111 results on '"Arısoy, Ayşe Engin"'
Search Results
102. Newborn Hearing Screening
- Author
-
Karamert, Recep, Günlemez, Ayla, Lang, Stephan, Cingi, Cemal, Series Editor, Arısoy, Ayşe Engin, editor, Arısoy, Emin Sami, editor, Bayar Muluk, Nuray, editor, and Correa, Armando G., editor
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
103. Neonatal Hyperglycemia, which threshold value, diagnostic approach and treatment?: Turkish Neonatal and Pediatric Endocrinology and Diabetes Societies consensus report
- Author
-
Gül Yeşiltepe Mutlu, Eren Özek, Aysun Bideci, Ayşe Engin Arısoy, Asuman Coban, Ayşe Ecevit, Damla Gökşen Şimşek, Firdevs Bas, Nihal Hatipoglu, Ege Üniversitesi, Mutlu, Gül Yeşiltepe (ORCID 0000-0003-3919-7763 & YÖK ID 153511), Şimşek, Damla Gökşen, Ecevit, Ayşe, Hatipoğlu, Nihal, Çoban, Asuman, Arısoy, Ayşe Engin, Baş, Firdevs, Bideci, Aysun, Özek, Eren, School of Medicine, and Department of Pediatrics
- Subjects
Glucosuria ,Hyperglycemia ,Newborn ,Preterm ,Very low birth weight baby ,Pediatric endocrinology ,medicine.medical_treatment ,Physiology ,Pediatrics ,Enteral administration ,Article ,03 medical and health sciences ,0302 clinical medicine ,Insulin resistance ,newborn ,030225 pediatrics ,Diabetes mellitus ,Medicine ,030212 general & internal medicine ,Risk factor ,business.industry ,Insulin ,medicine.disease ,Low birth weight ,Pediatrics, Perinatology and Child Health ,hyperglycemia ,medicine.symptom ,preterm ,business ,Neonatal Hyperglycemia - Abstract
WOS: 000484450300023, PubMed ID: 31236036, Hyperglycemia has become an important risk factor for mortality and morbidity in the neonatal period, especially with increased survival rates of very low birth weight neonates. Hyperglycemia in the neonatal period develops as a result of various mechanisms including iatrogenic causes, inability to supress hepatic glucose production, insulin resistance or glucose intolerance, specifically in preterm neonates. Initiation of parenteral or enteral feeding in the early period in preterm babies increases insulin production and sensitivity. The plasma glucose is targeted to be kept between 70 and 150 mg/dL in the newborn baby. While a blood glucose value above 150 mg/dL is defined as hyperglycemia, blood glucose values measured with an interval of 4 hours of >180-200 mg/dL and +2 glucosuria require treatment. Although glucose infusion rate is reduced in treatment, use of insulin is recommended, if two blood glucose values measured with an interval of 4 hours are >250 mg/dL and glucosuria is present in two separate urine samples.
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
104. Ocak 2008 - Aralık 2017 arasında yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastaların kan ve bos kültürlerinin değerlendirilmesi
- Author
-
Hidimoğlu, Burcu, Arısoy, Ayşe Engin, and Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Cerebrospinal fluid ,Intensive care ,Sepsis ,Infant ,Intensive care units-neonatal ,Blood culture ,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ,Child Health and Diseases ,Infant-newborn - Abstract
Giriş ve Amaç: Yenidoğan sepsisi, yenidoğan yoğunbakım ünitelerindeki morbidite ve mortalite oranlarını etkileyen bir durumdur. Yenidoğan sepsisi, ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye ve aynı hastanede farklı dönemlerde değişik oranlarda görülebilmektedir. Bu çalışmayla amacımız yenidoğan yoğun bakım ünitemizde yıllara göre etken mikroorganizma düzeyine dikkat çekmekle birlikte tanı, takip ve tedavi aşamalarında farkındalık oluşturmaktır. Gereç ve Yöntem: Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Yenidoğan Yoğun bakım Ünitesinde Ocak 2008 ve Aralık 2017 arasında gönderilen 9.165 kan kültürü ve 591 BOS kültürü geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: 9.165 kan kültüründe, 1.040 üreme bulundu. Bu üremelerde 662 bulaş (KONS, Viridans streptococcus) ve 279 üreme görüldü. 279 üremede, 122 (%43,7) gram pozitif bakteri, 144 (%51,6) gram negatif bakteri ve 13 (%4,7) mantar üremesi görüldü. Kan kültürleri üremesinde en çok 64 (%22,9) KONS görüldü. 