Search

The aim of the current experiment was to determine potential nutritive value and anti-methanogenic potential of pomegranate peels obtained from 12 different pomegranate fruits in Turkiye. There are significant variations among pomegranate peel (PP) samples in terms of chemical composition, gas production, methane production, metabolisable energy (ME) and organic matter digestibility (OMD). The crude ash (CA), ether extract (EE), crude protein (CP), neutral detergent fiber (NDF), acid detergent fiber (ADF) and condensed tannin (CT) contents of PP samples ranged from 2.99 to 4.72%, 2.11 to 5.25 %, 2.53 and 6.36 %, 20.79 to 27.29%, 11.71 and 17.96%, 0.79 to 3.39% respectively. Gas production and CH4 production of PP samples ranged from 41.07 to 57.22, 5.29 and 7.87 respectively whereas percentage of CH4 ranged from 12.51 and 14.03%. The ME and OMD of PP samples ranged from 7.92 to 10.84 MJ/kg and 54.43 to 68.95% respectively. Although PP samples studied in the current experiment have the low CH4 reduction potentials, the CP contents of PP samples are not sufficient to meet minimum level of CP requirement for sheep. Therefore protein supplementation is required for optimum rumen function and feed intake in ruminant animals when large amount of PP samples were included into ruminant diets. However before large implication, there is a need for in vivo experiment to test the mitigating effect of PP samples.

Bu düzeltme yazısı, ADYÜTAYAM Dergisinin 2021 yılı 9. Cilt ve 1. Sayısında 22-25. sayfalar arasında yayınlanan “Kınalı Kekliklerin (Alectorıs Chukar) Ötüşlerinin Anlamı” başlıklı makaleye, çalışmanın yazar sıralamasında yapılan değişikliğin “Aynur ÖZKAN, Çağrı Özgür ÖZKAN, Mustafa ŞAHİN” şeklinde olması gerektiğinden dolayı kaleme alınmıştır. Makalede yer alan eksikliğin giderilmesi amacıyla bu düzeltme metni hazırlanmıştır. Ayrıca, ilgili makale de gerekli düzenlemeler ve diğer işlemeler için diğer yazarlardan gerekli belgeler alınmış ve gerekli kurumlardan izin alınarak yayınlanmıştır.

Due to heavy and continuous tillage, both the physical and chemical structures of our country's soils are deteriorating and our soils are getting poorer day by day as a result of these and similar practices. Soil fertility is gradually decreasing as the soils are plowed too much and fertilized with chemical-synthetic fertilizers, which is essentially a salt, with the currently applied agricultural methods. Sustainable agriculture system practices are important in this context; It is an agricultural system that improves and repairs the physical, chemical and biological qualities of the soil. In a sustainable farming system, soils basically have physical properties. Its chemical and biological properties also have undeniable effects on soil organic matter. Especially in organic agriculture, the application and sustainability of green manure is important in terms of increasing the amount of soil organic matter and providing many ecological improvements., Ağır ve sürekli toprak işleme sebebiyle ülkemiz topraklarının hem fiziksel hem de kimyasal yapıları bozulmakta ve her geçen gün bu ve benzeri uygulamalar neticesinde giderek topraklarımız fakirleşmektedir. Halihazırda uygulanan tarımsal yöntemlerle topraklar fazla sürülüp özünde bir tuz olan kimyasal-sentetik gübrelerle gübrelendiği için toprak verimliliği de git gide azalmaktadır. Sürdürülebilir tarım sistemi uygulamaları bu bağlamda önem arz etmekte olup; toprağın fiziki, kimyasal ve biyolojik niteliklerini iyileştiren ve onaran bir tarımsal sistemdir. Sürdürülebilir tarım sisteminde toprakların temelde sahip olduğu fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin toprak organik maddesi üzerinde de yadsınamaz derecede etkileri bulunmaktadır. Bilhassa organik tarımda toprak organik madde miktarının artırılması ve beraberinde ekolojik anlamda pek çok iyileştirmenin sağlanması açısından yeliş gübre uygulanması ve sürdürülebilirliği önemlidir.

