Search

Bu çalışmanın amacı Bilinçli Farkındalık Temelli Beceriler Programı'nın (MBSP) genel anksiyetesi yüksek olan üniversite öğrencilerindeki çeşitli süreçlere etkisini incelemektir. Çalışma için MBSP uygulanmış ve eğitimin öncesinde/ sonrasında ölçümler alınmıştır. Ayrıca yaygın anksiyete seviyesi düşük olan üniversite öğrencilerinden de ölçümler alınarak sağlıklı kontrol grubu oluşturulmuştur ve sonuçları eğitim alan öğrencilerle karşılaştırılmıştır.Çalışmada hem psikolojik süreçler (algılanan stres ve öznel iyi oluş hali) hem de üst bilişsel süreçler (üst biliş inançları ve bilme hissi) ele alınmıştır. Katılımcılar 1253 üniversite öğrencisinin (714 kadın, 531 erkek) katıldığı iki aşamalı değerlendirme sürecinden geçerek seçilmiştir. Öncelikle Bahçeşehir Üniversitesi'nde Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Padua Envanteri-Revize (PE-R) ve Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği (LSKÖ) ölçekleri uygulanmıştır, ve sonrasında çıkan sonuçlar Mini Uluslararası Nöropsikiyatrik Görüşme (MINI)ile teyit edilmiştir. Tanı almamış fakat yaygın anksiyetesi yüksek olan (BAÖ puanı 16 üzeri olan) 13 üniversite öğrencisi yedi-haftalık Bilinçli Farkındalık Temelli Beceriler Programı'na katılmışlardır. Program'ın öncesinde ve sonrasında katılımcıların algılanan stresleri, üst-biliş inançları ve öznel iyi oluş halleri Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ), Üst-Biliş Ölçeği-30 (MCQ-30) ve Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği (PANAS) ölçekleri kullanılarak katılımcılardan incelenmiştir. Bunun yanısıra Bahçeşehir Üniversitesi'ndeki Beyin ve Biliş Laboratuvar'ında geliştirilen bir bilgisayar programı kullanılarak semantik ve episodik hafızada Bilme Hissi ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar hem öncesi ve sonrası olarak hem de sağlıklı kontrol grubuyla karşılaştırılmıştır. Araştırma sonucu gösteriyor ki MBSP sonrasında yaygın anksiyetesi yüksek öğrencilerin BAÖ'de ve MCQ-30'un 'düşünceleri kontrol etme ihtiyacı' alt ölçeğinde anlamlı değişiklikler bulunmuştur. İstatiksel olarak anlamlı olmamasına rağmen katılımcıların ASÖ, MCQ-30'un diğer alt ölçekleri ve PANAS'ın Negatif Duygu alt ölçeği sonuçlarında olumlu yönde önemli değişiklikler rapor edilmiştir. Yaygın anksiyete ve sağlıklı kontrol grupları karşılaştırıldığında yaygın anksiyetede, 'tehlikenin kontrol edilemezliği' üst-biliş alt ölçeğinde, algılanan streste ve öznel iyi oluş halinde anlamlı farklılıklar bulunmuştur. The aim of the current study was that the effectiveness of Mindfulness-based Skills Program (MBSP) on various processes of university students who had high generalized anxiety symptoms. For the study, MBSP was implemented and several measurements were obtained at the before and after program. Furthermore healthy control group was constituted from university students of low generalized anxiety, same measurements obtained and their results were compared with intervention group.In the study, both psychological processes (perceived stress and subjective well-being) and metacognitive processes (metacognitive beliefs and feeling of knowing) were considered. Participants selected with going through two-stage processes in which 1253 university students (714 women, 531 men) attended. Firstly Beck Anxiety Scale (BAI), Leibowitz Social Anxiety Scale (LSAS), Beck Depression Inventory (BDI) and Padua Inventory-Revised (PI-R) were implemented and then obtained results were confirmed with MINI International Neuropsychiatric Interview (MINI). 13 university students who had undiagnosed high generalized anxiety (more than 16 scores from BAI) attended the MBSP. Participant's perceived stress, metacognitive beliefs and subjective well-being were examined with using Perceived Stress Scale (PSS), Metacognitive Questionnaire-30 (MCQ-30) and Positive and Negative Affect Schedule Scale (PANAS) before and after the MGSP. Besides feeling of knowing in episodic and semantic memory was measured with a computer program which was developed by Brain and Cognitive Lab in Bahçeşehir University. Acquired results were compared with both before/ after mindfulness program and intervention/ healthy control group. The result of the current study indicated that BAI and 'need to control thoughts' of MCQ-30 sub scale of university students who had high generalized anxiety were founded significant changes after the MBSP. Important changes of PSS, other sub scales of MCQ-30 and Negative Affect sub scale of PANAS were reported positively in despite of not statistically significant. When comparing between generalized anxiety and healthy control groups, the significant differences of generalized anxiety, 'uncontrability of danger' in the sub scale of metacognitive beliefs, perceived stress and subjective well-being were founded. 181

