362 results on '"ALKAN, MEHMET"'
Search Results
102. A new Late Antique Property Inscription from the Isaurian City of Germanicopolis Recording a Landlord by the Name of Nikopssianis Owner of a Proastion/Topothesia
- Author
-
Alkan, Mehmet, primary
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
103. Monitoring Of Crust Movements Along The North Anatolian Fault BoluÇorum Segment By GNSS Method
- Author
-
Aladoğan, Kayhan, primary, Tiryakioğlu, İbrahim, additional, Yavaşoğlu, Hakan, additional, Alkan, Reha Metin, additional, Alkan, Mehmet Nurullah, additional, Köse, Zafer, additional, İlçi, Veli, additional, Ozulu, İbrahim Murat, additional, Tombuş, Fazlı Engin, additional, and Şahin, Murat, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
104. Parerga to the Stadiasmus Patarensis (13): The road system in the mountainous area of Alacadağ in central Lycia and the roads indicated in the Vita of Nicholas of Sion
- Author
-
Takmer, Burak and Alkan, Mehmet
- Subjects
myra ,central lycia ,ancient ways ,vita of nicholas of sion ,antik yollar ,lcsh:DE1-100 ,stadiasmus patarensis ,roma yolları ,lcsh:History of the Greco-Roman World ,orta lykia ,roman roads ,Stadiasmus Patarensis ,Roman roads ,Central Lycia ,Vita of Nicholas of Sion ,Alacadağ ,Myra ,alacadağ ,sionlu nikolaos - Abstract
This contribution introduces the Roman road connecting Myra to inner Lycia via the mountainous area of Alacadağ. The road called “Gâvuryolu” by the native population is already known, but has not been surveyed in its entirety and has not been fully published before. Therefore one of the main aims of the Stadiasmus Patarensis Project was to re-examine the route in connection with other Roman roads discovered around Alacadağ in 2010-2011. In addition, the secondary ways known in the mountainous area through which the main road passes are introduced, along with some newly discovered pathways. The authors discuss, finally, how these ways should be located in relation to the narrations regarding the routes recorded in the Vita of Saint Nicholas of Holy Sion, and some unsolved localizations in relation to these events.
- Published
- 2013
105. Point-based and model-based geolocation analysis of airborne laser scanning data
- Author
-
Sefercik, Umut Gunes, Buyuksalih, Gurcan, Jacobsen, Karsten, Alkan, Mehmet, Sefercik, Umut Gunes, Buyuksalih, Gurcan, Jacobsen, Karsten, and Alkan, Mehmet
- Abstract
Airborne laser scanning (ALS) is one of the most effective remote sensing technologies providing precise three-dimensional (3-D) dense point clouds. A large-size ALS digital surface model (DSM) covering the whole Istanbul province was analyzed by point-based and model-based comprehensive statistical approaches. Point-based analysis was performed using checkpoints on flat areas. Model-based approaches were implemented in two steps as strip to strip comparing overlapping ALS DSMs individually in three subareas and comparing the merged ALS DSMs with terrestrial laser scanning (TLS) DSMs in four other subareas. In the model-based approach, the standard deviation of height and normalized median absolute deviation were used as the accuracy indicators combined with the dependency of terrain inclination. The results demonstrate that terrain roughness has a strong impact on the vertical accuracy of ALS DSMs. From the relative horizontal shifts determined and partially improved by merging the overlapping strips and comparison of the ALS, and the TLS, data were found not to be negligible. The analysis of ALS DSM in relation to TLS DSM allowed us to determine the characteristics of the DSM in detail. © 2016 Society of Photo-Optical Instrumentation Engineers (SPIE).
- Published
- 2017
106. Likya/Pamfilya Ulaşım Sistemleri Yüzey Araştırması 2015
- Author
-
Akyürek Şahin, N. Eda, Onur, Fatih, Alkan, Mehmet, and Yıldız, M. Ertan
- Abstract
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle yürütülen araştırmamızın 2015 yılı kapsamı temel olarak Eşen Vadisi’ndeki (Fethiye ve Seydikemer ilçeleri) antik yolların ve yerleşimler arası bağlantıların tespitini içermiştir. Lykia’nın değişik bölgelerinde sistematik olarak devam ettirdiğimiz yüzey araştırmaları kapsamında, üç yıl için Batı Lykia’nın araştırılması planlanmıştı. Seydikemer ilçe sınırları içerisindeki Bağlıağaç – Yaka – Kayacık – Dere – Çökek – Bayır – İncealiler köyleri araştırmanın ana sahasını oluşturmuştur. Bununla birlikte Kaş ilçesi, Kınık Mahallesi, Aklar Köyü ve Gelemiş Mahallesi’ne de gözlemler yapılmıştır.
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
107. ZAMANSAL COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ (ZCBS), ZCBS VERİ MODELLERİ ve ZCBS’NİN KULLANIM ALANLARI
- Author
-
ALKAN, Mehmet and CÖMERT, Çetin
- Subjects
CBS,Zamansal CBS,ZCBS Veri Modelleri ve Veritabanı - Abstract
Dünyadaki her şey zamana bağlı olarak değişmektedir. Dünyadaki coğrafi verilerde zaman içerisinde sürekli değişmektedir. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin (CBS), coğrafi verinin hem geçmiş hem de güncel durumlarını veritabanında tutmaya yönelik çözümleri sunamaması sonucu, Zamansal CBS (ZCBS) kavramı bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Tapu ve kadastro, orman kaynaklarının yönetimi, araştırma ve geliştirme, ulaşım, kıyı kenar çizgisinin izlenilmesi alanlarında zamansal veri kullanımı, yönetimi ve sorgulanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla ilgili alanlara yönelik ZCBS veri modelleri ortaya konulmuştur. Bu çalışmada ZCBS, ZCBS’de kullanılan veri modelleri ve ZCBS’nin uygulama alanları ele alınacaktır. Anahtar kelimeler : CBS, Zamansal CBS, ZCBS Veri Modelleri ve Veritabanı.
- Published
- 2016
108. Stadiasmus Patarensis için Parerga (6): GZR. 54 (Patara – Phellos) ve Yeni Yazıtlar
- Author
-
Onur, Fatih and Alkan, Mehmet
- Subjects
Lykia,Roma yolları,Patara,Phellos,Ksanthos,Claudius ,claudius ,lcsh:DE1-100 ,phellos ,ksanthos ,Social ,roma yolları ,lcsh:History of the Greco-Roman World ,patara ,lykia ,roman roads ,xanthos ,Sosyal ,lycia ,Lycia,Roman roads,Patara,Phellos,Xanthos,Claudius - Abstract
Bu çalışmada, Stadiasmus Patarensis (SP) 2009 yılı çalışmalarında incelenen Patara-Phellos güzergahı, bu güzergah üzerindeki antik kalıntılar ve yeni yazıtlar ele alınmıştır. SP'de Patara'dan çıkışlı, birisi Ksanthos'a (GZR. 1) diğeri de Phellos'a (GZR. 54) olmak üzere, iki güzergah verilmektedir. Her iki güzergah da Kısık boğazı çıkışından sonraki bir yere kadar beraber olmakla birlikte, Ksanthos yönüne giden Ova Gelemiş üzerinden hedefe ulaşmakta, Phellos'a giden ise Yeşilköy/Fırnaz üzerinden doğuya yönelmektedir. Güzergahta mesafeyi içeren blok kayıp olsa da, Şahin ve Adak tarafından – Tabula Peutingeriana ve günümüz Patara-Kaş mesafesi temelinde – kayıp olan uzaklık 240 stadia (45–46 km) olarak tamamlanmıştır. Bu güzergah Patara'dan Phellos'a, Akbel – Sarnıçbaşı – Uçova – Bezirgan – Sarıbelen/Sidek – Gökçeören/Seyret – Yeniköy – Çukurbağ – Pınarbaşı hattını takiben gitmektedir. Tiberius Claudius Capitolinus adlı Roma ve Patara vatandaşı olan birisinin mezar yazıtının bulunduğu Delikkemer hattından giden olası yol, daha geç kullanıma geçirilmiş olmalıdır. İslamlar yönüne çıkan bir Roma yolu izine rastlanılmamış olmakla birlikte, İslamlar'ın Öz Mahallesi'nde antik suyolunun yukarı kotlarında bulunan bir mezar, bölgenin İmparatorluk döneminde Patara teritoryumunda bulunduğunu göstermektedir (Nr. 1). Patara'dan başlayan bu yol Yeşilköy/Fırnaz üzerinden Akbel'e ulaşır. Buradan, Kalkan'ın 2 km kadar güneydoğusunda bulunan Sarnıçbaşı mevkiine kadar yol izi olmamakla birlikte, Sarnıçbaşı'ndan itibaren ca. 400 m yüksekte bulunan Bezirgan ovasına (yak. 750m yükseklikte) zikzaklar yaparak çıkmaktadır. Yolun Bezirgan ovasına çıktığı yerin hemen güneyinde yükselen Hisartepe üzerinde irili ufaklı pek çok yapıları gözlemlenebilmektedir. Yol ise, Hisartepe ve Kışla Dağı arasındaki geçitten (Fig. 14-15) Bezirgan Ovası'nın batı kenarındaki ambarların bulunduğu yere ulaşmaktadır. Burada bulunan bir yazıtta (Nr. 2) adı geçen Euelthon'un memleketi Patara olması da Bezirgan Ovası'nın en azından güney kısımlarının, Hisartepe ve hakim olduğu alanı da içermek üzere, Patara denetiminde olduğunu göstermektedir. Kuzey ucuna nazaran güney ucu 11 m daha düşük olan Bezirgan Ovası vaktiyle gölken yol geçirilmesi imkansızdı. Ova'nın güney ucunda muhtemelen Romalı mühendislerce açılan antik su tahliye tüneli (Fig. 19-20) vasıtasıyla gölün kurutularak yol geçirildiği düşünülmüştür. Bezirgan Ovası'nın batı kıyısından ilerleyen bir başka antik yol ise, Patara-Phellos ve Ksanthos-Neisa anayollarını bağlıyor olup, büyük bir ihtimalle de bu yolun iki ucundaki Alacaışık Gediği (kuzeyde, Ksanthos kontrolünde) ve Hisartepe (güneyde, Patara kontrolünde) geçitleri bu ana yolların giriş-çıkış noktalarıydı. Yol buradan Sarıbelen/Sidek üzerinden modern yola paralel olarak Gökçeören/Seyret'e ulaşmaktadır. Daha güneyden giden bir başka eski yol üzerinde, Gökçeören'in 4,5 km güneybatısındaki Üçkuyu mevkiinde bulunan bir lahit üzerindeki yazıttan (Nr. 3) Patara etki alanının buralara kadar uzadığı anlaşılmıştır. Lahdin üzerinde bulunduğu eski yol Gökçeören' ulaşmaktadır. Gökçeören'de bulunan bir lahit üzerindeki yazıt (Nr. 4) maalesef yer ismi ya da etnikon vermemektedir. Yazıtın, hüviyeti için veri sunmadığı ve diğer yazıtlar aracılığıyla çevresinin Patara teritoryumu içerisinde olduğunu anladığımız Gökçeören/Seyret (Seroia/ta?) antik yerleşiminin Patara sınırlarının doğu ucunda olduğu önerilebilir. Antik yol ise, Gökçeören/Seyret'ten Çağlarca, Pınarbaşı, Yeniköy, Çukurbağ ve Pınarbaşı üzerinden Phellos'a ulaşıyor olmalıydı.Yazıtlar:Nr.1) “Menophilos oğlu [Apoll]onides bu mezarı kendisi, karısı, çocukları ve torunları için yaptırmıştır. Başka birine defin (müsaadesi) yoktur, aksi olursa (yapan kişi) Pataralıların kentine 500 dinar ceza ödeyecektir.”Nr. 2) “… Euphrosynos kızı Arsasis diye de bilinen … kocası, Eudemos oğlu Thersikles'in oğlu, memleketi yararına tam bir hizmet yerine getiren Pataralı Euelthon için …”Nr. 3) “Bu mezarı, Hippolokhos'un oğulları Patara efradından varisler olan pek belagatli Publius ve Leonnatos'un köleleri Soterikhos ve Hoplon, kendileri, karıları ve onların çocukları için yaptırdılar.”Nr. 4) “(Ben) Pappos oğlu M(arcus) Aur(elius) Hippolokhos, bu mezarı, kendi(m), eşim Flavia … ve çocuklar(ım) için yaptırdı(m). Başka hiç kimseye birini gömmek müsaadeli değildir, aksi takdirde (buna uymayan) kutsal imparatorluk kasasına 2500 dinar ceza ödeyecektir.”, In the field survey of the Stadiasmus Patarensis (SP) in 2009, the route between Patara and Phellos was investigated. The distance between Patara and Phellos in the SP was restored as 240 stadia (45–46 km) by the editors. The route reaches Phellos via the Kısık pass – Akbel – Sarnıçbaşı – Uçova – Bezirgan – Sarıbelen/Sidek – Gökçeören/Seyret – Yeniköy – Çukurbağ and Pınarbaşı. There seems to have been another road following the water canal up to Akbel, but this must have been employed in a later period. No trace relating to the ancient road from Akbel to İslamlar could be found, nevertheless an inscription (No. 1) on a tomb on the upper levels of the waterway in the Öz neighbourhood of İslamlar confirms that the western slopes of Mount Kışla of this region was within the territory of Patara. The ancient road to Phellos reaches Sarnıçbaşı 2 km southwest of Kalkan via Yeşilköy/Fırnaz and Akbel. Then it climbs up to the Bezirgan Plain over a pass near “Ambararası”. This pass was controlled by the settlement on Hisartepe which rises to the south of the pass and has many ancient remains on its summit. An inscription from where the road meets the plain records a certain Euelthon from Patara, who fulfilled many services for his fatherland and was buried in that place, indicating that at least the southern parts of the Bezirgan Plain, including Hisartepe and its surroundings, were within the territorial control of Patara. When Bezirgan Plain, the southern end of which is 11 m lower in elevation, was a lake, the road passage was impossible. The tunnel at the southern end of the plain was probably cut by the time of Claudius, to empty the water from the lake, after which, the road led directly across the plain. A secondary road running from the western side of the plain should have connected the main roads of Patara-Phellos and Xanthos-Neisa, and two passages at the ends of this road, the Alacaışık pass (in the north, under the control of Xanthos) and the Hisartepe pass (in the south, under the control of Patara) were most probably the control and change points on these main roads. From Hisartepe the road continues to Gökçeören/Seyret via Sarıbelen/Sidek and Döşeme, near where some traces of ancient road pavement can be seen. A secondary road to the south from Sidek to Seyret via Üçkuyu, where there is a sarchophagus with inscription (No. 3) revealing the extension of the territory of Patara to these lands. Another inscription on a sarcophagus amongst the remains on Gökçeören hill does not provide information concerning a place name, though it can perhaps be suggested that this settlement on Gökçeören administratively belonged to Patara. After Gökçeören, the ancient route should have passed Çağlarca, Pınarbaşı, Yeniköy, Çukurbağ and Pınarbaşı to reach Phellos.