Bu çalışma T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunan yaban hayvanı üretim merkezlerinde üretilen kınalı kekliklerin doğaya daha kolay adapte olmaları ile ilk salım sırasında yabanıl davranışlar sergilemeleri amacıyla farklı üretim metotlarının denenmesini için XV. Bölge Müdürlüğü, Kahramanmaraş İl Şube Müdürlüğü, Kapıçam Kınalı keklik Üretme İstasyonunda, gurk tavuk altında kınalı keklik yetiştirme deneme çalışmaları yapılmıştır.Anaç tavuğun; kınalı keklik civcivlerine yem arama, gizlenme, yırtıcı karşıtı davranışlar gösterme konusunda eğiterek doğaya adaptasyonlarına katkıda bulunması hedeflenmiştir.Kahramanmaraş Kapıçam Kınalı Keklik Üretim İstasyonunda 15 adet Cüce Cochin türü tavuk alınarak çalışmaya başlanılmıştır. Damızlık olarak kullanılan tavukların(cüce cochin cinsi) yumurtalarından anaç tavuk üretimi yapılmıştır., The aim of in this study This study was carried out by the Ministry of Agriculture and Forestry of the Republic of Turkey for the easier adaptation of Alectoris Chukar produced in the wild animal production centers in various provinces of Turkey.XV. Regional Directorate, Kahramanmaras Provincial Branch Directorate, in Kapıcam Alectoris Chukar Production Station, trial studies were carried out to breed partridge under breeding chicken.Broodstock chicken; It is aimed to train partridge chicks in foraging, hiding, and showing anti-predator behaviors, thus contributing to their adaptation to nature.It started to work by purchasing fifteen Dwarf Kosin chickens to the production station. Broodstock chickens were produced from the eggs of chickens (dwarf cochineal) used as breeding.

Bu çalışmada, kanatlı av hayvanlarından birisi olan kınalı kekliklerin (Alectoris chukar) yaşam evrelerinde ve günlük yaşantılarında kullanmış oldukları seslerin anlam içerikleridir. Özellikle hayvanların genel olarak kullandığı ses, tehlike anındaki sesi, yem bulduğu andaki sesi, neşelendiği andaki sesi, çiftleşme döneminde eş bulmak ve kur yapmak için kullandığı ses, kendi aralarında hem eş tercihi hem de habitatta sınır belirleme ile sürü liderliği için kavga ettikleri andaki ses, yem buldukları anda diğer arkadaşlarını veya yavrularını çağırmak için kullandıkları sesler ve predatörlerini gördükleri anda çıkarmış olduğu sesler hakkında araştırma yapılmıştır. Çalışmanın materyalini, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Yaban Hayvanı üretim İstasyonları ile Kahramanmaraş merkez ve ilçelerinde bulunan avcılık derneklerinde kayıtlı avcılara yapılan anket çalışması sonuçları kullanılmıştır. Kınalı kekliklerin yem buldukları zaman çıkardıkları sesin yaş grupları, kekliğin cinsiyeti, deneklerin eğitim durumu ile avcılık belgesi sahibi olması, kurak avı bilgisinin olması, keklik besleyip beslemediği ve ilk ötmeye başladıkları ses dikkate alındığında ağırlıklı olarak "VıtVıt" ve " Gakgubak " olduğu görülmüştür.Çalışmada kınalı kekliklerin predatörlerini gördükleri zaman çıkardıkları sesin deneklerin avcılıkla olan ilgisi dikkate alındığında ağırlıklı olarak "Vıçco" ve " Gakgubak " olduğu görülmektedir. Kınalı kekliklerin kur yaparken (eş ararken) çıkardıkları sesin deneklerin avcılıkla ilgili belge sahibi olması dikkate alındığında ağırlıklı olarak " VıtVıt " ve " Gakgubak " olduğu, kendilerine has olan sesin ise ağırlıklı olarak " Gakgubak " olduğu sonucuna varılmıştır.

