Search

In recent years,remarkable attention has been paid to coding and computer programming learningand teaching at pre-university level. Many countries are taking important stepsin this field every passing year. Examining the studies on coding learning enrichedby use of different tools based on specific periods may be guiding forresearchers in this field, in which there is an ever-growing interest. In thisregard, the purpose of this study is to make a thorough examination of thearticles on coding learning and teaching at pre-university level published ininternational journals from 2009 to 2017 and to show the general trend. Thestudy examined 34 articles published in this field from 2009 to 2017 throughcontent analysis. The data collected by use of Article Classification Form weredescriptively analyzed. The research findings show that most articles publishedin this field covered robotic tools at elementary education level. They alsoindicate that quantitative – quasi-experimental method was the most preferredmethod, and various data collection tools, achievements tests being in thefirst place, were employed. The majority of studies reached positive resultsfrom different perspectives while few studies reported neutral results. Theresults of the present study are considered to be revealing the currentsituation in this field and lighting the way for other studies to be carriedout in the future.

Bu çalışmada Yazılım mühendisliği bölümü öğrencilerinin veri tabanı yönetim sistemleri dersinin araştırmaya dayalı olarak yürütülmesine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma 2015-2016 bahar yarıyılında bir üniversitenin yazılım mühendisliği bölümü üçüncü sınıf seçmeli dersi olan veri tabanı yönetim sistemleri dersini alan toplam on iki öğrencinin katılımıyla yürütülmüştür. 12 hafta olarak yürütülen ders uygulamasının ardından öğrencilerle görüşmeler yapılarak nitel veriler elde edilmiştir. Yapılan içerik analizi sonucunda “öğrenmeye ilişki algı” ve “yönteme ilişkin algı” olarak isimlendirilen iki ana tema altında toplam dokuz alt tema ortaya çıkmıştır. Bu temalardan yedi tanesi olumlu görüş ifade ederken iki tanesi ise olumsuz görüşleri ifade etmektedir. Araştırma sonucunda öğrencilerin araştırmaya dayalı öğrenme yaklaşımına genel olarak olumlu baktığı sonucuna ulaşılmıştır. Olumlu görüşlerle birlikte az sayıda da olsa olumsuz görüşlerin olduğu görülmüştür. Bu olumsuz görüşler, öğrencilerin bakış açılarının iyileştirilmesi için bu tür uygulamalara daha çok yer verilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır., This study aims to determine the views of the students in Software Engineering Department about implementation of the Database management systems course with inquiry-based method. The study is conducted in the spring semester of the 2015-2016 academic year with 12 students taking database management systems course which is the selective course at 3rd grade in software engineering department. After the period in which the course lasting 12 weeks was finished, qualitative data were obtained via the interviews conducted with students. As a result of the content analysis, two main themes which are named as “perception regarding the learning” and “perception regarding the method” and nine subthemes under them were found out. Seven of these themes represent positive views and two of them imply negative views. At the end of the study, it is concluded that students’ views about inquiry-based learning are generally positive. Negative views, even though they are very few, are observed in addition to the positive views. These negative views show that it is necessary to give place to such practice more often in order to change the students’ perspective for better.

This study aimed at examining electrical and electronic engineering students’ critical thinking dispositions and problem solving skills as well as the relationship between them. The study was conducted in a university located in Turkey in the spring semester of the 2013-2014 academic year. The study involved 190 students from the department of electrical and electronic engineering under the faculty of engineering. The California Critical Thinking Dispositions Inventory (CCTDI) was used for determining critical thinking disposition levels, and The Problem Solving Inventory (PSI) was employed for determining problem solving skill levels. The descriptive survey method was used in the study. Data were analyzed via SPSS 16.0 based on independent t-test, Kruskal-Wallis test, and Pearson’s correlation coefficient. The research results indicated that pre-service engineers had generally high-level critical thinking dispositions and problem solving skills, and that such levels did not vary by gender and grade. In addition, it was seen that there was a medium-level relationship between students’ critical thinking dispositions and problem solving skills, Bu çalışmanın amacı elektrik-elektronik mühendisliği öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimlerinin, problem çözme becerilerinin ve bu ikisi arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışma 2013-2014 bahar yarıyılında Türkiye’deki bir üniversitede yürütülmüştür. Çalışma mühendislik fakültesi, elektrik-elektronik mühendisliği bölümünden 190 öğrenci ile yürütülmüştür. Çalışmada eleştirel düşünme eğilimi düzeyinin belirlenmesi için Kaliforniya Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (KEDEÖ), problem çözme becerisi düzeyinin belirlenmesi için Problem Çözme Ölçeği (PÇÖ) kullanılmıştır. Araştırmada betimsel tarama yöntemi kullanılmıştır. Veriler SPSS 16.0 programı ile bağımsız t-testi, Kruskal-Wallis testi ve Pearson korelasyon katsayısı kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın sonuçları mühendis adaylarının eleştirel düşünme eğilimi ve problem çözme becerisi düzeylerinin genel olarak yüksek olduğunu ve bu düzeylerin cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göre farklılaşmadığını göstermiştir. Ayrıca öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimi ve problem çözme becerileri arasında orta düzeyde bir ilişki bulunduğu görülmüştür.