- Published
- 2011
109. Microtremor exploration for shallow S-wave velocity profiles at stations in local strong motion network in Bursa, Yalova, and Kocaeli in north-western Turkey
- Author
-
Özmen, Özgür Tuna, primary, Yamanaka, Hiroaki, additional, Chimoto, Kosuke, additional, Çeken, Ulubey, additional, Alkan, Mehmet Akif, additional, Tekin, Kudret, additional, and Ateş, Erkan, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
110. A perspective on diuretic resistance in chronic congestive heart failure
- Author
-
Shah, Niel, primary, Madanieh, Raef, additional, Alkan, Mehmet, additional, Dogar, Muhammad U., additional, Kosmas, Constantine E., additional, and Vittorio, Timothy J., additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
111. Heliodoros or the Fate of a Christian Councilman of Perinthos During the Great Persecution
- Author
-
Alkan, Mehmet, primary and Nollé, Johannes, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
112. Microtremor Array Measurements for ShallowS‐Wave Profiles at Strong‐Motion Stations in Hatay and Kahramanmaras Provinces, Southern Turkey
- Author
-
Özmen, Özgür Tuna, primary, Yamanaka, Hiroaki, additional, Alkan, Mehmet Akif, additional, Çeken, Ulubey, additional, Öztürk, Taylan, additional, and Sezen, Ahmet, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
113. Point-based and model-based geolocation analysis of airborne laser scanning data
- Author
-
Sefercik, Umut Gunes, primary, Buyuksalih, Gurcan, additional, Jacobsen, Karsten, additional, and Alkan, Mehmet, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
114. Arazi Yönetimi Mevzuatının Benzerliklerinin Tespitinde Ortak Atıf ve Ortak Kavramlar Yönteminin Kullanımı
- Author
-
POLAT, Zeynel and ALKAN, Mehmet
- Subjects
Land Management Legislation,Co-Citation analysis,Concept analysis,Bibliographic Coupling matrix ,Arazi Yönetimi Mevzuatı,Birlikte Atıf Analizi,Kavram Analizi,Ortak Atıf Matrisi - Abstract
Many of the information produced by the web are irregular and independent from each other. In order to get meaningful information from these irregular and huge data, different methods have been tried up today. As a “Data Mining” component, Web Content Mining is a method which by examining all documents (text, picture, sound, sight, etc.) in the World Wide Web reveals the rational similarities and differences between the contents of these documents. It can be possible to use information more useful thaks to revealing embedded information in the text based on the similarities and differences. With this study, It is aimed to calculate the similarities of the basic laws which constitute the land management legislation by common attribution and common concepts methods. Thus, embedded information obtained from broad legislation make legal document more understandable and it will be provided more healthy regulation legislation according to the social relations between the legal texts. According to the results obtained at the end of the application, results which were obtained according to the common concepts method came out to be greater than the results which were obtained according to the common attribution method. When matching the contents of laws, using common concepts method shall give more healthy results, Web ile birlikte üretilen bilgilerin büyük çoğunluğu düzensiz ve birbirinden bağımsız oluşturulmuş bilgilerdir. Bu büyük düzensiz verilerden anlamlı bilgilerin elde edilebilmesi için, günümüze kadar değişik metotlar denenmiştir. Bir “Veri Madenciliği’’ bileşeni olan Web İçerik Madenciliği, World Wide Web’deki bütün dokümanları (metin, resim, ses, görüntü v.s.) inceleyerek, bu dokümanların içerikleri arasındaki ilişkisel benzerlikleri ve farklılıkları ortaya çıkaran bir metottur. Benzerlik ve farklılıklardan yola çıkarak metinler içerisindeki gömülü bilgiyi ortaya çıkararak bilginin daha faydalı şekilde kullanılması mümkündür. Bu çalışma ile arazi yönetimi mevzuatını oluşturan temel yasaların ortak atıf ve ortak kavramlar yöntemi ile benzerliklerinin hesaplanması ve çıkan sonuçlara göre karşılaştırma yapılması amaçlanmıştır. Böylelikle geniş mevzuat içinden elde edilen gömülü bilgi sayesinde mevzuatın daha anlaşılır kılınırken yasal metinler arasındaki sosyal ilişkiye göre daha sağlıklı mevzuat düzenlenmesi sağlanmış olunacaktır. Arazi mevzuatı üzerinde yapılan uygulamalar neticesinde elde edilen sonuçlara göre ortak kavramlar yöntemine göre elde edilen sonuçlar ortak atıf yöntemine göre elde edilen sonuçlara göre daha büyük çıkmıştır. Yasa içeriklerini eşleştirirken ortak kavramlar yönteminin kullanılması daha sağlıklı sonuç verecektir.
- Published
- 2015
115. QUERYING CADASTRAL PARCEL DATA DEFINED BY INSPIRE URI MODEL BY USING QR CODE: TURKISH CASE STUDY
- Author
-
POLAT, Zeynel Abidin and ALKAN, Mehmet
- Subjects
Fen ,Science ,INSPIRE URI model,QR code,TKGM,querying parcel - Abstract
Together with the development of modern technology, a new communication media for accessing to the quality information has emerged. In order to access quality information faster and more practically, Web technology has been developed by Tim Berners-Lee. With this technology, Web users are able to access to the information in Web environment by entering web site URI (or URL) addresses, searching and following the related links. URIs with not only Web documents also possible to define the real world concepts. URI technology has been started with the identification of spatial objects from this property and has been investigated in this study can be accessed via the web positional information of the object. For this purpose, the spatial objects (plots) for INSPIRE URI specific to each model are defined by reference to a spatial objects and to access web resources that is associated with this definition URI QR (Quick Response) code technology is used. To flesh out the application on the basis of the plot interrogation practices have been implemented by the General Directorate of Land Registry and Cadastre in Turkey an alternative to QR coded interrogation practices designed plots and compared with the current interrogation practices of the parcel. According to preliminary results of the comparison QR code to enter information for users with questioning parcels making improper interrogation practices in preventing the pos sibility of questioning is reduced to zero and conducted more practical and faster than the current interrogation practices parcel.
- Published
- 2015
116. Endüstri Tesisleri İçin Koruma Alanlarının Belirlenmesi
- Author
-
ALKAN, MEHMET AKİF and ÇETİNYOKUŞ, SALİHA
- Published
- 2015
117. Tarık Zafer Tunaya'nın Anısına Yadigar-ı Meşrutiyet
- Author
-
ÇİÇEK, Talha and ALKAN, Mehmet Ö.
- Abstract
yanında çalışmanın kitaplaşma hikayesi de anlatılmaktadır. Kitapta, Sunuş bölü- münü müteakip, kitapları, tercümeleri, makaleleri, gazete yazıları ve söyleşilerini içeren geniş bir Tunaya bibliyografyası mevcuttur
- Published
- 2015
118. TÜRKİYE’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME İÇİN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ
- Author
-
KEÇEBAŞ, Ali and ALKAN, Mehmet
- Subjects
Engineering ,Renewable Energy Resources,Education,Training,Turkey,Awareness ,Mühendislik ,Yenilenebilir enerji kaynakları,Eğitim,Öğretim,Türkiye,Farkındalık - Abstract
The existence of quality human resources is a necessity for each development process to continue successfully. This is also true for the use of renewable energy in the developing countries that largely lack the quality human resources. Learning science is the best way of starting quality careers. For meeting the need for the quality human resources in developing countries, providing various educational programs are necessary. This education should take the new developments in science and technology into account. For the effective planning and management of such programs, high quality technical personnel should be trained to be involved in decision-making process. Energy studies are considered as a new education method and energy is classified under two groups. One of them is focused on the developing energy profession and the other one aims establishment of a society with energy conscious by focusing on the university and further education after obligatory primary and secondary school education. The best way of finding solutions to such problems is to make use of the renewable energy resources. But, for this to happen, there is a need for dissemination of the information about the renewable energy and widespread provision of the renewable energy education across the country, encouraging the use of renewable energy systems to conduct better studies of renewable energy and implementing more effective systems. In this study, prospects and proposals on the development of proper education programs for every stage of education in developing countries and Turkey. Furthermore, the awareness programs for the public are presented., Her gelişme sürecinde kaliteli insan kaynakları kullanılabilirliği bir gerekliliktir. Gelişmekte olan ülkelerde eksiliğin çok önemli olduğu yenilenebilir enerji alanında da aynen böyledir. Bilim öğretmenin iyi ve kaliteli bilimsel mesleklere başlamanın en iyi yoludur. Bilim ve teknoloji entelektüel seviyede değerleri biçimlendirmek ve yaratıcılık için yeteneklere teşvik etmek için doğa ve çevrenin kavranmasında ve ek olarak çağdaş dünyanın anlaşılmasında vazgeçilmez bir alet olarak görünürler. Enerji çalışmaları yeni bir eğitim yöntemleri olarak ortaya çıkmış ve enerji eğitiminin iki tipi içinde sınıflandırılmıştır. Bunlardan biri, gelişen enerji mesleği üzerine odaklanır ve diğeri ise zorunlu ilköğretim ve orta öğretimden sonra üniversite ve daha ilerisini geçerek enerji bilinçli bir toplumun üretilmesine amaçlamaktadır. Bunu çözmenin en iyi yolu yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktır. Bu yol, kalite, yaygınlık, yoğun yenilenebilir enerji eğitimi, mükemmel yenilenebilir enerji araştırmaları ve bunların uygulamaları için yenilenebilir enerji sistemlerinin ülke içinde yayımı ve tüm insanların bilgilendirilmesi gereklidir. Bu çalışmada Türkiye’de eğitimin her çağına uygun eğitim programlarının geliştirilmesi üzerine öneriler ve beklentiler verilmiştir. Ayrıca halk içinde farkındalık programları sunulmuştur