591 BOS kültüründeki 120 üremede, 41(%34,2) bulaş ve 52 (%43,3) menenjit etkeni bakteri üremesi görüldü. BOS kültürü üremelerinde 31 (%59,6) gram pozitif bakteri, 20 (%38,5) gram negatif bakteri ve 1(%1,9) mantar üremesi görüldü. BOS kültürleri üremesinde en çok 23 (%44,2) KONS görüldü. Aynı sepsis sürecinde çalışılan kan ve BOS kültürlerinde ortak izole edilen etken sayısı 30 saptandı. En sık ortak mikroorganizmalar, 19 (%63,3) üreme ile gram pozitif bakteriler bulundu. Sonuç: Kan ve BOS kültürlerinde yıllara göre bakteri üremelerinde farklılıklar görülmüştür. Bu durum ile yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin durağan bir yapı göstermediği anlaşılmıştır. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde enfeksiyonların önlenmeye yönelik tedbirlerin alınması, dikkatli araç-gereç kullanımı, ekibin farkındalığının artırılmasıyla bulaş üreme ve gerçek sepsis oranının azaltılabileceği düşüncesindeyiz.Anahtar sözcükler: yenidoğan, sepsis, kan kültürü, BOS kültürü. Objective: Neonatal sepsis affects the morbidity and mortality rates in neonatal intensive care units. The neonatal sepsis can be seen at different rates in different periods from country to country, region to region and at the same hospital. Our aim with this study is to raise awareness on the diagnosis, follow-up and treatment stages while drawing attention to the level of active microorganisms according to years in our neonatal intensive care unit. Material and Methods: 9.165 blood cultures and 591 Cerebrospinal fluid (CSF) cultures sent from all neonatals who were treated in Kocaeli University Research and Practice Hospital Neonatal Intensive Care Unit in January 2008 and December 2017 were examined retrospectively. Results: In 9.165 blood cultures, 1.040 positives were found. In these positive cultures, 662 contaminations (CONS, Viridans streptococcus) and 279 sepsis were seen. 122 (43.7%) gram positive bacteria, 144 (51.6%) gram negative bacteria and 13 (4.7%) fungal positivity were seen in 279 blood cultures.Blood cultures showed a maximum of 64 (22.9%) CONS. In 120 positives of 591 CSF cultures, 41 (34.2%) contaminations and 52 (43.3%) meningitis-affected bacteria were seen. 31 (59.6%) gram positive bacteria, 20 (38.5%) gram negative bacteria and 1 (1.9%) fungal positivity were observed in CSF culture positives. In the CSF cultures, 23 (44.2%) CONS were seen. In the blood and CSF cultures studied in the same sepsis period, the number of commonly isolated factors was 30. The most frequent common microorganisms were 19 (63.3%) gram positive bacteria. Conclusion: Blood and CSF cultures showed differences in bacterial positivity over the years. It is understood that neonatal intensive care units did not show a static structure. We believe that taking measures to prevent infections in neonatal intensive care units, using careful equipment, increasing the awareness of the team, contamination and sepsis rate can be reduced.Keywords: neonatal, sepsis, blood culture, CSF culture. 57
- Published
- 2018
105. Yenidoğan yoğun bakım biriminde izlenen erkendoğan bebeklerde bronkopulmoner displazi sıklığı ve ilişkili etmenler
- Author
-
Kiliç, Mehmet, Arısoy, Ayşe Engin, and Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Infant care ,Intensive care units-neonatal ,Bronchopulmonary dysplasia ,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ,Child Health and Diseases ,Infant-newborn ,Infant-premature - Abstract
