiyovasküler hastalıklar Dünya nüfusun %35,3'ünü etkilemekte ve önlenebilir ölüm nedenlerinin başında yer almaktadır. Yol açtıkları morbidite ve mortalite nedeniyle yıllık maliyetleri en yüksek tanı grubudur. Ruhsal hastalıklar kardiyovasküler hastalıkların morbidite ve mortalitesini artırır. Bu nedenle kardiyovasküler hastalıklara en sık eşlik eden ruhsal bozuklukların saptanması koruma ve tedaviye yönelik girişimlerde yol gösterici olacaktır.Fiziksel hastalık varlığında bedensel belirtilerin kökenini (ruhsal/fiziksel) ayırt etmek güçleşmektedir. Depresyon, anksiyete ve somatizasyona bağlı bedensel belirtilerle fiziksel hastalığa bağlı belirtiler karışabilir. Bu durum da tanı koymak güçleşir. Bu güçlüğü aşmak için 1990 yılında Psikosomatik Araştırmalarda Tanı Kriterleri (DCPR) geliştirilmiştir. Bu çalışmada kardiyoloji kliniğinde tedavi gören hastalarda depresyon,anksiyete ve somatizasyon belirtileri DCPR, HAD ve Briquet sendromu tanı ölçütleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Hasta grupta DCPR'nin sağlık anksiyetesi, hastalık inkarı, yıl dönümü reaksiyonu, Tip A kişilik ve aleksitimi alt ölçekleri, Briquet toplam puanları ve HAD depresyon puanı anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. DCPR somatizasyon alt kümesi ile anlamlı sonuç elde edilememesine rağmen Briquet Sendromu Tanı Ölçütlerinin anlamlı çıkmasının nedeni bedensel hastalığa bağlı belirtilerin dışlanmaması olabilir. Bundan sonraki çalışmalarda DCPR tanılarının kalp hastalığının prognozu üzerindeki etkisinin araştırılması ve tedaviye yönelik yaklaşımların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Cardiovascular diseases affect 35.3% of the world population and are at the forefront of preventable causes of death. Their annual cost is highest due to the morbidity and mortality they cause. Mental illnesses increase the morbidity and mortality of cardiovascular diseases. Therefore, the detection of psychiatric disorders that are most often associated with cardiovascular diseases will lead to initiatives for protection and treatment.In the presence of physical illness, it is difficult to distinguish the origin (spiritual / physical) of somatic symptoms. Physical symptoms related to depression, anxiety and somatization may be confused with symptoms related to physical illness. This makes diagnosis difficult. In 1990, Diagnostic Criteria in Psychosomatic Research (DCPR) was developed to overcome this difficulty.In this study, depression,Anxiety and somatization were assessed using the diagnostic criteria of DCPR, HAD, and Briquet syndrome. In the patient group, DCPR health anxiety, illness deprivation, anniversary reaction, Type A personality and alexithymia subscales, Briquet total scores and HAD depression scores were significantly higher. Despite the lack of significant results with the DCPR somatization subset, the significance of the Briquet Syndrome Diagnostic Criteria may not be excluded due to the underlying cause of the disease.Subsequent studies are required to investigate the effect of DCPR diagnoses on the prognosis of heart disease and to develop approaches to treatment. 116
- Published
- 2017
6. The Achievement And Anxiety Levels Of Secondary School Students In Math Lesson According To Their Learning Styles
- Author
-
COŞKUN, Nihan and DEMİRTAŞ, Vesile YILDIZ
- Subjects
learning style,achievement,math anxiety ,Öğrenme stili,matematik dersi başarısı,matematik kaygısı - Abstract
Bu araştırmanın amacı öğrenme stillerine göre ortaokul yedinci sınıf öğrencilerinin matematik dersi başarı ve kaygı düzeylerini incelemek ve bu düzeylerin öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini ortaya çıkarmaktır. Araştırmaya İzmir İli Karşıyaka İlçesinden seçilen sekiz ortaokulda öğrenim gören 692 yedinci sınıf öğrencisi katılmıştır. Araştırmada Kolb tarafından geliştirilen, Gencel (2006) tarafından Türkçeye uyarlanan Kolb Öğrenme Stilleri Envanteri-III (KÖSE-III) ve Erol (1989) tarafından geliştirilen Matematik Kaygısı Ölçeği (MKÖ) kullanılmıştır. Ayrıca öğrencilerin başarı düzeylerini ölçmek için öğrencilerin 2010-2011 I. Dönem matematik dersi karne notları kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, öğrencilerin genel olarak değiştirme öğrenme stilini (% 33,7) tercih ettikleri; öğrencilerin öğrenme stilleri ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir fark olmadığı; öğrencilerin öğrenme stillerine göre matematik başarılarının ve matematik kaygılarının anlamlı düzeyde farklılaşmadığı saptanmıştır., The purpose of this research is to identify the achievement and anxiety levels of secondary school students in math lesson according to their learning styles and whether this situation is differing significantly according to students’ genders or not. Six hundred ninety two (692) 7th grade students ,who were selected from eight secondary schools in Karşıyaka in İzmir, joined in the research. Kolb Learning Styles Inventory-III which was developed by Kolb,adapted to Turkish by Gencel (2006), and Math Anxiety Scalewhich was developed by Erol (1989) were used. 2010/2011 first semester maths lesson school reports of the students were used to measure students’ math achievement, also. The findings of the research, it was found that students generally prefer diverging learning style (%33,7); there isn’t a meaningful difference between students’ learning styles and their gender; students’ math achievements and math anxiety don’t differ significantly according to their learning styles.