- Published
- 2015
119. A Study on Genetic Purity Control by Using Electrophoresis Method in Two Wheat Crosses
- Author
-
TANYOLAÇ, Bahattin, ALKAN, Mehmet, and DEMİR, İbrahim
- Published
- 2015
120. Verification of Manual Road Extraction Methods Using Quickbird Imagery
- Author
-
Alkan, Mehmet, Marangoz, Aycan Murat, Karakış, and G. Buyuksalih
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
121. Monitoring aseismic creep trend in Ismetpasa and Destek segments throughout the NAF with a large scale GPS network.
- Author
-
Yavaşoğlu, Hasan Hakan, Alkan, Mehmet Nurullah, Bilgi, Serdar, and Alkan, Öykü
- Subjects
- *
FAULT zones , *SURFACE fault ruptures , *ROCK creep - Abstract
North Anatolian Fault Zone (NAFZ) is an intersection area between Anatolian and Eurasian plates. Also another plate is responsible for this formation, Arabian plate, which squeezes the Anatolian plate from the south between Eurasian plate and itself. Block boundaries, forming the faults, generally locked to the bottom of seismogenic layer because of the friction between blocks, and responsible for these discharges. However, there are also some unique events observed around the world, which may cause partially or fully free slipping faults. This phenomenon is called
aseismic creep
, and may occur through the entire seismogenic zone or at least to some depths and is a rare event in the world, with two reported segments along the North Anatolian Fault (NAF): Ismetpasa and Destek. In this study, we established GPS networks covering these segments and made three campaigns between 2014-2016. Considering the long term geodetic movements of the blocks (Anatolian and Eurasian plates), previous studies for each segment, calculated surface velocities and fault parameters; aseismic creep still continues to some rates, 13.2±3.3 mm/year at Ismetpasa and 9.6±3.1 mm/year at Destek. Results indicates that this aseismic creep behavior will not prevent a medium-large scale earthquake in the long term. [ABSTRACT FROM AUTHOR]- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
122. Comparison of sinc methods for the solution of fractional boundary value problems
- Author
-
Sertan Alkan, Mehmet Casim Serifoglu, Turgut Yeloglu and Sertan Alkan, Mehmet Casim Serifoglu, Turgut Yeloglu
- Abstract
In this study, sinc-Galerkin and sinc-collocation methods are presented to solve numerically some well-known class of fractional differential equations (FDEs) utilizing Mathematica. By using these two methods, FDEs with the variable coefficient and boundary values are examined. To obtain an approximate solution of the given class of differential equations with sinc methods is reduced a system of algebraic equations which is simpler form via theorems. Obtained numerical results and approximate solution functions are presented in the table and graphical forms, respectively. It can be concluded from tables and graphs that sinc-collocation method has the more accurate and effective results than sinc-Galerkin method.
- Published
- 2016
123. Romatoid artrit tedavisine yönelik protein A-takılı poli (HEMA) kriyojellerin hazırlanması
- Author
-
Alkan, Mehmet Hüseyin, Baysal, Zübeyde, Dicle Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı, and Alkan, Mehmet Hüseyin
- Subjects
İmmünoglobülin G ,Kriyojeller ,Antikor saflaştırma ,Immunoglobulin G ,Romatoid artrit (RA) ,Protein A ,Cryogel ,Rheumatoid arthritis ,Antibody purification - Abstract
Romatoid artrit (RA) vücudun kendi bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere saldırdığı bir otoimmün bozukluktur. Dünya nüfusunun %1-3’ ünde RA görülmektedir. Son yıllarda RA hastaları için tedavi yöntemlerinde oldukça yol katedilmiştir. Bu yöntemlerden biri olan immünoadsorpsiyon yöntemi ile, plazmadan sadece patojen antikorlar uzaklaştırılmaktadır. Ligand olarak Staphylococcal Protein A ile afinite kromatografi uygulamaları, antikor saflaştırılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Protein A, antikorların Fc kısımlarına spesifik olarak bağlanan bir proteindir. Sunulan çalışmada, RA tedavisine yönelik protein A takılı-Poli(2-hidroksietil metakrilat) kriyojel hazırlanmıştır. İlk basamakta yığın polimerizasyon tekniği ile plastik şırıngada monomerin sulu çözeltide donmasıyla (donmuş-polimerizasyon) Poli(HEMA) kriyojel hazırlanmıştır. Buz eridikten sonra Poli(HEMA) kriyojelinde 10-200 µm gözenek boyutunda birbiriyle bağlantılı makrogözenekler oluşturulmuştur. Daha sonra CNBr ile aktive edilip spesifik ligand olarak protein A bağlanmıştır. Hazırlanan protein A takılı-Poli(HEMA) kriyojel yüzey alan ölçümleri, şişme testleri, taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve FTIR ile karakterize edilmiştir. Protein A takılı-poli (HEMA) kriyojelinde maksimum immünoglobülin G (IgG) adsorpsiyonu pH 7.4’ te 83.2 mg/g olarak bulunmuştur. İnsan plazmasından adsorpsiyon incelendiğinde ise daha da yüksek adsorpsiyon kapasitesi elde edilmiştir (98.7 mg/g). Poli(HEMA) kriyojelin spesifik olmayan IgG adsorpsiyonu ise 0.38 mg/g olarak belirlenmiştir. Adsorbe olan IgG 0.1 M Glisin-HCl (pH 3.5) tamponuyla % 85 saflıkta elüe edilmiştir. Sıcaklık deneylerinde 37°C’ de maksimum IgG adsorpsiyon kapasitesi (98.8 mg/g) gözlenmiştir. İmmobilize edilen protein A miktarı artıkça adsorplanan romatoid faktörün de artığı gözlenmiştir. İnsan Serum Albumin (HSA) ve IgG protein karışımı ile insan plazması için hesaplanan RS değerleri sırasıyla 2.28 ve 2.63 olarak bulunmuştur. Kan uyuşabilirlik çalışmalarında pıhtılaşma zamanı (CT), aktive kısmi tromboplastin zamanı (APTT), protrombin zamanı (PT) ve fibrinojen zamanı (FT) tayin edilmiş, protein A takılı-Poli (HEMA) kriyojellere ait bütün pıhtılaşma zamanlarının poli (HEMA) kriyojele göre arttığı gözlenmiştir. Protein A takılı- Poli(HEMA) kriyojel ile 10 kez adsorpsiyon/desorpsiyon yapıldığında IgG adsorpsiyon kapasitesinde belirli bir azalma olmadan tekrar kullanılabilir olduğu görülmüştür. ANAHTAR KELİMELER: Romatoid Artrit, Kriyojeller, Antikor saflaştırma, Protein A, İmmünoglobülin G Rheumatoid arthritis is an autoimmune disorder in which the immune system of the body attacks healthy cells. RA prevails among 1-3 % of the world population. In recent years, the RA treatment methods have advanced greatly. One of the methods involving the removal of only pathogenic antibodies out of the plasma is immunoadsorption. Affinity chromatography applications utilizing Staphyloccal rotein A as the ligand have been widely used in antibody purification. Protein A is a protein which binds specifically to Fc domain of the antibodies. In the present study, protein A immobilized poly(2-hydroxyethyl methacrylate) cryogel was prepared. Firstly, poly(HEMA) cryogel was prepared by bulk polymerization which involves freezing of the monomer in aqueous solution in a plastic syringe. After thawing, adjacent pores of 10-200 µm in size formed in the matrix of poly(HEMA) cryogel. The cryogel was then activated by cyanogen bromide (CNBr) followed by immobilization of protein A. The protein A immobilized poly(HEMA) cryogel was characterized by surface area measurements, swelling tests, scanning electron microscopy (SEM) and FTIR. The maximum IgG adsorption by the immobilized cryogel was found to be 83.2 mg/g at pH 7.4. Higher adsorption capacity of IgG (as high as 98.7 mg/g) was reached by the cryogel when human plasma was used. The non-specific IgG adsorption onto the poly(HEMA) cryogel was about 0.38 mg/g. The IgG adsorbed was eluted using 0.1 M glycine-HCl buffer (pH 3.5) with a purity of 85 %. Maximum IgG adsorption capacity was determined to be 98.8 mg/g at 37 oC in temperature experiments. It was observed that the rheumatoid factor increased as the immobilized protein A in the cryogel was increased. The computed Rs values for a mixture of Human Serum Albumin (HSA) and Immunoglobulin G (IgG) proteins and human plasma were 2.28 and 2.63, respectively. It was observed that the factors of Clotting Time (CT), Active Partial Tromboplastine Time (APTT), Protrombine Time (PT) and Fibrinogen Time (FT) increased with protein A immobilized poly(HEMA) cryogel as compared to poly(HEMA) cryogel. Protein A immobilized poly(HEMA) cryogel used for repetitive adsorption/desorption of IgG without noticeable decrease in IgG adsorption capacity after ten cycles. KEY WORDS: Rheumatoid arthritis, Cryogel, Antibody purification, Protein A, Immunoglobulin G
- Published
- 2009
124. Türkiye İktisat Kongresi-1923-İzmir'e Katkı-2 : 'Kocaeli Livası Namına İzmir İktisat Kongresi'ne Tevdii Edilen Rapor'
- Author
-
ALKAN, Mehmet Ö.
- Published
- 2014
125. Seasonality of Ichthyophthirius multifiliis in the Trout (Oncorhynchus mykiss) Farms of the Eastern Black Sea Region of Turkey
- Author
-
OGUT, Hamdi, AKYOL, Abdurrezak, and ALKAN, Mehmet Zeki
- Subjects
Ichthyophthirius multifiliis,prevalence,intensity,seasonal occurrence,ichthyophthiriasis,rainbow trout - Abstract
Rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) ranging from fry to marketing size were sampled monthly in 2002 from three farms to determine prevalence, abundance, and intensity of Ichthyophthirius multifiliis, the causative agent of ichthyophthiriasis. I. multifiliis was present and active in the farms from June to August. However, outbreaks of ichthyophthiriasis occurred only late in summer. Persistent presence of the ciliated parasitic protozoan in the farms suggests that I. multifiliis is endemic in the region. Thus, effective measures such as decreasing of host densities and routine prophylactic treatments should be applied to decrease or eliminate the impact of the parasite on growth of the host. This is the first extensive study providing seasonal data on the presence of I. multifiliis in the Eastern Black Sea Region of Turkey.
