Search

Amaç: Bu tezin amacı Türkiye’deki E-spor’un ekonomik süreçlerini ve bu süreçler altında oluşan çalışma hayatı içinde E-sporcuların emek-sermaye ilişkilerini ve çalışma koşullarını ortaya koymaktır. Elde edilen bulgularla E-spor endüstrisi içerisindeki eksiklikleri tespit etmek ve alanyazına katkı sağlamak amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmamız nitel yönteme göre tasarlanmış ve “Yarı Yapılandırılmış Derinlemesine Görüşme” tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklem grubunu daha önce E-spor kulüplerinde forma giymiş veya giymeye devam eden 13 katılımcı oluşturmaktadır. Katılımcılara yöneltilen soru sayısı 9’dur. Görüşmeler telefonla ve discord üzerinden gerçekleştirilmiştir.Bulgular ve Sonuçlar: Elde edilen bulgular neticesinde; E-sporun Türkiye’deki değişimin ve gelişiminin E-sporcuları memnun etmediği, transfer sürecinde aracı olmadığı, pazarlık sürecinin oyuncunun kariyerine bağlı olduğu, E-sporcuların sosyal güvence hakkında bilgi sahibi olmadıkları, geçtiğimiz yıllar içerisinde E-sporcuların ücretlerini almada sorun yaşadıkları ancak günümüze gelindikçe bu tarz sorunların yaşanma sıklığının azaldığı, E-spordaki mesleki örgütlenmelerden oyuncuların haberdar olmadığı, E-sporcuların gelecek kaygısı çektikleri, kariyer sürelerinin geleneksel sporlara kıyasla kısa olduğu, çalışma saatlerinin esneklik gösterdiği, Covid-19 sürecinin E-spor endüstrisi üzerine olumlu ve olumsuz etkilerinin olduğu tespit edilmiştir. Purpose: The aim of this thesis is reveal the economic processes of e-sports in Turkey and the labor-capital relations and working conditions of e-sportsmen in the working life formed under these processes. With the findings abtained, it is aimed to identify the deficiencies in the e-sports industry and to contribute to the literature.Materials and Methods: Our study was designed according to the qualitative method and the “Semi-structured Indepth Interview” technique was used. The sample group of the study consists of 13 participants who have worn or continue to wear uniforms in e-sports clubs. The number of questions asked to the participants is 9. Interviews were conducted over the phone and via discord.Findings and Results: As a result of the findings obtained; The change and development of e-sports in Turkey does not satisfy e-sportsmen, it is not an intermediary in the transfer process, the bargaining process depends on the career of the player, e-sportsmen do not have information about social security, e-sportsmen have problems in getting their wages in the past years, The frequency of such problems has decreased, the players are not aware of professional organizations in e-sports, e-sports players are worried about the future, career times are short compared to traditional sports, working hours are flexible, Covid-19 process has positive and negative effects on the e-sports industry detected.

Bu çalışmamın amacı 10 - 14 (X̄=11,91±0,939 ) yaş arası ortaokul öğrencilerinin fiziksel aktivite, beslenme ve vücut kitle indeksleri arasındaki ilişkinininincelenmesidir. Bu araştırma 2020 – 2021 eğitim öğretim yılında İstanbul ilinde beşokul ile gerçekleşmiştir. Araştırmaya toplam 513 ortaokul öğrencisi (304 kadın – 209 erkek) gönüllü katılmıştır. Devlet okulunda okuyan 378 (228 kadın – 150 erkek)öğrenci, özel okulda okuyan 134 (75 kadın – 59 erkek) öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin sınıf seviyeleri, 5., 6., 7., 8. sınıf ortaokul öğrencileridir. Anketler internet ortamında link gönderilerek öğrenciler ile paylaşılmıştır. Fiziksel aktivite düzeyini ölçmek için Kowalski ve ark.(2004) tarafından geliştirilen,fiziksel aktivite anketi kullanılmıştır. Fiziksel aktivite anketi (Physical Activity Questionnaire for Older Children), Sert ve Temel (2014) tarafından Türk toplumuna uyarlanmıştır. Ölçek toplam 10 sorudan oluşmaktadır. Ölçek 5’li likert tipi ölçektir. Ölçeğin 10. sorusunda son 1 hafta içerisinde öğrencinin fiziksel aktivite yapmasını engelleyecek herhangi bir rahatsızlık geçirip geçirmediği sorulmuştur. Bu soruya evet cevabı veren öğrenciler değerlendirmeye alınmamıştır. Beslenme davranışlarının belirlenmesinde Edmundson ve ark. (1996) tarafından geliştirilen, Öztürk ve Erdoğan (2010) tarafından Türk çocuklarına uyarlanan Beslenme Davranış Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek çocukların besin tüketimini belirlemek için az yağlı, çok yağlı ve tuzlu, tuzsuz resimli ve seçmeli iki farklı besin öğesinin olduğu on dört farklı soru maddesinden oluşmaktadır. Ölçek maddeleri sağlıksız besin için -1, sağlıklı besin için +1 değer almaktadır. Toplam puan -14 ile +14 puan arasındadır. Ölçekten alınan toplam puanın yüksek olması sağlıklı beslenme alışkanlığını göstermektedir. Ölçeğin güvenirliği r=0,76 olarak bildirilmiştir (Öztürk ve Erdoğan 2010). Öğrencilerin vücut ağırlığının, boyun karesine bölünerek vücut kitle indeksi hesaplanmaktadır.İstatistiksel analizlerde, SPSS 20.0 paket programı kullanılmıştır. Aritmetik ortalamalar (X̄) ve standart sapmalar (SS) belirlenmiş, cinsiyet karşılaştırmalarında bağımsız t– testi (Independent Sample Testi) kullanılmıştır. Pearson korelasyon katsayısı bakılmış ve anlamlılık düzeyi p0,05). Tüm grup fiziksel aktivite ve vücut kitle indeksi arasında negatif bir ilişki bulunmuştur (p0,05). Kadın ve erkek olarak ayrı ayrı bakıldığında, kadınlarda, fiziksel aktivite ve vücut kitle indeksi arasında negatif yönde ilişki bulunmuştur (p0,05). Erkeklerde ise, fiziksel aktivite, beslenme alışkanlığı ve vücut kitle indeksi arasında bir ilişkiye rastlanmamıştır (p>0,05). Dolayısıyla hipotezlerimizde belirttiğimiz sorulara cevap ararken beslenme düzeyi iyi olanların vücut kitle indeksi iyi çıkacak veya fiziksel aktivite düzeyleri iyi olanların vücut kitle indeksi iyi olacak düşünceleri farklılık göstermiştir. Bu örnek grubumuz özelliklerinin etkisi olmuş olabilir. Belki de sonuçlarımızın böyle çıkması pandemi sürecindeki okul, aktivite, sosyal ilişkiler gibi davranışların olumsuz etkilenmesinin bir sonucu olabilir. İÇİNDEKİLERÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………...viÖNSÖZ……………………………………………………………………………..viiÖZET……………………………………………………………………………....viiiABSTRACT……………………………………………………………………….....xŞEKİLLER LİSTESİ..............................................................................................xivTABLOLAR LİSTESİ…………………………………………………………….xvKISALTMALAR LİSTESİ...................................................................................xviiBÖLÜM I…………………………………………………………………………….1GİRİŞ……………………………………….………………………………………..11.1 Problem Durumu …………………………………………………………...21.2 Araştırmanın amacı…………………………………………………………31.3 Araştırma Önemi............................................................................................41.4 Araştırma Sınırlılıkları……………………………………………………..41.5 Araştırma Varsayımları…………………………………………………….51.6 Araştırma Tanımları ve Kısaltmaları……………………………………...5BÖLÜM II…………………………………………………………………………...72. İLGİLİ ALAN YAZILARI………………………………………………………7 2.1. Fiziksel Aktivite……………………………………………………………7 2.1.1 Fiziksel Aktivitenin Sağlık Açısından Yararları ……………………...9 2.1.2 Fiziksel Aktivitenin Psikolojik Açıdan Yararları……………….…….10 2.1.3 Fiziksel Aktivitenin Sosyal Açıdan Yararları………………………….10 2.2 Beslenme…………………………………………………………………...13xiii 2.3 Vücut Kitle İndeksi (VKI)………………………………………………...16BÖLÜM III…………………………………………………………………………193.GEREÇ VE YÖNTEMLER…………………………………………………….19 3.1. Araştırma Modeli…………………………………………………………19 3.2 Evren Örneklem……………………………………………………………19 3.3 Veri Toplama Araçları…………………………………………………….19 3.3.1 Fiziksel Aktivite Ölçeği…………………………………………………..20 3.3.2 Beslenme Davranış Ölçeği……………………………………………….20 3.3.3 Vücut Kitle İndeksi………………………………………………………21 3.3.4 Kişisel Bilgi Formu……………………………………………………...21 3.4 Verilerin Toplanması………………………………………………………21 3.5 Verilerin Analizi……………………………………………………………22BÖLÜM IV…………………………………………………………………………244. BULGULAR VE YORUMLAR………………………………………………..24BÖLÜM V…………………………………………………………………………..485. TARTIŞMA VE SONUÇ……………………………………………………….48KAYNAKÇA……………………………………………………………………….55EKLER……………………………………………………………………………..62

1. ÖZET Sporda Sık Rastlanan Menisküs Yaralanmalarının Tedavisinde Cerrahların Operasyonel Hareketlerinin Video Analizi: Artroskopik El Becerisini Değerlendirmede Öncül ÇalıĢma Öğrenci Adı: Umut AKGÜN DanıĢman: Prof. Dr. YaĢar TATAR Anabilim Dalı: Beden Eğitimi ve Spor Amaç: Spor yaralanmaları arasında en fazla cerrahi müdahale ile tedavi edilen durumlardan biri menisküs yırtıklarıdır. Menisküs yırtıklarının güncel tedavisi artroskopik teknikler ile yapılmaktadır. Artroskopik cerrahide tanımlanmıĢ prosedür basamakları ve temel motor hareketler henüz bulunmamaktadır. Bu çalıĢmanın amacı, tanımlanmamıĢ olan bu basamakları ve motor hareketleri tanımlamak, bu hareketlerin sıklığını video hareket analizi ile saptamaktır. Gereç ve yöntem: Tek bir cerrah tarafından 15 hastada gerçekleĢtirilen artroskopik parsiyel menisektomi operasyonu kafa kamerası ile kayda alındı. Video görüntüler beĢ tecrübeli ortopedi ve travmatoloji uzmanı (Ortalama yaĢ 49[42-55]) tarafından izlenerek hareket analizi gerçekleĢtirildi. Operasyon; portal açma, teleskop ve muayene probunun yerleĢtirilmesi, triangülasyon, probe ile muayene ve menisektomi olarak beĢ farklı basamağa ayrıĢtırıldı. Menisektomi basamağı süresi kayıt edildi, tanımlı beĢ farklı temel hareketin (ittirme, çekme, gövde hareketi, uzanıp yönelme ve tutma-yakalama-kesme) analizi yapıldı ve kaçar kez tekrarlandığı not edildi. Bulgular: 15 hastanın, ortalama yaĢ 41[21-65], kayıtları değerlendirildi. En sık tekrar edilen hareket „uzanıp yönelme hareketi‟ medyan: 6[1-19], en az tekrar edilen ise „gövde hareketi‟ medyan: 1[0-7] olarak tespit edildi. Ġttirme, çekme, gövde, uzanıp yönelme ve tutma-yakala-kesme hareketlerinin gözlemciler arası uyumları sırasıyla 0,88; 0,89; 0,77; 0,87 ve 0,80 bulundu. Menisektomi basamağı ortalama cerrahi süresi 2 dakika 52 saniye (SD ± 2dk 14 sn) olarak ölçüldü. Sonuç: Elde edilen veriler ıĢığında, artroskopik menisektomi esnasında cerrahın yaptığı temel hareketler içerisinde „Uzanıp Yönelme‟ sıklıkla öne çıkmaktadır. Hedef dokuya eriĢildiğinde kalan hareketleri gerçekleĢtirebilmek daha kolay olmaktadır. Bu pilot araĢtırma ıĢığında diz artroskopisi eğitimi ve/veya değerlendirmesine yönelik yapılması planlanan çalıĢmalarda sadece hedef dokuda cerrahın ihtiyacı olan hareketlerin değil, hedef dokuya ulaĢım için geçerli basamaklarında mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. SUMMARY A Pilot study to evaluate the basic arthroscopic hand skills during arthroscopic meniscectomy by motion analysis. Student Name: Umut AKGÜN Name of Supervisor: Prof. Dr. YaĢar TATAR Department: Physical Education and Sport Objective: Meniscus tears are the most frequent sports injury that needs surgical treatment. Arthroscopic surgery is a popular procedure in management of intraarticular pathologies. Breaking down the procedure into tasks and further basic motor skills may help us to construct training modules that address each fundamental motor skill. However, these basic motor skills have not been defined yet in arthroscopic knee surgery. The aim of the study was to define and determine the frequency of basic motor skills in arthroscopic knee surgery. Material and methods: 15 arthroscopic partial mensicectomy operations were performed by single surgeon. Hand and body motions were both recorded by a head camera. Five experienced surgeons with mean age of 49 years [42 -55 y/o] conducted the study and detailed motion analysis was performed. Operation was divided into 5 tasks as incision for portals, insertion of camera and probe from portals, triangulation, examination with the probe and meniscectomy. Meniscectomy durations were recorded. Basic movements including pushing, pulling, torso movement, reaching and orienting, and grasping/cutting defined. Number of attempts for each movement during the meniscectomy task were evaluated by the experienced surgeons. Results: 15 patient‟s, mean age 41[21-65], digital records were evaluated. The most frequent movement was „reaching and orienting‟ with a median value of 6[1-19], and the least frequent movement was „torso movement‟ with a median value of 1[0-7]. Mean duration for meniscectomy procedure was found to be 2 minutes and 52 seconds (SD ± 2dk 14 sec). Conclusion: Reaching&Orienting was the most repeated motion among the 5 different movements. When you reach the target, it is easier to perform the surgery. Reach&Orient exercises should be an important part of basic motor skill exercises for teaching arthroscopy. In this study, we described an analyzing method which will be a guide for the future studies and performans evaluations.

