14 results on '"Karboksimetil selüloz"'
Search Results
2. Kolajen hidrolizat/karboksimetil selüloz filmlerinin mekanik ve bariyer özelliklerinin SiO2 nanoparçacıkları kullanımı ile geliştirilmesi
- Author
-
Buğra OCAK
- Subjects
collagen hydrolysate ,carboxymethyl cellulose ,sio2 ,water vapor permeability ,water solubility ,kolajen hidrolizat ,karboksimetil selüloz ,su buharı geçirgenliği ,su çözünürlüğü ,Engineering (General). Civil engineering (General) ,TA1-2040 - Abstract
Küresel bir sorun olan kirlilik ve biyolojik olarak parçalanmayan plastik ambalaj filmlerinin artan kullanımı çevresel kaygılara neden olmuştur. Dolayısıyla, biyolojik olarak bozunabilir filmler gibi doğal polimer materyalleri kullanma eğilimi artmıştır. Bu makale, paketleme/kaplama uygulamaları için yeni kolajen hidrolizat/karboksimetil selüloz/nano-SiO2 filmlerini hazırlamayı ve karakterize etmeyi amaçlamaktadır. Sonuçlar, filmlere nano-SiO2 katılımının %1'den %4'e arttırılmasıyla, kalınlık ve çekme mukavemetinde belirgin bir artışa (p
- Published
- 2019
3. BİYOMEDİKAL UYGULAMALAR İÇİN POLİSAKKARİT ESASLI NANOLİFLİ YÜZEY ÜRETİMİ VE ÇAPRAZ BAĞLANMASI
- Author
-
Esra Karaca and Şerife Şafak
- Subjects
hyaluronic acid ,carboxymethyl cellulose ,alginate ,nanofiber ,eelctrospinning ,crosslinking ,hyaluronik asit ,karboksimetil selüloz ,sodyum alginat ,nanolif ,elektro çekim ,Technology ,Engineering (General). Civil engineering (General) ,TA1-2040 - Abstract
Polisakkarit esaslı polimerler, biyomedikal uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada; polisakkarit hyaluronik asit, karboksimetil selüloz ve sodyum alginat polimerleri kullanılarak elektro çekim yöntemiyle nanolifli yüzey üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen nanolifli yüzeye, suya dayanımını geliştirmek amacıyla, 1-etil-3-(3-dimetilaminopropil) karbodiimid hidroklorit ve N-hidroksisülfosüksinimit karışımı ile çapraz bağlama işlemi uygulanmıştır. Nanolifli yüzey, çapraz bağlama işlemi öncesi ve sonrasında, taramalı elektron mikroskobu, fourier transform infrared spektrometresi, atomik kuvvet mikroskobu, BET analizi ve suya dayanım testi ile karakterize edilmiştir. Sonuçlar; çapraz bağlama işlemi ile lifli yapının deformasyona uğramadan nanolifli yüzeyin suya dayanıklı hale geldiğini göstermiştir.
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
4. Development of the mechanical and barrier properties of collagen hydrolysate/carboxymethyl cellulose films by using SiO2 nanoparticles.
- Author
-
OCAK, Buğra
- Subjects
- *
CARBOXYMETHYLCELLULOSE , *BIODEGRADABLE plastics , *BIOPOLYMERS , *COLLAGEN , *PACKAGING film , *WATER vapor - Abstract
Pollution is a global problem and the increased use non-biodegradable plastic packaging films have caused environmental concerns. Thus, there is a tendency to use natural polymer materials, such as biodegradable films. This paper aims to prepare and characterize novel collagen hydrolysate/carboxymethyl cellulose/nano-SiO2 films for packaging/coating applications. The results indicate that the incorporation of nano-SiO2 in films from 1% to 4% caused significant increase (p<0.05) in thickness and tensile strength but significantly decreased the elongation at break. Nano-SiO2 drastically reduced the water vapor permeability and water solubility values of films. Furthermore, the increments in nano-SiO2 proportion in films increased the values of transparency and provided a reduction in the light transmission in the ultraviolet and visible range. This study demonstrates that nano-SiO2 addition to collagen hydrolysate/carboxymethyl cellulose films gives significantly effects on properties of film produced. The enhancement of film properties shows the potential for using collagen hydrolysate/carboxymethyl cellulose films for coating/packaging purposes. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