- Published
- 2016
7. Eğitim fakültesi öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının öğretmenlik meslek etiği değerlerine ilişkin görüşleri: Mesleki etik değerlerin kazanımı sürecinde örtük program
- Author
-
Coşkun, Nihan, Türkoğlu, Adil, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Ethics ,Meslek Etiği Değerleri ,Öğretmenlik Meslek Etiği ,Teaching ,Eğitim ve Öğretim ,Hidden curriculum ,Values ,Eğitim Fakültesi Öğrencileri ,Education ,Professional ethics ,Öğretim Elemanları ,Instructors ,Örtük Program ,Education and Training ,Candidate teachers ,Olgubilim - Abstract
Bu araştırma, eğitim fakültesi öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının öğretmenlik meslek etiği değerlerine ilişkin görüşlerini ortaya koyma ve mesleki etik değerlerin kazanımı sürecinde örtük programın rolünün derinlemesine incelenmesi amacına yönelik nitel bir çalışmadır. Araştırmanın amacına yönelik olarak nitel araştırma desenlerinden biri olan fenomenoloji (olgubilim) deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2014-2015 eğitim öğretim yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi'nde farklı bölümlerde öğrenim görmekte olan eğitim fakültesi öğrencileri ile bu fakültede görevli öğretim elemanları oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubu, amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Belirlenen ölçütlere uygun olarak araştırmaya 8 öğretim elemanı ve 54 son sınıf öğrencisi katılmıştır. Araştırmanın verileri, yarı yapılandırılmış görüşmeler, odak grup görüşmeleri, gözlemler ve araştırmacı günlüğü yoluyla elde edilmiştir. Araştırmada görüşme ve gözlemler yoluyla elde edilen nitel veriler betimsel analiz ve içerik analizi yoluyla çözümlenmiş ve ilgili yorumlar yapılmıştır. Araştırmacı günlüğüne ait veriler ise araştırma sürecinin izlenmesi ve gözlem verilerinin analizinde destekleyici veri olması amacıyla kullanıldığı için ayrı olarak analize alınmamıştır. Araştırma sonucunda eğitim fakültesi öğrencileri, öğretmenlik meslek etiği değerlerini sırasıyla saygı, eşitlik, adalet, tarafsızlık, sevgi, sürekli gelişme, sorumluluk ve güven olarak belirtmişlerdir. Öğretim elemanları ise öğretmenlik meslek etiği değerlerini sırasıyla adalet, eşitlik, saygı, sorumluluk, mesleki bakımdan yeterli olma, empati, tarafsızlık, güven, sürekli gelişme, sevgi ve yolsuzluk yapmama olarak belirtmişlerdir. Araştırma kapsamında, yapılan görüşme ve gözlemlerden hareketle, eğitim fakültesi öğrencilerinin öğretmenlik meslek etiği değerlerini kazanmalarında örtük programın etkisinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, örtük program bağlamında öğretim elemanlarının ağırlıklı olarak model olarak, açıklamalar yaparak ve örnek olaylar sunarak belirlenen bu değerleri kazandırmaya çalıştıkları sonucuna ulaşılmıştır. Buna ek olarak, örtük program kapsamında mesleki bakımdan yeterli olma olarak belirlenen mesleki etik değerinin kazandırılmasına ilişkin öğretim elemanlarının ağırlıklı olarak kaynak önerdikleri, teorik bilgi sundukları, açıklamalar yaptıkları, yol gösterdikleri ve mesleğe yönelik etkinliklere yönlendirdikleri sonucuna ulaşılmıştır. This research is a qualitative study which has aimed at revealing the views of the students of faculty of education and faculty members related to the values of teaching profession ethics and being examined the role of hidden program profoundly in the process of the professional ethics values' gain. Related to the aim of research, it has been used the phenomenological method which is one of the methods of qualitative research. The study group of research has been constituted by the students of faculty of education who studied in the different departments in Buca Faculty of Education of the University of Dokuz Eylul, Izmir and the faculty members who work in this faculty in the academic year between 2014-2015. The study group of research has been determined with the method of criterion sampling which is one of the method of purposive samplings. In accordance with the determined criterions, 8 faculty members and 54 final year students have taken part in the research. Tha datas of research have been obtained through semi-structured interviews, focus group discussions, the observations and the researcher's diary. In the research, the qualitatives datas, which obtained through the interviews and observations, have been analyzed in the way of descriptive analysis and content analysis and made relevant interpretations. As to the datas incidental to the researcher's diary, it has not been analyzed separately