Amaç: Araştırmamın amacı lisanslı sporcuların bazı değişkenlere göre iletişimbeceri düzeylerini etkileyen parametreleri tanımlayıcı bir çalışmadır.Gereç ve yöntem: İletişim becerileri verilerini toplamak için Fidan Korkuttarafından geliştirilen ve üniversite öğrencileri üzerinde kullanılmak üzere güvenirlikve geçerlik testleri yapılmış olan ‘’ İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği’’kullanılmıştır. Ölçekte yer alan maddelerle ilgili katılma düzeyini ifade etmek için5’li Likert tipi dereceleme kullanılmıştır. Ölçek 25 maddeden oluşmaktadır. Verilerindeğerlendirilmesi aşamasında veriler Microsoft Excel 2010 programındadüzenlenerek, SPSS 23 for Windows paket programı kullanılarak çözümlenmesiyapılmıştır. Araştırmaya 252 öğrenci katılmış fakat araştırmamızın amacı olanlisanslı sporcuların iletişim beceri düzeylerinin farklı değişkenlere göre incelenmesiolduğu için lisanslı olmayan 91 öğrenci çalışma dışında bırakılmıştır. AraştırmayıTekirdağ ilinde bulunan Namık Kemal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Sporyüksekokulunda okuyan lisanslı spor yapan öğrencilere uygulanmıştır.Bulgular: Araştırmaya katılan kadın sporcuların iletişim becerileri skorları erkek sporculara göre daha yüksektir. Bireysel spor yapan sporcular ile takım sporu yapan sporcuların değerlerinde anlamlı bir farka rastlanamamıştır.Sonuç: Bu çalışma lisanslı sporcuların cinsiyetlerine, üniversitede okuduklarıbölümlerine ve sınıflarına, anne ve babanın okur-yazarlık durumuna, anne vebabanın mesleğine, teknolojik araçların kullanımına, bireysel ve takım sporcuolmasına, göre iletişim beceri düzeylerini incelemek amacıyla yapılmıştır.Çalışmadan elde edilen bulgular ışığında görülmektedir ki sporcuların cinsiyetlerinegöre ve babalarının mesleklerine göre iletişim beceri düzeylerinle anlamlı bir farka rastlanmıştır. Objective: The research aims to describe the parameters that affect thecommunication skill levels of licensed athletes according to some variables.Material and methods: The “Communication Skills Assessment Scale” developedby Fidan Korkut., was used to collect the communication skills data and whosereliability and validity tests were conducted to be used on students. A 5-point Likert-type rating was used to express the level of agreement about the items in the scale.The scale consists of 25 items. During the evaluation of the data, the data wereorganized in Microsoft Excel 2010 program and analyzed using the SPSS 23 forWindows package program. 252 students participated in the study, but 91 unlicensedstudents were excluded from the study because the purpose of our research was toexamine the communication skill levels of licensed athletes according to differentvariables. The research was applied licensed athletes who were studying at NamıkKemal University Physical Education and Sports School in Tekirdağ.Results: Communication skills scores of female athletes who participate in the studyare higher than male athletes. No significant difference was found in thecommunication skill values of the athletes who do individual sports and those whodo team sports.Conclusion: This research was conducted to examine the communication skilllevels of licensed athletes according to their gender, departments, and classes at theuniversity, the literacy status of the parents, the professions of the parents, their useof technological tools, individual sports athletes, and team sports athletes. In the lightof the findings obtained from the research, it is seen that there is a significant difference in the communication skill levels of the athletes according to their gender and father's occupation.

Giriş-Amaç: Çalışmanın amacı egzersiz liderlerinin özliderlik algıları ile egzersiz katılımcılarının temel psikolojik ihtiyaçları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışmanın ikincil amacı ise egzersiz liderlerinin ve egzersiz katılımcılarının demografik özelliklerine göre algılarında farklılık olup olmadığını saptamaktır. Gereç-Yöntem: Çalışmaya 18-65 yaş arasında 300 egzersiz lideri, 600 egzersiz katılımcısı olmak üzere toplam 900 anket dağıtılmış, geri dönüşler ve yanıtlardaki tutarsızlıklarda göz önüne alındığında sağlıklı 675 ankete ulaşılmıştır. Dolayısı ile bu araştırmanın örneklemi 225 egzersiz lideri ve 450 egzersiz katılımcısı olmak üzere 675 katılımcıdan oluşmaktadır. Katılımcılara ‘’Kişisel Bilgi Formu’’ ile birlikte ‘’Özliderlik Ölçeği’’ ve ‘’Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği’’ uygulanmıştır. Elde edilen verilerin dağılımın normal dağılım olması sonucu hipotez testleri istatistiksel olarak %95 güven düzeyinde test edilmiş olup ölçeklerden elde edilen puanların 2’li gruplara göre farklarının incelenmesi için bağımsız örneklem t-testi, 2’den fazla gruplar arasındaki farkların belirlenmesi için tek yönlü anova analizi, değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesi için korelasyon analizi, değişkenlerin birbirlerine etkilerinin incelenmesi için de regresyon analizi yapılmıştır. Bulgular: Özliderlik ile egzersizde temel psikolojik ihtiyaç arasında (r= 0,705) pozitif yönlü yüksek seviyede bir ilişki olduğu saptanmıştır. Özliderlik algılarının egzersiz katılımcısının egzersizde temel psikolojik ihtiyaç düzeyleri üzerindeki etkisi anlamlı olduğu görülmüştür.Özliderlik alt boyutlarının egzersiz katılımcılarının temel psikolojik ihtiyaçları algılarında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur. Özliderlik algılarının cinsiyetlerine göre farkın istatistiksel olarak anlamlılık göstermediği saptanmıştır. Egzersiz Liderlerinin özliderlik algılarının yaşlarına göre farklılıkları istatistiksel olarak anlamlılık göstermiştir. özliderlik algılarının eğitim durumlarına göre farkının istatistiksel olarak anlamlılık göstermediği saptanmıştır. . Yapıcı düşünce modeli stratejileri algılarının mesleki kıdemlerine göre farkının istatistiksel olarak anlamlılık gösterdiği saptanmıştır. Egzersiz liderlerinin özliderlik algılarının yaşanılan yere göre farklılıklarının istatistiksel olarak anlamlılık gösterdiği saptanmıştır. Egzersiz katılımcılarının egzersizde temel psikolojik ihtiyaç algılarının cinsiyetlerine göre farklılıklarının istatistiksel olarak anlamlılık göstermediği saptanmıştır. Egzersiz katılımcılarının egzersizde temel psikolojik ihtiyaç algılarının yaşlarına göre farklılıklarının istatistiksel olarak anlamlılık göstermediği saptanmıştır. Egzersiz katılımcılarının egzersizde temel psikolojik ihtiyaç algılarının eğitim durumlarına göre farklılıklarının istatistiksel olarak anlamlılık gösterdiği saptanmıştır. Egzersiz katılımcılarının egzersizde temel psikolojik ihtiyaç algılarının yaşadıkları şehirlere göre farklılıklarının istatistiksel olarak anlamlılık gösterdiği saptanmıştır. Sonuç: Bulgular egzersiz liderlerinin özliderlik algılarının egzersiz katılımcılarının temel psikolojik ihtiyaçları üzerinde etkisinin olduğunu göstermiştir. SUMMARY Investigation of the Relationship Between Self-Leadership Perceptions of Exercise Leaders and Basic Psychological Needs of Exercise Participants Name of Advisor: Prof.Dr. Veysel KUCUK Department: Department of Physical Education and Sports, Department of Exercise and Sports Psychology Introduction-Purpose: The aim of the study is to examine the relationship between exercise leaders' self-leadership perceptions and exercise participants' basic psychological needs. The secondary aim of the study is to determine whether there is a difference in the perceptions of exercise leaders and exercise participants according to their demographic characteristics. Material-Methods: A total of 900 questionnaires, 300 of which were exercise leaders and 600 exercise participants, were distributed to the study between the ages of 18-65, and 675 healthy questionnaires were reached, considering the inconsistencies in the responses and answers. Therefore, the sample of this study consists of 675 participants, including 225 exercise leaders and 450 exercise participants. \"Self-Leadership Scale\" and \"Basic Psychological Needs Scale\" were applied to the participants together with the \"Personal Information Form\". As a result of the normal distribution of the data obtained, the hypothesis tests were statistically tested at the 95% confidence level, and independent sample t-test to examine the differences between the scores obtained from the scales compared to the groups of 2, and one-way anova analysis to determine the differences between more than 2 groups. Correlation analysis was performed to examine the relationship between variables, and regression analysis was performed to examine the effects of variables on each other. Results: It was determined that there was a high level of positive correlation between self-leadership and basic psychological need in exercise (r= 0.705). It was seen that the effect of self-leadership perceptions on the exercise participant's basic psychological needs levels in exercise was significant. A statistically significant relationship was found between the self-leadership sub-dimensions and the exercise participants' perceptions of basic psychological needs. It was determined that the difference in self-leadership perceptions by gender was not statistically significant. The differences in the self-leadership perceptions of the Exercise Leaders according to their ages showed statistical significance. It was determined that the difference of self-leadership perceptions according to their educational status was not statistically significant. . It was determined that the difference between the perceptions of constructive thinking model strategies according to their professional seniority was statistically significant. It was determined that the differences in the self-leadership perceptions of the viii exercise leaders according to the place of residence were statistically significant. It was determined that the differences of the exercise participants' perceptions of basic psychological needs in exercise according to their gender were not statistically significant. It was determined that the differences in the perceptions of the basic psychological needs of the exercise participants according to their age were not statistically significant. It was determined that the differences of the exercise participants' perceptions of basic psychological needs in exercise according to their educational status were statistically significant. It was determined that the differences in the perceptions of the basic psychological needs of the exercise participants according to the cities they lived in were statistically significant. Conclusion: The findings showed that the self-leadership perceptions of the exercise leaders had an effect on the basic psychological needs of the exercise participants.

Amaç: Bu çalışmanın amacı 10 haftalık pozitif gençlik gelişimi temelli grupla psikolojik danışma uygulamasının adolesan kız futbolcuların yetkinlik, öz güven, karakter, empati ve bağ kurma düzeylerine etkisini incelemektir. Gerekçe ve Yöntem: Araştırmaya İstanbul Kadınlar Ligi’nde oynayan bir kulübün iki ayrı takımında yer alan 12-17 yaş arası kız futbolcular dahil edilmiştir. Toplamda 24 kişiden oluşan çalışmada 12 (Xyaş=14,58 ±1,00) kız futbolcu deney 12 (Xyaş=14,92 ±1,44) kız futbolcu kontrol grubunu oluşturmuştur. Araştırmaya katılan sporcuların sosyo demografik bilgilerini öğrenmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu ile birlikte “Ergenler İçin Benlik Algısı Profili”, “Spor Karakter Ölçeği”, “Ebeveyn ve Arkadaşlara Bağlanma Envanteri”, “Ka-Si Empatik Eğilim Ölçeği Ergen Formu” ve “Sporda Empati Ölçeği” katılımcılara uygulanmıştır. Çalışma pandemi koşullarınca çevrimiçi olarak 10 hafta sürmüş ve haftada bir kez 90 dakika sürecek şekilde uygulanmıştır. Uygulanan ölçme araçları 10 haftalık programa başlamadan 1 hafta önce ön test olarak ve 10 haftalık programdan sonra son test olarak uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde deney ve kontrol gruplarının son test puanlarını karşılaştırmak için tek faktörlü Kovaryans Analizi (ANCOVA) kullanılmıştır. Bulgular: Yapılan ANCOVA analizi sonuçları, 10 haftalık pozitif gençlik gelişimi temelli grupla psikolojik danışma uygulamasının kız futbolcuların yetkinlik, öz güven, karakter, empati ve bağ kurma düzeyleri üzerindeki etkisinin anlamlı olmadığını göstermiştir (p > 0.05). Sonuç: Sonuç olarak uygulanmış olan grupla psikolojik danışma oturumlarının bireylerin 5C özellikleri üzerinde olumlu etki etmediği söylenebilir. Purpose: The aim of this study was to examine the effect of 10-week positive youth development-based group counseling program on the competence, confidence, character, empathy and connection levels of adolescent female football players. Methods: Twenty four girl football players aged between 12 and 18 years old from two different teams of one club voluntarily participated in this study. The experimental (Mage=14,58 ±1,00) and control groups (Mage=14,92 ±1,44) consisted of 12 girls football player separately. The personal information form developed by the researcher to learn the socio-demographic information of the athletes participating in the research and the \"Self-Perception Profile for Adolescents\", \"Sport Character Scale\", \"Parental and Friends Attachment Inventory\", \"Ka-Si Empathic Tendency Scale Adolescent Form\" and \" Empathy Scale ın Sports” was applied to the participants. The study lasted 10 weeks online under pandemic conditions and was administered once a week for 90 minutes. The measurement tools were applied as a pre-test one week before the program and as a post-test after the program. Analysis of Covariance (ANCOVA) was used to compare the post-test scores of the experimental and control groups. Findings: The results of the ANCOVA showed that the effect of 10-week positive youth development-based group counseling on the competence, confidence, character, empathy and connection levels of female football players were not significant (p > 0.05). Conclusions: It can be concluded that the group counseling sessions based on positive youth development had no positive effect on the psychological development of girl football players.

Amaç: Sporda kabul sınaması kavramı, Türkiye’de spor sosyolojisi araştırmalarında henüz çalışılmamış bir konudur. Sporcu bireylerin homososyal takım sporlarına girerken karşılaştığı ritüellerin ve testlerin olduğu, taciz, aşağılama ve istismar gibi nitelikleri olan bir kavramdır. Bu araştırma kapsamında, kabul sınaması yoluyla sporda meydana gelen şiddet ve istismarın boyutlarını ve niteliklerini ortaya koymayı hedefledik. Bunun yanı sıra kabul sınamasının erkeklikler, homososyalite ve eşiktelik gibi kavramlarla ele alınması amaçladık. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, toplumsal inşacı ve profeminist bir yaklaşım ile niteliksel araştırma yöntemi uyguladık. Araştırmada, retrospektif bir tasarımla derinlemesine bireysel görüşme ve görsel veri tekniği olarak resim uygulaması kullandık. Futbol, basketbol, voleybol, kürek, sutopu, sualtı hokeyi ve Amerikan futbolu gibi takım branşlarından 28 sporcu ile görüşmeler yaptık; resim uygulaması gerçekleştirdik. Tematik kodlamaya dayanan içerik analizi sonucunda altı tema ortaya çıkmıştır. Bulgular: İçerik analizi sonucunda kabul sınaması, erkeklikler, homososyalite ve eşiktelik kavramlarıyla kuramsal bağları olan bu temalar şunlardır: 1) sahaya girerken: ilk adımdaki duygular, konumlar, özellikler; 2) mekan mekan tekrar tekrar sınanmak; 3) bedensel bütünlüğe müdahale: bozma, can yakma, zarar verme; 4) “müstakbel” üyeler olarak eşiktekiler; 5) normalleştirme ve meşrulaştırma: kültürel döngü; 6) alternatif erkeklik girişimleri: karşı çıkışlar, eşitlik arayışları ve müştereklik. Sonuç: Sporun eril kültürü içinde eşikteki varlıkların, hegemonik erkeklikler karşısında sıklıkla tabi kılınmış bir erkekliği deneyimleyerek içeri girebildikleri, girerken “ezile ezile sertleştikleri”, sertleştikçe alttan gelenleri ezdiklerini söyleyebiliriz. Bunun yanında, çok nadir de olsa kapsayıcı ve eşitlikçi erkeklik hallerinin homososyal ve eril spor alanının yarıklarından içeri sızabildiğini gördük. Objective: The concept of hazing in sports is an issue that has not yet been studied in sports sociology research in Turkey. Hazing is a concept that includes rituals and tests that athletes encounter while participating in homosocial team sports, and has qualities such as harassment, humiliation and abuse. In this study, we aimed to reveal the dimensions and qualities of violence and abuse in sports through hazing. Also, we aimed to deal with hazing with concepts such as masculinities, homosociality and liminality.Material and methods: We applied qualitative research method with a social constructivist and profeminist approach. We used in-depth interview and visual painting application technique with a retrospective design. We carried out painting application and interviewed 28 athletes from team branches such as football, basketball, volleyball, rowing, water polo, underwater hockey and American football. We applied content analysis based on thematic coding.Results: By content analysis we revealed six themes: 1) entering field: emotions, positions, characteristics in first step; 2) being tested again and again from space to space; 3) interference with bodily integrity: disruption, pain, hurt; 4) those on the threshold as “prospective” members; 5) normalization and legitimation: cultural cycle; 6) alternative attempts at masculinity: oppositions, quests for equality and commonality.Conclusion: We can say that within the masculine culture of sports, liminal personas can enter by experiencing a masculinity that is often subordinated to hegemonic masculinities. In this process, liminal personas harden because they have been crushed so much; and as they harden, they crush those coming from below. Also, we have seen that inclusive and egalitarian masculinities can seep through the crevices of homosocial and masculine sports field, albeit very rarely.