AmaçYenidoğan bilim dalındaki çağdaş ve güncel uygulamaların etkisiyle BPD'ninepidemiyolojisi, ortaya çıkış şekli, klinik, radyolojik ve patolojik bulguları değişimgöstermiş, bu değişim BPD'nin adlandırma ve tanımlamasına da yansımıştır.Çalışmamızda hastanemiz yenidoğan yoğun bakım biriminde yatan ve BPD tanısıalan erkendoğan bebeklerde yeni BPD tanısının uygunluğunun gözden geçirilmesi,birimimizde izlenen bebeklerde yeni BPD sıklığının belirlenmesi, ilişkili etmenlerinaraştırılması ve sonuçların literatür bilgileriyle uyumunun değerlendirilmesiamaçlandı.Gereç ve YöntemBu çalışma 1 Ocak-31 Aralık 2010 tarihleri arasında Kocaeli Üniversitesi TıpFakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından Kocaeli ÜniversitesiAraştırma ve Uygulama Hastanesi yenidoğan yoğun bakım biriminde izlenen, gebelikyaşı 37 gebelik haftasından küçük olan 276 erkendoğan bebekte gerçekleştirildi.Verilerin istatistiksel analizi SPSS 13.0 programında yapıldı.BulgularÇalışmaya alınan 276 bebekte BPD görülme sıklığı %9,1 olarak saptandı.Çalışmada gebelik haftası göre değerlendirdiğimizde ?28 hafta olan 26 (%9,4 ), 28-32hafta arasında olan 61 (%22,2) ve ?32+1 hafta olan 189 (%68,4) hasta yer aldı.Doğum ağırlığı küçüldükçe BPD gelişme riskinin arttığı görüldü. BPD olmayanhastaların ortalama ağırlığı 2001,8 gr (SS ±712,8), BPD olan hastaların ortalamaağırlığı 1325,6 gr (SS ±599,6) bulundu.Risk etmenleri olarak düşük gebelik haftası, düşük doğum ağırlığı, uzun sürelioksijen tedavisi, uzun süreli mekanik ventilasyon tedavisi, RDS, PDA, NEK, sepsis,pnömoni, 1 ve 5. dakika APGAR puanı, İVK, beslenme zamanı ve şeklinin BPDgelişimi riskini istatistiksel olarak arttırdığı belirlendi. Bu etmenlerin BPDgelişimdeki olasılık oranına (OR) göre sıraladığında NEK'in 66, PDA'nın 57,kanıtlanmış sepsisin 27,1, pnömonin 13,32, İVK'nın 4,98, entübasyon süresinin 3,3,klinik sepsisin 1,52, katlık olasılık artışına yol açtığı saptandı.şeklinde sıralandı.Çalışmamızda annede hipertansiyon, diyabet, preeklampsi varlığı, annenin sigarakullanımı ve yaş ortalaması etmenleri ile BPD ilişkisi araştırıldı. BPD tanısı olan veolmayan gruplar arasında bu etmenlerin hiçbiri için anlamlı fark bulunmadı. 276erkendoğan bebeğin 130'u kız (% 47,1), 146'sı erkek (%52,9), BPD tanısı olan 25bebeğinse 12'si kız (% 48), 13'ü erkekti (% 52), BPD gelişimi ile cinsiyet arasındaistatistiksel olarak anlamlı ilişki yoktu. Bebeklerin intrauterin gelişimi (SGA, AGA,LGA), annede erken membran rüptürü olması, doğum öncesinde steroid kullanımı,yardımcı üreme yöntemi (IVF ya da ilaç ile indüksiyon), çoğul gebelik ve doğum şeklietmenleri ile BPD ilişkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmadıSonuçBirimimizde BPD tanısıyla izlenen erkendoğan bebeklerde BPD sıklığı ve ilişkilietmenler literatürden farklı bulunmamıştır. Beslenmeye erken başlama, nazal PBV'naerken başlama ve bebekleri sepsisten korumanın BPD gelişimini azaltacağı sonucunavarılmıştır.Anahtar sözcükler: Bronkopulmoner displazi, görülme sıklığı, erkendoğan. AimThe epidemiology, clinical presentation , radiologic and pathologic findings ofbronchopulmonary dysplasia (BPD) has been transformed as a result of contemporaryapproachs and technics in neonatalogy up to date. These improvements has also leadto transformations in identification and classification of BPD.In our study, our aim was to reconsider and verify BPD diagnoses of pretermbabies in our neonatal intensive care unit (NICU), therefore to assess the exactincidence of BPD, to examine related conditions and to corralate our data withliterature.Materials and MethodologyThis study was conducted between January 01 and December 31 of 2010 by KOUSchool of Medicine, department of Pediatrics. We studied 276 preterm babies bornbefore 37th gestational week in our NICU. Statistical analysis of our data wasprocessed with SPSS 13.0.ResultsBPD incidence in KOU research hospital NICU in 2010 was estimated as 9%. 26babies were younger than 28 GW(9.4%), 61 of them were between 28-32 GW(22.2%)and 189 were older than 32 GW(68.4%) .Risk of BPD development seemed to beincreased with lower birth weights. Mean birth weight of the non-BPD babies was2004.8±712.8g and mean birthweight of preterms with BPD was 1326.6±599.6g.50Risk factors as low birthweight, low gestational age, long term O2 administrationand mechanical ventilation, RDS, PDA, NEC, septicemia, pneumonia, APGARscores at 1. and 5. minutes, intraventricular hemorrhage, time onset and route ofenteral bleeding were statistically found to increase the risk of BPD development.These factors were aligned according to their BPD development risk probabilityas odd?s ratios(OR) and NEC?s OR was found 66, PDA OR:57, proved sepsisOR:27.1, pneumonia OR:13.3, IVH OR: 6.98, long term entubation OR:3,3 andClinically probable sepsis was 1,57 respectively.We also examined the relationship of maternal HT, diabetes, preecclampsia andtobacco consumption with BPD development. There was no significant differencebetween BPD and non BPD group. 