because of the fact that it has been used with the aim of being supportive data in the view of research process and the analysis of observation datas. As a result of the research, the students of the faculty of education have stated the values of ethics of teaching occupation in order of respect, equality, justice, objectivity, love, perpetual improvement, responsibility and trust. The faculty members have stated them in order of justice, equality, respect, responsibility, to be enough in occupational regards, empathy, objectivity, trust, perpetual improvement, love and not to graft. Within the context of the research, with reference to interviews and observations done, it has occured that hidden curriculum has an effect on the students of faculty of education to gain the values of the teaching profession ethics. Besides, as part of the hidden curriculum it has been come to the conclusion that the faculty members predominantly try to gain the students those values which determined by giving model incidents and making explanations as models. In addition to this, as part of the hidden curriculum, it has been concluded that the faculty members predominantly suggest resources, provide theoretical knowledge, make explanations, lead way, direct to the activities related to the profession, in regard to gaining the students teaching professional ethics values determined as professional sufficiency. 310
- Published
- 2016
8. An Analysis on 4+4+4 Educational System According to Non-Governmenetal Organizations and Universities
- Author
-
COŞKUN, Nihan and GÜNDOĞDU, Doç. Dr. Kerim
- Subjects
4+4+4 educational system,critical analysis ,4+4+4 eğitim sistemi,eleştirel analiz - Abstract
Bu araştırma ile 2012 yılında tanıtılan 4+4+4 eğitim sistemine eleştirel bakış açısıyla yaklaşılması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerine dayalı olarak, doküman analizi tekniği kullanılarak ulaşılan literatür aracılığıyla, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin de görüş ve açıklamaları doğrultusunda, yeni sistemin olumlu ve olumsuz yönleri nesnel olarak ortaya koyulmasına çalışılmıştır. Araştırmada, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin, 4+4+4 eğitim sisteminde okula başlama yaşı, okulöncesi eğitim, okulların fiziki yapılarının durumu, eğitim kademeleri ve geçiş sistemi, mesleki ve teknik eğitime yönlendirme, ders isimleri-saatleri-sayıları değişikliği, seçmeli ders düzenlemesi, öğretim ve öğretmen yetiştirme programları sorunu ve öğretmenlerin durumu yönünden değerlendirmeleri ortaya konmuş ve elde edilen bulgular doğrultusunda öneriler sunulmuştur, The purpose of this study was to approach 4+4+4 education system through a critical analysis. The study was carried out with qualitative research and document analysis method is used to identify the positive and negative aspects of new system according to the relevant literature shaped through the opinions and perceptions of various non-governmental organizations and universities. In the research, the assessment of the non- governmental organizations and the universities about the school starting age at 4+4+4 education system, preschool education, physical circumstances of the schools, educational transition among the grades and the class passing system, guidance to vocational or technical schools, the changes of the names, hours and numbers of the lessons, the arrangement of the elective lessons, the problems of instructional and teacher training programs and the current situation of teachers found out and some recommendations were presented according to the findings of the study
- Published
- 2013
9. Öğretmen Adaylarının Demokratik Tutumları ile Değer Algılarının İncelenmesi
- Author
-
SARACALOĞLU, Asuman Seda, UÇA, Sanem, BAŞARA BAYDİLEK, Nisa, and COŞKUN, Nihan
- Subjects
Demokratik Tutum,Öğretmen Adayları,Değer Algısı ,Democratic Attitude,Pre-service Teachers,Value Perception - Abstract