Bu araştırma, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin pedagojik okuryazarlık ve algılanan beden okuryazarlık düzeylerinin karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi 2021-2022 eğitim öğretim yılında vakıf ve devlet okullarına araştırmakta olan beden eğitimi ve spor öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmaya 187’si erkek ve 146’sı kadın olmak üzere 333 beden eğitimi ve spor öğretmeni katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel özellikleri ve araştırmada kullanılacak olan bağımsız değişkenlere ait bilgileri toplamak amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan ‘’Kişisel Bilgi Formu’’, fiziksel okuryazarlık düzeyini belirlemek için Munusturlar ve Balcı (2018) tarafından güvenirlik geçerliliği yapılmış ‘’Algılanan Beden Okuryazarlığı Ölçeği’’ ve son olarak pedagojik okuryazarlık düzeyini belirlemek amacıyla Usta ve Uzun (2014) tarafından hazırlanan ‘’Pedagojik Okuryazarlık Ölçeği’’ kullanılmıştır. Araştırmanın veri analizleri yapılırken ilk olarak normallik testi yapılmış ve çıkan sonuç doğrultusunda non- parametrik testler uygulanmıştır. Araştırmanın içeriğindeki birçok parametreye bağlı olarak beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin fiziksel ve pedagojik okuryazarlık düzeyleri üzerinde anlamlı fark bulunamamasına karşın, haftalık fiziksel aktivite süresinin hem fiziksel hem de pedagojik okuryazarlık seviyelerini üzerinde olumlu manada anlamlı etkilediği görülmüştür. This research was conducted to compare physical education teachers' pedagogical literacy and perceived body literacy levels. The sample of the research consists of physical education and sports teachers working in foundation and state schools in the 2021-2022 academic year. 333 physical education and sports teachers, 187 men and 146 women, participated in the study. As a data collection tool in the research, \"Personal Information Form\" prepared by the researcher to collect information about personal characteristics and independent variables to be used in the research, and \"Perceived Body Literacy Scale\" which was validated by Munusturlar and Balcı (2018) to determine the level of physical literacy. ' and finally, the ''Pedagogical Literacy Scale'' prepared by Usta and Uzun (2014) was used to determine the pedagogical literacy level. While conducting the data analysis of the research, first of all, normality test was performed, and non-parametric tests were applied in line with the results. Although there was no significant difference in physical education teachers' physical and pedagogical literacy levels depending on many parameters in the content of the study, it was observed that weekly physical activity duration had a positive effect on both physical and pedagogical literacy levels.

ÖZETFitness Antrenörlerinin Çalışma Yaşamı Ve Mesleki SorunlarıÖğrencinin Adı: Serdal KartalDanışman: Doç. Dr. Mert Kerem ZELYURT Amaç: Belirli tesislere bağlı ya da bağımsız çalışan fitness antrenörlerinin çalışma koşullarına dair deneyimlerini, ne tür sorunlar yaşadıklarını ve uyum gösterme biçimlerini araştırmak araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Gereç ve Yöntem: Araştırmada betimsel araştırma yöntemlerinden biri olan nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmamız fenomonolojik yaklaşım çerçevesinde ele alınmıştır. Örneklemi oluşturan katılımcılar “amaçlı örneklem” modeline göre belirlenmiştir. Örneklem grubu 19’ u erkek, 11’ i kadın olmak üzere toplam 30 kişiden oluşmaktadır. Katılımcılar İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa gibi büyük şehirlerden seçilmiştir. Katılımcılarla yapılan görüşmeler ses kayıt cihazlarına kaydedilmiştir. İçerik çözümlemesi yapılıp temalara dönüştürülmüştür. Bulgular: Araştırmada toplanan veriler çalışma koşulları, gelir imkânları, sosyal güvence, psiko-sosyal sorunlar, farklı çalışma tipleri, pandeminin mesleki koşullara etkisi, kariyer planları, toplumsal cinsiyet ve sendikacılık bağlamında temalara ayrılarak sınıflandırılmıştır. Sonuç: Farklı çalışma stilleri olan fitness antrenörlerinin farklı çalışma koşullarının bulunduğu ortaya çıkmıştır. Gelirleri, iş performansına dayalı olan fitness antrenörlerinin sosyal güvencelerini arka plana attıkları anlaşılmıştır. Pandemi dönemini ise çok kötü yaşayan antrenörlerin yanında lehine çeviren antrenörlerin olduğu da görülmüştür. Farklı kariyer imkanları bulunan fitness antrenörlüğünün bir takım kaygılar taşıdığı da mevcut olmaktadır. Sektörde kadın antrenörlerin yetersiz olduğuna dair yanlış bir algı olduğu anlaşılmıştır. Bu durum toplumsal cinsiyet temelinde bir soruna işaret etmektedir. Son olarak ise bu meslekte sendika bilincinin olmadığı ortaya çıkmıştır. SUMMARYWorking Life and Professional Problems of Fitness TrainersStudent's Name: Serdal KartalAdvisor: Assoc. Dr. Mert Kerem ZELYURTPurpose: This study analyses the job experiences of fitness trainers who are employed by a sports facility or work as freelance personal trainers with an aim to investigate their work-related problems, ways of adaptation and perception on the working conditions. Materials and Methods: Being one of the descriptive research methodologies, this study employs qualitative research method and approaches the subject from a phenomenological point of view. The participants forming the sample are determined according to the “purposive sampling” model. The sample group consists of a total of 30 people, 19 men and 11 women, who are selected from major cities such as Istanbul, Ankara, Izmir, Antalya and Bursa. The interviews are recorded and classified based on analyses on their content analysis and then divided into sub-themes. Findings: The data collected in the research were classified into themes in the context of working conditions, income opportunities, social security, psycho-social problems, different types of work, the effect of the pandemic on professional conditions, career plans, gender and unionism. Conclusion: It has been revealed that fitness trainers with different working styles have different working conditions. It has been understood that fitness trainers, whose income is based on job performance, put their social security into the background. It has also been seen that there are coaches who turned the pandemic period in their favor, as well as the coaches who lived very badly. It is also known that fitness coaching, which has different career opportunities, has some concerns. It has been understood that there is a misperception in the sector that female trainers are insufficient. This situation points to a problem on the basis of gender. Finally, it has been revealed that there is no union consciousness in this profession.

Amaç: Araştırmanın amacı hentbolculara uygulanan psikolojik beceri antrenman (PBA) programı ve olumlu geri bildirimin özyeterlik inancına ve isabetli atışa etkisinin araştırılması olarak belirlenmiştir.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada hentbolculara 10 haftalık psikolojik beceri antrenmanı uygulanmıştır. Araştırmaya 2 deney ve 1 kontrol grubunda 15-19 yaş arası toplam 38 hentbolcu kız katılmıştır. 1. deney grubuna PBA uygulanmış, 2. deney grubuna ise PBA ile birlikte planlı olumlu geri bildirim yapılmıştır.Bulgular: Araştırmanın bulgularına göre psikolojik beceri antrenmanının isabetli atış becerisinin gelişimine her iki deney grubu için olumlu yönde artışa neden olduğu ancak istatistiksel olarak yalnızca geri bildirim alan deney grubunun skoru anlamlı düzeyde arttığı görülmüştür. Geri bildirim alan grubun skoru diğer deney grubuna göre de anlamlı bir şekilde arttığı bulunmuştur. Özyeterlik testi sonuçlarına göre ise her iki deney grubunda da kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde artış bulunmuştur. Yine geri bildirim grubunun özyeterlik test sonuçları da diğer deney grubundan anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışma ile PBA programının sporcuların özyeterlik inançlarını ve şut isabeti becerilerini artırdığı, PBA ile birlikte olumlu geribildirimlerin kullanılmasının bu etkiyi daha da olumlu yönde artırdığı tespit edilmiştir. Objective: The aim of the study turned out to be researching the psychological skills training program applied to handball players and the effect of positive feedback on self-efficacy beliefs and shot accuracy. Material and Methods: In this study, a 10-week psychological skill training (PST) was applied to the handball players. A total of 38 female handball players aged between 15 and 19 in two experimental groups and one control group participated in the study. PST was applied to the 1st experimental group, and planned positive feedback was given to the 2nd experimental group with PST.Results: According to the findings of the research show that the psychological skills training that was given increased the development of the shot accuracy skill of both experimental groups positively, but that the score of only the experimental group that received feedback increased significantly in terms of statistics. In addition, it was determined that the score of the group that received feedback increased significantly compared to the other experimental group. According to the results of the self-efficacy test, a significant increase was seen in both experimental groups compared to the control group. Again, the self-efficacy test results of the feedback group turned out to be significantly higher than the experimental group that was not given feedback.Conclusion: With this study, it was determined that the PST program increased the self-efficacy beliefs and shot accuracy skills of the athletes and that the use of positive feedback along with PST increased that effect even more positively.

Amaç: Bu araştırmanın amacı stratejik içsel konuşmaların kalp atım hızı, dingin göz süresi ve atış performansı üzerindeki etkisinin incelenmesidir.Gereç ve Yöntem: Araştırmada üç gruplu randomize kontrollü deney deseni kullanılmıştır. Araştırmaya toplamda 18 katılımcı dahil olmuştur. Katılımcılar üç içsel konuşma grubuna randomize şekilde atanmıştır. Gruplar kontrol, motivasyonel ve eğitsel içsel konuşma grubu olarak isimlendirilmiştir. Araştırma dahilinde iki dart atış görevi mevcuttur. Katılımcıların kardiyovasküler, göz ve performans ölçümleri birinci ve ikinci görevleri sırasında kaydedilmiştir. Kişisel bilgi formu ve manipülasyon kontrol formu tüm katılımcılara uygulanmıştır. Kardiyovasküler veriler, Polar H10 kalp atım hızı sensörü; dingin göz süresi verileri Pupil Lab göz takip sistemi ile ölçülmüştür. Verilerin çözümlenmesinde parametrik olamayan kovaryans analizi (Quade'nin Metodu) kullanılmıştır.Bulgular: Kontrol, motivasyonel ve eğitsel içsel konuşma gruplarına atanan katılımcıların kalp atım hızı, dingin göz süresi ve dart atma performans puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık yoktur (p > 0,05).Sonuç: Başlangıç seviyesi dart atıcılarında stratejik içsel konuşmaların kalp atım hızını, dingin göz süresini ve dart atışı performans puanını etkilemediği bu araştırma sonucunda söylenebilir. Objective: The objective of this study is to analyze the effects of strategic self talk on heart rate, quiet eye duration and dart throwing performance score in novice dart players.Material and Methods: A three grup, randomised controlled experimental desing was used in this study. A total of eighteen novice dart players participated to this study. Participants were randomly assinged to one of three self talk grups. The groups were named as control, motivational and instractional. This study included two dart throwing task. Cardiovascular, gaze and performance measures of participants were recorded during the first and final task. \"Personal information form\", \"Manipulation check form\" were administered to participants. The cardiovascular datas were measured using a Polar H10 heart rate sensor; and the quiet eye durations were measured using a Pupil Lab eye tracker. Data were analyzed by using Analysis of Non Parametric Covariance (Quade's Metod).Results: There were not a significant difference heart rate, quiet eye duration and dart throwing performance score averages of participants who were assigned to control, motivational and instructional self talk groups (p > 0,05).Conclusion: It can be concluded that strategic self talk has no effect novice dart players' heart rate, quiet eye duration and dart throwing performance score.

ÖZET Küçük Saha Oyunlarında Eşit ve Farklı Sayılardaki Futbolcuların Saha Büyüklüğü Değişkenliklerine Bağlı Fiziksel, Fizyolojik ve Teknik Beceri Yeterliliklerine Etkisinin Değerlendirilmesi Öğrencinin Adı : Aliasker KUMAK Danışman Adı : Prof. Dr. Ali KIZILET Anabilim Dalı : Beden Eğitimi ve Spor Amaç: Bu araştırmanın amacı Küçük Saha Oyunlarında Eşit ve Farklı Sayılardaki Futbolcuların Saha Büyüklüğü Değişkenliklerine Bağlı Fiziksel, Fizyolojik ve Teknik Beceri Yeterliliklerine Etkisinin Değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya haftada 5 gün antrenman yapan U17 yaş grubunda oynayan 8 futbolcu gönüllü (Yaş: 17,40,2, Boy:1783,2cm, Kilo:71,64,6, Vücut Kitle İndeksi: 20.011,03kg/m) olarak katılmıştır. Çalışmaya katılan sporculara 4 hafta 15x25m sahada 4 hafta 18x30m sahada haftada 1 gün 3x3 jokersiz, 3x3+1joker ve 3x3+2jokerli küçük saha oyunları oynatılmıştır. Çalışmalarda 4dk oyun, 4 dk dinlenme aralığı verilmiş, laktat seviyesinin tespiti için oyunlara başlamadan ve oyunlar bitince oyuncuların el parmak uçlarından kan örneği alınmıştır. Çalışmalara başlamadan önce katılımcılara oyunlar hakkında bilgi verilmiş daha sonra random atama ile asil ve joker futbolcular belirlenmiş, oyunculardan çalışmalarda en yüksek eforu sarf etmeleri istenmiştir. Bulgular: Tüm oyun formatlarında ( 3x3, 3x3+1j ve 3x3+2j ) 15x25m sahada yalnızca asil oyuncuların maksimum hız değerlerinde (18,47km/s, 18,27km/s, 19,98 km/s) farklılık tespit edilmiş, asil oyuncuların maksimum hız yanıtlarında istatistiksel olarak farklılık elde edilmiş, oyunlarda en yüksek hızlara 2 joker oyuncunun görev aldığı (3x3+2j) oyunlarda ulaşılmıştır. Sonuç: Sonuç olarak joker oyuncuların oyunlarda görev alması, oyunlardaki joker oyuncu sayıları ve jokerlere uygulanan kuralların hem asil hemde joker pozisyonunda oyayan futbolcuların fizisksel ve fizyoloyik yanıtlarını etkilediği aynı zamanda jokerli ve jokersiz oyuncular ile oynanan oyunlarda grupların teknik beceri performanslarınında farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. ABSTRACT Evaluation of the Effects of Equal and Different Numbers of Football Players on Physical, Physiological and Technical Skill Competencies Depending on Field Size Variability in Small Sided Games Student's Name: Aliasker KUMAK Supervisor: Prof. Dr. Ali KIZILET Department: Physical Education and Sports Purpose: The aim of this research is to evaluate the Effect of Equal and Different Numbers of Football Players on the Physical, Physiological and Technical Skill Competencies Depending on the Variability of Field Size in Small Sided Games. Material and Method: Eight football players in the U17 age group, who train 5 days a week, (age: 17.40.2, height:1783.2cm, weight:71.64.6, body mass index: 20.011.03kg/m) participated in the research voluntarily. Athletes participating in the study were played on the 15x25m field for 4 weeks, on the 18x30m field for 4 weeks, 3x3 no joker, 3x3+1 joker and 3x3+2 joker small sided games once a week. In the studies, 4 minutes of play and 4 minutes of rest were given, and blood samples were taken from the fingertips of the players before and after the games to determine the lactate level. Before starting the studies, the participants were informed about the games, then the main and joker football players were determined by random assignment, and the players were asked to make the highest effort in the studies. Results: In all game formats (3x3, 3x3+1j and 3x3+2j) on the 15x25m pitch, only a difference in the maximum speed values of the main players (18.47km/h, 18.27km/h, 19.98 km/h) and a statistical difference in the maximum speed responses has been observed, and the highest speeds were achieved in games where 2 joker players took part (3x3+2j). Conclusion: As a result, it was determined that the joker players taking part in the games, the number of joker players in the games and the rules applied to the jokers affect the physical and physiologic responses of the players playing in both the noble and wild positions and at the same time, it was determined that there was a difference in the technical skill performances of the groups in the games played with players with and without jokers.