130 (47.1%) of 276 preterms were girl and146(52.9%) were boy. Among 25 BPD baby, 12(48%) were girl and 13(52%) wereboy and there was also no significant statistical difference between groups. Factorsas intrauterin development (SGA, AGA, LGA), maternal premature rupture ofmembranes(PRM), prenatal steroid injection, assisted fertility (IVF, induction etc.),multiparity and procedure of delivery were not also showed significant relationshipwith BPD development.DiscussionIn babies diagnosed as BPD in our clinic, BPD incidence and related factors werefound to be similar with current data in literature. We believe that especially earlyenteral feeding, early non invasive positive pressure ventilation and protection ofbabies from sepsis would reduce the risk of BPD thus, more researches must beconducted about these subjects.Key words: Bronchopulmonary dysplasia, incidence, preterm. 59
- Published
- 2011
106. Çok düşük doğum ağırlıklı erkendoğan bebeklerin nörogelişimsel durumları
- Author
-
Kavas, Nazan, Arısoy, Ayşe Engin, and Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Neuropsychology ,Neurologic manifestations ,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ,Child Health and Diseases ,Infant-premature - Abstract
GİRİŞ ve AMAÇYaşayan erkendoğan bebek sayısının artması ve giderek daha küçük gebelik haftası olan bebeklerin yaşam şansı bulması ile bu bebeklerde ağır ve hafif nörolojik sorunlar önem kazanmıştır. Bu çocukların, diğer çocuklara göre daha ayrıntılı sağlık ve gelişim izlemleri tanının erken konulup tedavi ve yönlendirmelerinin zamanında sağlanabilmesi için gerekmektedir. Çalışmamızda ÇDDA olan erkendoğan bebeklerin, 4-6 yaşlarda bilişsel, hareket, duygusal ve davranış alanındaki gelişimlerinin değerlendirilmesi, SHB, minör nörolojik bozukluk, öğrenme güçlüğü, dil gelişimi, DEHB gibi özgül sorunlarının sıklığının saptanması, bilişsel ve nöromotor durumlarının birbiriyle ilişkisinin incelenmesi, bu sorunlarla ilişkili etmenlerin araştırılması ve sonuçların literatür bilgileriyle karşılaştırılması amaçlanmıştır.YÖNTEMBu çalışma Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi YYBS'de Nisan 2004 ve Ocak 2007 tarihleri arasında izlenmiş, ÇDDA olan 70 erkendoğan çocukta yapılmıştır. Bu çalışmada çocuklardan 68'ine Touwen'ın ayrıntılı nörolojik muayenesi yapıldı, 64'ü ?Stanford-Binet Zeka Testi? ve ?Peabody Resim ve Kelime Testi? ile, 65'i ?Güçler ve Güçlükler Anketi? ve ?Vineland Uyum Ölçeği? ile değerlendirilebildi. Bebeklerin dosya ve çıkış özetleri çeşitli etmenler yönünden incelendi.BULGULARÇalışmaya alınan 70 bebeğin 41'i (%58,6) erkek, 29'u (%41,4) kızdı. Ortalama gebelik yaşı 30,5±2,1 (24-35) hafta, ortalama doğum ağırlığı 1190,3±225,6 (670-500) gramdı. Yetmiş olgunun 3'ü (%4,4) SHB tanısı ile izleniyordu. Muayene edilen diğer 65 çocuğa SHB tanısı konmadı. Touwen'ın ayrıntılı nörolojik muayenesi ile çocukların 28'i (%41,2) normal olarak değerlendirildi, 35 (%51,5) olguya BMNB, 2 (%2,9) olguya KMNB tanısı kondu. Çalışmamızda olgularımızın IQ puanı ortalama 90,1±10,9 bulundu. Olguların %60'ında DEHB, %53,8'inde duygusal sorun, %33,8'inde davranış sorunu, %30,8'inde akran ilişkilerinde sorun tespit ettik. Olguların iletişim becerileri alanında ortalama 14,9±10,6 ay, günlük yaşam becerileri alanında ortalama 10,6±8,6 ay, sosyal beceri alanında ortalama 10,7±11,5 ay ve hareket becerisi alanında ise ortalama 6,3±10,2 ay geriliği olduğu görüldü. BMNB tanısı alan 35 çocuğun bilişsel gelişim ve nöropsikiyatrik bulguları nörolojik muayenesi normal olan 28 çocuk ile karşılaştırıldığında, BMNB'u olan çocuklarda