- Published
- 2014
126. Ortaokul öğretmenlerinin tükenmişlik düzeyi ve nedenleri
- Author
-
Alkan, Mehmet Faruk, Aydın, Ganime, and İşletme Ana Bilim Dalı
- Subjects
Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Burnout ,Burnout level ,Teachers ,Secondary school teachers ,Personal success ,Desensitization - Abstract
Öğretmenlerin tükenmişlikleri sadece kendilerini ilgilendiren bir durum değildir. Eğitim ve öğretim ortamının rehberlik ve yönlendirme konumunda olan öğretmenlerin mesleğinden soğuması, kendini başarısız hissetmesi ve duygusal anlamda aşırı derecede yıpranmaları eğitim öğretim ortamını etkileyecektir. Bu bağlamda öğretim ortamındaki kalitenin artması rehberlik konumundaki öğretmenlerin kendini iyi hissetmesi için gerekmektedir.Bu araştırmada, ortaokul öğretmenlerinin mesleki tükenmişlik düzeyleri ve nedenleri incelenmiştir. Araştırma karma yöntemle gerçekleştirilmiştir. Nicel verilerin elde edilmesi için tarama modeli kullanılırken, nicel verilerden elde edilen sonuçların nedenlerinin ortaya çıkarılması için yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır.Bu araştırmanın evreni, İstanbul İli Esenler Güngören ve Bahçelievler ilçesi, örneklem grubu bu ortaokullarda görev yapan eşit sayıda olmak üzere 264 öğretmeni kapsamaktadır. Öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerini belirlemek için Maslach ve Jackson (1981) tarafından geliştirilen `Maslach Tükenmişlik Envanteri (MTE) ve kişisel bilgiler içinse araştırmacılar tarafından geliştirilen `Kişisel Bilgi Formu` kullanılmıştır.Elde edilen sonuçlara göre, `Duygusal Tükenme` alt boyutunda öğretmenlerin yüksek tükenmişlik duygusuna sahip oldukları, `Duyarsızlaşma` alt boyutuna göre katılımcıların normal tükenmişlik düzeyine sahip oldukları ve `Düşük Kişisel Başarı` alt boyutu incelendiğinde tükenmişlik düzeylerinin düşük çıktığı görülmüştür. Cinsiyet ve mesleki kıdem değişkenleri ele alındığında `Duygusal Tükenme`, `Duyarsızlaşma` ve `Düşük Kişisel Başarı` alt boyutlarında anlamlı farklılık gözlemlenmemiştir. Yaş, medeni durum ve eğitim düzeyine göre `Duygusal Tükenme, Duyarsızlaşma ve `Düşük Kişisel Başarı` alt boyutunda anlamlı farklılık görülmemiştir. Anahtar sözcükler: Tükenmişlik, duygusal tükenme, eğitim, ortaokul, kişisel başarı The burnout level of the teachers is not only related to them. Feeling unsuccessful and fraying out sensually will affect the training atmosphere of the teachers that are responsible for counselling and leading. In this situation, to increase the quality of the training atmosphere, it is necessary that the teacher,who are responsible for counselling and leading, feel themselves well. In this reseach, the burnout levels of teachers in secondary schools and the reasons of burnout syndrome was investigated.The mixed method was used.The quantitative data was collected by the survey technique and qualitative data was obtained by the constructed interview form which was developed by the researchers to explain the reasons of high burnout level in teachers. `Maslach Burnout Inventory (MBI) scale which was developed by The Maslach and Jackson in 1981 was used as a measurement tool to obtain the data about the burnout levels of teachers who work Esenler, Güngören and Bahçelievler in İstanbul. Accarding to the investment Based on the Emotional extration at lower dimensions, participants seen to have a high degree of the feeling of extinction, besides, according to the ınsensitiviness basement, participants seen to have a normal degree of emotional extration on the other hand, when taking the ''Low personal success'' savement seen taken info consideration, their feeling of extinction degrees were at the lowest rates. This survey contains teachers who works at Bahçelievler, Esenler and Güngören. Samples are equaly divided into Esenler, Güngoren and Bahçelievler and it contains 263 teachers. To figure out teacher's burnout syndrome research of Maslach and Jackson (1981) `Maslach burnout Inventory` and for personal informations his `Personal information Form` were been used.Handling the differences in sexual and Professional seriorities, a meaning ful difference hasn't seen observed, in emotional Extinction, Depersonalization,and Low Personal success at lower dimensions and also a meaningful altenation hasn't been observed, according to the versatiles about age, educotional degrees, or morital statuses.Key words: Burnout, evotional, drawn, edvotion, unior high school, personol success. 101
- Published
- 2014
127. Information content capabilities of very high resolution optical space imagery for updating GIS database
- Author
-
Alkan, Mehmet, Jacobsen, Karsten, Alkan, Mehmet, and Jacobsen, Karsten
- Abstract
Nowadays, the number and capacity of very high resolution optical satellites grows permanently, so the access to very high resolution space images is not any more a problem. The use of Geographic Information Systems (GISs) together with Remote Sensing became important. With the increased ground resolution a competition to aerial images exist. For the generation of topographic maps, today available as GIS, the accuracy and the information content - what elements can be identified in the image - are important. Both may limit the presentation scale of topographic maps. As horizontal accuracy 0.25mm up to 0.3mm in the map scale are accepted. The required information content is more complicate. The object details to be presented in topographic maps vary from area to area which is based on the planned and unplanned areas. In this study, images from IRS-1C, Kompsat-1, SPOT 5, OrbView-3, IKONOS, QuickBird and WorldView-1 have been used for topographic mapping. For this reason, Zonguldak test fields are an important area for applications of the high resolution imageries. The details which can be identified in the space images dominantly depends upon the ground resolution, available as ground sampling distance (GSD). In this study, high resolution imageries have been tested depending on the GSD and corresponding to the map scales for updating GIS database. © 2015 SPIE.
- Published
- 2015
128. Parerga to the Stadiasmus Patarensis (6): Route 54 (Patara – Phellos) and New Inscriptions
- Author
-
Onur, Fatih and Alkan, Mehmet
- Subjects
Roman roads ,Lycia ,Xanthos ,lcsh:History of the Greco-Roman World ,Ksanthos ,Phellos ,Lykia ,Roma yolları ,lcsh:DE1-100 ,Patara ,Claudius - Abstract
ENGLISH BELOW-- Bu çalışmada, Stadiasmus Patarensis (SP) 2009 yılı çalışmalarında incelenen Patara-Phellos güzergahı, bu güzergah üzerindeki antik kalıntılar ve yeni yazıtlar ele alınmıştır. SP'de Patara'dan çıkışlı, birisi Ksanthos'a (GZR. 1) diğeri de Phellos'a (GZR. 54) olmak üzere, iki güzergah verilmektedir. Her iki güzergah da Kısık boğazı çıkışından sonraki bir yere kadar beraber olmakla birlikte, Ksanthos yönüne giden Ova Gelemiş üzerinden hedefe ulaşmakta, Phellos'a giden ise Yeşilköy/Fırnaz üzerinden doğuya yönelmektedir. Güzergahta mesafeyi içeren blok kayıp olsa da, Şahin ve Adak tarafından – Tabula Peutingeriana ve günümüz Patara-Kaş mesafesi temelinde – kayıp olan uzaklık 240 stadia (45–46 km) olarak tamamlanmıştır. Bu güzergah Patara'dan Phellos'a, Akbel – Sarnıçbaşı – Uçova – Bezirgan – Sarıbelen/Sidek – Gökçeören/Seyret – Yeniköy – Çukurbağ – Pınarbaşı hattını takiben gitmektedir. Tiberius Claudius Capitolinus adlı Roma ve Patara vatandaşı olan birisinin mezar yazıtının bulunduğu Delikkemer hattından giden olası yol, daha geç kullanıma geçirilmiş olmalıdır. İslamlar yönüne çıkan bir Roma yolu izine rastlanılmamış olmakla birlikte, İslamlar'ın Öz Mahallesi'nde antik suyolunun yukarı kotlarında bulunan bir mezar, bölgenin İmparatorluk döneminde Patara teritoryumunda bulunduğunu göstermektedir (Nr. 1). Patara'dan başlayan bu yol Yeşilköy/Fırnaz üzerinden Akbel'e ulaşır. Buradan, Kalkan'ın 2 km kadar güneydoğusunda bulunan Sarnıçbaşı mevkiine kadar yol izi olmamakla birlikte, Sarnıçbaşı'ndan itibaren ca. 400 m yüksekte bulunan Bezirgan ovasına (yak. 750m yükseklikte) zikzaklar yaparak çıkmaktadır. Yolun Bezirgan ovasına çıktığı yerin hemen güneyinde yükselen Hisartepe üzerinde irili ufaklı pek çok yapıları gözlemlenebilmektedir. Yol ise, Hisartepe ve Kışla Dağı arasındaki geçitten (Fig. 14-15) Bezirgan Ovası'nın batı kenarındaki ambarların bulunduğu yere ulaşmaktadır. Burada bulunan bir yazıtta (Nr. 2) adı geçen Euelthon'un memleketi Patara olması da Bezirgan Ovası'nın en azından güney kısımlarının, Hisartepe ve hakim olduğu alanı da içermek üzere, Patara denetiminde olduğunu göstermektedir. Kuzey ucuna nazaran güney ucu 11 m daha düşük olan Bezirgan Ovası vaktiyle gölken yol geçirilmesi imkansızdı. Ova'nın güney ucunda muhtemelen Romalı mühendislerce açılan antik su tahliye tüneli (Fig. 19-20) vasıtasıyla gölün kurutularak yol geçirildiği düşünülmüştür. Bezirgan Ovası'nın batı kıyısından ilerleyen bir başka antik yol ise, Patara-Phellos ve Ksanthos-Neisa anayollarını bağlıyor olup, büyük bir ihtimalle de bu yolun iki ucundaki Alacaışık Gediği (kuzeyde, Ksanthos kontrolünde) ve Hisartepe (güneyde, Patara kontrolünde) geçitleri bu ana yolların giriş-çıkış noktalarıydı. Yol buradan Sarıbelen/Sidek üzerinden modern yola paralel olarak Gökçeören/Seyret'e ulaşmaktadır. Daha güneyden giden bir başka eski yol üzerinde, Gökçeören'in 4,5 km güneybatısındaki Üçkuyu mevkiinde bulunan bir lahit üzerindeki yazıttan (Nr. 3) Patara etki alanının buralara kadar uzadığı anlaşılmıştır. Lahdin üzerinde bulunduğu eski yol Gökçeören' ulaşmaktadır. Gökçeören'de bulunan bir lahit üzerindeki yazıt (Nr. 4) maalesef yer ismi ya da etnikon vermemektedir. Yazıtın, hüviyeti için veri sunmadığı ve diğer yazıtlar aracılığıyla çevresinin Patara teritoryumu içerisinde olduğunu anladığımız Gökçeören/Seyret (Seroia/ta?) antik yerleşiminin Patara sınırlarının doğu ucunda olduğu önerilebilir. Antik yol ise, Gökçeören/Seyret'ten Çağlarca, Pınarbaşı, Yeniköy, Çukurbağ ve Pınarbaşı üzerinden Phellos'a ulaşıyor olmalıydı. Yazıtlar: Nr.1) “Menophilos oğlu [Apoll]onides bu mezarı kendisi, karısı, çocukları ve torunları için yaptırmıştır. Başka birine defin (müsaadesi) yoktur, aksi olursa (yapan kişi) Pataralıların kentine 500 dinar ceza ödeyecektir.” Nr. 2) “... Euphrosynos kızı Arsasis diye de bilinen … kocası, Eudemos oğlu Thersikles'in oğlu, memleketi yararına tam bir hizmet yerine getiren Pataralı Euelthon için ...” Nr. 3) “Bu mezarı, Hippolokhos'un oğulları Patara efradından varisler olan pek belagatli Publius ve Leonnatos'un köleleri Soterikhos ve Hoplon, kendileri, karıları ve onların çocukları için yaptırdılar.” Nr. 4) “(Ben) Pappos oğlu M(arcus) Aur(elius) Hippolokhos, bu mezarı, kendi(m), eşim Flavia ... ve çocuklar(ım) için yaptırdı(m). Başka hiç kimseye birini gömmek müsaadeli değildir, aksi takdirde (buna uymayan) kutsal imparatorluk kasasına 2500 dinar ceza ödeyecektir.” ___________________________________________________________________________ In the field survey of the Stadiasmus Patarensis (SP) in 2009, the route between Patara and Phellos was investigated. The distance between Patara and Phellos in the SP was restored as 240 stadia (45–46 km) by the editors. The route reaches Phellos via the Kısık pass – Akbel – Sarnıçbaşı – Uçova – Bezirgân – Sarıbelen/Sidek – Gökçeören/Seyret – Yeniköy – Çukurbağ and Pınarbaşı. There seems to have been another road following the water canal up to Akbel, but this must have been employed in a later period. No trace relating to the ancient road from Akbel to İslamlar could be found, nevertheless an inscription (No. 1) on a tomb on the upper levels of the waterway in the Öz neighbourhood of İslamlar confirms that the western slopes of Mount Kışla of this region was within the territory of Patara. The ancient road to Phellos reaches Sarnıçbaşı 2 km southwest of Kalkan via Yeşilköy/Fırnaz and Akbel. Then it climbs up to the Bezirgân Plain over a pass near “Ambararası”. This pass was controlled by the settlement on Hisartepe which rises to the south of the pass and has many ancient remains on its summit. An inscription from where the road meets the plain records a certain Euelthon from Patara, who fulfilled many services for his fatherland and was buried in that place, indicating that at least the southern parts of the Bezirgân Plain, including Hisartepe and its surroundings, were within the territorial control of Patara. When Bezirgan Plain, the southern end of which is 11 m lower in elevation, was a lake, the road passage was impossible. The tunnel at the southern end of the plain was probably cut by the time of Claudius, to empty the water from the lake, after which, the road led directly across the plain. A secondary road running from the western side of the plain should have connected the main roads of Patara-Phellos and Xanthos-Neisa, and two passages at the ends of this road, the Alacaışık pass (in the north, under the control of Xanthos) and the Hisartepe pass (in the south, under the control of Patara) were most probably the control and change points on these main roads. From Hisartepe the road continues to Gökçeören/Seyret via Sarıbelen/Sidek and Döşeme, near where some traces of ancient road pavement can be seen. A secondary road to the south from Sidek to Seyret via Üçkuyu, where there is a sarchophagus with inscription (No. 3) revealing the extension of the territory of Patara to these lands. Another inscription on a sarcophagus amongst the remains on Gökçeören hill does not provide information concerning a place name, though it can perhaps be suggested that this settlement on Gökçeören administratively belonged to Patara. After Gökçeören, the ancient route should have passed Çağlarca, Pınarbaşı, Yeniköy, Çukurbağ and Pınarbaşı to reach Phellos.