Genel alan bilgisi (GAB) beden eğitimi öğretmenlerinin verimli bir öğretim süreci gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan temel unsurlardandır. Bu çalışmanın amacı beden eğitimi öğretmenleri ve Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Lisans Programı öğrencileri için hentbol GAB testinin geliştirmesi ve testin geçerlik ve güvenirlik analizinin yapılması, aynı zamanda geliştirilen testle beden eğitimi öğretmenlerinin ve Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Lisans Programı öğrencilerinin hentbol GAB düzeylerinin belirlenmesidir.Hentbol GAB testinin geçerlik ve güvenirlik çalışması için üç farklı üniversiteden 67 erkek ve 37 kadın olmak üzere toplam 104 beden eğitimi öğretmen adayı katılımcı olmuştur. Çalışmanın GAB düzeyi belirleme kısmı için farklı illerde görev yapan 154 beden eğitimi öğretmeni ve Türkiye’nin yedi farklı coğrafi bölgesini temsil edecek şekilde belirlenmiş 10 üniversitenin Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Lisans Programında öğrenim gören 813 öğrenci katılımcı olmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ve hentbol GAB testi kullanılmıştır. Hentbol GAB testinin geçerlik ve güvenirlik analizinde Rasch modeli, beden eğitimi öğretmenlerinin ve Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Lisans Programı öğrencilerinin hentbol GAB düzeylerini belirlemek için yapılan analizlerde tanımlayıcı istatistik ve çoklu karşılaştırmalar için tek yönlü ANOVA analizleri kullanılmıştır. Yapılan geçerlik ve güvenirlik analizinde hentbol GAB testinin içinde yer alan 20 sorudan 18’i beklenen değer aralığında bulunmuştur. Uyum indeksleri bakımından yeterli olmayan soruların test dışında bırakılması önerilmektedir. Maddelerin, kişilerin ayırt edicilik ve güven indeksleri yeterli düzeydedir. Yapılan analiz geliştirilen hentbol GAB testinin geçerli ve güvenilir olduğunu ortaya koymaktadır.Araştırma sonucunda; beden eğitimi öğretmenlerinin hentbol GAB ortalaması 12.26 (Ss= 4.10, % 68.11) ve Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Lisans Programı öğrencilerinin ortalaması 9.11 (Ss= 3.63, % 50.61) olarak belirlenmiştir. Beden eğitimi öğretmenlerinin hentbol GAB düzeyleri Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Lisans Programı öğrencilerine göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. (F(1,883)= 91.15, p

Amaç: Çalışmamızın amacı farklı oyun stratejilerinin etkisi doğrultusunda, futbolcuların pozisyonlarına özgü fizyolojik, fiziksel ve taktiksel yüklerin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Seksen Türkiye Süper Ligi U21 takımında oynayan 80 futbolcu (19.35 ± 1.6 yaş, 179.4 ± 2.3 cm, 75.6 ± 4.1 kg; M ± SD) çalışmaya katılmıştır. Takımlar kendi arasında 11v11 sekiz hazırlık maçı yapmışlardır. Bir takım “Topa Sahip olma ve Takım Halinde Savunma” stratejisini uygularken, diğer takım “Savunmada Derinlik ve Kontra atak” stratejisini uygulamıştır. Diziliş “4-2-3-1” olarak sabit tutulmuştur. Bulgular: Oyun stratejilerine göre oyuncu yükü değeri tüm pozisyonlar arasında anlamlı farklılık göstermiştir (p

Amaç: Geçmişte altyapı kategorilerinde lisanslı basketbol oynayan bireylerin, basketbol yaşamlarına profesyonel/amatör düzeyde devam etmeleri ya da sonlandırmalarında, mükemmeliyetçilik ve hedef yönelimi ve sosyodemografik değişkenlerin etkisini ve yaşam

Futbolda iç saha ve dış saha bakımından galibiyeti etkileyen analiz parametrelerinin incelenmesi Öğrenci Adı: Özgün Miraç ÖZÇİLİNGİR Danışman Adı: Doç.Dr. Tuba KIZILET BOZDOĞAN Anabilim Dalı: Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı Amaç: Bu çalışmanın amacı T

Amaç: Amatör futbolcular bağlamında algılanan mobbinge kişilik özelliklerinin nasıl etki edeceğini ortaya koyması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Gereç ve yöntem: Bu çalışma; 2018-2019 futbol sezonu içinde, İstanbul bölgesel amatör liglerinde mücadel

Amaç: Egzersiz Kimliği Ölçeği’nin (EKÖ) psikometrik özelliklerini belirlemek; cinsiyet, egzersiz deneyimi ve BKİ gruplarında fiziksel benlik algısı, egzersizde benlik sunumu ve egzersiz kimliğini karşılaştırmak; fiziksel benlik algısı ve egzersizde benlik

Amaç: Hareket analizinde kullanılan ataletsel ölçüm birimleri, üç boyutlu lineer ivmelenme ve açısal hızlarını dolaylı yoldan ölçmektedir. Veri çoğaltma, eldeki sınırlı mevcut verilerin dönüştürülerek yeni verilerin oluşturulması işlemidir. Bu çalış

Aktif spor yapan ve aktif spor yapmayan spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin uyku kalitesinin incelenmesiÖğrencinin Adı: Melis ÇİFDALÖZDanışman Adı : Doç. Dr. Kamil ERDEMAnabilim Dalı : Beden Eğitimi ve SporAmaç: Bu çalışmada aktif spor yapan ve aktif spor yapmayan Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin uyku kaliteleri incelenmiştir. Çalışmada, spor faaliyetlerinden ve bu faaliyetlerin insan sağlığı üzerindeki etkisinden bahsedilmiştir. Spor faaliyetlerinin etkili olduğu fiziksel ruhsal hastalıklar yer almaktadır. Spor faaliyetlerinde bulunanların bulunmayanlara oranla daha sağlıklı oldukları görülmüştür. Bunun yanında uykunun insan sağlığı üzerindeki etkisinden ve insan vücudunun uykuya olan ihtiyacından bahsedilmiştir. Uykunun fizyolojisi, evreleri, gereksinimleri ile uyku kalitesini etkileyen faktörler açıklanarak uykunun insan vücudu için beslenme ve nefes alma kadar ihtiyaç hissettiği bir olgu olduğu anlaşılmıştır. Çalışmamızda, bu alanda daha önceden yapılmış olan araştırmalara yer verilmektedir. Gereç ve yöntem: Bu araştırmada kullanılan model ilişkisel taramadır. Araştırmanın amacı doğrultusunda NSP (Nottingham Sağlık Profili) ve PUKİ (Pittsburgh Uyku Kalite İndeksi) ölçekleri kullanılmıştır. Araştırmaya 84 kadın 166 erkek olmak üzere toplam 250 katılımcı katılmıştır. Bulgular: Araştırmanın sonucunda aktif spor yapan ve aktif spor yapmayan öğrencilerin uyku süresi puanı ve alışılmış uyku etkinliği puanları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Buna ek olarak sosyal izolasyon puanı, ağrı puanı ve fiziksel aktivite puanları arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Sonuç: Yapılan çalışmalardan anlaşıldığı üzere spor faaliyetlerinde bulunanların uyku kalitesini arttığı ve daha sağlıklı bireyler olduğu ortaya konulmuştur. Spor faaliyetlerinde bulunmak uyku kalitesini, uyku kalitesi ise yaşam kalitesini etkilemektedir. Examination of sleep quality of students faculty of sports sciences who active sports and non-active sportsStudent’s name : Melis ÇİFDALÖZSupervisor : Doç. Dr. Kamil ERDEMDepartment : Physical Education and SportsObjective: In this study, sleep quality of the students of the Faculty of Sport Sciences who do and do not do active sports were investigated. It has been observed that those who do sports activities are healthier than those who do not. By explaining the physiology, stages, requirements and factors affecting sleep quality, it has been understood that sleep is a phenomenon that the human body needs as much as nutrition and breathing. Material and methods: Relational screening model was used in this study. For the purpose of the study, NSP (Nottingham Health Profile) and PUKI (Pittsburgh Sleep Quality Index) scales were used. A total of 250 participants, 84 women and 166 men, participated in the research. Results: As a result of the research, a significant relationship was determined between the sleep duration score and the habitual sleep activity scores of the students who do and do not do active sports. In addition, a significant relationship was found between social isolation score, pain score and physical activity scores.Conclusion: As it is understood from the studies, it has been revealed that the sleep quality of those who participate in sports activities increases and they are healthier individuals. Engaging in sports activities affects sleep quality, and sleep quality affects quality of life.

Farklı Egzersiz Tiplerinin Egzersiz Sonrası Toparlanma Döneminde Kalp Atım Hızı Değişkenliğine Etkilerinin İncelenmesi Öğrencinin Adı: H. Sercan TOPRAKOĞLUDanışmanı: Dr.Öğr. Üyesi S. Orkun PELVANAnabilim Dalı: Beden Eğitimi ve Spor Anabilim DalıÖZETAmaç: Bu çalışmanın amacı; sedanter erkeklerde, aynı süre (6dk) ve şiddet aralığında uygulanan (KAHR’nin %40-60’ı ile) farklı egzersiz tiplerinin(dirençli aerobik-aerobik) toparlanma esnasındaki kalp atım hızı değişkenliği ve nabız üzerine olan etkilerinin incelenmesidir.Gereç ve Yöntem: Araştırmaya 20 yaş ve üzeri spor yapmayan 15 erkek gönüllü kişi katılmıştır. Katılımcılar koşu bandı ve bacak itme protokollerinde 6 dk lık egzersiz protokolünü takiben, 15 dk sırtüstü yatar pozisyonda dinlenmeye alınmışlardır. Egzersiz esnasında ve sonrasında H10 nabız bandı ile veri kaydı alınmıştır. Veriler Kubios HRV 2.2 programı ve Procalsys programlarıyla analiz edilmiştirBulgular: Gönüllüler arasında iki farklı egzersiz protokolü sonrasında parasempatik reaktivasyon belirteçleri olan RR, nabız ve LnRMSS değerleri öncelikle ilk iki dakika ve genel 15 dk lık toparlanma sürecince değerlendirilmiş olup, egzersiz sonrası toparlanmanın hızlı fazında anlamlı farklılıklar görülmüştür. Sonuçlar: Farklı egzersiz tiplerinin akut otonomik toparlanmanın özellikle hızlı fazında, parasempatik reaktivasyon açısından farklılıklara sahip olduğu gösterildi.Anahtar Sözcükler: Aerobik, kalp hızı değişkenliği, toparlanma.--------------------Investigation of the Effect of Different Exercise Types on Heart Rate Variability During Recovery After ExerciseStudent Name: H. Sercan TOPRAKOĞLUSupervisor: Dr. S. Orkun PELVANScientific Department: Physical Education and Sport SciencesABSTRACTPurpose: The aim of this study is that the effects of different types of exercise (resistant aerobic-aerobic running) on heart rate variability and heart rate during recovery in sedentary men, applied for the same duration (6 minutes) and intensity range (with 40-60% of HRR).Methods: Fifteen male volunteers aged 20 and over, who do not do sports, participated in the study. Participants were taken to rest in the supine position for 15 minutes, following the 6-minute exercise protocol on the treadmill and Leg Press. Data recorded with the H10 heart rate band during and after the exercise and it has been analyzed with the programs; Kubios HRV 2.2 and Procalsys.Results: Parasympathetic reactivation markers RR, pulse and LnRMSS values were evaluated primarily during the first two minutes and the general 15 minutes recovery period after two different exercise protocols among the volunteers, and significant differences were observed in the rapid phase of the recovery after exercise.Conclusions: Different exercise types have been shown to have differences in parasympathetic reactivation, especially in the rapid phase of acute autonomic recovery.Keywords: Aerobic, heart rate variability, recovery.

Bu çalışmanın amacı takım sporu yapan ve bireysel spor yapan öğrencilerin algısal motor becerileri ile dikkat özelliklerinin incelenmesidir. Çalışma için takım sporlarından voleybol ve hentbol bireysel sporlardan da eskrim sporu yapan toplamda 65 öğrencin

Amaç: Bu çalışmanın amacı, dikey düzlemde yapılan sıçrama egzersizleri ile yatay düzlemde reformer pilates aleti kullanılarak yapılan sıçrama egzersizleri sırasında oluşan yer tepki kuvvetleri ve quadriceps kas aktivasyon paternlerinin değerlendirilmesidir.Gereç ve yöntem: Çalışmaya 26 lisanslı kadın voleybol oyunucusu (yaş:16,621,65 yıl) dahil edilmiştir. Dikey düzlemde sıçrama (CMJ) ve yatay düzlemde reformer pilates aleti kullanılarak CMJ’nin taklidi, üç farklı yay zorluk seviyesinde yapılmıştır. Sıçramalar esnasında kaydedilen yer tepki kuvvetleri ile kas aktivasyon paternleri; itme, uçuş ve iniş fazlarında değerlendirilmiştir. Yatay düzlemde farklı yay zorluk seviyelerinde yapılan sıçramalar ve CMJ esnasındaki vastus lateralis (VL), vastus medialis (VM) ve rektus femoris (RF) kaslarının maksimum istemli kontraksiyonlarının (MİK) tespiti için Karelerin Ortalamasının Karekökü (KOKK) kullanılmıştır. Bulgular: Yatay düzlemdeki ağır zorluk seviyesinde ve dikey düzlemdeki sıçramalar sırasında oluşan kas aktivasyon paternleri benzer iken (p>0,05), yer tepki kuvvetleri dikey düzlemde daha fazladır (p

Amaç: Bu araştırma, Maksimum oksijen tüketimini belirlemek için kullanılan, indirekt yöntem olan “Yo-yo Aralıklı Toparlanma Testi (seviye-1) (YATT1)” ve “30-15 Aralıklı Fitnes Testi (30-15 IFT)”nin formüller yardımıyla elde edilen MaxVo2 değerleri ile ayn

Amaç: 30-15IFT, 45-15FIT ve koşu bandı testleri ile sporcunun maksimum aerobik süratini belirleyip, bu sonuçlara göre düzenlenen 30-3030-15/PD, 30-3045-15/PD ve 30-30KB/PD koşu antrenmanları uygulayıp, maksimum oksijen tüketim kapasitesini, laktat değerlerini, kalp atım hızlarını, solunum değişim oranlarını, solunum frekanslarını ve algılanan zorluk derecesi değerlerini karşılaştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'nden 18 yaş ve üzeri aktif sporculuğa devam eden 15 erkek öğrenci çalışmaya katılmaya gönüllü oldu. Laktat değerleri, portatif laktat ölçüm cihazıyla, VO2max, gaz analizörüyle, kalp atım hızları ise kalp atış hızı sensörüyle ölçülmüştür. İstatistiksel analizleri SPSS 19.0 paket programı ile yapılmıştır. Nicel değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu ShapiroWilk testi ile normal dağılım göstermeyen değişkenlerin 3 bağımlı grup arası karşılaştırmaları için Friedman testi, 2 bağımlı grup karşılaştırmalarında Wilcoxon testi kullanılmıştır. Bulgular: 30-15IFT, 45-15FIT ve koşu bandı testleri sonunda elde edilen veriler karşılaştırıldığında, MAS (p=0,001), VO2max (p=0,006), test sonu laktat (p=0,019) ve Borg (p=0,011) değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığın olduğu tespit edilmiştir. 30-3030-15/PD ile 30-3045-15/PD antrenmanlar sonunda elde edilen VO2max değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,048).Sonuç: MAS testlerinde en yüksek hıza 30-15IFT testinde, en yüksek VO2max değerine ise 30-3045-15/PD koşularında ulaşılmıştır. Objective: is to determine the maximum aerobic speed of the athlete through 30-15IFT, 45-15FIT and treadmill tests, to apply 30-3030-15/PR, 30-3045-15/PR and 30-30TR/PR running exercises designed in accordance with those results, and to compare the maximum oxygen consumption capacity, lactate values, heart rate, respiratory exchange rate, respiratory frequencies and perceived difficulty values.Materials and Methods: 15 male students aged 18 and over who are active sportsmen studying at Marmara University, Faculty of Sport Sciences volunteered to participate in the study. Lactate values were measured with a portable lactate measuring device, VO2max with a gas analyzer, and heart rates with a heart rate sensor. Statistical analyzes were made with the SPSS 19.0 package program. The ShapiroWilk test was used for compliance of quantitative variables to normal distribution, the Friedman test was used for comparisons of variables that did not show normal distribution between 3 dependent groups, and the Wilcoxon test was used for comparisons of 2 dependent groups. Findings: When the data obtained at the end of 30-15IFT, 45-15FIT and treadmill tests were compared, it was determined that there is a statistically significant difference in the values of MAS (p=0,001), VO2max (p=0,006), end-of-test lactate (p=0,019) and Borg (p=0,011). A statistically significant difference was found in the VO2max values obtained at the end of 30-3030-15/PR and 30-3045-15/PR trainings (p=0,048).Conclusion: In the MAS tests, the highest speed was reached in the 30-15IFT test, and the highest VO2max value was reached in the 30-3045-15/PR runs.