5. Biyopolimer Katkılı Geosentetik Kil Örtülerde İçsel Erozyon ile Permitivite Tayini
- Author
-
ÖZHAN, Hakkı Oral
- Subjects
Geosentetik Kil Örtü ,İçsel Erozyon ,Karboksimetil Selüloz ,Kitosan ,Permitivite ,Yerbilimleri, Ortak Disiplinler ,Engineering ,Environmental Engineering ,Çevre Mühendisliği ,Carboxymethyl Cellulose ,Chitosan ,Geosynthetic Clay Liner ,Internal Erosion ,Permittivity ,Mühendislik ,Geosciences, Multidisciplinary - Abstract
Geosynthetic clay liner (GCL) can be used as a lining material in freshwater reservoirs due to its very low hydraulic conductivity. The high amount of water that can be collected on top of a GCL might force the bentonite in the GCL to be extruded out of the geotextiles and as a result, the sudden increase in the hydraulic conductivity might cause the GCL to loose its hydraulic capability. This interaction is defined as internal erosion. In this study, triaxial permeability tests were conducted on chitosan and Na carboxymethyl cellulose-added GCLs. These two biopolymers were added to the bentonite component of the GCLs with a content of 0.25, 0.5, 1, 2, 5 and 10% by dry weight respectively. Na and Ca bentonites were used in the GCLs and the GCLs that were placed over a rounded coarse gravel with a grain size of 37.5 mm, were tested at high hydraulic heads in order to observe internal erosion. This condition represents one of the worst-case scenarios. Test results indicated that all of the GCLs experienced internal erosion at a hydraulic head of 10 m. Furthermore, the permittivity values of the GCLs just before internal erosion, were measured and the effects of the biopolymers on the GCL’s hydraulic performance were investigated. According to the test results, 1% chitosan and 2% Na carboxymethyl cellulose addition to the bentonite component of the GCLs resulted in more than 2 orders of magnitude decrease in permittivity. Due to the results of this study, the usage of two different biopolymers that are environmentally friendly organic additives can be encouraged to be used as barriers in geoenvironmental application by decreasing the hydraulic conductivity of the lining material., Geosentetik kil örtü (GKÖ), düşük hidrolik iletkenliği sayesinde tatlı su rezervuarlarında kaplama malzemesi olarak kullanılabilmektedir. GKÖ üzerinde birikebilecek yüksek seviyedeki su, GKÖ içerisindeki bentonitin geotekstillerin arasından sıyrılarak ani hidrolik iletkenlik artışıyla malzemenin kullanılamaz hale gelmesine neden olabilir. Bu etkileşime içsel erozyon denilmektedir. Bu çalışmada GKÖ’nün bentonit bileşenine sırasıyla ağırlıkça %0.25, 0.5, 1, 2, 5 ve 10 oranlarında kitosan ile Na karboksimetil selüloz biyopolimerleri eklenerek üç eksenli hidrolik iletkenlik deneyleri yapılmıştır. GKÖ içerisinde Na ve Ca içerikli iki farklı bentonit kullanılmış olup içsel erozyonu gözlemleyebilmek için GKÖ’ler, dane boyutu 37.5 mm olan iri daneli yuvarlak çakılların üzerine serilerek yüksek hidrolik yükler altında test edilmişlerdir. Bu koşul, karşılaşılabilecek en kötü senaryolardan birini temsil etmektedir. Deney sonuçlarına göre 10 m’lik hidrolik yük altında test edilen bütün GKÖ’lerde içsel erozyon gözlemlenmiştir. Ayrıca içsel erozyondan hemen önce ölçülen permitivite değerleri karşılaştırılarak kullanılan biyopolimerlerin, GKÖ’lerin hidrolik performansını ne ölçüde değiştirdiği araştırılmıştır. Sonuçlara göre GKÖ’lerdeki bentonite %1 kitosan ve %2 selüloz eklenmesi, GKÖ’lerin permitivitesini 2 mertebeden daha yüksek oranda azaltmıştır. Böylelikle çevre dostu, organik katkı malzemesi olan iki farklı biyopolimerin çevre geotekniği uygulamalarında kaplama malzemesinin hidrolik iletkenliğini azaltmasına bağlı olarak bariyer amaçlı kullanımı teşvik edilebilecektir.