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
129. Some Isaurian and Lycaonian inscriptions in the museum of Karaman
- Author
-
ALKAN, Mehmet
- Subjects
Social ,Anatolian personal names,scholarius,diaconos,tabularius,libertus Augusti,imperial estate,Isauria,Lycaonia,Karaman ,Yerel Anadolu şahıs adları,scholarius,diakonos,tabularius,imparator azatlısı,imparatorluk malikânesi,Isauria,Lykaonia,Karaman ,Sosyal - Abstract
Bu makalede Karaman Müzesi'ne civar köylerden getirilmiş, altı mezaryazıtı ve bir sınır yazıtı tanıtılmaktadır. Yazıtlarda yeni yerel şahısisimleri belgelenmektedir; bunlar: Sis (nr. 1), Mamoas, Kibadas veya Kibas (nr.2); Inne (nr. 3), Vitres ve Kilamosis (nr. 5). Bir numaralı yazıtta geçenPigramos ismi şimdiye kadar Lykia bölgesi yazıtlarından bilinmekteydi ve buyazıtla birlikte ilk kez Lykia dışında belgelenmektedir. Üçüncü yazıtın aitolduğu stel üzerindeki atlı figürü ve onun altında yazılı olan Cassius şahısadı dikkat çekici olup, Konya Müzesi'nde korunan oldukça benzer bir stel ilekarşılaştırılmakta ve bu iki stelin aynı usta tarafından yapılmış olabileceğiönerilmektedir. Dört numaralı yazıtta Paulos adında bir imparatorluk muhafızı(skholarios) belgelenmektedir. Altı numarada yer alan sınır yazıtı isetetrarkhi döneminden olup, bu yazıtta geçen Takseasou, büyük olasılıkla yenibir yer adının genetivus formudur. Bu yeni yazıtlara ilaveten makaledecorrigenda et addenda alt başlığı altında Karaman Müzesi'nden yayınlanmış ikiyazıt yeni okumalarlarla birlikte değerlendirilmektedir. Yedi numarada yer alandiğer yazıtta ise, ilk edisyonunda Ilathyia diye hatalı okunmuş olan şahıs ismiFlavia olarak düzeltilmektedir. Sekiz numara ile verilen son yazıttantabularius olduğu anlaşılan M. Ulpius adlı şahsın aynı zamanda bir imparatorazatlısı olması gerektiği ortaya konulmakta ve yazıtın buluntu yeri olanSudurağı köyünde bir imparatorluk malikanesinin olabileceği önerilmektedir.Yazıtları çevirisi:1. Pigramos oğlu Sis oğlu Pigramos oğlu Nestor, (bu steli)hatıralarından dolayı kendi oğlu Sis ve kızı Kamata için dikti.2. Mamoas kızı [.]as, (bu steli) kendisi ve annesi veKibadas ve Inna ve (kendi) kızları ve Serapion ve Serapion için onurları güzelhatıraları vesilesiyle dikti. (Steli) […]meites yaptı.3. Ön yüzde: Cassius, […]kaios, Nenis kısı Tatas,Capiton. Yan yüzde: Inne, Appas.4. En bahtsız muhafız (scholarius), hizmetkar Paulos buradayatıyor.5. Kendilerinin olan bu heroon'u, Smerdis oğlu Vitres veKilamosis kızı Nannis [ve] Ne[. . . .] yaptırdı.6: Sebastus'lar Diocletianus and Maximianus ve Caesar'larConstantius and Maximianus'un (ortak imparatorluğu) zamanında; Aur(elia)Theophila'nın arazi sınırları Takseasos/n'dan buraya kadardır.7. Atheni-? oğlu [Aur](elius) Nestorianos, (busteli) kendi karısıTheophilos kızı, Αιμθε[.]ος? diye debilinen Aur(relia) Tattis, eşine sadık Flavia ve onun kocası içinhatıralarından dolayı (dikti).8. İmparator azatlısı, tabularius (muhasebeci) M.Ulpius ΚΟΥ-, (bu steli) hatırası vesilesiyle karısı Nikaretos kızı[...]atis?, için (dikti)., Five funerary inscriptions and an inscribed boundary stone, which werebrought from surrounding villages to the Karaman Museum, are introduced. Inthese inscriptions some new indigenous personal names are documented: Sis (No.1), Mamoas and Kibadas or Kibas (No. 2), Inne (No. 3), Vitres and Kilamosis(No. 5). In the first inscription Pigramos, which was only known from theLycian inscriptions, is attested for the first time outside Lycia. A figure ofa horseman on the altar (No. 3), represented by the name Cassius, also appearson a very similar tomb stone preserved in the Konya Museum. It is possible thatboth of these stones were been produced by the same stone-cutter, with the nameCassius on both stones representing the same person, probably a nobleman or astone-cutter. The fourth inscription documents a scholarios (imperialguard) named Paulos. In the boundary inscription (No. 6) a new place name isrecorded as Takseasou in the genitive case. In addition to these, two publishedinscriptions from the museum are republished with new readings under theheading corrigenda et addenda. In the first (No. 7), a personalname misread as Ilathyia is corrected to Flavia. In the second (No. 8), acertain freedman of the Emperor by the name of M. Ulpius is recorded as tabularius.He was probably an accountant on an imperial estate given the provenance of theinscription (Sudurağı).
- Published
- 2013
130. Klasik Çağ'dan Erken Bizans'a Myra kenti ve teritoryumu
- Author
-
Alkan, Mehmet, Takmer, Burak, and Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Arkeoloji ,Archeology ,History ,Political structure ,Ancient Linguistics and Cultures ,Historical development ,Socio-economic situation ,Archeological areas ,Early Byzantine Period ,Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri ,Cult ,Early Byzantine ,Myra ,Classical Period - Abstract
Myra kenti tarihi ve teritoryumu olarak iki ana bölüme ayrılan bu tez Myra'nın Klasik Çağ'da orta halli büyüklükte bir kale yerleşiminden Geç Roma Dönemi'nde Lykia'nın dini ve idari başkenti oluncaya kadarki politik tarihini, idari, sosyal, dini ve sosyal yapısını antik literatür, epigrafik, arkeolojik ve nümizmatik belgeler ışığında incelemektedir. Çalışmanın diğer bir hedefi kentin teritoryumunu ve içinde kalan yerleşimleri araştırmak ve Orta Lykia coğrafya çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. İlk bölümde Myra'nın siyasi ve sosyal tarihçesi ile idari ve ekonomik yapısı araştırılmaktadır. Öncelikli olarak Klasik Dönem kale yerleşiminden itibaren Geç Roma Dönemi'ne kadar kentin kaderini belirleyen siyasi ve ekonomik gelişmeler kronolojik bir düzen içinde ele alınmaktadır. Myra'nın bu tarihsel gelişimi Doğu ve Batı Lykia'nın diğer büyük kentleri olan Limyra, Ksanthos ve Patara ile karşılaştırılarak incelenmektedir. Limyra'dan sonra ikinci büyük kaya mezarlı nekropolis'e sahip olan ve Klasik Dönem'de önemli bir hanedanlık merkezi olduğu izlenimi uyandıran Myra'nın bu dönem tarihi içindeki olaylarda adı neredeyse hiç geçmemektedir. Klasik Çağ'da sikke basıp basmadığı belli olmamakla birlikte yerel Lykia dillerindeki adı da belirsizdir. Ptolemaioslar Dönemi'nde limanı Andriake ile birlikte gelişmiş olan Myra polis statüsüne ulaşmıştır. Bu dönemden itibaren, Klasik ve Erken Hellenistik Dönem'de Doğu Lykia'nın en büyük kenti olan Limyra'yı geride bırakarak Lykia Birliği'nin en büyük kentleri arasındaki yerini almıştır. Roma Dönemi'nde Myra, Batı Lykia'da Ksanthos'tan üstünlüğü devralan Patara ile birlikte Lykia'nın en büyük iki kentinden biri olmuştur. Batı Lykia'nın temsilcisi olarak Patara'nın ve Doğu Lykia'nın temsilcisi Myra'nın onursal vatandaşlık unvanı lykiarkhes'ler tarafından da politik bir mesaj olarak taşınmış olmalıdır. Nihayet Myra bu gelişimini Erken Bizans Dönemi'nde bütün Lykia'nın idari ve dini başkenti olarak tamamlamıştır. Lykia tarihi ile birlikte ele alınan kentin siyasi tarihinin yanı sıra bu bölümde epigrafik belgeler üzerinden Myra'nın diğer Lykia kentleri ile olan politik ve ekonomik ilişkileri ve bunun yanı sıra Myralı yurttaşlar da incelenerek kentin idari ve sosyal yapısına dair çıkarımlarda bulunulmaktadır. Büyük bir kent olmasına rağmen epigrafik belgelerde hiçbir Myralı euergethes'e ve elit tabakaya mensup bir kişiye rastlanmamaktadır. Yazıtlarda Myra'nın Ksanthos ile Hellenistik Dönem'de isopoliteia, Augustus zamanında Tyberissos ve Teimiussa ortak demos'u ile sympoliteia ve ayrıca Roma Dönemi'nde muhtemelen 2. yüzyılda Trebenda ile sympoliteia anlaşması yapmıştır. Bunlardan başka Myra'nın, Kyaneai ile Teimiussa/Üçağız Limanı'nın kullanımı üzerine bir anlaşma yapmış olmalıdır. Rhodiapolis ve Korydalla kentleriyle birlikte üçlü, Antiphellos ile ikili bir ekonomik işbirliği anlaşmaları yaptığı da biri Rhodiapolis'ten diğeri Antphellos'an iki mezar yazıtı sayesinde tahmin edilebilmektedir. Kent ekonomisi Hellenistik ve Roma dönemlerinde büyük oranda purpur üretimine, Andriake liman gelirlerine, deniz taşımacılığına, gümrük vergilerine, ayrıca bunlara Geç Roma Dönemi'nden itibaren Aziz Nikolaos'tan kaynaklanan inanaç turizminin getirdiği gelirlere dayanmıştır. Kentin baştanrısı Artemis Eleuthera'dan başka Tykhe ve Hekate kültlerinin de varlığı yazıt, altar ve bazı kabartmalar aracılığıyla belgelenmektedir. Myra'da Apollon kültünün olmaması ise çok yakınında ve tapınağı günümüzde de ayakta kalan ünlü Soura Apollon kehanet merkeziyle açıklanabilir. Soura Apollon'undan başka Myra teritoryumu içinde Eleuthera Trebendatike bilinmektedir. Çok büyük olasılıkla bu kült Muskar-Asarbelen Tepesi yerleşimindeydi. Myra teritoryumuna ayrılan tezin ikinci bölümü genel itibariyle bir tarihsel coğrafya çalışmasıdır. Kentin teritoryumu Demre vadisinin oluşturduğu doğal sınır ile ikiye ayrılarak ele alınmaktadır. Önce bu iki alanda yer alan yerleşimler Myra ile teritoryum ilişkisine dair belgeleriyle birlikte tanıtılmaktadır. Bu bölümde ayrıca Sionlu Nikolaos'un biyografisindeki yer adları üzerine bir inceleme yapılarak daha önce lokalizasyonları yapılamamış olan bu yerlerden