Amaç: Çalışmamızın amacı büyükler kategorisindeki kano, kayak ve kürekbranşlarındaki sporcuların kısa ve uzun mesafe performanslarında kas içi oksijendoygunlukları (%SmO2) ölçülerek sonuçlarının incelenmesidir.Gereç ve yöntem: Çalışmamıza ulusal seviyedeki 30 gönüllü (11 kürek, 11 kayak ve8 kano sporcusu) katılmıştır; yaş 20,53 ± 3,23 yıl, boy 181,70 ± 7,90 cm, kilo 78,60± 11,22 kg ve vücut kitle indeksi (BMI) 23,73 ± 2,37. Çalışmamız karada branşlaraait ergometrelerde yapılan 40 saniye (sn) ve 4 dakika (dk) (sprint- mesafe) testleri ilekano/kayak ve kürek branşlarındaki sporcuların kas içi oksijen saturasyonu durumlarıYKS teknolojisi kullanılarak M. Biceps B. (BB) ve M. Vastus L. (VL) kaslarındaölçülmüştür.Bulgular: Kano ve kayak sporcularının 40sn yüklenme esnasındaki minimuma düşüşhızlarını incelediğimizde, BB (p: ,382) ve VL (p: ,150) için anlamlı farklılıkbulunamamıştır. Kano ve kayak 4dk yüklenme esnasındaki minimuma düşüşhızlarını incelediğimizde ise BB (p: ,045) ve VL (p: ,007) için anlamlı farkbulunmuştur. Kano, kayak ve kürek branşlarını karşılaştırdığımızda BB (p: ,424) veVL (p: ,222) için 40sn yüklenme esnasında minimuma düşüş hızlarında anlamlıfarklılık bulunamamıştır.Sonuç: Sonuç olarak branşlar arası farklılıkların duruş pozisyonu, sporcular arasıkardiovasküler farklılıklar, vücut uzuvları kullanım oranları, dakikada çekilen küreksayısı gibi bir çok faktörün kas içi oksijen saturasyonu oranını etkilediğigörülmüştür.--------------------Objectives: The aim of this study is to compare the results by measuring theintramuscular oxygen saturation (SmO2%) in the short and long distanceperformances of the athletes in canoe, kayak and rowing.Methods: The intramuscular oxygen saturation status of the athletes in canoe / kayakand rowing were measured using the NIRS (near infrared spectroscopy) technologywith 40 second (sec) and 4 minutes (min) (sprint-distance) tests performed on theland with special ergometers of the each branches.Results: Comparing the canoe and kayak branches, there is no significant differencewas found in the drop velocities to minimum, during 40 second sprint for BB (p:,382) and VL (p: ,150). As we compare to 4 minutes performans, a significantdifference was found in both muscles for both branches (BB p: ,045, VL: p: ,007).When we compare the canoe, kayak and rowing, there is no significant differencewas found in the drop velocities to minimum during 40 second sprint for BB (p:,424) and VL (p: ,222).Conclusion: As a result, it is thought that many factors such as differences betweenbranches, posture position, cardiovascular differences between athletes, using ofbody parts, number of stroke per minute affect the value of intramuscular oxygensaturation.

Amaç: Propriyoseptif egzersizler, genç sporcularda yaralanmaların önlenmesi ve atletik performansın gelişimi için önem taşımaktadır. Yapılan çalışmalarda propriyoseptif egzersizlerin sporcuların motorik özelliklerine olumlu etki ettiği gösterilmiştir. Bu tezin amacı instabil zeminde uygulanan, propriyoseptif ve nöromüsküler koordinasyon antrenman programının, tek bacak dikey sıçrama performansı ve bacak kuvvetine etkisini incelemektir.Gereç ve yöntem: Araştırmaya, antrenman grubu (AG) ve kontrol grubu (KG) olarak toplam 22 kişi (yaş: 15,86±1,08 yıl; boy: 181,25±6,75 cm; vücut ağırlığı: 75,10±13,74 kg) katılmıştır. AG (n=10) ve KG (n=12) en az üç yıl lisanslı hentbol oynayan farklı hentbol takımı oyuncularından oluşturulmuştur. KG (n=12) ise klasik hentbol antrenmanı yapan sporculardan oluşturulmuştur. Antrenman grubu 8 haftada, haftada 3 gün ve 2 saat süreyle toplam 24 antrenmana katılmıştır. Katılımcıların ön-son testlerinde dikey sıçrama ve bacak kuvveti ölçümleri alınmıştır.Bulgular: Gruplar arası yapılan analizlere göre antrenman grubu tek bacak dikey sıçrama ve bacak kuvveti ölçümlerinde kontrol grubuna göre, anlamlı düzeyde gelişim göstermiştir (p

Amaç: Araştırmanın birinci amacı, Beden Eğitiminde Öz-Yeterlik, Diğer-Yeterlik ve İlişki Temelli Öz-Yeterlik Ölçekleri ile Beden Eğitimi Öğretmeninden Algılanan Destekleyici ve Kısıtlayıcı Güdüsel İklim Ölçeği’nin Türkçe formlarının geçerlik ve güvenirliğ

Amaç: Sunulan çalışmada; Ay yerçekimi analoğu ve Dünya yerçekimi pozisyonunda, cimnastik sporcuları ve sedanter bireylerin, zihinden çıkarma ve göz kapalı görevlerini gerçekleştirdiği esnada ölçülen EEG sinyalleri ile; pozisyonun, katılımcıların ve görevlerin sınıflandırılması amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Çalışmada 3 cimnastik sporcusu ve 3 sedanter birey yer aldı. EEG kaydı, katılımcıların Ay yerçekimi analoğu ve Dünya yerçekimi pozisyonunda 180 saniye göz kapalı, 60 saniye zihinden çıkarma görevi icrası sırasında alındı. EEG sinyalleri 250, 500, 750, 1000, 1500, 2000, 3000 ve 4000 ms lik zaman pencerelerine ayrıldı ve her pencereye Yaklaşık entropi uygulandı. Her zaman penceresinde 16 EEG kanalına uygulanan Yaklaşık entropi değeri makine öğrenimine girdi olarak verildi ve 23 farklı sınıflandırıcı algoritması ile test edildi.Bulgular: Cimnastik sporcuları ve sedanter bireyler; Dünya ve Ay koşulunda göz kapalı ve çıkarma görev icrasını gerçekleştirdiği esnada %95’ in üzerinde, Dünya ve Ay pozisyonu; göz kapalı ve çıkarma görev icrası sırasında %95’ in üzerinde, göz kapalı ve çıkarma görev icrası sırası; Dünya ve Ay pozisyonunda %90’ın üzerinde doğruluk ile sınıflandırılmıştır. Zaman pecereleri genişledikçe sınıflandırma başarısı artış göstermiştir.Sonuç: Tüm zaman pencerelerinde EEG sinyallerine uygulanan Yaklaşık entropi değeri ile; katılımcıların, pozisyonun ve görevlerin yüksek doğruluk yüzdesi ile sınıflandırılması beyin yapısının pozisyona bağıl şekilde konumlanmasının neden olabileceği bilişsel süreç yapısı hakkında bilgi vermektedir.--------------------Objective: The purpose of this study to classify the position, participants and tasks by the measured EEG signals while the gymnastic and sedentary participants performed the subtruction and eyes-close tasks in the Moon gravity analogue and Earth gravity position.Material and methods: 3 gymnastic athletes and 3 sedentary participants were included in the study. The EEG was measured during the participants' Moon gravity analogue and the Earth gravity position while the participants performing 180-second eyes-closed, 60-second Subtraction task. The EEG signals were divided into 250, 500, 750, 1000, 1500, 2000, 3000 and 4000 ms time windows and the Approximate entropy (ApEn) algorithm was applied to each window. ApEn value applied to 16 EEG channels in each time window was used as input to machine learning and tested with 23 different classifier algorithms.Results: Gymnastic athletes and sedentary participants; It was classified over 95% accuracy when performing the eyes-close and subtraction task in the Earth and Moon conditions. In the Earth and Moon positions; It was classified over 95% accuracy when performing eyes-close and subtraction task. Eyes-closed and subtraction task; classification scores were over 90% accuracy in the Earth and Moon position.Conclusion: Classification of participants, positions and tasks, with a high percentage of accuracy through approximate entropy applied to EEG signals in different all-time windows; provides information about the cognitive process structure that may be caused by the positioning of the brain structure relative to the position.

Amaç: Bu doktora tezinin amacı, sporcularda prososyal ve antisosyal davranışların belirlenmesinde bireysel ve sosyal faktörlerin rolünün incelenmesidir. Bu kapsamda üç çalışma yapılmıştır. İlk çalışmada “Yarışma Yönelimleri Ölçeği” ve “Ahlaki Atmosfer Ölç

Öğrenci Adı: Esra CANDanışman: Prof. Dr. Ali KIZILETAnabilim Dalı: Beden Eğitimi ve Spor Anabilim DalıAmaç: Günümüzde spora ve sağlığa verilen önemin gittikçe artmasıyla birlikte, sporsektöründe faaliyet gösteren işletmelere olan ilgi de artmaktadır. Spor işletmelerininhem ekonomik, hem ticari, hem de sosyal açıdan kazanabilmeleri için verdiklerihizmetin kalitesinin oldukça yüksek olması gerekir. Bu çalışmadaki amaç, hizmetkalitesinin spora bağlılık üzerindeki etkisini ortaya koymaktır.Gereç ve Yöntem: Bu araştırma, İstanbul ili Anadolu yakasında faaliyet gösteren sporsalonlarında düzenli olarak antrenman yapan bireyler ile gerçekleştirilmiştir.Araştırma verilerini toplamak için anket tekniği kullanılmıştır ve toplamda 417 adetveri elde edilmiştir. Elde edilen verileri analiz etmek için SPSS 21.0 ve AMOS 20.0istatistik programları kullanılmıştır. Analiz sonrası açımlayıcı ve doğrulayıcı faktöranalizleri yapılmıştır. Verilerin model ile uyumunu sağlamak için yapılanmodifikasyonlar ile birlikte her iki ölçek için geçerlilik ve güvenilirlik analizleriyapılmıştır. Geçerlilik ve güvenilirlik analizlerini müteakiben normallik ve betimleyiciistatistikler ele alınmıştır. Devamında çalışmaya ait hipotezlerin testi için korelasyonve regresyon analizleri yapılmıştır.Bulgular ve Sonuç: Elde edilen sonuçlar, hizmet kalitesinin spora bağlılığın artmasınadoğrudan etkisi olduğunu, ölçeklere ait tüm değişkenlerin yüksek düzeyde güvenilirolduğunu ve ölçeklerin çarpıklık ve basıklık değerlerinin büyük oranda normaldağıldığını göstermiştir.--------------------Student’s name: Esra CANAdvisor: Prof. Dr. Ali KIZILETDepartment: Department of Physical Education and SportObjective: Nowadays, with the increasing importance given to sports and health, theinterest in businesses operating in the sports sector is also increasing. In order forsports businesses to earn economically, commercially and socially, the quality of theirservice must be quite high. The purpose of this study is to reveal the effect of servicequality on sports commitment.Methods: This research was carried out with individuals who regularly train in sportshalls operating in the Anatolian side of Istanbul. Survey technique was used to collectresearch data and a total of 417 data were obtained. SPSS 21.0 and AMOS 20.0statistical programs were used to analyze the data obtained. Exploratory andconfirmatory factor analyzes were made after the analysis. Along with themodifications made to ensure compliance of the data with the model, validity andreliability analyzes were performed for both scales. Following the validity andreliability analysis, normality and descriptive statistics were discussed. Subsequently,correlation and regression analyzes were performed to test the hypotheses of the study.Findings and Results: The results showed that service quality had a direct effect onthe increase of sports commitment, all variables of the scales were highly reliable, andthe skewness and kurtosis values of the scales were mostly normally distributed.

Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Bölümlerine Göre Finansal Bilgi Düzeyi ve Tutumlarının İncelenmesi Öğrencinin Adı : Sonnur DÜZGÜN Danışmanı : Dr. Öğr. Üyesi Serap MUNGAN AY Anabilim Dalı : Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı ÖZET Amaç: Spor bil

Amaç: Rekreasyon alanı kullanımına ilişkin parklarda ve kent ormanında yürüme fiziksel aktivitesi yapan bireylerin katılım engellerinin ve motivasyonun yaşam becerilerini geliştirmede etkisinin incelenmesi. Gereç ve yöntem: Araştırmada Neulinger’in(1974)

Amaç: Bu çalışmada ülkemizde Racketlon sporunu aktif olarak yapan sporcular incelenmiş, bu sporun sporcular üzerinde yarattığı psikolojik etkilerin akış deneyimine göre incelenmesi tezin genel konusunu oluşturmuştur. Çalışmada dört farklı raket sporunun (

Genç Futbolculara Uygulanan On Haftalık Bilinçli Farkındalık Eğitim Programının Sporda Güdülenme ve Bilinçli Farkındalık Üzerindeki Etkisi Amaç: Bu çalışmanın amacı on haftalık bilinçli farkındalık eğitim programının genç futbolcuların sporda güdülenme

Amaç: Bu çalışmanın amacı sporcularda akıldışı performans inançları ile tükenmişlik arasındaki ilişkide tutkunluk türlerinin aracılık etkilerini ve bu değişkenlerin cinsiyet, spor türü ve spor deneyimine göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 6 branştan (basketbol, voleybol, hentbol, okçuluk, taekwondo ve yüzme) 113 kadın (X̄yaş = 22.44 ± 3.42) ve 140 erkek (X̄yaş=22.74 ±3.62) olmak üzere toplam 253 sporcu (X̄yaş= 22.61 ± 3.38) katılmıştır. “Kişisel Bilgi Formu”, “Akıldışı Performans İnançları Envanteri-2”, “Sporcu Tükenmişlik Ölçeği” ve “Tutkunluk Ölçeği” tüm katılımcılara uygulanmıştır. Verilerin analizinde bağımsız örneklemlerde t test ve bootsrap yöntemi kullanılmıştır.Bulgular: Analiz sonuçlarına göre akıldışı performans inançları, tükenmişlik ve tutkunluk alt boyutlarında cinsiyete göre farklılık bulunmuştur (p0,05), tutkunluk alt boyutlarında farklılık vardır (p0,05). Aracılık testi sonuçlarına göre, talepkarlık, felaketleştirme ve düşük tolerans ile toplam tükenmişlik, duygusal / fiziksel tükenme, azalan başarı hissi ve duyarsızlaşma arasındaki ilişkiye uyumlu tutkunluk aracılık etmektedir. Takıntılı tutkunluk ise talepkarlık, felaketleştirme ve düşük tolerans ile duygusal /fiziksel tükenme arasındaki ilişkiye aracılık etmektedir. Takıntılı tutkunluğun talepkarlık ile toplam tükenmişlik arasındaki ilişkide de aracılık etkisi vardır.Sonuç: Sonuç olarak, sporcuların sahip oldukları akıldışı inançların, yaptıkları spora olan tutkunlukları aracılığıyla tükenmişlikleri üzerinde etkili olduğu söylenebilir.--------------------Purpose: The aim of this study was to investigate the relationship between the irrational performance beliefs and burnout in athletes, and the mediating role of passion in this relationship. The study was also aimed to examine differences in these variables in terms of sex, sport type and sport experiences.Methods: A total of two hundred fifty three athletes, consisting of one hundred thirteen female (Mage = 22.44 ± 3.42) and one hundred forty male (Mage = 22.74 ± 3.62), from six different branches (basketball, volleyball, handball, archery, taekwondo and swimming) participated in the study. "Personal Information Form", "Irrational Performance Beliefs Inventory-2", "Athlete Burnout Questionnaire" and "Passion Scale" were administered to all participants. The independent sample t test and Bootstraping method were used to analyze the data.Results: There was a significant difference in passion subscales in terms of sex, sport type and sports experince (p < 0,05). The burnout scores were differed with regard to sex and sport experince (p< 0,05), but not sport type (p>0,05). While there was a significant difference in irrational performans beliefs subscales in terms of sex (p