- Published
- 2022
6. Inevstigation of the Usability of Saponins in Pomegranate Juice Powder Production by Foam Mat Drying
- Author
-
Kara, Rumeysa Nur, Tontul, İsmail, and NEÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Köpük özellikleri ,Soapwort ,Nar suyu ,Çöven ,Saponin ,Foam mat drying ,Foaming properties ,Pomegranate juice ,Köpük kurutma ,Karboksimetil selüloz ,Carboxymethyl cellulose - Abstract
Yüksel Lisans Tezi, Bu çalışmada model gıda olarak seçilen nar suyunun köpük kurutulmasında saponince zengin ekstraktların kullanılabilirliği araştırılmıştır. Böylece doğrudan kurutma ile toz ürüne dönüştürülemeyen nar suyunun toz forma işlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışma 3 aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada iki farklı saponince zengin ekstrakt (çöven ve at kestanesi) kullanılarak en uygun saponin konsantrasyonu ve çırpma süresi belirlenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda çöven ekstraktının daha iyi köpürtme özelliklerine sahip olduğu ve en uygun konsantrasyonun %0.4 ve çırpma süresinin ise 3 dk olduğu tespit edilmiştir. İkinci aşamada her iki ekstrakt için en uygun stabilizasyon ajanı ve konsantrasyonu belirlenmiştir. Bu amaçla karboksimetil selüloz ve lesitin test edilmiştir. Stabilizasyon ajanı olarak lesitin kullanımının köpük yoğunluğunda daha fazla azalma, karboksimetil selüloz kullanımının ise daha düşük drenaj hacmi sağladığı gözlenmiştir. Bu nedenle en uygun stabilizatörün karboksimetil selüloz ve konsantrasyonunun ise %0.03 olduğu belirlenmiştir. Son aşamada ise en uygun şartlarda köpürtülmüş nar suyu iki farklı serme kalınlığı ve üç farklı sıcaklıkta kurutulmuştur. Elde edilen toz ürünlerin nem miktarı, su aktivitesi, renk, toplam fenolik madde miktarı, antioksidan aktivite, askorbik asit miktarı, toplam monomerik antosiyanin miktarı ve antosiyanin profili analiz edilmiştir. Serme kalınlığı analiz edilen parametrelere genel olarak etkide bulunmazken, kurutma sıcaklığı tüm parametreler üzerine önemli düzeyde etki göstermiştir. Yüksek sıcaklıkta kurutma daha düşük askorbik asit ve toplam monomerik antosiyanin miktarına neden olurken, daha yüksek antioksidan aktivite sağlamıştır. Bu nedenle nar suyunun köpük kurutulması için en uygun şartların %0,4 çöven ekstraktı, %0,3 karboksimetil selüloz, 3 dk çırpma süresi, 2 mm serme kalınlığı ve 70ºC sıcaklık olduğu tespit edilmiştir., In this study, the usability of saponin-rich extracts was investigated in the foam mat drying of pomegranate juice selected as model food. Thus, pomegranate juice, which cannot be converted into powder product by drying, is aimed to be converted into powder product. To achieve this aim, the study was carried out in 3 stages. In the first stage, the most appropriate saponin concentration and whipping time were determined by using two different saponin-rich extracts (soapwort and horse chestnut). As a result of these studies, it was determined that the soapwort extract have better foaming properties and its optimum concentration was 0.4% and the whisk time is 3 minutes. In the second stage, the most appropriate stabilizing agent and concentration for both extracts were determined. For this purpose, carboxymethyl cellulose and lecithin were tested. It was observed that the use of lecithin as a stabilizing agent provides greater reduction in foam density, and the use of carboxymethyl cellulose provides a lower drainage volume. Therefore, the most suitable stabilizer is determined to be carboxymethyl cellulose at the concentration of 0.03%. In the final stage, pomegranate juice foams produced under the optimum conditions was dried in two different spreading thicknesses and three different temperatures. Moisture content, water activity, color, total phenolic content, antioxidant activity, ascorbic acid content, total monomeric anthocyanin content and anthocyanin profile were analyzed. While the spreading thickness did not generally affect the analyzed parameters, the drying temperature had significant effects on all parameters. Drying at higher temperatures caused lower ascorbic acid and total monomeric anthocyanin contents, while providing higher antioxidant activity. Therefore, the most suitable conditions for foam mat drying of the pomegranate juice were 2 mm spreading thickness and 70ºC.