hangilerinin Myra teritoryumunda olması gerektiğine dair sonuçlar çıkarılmaktadır. Bu sonuçlara ulaşmak için Vita'da bahsi geçen, Aziz'in düzenlediği kurban töreni ziyaretleri ele alınarak bu ziyaretlerinde adı geçen yerler üzerine lokalizasyon önerileri getirilmektedir. Netice itibariyle başta Hellenistik Dönem kentleri olan Trebendai ve Tragalassos olmak üzere Nikolaos tarafından ziyaret edilen Plenion, Kausai, Nea Kome, Partaessos, Symbolon, Nautes, Kastellon ve Hemalissoi'un Demre vadisinin kuzeyinde Alacadağ üzerindeki yerleşimlerde ve Myra'nın 4 km doğusunda yer alan lagün civarında aranması gerektiği sonucu çıkarılmakta ve Vita'da adı geçen bu yerlerdeki kiliselerin söz konusu bölgedeki mevcut kiliselerle eşleştirilmesine dair öneriler sunulmaktadır. Bu bölümde lokalizasyon çalışmalarının ardından nihai olarak Myra'nın farklı dönemler itibarıyla teritoryum sınırları ve ulaşım sistemi tartışılmakta ve haritalarda gösterilmektedir. This thesis concerns the history of the city of Myra and its territory and is divided into two main parts. The first part investigates the political history of the city from the classical fortress until the late Roman Period when the city became the capital of Lycia; with its administrative, social, religious and economic structures recorded in ancient literary works, in epigraphic documents and in the archaeological remains providing the sources employed in this investigation. The aim of the second part of this study was to determine the extent of the territory and those settlements belonging to the city and so to contribute to the study of the ancient geography of central Lycia through proposing some localisations. In the first part of this thesis the historical development of the city Myra, the main city of central Lycia, is investigated through comparing Myra with the large eastern and western cities of Lycia such as: Xanthos, Patara and Limyra, within the context of western and eastern Lycia. During the Classical and Early Hellenistic periods the leading administrative centres of Lycia were Xanthos to the west and Limyra to the east. Although Myra has the second largest classical necropolis in Lycia, with 100 rock-cut tombs (after the city of Limyra), and also possesses a large fortress, it seems that Myra did not play any noteworthy role in the history of Lycia during the Classical and Early Hellenistic Periods. The epichoric name of the settlement of Myra remains uncertain, and it is also unknown if it minted any coins during the Classical Period. The city of Myra and its port of Andriake increased in importance under Ptolemaic rule during the third century B.C. and from this time Myra became one of the six largest Lycian cities, possessing three votes in the Lycian League, and it also obtained the most important position in eastern Lycia as the centre minting the coins of Masikytos, surpassing the mint in city of Limyra. During the Roman Imperial Period Myra and Patara, which had surpassed Xanthos in western Lycia, became the two leading cities of the province of Lycia. This, to the extent that the awarding of honorary citizenships of Myra and Patara might have been particularly employed as a political message, in representing both eastern and western Lycia, by some famous Lyciarchs such as Opramoas etc. Finally, in the late Roman Period Myra became the administrative and religious centre of all of Lycia after it was declared the capital of Lycia by Emperor Theodosius.In the first part, in addition to the political history of Myra, its political and economic relations with the other cities of Lycia and the administrative and social structure of the city are investigated, employing the surviving epigraphic documentation. During the Hellenistic Period, during the second half of the second century B.C., Myra made a treaty of equal citizenship 327
- Published
- 2013
131. Kuzey Anadolu Fayı Bolu-Çorum Segmenti Boyunca Yer Kabuğu Hareketlerinin GNSS Yöntemiyle İzlenmesi.
- Author
-
Aladoğan, Kayhan, Tiryakioğlu, İbrahim, Yavaşoğlu, Hakan, Alkan, Reha Metin, Alkan, Mehmet Nurullah, Köse, Zafer, İlçi, Veli, Ozulu, İbrahim Murat, Tombuş, Fazlı Engin, and Şahin, Murat
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
132. Tarihi Alanlarda WEB CBS Uygulamaları
- Author
-
Alkan, Mehmet, Arca, Deniz, Bayık, Çağlar, Şeker, Dursun Zafer, and Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
- Subjects
Mühendislik ,Hava ve Uzay - Abstract
Web tabanlı Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)teknolojik gelişmeler sayesinde projelerin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Sağladığı kullanım kolaylığı, erişilebilirlik ve etkin paylaşım olanaklarından dolayı toplumun her kesiminden kullanıcıya hitap edebilmekte, dolayısıyla birçok uygulamanın sunum aşamasında getirdiği çözümler nedeniyle tercih sebebi olmaktadır. Ülkelerin tarihi miras alanları; turizm, ülkenin tanıtımı, ekonomik kazanç sağlama gibi birçok yönden büyük önem arz etmektedir. Türkiye’de birçok tarihi mirasa sahip olduğundan bu açıdan şanslı ülkeler arasında yer almaktadır. Tarihi miraslara sahip olmak önemli bir olgu olmasına rağmen bu mirasları korumak ve yaşatmak da önemlidir. Bu yüzden UNESCO dünya ülkelerine yardımcı olmak amacıyla önemli tarihi miras alanlarını dünya tarih mirası listesine almaktadır.Ülkemizde bulunan dokuz tarihi yerleşke UNESCO koruması altında bulunmaktadır ve bunlardan bir tanesi de Safranbolu tarihi kentidir. Bu çalışmada Safranbolu tarihi kentindeki tarihi yapılara yönelik web tabanlı bir bilgi sistemi oluşturularak internet üzerinden kullanıcılara sunulması amaçlanmıştır. Web tabanlı CBS uygulamaları ile kullanıcılar ihtiyaç duydukları verilere ve haritalara kolayca ulaşabilmekte ve tanımlanan olanaklar doğrultusunda bu verilerle çalışabilmektedirler., Due to improvements on the technology, web-based Geographic Information Systems become an indispensable part of the projects. Because it provides accessibility, easy usage functions and effective sharing options, it can address to the public people, so the web based Geographic Information Systems are chosen for the purpose of solving techniques in presentation sections. Historic heritage sites of countries present very much emphasis for various ways e.g., tourism, publicity of country, economical gains supply. Because of having lots of historical heritage, Turkey takes part of these lucky countries. Not only having historical heritage is important, but also it is very important to protect and revitalization of these sites. For this purpose, UNESCO takes important historical sites into world historical heritage list for the aim of helping world countries. In our country, nine historical areas are under protection of UNESCO and one of these is Safranbolu historical city. The aim of this study is to design a web based information system for the historical structures in city of Safranbolu. With web based GIS, users easily obtain data and maps which they need andcan work with this data in accordance with defined interests.
- Published
- 2012
133. Parerga to the Stadiasmus Patarensis (13): The road system in the mountainous area of Alacadağ in central Lycia and the roads indicated in the Vita of Nicholas of Sion
- Author
-
TAKMER, Burak and ALKAN, Mehmet
- Subjects
Social ,Stadiasmus Patarensis,Roman roads,ancient ways,Central Lycia,Vita of Nicholas of Sion,Alacadağ,Myra ,Stadiasmus Patarensis,Roma yolları,antik yollar,Orta Lykia,Sionlu Nikolaos,Alacadağ,Myra ,Sosyal - Abstract
Bu makalede daha önce bilinen fakat detaylı bir yayını yapılmamış olan,Myra'nın dağ üzerinden iç Lykia'ya bağlantısını sağlayan ve halk arasında GavurYolu olarak adlandırılan Roma Dönemi yolu ele alınmaktadır. Yüzeyaraştırmalarımız sırasında başından sonuna kadar araştırılan bu yol güzergahıtespit edilen yeni buluntularla ve Orta Lykia'daki diğer Roma Dönemi yollarıile olan bağlaylantılarıyla birlikte incelenmektedir. Bunların yanısıra GavurYolu'nun geçtiği dağlık alanda yer alan, daha önceden bilinenlerle birlikteyeni keşfedilen tali yollar tanıtılmaktadır. Son olarak Sionlu Nikolaos'unbiyografisinde anlatılan bazı olaylar kapsamında bu yolların nasıl yer almışolabileceği ve bazı lokalizasyon sorunları tartışılmaktadır., This contribution introduces the Roman road connecting Myra to innerLycia via the mountainous area of Alacadağ. The road called “Gavur Yolu” by thenative population is already known, but has not been surveyed entirely and hasnot been fully published before. Therefore one of the main aims of theStadiasmus Patarensis Project was to re-examine the route in connection withother Roman roads discovered around Alacadağ during the 2010 to 2011 seasons.In addition, the secondary ways known in the mountainous area through which themain road passes, are introduced with some newly discovered pathways. Theauthors discuss finally, how these ways should be located in relation to the narrationsregarding the routes recorded in the Vita of Saint Nicholas of Holy Sion, andsome unsolved localizations in respect to these events.