Amaç: Karate kumite de, baskın bacağın önde ve arkada olduğu gard pozisyonlarında uygulanan kizami zuki (KZ) yumruk vuruş tekniğindeki bacak itiş gücünün, yumruk hızı ve diğer parametrelerle olan ilişkisinin incelenmesidir. Gereç ve yöntem: Araştırmaya ya

PROFESYONEL FUTBOL KULÜPLERİNDE TRANSFERDEN SORUMLU KİŞİLERİN, TRANSFER GÖRÜŞMELERİ ESNASINDA KULLANDIKLARI MÜZAKERE TEKNİKLERİNİN İNCELENMESİ Öğrencinin Adı: Yunus Emre AK Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Ümit ORHAN Anabilim Dalı: Beden Eğitimi ve Spor Amaç: Bu

Amaç: Bu çalışmada voleybolcu kadınların sportif ve toplumsal deneyimleri, toplumsal cinsiyet perspektifi yönünden incelenmiştir. Kadın sporcuların yaşam deneyimleri üzerinden Türkiye’de voleybolun kadın sporu olarak kurumsallaşmasına etki eden sosyal faktörlerin ve voleybolun kadınların kimlik ve statüsünde yarattığı etki ve dönüşümlerin açığa çıkarılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada amaçlı örneklem uygulanmıştır. Örneklem grubu 1980-2019 yılları arasında, 30-67 yaş aralığında en az 10 sene voleybol deneyimi olan 15 kadın sporcudur. Çalışma nitel araştırma yöntemine -fenomenolojik desen- göre tasarlanmıştır. Veri toplama aracı olarak “yarı yapılandırılmış görüşme formu” kullanılarak derinlemesine görüşmelerle sahadan araştırma sorusuna uygun veriler elde edilmiştir. Ses kayıtlarıyla elde edilen görüşmeler içerik çözümlemesiyle sınıflandırılarak temalara ayrılmıştır. Bulgular: Dört başlık altında temalara ayrılmıştır. Çözümlenen temalar sırasıyla şu şekildedir: “voleybolda toplumsallaşma süreçleri”, “voleybolcu kadınların perspektifinden toplumsal cinsiyet”, “voleybolun kimlik ve statü kazanımına etkileri”, “voleybol branşına dair sorunlar ve beklentiler”. Kadın voleybolcuların toplumsallaşma süreçlerinde toplumsal cinsiyet ilişkilerine bağlı kuşaklararası farklılıklar ve süreklilikler yaşandığı, Türkiye’de voleybolun cinsiyete ilişkin yaygın kültürel anlamların yeniden üretildiği bir sosyal alan olduğu ve kadınsı bir spor pratiği olarak anlamlandırıldığı görülmektedir. Kamusal alanda temsil/kimlik/görünürlük, gelir kazanımlarıyla birlikte evde ve voleybolda toplumsal cinsiyet rollerinin tekrarlandığı ve sporcuların yıldırma ve tacize maruz kalmaları elde edilen bulgulardır. Sonuç: Voleybol;sosyal kimlik ve statü, toplumsal/dikey hareketlilik, temsil/özdeşleşme (filenin sultanları) ve kamusallaşma ekseninde kadın ve spor ilişkisinde pozitif işlevlere sahip bir sosyal kurum biçiminde ortaya çıkmaktadır. Son tahlilde; kadın sporcuyu görünür kılan ve toplumdaki temsil düzeyini arttıran voleybolun diğer yandan yaygın toplumsal cinsiyet algısını toplumda ve kendi bünyesindeki söylemlerle yeniden ürettiğini ileri sürmek mümkündür. Türkiye’de voleybol ve kadın ilişkisi toplumsal algıda, spora özgü kültürel dinamiklerde, medyada ve spor endüstrisinde cinsiyetçi bir eksende yeniden inşa edilmektedir.--------------------Aim: In this study, the sports and social experiences of volleyball women were examined from a gender perspective. It is aimed to reveal the social factors affecting the institutionalization of volleyball as a women's sport in Turkey through the life experiences of women athletes and the effects and transformations of volleyball on women's identity and status.Materials and Methods:Purposeful sample was applied in this study. The sample group consists of 15 female athletes between the ages of 30-67 who have at least 10 years of volleyball experience between 1980-2019. The study is designed according to the qualitative research method–phenomenological pattern. A “semi-structured interview form” was used as data collection and data suitable for the research question was obtained from the through in-depth interviews. Interviews obtained by audio recordings are classified by content analysis and divided into themes. Results:The findings are divided into themes under four headings. The resolved themes are as: “socialization processes in volleyball”, “gender from the perspective of volleyball women”, “effects of volleyball on identity and status acquisition”, “problems and expectations of volleyball industry”. In socialization processes of women volleyball players, there are intergenerational differences and continuity related to gender relations,in Turkey volleyball is a social field in which widespread cultural meanings related to gender are reproduced and it is understood as a feminine sports practice. Representation/identity/visibility and income gains in public sphere, gender roles at home and volleyball are repeated and athletes are exposed to mobbing and harassment. Conclusions: Volleyball emerges in the form of a social institution with positive functions in relationship between women and sports on axis of social identity, status, social/vertical mobility, representation/identification (Sultans of the net) and forms of publicization. In the final analysis it is possible to argue that volleyball makes female athletes visible and increases the level of representation in the society on the other hand reproduces the widespread gender perception in society and within its own body.

Beden eğitimi derslerinde model temelli yaklaşımlar kullanılmasının öğrencilerin derste edindikleri bilgi, tutum ve davranışları dersin ötesine aktarabilme konusunda önemli katkılar sağladığı vurgulanmaktadır. Macera Temelli Öğrenme Modeli de öğrencilere, kişisel ve kişiler arası ilişki becerileri kazandırmak ve duyuşsal alan becerilerini geliştirmek için planlanmış etkinlikler dizisi içeren öğrenci merkezli bir öğretim modelidir. Bu çalışmanın amacı beden eğitimi ve spor dersinde, 8 derslik Macera Temelli Öğrenme Modeli ünitesi boyunca ortaokul 5. Sınıf öğrencilerinin kişisel ve kişiler arası ilişki becerilerinin gelişimine etkisini incelemektir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Çalışma grubunu İstanbul’da bir ortaokulda öğrenim gören 21 beşinci sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Macera Temelli Öğrenme Modeli ünitesi boyunca, beden eğitimi ve spor dersinde haftada iki saat olmak üzere dört hafta boyunca öğrencilere iletişim, işbirliği, güven ve problem çözme temalarına uygun olarak modelin pedagojik adımları uygulanmıştır. Katılımcılardan, iletişim, işbirliği, güven ve problem çözme becerilerine yönelik bakış açılarını ortaya koyabilmeleri için bu temalara uygun olarak hikâye yazmaları ve çizim günlüğü yapmaları istenmiştir. Hikâyeler, çizim günlükleri, bu ürünlerin içerdikleri anlamları açığa çıkarmaya yönelik yapılan yarı-yapılandırılmış görüşmeler, tartışma seanslarındaki öğrenci görüşleri ve araştırmacının uygulama sürecinde tuttuğu alan notları araştırmanın veri toplama araçlarını oluşturmuştur. Elde edilen veriler sürekli karşılaştırma yöntemiyle incelenmiştir. Bulgular, Macera Temelli Öğrenme Modeli ile katılımcı ortaokul öğrencilerinin, doğru iletişim kurmalarına, işbirliği içinde çalışmalarına, yardımlaşma, karar verme ve sorumluluk becerilerinin gelişmesine, problem çözme konusunda gelişim göstermelerine, kendilerine olan öz benlik ve özsaygı kavramlarına olumlu katkılar sağladığını ortaya koymaktadır. Öğrencilerin Macera Temelli Öğrenme Modeli ünitesi boyunca kişisel ve kişiler arası ilişki becerilerine değer verdikleri, bu beceriler arasında bağlantı kurabildikleri ve bu becerileri hayatlarıyla bağdaştırabildikleri görülmektedir. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar, Macera Temelli Öğrenme Modelinin, iletişim, bireysel farklılıklara karşı duyarlılık, işbirliği, sorumluluk, adil oyun anlayışı ve problem çözme gibi beden eğitimi ve oyun dersinin kazanımlarıyla uyumlu becerilerin gelişimlerine katkı sağladığını göstermektedir. Bu bağlamda Macera Temelli Öğrenme Modelinin, beden eğitimi ve spor dersi hedeflerine bütünsel olarak ulaşmak adına uygulanabilir ve etkili bir pedagojik model olduğu düşünülmektedir.--------------------It was emphasized that using model-based approaches in physical education lessons provides important contributions to students’ knowledge, attitudes, and behaviors that they have learned in class. Adventure Based Learning Model is a student-centered teaching model that includes a series of activities planned to acquire intrapersonal and interpersonal relationship skills. The purpose of this study was to examine the development of intrapersonal and interpersonal relationship skills of fifth grade students throughout a 8-lesson Adventure Based Learning Model unit. Research designed qualitatively and case study was used. Participants were 21 fifth grade students studying at a secondary school in Istanbul. Throughout the Adventure Based Learning Model unit, the model was applied pedagogically to the students in accordance with the themes of communication, cooperation, trust, and problem solving for four weeks, two lessons a week in physical education and sports class. The participants were asked to write a story and draw a photovoice in accordance with these themes in order to reveal their perspectives on communication, cooperation, trust and problem solving skills. Stories, photovoices, semi-structured interviews to reveal the meanings of these products, student views in the discussion sessions, and notes of the researcher's field during the application were the data collection tools of the research. The data obtained were analyzed by constant comparison method. The findings reveal that, with the Adventure-Based Learning Model, participating secondary school students make positive contributions to the correct communication, to work in cooperation, to develop cooperation, decision making and responsibility skills, to develop problem solving, and to the concepts of self-esteem and self-respect. It was seen that students value intrapersonal and interpersonal relationship skills, can connect and relate these skills with their lives throughout Adventure Based Learning Model unit. As a result show that the Adventure Based Learning Model contributes to the development of skills compatible with the achievements of physical education and game lessons such as communication, sensitivity to individual differences, cooperation, responsibility, fair play understanding, and problem-solving. In this context, Adventure Based Learning Model was thought to be a feasible and effective pedagogical model in order to achieve the goals of physical education and sports lessons as a whole.

Bu araştırmada amaç çocuklarda ve ebeveynlerinde fiziksel aktivite düzeyini belirlemek, yaş gruplarına ve cinsiyete göre karşılaştırmaktır. Ayrıca anne-babanın eğitim düzeyi, beden kütle indeks (BKİ) değerleri ve aktivite düzeyi ile çocuğun aktivite puanlarının ilişkisine bakmaktır. Bu araştırma İstanbul ili, Pendik ilçesi, Muhsin Yazıcıoğlu Ortaokulu'nda yapılmıştır. Araştırmanın örneklem grubu yaşları 10-13 arasında olan, tabakalı örnekleme yöntemiyle ve her tabakadan basit rastgele yöntemle orantılı olarak seçilmiş olan 300 öğrenci ve 600 ebeveynden oluşmaktadır. Araştırmaya katılan çocukların fiziksel aktivite düzeyleri için Özdöl (2009) tarafından geliştirilen Çocuklar İçin Fiziksel Aktivite Anketi kullanılmıştır. Aileler için Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi uygulanarak fiziksel aktivite düzeyleri belirlenmiştir (International Physical Activity Questionnaire-IPAQ). Kız ve erkek öğrencilerin beden kütle indeks değerlerinin istatistiksel açıdan anlamlı bir farka sahip olmadıkları görülmüştür. 8. Sınıf (13 yaş) erkek öğrencilerin kız öğrencilerden daha uzun oldukları bulunmuştur. Erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha aktif olduğu ve FA hakkında daha bilinçli ve olumlu tutuma sahip olduğu ve 6. Sınıf (11 yaş) ve 8. Sınıf (13 yaş) erkek öğrencilerin daha aktif olduğu bulunmuştur. Tüm sınıflardaki öğrencilerin BKİ normal değerlerde bulunmuş olup yaşla birlikte artma eğilimi gösterdiği belirlenmiştir. FAA1 sonuçlarının yaşı büyüdükçe azaldığı, FAA2 puanları ise yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık göstermediği belirlenmiştir.Fiziksel aktivite halk sağlığı ile ilişkili olduğu, öneminin tüm kesimlerce kavranması ve bu amaçla bilinçlenmeyi artırıcı çalışmalar yapılması gerektiği düşünülmektedir.--------------------It is to determine the level of physical activity in children and their parents and compare them by age groups and gender. In addition, it is to look at the relationship between the education level of the parents, body mass index (BMI) values and activity level and the activity scores of the child.This research was conducted in Istanbul province, Pendik district, Muhsin Yazıcıoğlu Secondary School. The sample group of the study consists of 300 students and 600 parents, whose ages are between 10-13 years, selected by the stratified sampling method and proportional to the simple random method. The Physical Activity Questionnaire for Children developed by Özdöl (2009) was used for the physical activity levels of the children participating in the research. An International Physical Activity Questionnaire (IPAQ) was applied to determine the level of physical activity of families.It was observed that the body mass index values of female and male students did not have a statistically significant difference. It was found that 8th grade (13 years) male students were taller than female students. It was found that male students are more active than female students and have a more conscious and positive attitude towards FA, and 6th grade (11 years old) and 8th grade (13 years old) male students are more active. BMI of students in all classes was at normal values and it was determined that it tended to increase with age. It was determined that the FAA1 results decreased as the age grew, and the FAA2 scores did not differ significantly between age groups.It is thought that physical activity is related to public health, its importance should be understood by all segments, and studies aiming to raise awareness should be done for this purpose.