Bu çalışmada Birinci Sınıf Mühendislik Öğrencilerinin Mühendislik Tutum Ölçeği’nin (BSMTÖ) geliştirilmesi amaçlanmıştır. Ölçek geliştirilirken ilgili literatür taranmış ve yaygın olarak kullanılan iki ölçek örnek alınarak madde havuzu oluşturulmuştur. Başlangıçta 50 madde olarak hazırlanan deneme ölçek uzman görüşlerinin ardından 44 maddeye düşürülmüştür. Araştırmanın örneklemini Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin Mühendislik ve Teknoloji fakültelerinin farklı bölümlerinde okuyan toplam 561 birinci sınıf mühendislik öğrencisi oluşturmaktadır. Ölçeğin deneme formu örnekleme uygulandıktan sonra elde edilen veriler madde toplam korelasyonlarına göre incelenmiştir. Ardından bu veriler %27 alt-üst başarı grubu puanlarına göre ayrılmış ve t-testi ile maddelerin ayırt edicilik indekslerine bakılmıştır. Bu analizler sonucunda 44 maddeden 16’sı ölçekten çıkarılmıştır. Kalan 28 madde için açımlayıcı faktör analizi yapılmış ve deneme ölçeğin faktör deseni belirlenmiştir. Bu analiz sonucunda da ölçeğin 24 madde ve 4 alt boyuttan oluştuğu kanısına varılmıştır. Son olarak doğrulayıcı faktör analizi ile ölçeğin 4 faktörlü yapısı doğrulanmıştır. Bu bulgulara göre BSMTÖ’nün birinci sınıf mühendislik öğrencilerinin mühendislik tutumlarını ölçmede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir.

This study aimed at examining computer programming students’ attitudes towards programming and their programming self-efficacy as well as the relationship between them. The study was conducted in a university located in the north of Turkey in the spring semester of the 2013-2014 academic year. The research sample consisted of 325 students studying in three different Computer Programming programs of the Department of Computer Technologies affiliated to a vocational school of the above-mentioned university. The Attitude Scale toward Computer Programming (AStCP) and the Computer Programming Self-Efficacy Inventory (CPSEI) were used for data collection. The descriptive survey model was employed in the study. The data obtained in the study were analyzed via the Mann Whitney U-test, the Kruskal-Wallis test, and the Spearman Brown rho correlation coefficient. The research results indicated that the students generally had positive attitudes towards computer programming, and they had a medium-level programming self-efficacy. The attitudes of the students towards programming varied statistically significantly by gender, grade, and education type. Similarly, programming self-efficacy varied statistically by the aforementioned three variables. Finally, a positive medium relationship was found between the students’ attitudes towards programming and their self-efficacy, This study aimed at examining computer programming students’ attitudes towards programming and their programming self-efficacy as well as the relationship between them. The study was conducted in a university located in the north of Turkey in the spring semester of the 2013-2014 academic year. The research sample consisted of 325 students studying in three different Computer Programming programs of the Department of Computer Technologies affiliated to a vocational school of the above-mentioned university. The Attitude Scale toward Computer Programming (AStCP) and the Computer Programming Self-Efficacy Inventory (CPSEI) were used for data collection. The descriptive survey model was employed in the study. The data obtained in the study were analyzed via the Mann Whitney U-test, the Kruskal-Wallis test, and the Spearman Brown rho correlation coefficient. The research results indicated that the students generally had positive attitudes towards computer programming, and they had a medium-level programming self-efficacy. The attitudes of the students towards programming varied statistically significantly by gender, grade, and education type. Similarly, programming self-efficacy varied statistically by the aforementioned three variables. Finally, a positive medium relationship was found between the students’ attitudes towards programming and their self-efficacy.