- Published
- 2012
134. Web Based GIS for Safranbolu Historical City
- Author
-
ALKAN, MEHMET, ARCA, DENİZ, BAYIK, ÇAĞLAR, and ŞEKER, DURSUN ZAFER
- Published
- 2012
135. Coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama kullanılarak Türkiye'nin batısında visseral ve kutanöz leishmaniasisde vektör türlerin dağılımı ile ilişkili mekansal risk düzeylerinin saptanması için yeni bir yaklaşım
- Author
-
Ölgen, Muhibullah Kirami, Özbel, Yusuf, Balcıoğlu, İbrahim Cüneyt, Demir, Samiye, Şimşek, Fatih, Özensoy Töz, Seray, Ertabakla, Hatice, Alkan, Mehmet Ziya, and Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi
- Subjects
Veterinerlik - Abstract
Leishmaniasis Türkiye'de visseral ve kutanöz olmak üzere iki klinik formda görülmekte ve bütün ülkeye yayılma eğilimi göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin batısında seçilmiş bir çalışma alanındaki verileri kullanarak mekansal risk düzeylerini saptamak için yeni bir model geliştirmektir. Bu leishmaniasis odağındaki entomolojik çalışmalarda visseral leishmaniasis için şüpheli vektörler olan Phlebotomus (Larroussius) neglectus ve P. (Larroussius) tobbi, kutanöz leishmaniasis şüpheli vektör olan P. (Paraphlebotomus) similis'in varlığı ortaya konulmuştur. Yeni risk modeli, bu üç türün dağılımları ile ilişkili olarak yükselti, bakı, Normalize Edilmiş Vejetasyon Indeksi (NDVI), Zenginleştirilmiş Vejetasyon Indeksi (EVI), Yüzey sıcaklığı (LST) gibi coğrafi değişkenlerin tek ve çok değişkenli binary logistik regresyon analizlerinden elde edilen değerler esas alınarak geliştirilmiştir. Yeni modelin sonuçları, leishmaniasis risk düzeylerinin tanımlanmasına izin verecek coğrafi teknolojiler kullanarak şüpheli vektör türlerin potansiyel dağılım alanlarını belirleyip risk haritaları üretmek için kullanılmıştır. Bu haritaların da hastalıkla ilişkili kontrol programlarına rehberlik yapacak faydalı bilgiler sağladığı düşünülmektedir, Leishmaniases are present in two clinical forms, as visceral and cutaneous, in Turkey showing a tendency of spreading throughout the country. The aim of the present study was to produce a new model for determining the spatial risk levels using the data in a selected study site in the western part of Turkey. The results of entomological studies in this leishmaniasis focus indicated the presence of suspected vector species Phlebotomus (Larroussius) tobbi and P. (Larroussius) neglectus for the visceral, P. (Paraphlebotomus) similis for cutaneous forms of the disease. The new risk model was developed based on univariate and multivariate binary logistic regression analyses of geographical variables as altitude, aspect, Normalized Difference Vegetation Index (NDVI), Enhanced Vegetation Index (EVI) and Land Surface Temperature (LST) values related to the distribution of these three species. The results of the new model were used to produce the risk maps and the potential distribution areas of the incriminated vector species with the use of geographical technologies which allowed the identification of the leishmaniasis risk levels that may provide useful information to guide the control program interventions
- Published
- 2012
136. DEM generation with WorldView-2 images
- Author
-
Buyuksalih, Gurcan, Baz, I., Alkan, Mehmet, Jacobsen, Karsten, Shortis, M., El-Sheimy, N., and Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
- Subjects
Dewey Decimal Classification::500 | Naturwissenschaften::550 | Geowissenschaften ,lcsh:Applied optics. Photonics ,Orientation (computer vision) ,lcsh:T ,Tangent ,lcsh:TA1501-1820 ,Geometry ,Terrain ,Space ,Least squares ,lcsh:Technology ,Standard deviation ,Normal distribution ,Root mean square ,Geography ,Mapping ,Region growing ,lcsh:TA1-2040 ,ddc:550 ,Matching ,Imagery ,DEM/DTM ,lcsh:Engineering (General). Civil engineering (General) ,Konferenzschrift - Abstract
ESRI;Hexagon;RMIT University, School of Mathematical and Geospatial Sciences, 22nd Congress of the International Society for Photogrammetry and Remote Sensing, ISPRS 2012 -- 25 August 2012 through 1 September 2012 -- -- 111120, For planning purposes 42km coast line of the Black Sea, starting at the Bosporus going in West direction, with a width of approximately 5km, was imaged by WorldView-2. Three stereo scenes have been oriented at first by 3D-affine transformation and later by bias corrected RPC solution. The result is nearly the same, but it is limited by identification of the control points in the images. Nevertheless after blunder elimination by data snooping root mean square discrepancies below 1 pixel have been reached. The root mean square discrepancy at control point height reached 0.5m up to 1.3m with a base to height relation between 1:1.26 and 1:1.80. Digital Surface models (DSM) with 4m spacing have been generated by least squares matching with region growing, supported by image pyramids. A higher percentage of the mountainous area is covered by forest, requiring the approximation based on image pyramids. In the forest area the approximation just by region growing leads to larger gaps in the DSM. Caused by the good image quality of WorldView-2 the correlation coefficients reached by least squares matching are high and even in most forest areas a satisfying density of accepted points was reached. Two stereo models have an overlapping area of 1.6 km times 6.7km allowing an accuracy evaluation. Small, but nevertheless significant differences in scene orientation have been eliminated by least squares shift of both overlapping height models to each other. The root mean square differences of both independent DSM are 1.06m or as a function of terrain inclination 0.74m + 0.55m* tangent (slope). The terrain inclination in the average is 7° with 12% exceeding 17°. The frequency distribution of height discrepancies is not far away from normal distribution, but as usual, larger discrepancies are more often available as corresponding to normal distribution. This also can be seen by the normalized medium absolute deviation (NMAS) related to 68% probability level of 0.83m being significant smaller as the root mean square differences. Nevertheless the results indicate a standard deviation of the single height models of 0.75m or 0.52m + 0.39* tangent (slope), corresponding to approximately 0.6 pixels for the x-parallax in flat terrain, being very satisfying for the available land cover. An interpolation over 10m enlarged the root mean square differences of both height models nearly by 50%.
- Published
- 2012
137. Tarihi Kentlere Yönelik Web CBS Uygulaması Safranbolu Örneği
- Author
-
BAYIK, ÇAĞLAR, ALKAN, MEHMET, ŞEKER, DURSUN ZAFER, ACAR, HAYRETTİN, and ARCA, DENİZ
- Published
- 2011
138. Tarihi Kentlere Yönelik Web CBS Uygulaması Safranbolu Örneği
- Author
-
ALKAN, MEHMET, ARCA, DENİZ, ŞEKER, DURSUN ZAFER, BAYIK, ÇAĞLAR, and ACAR, HAYRETTİN
- Published
- 2011
139. Safranbolu Tarihi Kenti Örneğinde Dokümantasyon Çalışmalarında Fotogrametri ve CBS nin Birlikte Kullanımı
- Author
-
BAYIK, ÇAĞLAR, ŞEKER, DURSUN ZAFER, ALKAN, MEHMET, ACAR, HAYRETTİN, and ARCA, DENİZ
- Published
- 2011
140. Yersel Fotogrametrinin Dokümantasyon Çalışmalarında Kullanımına Bir Örnek
- Author
-
BAYIK, ÇAĞLAR, ARCA, DENİZ, ACAR, HAYRETTİN, ALKAN, MEHMET, ŞEKER, DURSUN ZAFER, and YAKAR, MURAT
- Published
- 2011
141. Alemdar Mustafa Paşa'nın devlet hayatı
- Author
-
Alkan, Mehmet, Subaşı, Turgut, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Alemdar Mustafa Pasha ,Rebellions ,Ottoman State ,Grand viziers ,Kabakçı Mustafa rebellion ,Ottoman Period - Abstract
Alemdar Mustafa Paşa 1765 yılında Hotin'de doğdu. Hacı Hasan Ağa'nın oğludur. Babası gibi Yeniçeri Ocağı'na girmiştir. Daha sonra Tirsinikli İsmail Ağa'nın hizmetine girmiştir. Kısa sürede Efendisinin güvenini kazanıp, kabiliyeti sayesinde hızla yükselmiştir. Alemdar Mustafa'nın lakabı İsmail Efendisine bayraktarlık yapmasından ileri gelir.Alemdar Mustafa kazandığı başarılarla önce Hassa Silahşörü rütbesi (1799) daha sonra Kapıcıbaşılık rütbesini (1803) bir müddet sonra da Hezargrad âyanlığına tayin edilmiştir. Alemdar Mustafa, Tirsinikli İsmail'in ölümü üzerine onun yerine Ruscuk âyanı oldu (1806). Bu sırada başlayan Rusya savaşı sırasında Rumeli'de oluşan zafiyet dolayısıyla III. Selim tarafından Alemdar Mustafa'ya önce vezirlik rütbesi ve Silistre valiliği daha sonra Tuna Seraskerliği verilmiştir (Şubat 1807)Bu savaş sırasında tertiplenen Kabakçı Mustafa isyanı neticesinde III. Selim tahttan indirilip, Nizam-ı Cedit'e son verilip IV. Mustafa tahta çıkarılmıştır. Bu sırada İstanbul'da ve orduda Nizam-ı Cedit ricali avı başlamıştır. Bunun üzerine Ruscuk Yaranı denilen kişiler Alemdar Mustafa Paşa'ya sığınmışlardır. Daha sonra Alemdar Mustafa'yla anlaşan Ruscuk Yaranı III. Selim'i tekrar tahta çıkarmak için İstanbul'a gelmeyi başarmışlardır. Alemdar Mustafa İstanbul'a varmadan önce adamını gönderip Kabakçı Mustafa'yı öldürtmüştür.Kendisinin yerine Alemdar Mustafa'nın III. Selim'i tahta çıkaracağını anlayan IV. Mustafa, III. Selim ve II. Mahmud'un öldürülmeleri için emir vermiştir. III. Selim'i öldürtmüş ama II: Mahmud kurtulmayı başarmıştır. Padişah olan II. Mahmud, Alemdar'ı sadrazam yapmıştır. Sadrazam olan Alemdar Mustafa Paşa âyanları toplayarak Sened-i İttifak denen belgeyi oluşturmuş ve Sekban-ı Cedid denen orduyu kurmuştur. Daha sonra Yeniçeriler tarafından tertiplenen bir isyan sırasında kendi konağında sıkışan Alemdar Mustafa Paşa intihar ederek kendisiyle beraber 300-400 Yeniçeriyi de öldürmüştür.Anahtar Kelimeler: Alemdar Mustafa Paşa, III. Selim, IV. Mustafa, Kabakçı Mustafa, Sened-i İttifak Alemdar Mustafa Pasha was born in 1765 in Hotin. He was the son of Hacı Hasan Aga. Like his dad, He enrolled the janissaries, then entered the service of Tirsinikli İsmail Aga. In a short time, due to the confidence of his master, he increased his popularity rapidly. His Monikers (onun lakabı İsmail Efendisine bayraktarlık yapmasından ileri gelir)With his rank of successes, he was appointed Hassa Silahşörü (1799) then Kapıcıbaşılık rütbesi (1803) and then Hezargrad âyanlığı. Because of the death of Tirsinikli İsmail, Alemdar Mustafa became the Ruscuk âyanı instead of him (1806).Due to beginning of Russian war at this time, which had cawsed vulnerability in Rumeli, He gained the Grand vizier rütbesi, then was given the governship of Silistre, then was given Tuna Seraskerliği (February 1807).During this war, as a result of Kabakçı Mustafa Rebellion, III. Selim was downloaded from the throne and IV. Mustafa was ascended to the throne. For this time It had begun hunting both in İstanbul and army to Nizam-ı Cedid.As a resut, Ruscuk Yaranı achieved to come back İstanbul fort o ascend him (III. Selim) to the throne back. Alemdar Mustafa was killed Kabakçı Mustafa on his way. As IV. Mustafa understood, who would ascend the throne, III. Selim was killed by IV. Mustafa; but II. Mahmud was succeded to get rid of from him.The Sultan II. Mahmud made Grand vizier to him. The Grand Vizier Alemdar collected Âyans and created the document which was called Sened-i İttifak and and set up the Sekban-ı Cedid Army.Later, during a riot organized by janissaries, he committed suicide in his own mansionKeywords: Alemdar Mustafa Pasha, III. Selim, IV. Mustafa, Kabakçı Mustafa, Sened-i İttifak 196
- Published
- 2011
142. Parerga to the Stadiasmus Patarensis (8): On the named places in the journeys of sacrifice recorded in the Vita of Saint Nicholas of Holy Sion