Amaç: Bu tez çalışmasının amacı, Türkiye'de farklı kategori ve liglerde çalışan voleybol antrenörleri arasındaki sosyo – ekonomik ve iyilik hali yönünden benzerlikler ve farklılıklar incelenmiştir. Bu bağlamda Türkiye'deki voleybol antrenörlerinin farklı değişkenlere göre karşılaştırılması ve bulguların mesleki eğitimlerine rehber olması amaçlanmıştır. Ayrıca tez sonuçlarıyla bu konuda daha sonra yapılacak araştırmalar için bir kaynak oluşturulması hedeflenmiştir.Gereç ve Yöntem: Birinci aşamada, tezin kavramsal çerçevesi ortaya konup, tezin literatür taraması yapılmıştır. İkinci aşamada, veri toplama aracı olarak ölçek ve anket tekniği uygulanmıştır. Çalışmamızda antrenörlere göre geliştirilen `Kişisel Bilgi ve Görüş Formu` ve Gönülaçar (2010)'un `T.V.F. Antrenör Kurslarından Mezun Olan Voleybol Antrenörleri İle M.E. B. Voleybol Etkinlikleri İçerisinde Yer Alan Beden Eğitimi Öğretmenleri Arasındaki Bazı Sosyo-Ekonomik Ve Eğitim Düzeylerinin Karşılaştırılması ` başlıklı Yüksek Lisans tezi çalışmasında oluşturdukları Voleybol Antrenörlerinin Sosyo-Ekonomik ve Eğitim Düzeyleri anketi (Ek 1) ve Corbin ve arkadaşları (2005) tarafından hazırlanan ve Odabaş'ın 2017 yılında geçerlilik ve güvenirlilik çalışması yaptığı İyilik Hali Kendini Algılama Ölçeği (Ek 2) uygulanmıştır.Üçüncü aşamada, anket verileri SPSS programında analiz edilmiştir. Dördüncü aşamada ise analizlerin sonuçları tartışılmıştır.Bulgular ve Sonuç: Voleybol antrenörlerinin özellikle yaşa bağlı olarak duygusal ve zihinsel iyilik hallerinin değiştiği görülmüştür. 18-30 yaş aralığında yer alan antrenörlerin 41-50 ile 61 yaş ve üzerinde yer alan antrenörlere kıyasla zihinsel ve duygusal açıdan kendilerini daha kötü hissetmektedirler. Objective: As the purpose of this study, the socio-economic well being of the coaches who are working in different volleyball leagues in Turkey had been investigated and the similarities have been understood.In this context, the goal had been defined as finding the similarities and differences for guiding to vocational training. In addition, with the results of the thesis, it had been aimed to create a resource for future research on this subject.Materials and Methods: In the first stage, the conceptual framework of the thesis had been revealed and the literature review of the thesis had been made.In the second part, Personal Information and Opinion Form had been used which has been developed by Personal Information and Opinion Form (Appendix-1) in thesis named as `T.V.F. Volleyball Coaches with M.E. B. Comparison of Some Socio-Economic and Educational Levels Among Physical Education Teachers in Volleyball Activities ` and The Wellness Self-Perception Scale (Appendix 2), which was prepared by Corbin et al have been used in the questionnaire. In the third stage, survey data had been analyzed in SPSS program. In the fourth stage, the results of the analyzes have been discussed.Findings and Results: It was observed that the emotional and mental well-being of the volleyball coaches changed especially depending on the age. The trainees in the 18-30 age range feel more mentally and emotionally worse than the coaches aged 41-50 to 61 years and over. 99

Amaç: Bu tez çalışmasının amacı, Türkiye'de faaliyet gösteren gençlik ve spor kulüplerinde görev yapan spor yöneticilerinin, coğrafi bölgelere göre yönetim yeterlikleri ve eğitim düzeyleri açısından karşılaştırılarak incelenmesidir.Gereç ve Yöntem: Birinci aşamada; araştırmanın temellendirilmesi ve belirlenen amaca ulaşılabilmesi için çalışma ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. İkinci aşamada; veri toplama aracı olarak anket tekniği uygulanmıştır. Üçüncü aşamada; anket verileri SPSS programında analiz edilmiştir. Dördüncü aşamada ise analizlerin sonuçları tartışılmıştır. Çalışmada 2018-2019 döneminde görev yapan spor yöneticilerine, `Kişisel Bilgi ve Görüş Formu` ile `Spor Kulübü Yöneticilerinin, Eğitim Durumları ve Yeterlilikleri Biçimleri Ölçeği` uygulanmıştır.Bulgular: Türkiye'deki spor yöneticilerinin bölgelere göre demografik özellikleri, kişisel bilgileri, eğitim durumları ve yönetsel yeterlikleri ile ilgili frekans ve yüzdeleri ve bazı değişkenlerin aritmetik ortalamaları belirlenmiştir. Spor yöneticilerinin, coğrafi bölgelere göre; cinsiyet, yaş, medeni durum, kulüpteki görevi, yöneticilikteki görev süresi, spor yönetimi ile ilgili seminer-kurs vb. etkinliğe katılma ve eğitim durumları vb. gibi değişkenlerine göre anket değişkenlerinin dağılımı t testi ve one-way anova testi ile değerlendirilmiştir.Sonuçlar: Türkiye'deki spor yöneticilerinin demografik özellikleri, eğitim durumları ve yönetsel yeterlikleri, coğrafi bölgelere göre değişiklikler göstermektedir. Araştırma sonuçları doğrultusunda öneriler sunulmuştur.Anahtar Sözcükler: Spor, Spor Yöneticisi, Yönetici Yeterliği Objective: The aim of this thesis is to in youth and sports clubs operating in Turkey serving sports managers to examine in terms of management qualifications and educational levels compared by in Turkey geographic regions.Materials and Methods: In the first stage; In order to ground the research and reach the determined goal, a literature review was conducted. In the second stage; Questionnaire technique was used as a data collection tool. In the third stage; survey data were analyzed in SPSS program. In the fourth stage, the results of the analyzes are discussed. In the study, `Personal Information and Opinion Form` and `Educational Status and Competency Forms Scale of Sports Club Managers` were applied to the sports managers working in 2018-2019 period.Findings: According to the demographic characteristics of sports administrators in Turkey, personal information, training frequency and percentages related to the status and managerial competencies and the arithmetic mean of the number of variables is determined. According to the geographical regions of sports managers; gender, age, marital status, his duty in the club, his term of office in management, seminar-course about sports management, etc. the distribution of the questionnaire variables according to variables such as participation in the activity and educational status were evaluated with the t test and the one-way anova test.Conclusions: The demographics of sports managers in Turkey, education and managerial competencies, demonstrate vary by geographic region. In line with the results of the research, suggestions are presented.Key Words: Sports, Sports Managers, Qualifications Of Managers 200

Hızla değişen dünyada öğrencilerin ve öğretmenlerin ihtiyaçları da değişmektedir. Öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak içinde öğretmenlerin öğretim yaptıkları alanda üst düzey bilgiye sahip olmaları gerekmektedir. Üst düzey bilgi ediniminin başında alan bilgisi ve alt boyutları olan genel alan bilgisi (GAB) ve özelleşmiş alan bilgisi (ÖAB) gelmektedir. Alan bilgisi öğrencilerin öğrenme düzeyini etkileyen ve belirli bir konunun etkili bir şekilde öğretimi için gerekli bilgilerin başında gelir. GAB, öğretmenin neyi öğreteceğini; ÖAB ise genel alan bilgisini öğretmenin nasıl öğreteceği konusunu belirtmektedir. GAB alt boyutları; a) oyun kuralları bilgisi, görgü ve güvenlik kuralları bilgisi, b) teknik ve taktik bilgisinden oluşurken ÖAB alt boyutlarını a) öğrenci hataları bilgisi, b) öğretim tasarımı ve sunumu bilgisinden oluşturmaktadır. Beden eğitimi öğretmenliği öğrencilerinin öğretmen yetiştiren kurumlardan mezun olmadan önce yeterli alan bilgisine sahip olmaları gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümlerinde fiziksel aktivite ve spor derslerini yürüten öğretim elemanlarının öğrettikleri spor dalına yönelik sahip oldukları GAB ve ÖAB’nin alt boyutu olan öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi ile öğrenci hataları bilgisi düzeylerinin, öğrencilerinin GAB ve ÖAB düzeyleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesidir.Araştırmanın örneklemini; 2019-2020 eğitim öğretim yılında Türkiye’de beş farklı coğrafi bölgede bulunan dokuz üniversitenin Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümünde öğrenim gören, cimnastik, futbol ve voleybol derslerini başarıyla tamamlamış 2, 3, ve 4. sınıf öğrencilerinden 819 öğrenci (voleybol 291, cimnastik 330 ve futbol 198) ile aynı dersleri veren 23 öğretim elemanı (cimnastik n=9, futbol n=6 ve voleybol n=8) oluşturmuştur. Öğrenciler 18 – 32 (Ör; 18 - 32 (Ort = 21.04; Ss = 1.60) yaş aralığındadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak cimnastik, futbol ve voleybol spor dallarına ait GAB testleri ve içerik haritası kullanılmıştır.Verilerin analizinde öğretim elemanları ve öğrenciler arasındaki GAB, ÖAB alt boyutu olan öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi ve öğrenci hataları bilgisi düzeylerini ölçmek için tanımlayıcı istatistik ve Spearman farklar korelasyon analizleri kullanılmıştır.Araştırmanın sonucunda; öğretim elemanlarının öğrettikleri spor dalına yönelik (cimnastik, futbol ve voleybol) sahip oldukları GAB düzeyleri ile öğrencilerin GAB düzeyleri arasında istatistiksel olarak yüksek düzeyde pozitif yönde ilişki bulunmuştur (cimnastik r=.82, futbol r=.94, voleybol r=.85).Cimnastik spor dalında öğretim elemanlarının öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi düzeyleri ile öğrencilerin ÖAB düzeyleri arasında pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur (r=.77). Cimnastik spor dalında öğretim elemanlarının sahip oldukları öğrenci hataları bilgisi düzeyleri ile öğrencilerin GAB düzeyleri arasında istatistiksel olarak yüksek düzeyde anlamlı bir korelasyon bulunmuştur (r=.87). Cimnastik spor dalında öğretim elemanlarının öğrenci hataları bilgisi düzeyleri ile öğrencilerin ÖAB alt boyutu olan öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi düzeyleri arasında pozitif yönde ilişki bulunmuştur (r=.77). Diğer spor dallarında ilişki bulunmamasının nedeni öğretim elemanlarının derslerini planlarken ÖAB odaklı değil de daha çok öğrencinin spor becerisi ve performansına odaklı dersler planladığı düşünülmektedir. Futbol spor dalında öğretim elemanlarının öğrettikleri spor dallarına yönelik sahip oldukları ÖAB alt boyutu olan öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi düzeyleriyle öğrencilerin GAB düzeyleri arasında istatistiksel olarak yüksek ve anlamlı düzeyde korelasyon bulunmuştur (r=.93). Futbol spor dalında öğretim elemanlarının öğrenci hataları bilgisi düzeyleriyle öğrencilerin GAB düzeyleri arasında istatistiksel olarak yüksek düzeyde anlamlı korelasyon tespit edilmiştir (r=.94). Futbol spor dalında öğretim elemanlarının öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi düzeyleriyle öğrencilerin ÖAB düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı bir korelasyon bulunmuştur (r=.75). Voleybol spor dalında öğretim elemanlarının öğrenci hataları bilgisi düzeyleriyle öğrencilerin GAB düzeyleri arasında istatistiksel olarak yüksek düzeyde anlamlı bir korelasyon tespit edilmiştir (r=.93). Sonuç olarak; Türkiye’de ve Dünya’da Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Lisans Programları incelendiğinde her ülkenin kendine özgü bir eğitim sistemi olsa da dersleri planlarken öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi ve öğrenci hataları bilgisi odaklı derslerini planlamadıkları düşünülmektedir. Yapılan çalışmanın bulguları incelendiğinde öğretim elemanları derslerini planlarken öğretim tasarımı ve sunumu bilgisi odaklı derslerini planlaması gerekliliği önerilirken ayrıca ilk defa incelenen ÖAB’nin alt boyutu olan öğrenci hataları bilgisi odaklıda derslerini planlaması önerilmektedir. Ayrıca üniversiteler kendi bünyesinde ve Yüksek Öğrenim Kurumu tarafından ÖAB odaklı mesleki gelişim programları hazırlanmalı ve belirlenen aralıklarla öğretim elemanlarını bu programlara dahil edilmesi önerilmektedir.--------------------Examining the Relationship between Instructors’ Knowledge of Student Errors and Pre-service Physical Education Teachers’ Depth of Content KnowledgeIn our rapidly changing world, the needs of students and teachers vary. In order to meet the needs of students, it is of critical importance for teachers to have a high level of knowledge in the field they teach. This high level knowledge acquisition primarily includes content knowledge and its sub-dimensions consisting of common content knowledge (CCK) and specialized content knowledge (SCK). Content knowledge is one of the main factors that influences students’ learning level and is crucial to teach a particular subject effectively. CCK specifies what the teacher will teach while SCK explains the way a teacher can teach this common content knowledge. The sub-dimensions of CCK include a) the knowledge of game rules, etiquette and safety rules b) the knowledge of techniques and tactics. On the other hand, the sub-dimensions of SCK are a) the knowledge of student errors b) the knowledge of instructional task and representation. It is also essential for students at Physical education department to have sufficient content knowledge before graduating from teacher training institutions. The aim of this study is to determine the relationships between CCK and SCK levels of the instructors who teach physical activity and sport in physical education and sports teaching departments related to the sport branch they teach, students' errors and CCK and SCK levels of students. The sample of the study consisted of a total of 819 sophomore, junior, and senior students including 291 students from volleyball branch, 330 students from gymnastics branch and 198 students from football branch studying in the 2019-2020 academic year at 9 universities, located in five different geographical regions of Turkey, with physical education and sports teaching departments, and 23 instructors who teach in the same sports branches including gymnastics (n=9), football (n=6) and volleyball (n=8). The students were aged between 18 and 32 (m= 21.04; Sd = 1.60).The data collection tools used in the study included common content knowledge (CCK) tests regarding the sports of gymnastics, football and volleyball, and content map. In the analysis of the data, descriptive statistical analysis and Spearman correlation are used to find out the relationships between the instructors’ and students’ common content knowledge, specialised content knowledge and knowledge of students’ errors.As a result of the study, a high level of positive correlation is found between the CCK levels of the instructors regarding the sport branch they teach (gymnastics, football and volleyball) and the CCK levels of the students (gymnastics r = .82, soccer r = .94, volleyball r = .85). Regarding gymnastics sports, a positive relationship was found between the instructors’ knowledge of instructional task and representation and the students' SCK levels (r = .77). In terms of gymnastics branch, a statistically high level of significant correlation was found between the instructors’ knowledge level of students' errors and the CCK levels of the students (r =.87). Also, in gymnastics sports, a positive correlation was found between the instructors’ knowledge level of students' errors and the students’ knowledge level of instructional task and representation, which is the sub-dimension of SCK (r = .77). On the other hand, it is believed that the reason why there is no relationship according to the other sports branches is that the instructors plan their lessons focusing on the students’ sports skills and performances, rather than specialised content knowledge. Regarding football branch, a statistically high and significant correlation was found between the level of instructional task and representation knowledge, which is a sub-dimension of SCK, which the instructors have about the sports branches they teach and the students' CCK levels (r = .93). In terms of football branch, a statistically high level of significant correlation was found between the instructors’ knowledge level of students' errors and the students' CCK levels (r= .94). Also, in football, a positive significant correlation was found between the instructors’ knowledge level of instructional task and representation and the students' SCK levels (r = .75). Regarding volleyball branch, a statistically high level of significant correlation was found between the instructors’ knowledge level of students' errors and the students' CCK levels (r= .93). Consequently, when Physical Education and Sports Teacher Education Programs in Turkey and in the world are examined, it is believed that although each country has its own unique system of education, lessons are not planned based on the instructional task and representation knowledge and students' errors. Considering the findings of the study, it can be recommended that instructors should plan their lessons based on instructional task and representation knowledge while planning their lessons, and besides they should plan their lessons focusing on the knowledge of students' errors, a sub-dimension of SCK, which was examined for the first time. In addition, professional development programs focusing on SCK should be prepared by universities and the Higher Education Institution, and the instructors should be included in these programs at specified intervals.