- Published
- 2021
7. The Determination of Quality Characteristics of Energy Reduced Cookie by Produced with Fat Replacers
- Author
-
Aşcıoğlu, Neval Eslem, Ertaş, Nilgün, and NEÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
resistant starch ,carboxymethyl cellulose ,Bisküvi ,karboksimetil selüloz ,rancimat ,enerji ,polydextrose ,Cookie ,locust bean gum ,keçiboynuzu gamı ,polidekstroz ,ransimat ,dirençli nişasta ,energy - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu çalışmada; bisküvi formülasyonunda yer alan shortening miktarının azaltılması ve yağ ikame maddelerinin yağ yerine formülasyona çeşitli oranlarda ilave edilmesi ile, yağ ikame maddelerinin bisküvide kullanım potansiyelinin belirlenmesi ve enerjisi düşürülmüş bisküvi üretilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla dirençli nişasta, keçiboynuzu gamı, polidekstroz, peyniraltı suyu tozu ve karboksimetil selüloz gibi 5 farklı yağ ikame maddesinin 4 farklı ikame oranında (% 0, 3, 6, 9) ilave edilmesiyle üretilen bisküvilerin; fiziksel (renk, çap, kalınlık, yayılma oranı), kimyasal (nem, kül, yağ, protein, karbonhidrat, su aktivitesi, diyet lifi, enerji ve mineral madde içerikleri ile ransimat değerleri), tekstürel ve duyusal özellikleri incelenmiştir. Bisküvilerde polidekstroz kullanımı ile yüksek çap değerleri elde edilirken, keçiboynuzu gamı ve karboksimetil selüloz kullanımı ile diğer yağ ikame edicilere kıyasla daha kalın bisküviler elde edilmiştir. Keçiboynuzu gamı kullanımı en yüksek sertlik değerine sahip bisküvilerin üretilmesine neden olmuştur. İkame oranına bağlı olarak örneklerin nem, kül, karbonhidrat ve su aktivitesi değerlerinin arttığı, protein ve yağ değerlerinin azaldığı belirlenmiştir. İkame oranının artması ile kontrol örneğine kıyasla, örneklerin diyet lifi içeriklerinde artış, enerji değerlerinde ise önemli bir düşüş görülmüştür. Peyniraltı suyu tozunun kullanımı ile Ca, K, Mg ve P miktarlarında diğer örneklere kıyasla daha yüksek değerler elde edilmiştir. Formülasyonda dirençli nişasta ve keçiboynuzu gamı kullanımı ile en yüksek indüksiyon süreleri elde edilmiştir. Duyusal testlerde dirençli nişasta, polidekstroz ve peyniraltı suyu tozu ikame edilmiş örnekler panelistler tarafından en çok beğenilen örnekler olurken, % 3 ikame oranının duyusal kaliteye olumsuz etki oluşturmadan kullanılabileceği belirlenmiştir., reduced cookie by reducing the amount of shortening in the formulation and adding the fat replacers to the formulation in various proportions was aimed. For this purpose, the physical (color, diameter, thickness, spreading rate), chemical (moisture, ash, fat, protein, carbohydrate, water activity, dietary fiber, energy and mineral contents and ransimat values), textural and sensory properties of cookies that produced by adding 5 different fat replacer such as resistant starch, locust bean gum, polydextrose, whey powder and carboxymethyl cellulose in 4 different rates (0, 3, 6, 9%) were examined. While high diameter values were obtained with the use of polydextrose in cookies, thicker cookies were obtained with the use of locust bean gum and carboxymethyl cellulose compared to other fat replacers. The use of locust bean gum revealed the highest hardness value. It was determined that the moisture, ash, carbohydrate and water activity values of the samples increased and the protein and fat values decreased depending on the replacement ratio. With the increase in the replacement ratio, the dietary fiber content of the samples increased and the energy values decreased significantly compared to the control sample. With the use of whey powder, higher values were obtained in the amounts of Ca, K, Mg and P compared to other samples. The highest induction times were obtained with the use of resistant starch and locust bean gum in the formulation. In sensory tests, it was determined that resistant starch, polydextrose and whey powder replaced samples were the most preferred by the panelists, while the 3% replacement rate could be used without adversely affecting the sensory quality.
- Published
- 2020
8. BİYOMEDİKAL UYGULAMALAR İÇİN POLİSAKKARİT ESASLI NANOLİFLİ YÜZEY ÜRETİMİ VE ÇAPRAZ BAĞLANMASI
- Author
-
Şerife Şafak and Esra Karaca
- Subjects
elektro çekim ,carboxymethyl cellulose ,hyaluronik asit ,karboksimetil selüloz ,lcsh:T ,Mühendislik ,eelctrospinning ,nanolif ,lcsh:Technology ,Hyaluronic acid,carboxymethyl cellulose,alginate,nanofiber,eelctrospinning,crosslinking ,Engineering ,lcsh:TA1-2040 ,Hyaluronik asit,karboksimetil selüloz,sodyum alginat,nanolif,elektro çekim ,hyaluronic acid ,alginate ,sodyum alginat ,crosslinking ,nanofiber ,lcsh:Engineering (General). Civil engineering (General) - Abstract
Polisakkarit esaslı polimerler,biyomedikal uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada; polisakkarithyaluronik asit, karboksimetil selüloz ve sodyum alginat polimerlerikullanılarak elektro çekim yöntemiyle nanolifli yüzey üretimi gerçekleştirilmiştir.Üretilen nanolifli yüzeye, suya dayanımını geliştirmek amacıyla, 1-etil-3-(3-dimetilaminopropil) karbodiimid hidroklorit ve N-hidroksisülfosüksinimitkarışımıile çapraz bağlama işlemi uygulanmıştır. Nanolifli yüzey, çapraz bağlama işlemiöncesi ve sonrasında, taramalı elektron mikroskobu, fourier transform infraredspektrometresi, atomik kuvvet mikroskobu, BET analizi ve suya dayanım testi ilekarakterize edilmiştir. Sonuçlar; çapraz bağlama işlemi ile lifli yapınındeformasyona uğramadan nanolifli yüzeyin suya dayanıklı hale geldiğinigöstermiştir., Polysaccharide based polymers are widely used inbiomedical applications. In this study, nanofibrous mat was produced fromhyaluronic acid, carboxymethyl cellulose and sodium alginate polysaccharide polymersvia electrospinning method. Resultant nanofibrous mat was crosslinked with 1-etil-3-(3-dimethylaminopropyl)carbodiimide hydrochloride and N-hydroxysulfosuccinimidesolution to develop its water resistance. Before and after the crosslinkingprocess, nanofibrous mat was characterized by scanning electron microscope,fourier transform infrared spectrometry, atomic force microscope, BET analysis andwater resistance test. The resultsindicated that the nanofibrous mat was become resistant to water without anydeformation of nanofibrous structure with the crosslinking application.