Bu çalışmanın amacı, ilkokul öğretmenlerinin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olan çocukları tanımalarında cinsiyet önyargılarının incelenmesi üzerinedir. Bunun yanı sıra, öğretmenlerin DEHB tanısı olan çocuklarla ilgili geçmiş deneyimleri, bağlanma stilleri (kaçınan ve kaygılı bağlanma) ve öz yeterlilikleri gibi yordayıcı değişkenlerin DEHB alt tipi- dikkat eksikliği- olan kız öğrencilerin uzmana yönlendirilmesinde ve sınıf içi aktivitelere katılmasındaki rollerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Örneklem grubu, özel ve devlet okullarında çalışan 100 (85 Kadın, 15 Erkek) ilkokul öğretmeninden oluşmuştur. Araştırma verileri; demografik bilgi formu, görsel derecelendirme ölçeği, doğru/yanlış, çoktan seçmeli ve açık uçlu soruları içeren kısa hikâyeler, Öğretmen Öz yeterlilik Ölçeği, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II ve DEHB ile ilgili deneyim sorularından oluşmaktadır. Yapılan analizler sonucunda, öğretmenlerin dikkat eksikliği olan kız öğrencileri tanımakta başarısız oldukları, öğretmenlerin bileşik alt tipte, kızları daha az tanıdıkları, ve hiperaktivite alt tipinde kızları erkeklerden daha fazla tanıdıkları bulunmuştur. Bu bulgulara ek olarak, öğretmenlerin öz yeterliliğinin ve kaygılı bağlanma stilinin, dikkat eksikliği olan bir kız öğrenciyi uzmana yönlendirmede yordadığı bulunmuştur. Ayrıca öğretmen öz yeterliliğinin, dikkat eksikliği olan bir kız öğrenciyi sınıf içi aktivitelerine katmada yordayıcı değişken olduğu bulunmuştur. Araştırma sonuçları, tartışma kısmında, ilgili literatür çerçevesinde tartışılmıştır. Elde edilen bulguların, sınıf öğretmenleri tarafından dikkat eksikliği olan kızların semptomlarının tanınması, uzmana yönlendirilebilmelerine ve sınıf içi aktivitelerine katılabilmelerine katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Çalışmanın güçlü, zayıf yanları ve katkıları tartışılmıştır.Anahtar sözcükler: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Cinsiyet Önyargısı, Öğretmen, Tanıma, Öğretmen Özyeterliliği, Bağlanma Stilleri The present study aims to examine gender bias in terms of teachers' recognition of Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder (ADHD) which essential for as only a timely successful treatment plan will help the children to avoid the negative consequences of suffering from ADHD later in life. Additionally, the current study examined the role of predictors which are teachers' past experiences, attachment styles (attachment anxiety and attachment avoidance) and sense of efficacy of referral for specialist and also integration of girl with inattentive presentation of ADHD.The sample of the study consisted of 100 (85 females, 15 males) private and public primary school teachers. The data gathered by demographic information form, vignettes with including multiple choice, visual analogue scales, true/false and open-ended questions, Turkish Version of the Teachers' Sense of Efficacy Scale (TTSES), Experiences in Close Relationships Inventory- Revised (ECR-R) and experiences about ADHD questionnaire.Analysis of the study revealed that, teachers failed to recognize girl with inattentive presentation of ADHD. Teachers recognized combined presentation in girls significantly less, and they recognized hyperactive presentation in girls significantly more than other presentations of ADHD vignettes. In addition to this finding, further analysis revealed that teachers' sense of efficacy and anxious attachment style were positive predictors for teachers' successful referral of a girl student with inattentive presentation of ADHD. Also results indicated that teachers' sense of efficacy was a positive predictor of teachers' willingness integrating girl students with inattentive presentation of ADHD into classroom activities. The results were discussed with context of relevant literature. It is believe that findings would contribute to teachers for successful management of ADHD for inattentive girls. The strengths, weakness as well as implications of the findings were discussed.Keywords: Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder, Gender Bias, Teacher, Recognition, Teachers' Sense of Efficacy, Attachment Style 109