Amaç: Sosyal medya, günümüzdeki en etkili iletişim araçlarından biridir. Bu çalışmada, Eczacıbaşı VitrA Spor Kulübünün kurumsal iletişim aracı olarak kullandığı resmi sosyal medya platformları olan Facebook, Twitter, Instagram ve YouTube hesapları üzerinden elde edilen verilerin, hesapların kullanım düzeyleri açısından incelenerek yorumlanması amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanıldı. Kulübün resmi sosyal medya hesaplarının açıldığı 2012 yılından 19 Mayıs 2020 tarihine kadar olan süreçte elde edilen veriler, doküman haline getirilip içerik analizi yöntemine göre kodlanarak; başarı, görünüm, hesap içeriği, paylaşım türü ve karşılaştırma olmak üzere 5 (beş) ana tema altında ele alındı.Bulgular: Başarı temasına göre, Türkiye ve dünyada elde ettiği sayısız başarılar ile Türk kadın voleyboluna ve ülke başarısına büyük katkı sağladığı; görünüm temasına göre, eksikliklere rağmen erişilebilir olduğu; hesap içeriği temasına göre, dünyada ilk üç arasında yer aldığı; paylaşım türü temasına göre, sosyal medya hesaplarının çok aktif bir şekilde kullanıldığı ancak bazı paylaşım türlerinde eksiklikler olduğu; karşılaştırma temasına göre, 2019 FIVB Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda ilk beşte bulunan spor kulüpleri arasında ilk iki sırada yer aldığı belirlendi.Sonuç: Bu çalışma, kadın voleybol spor kulüplerinin sosyal medya kullanım düzeylerine ilişkin, ülkemizde gerçekleştirilen ilk çalışmadır. Elde edilen bulguların, spor kulüplerinin iletişim noksanlıklarını gidererek paydaşlarıyla daha etkili iletişim kurmalarına yardımcı olabileceğini düşünüyoruz.--------------------Objective: Social media is one of the most effective means of communication today. In this study, it is aimed to examine and interpret the data obtained through Facebook, Twitter, Instagram and YouTube accounts, which are the official social media platforms used by Eczacıbaşı VitrA Sports Club as a corporate communication tool, in terms of the usage levels of the accounts.Material and methods: In the study, descriptive survey model, one of the qualitative research methods, was used. The data obtained during the period from 2012 when the official social media accounts of the club were opened until May 19, 2020, were documented and coded according to the content analysis method; It was handled under 5 (five) main themes: success, appearance, account content, sharing type and comparison.Results: Success contacted by Turkey and the Turkish women's volleyball and contribute greatly to the country's success with numerous achievements gained in the world; According to the theme of appearance, it is accessible despite shortcomings; ranked among the top three in the world according to the theme of account content; According to the theme of the type of sharing, social media accounts are used very actively, but there are deficiencies in some types of sharing; According to the comparison theme, it has been determined that it is in the top two places among the top five sports clubs in the 2019 FIVB Women's World Club Championship.Conclusion: This study is the first study conducted in our country on the social media usage levels of women's volleyball sports clubs. We think that the findings obtained can help sports clubs to communicate more effectively with their stakeholders by eliminating their communication gaps.

Amaç: Bu çalışmanın amacı 14-17 yaş arası sporcularda antrenör-sporcu ilişkisi kalitesinin ahlaki karar alma tutumlarını ve saldırgan davranışları belirlemedeki rolünü ve bu değişkenlerin cinsiyet, spor türü, spor deneyimi ve antrenörle çalışma süresine göre değişip değişmediğini incelemektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 229 erkek (X̄yaş = 15.24 ± 1.03) ve 54 kız (X̄yaş = 15.83 ± 1.02) olmak üzere toplam 283 sporcu katılmıştır. Katılımcılara kişisel bilgi formu ile birlikte, Antrenör- Sporcu İlişkisi Envanteri, Altyapı Sporlarında Ahlaki Karar Alma Tutumları Ölçeği-2 ve Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği uygulanmıştır. Verilerin analizinde çoklu hiyerarşik regresyon ve bağımsız örneklerde t testi kullanılmıştır. Bulgular: Yapılan analiz sonuçlarına göre, antrenör-sporcu ilişkisinin bağlılık alt boyutunun ahlaki karar alma tutumlarının hileyi benimseme alt boyutunun olumlu yordayıcısı, yakınlık alt boyutunun ise hileyi benimsemenin olumsuz yordayıcısı olduğu, ayrıca bağlılık alt boyutunun saldırganlığın sözel saldırganlık, öfke, fiziksel saldırganlık alt boyutlarının ve genel saldırganlığın negatif yordayıcısı olduğu görülmüştür (p

Günümüzde hayatımızın her alanında teknolojiyle iç içe büyüyen bir nesil yetişmektedir. Bu neslin ihtiyaçları ve bu ihtiyaçları öğrenme tarzları da farklılaşmaktadır. Eğitim sisteminde her zaman “nasıl daha iyi öğretilebilir” olgusu sorgulanmakta ve yeni arayışlara girilmektedir. Gelenekselleşen öğretim modelleri ve metotları teknoloji çağı çocuklarına yeni bilgileri öğretmede artık yetersiz kalmakta ve onların öğrenme tarzlarına çoğu zaman uymamaktadır. İşte bu öğrenme tarzına ayak uydurma çabaları içerisinde yeni bir öğrenme modeli olan mobil öğrenme kavramı ortaya çıkmıştır. Eğitimde mobil cihazlar öğretimin sadece sınıfla sınırlı kalmasını ortadan kaldırıp her an ve her yerde bilgiye ulaşma imkânı sağlamaktadır. Mobil öğrenme, zamandan ve mekândan bağımsız olarak öğrenme fırsatı tanımasından dolayı kişiye zamansal ve mekânsal olarak tasarruf sağlamaktadır. Bireyi bir mekânla sınırlamamak da bilgiye her zaman ulaşabilme fırsatı sunmaktadır. Okullarda öğretilmek istenilen bilgi ve beceriler de oyunlar, videolar, animasyonlar vb. mobil uygulama ve araçlar sayesinde daha eğlenceli ve daha etkili bir şekilde öğretilebilmektedir. Bu çalışmanın amacı; mobil teknolojisi destekli öğretimin beden eğitimi ve spor derslerinde, 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin hentbolda pas, top sürme, 7 metre atışı, şut, ve aldatma performanslarına etkisini görmektir. Araştırmanın örneklemini, 2019-2020 eğitim-öğretim yılı Bursa ili İnegöl ilçesi evreni oluşturmaktadır. Bu evren içinden örneklemi araştırmaya gönüllü olarak katılan 7. ve 8. sınıf (12-14 yaş) 32 ortaokul öğrencisi oluşturmaktadır. Uygulamalar 5 hafta boyunca ders programına uygun olarak ikişer saatlik (40+40 dakika) beden eğitimi ve spor derslerinde mobil teknolojisi uygulaması Coach’s Eye (koç gözü) kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın nicel bölümünde öğrencilere kontrol grupsuz öntest-sontest (1. ve 7. haftalar) desen uygulanmıştır. Ön test- son test olarak Mülazımoğlu (2007) tarafından geliştirilen hentbol beceri testi uygulanmıştır. Nicel veriler üzerinde yapılan analiz sonuçlarına göre; öğrencilerin ön test -son test sonuçlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu, tespit edilmiş ve öğrencilerin performanslarında artış olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın nitel bölümünde ise öğrencilere deneyimlerini öğrenmek amacıyla birer hafta arayla uygulama sonlarında yansıtıcı günlük soruları sorulmuştur. Nitel verilerin çözümlenmesi için içerik analizi kullanılmıştır. Yapılan nitel analiz sonuçlarına göre genel olarak öğrenme-öğretme ortamında kullanılan mobil uygulama teknolojisinin, öğrenciler üzerindeki etkisinin yüksek olduğu ve genelde olumlu sonuçlar doğurduğu görülmüştür. Mobil uygulama teknolojisi kullanımının, özellikle öğrencilerin motivasyonunu arttırdığı, bilgiye hızlı bir şekilde ulaşılabilmelerine fırsat verdiği ve derse olan ilgilerinde artış gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.--------------------Today, in every one of our lives, a generation that grows with technology grows. The learning styles required by this generation also differ. The concept of “how to be better taught” is always questioned for educational purposes and enters new searches. Traditional knowledge teaching models and methods are no longer sufficient to teach new age information to technology-age children, and time fits according to their learning styles. Here is a new learning model, the mobile learning stage has emerged. Mobile devices in education should eliminate the limitation of teaching to the classroom. Mobile learning has been defined as an opportunity to learn independently of time and space. Not limiting the individual to a space. Games, videos, animations, etc. Thanks to the mobile application and tools can be taught more fun and more effective way. The aim of this study; mobile technology assisted physical education and sports classes, 7th and 8th graders handball pass, top riding, 7 meter shot, smash, and deception is to see according to their performance. Use the sample of the research in the universe of Inegöl district of Bursa province in 2019-2020 academic year. For 7th and 8th grade (12-14 years) 32 middle school students. Applications For 5 weeks, in accordance with the syllabus, they work on mobile technology application Coach Eye in physical education and sports classes in two skies (40 + 40 minutes). Pretest-posttest (1th and 7th weeks) patterns were applied. Handball skill test provided by Mülazımoğlu (2007) was applied as pre-test and post-test. According to the results of the analysis on quantitative places; It was found that there was a significant difference as made in the results of pre-test-post-test before. In the qualitative part of the study, students were asked reflective daily questions at the end of the application with one week intervals to learn their experiences. Content analysis was used to analyze the qualitative data. According to the results of the qualitative analysis, it is seen that the mobile application technology used in the learning-teaching environment has a high impact on the students and generally has positive results. It has been concluded that the use of mobile application technology increases the motivation of students, enables them to reach information quickly and increases their interest in the course.

Yetişkin Sporcularda Tutkunluk ile Kaygı Arasındaki İlişkide Stresle Başa Çıkma Stratejilerinin Aracılık Rolü Fahri ŞAHİN, Danışman: Prof. Dr. F. Hülya AŞÇI, Beden Eğitimi ve Spor Anabilim DalıÖZETAmaç: Bu çalışmanın amacı yetişkin sporcularda tutkunluk ile kaygı arasındaki ilişkide stresle başa çıkma stratejilerinin aracılık etkilerini ve bu değişkenlerin cinsiyet, spor türü ve spor deneyimine göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya bireysel spor ve takım sporu yapan 147 kadın (Xyaş: 20,65 ± 3,76) ve 190 erkek (Xyaş: 21,02 ± 3,90) olmak üzere toplam 337 sporcu (Xyaş: 20,86 ± 3,84) katılmıştır. Katılımcılara “Tutkunluk Ölçeği”, “Sporda Stresle Başa Çıkma Stratejileri Envanteri” ve “Sporda Kaygı Ölçeği-2” ile “Kişisel Bilgi Formu” uygulanmıştır. Verilerin analizinde bootsrap yöntemi ve bağımsız örneklemlerde t test kullanılmıştır. Bulgular: Yapılan analizlerde stresle başa çıkma ve kaygı alt boyutlarında cinsiyet, spor türü ve spor deneyimine göre farklılık bulunmuştur (p0,05), spor türü ve spor deneyimine göre anlamlı farklılık vardır (p

Amaç: Bu tezin amacı; güreş milli takımlarında çeşitli dönemlerde yer almış ve halen güreş milli takımında bulunan 18 yaş üstü erkek güreşçilerin özgüven seviyelerinin başarı algılarına etkisinin incelenmesidir. Araştırmada; 18 yaş üstü erkek Güreş milli Takımı sporcularına yapılacak Özgüven Ölçeği ve Başarı Algısı envanteri yardımıyla, Türkiye Güreş Milli Takımlarında farklı zamanlarda bulunmuş ve halen güreş milli takımında olan 18 yaş üstü erkek güreşçilerin, spor hayatlarındaki kazanımlarında psikolojik yeteneklerden özgüvenin performanslarına ve başarılarına sağladığı yardımı belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda güreş milli takımında yer almış ve halen güreş milli takımında olan 18 yaş üstü erkek güreşçilerin özgüven seviyeleri ve başarı algıları tespit edilerek kıyaslamalar uygulanmıştır. Sportif Özgüven Ölçeği ile ulaşılan sonuçlar ile Başarı Algısı Envanteri ile ulaşılan sonuçlar arasında bulunan bağ Pearson Çarpım Moment Korelasyon testi ile doğruluğu sağlanmıştır. Sonuçların analiz edilmesinde ticari lisanslı istatistiksel hesaplamalar yapabilen yazılımlar kullanılmıştır. Bulgular ve sonuçlar: Çalışma neticesinde 18 yaş üstü erkek güreşçilerin yaşları, maddi kazançları ve eğitim seviyelerine oranla özgüven seviyelerinde anlamlı bir fark tespit edilememiştir. Ancak Başarı Algısı Toplam Puanı ile Sportif Özgüven Ölçeği sonuçlarında pozitif yönde, normal seviyede anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Araştırma sonucunda ulaşılan neticelerle birlikte, 18 yaş üstü erkek Güreş Milli Takımı sporcularının, sportif özgüven düzeyleri ve başarı algıları arasında olumlu yönde korelasyon tespit edilmiştir. Aim: The aim of this thesis is to research the self confidence level of sportsmen who took part in national wrestling teams. By the help of this study the self confidence scale and success perception inventory of a sportsmen who took part in national wrestling team is measured through the psychological ability in their sports career and the contribution of their self confidence to their performance.Results: In this research the self confidence level of the sportmen who took part in national wrestling team and the perception of success is determined and compared. The relationship between the score which is obtained from the Sports Self confidence scale and the perception of success inventory is being tested with the analysis of Pearson Multiplication Moment Correlation. To analyse the data commercial licence statistical software programmes are used. Discussion: As a result of the research, there is no significant difference in the level of self-confidence of wrestlers according to age, income and education level.However, there is a positive and moderate relationship between the perception of achievement total score and Sportive Self-confidence Scale. This result shows us that with the increase in the sports self-confidence level of the Wrestling National Team athletes, the perception of success will increase positively. 84

Spor Merkezi Sahiplerinin Özel Spor Merkezi Kurmasındaki MotivasyonlarıÖğrencinin Adı: Yusuf Ziya ÜZÜMDanışman Adı: Doç. Dr. Mehmet M. YORULMAZLARAmaç: Bu araştırmanın amacı, spor merkezi sahiplerinin özel spor merkezi kurma konusundaki motivasyonlarının neler olduğunu araştırmaktır. Bu doğrultuda özel spor merkezi kurmak isteyen kişilerin bu konudaki eğilimlerinin nedenini ortaya çıkarmaktır. Gereç ve yöntem: Birinci aşamada çalışmanın kavramsal çerçevesi ortaya konulmuş ve çalışmanın literatür taraması yapılmıştır. İkinci aşamada, veri toplama aracı olarak görüşme formu yaklaşımı modeli kullanılmıştır. İlk olarak spor merkezi sahipleriyle birebir görüşme yapılmış ve katılımcılara ucu açık sorular sorulmuştur. Üçüncü aşamada sorulardan elde edilen veriler betimleme analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Dördüncü aşamada sonuçlar tartışılmıştır.Bulgular: Spor merkezi sahiplerinin spor merkezi kurmalarına neden olan motivasyonları incelendiğinde katılımcıların büyük çoğunluğunun sosyal statü elde etmek için bu girişimde bulunduğu ve aynı zamanda birçoğunun spor ile ilgili bir eğitim ya da sertifikasyona sahip oldukları görülmüştür.Sonuç: Bu çalışmada spor merkezi kurmaya karar vermeden önce geçmişlerinde spor ile uğraştıkları, spor ile ilgili herhangi bir eğitim aldıkları ve çevresel faktörlerinde etkisiyle spor merkezi kurmaya karar verdikleri sonucu ortaya çıkmaktadır.--------------------The Motivation of Sports Center Owners to Establish a Private Sports Center Student Name: Yusuf Ziya ÜZÜMName of Supervisor: PhD. Mehmet M. YORULMAZLARObjective: The purpose of this study is to investigate the motivation of sports center owners to establish a private sports center. For this purpose, it is aimed to reveal the reasons of the tendency of the people who want to establish a private sports center.Material and methods: First stage, the conceptual framework of the study has been presented and the literature review of the study has been made. Second stage, the interview form approach model was used as a data collection tool. First, one-on-one interviews were made with the sports center owners and open-ended questions were asked to the participants. In the third stage, the data obtained from the questions were analyzed using the descriptive analysis method. In the fourth step, the results of the analysis are discussed. Results: When the motivations of sports center owners to establish a sports center were examined, it was seen that the majority of the participants took this initiative to obtain social status and at the same time, many of them had a training or certification related to sports.Conclusion: In this study, it is revealed that before deciding to establish a sports center, they had been doing sports in their past, had trained related to sports, and decided to establish a sports center due to environmental factors.