The aim of this study was to analyze democratic attitudes’ and value perception of pre-service teachers’. The universe of this study consisted of 488 elementary pre-service teachers in Adnan Menderes University Faculty of Education. In this study “Democratic Attitudes Scale” which was developed by Gözütok (1995) and “Portrait Values Scale” which was adapted by Demirutku (2007) was used as data collection tolls. According to results of this study, between democratic attitude scores of pre-service teachers and value perception scores of them in a positive direction, it reached the conclusion that there is a significant poor correlation, Bu araştırmada, öğretmen adaylarının demokratik tutumları ile değer algılarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın evrenini Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü’nde öğrenim gören 488 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Gözütok (1995) tarafından geliştirilen “Demokratik Tutum Ölçeği” ile Demirutku (2007) tarafından geliştirilen “Portre Değer Anketi” kullanılmıştır. Araştırma sonuçları değerlendirildiğinde, öğretmen adaylarının demokratik tutum puanları ile değer algılarına ilişkin puanları arasında pozitif yönde ve zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır
- Published
- 2013
10. Analysis of the democratic attitudes and value perceptions of pre-service teachers
- Author
-
Saraçaloğlu, Asuman Seda, Uça, Sanem, Baydilek, Nisa Başara, Coşkun, Nihan, TR232734, TR150341, TR158963, and Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Programları Ve Öğretim Anabilim Dalı
- Subjects
Değer Algısı ,Democratic Attitude ,Value Perception ,Demokratik Tutum ,Öğretmen Adayları ,Pre-service Teachers - Abstract
Bu araştırmada, öğretmen adaylarının demokratik tutumları ile değer algılarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın evrenini Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü’nde öğrenim gören 488 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Gözütok (1995) tarafından geliştirilen “Demokratik Tutum Ölçeği” ile Demirutku (2007) tarafından geliştirilen “Portre Değer Anketi” kullanılmıştır. Araştırma sonuçları değerlendirildiğinde, öğretmen adaylarının demokratik tutum puanları ile değer algılarına ilişkin puanları arasında pozitif yönde ve zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. The aim of this study was to analyze democratic attitudes’ and value perception of pre-service teachers’. The universe of this study consisted of 488 elementary pre-service teachers in Adnan Menderes University Faculty of Education. In this study “Democratic Attitudes Scale” which was developed by Gözütok (1995) and “Portrait Values Scale” which was adapted by Demirutku (2007) was used as data collection tolls. According to results of this study, between democratic attitude scores of pre-service teachers and value perception scores of them in a positive direction, it reached the conclusion that there is a significant poor correlation.
- Published
- 2013
11. Diz osteoartritinde plazma adiponektin düzeyleri ile hastalık şiddetinin korelasyonu
- Author
-
Cüzdan Coşkun, Nihan, Ay, Saime, and Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Inflammation ,Plasma ,Osteoarthritis ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Adiponectin ,Osteoarthritis-knee ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon - Abstract
Giriş: Adiponektin osteoartrit (OA) patogenezinde rol oynayan bir yağ dokusu hormonudur. Adiponektinin inflamasyondaki rolü ile ilgili daha önce yapılan çalışmaların sonuçları birbirleriyle çelişmektedir.Amaç: Çalışmamızın amacı, diz osteoartrit tanılı obez ve normal kilolu hastalarda plazma adiponektin konsantrasyonlarını belirlemek ve hastalık şiddeti ile adiponektin plazma düzeyleri arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Metod: Çalışmaya 60 diz osteoartrit hastası ve 25 sağlıklı kontrol dahil edildi. Hastalar iki gruba ayrıldılar. Grup 1 (n=30) vücut kitle indeksi (VKİ)29.9 olan obez hastalardan oluşturuldu. Sağlıklı kontroller grup 3 (n=25) olarak kabul edildi. Hastaların klinik olarak ağrı, fonksiyonel dizabilite ve yaşam kalitesi değerlendirildi. Ağrı şiddeti değerlendirmesi Görsel Analog Skala (GAS) ile, fonksiyonel dizabilite Western Ontario and McMaster Universities Osteoarthritis Index (WOMAC) ile ve yaşam kalitesi kısa form 36 (SF-36) ile yapıldı. Ek olarak, tüm hastaların radyolojik değerlendirimi ve evrelendirilmesi antero-posterior diz grafisi ile Kellgren Lawrence (KL) skalasına göre yapıldı. Hasta ve kontrol gruplarından adiponektin plazma konsantrasyonlarının enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) ile ölçümü için 12 saatlik açlık kanı alındı. Ek olarak aynı kan örneğinden sedimentasyon hızı, CRP ve RF değerleri ölçüldü.Bulgular: Serum adiponektin düzeyleri OA hasta gruplarında kontrol grubuna göre anlamlı şekilde daha yüksek bulundu (grup 1=123.54 ± 85.08, grup 2=100.61 ± 57.34, grup 3=65.47 ± 39.36 p=0.018). Grup 1 ve 2 arasında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmedi(p=0.487). Adiponektin plazma konsantrasyonları ile KL dereceleri arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif yönde ilişki saptandı. Ek olarak, adiponektin plazma seviyeleri ile WOMAC toplam skoru ve GAS değerleri arasında yaş ve VKİ?den bağımsız olarak pozitif korelasyon görüldü (sırası ile r=0.583 p=00.05). Sağlıklı kontrol grubunda saptanan adiponektin düzeyleri ile VKİ arasındaki ters yönlü ilişki diz OA hastalarında görülmedi. Sonuç: Bu pilot çalışmanın sonuçlarına göre, plazma adiponektin konsantrasyonları diz osteoartritli hastalarda daha yüksektir ve klinik ve radyolojik hastalık şiddeti ile ilişkilidir. Adiponektin düzeyleri gelecekte günlük pratikte hastalık şiddetinin değerlendirilmesinde dikkate alınabilir. Background: Adiponectin is a fat tissue hormone which is involved in the pathogenesis of osteoarthritis(OA). The results of previous studies indicating its role in inflammation are contraversial.Objectives: In this study we aimed to measure plasma adiponectin concentrations in obese and non-obese patients with knee osteoarthritis and to investigate the relation between plasma levels of adiponectin with clinical and radiological disease severity.Methods: Sixty patients with knee osteoarthritis and twenty-five healthy controls were included in the study. Patients were divided into two groups. Group 1 (n=30) was the non-obese patients group with body mass index (BMI)29.9. Healthy controls were accepted as group 3 (n=25). Patients were clinically evaluated by means of pain, functional disability, quality of life(QoL). Pain intensity was measured with visual analog scale(VAS), functional disability with Western Ontario and McMaster Universities Osteoarthritis Index (WOMAC) and QoL with short form 36 (SF-36). Also all patients were radiologically evaluated and graded according to Kellgren Lawrence(KL) scale by anteroposterior knee radiography. Fasting blood serum were collected from both patient and control groups to measure plasma concentrations of adiponectin by enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA). Additionally, sedimentation rate, CRP, and RF were measured from the same blood sample. Results: Serum adiponectin levels were significantly higher in OA patients than the control group (group 1= 123.54 ± 85.08, group 2=100.61 ± 57.34, group 3= 65.47 ± 39.36 p=0.018). There were no statistically significant differences between group 1 and 2 (p=0.487). There was a statistically significant correlation between adiponectin concentration and KL grading scores which means higher grades have higher adiponection levels. Additionally, there was a positive correlation between adiponectin levels, WOMAC total scores and VAS in OA patients independent of age and BMI (respectively r=0.583 p=00.05). In contrast to high adiponectin level with low BMI in healthy controls, we could not find any significant correlation between them in knee OA patients.Conclusions: According to this pilot study results, plasma adiponectin concentrations were elevated in knee osteoarthritis patients and associated with both clinical and radiological disease severity. Thus, adiponectin levels can be taken into consideration in assessing disease severity in daily practice in future. 97
- Published
- 2013
12. Öğrenme biçemlerine göre ilköğretim öğrencilerinin matematik dersi başarı ve kaygı düzeyleri
- Author
-
Coşkun, Nihan, Yıldız Demirtaş, Vesile, and Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Student achievement ,Learning modality ,Anxiety level ,Eğitim ve Öğretim ,Mathematics teaching ,Education and Training ,Primary education students ,Academic achievement ,Success level ,Mathematics lesson - Abstract
Bu araştırmanın amacı öğrenme biçemlerine göre ilköğretim öğrencilerinin matematik dersi başarı ve kaygı düzeylerinin nasıl olduğunu ve bu durumun öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır.Araştırmada betimsel yöntem ve genel tarama modelleri içinde yer alan ?ilişkisel tarama? modeli kullanılmıştır. Araştırmaya İzmir İli Karşıyaka İlçesinden seçilen sekiz ilköğretim okulunda öğrenim gören 692 yedinci sınıf öğrencisi katılmıştır.Araştırmada öğrencilerin öğrenme biçemlerini belirlemek amacıyla Kolb tarafından geliştirilen, Gencel tarafından Türkçeye uyarlanan Kolb Öğrenme Stilleri Envanteri-III (KÖSE-III), matematik kaygılarını belirlemek amacıyla Erol (1989) tarafından geliştirilen Matematik Kaygısı Ölçeği (MKÖ) kullanılmış ve öğrencilerin matematik dersine yönelik başarılarını belirlemek amacıyla 2010/ 2011 I. Dönem matematik dersi karne notlarına ulaşılmıştır.Araştırmanın verileri, SPSS 15.0 istatistik programı kullanılarak çözümlenmiştir. Analizlerde frekans ve