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
9. pH-RESPONSIVE CARBOXYMETHYL CELLULOSE CONJUGATED SUPERPARAMAGNETIC IRON OXIDE NANOCARRIERS
- Author
-
Seda Demirel Topel, Tülin Gürkan Polat, Demirel Topel, Seda, 280190 [Demirel Topel, Seda], and 55225915900 [Demirel Topel, Seda]
- Subjects
Chemistry ,Basic Sciences ,Temel Bilimler ,technology, industry, and agriculture ,Nanoparticle ,Drug release ,macromolecular substances ,Süperparamanyetik demir oksit ,Karboksimetil selüloz ,Conjugated system ,Carboxymethyl cellulose ,Dynamic light scattering ,X-ray photoelectron spectroscopy ,Doxorubicin ,Transmission electron microscopy ,medicine ,Superparamagnetic iron oxide ,Doksorubisin ,İlaç salımı ,Fourier transform infrared spectroscopy ,Nanocarriers ,Superparamagnetic iron oxide,carboxymethyl cellulose,doxorubicin,pH,drug release ,Nuclear chemistry ,medicine.drug - Abstract
In the present study, polyethyleneimine (PEI) coated superparamagnetic iron oxide nanoparticles (SPIONs) having the size of 15 nm in diameter with high magnetic saturation (60 emu/g) have been prepared by co-precipitation method. The synthesized PEI-Fe3O4 nanoparticles have been fully characterized by transmission electron microscope (TEM), dynamic light scattering (DLS), Fourier transform infrared (FTIR) spectroscopy, X-ray photoelectron spectroscopy (XPS) and X-ray diffraction (XRD) techniques. The free amine groups on the PEI-Fe3O4 surface has been covalently functionalized with carboxymethyl cellulose (CMC) by the catalysis of N,N'-Dicyclohexylcarbodiimide (DCC) and N, N'-Dimethylpyridin-4-amine (DMAP) coupling to produce CMC-Fe3O4 nanocarriers. The prepared CMC-Fe3O4 nanocarriers have been loaded with a well-known anti-tumor drug doxorubicin (Dox) and investigated its loading and releasing profiles from the nanocarrier. The CMC acted as an excellent nanocarrier for Dox with a loading efficiency ≈ 86%. The drug releasing profile has been studied at different pH values (3.5; 5.5; and 7.4). When the pH of the release medium (phosphate buffer solution) was changed from 7.4 to 5.5 or 3.6, the drug release has been increased which indicates that the drug releasing is pH dependent. No sponsor
- Published
- 2019
10. The effect of edible films on the physical, chemical and sensory properties of fruit and cereal bars
- Author
-
Eyiz, Vildan, Türker, Selman, Tontul, İsmail, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı, Danışman: 0000-0003-1233-7906, and NEÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
sodyum aljinat ,tahıl barı ,fruit bar ,whey protein ,Karboksimetil selüloz ,peynir altı suyu proteini ,Carboxymethyl cellulose ,meyve barı ,sodium alginate ,Food Engineering ,yenilebilir film ,cereal bar ,edible film ,Gıda Mühendisliği - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Bu çalışmada sağlıklı atıştırmalıklar olarak meyve barı ve tahıl barı üretimi gerçekleştirilmiştir. Meyve ve tahıl barları zamanla kuruyup katılaşabilmekte ve okside olabilmektedir. Bu ürünlerde meydana gelebilecek fiziksel, kimyasal ve duyusal değişikliklerin önüne geçebilmek için ürün yenilebilir film ile kaplanmıştır. Bu amaçla sodyum aljinat (SA), karboksimetil selüloz (KMS) ve peynir altı suyu proteini (PASP) kaplama materyali olarak kullanılmıştır. Kaplanmış ürünlerle kontrol barları 2 farklı sıcaklıkta (37 ºC'de 35 gün ve 25 ºC'de 70 gün) depolanarak, meyve ve tahıl barlarının bazı kalite özellikleri üzerine kaplama materyali, depolama süresi ve depolama sıcaklığının etkileri belirlenmiştir. 0. günde örneklerde yağ, protein, kül ve duyusal analizler yapılırken, depolama süresince örneklemelerde ise renk, esmerleşme indeksi, nem ve tekstür analizi, askorbik asit, toplam fenolik madde ve antioksidan aktivite belirlenmiştir. SA ile kaplamanın meyve ve tahıl barlarının tekstürel yapısını iyileştirdiği ve depolama boyunca bu yapıyı muhafaza etmelerini sağladığı sonucuna varılmıştır. Her üç kaplama materyalinin de toplam fenolik madde içeriği ve antioksidan aktivitedeki meydana gelen kayıpları engellediği belirlenmiştir. Ancak KMS ile kaplama barların tekstürel özelliklerinde bazı olumsuz değişikliklere neden olmuştur. Askorbik asitin kaybının engellenmesi açısından en iyi sonuç veren kaplama materyali PASP olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak meyve ve tahıl barlarının kaplanmasında SA ve PASP'ın yenilebilir film materyali olarak tercih edilebileceği ortaya koyulmuştur., In this study, fruit bars and cereal bars were produced as healthy snacks. These products can dry out and become oxidized over time and hence lose their functional and textural properties. This study aimed to cover fruit and cereal bars with edible films to prevent changes in their physical, chemical and sensory. For this purpose, sodium alginate (SA), carboxymethyl cellulose (KMS) and whey protein (PASP) were used as a coating material. The bars with and without a coating material were stored at two different temperatures (37 ºC for 35 days and 25 ºC for 70 days) to determine the effects of coating material, storage time and storage temperature on some quality characteristics of fruit and cereal bars.While, fat, protein, ash and sensory analysis were conducted only on day zero (0), color, browning index, moisture and texture analysis, ascorbic acid, total phenolic substance and antioxidant activity were determined both on day zero and during storage of the samples. The study revealed that the films produced with SA have improved the textural structure of the fruit and cereal bars and maintained such features during storage. All three coating materials prevented the total phenolic content and antioxidant activity losses. However, KMS caused some undesired alterations in color and textural properties. PASP was suggested to be the most effective coating material for the protection of ascorbic acid. As a result, SA and PASP can be preferred as edible film material for coating fruit and cereal bars.
- Published
- 2019
11. Kolajen hidrolizat/karboksimetil selüloz filmlerinin mekanik ve bariyer özelliklerinin SiO2 nanoparçacıkları kullanımı ile geliştirilmesi
- Author
-
Bugra Ocak and Ege Üniversitesi
- Subjects
Collagen hydrolysate,Carboxymethyl cellulose,SiO2,Water vapor permeability,Water solubility ,Aqueous solution ,karboksimetil selüloz ,Chemistry ,Water solubility ,su çözünürlüğü ,technology, industry, and agriculture ,Mühendislik ,Hydrolysate ,Carboxymethyl cellulose ,Kolajen hidrolizat,Karboksimetil selüloz,SiO2,Su buharı geçirgenliği,Su çözünürlüğü ,Engineering ,Chemical engineering ,Water vapor permeability ,kolajen hidrolizat ,lcsh:TA1-2040 ,Sio2 nanoparticles ,medicine ,Collagen hydrolysate ,SiO2 ,lcsh:Engineering (General). Civil engineering (General) ,su buharı geçirgenliği ,medicine.drug - Abstract
Küreselbir sorun olan kirlilik ve biyolojik olarak parçalanmayan plastik ambalajfilmlerinin artan kullanımı çevresel kaygılara neden olmuştur. Dolayısıyla,biyolojik olarak bozunabilir filmler gibi doğal polimer materyalleri kullanmaeğilimi artmıştır. Bu makale, paketleme/kaplama uygulamaları için yeni kolajenhidrolizat/karboksimetil selüloz/nano-SiO2 filmlerini hazırlamayı vekarakterize etmeyi amaçlamaktadır. Sonuçlar, filmlere nano-SiO2katılımının %1'den %4'e arttırılmasıyla, kalınlık ve çekme mukavemetindebelirgin bir artışa (p, Pollutionis a global problem and the increased use non-biodegradable plastic packagingfilms have caused environmental concerns. Thus, there is a tendency to usenatural polymer materials, such as biodegradable films. This paper aims toprepare and characterize novel collagen hydrolysate/carboxymethylcellulose/nano-SiO2 films for packaging/coating applications. Theresults indicate that the incorporation of nano-SiO2 in films from1% to 4% caused significant increase (p
- Published
- 2017
12. Production and crosslinking of polysaccharide based nanofibrous mat for biomedical applications
- Author
-
Şafak, Şerife, Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü., and Karaca, Esra
- Subjects
Crosslinking ,Sodyum alginat ,Hyaluronik asit ,Hyaluronic acid ,Alginate ,Elektro çekim ,Eelctrospinning ,Çapraz bağlama ,Nanofiber ,Karboksimetil selüloz ,Nanolif ,Carboxymethyl cellulose - Abstract