anlamlı olarak ortalama IQ puanı (87,8±10,5;95,0±5,6) daha düşüktü, DEHB (%76,5; %37) daha fazlaydı ve hareket alanında daha fazla gerilik (-8,3±10,0; -1,7±6,7) vardı, Apgar skorları daha düşüktü, yatış süreleri daha uzundu (45,8±21,8; 35,1±18,2) ve bu çocuklar daha fazla klinik sepsis (%73,5; %25) ve kültür pozitif sepsis (%47,1; %10,7) tanısı almıştı.SONUÇAileleri ve hekimleri tarafından normal olarak değerlendirilen çocukların büyük bir kısmında, bilişsel işlevlerde, dil gelişiminde, davranış ve duygusal alanlarda ve nöromotor davranışta değişik derecelerde sorunlar tespit edilmiştir. Normal olarak gözüken bu çocukların hafif nörolojik bozukluklar açısından yüksek riskli olduklarının bilinmesi ve bu kapsamda izlemlerinin yapılması bu çocukların ileri eğitim alma, iş sahibi olma, yaşamlarını bağımsız olarak sürdürme olasılıklarını arttıracaktır.Anahtar kelimelerErkendoğan, ÇDDA, nörogelişim, minör nörolojik bozukluk Introduction and aimThe major and minor neurodevelopmental morbidities among premature infants become an important issue because of the increase in the number of surviving premature newborns, especially in the smaller gestational age group. The health and developmental monitoring of these children for early diagnosis and proper treatment is therefore very important. The aim of this study was to examine the cognitive, neuromotor, emotional and behavioral outcomes and to determine the rate of cerebral palsy, minor neurological dysfunction, learning difficulties, language problems and attention deficit/hyperactivity disorder of the premature newborns at 4-6 years of age born with very low birth weight, to investigate the relationship between neuromotor and neurocognitive development and the risk factors associated with these developmental problems and compare the outcomes with the literature.MethodThe present study was conducted in 70 very low birth weight children born during april 2004 and june 2007 in Kocaeli University School of Medicine and followed at the neonatal intensive care unit of the same University. The neuromotor status of 68 children were evaluated according to Touwen examination, 64 children were assessed using Stanford-Binet and Peabody Picture Vocabulary Test, 65 children using Strength and Difficulties Questionnaire and Vineland Adaptive Behavior Scale. The hospital records of the children were scanned for various risk factors.ResultsFortyone (%58,6) of these children were boys, 29 (%41,4) were girls. The mean gestational age and birth weight were 30,5±2,1 weeks and 1190,3±225,6 g. Three cases were already diagnosed and followed as CP. The remaining 65 children did not meet the criteria for CP. According to Touwen examination 28 (%41,2) children were considered as normal, 35 (%51,5) had simple minor neurological dysfunction, 2 (%2,9) had complex minor neurological dysfunction. The mean IQ score was 90,1±10,9. The rate of attention deficit/hyperactivity disorder, behavioral problems and emotional problems were %60, %33,8 and %53,8. The children were diagnosed as having a lag for behavior skills as -14,9±10,6 month for conducting, -10,6±8,6 month for daily activities, -10,7±11,5 month for social competence and -6,3±10,2 month for motor behavior. The cognitive and neuropsychological results of the 35 children with minor neurological dysfunction and 28 children with normal neuromotor status were compared. The children with minor neurological dysfunction had significanly lower mean IQ score (87,8±10,5;95,0±5,6), more attention deficit/hyperactivity disorder (%76,5; %37) and more lag for motor behavior (-8,3±10,0; -1,7±6,7 month). Their Apgar score were significantly lower, hosipitalization period longer (45,8±21,8; 35,1±18,2) and the diagnosis rate of clinical (%73,5; %25) and culture proven sepsis (%47,1; %10,7) was higher.ConclusionMajority of the children who were considered as normal by their families and physicians had cognitive impairment, language, behavior/emotional and neuromotor problems in various degrees. It is important to be aware that these appearently normal children are at high risk for minor neurological dysfunction and had to be followed and treated to have a chance to achieve advanced education, find a job and live their lives independently.Key WordsPrematurity, VLBW, neurodevelopment, minor neurological dysfunction 75