yüzde, ortalama, standart sapma, ki-kare testi, bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) teknikleri kullanılmıştır.Araştırma sonucunda elde edilen bulgular şöyle özetlenebilir:1. Öğrencilerin genel olarak değiştirme öğrenme biçemini (% 33,7) tercih ettikleri belirlenmiştir.2. Öğrencilerin öğrenme biçemleri ile cinsiyetleri arasında anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir.3. Öğrencilerin öğrenme biçemlerine göre matematik başarılarının anlamlı düzeyde farklılaşmadığı tespit edilmiştir.4. Yerleştirme ve özümseme öğrenme biçemlerine sahip öğrencilerin matematik başarılarının cinsiyetlerine göre farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Değiştirme ve ayrıştırma öğrenme biçemlerine sahip öğrencilerin matematik başarılarının cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği belirlenmiştir .5. Değiştirme, yerleştirme, ayrıştırma ve özümseme öğrenme biçemlerine sahip öğrencilerin yüksek matematik kaygı düzeyine sahip oldukları saptanmıştır.6. Öğrencilerin öğrenme biçemlerine göre matematik kaygılarının cinsiyetlerine göre farklılaşmadığı saptanmıştır.Anahtar Kelimeler: Öğrenme biçemi, başarı, kaygı, matematik kaygısı. The purpose of this research is to identify the achievement and anxiety level of primary school students in math lesson according to their learning styles and whether this situation is differing significantly according to students? genders or not.Descriptive and relational survey method were used in the research. Six hundred ninety two (692) 7th grade students ,who were selected from eight schools in Karşıyaka in İzmir, joined in the research.Kolb Learning Styles Inventory-III which was developed by Kolb, and adapted to Turkish by Gencel (2006) for determining students? learning styles, Math Anxiety Scale which was developed by Erol (1989) for determining math anxiety were used, and 2010/2011 first semester maths lesson school reports were collected to determine students? math achievement.The data was analyzed with means of SPSS 15.0 Windows package software. Frequency and percentage, arithmetic means, standard deviation, Chi-square, independent sample t-test and oneway analysis of variance (ANOVA) technics were used in the analysis.The findings of the research can be summarized as follows:1.It was found that students generally prefer diverging learning style (%33,7).2. It was found that there isn?t a meaningful difference between students? learning styles and their gender.3. It was found that students? math achievements don?t differ significantly according to their learning styles.4. It was found that the math achievements of accommodators and assimilators don?t differ according to their gender. It was determined that the math achievements of divergers and convergers show a meaningful difference according to their gender.5. It was found that the students ,who have diverging, accommodating, converging and assimilating learning styles, have high math anxiety level.6. It was found that the students? math anxiety doesn?t differ according to their gender.Key Words: Learning style, achievement, anxiety, math anxiety. 127
- Published
- 2011
13. Elektronik retina tasarımına uygun yapay sinir ağı yapısının araştırılması
- Author
-
Coşkun, Nihan, Yıldırım, Tülay, and Diğer
- Subjects
Elektrik ve Elektronik Mühendisliği ,Electrical and Electronics Engineering - Abstract
ÖZET Görme olayı, bir cisimden göze gelen ışınların reseptörler üzerindeki etkisiyle gerçekleşir. Göze gelen ışınlar saydam tabakada (kornea) kırıldıktan sonra, göz bebeğinden girerek merceğe gelir. Göz merceği ışığı bir kere daha kırar ve kınlan bu ışınlar gözdeki camsı cismi geçtikten sonra retina üzerinde ters bir görüntü meydana getirir. Bu şekilde retinaya gelen ışınlar görme reseptörlerini uyararak görme sinirlerinde impulslan başlatır. İmpulslar sinirlerle beynin görme merkezine iletilerek değerlendirilir. Bundan sonra cisim düz, net ve renkli olarak görülür. Görüntünün bir lens üzerine düşürülerek 2 boyutlu olarak algılanması ve yapay nöronlar yoluyla beyne iletilmesi bilim dünyasında Carver Mead ve grup arkadaşlarının 1970'li yıllara dayanan çalışmalarıyla başlamıştır. Silikon Retina adını verdikleri bu çalışmada Mead ve arkadaşları nöronların ve sinapsların elektronik modellerini çıkararak görüntüyü ayırt etmeye çalışmışlardır. Görüntü algılaması ve görüntünün ayrıştırılarak sınırlandırılabilmesi, son yıllarda yapay sinir ağı teknolojisinde de kullanılmaktadır. Önceden verilen görüntü verisine dayanarak başka görüntülerin de kestirimi veya