The aim of the current experiment was to determine in vitro gas production, methane production, digestibility and microbial protein production of some forage and concentrate used in ruminant animal. Gas production of feedstuffs ranged from 68.2 to 137.9 ml with barley grain having the highest gas production and wheat straw having the lowest gas production. Methane production of feedstuffs ranged from 10.9 to 20.9 ml with soybean meal, wheat and barley grain having the highest methane production and wheat straw having the lowest methane production. True digestible dry matter ranged from 187.0 to 431.4 mg with soybean meal having the highest value and wheat straw having the lowest value. True dry matter digestibilities of feedstuffs ranged from 39.6 to 92.1 % with cereal grain and soybean meal having the highest value and wheat straw having the lowest value. Partitioning factors of feedstuffs ranged from 2.7 to 4.0 and with soybean meal having the highest value and wheat straw having the lowest value. Microbial protein productionof feedstuffs ranged from 36.9 to 197.8 mg with soybean meal having the highest value and wheat straw having the lowest value. Microbial protein production efficiencies of feedstuffs ranged from 19.7 to 47.2 % with protein sources having the highest value and wheat straw having the lowest value. Cell wall contents of feedstuffs were negatively correlated with gas production and methane production (ml), true digestible dry matter and true digestibility of dry matter. Gas production and methane production, true digestible dry matter and true digestibility of dry matter were decreased with increasing of cell wall contents. On the other hand, crude protein contents of feedstuffs were positively correlated with partitioning factor, microbial protein and microbial protein production efficiency., Bu çalışmanın amacı ruminant hayvan beslemede kullanılan bazı kaba ve kesif yemlerin in vitro gaz üretimlerinin, metan üretimlerini, gerçek sindirim derecelerini (GSD) ve mikrobiyal protein(MP) üretilerini belirlemektir. Yemlerin gaz üretim değerleri 68,2 ile 137,9 ml arasında değişmiş olup en yüksek gaz üretim değerine arpa danesinde en düşük değere buğday samanında rastlanmıştır. Yemlerin metan üretim değerleri 10,9 ile 20,9 ml arasında değişmiş olup en yüksek metan üretim değerine soya fasulyesi küspesi (SFK), buğday ve arpa danelerinde en düşük değere ise buğday samanında rastlanmıştır. Yemlerin gerçek sindirilebilir kuru madde miktarları (GSKM) 187,0 ile 431,4 mg arasında değişmiş olup en yüksek değere SFK en düşük değere ise buğday samanında rastlanmıştır. Yemlerin GSD değerleri % 39,6 ile 92,1 arasında değişmiş olup en yüksek değere buğdaygil daneleri ve SFK en düşük değere ise buğday samanı sahip olmuştur. Yemlerin taksimat faktörü (PF) değerleri 2,7 ile 4,0 arasında değişmiş olup en yüksek PF değerine SFK en düşük değere ise buğday samanı sahip olmuştur. Yemlerin MP değerleri 36,9 ile 197,8 mg arasında değişmiş olup en yüksek değere SFK en düşük değere ise buğday samanı sahip olmuştur. Yemlerin mikrobiyal protein sentezlemeetkinliği(MPSE) değerleri %19,7 ile 47,2 arasında değişmiş olup en yüksek değere küspeler sahip olurken en düşük değere ise buğday samanı sahip olmuştur. Yemlerin hücre duvarını oluşturan unsurlar (NDF ve ADF) ile gaz üretimi, metan (ml), GSKM ve GSD arasında negatif ilişki bulunmuştur. Hücre duvarını oluşturan unsurlar artmasıyla birlikte gaz üretimi, metan üretimi (ml), GSKM ve GSD azalmıştır. Diğer taraftan yemlerin ham protein içeriği ile metan üretimi (%), PF, MP ve MPSE arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur.