Natural Language Processing (NLP) is one of the most important research and application fields in artificial intelligence. According to known the most important tool of human-computer interaction is language, in the near future the language will be an important tool for human-computer interaction. In this sense, the rules of a language must be known and must be analyzed by computer. In this study, a Turkish text based dialogue system has been developed to ensure human-computer interaction. The morphological and semantic analyses of Turkish language were done by computer to understand and texts were converted into a format the computer understands. After that, sentence analyses were done for computer to produce the answers against the written messages and human-computer dialogue was provided., Doğal Dil İşleme (DDİ) yapay zekânın en önemli araştırma ve uygulama alanlarından biridir. İnsan-insan etkileşiminin en önemli aracının dil olduğu bilindiğine göre, yakın gelecekte insan-bilgisayar etkileşimi için de dil önemli bir araç olacaktır. Bu bağlamda, insan-bilgisayar etkileşiminin sağlanabilmesi için bilgisayar tarafından bir dilin kurallarının bilinmesi ve analizinin yapılabilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada insan-bilgisayar etkileşiminin sağlanabilmesi için Türkçe metin tabanlı bir diyalog sistemi geliştirilmiştir. Bilgisayarın Türkçe metinleri anlayabilmesi için dilin morfolojik ve anlamsal analizleri yapılmış metinler bilgisayarın anlayacağı şekle dönüştürülmüştür. Bilgisayarın metinleri anlamasının ardından yazılan metinlere karşı cevap üretebilmesi için cümle analizleri yapılmış ve insan-bilgisayar diyalogu sağlanmıştır.

Günümüzde bilgisayar ortamlı haberleşme araçlarının yaygın olarak kullanımı web tabanlı öğrenme ortamlarına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bilgisayar ortamlı haberleşme araçlarından biri olan asenkron tartışma ortamı bireylerin fikir ve düşüncelerini paylaştığı ve bu sayede sosyal bir ortamın oluştuğu ortamlardır. Bu bakımdan bu ortamlarda meydana gelen öğrenme aktiviteleri önem kazanmaktadır. Bu çalışmada asenkron tartışma forumlarını da içeren web tabanlı ortamlarda meydana gelen İngilizce öğrenimine yönelik öğrenme aktiviteleri incelenmiştir. Çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılarak Türkiye’de İngilizce öğrenimi ve öğretimine yönelik var olan tüm asenkron tartışma ortamları incelenmiş ve bu ortamlardaki tartışmalar içerik yönünden analiz edilmiştir. Analiz sonucunda bu ortamların özellikle informal öğrenme ortamı olarak kullanıldığı ve bu ortamları kullanan bireylerin İngilizce öğrenmelerinde bu ortamların olumlu bir etkisi olduğu kanısına varılmıştır.

Meslek okulu mezunlary ara eleman olarak adlandyrylmakla birlikte ana eleman olarak dü?ünülebilirler. Çünkü onlar i? ve üretim dünyasynda asyl yükü çeken ki?ilerdir. Bu nedenle teknik e?itimin önemi ve gereklili?i yadsynamaz bir gerçek haline gelmi?tir. Bu çaly?ma ile Karadeniz Teknik Üniversitesi, Be?ikdüzü Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar Teknolojileri Bölümü uygulama dersi ö?retim elemanlarynyn bu derslerin verimlili?ine ili?kin görü?leri ortaya konulmaya çaly?ylmy?tyr. Bu ba?lamda üç ö?retim elemany ile görü?meler yapylmy?tyr. Bu çaly?mada ara?tyrma problem durumuna uygun olarak durum çaly?masy yöntemi kullanylmy? ve veriler nitel veri analizi yöntemine göre analiz edilmi?tir. Elde edilen bulgular bazy faktörlerin verimlili?i azaltty?yny göstermektedir. Bu bulgulara göre bazy temel olanaklar ve uygulama derslerinin süresinin azly?y bu verimlili?in azalmasyna neden olmaktadyr., Vocational school graduates can be thought as "Primary Employee" which is called "Intermediate Employee" according to general viewpoint. Forwhy, they are the ones who carry the production and who do the work in business and industrial world. Therefore, the importance and necessity of educating technical employees decently has become an incontrovertible truth. With this conducted study, the viewpoints of applied courses lecturers in Karadeniz Technical University, Be?ikdüzü Vocational School, Commputer Technologies and Programming Department concerning efficiency of these courses are tried to be demonstrated. In this context, interviews were made with three lecturers. In the study, suitable to the problem of research Case Study method is used and data was assessed with qualitative data analyses method. It is emerged with respect to the findings gathered from the study that there are factors which decreases efficiency. In accordance with this, reasons such as basic facilities and insufficiency of application course durations decrease the efficiency.