Polisakkarit esaslı polimerler, biyomedikal uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada; polisakkarit hyaluronik asit, karboksimetil selüloz ve sodyum alginat polimerleri kullanılarak elektro çekim yöntemiyle nanolifli yüzey üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen nanolifli yüzeye, suya dayanımını geliştirmek amacıyla, 1-etil-3-(3-dimetilaminopropil) karbodiimid hidroklorit ve Nhidroksisülfosüksinimit karışımı ile çapraz bağlama işlemi uygulanmıştır. Nanolifli yüzey, çapraz bağlama işlemi öncesi ve sonrasında, taramalı elektron mikroskobu, fourier transform infrared spektrometresi, atomik kuvvet mikroskobu, BET analizi ve suya dayanım testi ile karakterize edilmiştir. Sonuçlar; çapraz bağlama işlemi ile lifli yapının deformasyona uğramadan nanolifli yüzeyin suya dayanıklı hale geldiğini göstermiştir. Polysaccharide based polymers are widely used in biomedical applications. In this study, nanofibrous mat was produced from hyaluronic acid, carboxymethyl cellulose and sodium alginate polysaccharide polymers via electrospinning method. Resultant nanofibrous mat was crosslinked with 1- etil-3-(3-dimethylaminopropyl) carbodiimide hydrochloride and N-hydroxysulfosuccinimide solution to develop its water resistance. Before and after the crosslinking process, nanofibrous mat was characterized by scanning electron microscope, fourier transform infrared spectrometry, atomic force microscope, BET analysis and water resistance test. The results indicated that the nanofibrous mat was become resistant to water without any deformation of nanofibrous structure with the crosslinking application.
- Published
- 2017
13. Biyobozunur polimerlerden elektro çekim yöntemiyle üretilen nanolifli yüzeylerin cerrahi adezyon bariyeri olarak kullanımlarının araştırılması
- Author
-
Şafak, Şerife, Karaca, Esra, Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Anabilim Dalı., and Tekstil Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tekstil ve Tekstil Mühendisliği ,Sodyum alginat ,Nanofibrous mat ,Textile and Textile Engineering ,Hyaluronic acid ,Karboksimetil selüloz ,Carboxymethyl cellulose ,Adhesion barrier ,In vitro ,Hyaluronik asit ,In vivo ,Nanolifli yüzey ,Sodium alginate ,Adezyon bariyeri - Abstract
Bu çalışmada; elektro çekim yöntemiyle biyobozunur polimerler kullanılarak nanolifli yüzeylerin üretilmesi ve bu yüzeylerin adezyon bariyeri olarak kullanım performansının in vitro ve in vivo çalışmalarla değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Adezyonlar; seröz zarı ile çevrili olan organların, yaralanmalarını takiben aralarında meydana gelen anormal birleşmelerdir. Adezyonlar; bağırsak tıkanıklıklarının yanı sıra kronik karın ağrısına ve kısırlığa da neden olmaktadır. Adezyon oluşumu ve komplikasyonlarının tedavisi ise, ciddi iş gücü ve ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Karın içi yapışıklıkların azaltılması veya önlenmesi için çalışmalar devam etmekte ve ortaya konan ürünler milyon dolarlık sağlık pazarı oluşturmaktadır. Klinik uygulamalarda mevcut membran bariyerlerinin; kullanımında özel bir beceri gerektirmesi, komplikasyonlara yol açabilmeleri, her bölgede kullanılamamaları ve en önemlisi pahalı olmaları nedeniyle kullanımları sınırlıdır. Bu çalışmada; elektro çekim yöntemiyle karboksimetil selüloz, hyaluronik asit ve sodyum alginat polimerleri kullanılarak nanolifli yüzeylerin üretimi yapılmıştır. Üretilen nanolifli yüzeyler, taramalı elektron mikroskobu (SEM/EDS), fourier transform infrared spektrometresi (FT-IR), yüzey alanı ve gözeneklilik (BET), analizleri, hava geçirgenliği ve kalınlık testleri ile karakterize edildikten sonra, in vitro ortamda sitotoksisite ve biyobozunurluk özellikleri tespit edilmiştir. Üretilen nanolifli yüzeylerin abdominal bölgede adezyon bariyeri olarak kullanım performansları, in vivo ortamda gerçekleştirilen çalışmalarda adezyon skorlama tekniği ile ve histopatolojik olarak değerlendirilerek ticari bir adezyon bariyeri ile kıyaslanmıştır. The aim of this study is producing electrospun nanofibrous mats from biodegradable polymers and determination of their usage performances as adhesion barrier by in vitro and in vivo studies. Adhesions are the abnormal sticking of organs which are covered by serous membranes after injuries. The adhesion which occurs after such an operation is because of low ischemia of tissues, serous membrane injuries and foreign substance reaction. Adhesions also cause intestinal obstruction, chronic abdominal pain and infertility. Occurrence of adhesion and treatment of its complications cause serious work power and economic loses. There are attempts to decrease