- Published
- 2011
107. Yenidoğan geçici takipnesi ve pnömoni ayırıcı tanısında CRP, Yüksek Duyarlıklı-CRP, Prokalsitonin ve IL-8'in karşılaştırılması
- Author
-
Karaca Pekdemir, Figen, Arısoy, Ayşe Engin, and Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Calcitonin ,Diagnosis-differential ,C reactive protein ,Infant-newborn diseases ,Diagnosis ,Infant ,Pneumonia ,Interleukin 8 ,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ,Child Health and Diseases ,Infant-newborn - Abstract
AmaçYenidoğan ünitelerinde yatan bebeklerde, en sık görülen solunum sıkıntısı nedenlerinin başında YGT ve pnömoni gelir. Başlangıçta bu iki hastalığın ayırıcı tanısı tam yapılamadığından çoğu kez solunum sıkıntısı bulguları olan bütün bebeklere pnömoni tedavisinde gecikme olmaması için antibiyotik tedavisi başlanmaktadır. Bu nedenle, ayırıcı tanı için kullanılacak yeni testlere gereksinim vardır.Bu çalışmada pnömoni ve YGT ayırıcı tanısında yd-CRP'nin kullanılabilirliği ve CRP, IL-8 ve PCT gibi diğer enfeksiyon belirteçleri ile karşılaştırılması planlanmıştır. Ayırıcı tanıda yardımcı olacak bir yöntem yenidoğanlarda gereksiz antibiyotik kullanımını azaltacaktır.Gereç ve yöntemBu çalışma, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine 35 gebelik haftası ve üzerinde doğan yaşamın ilk 6 saatinde solunum sıkıntısı nedeniyle yatırılan 57 yenidoğanda gerçekleştirilmiştir. Bebeklerden doğumunun 4-6 ve 24. saatlerinde kan örnekleri alındı. CRP, yd-CRP, IL-8, PCT çalışılması için örnekler ayrıldı. Bebeklerin yatış tanıları, klinik özellikleri ve izlemde aldıkları tanılar kaydedildi.BulgularÇalışmaya alınan 57 bebeğin 12'si pnömoni 45'i YGT tanısı aldı. Bu iki grup arasında cinsiyet, doğum şekli, doğum ağırlığı, beyaz küre sayısı, kan gazı HCO3 değerleri arasında anlamlı olarak fark bulunmadı. Oksijen veriliş şekli, 1 ve 5. dakika APGAR puanı, solunum hızı, hızlı soluma süresi, oksijen verildiği süre, kan gazı (pH, pCO2, pO2) değerleri arasında anlamlı fark bulundu. 57 bebekten 5'i antibiyotik almadı. Geri kalan bebekler ayırıcı tanıları yapılıncaya kadar antibiyotik aldı. 4-6. saatte bakılan CRP, yd-CRP, IL-8 ve PCT değeri pnömoni ve YGT'li hastalar arasında anlamlı olarak fark oluşturmadı. 24. saatte bakılan CRP, yd-CRP, PCT ve IL-8 değeri ise pnömoni ve YGT'li hastalar arasında anlamlı olarak fark oluşturdu.SonuçÇalışmamızda pnömoni ve YGT ayırıcı tanısında yd-CRP, IL-8, PCT ve CRP erken dönemde enfeksiyonu belirlemede yararlı bulunmamıştır. 24. saat alınan kan örneğinde ise yd-CRP, IL-8, PCT ve CRP belirteçlerinin hepsi pnömonili bebeklerde anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. PCT duyarlılığı ve özgüllüğü en iyi olan belirteç oldu. PCT'den sonra en iyi duyarlılık ve özgüllük yd-CRP ile bulundu. Bu iki belirteç birlikte bakıldığında PCT ?26 pg/ml ve yd-CRP ?1,5 mg/l alındığında duyarlılık %100 özgüllük %70 olarak bulundu. Enfeksiyonun belirlenmesinde oldukça iyi duyarlılık ve özgüllüğe sahip olduğunu gördüğümüz bu iki belirteçin daha büyük hasta grubu ve 6, 12 ve 24. saatte alınan kan örneklerindeki seri çalışmaları ile klinikte kullanımının yararlı olabileceğini düşünmekteyiz.Anahtar kelimeler: YGT, Pnömoni, yd-CRP, CRP, IL-8, PCT, IntroductionIn neonatal care unites, transient tachypnea of newborn (TTN) and pneumonia are the most frequent causes of respiratory distress. All patients with respiratory distress are treated with antibiotics at the beginning of the symptoms to prevent any delay in pneumonia treatment, because of the difficulty in differential diagnosis. So, new techniques are needed for differential diagnosis of pneumonia and TTN.In this research, we planned to explore the use of hs-CRP and to compare it with the other infection markers