Sohbet ortamları günümüzde iletişim aracı olarak yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Sohbet ortamlarındaki konuşmaların içerikleri kişinin cinsiyetine, alışkanlıklarına, sosyal davranış ve eğilimlerine göre şekillenebilmektedir. Bu çalışmada, Türkçe sohbet ortamlarından konuşmacıların cinsiyetlerinin belirlenmesine yönelik kayıt tabanlı bir bilgi çıkarım sistemi ortaya konulmuştur. Burada, cinsiyet belirleme sohbet ortamlarında bilgi madenciliği uygulaması olarak temel alınmıştır. Önerilen cinsiyet belirleme yöntemi veri madenciliği yöntemlerinden SVM ve Naive Bayes sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Geliştirilen sistem, gerçek sohbet ortamlarında cinsiyet belirlemede %90'a yakın sonuçlara ulaşmıştır., Chat mediums are widely-used as a communication tool nowadays. Contents of chat conversations may be shaped by sex, habit, social behaviors and tendency of the people. In this study, we have presented a log based information retrieval system that is designed to identify the sex of a person in Turkish chat mediums. Here, the sex identification is taken as a base study in the information mining in chat mediums. The proposed sex identification method is compared with the Support Vector Machine and Naïve Bayes methods. The proposed system has achieved accuracy about 90% in the sex identification in the real chat mediums.

Bu çalışmanın ana amacı 11. sınıf matematik dersi olasılık ünitesi alt konuları olan permütasyon, kombinasyon, binom açılımı ve olasılık konularına yönelik bir bilgisayarlaştırılmış uyarlanabilir test sistemi geliştirmek ve değerlendirmektir. Geliştirilen bilgisayarlaştırılmış uyarlanabilir test sistemi, uyarlanabilir zeki web tabanlı matematik öğrenme ortamı olan UZWEBMAT'a entegre edilmiştir. Uyarlanabilir test sistemi ile 2011-2012 eğitim-öğretim yılında Trabzon ilindeki bir lisede 11.sınıf öğrencileriyle sınav uygulaması yapılmıştır. Uygulamadan elde edilen veriler ile geliştirilen uyarlanabilir test sisteminin öğrencilerin olasılık ünitesi bilgi düzeylerini seviyelendirme durumu değerlendirilmiştir. Ayrıca öğrencilerin sınav uygulamasından elde edilen bilgi seviyesi kestirimleri ile öğrenme stilleri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak sistem kayıtları kullanılmıştır. Geliştirilen uyarlanabilir test sisteminin öğrencilerin bilgi düzeylerini seviyelendirme durumu standart hata miktarı ve güvenirlik katsayısına göre belirlenmiştir. Tüm sınav oturumlarından elde edilen standart hata miktarları klasik güvenirlik katsayısına dönüştürülmüş ve değerlendirilmiştir. Öğrencilerin sınav uygulamasından elde edilen bilgi seviyesi kestirimleriyle öğrenme stilleri arasındaki ilişki Kruskal Wallis H-testi ile araştırılmıştır.Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre geliştirilen bilgisayarlaştırılmış uyarlanabilir test sistemi öğrencilerin olasılık ünitesi bilgi düzeylerini çok yüksek güvenirlikte seviyelendirebilmektedir. Bunun yanı sıra sınav uygulamasından elde edilen verilere göre öğrencilerin bilgi seviyesi kestirimleriyle öğrenme stilleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadığı görülmüştür.nahtar Kelimeler: Bilgisayarlaştırılmış Uyarlanabilir Test Sistemi, Bilgi Seviyesi Kestirimi, Öğrenme Stilleri The main purpose of this study is to develop and evaluate a computerized adaptive testing system for permutation, combination, binomial expansion and probability which are sub-topics of probability unit in 11th grade mathematics course. The developed computerized adaptive testing system was integrated into UZWEBMAT, which is an adaptive intelligent web based environment to learn mathematics. An exam application including the developed adaptive testing system was implemented at a high school in Trabzon in the 2011-2012 academic year. The capability of the developed adaptive testing system to set the ability levels of students about the unit of probability was evaluated based on the data obtained from the implementation of exam. Also, the relationship between students? ability level estimations obtained from the exam application and their learning styles was investigated. System logs were used for data collection. The capability of the developed adaptive testing system to set the ability levels of students was determined taking into consideration the standard error amount and reliability coefficient. The amounts of standard error obtained from the all exam sessions were transformed into the classical reliability coefficients and evaluated. Kruskal Wallis H-Test was employed for investigating the relationship between the ability level estimations of students that were obtained from exam application and their learning styles.Research findings demonstrate that the developed computerized adaptive testing system can set the ability levels of students about the unit of probability at a very high level of reliability. Additionally, the data obtained from exam application show that there is no statistically significant correlation between the ability level estimations of students and their learning styles.Keywords: Computerized Adaptive Testing System, Ability Level Estimation, Learning Styles 373