görüntü üzerindeki birkaç piksellik bölgenin kaybı durumunda görüntünün doğru şekilde algılanabilmesi için kullanılan sistem ezberlemeden öte eğiticili bir sistem olmalıdır. Bu yüzden yapay sinir ağlan ile görüntü sınıflandırma üzerine yapılan çalışma sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu tezde görme sisteminin elektronik tasarımına en uygun yapay sinir ağı yapısı bulunması amaçlanmıştır. Görüntünün algılanması ve daha sonra piksellere aynlmasıyla elde edilen bilgi kümesi, yapay sinir ağlan ile eğitilerek örnek bilgi kümesinde olmayan görüntüler için de ağın tanıma yeteneğinin arttmlması için çalışılmıştır. Kullanılan sinir ağı modelleri arasında çok katmanlı algılayıcılar (MLP), radyal temelli fonksiyonlu ağlar (RBF), istatistiksel sinir ağlan (PNN), genelleştirilmiş regresyonlu ağlar (GRNN) ve son olarak da 1994 yılında Dorfîher tarafından ortaya atılan konik kesit fonksiyonlu sinir ağlan (CSFNN) bulunmaktadır. Konik Kesit Fonksiyonlu Yapay Sinir Ağında esas fikir, bir Çok Katmanlı Algılayıcı birimi ile bir Radyal Temelli Fonksiyonlu ağ birimi arasında ilişki sağlayarak bunlara ait karar bölgelerini içine alacak bir birimin fonksiyonunu genelleştirmektir. Tezin birinci bölümünde konuya giriş yapılmış, ikinci bölümde ise görüntünün gözde nasıl algılandığı açıklanarak görüntü sınıflandırma metodlan üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde sinir ağı tarihçesi ve yapay sinir ağlarının özellikleri kısaca anlatılmıştır. Dördüncü bölümde temel sinir ağı algoritmalan açıklanmıştır. Beşinci bölümde ise konik kesit fonksiyonlu sinir ağları hakkında detaylı bir inceleme yapılarak, 2000 yılında yapılan doktora tezinde (Dr. Lale Özyılmaz) önerilen MATLAB programının üzerinde bazı değişikliklerle programın MATLAB 6.0'a adaptasyonu sağlanmıştır. Daha sonra ise bu program, UCI Makina Öğrenmesi veri tabanında bulunan görüntü veri seti üzerinde denenmiş ve sonuçlar daha önce incelenen MLP, RBF, PNN ve GRNN gibi ağlar ile karşılaştınlarak görüntünün sınıflandınlarak algılanabilmesi için en iyi sonuç veren ağ yapısı belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Görüntü algılama, görüntü algılama için elektronik devreler, yapay sinir ağlan, konik kesit fonksiyonlu sinir ağları. ABSTRACT Biologically seeing becomes true by the effects of the signals on the receivers of the eye. Signals coming to eye first change direction on the cornea (transparent layer), than get in to the pupil and come to the lens. In the lens layer, light signals change direction once more and form the image reversly on the retina. After the light signals stimulate the receivers on the eye, they start the impulse at the eye's neurons. The studies about the 2D image recognition and transmition to the brain by the artificial neural network have started with Carver Mead and his colleagues in 1970's. They called their studies `Artifical Silicon Retina` and discovered electrical circuits of the neurons and synapses. Image recognition and segmentation are used in neural network technology in recent years. The system used in image recognition or in the conditions of having lost some pixels of the image should be a supervised system instead of memorizing system. In this thesis the most suitable artificial neural network configuration for electrically design of visiual system is examined. For this purpose Multilayer Perceptron (MLP), Radial Basis Functions (RBF), Probabilistic Neural Networks (PNN), Generalized Regresion Neural Networks (GRNN), Conic Section Function Neural Networks (CSFNN) are used in image database. In the first chapter of the thesis there is an introduction in to the topic, in the second chapter image recognation and image segmentation are explained. In the third chapter neural network history and properties of neural network are given. In chapter four artificial neural network configurations mentioned above are explained in detail. After that in chapter five a program in matlab 6.0 is done for simulation of CSFNN and finally in the last chapter the comparisons of the results are given. Keywords: Image recognition, electric circuits for image recognition, artificial neural network, conic section function neural networks. xi 109
- Published
- 2003
14. Öğrenme Stillerine Göre Ortaokul Öğrencilerinin Matematik Dersi Başarı Ve Kaygı Düzeyleri.
- Author
-
COŞKUN, Nihan and YILDIZ DEMİRTAŞ, Vesile
- Published
- 2015
15. Romatoid artrit ve bağ dokusu hastalığı olanlarda akciğer tutulumunun değerlendirilmesinde toraks HRCT ' ile hasta ölçekli anketlerin karşılaştırılması.