Bu çalışmada vejatatif, çiçeklenme, tohum bağlama döneminde hasat edilen ak üçgül (Trifolium repens), kırmızı üçgül (Trifolium prantense), taş yoncası (Mellilotus officinalis), adi fiğ (Vicia sativa)‘den elde edilen otların beslenme değerleri, kimyasal kompozisyonu bakımından ve gaz üretimi tekniği kullanılarak değerlendirilmiştir. Zamana bağlı gaz üretim değerleri 0, 3, 6, 12, 24, 48, 72 ve 96 saatlik zaman dilimlerinde yapılmıştır. Gaz üretimine ait kinetik değerler y = a + b (1-e-ct) fonksiyonu kullanılarak elde edilmiştir. Çalışmada hasat zamanı bitkilerin kimyasalkompozisyonunu önemli derecede etkilemiştir. Hasat zamanının gecikmesiyle birlikte elde edilen otların Nötral Deterjan Fiber (NDF), asit detergent fibre (ADF) ve yağ içerikleri yükselirken, protein ve kül içerikleri azalmıştır. Hasat zamanına bağlı olarak ham proteinde meydana gelen azalma % 16.65 ile 23.27 arasında olmuştur. Diğer taraftan hasat zamanına bağlı olarak NDF ve ADF de meydana gelen artış sırasıyla % 10.26 ile 59.63 ve %16.28 ile 44.23 arasında olmuştur. Hasat zamanı, zamana bağlı gaz üretim değerleri ve bu değerlerden tahmin edilen parametreleri de önemli derecede etkilemiştir (P, Inthis study the nutritive values of hays from Trifolium repens, Trifolium prantense, Mellilotus officinalis, Viciasativa harvested at vegetative, flowering, seeding stages were evaluated bychemical composition and in vitro gas production techniques. In vitro gasproduction were determined at 0, 3, 6, 12, 24, 48, 72 and 96 h incubation timesand their kinetics were described using the equation y = a + b (1-e-ct). Inthis study maturity had a significant effect on the chemical composition.Neutral detergent fibre (NDF), acid detergent fibre (ADF) and oil contentsincreased with increasing maturity whereas crude protein (CP) and ash contentsdecreased. The decrease in CP with increasing maturity ranged from %16.65 to23.27. On the other hand the increase in NDF and ADF with increasing maturityranged from %10.26 to 59.63 and %16.28 to 44.23. Maturity stage had also asignificant (P

The objective of this study was to determine the effect of inclusion of essential oil thymol on the incubation on gas production kinetics, volatile fatty acids (VFA), organic matter digestibility (OMD) and metabolizable energy (ME) contents of alfalfa hay. Gas productions were determined at 0, 3, 6, 12, 24, 48, 72 and 96 h incubation times. Thymol were added in the ratio of 0, 50, 100 and 200 mg/L. Gas production kinetics were determined using the equation Y = A (1-exp-ct). The thymol addition had a significant effect on the gas production kinetics, OMD and ME of alfalfa hay. Thymol at 200 mg/L resulted in 22.77% of decrease in potential gas production (A). The mean decrease in potential gas production per mg thymol supplementation was 0.0836 ml. The mean decreases in ME and OMD per mg thymol supplementation were 0.0132 (ME unit) and 0.086 (digestibility unit) respectively. The mean decreases in truly digestible dry matter (TDDM) and neutral detergent fibre (NDFD) per mg thymol supplementation were 0.0546 and 0.0748 digestibility units respectively (P < 0.05; P < 0.001). As a conclusion, thymol exhibit significant anti-microbial activity causing an inhibition of the overall fermentation process.

Bu araştırma, entansif şartlarda Kahramanmaraş Kapıçam Kınalı Keklik Üretim İstasyonu yetiştirilen damızlık kınalı kekliklere etken maddesi selenyum ve vitamin E içerikli katkı maddesi olarak kullanılan Meselen E Liquid takviyesinin yumurta verimine ve kalitesine olan etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada toplam 480 adet keklik kullanılmıştır. Her muamele grubu üç tekerrürlü olup her tekerrürde 36 adet dişi ve 24 adet erkek keklik yer almıştır. Damızlık keklikler araştırma süresince %20 ham protein ve 2900 Kcal enerji içeren yumurta yemi ile bir ay süreyle beslenmişlerdir. Damızlıkta kullanılan kınalı kekliklerin yem ve su ihtiyacını ad-libittum olarak karşılanmış ve günde 18 saat aydınlatma yapılmıştır. Katkı maddesi ilavesi damızlık kekliklerin yumurta verimi ve yumurta karakteristiklerini önemli derecede etkilemiştir. Katkı maddesi ilavesi damızlık kekliklerin yumurta ağırlığını, yumurta verimini, ak ağırlığını ve oranını artırırken sarı oranını azaltmıştır. Diğer taraftan katkı maddesi ilavesi kabuk ağırlığı, sarı indeksi, ak indeksi ve renk skalası üzerinde istatistiksel açıdan önemli derecede etkilememiştir P>0.01 . Meselen E liqiud katılması sonucu yumurta ağırlıklarında önemli derece artış olmuştur, This research was carried out to determine the effect of Meselen E Liquid supplement, the active ingredient of selenium and vitamin E, on the egg yield and quality of breeding red-legged partridge grown under intensive conditions. A total of 480 partridges were used in this study. Each treatment group has three repeats and each repetition includes 36 females and 24 males. During the study, breeding partridges were fed 20% crude protein and egg feed containing 2900 Kcal energy for a month. The feed and water needs of red-legged partridges used in breeding were met as ad-libittum and illumination was carried out for 18 hours a day. Additive is added breeding partridges affect egg production and egg characteristics significantly. Additive added breeding partridges egg weight, egg production, and decreased the weight ratio while increasing the flow rate yellow. On the other hand, the addition of additives did not significantly affect the shell weight, yellow index, white index and color scale P>0.01 . As a result of the addition of Meslen E liqiud, there has been a significant increase in egg weights