like CRP, IL-8, PCT. Any modality useful in differential diagnosis will decrease the use of antibiotics in neonates.Materıal and method57 neonates who were over born a gestational age of 35 weeks and hospitalized at Kocaeli University School of Medicine Neonatal Care Unit because of respiratory distress within the 4-6. hours of life are included to the study. Blood samples were collected from all neonates at the 4-6 and 24. hours of life. Samples are reserved for evaluating CRP, yd-CRP, IL-8, PCT. Diagnosis and clinical features of the patients were recorded.ResultTwelve of the neonates included to the study were diagnosed as pneumonia (21,1%), whereas 45 of them were diagnosed as TTN (78,9%). There was no statistically significant difference between two groups in gender, way of birth, birth weight, white blood cell count, blood gase analysis. There were statistically significant differences between the two group in way of oxygen supplement, APGAR scores in the first and the fifth minutes, respiratory rates, duration of tachypnea, duration of oxygen supplement, blood gases (pH, pCO2, pO2). 5 of 57 patients were not treated with antibiotics. The rest of the patients were treated with antibiotics until the diagnosis were definite. There was no statistically significant difference between groups in antibiotherapy. CRP, hs-CRP and IL-8 levels at the 4-6. hour of life were not statistically different between the pneumonia and TTN groups. CRP, hs-CRP and IL-8 levels at the 24. hour of life were statistically different between the pneumonia and TTN groups. PCT levels at the 4-6 and 24. hours of life were statistically different between the pneumonia and TTN.ConclusionIn our study, hs-CRP, PCT, CRP or IL-8 are thought not to be helpful in the early stage for the differential diagnosis of pneumonia and TTN. But, in the blood samples collected at the 24. hour, CRP, hs-CRP, PCT and IL-8 levels were statistically significantly higher in neonates with pneumonia. PCT is the most sensitive and specific parameter of all, whereas hs-CRP is the second most sensitive and specific parameter. Evaluating these two parameters, at PCT >26 pg/ml and hs-CRP ? 1.5 mg/l, the sensitivity in creased to %100, and specificity to %70. We belive that, these two parameters which are thought have high sensitivity and specificity to differentiate infection, can be clinically useful in serial studies with larger sample size and blood samples collected in 6, 12 and 24. hours.Key words: TTN, pneumonia, yd-CRP, CRP, IL-8, PCT 47
- Published
- 2010
108. Neonatal Hyperglycemia, which threshold value, diagnostic approach and treatment?: Turkish Neonatal and Pediatric Endocrinology and Diabetes Societies consensus report.
- Author
-
Şimşek DG, Ecevit A, Hatipoğlu N, Çoban A, Arısoy AE, Baş F, Mutlu GY, Bideci A, and Özek E
- Abstract
Hyperglycemia has become an important risk factor for mortality and morbidity in the neonatal period, especially with increased survival rates of very low birth weight neonates. Hyperglycemia in the neonatal period develops as a result of various mechanisms including iatrogenic causes, inability to supress hepatic glucose production, insulin resistance or glucose intolerance, specifically in preterm neonates. Initiation of parenteral or enteral feeding in the early period in preterm babies increases insulin production and sensitivity. The plasma glucose is targeted to be kept between 70 and 150 mg/dL in the newborn baby. While a blood glucose value above 150 mg/dL is defined as hyperglycemia, blood glucose values measured with an interval of 4 hours of >180-200 mg/dL and +2 glucosuria require treatment. Although glucose infusion rate is reduced in treatment, use of insulin is recommended, if two blood glucose values measured with an interval of 4 hours are >250 mg/dL and glucosuria is present in two separate urine samples., Competing Interests: Conflict of Interest: No conflict of interest was declared by the authors.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