- Author
-
Alkan, Mehmet
- Subjects
Social ,Sionlu Nikolaos,Erken Bizans kiliseleri,antik yollar,Myra teritoryumu ,Sosyal ,Nicholas of Holy Sion,Early Byzantine churches,ancient roads,territory of Myra - Abstract
Bu makale, Sionlu Nikolaos'un, Vita'da kaydedilen kurban töreni ziyaretlerindeki güzergahları belirlemek ve adı geçen yerlerin lokalizasyonuna dair bazı öneriler getirmek amacındadır. İlk olarak Tragalassos'un yeri hakkında daha önce yapılmış öneriler eleştirilmekte ve alternatif olarak Arapyurdu önerilmektedir. Tragalassos'un teritoryumunda olması gereken Pharroa için de, Alacahisar kilisesinin 1 km kuzeydoğusunda yer alan yeni bir yerleşim yeri teklif edilmektedir. Bundan sonra Nikolaos'un 25 gün süren kurban töreni gezisi incelenmektedir. Bu seyahatte adı geçen yerler sırasıyla: Karkabo, Kausai, Nea Kome, Partaessos, Symbolon, Nautes, Serine, Trebendai, Kastellon ve Hemalissoi'dur. Nikolaos bu seyahate kendi manastırı Kutsal Sion'dan (büyük bir ihtimalle Alacahisar kilisesi) yola çıkarak başlamıştır ve ilk ziyaret yeri Karkabo'daki Aziz Cebrail kilisesidir. Alakilise'de ele geçen ve buradaki kilisenin Cebrail'e adandğını gösteren bir yazıt vasıtasıyla Karkabo'nun Alakilise'ye yerleştirilmesi gerektiği daha önceden önerilmiştir. Bu lokalizasyon son derece makuldür. Karkabo/Alakise'den sonra Nikolaos güney istikametinde bir güzergah takip etmiş olmalıdır. Alakilise vadisi civarındaki mevcut kiliselerin konumu böyle bir rotayı zorunlu kılmaktadır. Nikolaos'un ikinci ziyaret yeri Kausai'ın yeri için herhangi bir belge yoktur. Fakat Dikmen Tepesi Alakilise'ye en yakın olduğundan dolayı (1 km güneybatısında) Kausai için önerilebilir. Bir sonraki yer Nea Kome, Alakilise vadisinin 2 km doğusundaki vadide bulunan Karacaören-Günağı mevkiindeki yerleşime (yeni bir yerleşim ve bir kilise ilk olarak bu makalede tanıtılmaktadır) lokalize edilebilir. Nea Kome'den sonraki yer Partaessos, Alakilise'nin yakl. 3 km güneydoğusunda, Günağı kilisesinin 1 km güneydoğusunda yer alan Yılanbaşı ile özdeşleştirilebilir. Nikolaos'un, Partaessos'tan sonra aşağıya inerek gittiği yer Symbolon, büyük bir olasılıkla Myra'nın 4 km doğusunda yer alan lagünün adı idi. Altıncı sıradaki yer Nautes, “gemici” anlamında bir yer adıdır ve muhtemelen lagün civarında olmalıdır. Symbolon ve Nautes'ten sonra Nikolaos kuzey yönünde ilerleyerek yeniden dağlık alana çıkmış olmalıdır. Çünkü en son durak noktası kendi manastırıdır. Nautes'in hemen ardından Aziz'in gittiği Serine için Turant Asarı önerilebilir. Bir sonraki ziyaret yeri, Hellenistik dönemde bağımsız bir yerleşim olduğu bilinen Trebendai ise çok büyük ihtimalle Muskar ile özdeştir. Muskar'ın 500 m güneybatısındaki Asarbelen Tepesi'nde bulunan yeni bir Hellenistik yazıttaki kısmi bilgiler bu lokalizasyonu gerekli kılmaktadır. Bu seyahatteki son iki yerleşim Kastellon ve Hemalissoi'un yerleşirilebilmesi için kesin bir belge yoktur. Kastellon'un Sion manastırı ile Myra arasında olması gerektiği zaten bilinmektedir. Hemalissoi da Sion manastırından önceki son istasyon olduğu için onun da manastır yakınlarında bir yerde olması gerekir. Bunlara göre, Nikolaos'un bu seyahatindeki muhtemel güzergahı da hesaba katılarak, Kastellon için Devekuyusu veya yakınlarında bir yer, Hemalissoi için de Karabel önerilebilir., This paper aims to determine the route taken by Nicholas of Holy Sion in his journeys of sacrifice which are recorded in his Vita and in so doing, presents some suggestions as to the locations of Tragalassos and its territory and of the ten places with churches that were visited by him on the second long journey which lasted 25 days. The settlement of Arapyurdu is suggested as the location of Tragalassos. The hamlet of Pharroa, belonging to Tragalassos, is identified with a new settlement located 1 km to the northeast of Alacahisar church. The following are the places recorded in the course of this 25-day journey: Karkabo, Kausai, Nea Kome, Partaessos, Symbolon, Nautes, Serine, Trebendai, Kastellon and Hemalissoi. This journey began from the monastery of Holy Sion (probably to be identified as the Alacahisar church) and the first visit was to the shrine of Gabriel at Karkabo which is identified with the basilica at Alakilise through an inscription found in the Alakilise valley 7 km to the northeast of Myra (an identification already proposed by C. Foss). After Karkabo/Alakilise, Nicholas would have taken a route in a southerly direction to visit the extant sanctuaries around the Alakilise valley. The second destination, Kausai, might be Dikmen Tepesi, the closest settlement having an early Byzantine church 1 km south of the basilica at Alakilise. The next place Nea Kome can be localized at Karacaören–Günağı (the newly discovered settlement and an early Byzantine church are introduced in this paper) lying ca. 2 km southeast of Alakilise. The fourth station Partaessos was probably at Yılanbaşı ca. 3 km southeast of Alakilise and ca. 1 km southeast of the Günağı church. Nicholas went down from Partaessos to the fifth stop Symbolon, probably being the ancient name of the “Dalyan” lagoon, lying 4 km east of Myra. The next place visited, Nautes meaning “sailor”, must be near to the lagoon (Symbolon). After Symbolon and Nautes, Nicholas continued his route in a northerly direction to visit the remaining four places and to return to his monastery. Serine can be localized as Turant Asarı located 5 km to the northeast of Myra and 2 km east of Muskar/Belören. The next place Trebendai, which was an independent city during the Hellenistic period, should be localized as Muskar due to a previously unpublished inscription, published here, the contents of which have been employed in order to identify Trebendai as Muskar. The ninth stop, Kastellon, should be located between the monastery of H. Sion and Myra according to the Vita, and the last station Hemalissoi should be between Kastellon and the monastery of Sion. If the distribution of the churches in the area and Nicholas's route are taken into consideration, Kastellon should be located in or around Devekuyusu, and Hemalissoi can be identified with the village of Karabel.
- Published
- 2010
143. Tarihi Eserlerin Dokümantasyonunda Geoinformasyon Tekniklerinin Uygulanması Safranbolu Örneği
- Author
-
ARCA, DENİZ, AKÇIN, HAKAN, KUTOĞLU, ŞENOL HAKAN, ŞEKER, DURSUN ZAFER, ALKAN, MEHMET, ACAR, HAYRETTİN, and BAYIK, ÇAĞLAR
- Published
- 2010
144. Spatial and Temporal GIS Analysis of Change Detection using IKONOS Images Case Study of Zonguldak
- Author
-
ORUÇ, MURAT, SEFERCİK, UMUT GÜNEŞ, ARCA, DENİZ, and ALKAN, MEHMET
- Published
- 2010
145. Information content capabilities of very high resolution optical space imagery for updating GIS database
- Author
-
Alkan, Mehmet, additional and Jacobsen, Karsten, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
146. HİBRİD TİP BAĞLANTI UYGULANMIŞ TERMOPLASTİK KOMPOZİT PLAKALARDAKİ ISIL KAYMA GERİLMELERİNİN BELİRLENMESİ
- Author
-
ŞEN, Faruk, primary and ALKAN, Mehmet, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
147. Lost Illusions of Blue and Black
- Author
-
ALKAN, Mehmet, primary
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
148. Using the Co-Concepts and Co- Citation Methods on Detection of Similarity of Land Management Legislation
- Author
-
POLAT, Zeynel Abidin, primary and ALKAN, Mehmet, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
149. GIS and remote-sensing-based urban-information system design and development: A case study for Kozlu, Zonguldak
- Author
-
Alkan, Mehmet, Bulut, Gunnur, and Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
- Subjects
high-resolution imagery ,Geographic Information Systems (GIS) ,Remote-Sensing (RS) ,Urban information systems - Abstract
WOS: 000284279800008, Urban growth is inevitable over the next two decades. The bulk of this growth will take place in less developed countries. This growth presents a formidable challenge for urban planners and managers. In this context, we consider some of the ways urban planners can make use of the recent developments in Geographic Information Systems (GIS) and Remote-Sensing (RS) technology to respond to this challenge. GIS projects were initiated in late 1980s in Turkey by both the public and private sectors. Currently, GIS and RS technology play very important roles for urban managers. At the present time, RS technologies are being continually improved; new satellites have been launched with imaging abilities enhanced by new techniques, allowing images to be obtained faster and at higher quality. Current applications use these imagery data for many purposes, among them automatic feature extraction from high-resolution satellite imagery. In this context, automatic and manual object extraction and GIS are the most important issues. In this study, the primary issue was the design and development of Urban Information Systems (UISs); another, more specific, goal was to evaluate the advantages and disadvantages of OrbView-3 and IKONOS imagery for their use in UIS. A test case, consisting of a UIS design, development and application, was executed for the Kozlu, Turkey area. Automatic and manual extraction methods were employed using pan-sharpened IKONOS and OrbView-3 images of the Kozlu urban test area. The NetCAD v5.0, eCognition v4.0.6 and MapInfo v9.0 software packages were used for automatic and manual extraction analyses. Digital reference-vector data were obtained from large-scale digital maps. The extracted results were then compared with a database of reference digital building and road information created from large-scale digital maps in a GIS software package. Thus, utilizing GIS-based analyses, the availability of UIS updating was tested with high-resolution imagery.
- Published
- 2010
150. A design of temporal geographic information systems (TGIS) for Turkish land register and cadastre data
- Author
-
Alkan, Mehmet, Comert, Cetin, and Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
- Subjects
temporal analyses ,spatio-temporal queries ,land register and cadastre data ,Temporal geographic information system - Abstract
WOS: 000278380800012, As in many other countries, land register and cadastre (LRC) data has a very large spectrum of users in Turkey. Such a phrase that "many public and private organizations" can be used is LRC data. The need is not only for up-to-date but also for "temporal" data. Since the traditional LRC system has a manual archiving system, the temporal analyses needed by different users cannot be performed in a rapid and reliable way. Moving from this point on and being motivated by the fact that there has been no research work on this issue in Turkey; this research undertook designing and developing a temporal geographic information system (TGIS) for the country. In this context, the relevant agencies have been investigated first to evaluate their temporal analyses needs. Then, the temporal analyses were categorized. Finally, the TGIS was designed, developed, and tested., Karadeniz Technical University (KTU); Zonguldak Karaelmas University (ZKU)Bulent Ecevit University, The authors acknowledge the financial support of Karadeniz Technical University (KTU) and Zonguldak Karaelmas University (ZKU) for this work.
- Published
- 2010
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.