In this study, it was used one hundred Red Partridge Alectoris chukar grown under intensive conditions. For the SRX 400 receiver connected to the neck and wing parts and backrests, the radio transmitters which are capable of receiving signals from 450m to 1250m distance depending on the land life of the NTQB4-2 model 163 days will be connected in the Kapıçam Red Partridge Production Center. It is observed that red partridges with activated telemetry device will be released into the harmony cage in the 25-meter-long Kapicam Red Partridge Production Center, and it has been observed that the animals are not affected by the device and there is no decrease in their ability to move with the devices. 1000 red partridges were deserved and they were brought to the Hacıbebek Wild Animal Placement site, which has an area of 2,527 hectares, together with the henna partridge that adapts to 100 devices, and their adaptations were followed., Bu çalışmada entansif şartlarda yetiştirilen 100 adet Kınalı Keklik Alectoris chukar kullanılmış olup, Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezinde, boyun ve kanatlarını da kapsayacak şekilde hayvanların sırt kısımlarına; SRX 400 receiver için NTQB4-2 model 163 gün pil ömürlü arazi şartlarına göre 450m ile 1250m mesafelerden sinyal alma kapasiteli ve her 5 saniyede bir sinyal verebilen radyo vericileri bağlanmıştır. Aktive edilmiş telemetri cihazı takılan, kınalı kekliklerin 25 metre uzunluğunda Kapıçam Kınalı Keklik Üretme Merkezinde bulunan, doğaya uyum kafesine salınacak olup, hayvanların cihazdan etkilenip etkilenmediği ve cihazlarla birlikte hareket kabiliyetlerinde herhangi bir azalma olmadığı gözlemlenmiştir. 1000 adet kınalı keklik haklanmış ve 100 adet cihaza uyum sağlayan kınalı keklikle beraber, 2.527 hektar bir alana sahip olan Hacıbebek Yaban Hayvanı Yerleştirme sahasına getirilerek doğaya salınmış ve adaptasyonları takip edilmiştir

Bu araştırma, kınalı kekliklerde yumurta büyüklüğünün kuluçka randımanına, çıkım gücüne, döllülük oranına yumurta iç ve dış kalite özeliklerine olan etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır.Kınalı keklikler deneme süresince % 20 HP ve 2900 kcal/kg içeren yemlerle beslenmiştir. Elde edilen yumurtalar 37.6 oC'de ve % 59 nispi nemde inkubasyona bırakılmıştır. Büyük yumurtadan elde edilen kuluçka randımanı ortalama olarak % 58.75 iken küçük yumurtalardan elde edilen kuluçka randımanı % 46.53 bulunmuştur. Büyük yumurtaların çıkım gücü % 94.23 iken küçük yumurtaların çıkım gücü %92.17 bulunmuştur. Büyük yumurtaların döllülük oranı küçük yumurtalara göre daha yüksek bulunmuştur. Büyük yumurtaların döllülük oranı % 65.92 iken küçük yumurtaların döllülük oranı % 57.23 bulunmuştur.Ayrıca haugh birimi, ak indeksi, sarı indeksi ve kabuk oranı bakımından ise istatistiksel olarak herhangi bir farklılık görülmemiştir (p>0.05). This research was carried to determine the effect of egg weight on the hatchability, fertility, content of the internal and external quality of the egg preparation of chukar partridges. The trial period of the partridge was fed with ration 20% HP and 2900 kcal/kg. Eggs obtained were incubated at 37.6 oC and 59% relative humidity.The hatchability of heavy eggs was found to be 58.75% whereas the hatchability of small eggs was found to be 46.53%. The hatchability of fertilized heavy eggs was 94.23% whereas hatchability of fertilized small eggs egg was 92.17%. The fertility of heavy eggs was higher than that of small eggs. The ratio of fertilized heavy eggs was 65.92% whereas the ratio of fertilized small eggs was 57.23%. In addition, haugh unit, white index, yellow index and shell ratio feature did not show any difference (p> 0.05)As conclusion the egg weight has a significant effect on the hatchability, fertilized eggs, and hatchability of fertilized eggs of chukar partridges. 48