109. Turkish Neonatal Society guideline on neonatal infections-diagnosis and treatment.
- Author
-
Satar M, Arısoy AE, and Çelik İH
- Abstract
Neonatal infections are a major cause of morbidity and mortality in the first month of life, especially in developing countries. Despite advances in neonatology, neonatal infections still haves clinical importance because of nonspecific signs and symptoms, no perfect diagnostic marker, and interference with non-infectious diseases of newborns. Diagnosis is typically made by clinical and laboratory findings. Empiric antibiotic therapy should be started in a newborn with signs and symptoms of infection after cultures are taken according to the time of the signs and symptoms, risk factors, admission from community or hospital, focus of infection, and antibiotic susceptibility estimation. Treatment should be continued according to clinical findings and culture results. Intrapartum antibiotic prophylaxis, proper hand washing, aseptic techniques for invasive procedures, appropriate neonatal intensive care unit design, isolation procedures, and especially breast milk use are needed to prevent infections. The use of diagnosis and treatment protocols increases clinical success., Competing Interests: Conflict of Interest: No conflict of interest was declared by the authors.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
110. Management of hypoglycemia in newborn: Turkish Neonatal and Pediatric Endocrinology and Diabetes Societies consensus report.
- Author
-
Aliefendioğlu D, Çoban A, Hatipoğlu N, Ecevit A, Arısoy AE, Yeşiltepe G, Baş F, Bideci A, and Özek E
- Abstract
Hypoglycemia is one of the most important and most common metabolic problems of the newborn because it poses a risk of neurological injury, if it is prolonged and recurs. Therefore, newborns who carry a risk of hypoglycemia should be fed immediately after delivery and the blood glucose level should be measured with intervals of 2-3 hours from the 30
th minute after feeding. The threshold value for hypoglycemia is 40 mg/dL for the first 24 hours in symptomatic babies. In asymptomatic babies, this value is considered 25 mg/dL for 0-4 hours, 35 mg/dl for 4-24 hours, 50 mg/dL after 24 hours and 60 mg/dL after 48 hours. Screening should be performed with bed-side test sticks. When values near the limit value are obtained, confirmation with laboratory method should be done and treatment should be initiated, if necessary. The level targeted with treatment is considered 50 mg/dL in the postnatal first 48 hours before feeding, 60 mg/dL after 48 hours in babies with high risk and above 70 mg/dL in babies with permanent hypoglycemia. In cases in which the blood glucose level is below the threshold value and can not be increased by feeding, a glucose infusion of 6-8 mg/kg/min should be initiated. If symptoms accompany, a mini bolus of 10% dextrose (2 ml/kg/min) should accompany. Incements (2 mg/kg/min) should be performed, if the target level can not be achieved and decrements (2 ml/kg/ min) should be performed, if nutrition and stabilization is provided. The infusion should be discontinued, if the infusion rate decreases to 3-5 mg/ kg/min. If necessary, blood samples should be obtained during hypoglycemia in terms of differential diagnosis and the investigation should be performed following a 6-hour fasting period in babies fed enterally and at any time when the plasma glucose is <50 mg/dL in babies receiving parenteral infusion. The hypoglycemic babies in the risk group whose infusions have been terminated can be discharged, if the plasma glucose level is found to be at the target level for two times before feeding and babies with permanent, severe or resistant hypoglycemia can be discharged, if the plasma glucose level is >60 mg/dL following a 6-hour fast., Competing Interests: Conflict of Interest: No conflict of interest was declared by the authors.- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
111. Functional pulmonary atresia in newborn with normal intracardiac anatomy: Successful treatment with inhaled nitric oxide and pulmonary vasodilators.
- Author
-
Altun G, Babaoğlu K, Binnetoğlu K, Kavas N, and Arısoy AE
- Abstract
Functional pulmonary atresia is characterized by a structurally normal pulmonary valve that does not open during right ventricular ejection. It is usually associated with Ebstein's anomaly, Uhl's anomaly, neonatal Marfan syndrome and tricuspid valve dysplasia. However, functional pulmonary atresia is rarely reported in newborn with anatomically normal heart. We report a newborn with functional pulmonary atresia who had normal intracardiac anatomy, who responded to treatment with nitric oxide and other vasodilator therapy successfully.
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.