or prevent the peritoneal adhesions and curing materials make a million-dollar market. The use of existing membrane barriers in clinical operations is limited because of entailment of special skill, probability of causing complications, inability of everywhere application possibility and high cost. In this study, nanofibrous mats were produced by using carboxymethyl cellulose, hyaluronic acid and sodium alginate polymers. Nanofiber mats were examined by scanning electron microscope (SEM/EDS), fourier transform infrared spectrometry (FTIR) and surface area and porosity (BET) analysis. Also air permability tests and thickness measurements were carried out. Furthermore, biocompatibility properties of nanofibrous mats were ascertained by cytotoxicity and biodegradability tests in vitro. Usage performances of the nanofibrous mats as adhesion barrier in the abdominal region were determined by adhesion scoring technique and histopathological evaluation in vivo and compared with a commercial adhesion barrier. 204
- Published
- 2016
14. Kimyasal çapraz bağlı 2-akrilamido-2-metil-1-propansülfonik asit, sodyum karboksimetil selüloz ve montmorillonit içeren akrilamid esaslı polimerik kompozitlerin hazırlanması, karakterizasyonu ve yüzeye soğurum çalışmalarının değerlendirilmesi
- Author
-
Nalbantoğlu, Aylin, Karadağ, Erdener, Kimya Ana Bilim Dalı, and Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı
- Subjects
Carboxymethyl Cellulose ,Acrylamide ,Acrylamides ,Carboxymethylcellulose ,Karboksimetil Selüloz ,Yüzeye Soğurum ,Hidrojel ,Composite ,Hydrogels ,Akrilamid ,Lauths Violet ,Kimya ,Absorption ,Montmorillonit ,Hydrogel ,Chemistry ,Polimer Bilim ve Teknolojisi ,Polymer Science and Technology ,Adsorption ,Kompozit ,Montmorillonite ,Composites - Abstract
Bu çalışmada, akrilamid monomeri ile birlikte 2-akrilamido-2-metil-1-propansülfonik asit gibi bir yardımcı monomer ile kompozit bir yapı oluşturmak amacı ile doğal bir polimer olan karboksimetil selüloz ve montmorillonit gibi bir kil mineralinin oluşturduğu kimyasal çapraz bağlı kopolimerlerin üretimi amaçlanmıştır. Hidrojeller, çapraz bağlayıcı olarak poli(etilen glikol) diakrilat'ın kullanılmasıyla çözelti ortamında serbest radikalik polimerleşme tepkimesi ile hazırlanmıştır. Hazırlanan kimyasal çapraz bağlı polimerlerin yapısal karakterizasyonu Fourier Transform Infrared Spektroskopisi (FT-IR) kullanılarak belirlenmeye çalışılmıştır. Hidrojellerin yüzey gözenekliliği hakkında bilgi edinebilmek için Taramalı Elektron Mikroskopisi (SEM) mikrografları alınmıştır. Çapraz bağlı kopolimerlerin şişme özelliklerini araştırmak amacıyla 25oC'da dinamik şişme testleri uygulanmıştır. Elde edilen veriler yardımıyla şişme kinetiği ve difüzyon mekanizması ile ilgili parametreler hesaplanmıştır. Hidrojellerin soğurum özelliklerinin araştırılması amacıyla model molekül olarak lauths violet gibi katyonik bir boyarmadde seçilmiştir. Çapraz bağlı kopolimerlerin sulu çözeltilerden lauths violet boyarmaddesini yüksek oranda soğurdukları belirlenmiştir. In this study, acrylamide monomer and 2-acrylamido-2-methyl-1-propane sulfonic acid as a comonomer and in order to form a composite structure with carboxymethyl cellulose as a naturel polymer and montmorillonite as a clay mineral have been synthesized for the production of chemically crosslinked copolymers. Hydrogel systems were prepared by free radical polymerization in aqueous solution using poly(ethylene glycol) diacrylate as a crosslinker. Structural characterization of prepared chemically crosslinked polymers were tried to determine by using Fourier Transform Infrared Spectroscopy (FT-IR). Scanning Electron Microscopy (SEM) micrographs were taken for determination of surface porosity of hydrogels. Dynamic swelling tests were applied at 25oC for the purpose of investigation of swelling properties of crosslinked copolymers. According to obtained data, parameters concerning swelling kinetics and diffusion mechanism were calculated. A cationic dye such as lauths violet was selected as model molecule to investigate of adsorption properties of hydrogels. It was determined that crosslinked copolymers adsorbed dye of lauths violet from aqueous solutions in high level. 135
- Published
- 2012
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.