Bu araştırma, entansif şartlarda yetiştirilen Kınalı Keklikler (Alectoris Chukar) kullanılmıştır. Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezinde, damızlık kınalı keklikler için hidroponik arpa hasılı üretilerek; yumurta verimi, yumurta ağırlığı, kuluçka randımanı ve bazı davranış biçimleri incelenmiştir. Kınalı kekliklerin deneme süresince beslenmesinde % 20 ham protein ve 2900 kcal metabolik enerji içeriğine sahip yem kullanılmıştır. Hasıl üretimi 24oC'de sıcaklıkta bulunan bir odada 100 x 5 x 1,5cm ebatlarında galvenizli saçtan imal edilmiş tablalar kullanılmıştır. Her tablaya 150 gr arpa kullanılmıştır. Her bir tabla 10 gün süre ile bekletilmiş ve hayvanlara verilmiştir. Hasıl uygulaması yapılan gurptan elde edilen yumurtaların kuluçka randımanı ortalama olarak % 76.93 iken hasıl verilmeyen grubun kuluçka randımanı % 72.72 bulunmuştur. Hasıl uygulaması yapılan gruptan elde edilen yumurtaların yumurta ağırlıkları 23.81 gr iken uygulanmayan grubun yumurta ağırlığı 18.58 gr bulunmuştur. Yumurta sayısı, kuluçka randımanı ve yumurta ağırlığı bakımından hasıl uygulanan grup en yüksek değerlere sahip iken, uygulanmayan grup en düşük değerlere sahip bulunmuştur.Ayrıca, kuluçka randımanı ve yumurta ağırlığı bakımından yapılan bağımsız iki örnek t- testi yumurta sayısı sonuçlarına göre yeşil hasıl uygulanan grup ve uygulanmayan grubun bu özellikler arasındaki farklılık istatistiksel olarak çok önemli bulunmuştur (P

Bu araştırma, entansif şartlarda yetiştirilen 100 adet Kınalı Keklik (Alectoris Chukar) kullanılacak olup, Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezinde, boyun ve kanatlarını da kapsayacak şekilde hayvanların sırt kısımlarına; SRX 400 receiver için NTQB4-2 model 163 gün pil ömürlü arazi şartlarına göre 450m ile 1250m mesafelerden sinyal alma kapasiteli ve her 5 saniyede bir sinyal verebilen radyo vericileri bağlanmıştır.Aktive edilmiş telemetri cihazı takılan, kınalı kekliklerin 25 metre uzunluğunda Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezinde bulunan, doğaya uyum ve büyütme kafesine salınarak, hayvanların cihazdan etkilenip etkilenmediği ve cihazlarla birlikte hareket kabiliyetlerinde herhangi bir azalma olmadığı gözlemlenmiştir.1000 adet kınalı keklik halkanarak ve 100 adet cihaza uyum sağlayan kınalı keklikle beraber, şehir merkezine 35 km uzaklıkta ve 2.527 hektar bir alana sahip olan Hacıbebek Yaban Hayvanı Yerleştirme sahasına getirilerek doğaya salınmıştır. In this study, it will use one hundred Red Partridge (Alectoris Chukar) grown under intensive conditions. For the SRX 400 receiver connected to the neck and wing parts and backrests, the radio transmitters which are capable of receiving signals from 450m to 1250m distance depending on the land life of the NTQB4-2 model 163 days will be connected in the Kapıçam Red Partridge Production Center.In the Kapıçam Red Partridge Production Center , the red partridges with activated telemetry devices will be released to the 25-m long nature cage.The adaptation of the partridge with the device will be controlled and any reduction in their ability to act together with the devices will be observed.In addition, 1000 pieces of ringworm will be left in the area. The red partridges that will be released to the nature to left 35 km away from the city center and to the Hacıbebek Wild Animal Placement area which has an area of 2,527 hectares. 45