- Author
-
Topçu, Atakan, Yalçınkaya, Yasemin, Karakurt, Sait, Mursaloğlu, Hakan, Coşkun, Nihan, Demir, Meryem, Dalkılıç, Ediz, and İnanç, Nevsun
- Abstract
Copyright of Journal of Turkish Society for Rheumatology is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
16. Preferences of inflammatory arthritis patients for biological disease-modifying antirheumatic drugs in the first 100 days of the COVID-19 pandemic
- Author
-
Orhan Küçükşahin, Servet Akar, Emel Gönüllü, Duygu Ersözlü, Sedat Kiraz, Gezmiş Kimyon, Hakan Emmungil, Umut Kalyoncu, Ali İhsan Ertenli, Nihan Coşkun, Emre Bilgin, Rıdvan Mercan, Yavuz Pehlivan, Omer Karadag, Hüseyin Dalkiliç, Cemal Bes, Süleyman Serdar Koca, Burcu Yağız, Nilüfer Alpay Kanıtez, Timuçin Kaşifoğlu, Seda Colak, Elif Durak Ediboglu, Levent Kilic, İç Hastalıkları, Kanıtez, Nilüfer Alpay (ORCID 0000-0003-1185-5816 & YÖK ID 239432), Kalyoncu, Umut, Pehlivan, Yavuz, Akar, Servet, Kaşifoğlu, Timuçin, Kimyon, Gezmiş, Karadağ, Ömer, Dalkılıç, Ediz, Ertenli, Ali İhsan, Kılıç, Levent, Ersözlü, Duygu, Beş, Cemal, Emmungil, Hakan, Mercan, Rıdvan, Ediboğlu, Elif Durak, Bilgin, Emre, Çolak, Seda, Koca, Süleyman Serdar, Gönüllü, Emel, Küçükşahin, Orhan, Coşkun, Nihan, Yağız, Burcu, Kiraz, Sedat, Koç University Hospital, and School of Medicine
- Subjects
rheumatoid arthritis ,Male ,Bath ankylosing spondylitis disease activity index ,Inflammatory arthritis ,polymerase chain reaction ,very elderly ,health status ,Disease ,Arthritis, Rheumatoid ,Cohort Studies ,rituximab ,adalimumab ,Pandemic ,middle aged ,disease modifying antirheumatic drug ,Health Assessment Questionnaire ,Prospective Studies ,Registries ,golimumab ,Aged, 80 and over ,register ,Ankylosing Spondylitis Disease Activity Score ,secukinumab ,adult ,medication compliance ,Simplified Disease Activity Index ,Biologic DMARDs ,General Medicine ,spondyloarthritis ,Middle Aged ,cohort analysis ,aged ,female ,spondylarthritis ,Rheumatoid arthritis ,drug withdrawal ,Antirheumatic Agents ,young adult ,Rituximab ,Female ,biologic DMARDs ,medicine.drug ,prospective study ,Adult ,medicine.medical_specialty ,abatacept ,hydroxychloroquine ,Coronavirus disease 2019 (COVID-19) ,Adolescent ,Visual analogue scale ,COVID-19 ,Spondyloarthritis ,salazosulfapyridine ,methotrexate ,Article ,Medication Adherence ,tocilizumab ,coronavirus disease 2019 ,Young Adult ,remission ,Internal medicine ,medicine ,DAS28 ,Humans ,human ,Pandemics ,Aged ,leflunomide ,business.industry ,SARS-CoV-2 ,pandemic ,questionnaire ,General and internal medicine ,visual analog scale ,medicine.disease ,major clinical study ,Discontinuation ,certolizumab pegol ,Bath ankylosing spondylitis functional index ,antirheumatic agent ,observational study ,erythrocyte sedimentation rate ,business ,infliximab ,Crohn Disease Activity Index ,etanercept ,disease activity - Abstract
Background/aim: to evaluate treatment adherence and predictors of drug discontinuation among patients with inflammatory arthritis receiving bDMARDs within the first 100 days after the announcement of the COVID-19 pandemic. Materials and methods: a total of 1871 patients recorded in TReasure registry for whom advanced therapy was prescribed for rheumatoid arthritis (RA) or spondyloarthritis (SpA) within the 3 months (6-9 months for rituximab) before the declaration of COVID-19 pandemic were evaluated, and 1394 (74.5%) responded to the phone survey. Patients' data regarding demographic, clinical characteristics and disease activity before the pandemic were recorded. The patients were inquired about the diagnosis of COVID-19, the rate of continuation on bDMARDs, the reasons for treatment discontinuation, if any, and the current general disease activity (visual analog scale, [VAS]). Results: a total of 1394 patients (493 RA [47.3% on anti-TNF] patients and 901 SpA [90.0% on anti-TNF] patients) were included in the study. Overall, 2.8% of the patients had symptoms suggesting COVID-19, and 2 (0.15%) patients had PCR-confirmed COVID-19. Overall, 18.1% of all patients (13.8% of the RA and 20.5% of the SpA; p = 0.003) discontinued their bDMARDs. In the SpA group, the patients who discontinued bDMARDs were younger (40 [21-73] vs. 44 years [20-79]; p = 0.005) and had higher general disease activity; however, no difference was relevant for RA patients. Conclusion: although the COVID-19 was quite uncommon in the first 100 days of the pandemic, nearly one-fifth of the patients discontinued bDMARDs within this period. The long-term effects of the pandemic should be monitored., Hacettepe Rheumatology Society
- Published
- 2021
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.