17 results on '"Özçevik Bilen, Aslı"'
Search Results
2. COMBINED EFFECTS OF PHYSICAL ENVIRONMENT ELEMENTS ON THE PERCEPTION AND COMFORT OF URBAN PUBLIC OPEN SPACE USERS: A UNIVERSITY CAMPUS CASE
- Author
-
Şimşek, Okan, primary and ÖZÇEVİK BİLEN, Aslı, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Kentlerde Sessiz/Sakin Alanların Önemi Ve Eskişehir Kurşunlu Cami ve Külliyesi Bahçesinin İşitsel Peyzaj Yaklaşımıyla Değerlendirilmesi
- Author
-
AKIN GÜLER, Gülşen, primary and ÖZÇEVİK BİLEN, Aslı, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. URBAN SOUNDSCAPE CHANGES IN TURKEY BEFORE AND AFTER COVID-19: ESKİŞEHİR, AN ANATOLIAN CITY
- Author
-
AKIN GÜLER, Gülşen, primary and ÖZÇEVİK BİLEN, Aslı, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
5. COVID-19 ÖNCESİ VE SONRASI TÜRKİYE'DE KENTSEL İŞİTSEL PEYZAJ DEĞİŞİMLERİ: ESKİŞEHİR, BİR ANADOLU KENTİ
- Author
-
AKIN GÜLER, Gülşen and ÖZÇEVİK BİLEN, Aslı
- Subjects
Covid-19,kentsel işitsel peyzaj,Eskişehir,Türkiye ,Mimarlık, Planlama, Tasarım ,Covid-19,urban soundscape,Eskişehir,Turkey ,Architecture, Design & Planning - Abstract
Türkiye'de alınan Covid-19 önlemleri doğrultusunda günlük hayatta bazı değişiklikler olmuş ve bu değişiklikler akustik ortamı özellikle baskın ses türü ve ses seviyesi açısından etkilemiştir. Devlet tarafından alınan önlemler sonucunda günlük hayatta meydana gelen değişikliklerin ses ortam üzerindeki etkilerini ses düzeyi, ses türleri ve işitsel peyzaj bileşenleri aracılığıyla incelemek amacıyla yapılan çalışmada örnek şehir olan Eskişehir'in şehir merkezindeki ticari-rekreasyon alanları ile tarihi-turistik alanlardaki akustik ortamda Covid-19 öncesi ve sonrasında meydana gelen değişimler incelenmiş ve karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Covid-19 öncesi LO-FI akustik ortamda var olan ancak maskelenen sesler (özellikle doğal sesler), pandemi sonrası düşen ses seviyesi (5 ila 10 dBA) ile oluşan HI-FI akustik ortamında duyulabilir hale gelmiş ve bu sesler ön plan sesleri ve sembol sesler arasında yerini almıştır. Kentsel alanları tanımlayan sembol sesler pandemi öncesinde işleve göre alan kullanımından kaynaklanan seslerden oluşurken, pandemi boyunca doğal seslere dönüşmüştür., In line with the Covid-19 measures taken in Turkey, there have been some changes in daily life and these changes affected the acoustic environment particularly in terms of dominant sound type and sound level. In the study conducted to examine the effects of changes in daily life as a result of the measures taken by the state on the sound environment, through sound level, sound types and soundscape components, the changes in the acoustic environment in commercial-recreational areas, as well as historical-touristic areas at the city center of the sample city Eskişehir, Turkey before and after Covid-19, were reviewed and evaluated by comparison. Before Covid-19, the sounds that existed but masked in the LO-FI acoustic environment (especially the natural sounds) became audible in the HI-FI acoustic environment created with the lowered sound level after pandemic (5 to 10 dBA), and they took their place among the keynotes and soundmarks. While the soundmarks that define urban areas consisted of the sounds arising from the area usage by function before the pandemic, they turned into natural sounds throughout the pandemic.
- Published
- 2022
6. Kent Gürültüsüne İşitsel Peyzaj Yaklaşımı ile Bir Bakış: Kentin Sesini Dinle, Kendi Sesini Bestele "Eskişehir".
- Author
-
AKIN GÜLER, Gülşen and ÖZÇEVİK BİLEN, Aslı
- Subjects
- *
EVERYDAY life , *SOUNDS , *NOISE , *TOURISM - Abstract
The year 2020 has been declared as the International Year of Sound with hoping that the importance of hearing sounds will be understood all over the world. On this matter, the results of the "Listen to the Sound of the City, Compose Your Own Sound" workshop organized in Eskişehir were discussed in order to the preference tendencies of sound type in an urban sound environment sample through the soundscape approach in the fight against noise and investigating the relationship of sound types with acoustic identity through this questioning. In this article, the experiences and evaluations of the participants about the sounds of the city were shared and discussed in line with the data obtained in the field study with a participant group of 38 people by the sound walk method in three different routes determined in the urban area which is the busy and important trade and tourism region of Eskisehir city. It has been observed that the participants expected the presence of natural sounds, human and daily life sounds and technological sounds in urban areas. According to this sounds that are accepted as noise in the legislation or whose level exceeds the acceptable limits due to the type of sound source; can be evaluated as desired/preferred sounds when the sounds belong to the urban identity. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
7. Yapı cephe özellikleri ve yol genişliğinin çevresel gürültü düzeyine etkisinin kentsel yol kesitleri üzerinden incelenmesi
- Author
-
ŞİMŞEK, Okan, primary and ÖZÇEVİK BİLEN, Aslı, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
8. A research on acoustical comfort for hearing-impaired individuals in inclusive education places
- Author
-
Uzeyirli, Zakariyya, primary and Özçevik Bilen, Aslı, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
9. A research on acoustical comfort for hearing-impaired individuals in inclusive education places.
- Author
-
Uzeyirli, Zakariyya and Özçevik Bilen, Aslı
- Subjects
INCLUSIVE education ,INTELLIGIBILITY of speech ,SPEECH perception ,REVERBERATION time ,VERBAL behavior testing ,SPEECH synthesis ,SPEECH processing systems - Abstract
The inclusive education method has substantial contributions to hearing-impaired individuals' education and socialization. However, the poor physical environment and acoustic comfort conditions negatively affect speech intelligibility at such places and therefore, the quality of education. Upon determining that there are very few subjective evaluation studies, we conducted a study regarding the impact of acoustic comfort conditions on speech intelligibility at inclusive education places. Within the scope of the study, first, a classroom was determined, and the current acoustic conditions of the class were evaluated objectively by field acoustic measurements. A calibrated model was created in the simulation software of the relevant class and then two more models with optimum reverberation time values of 0.4 s and 0.8 s as suggested in the literature, and auralizations were performed for the models. For subjective evaluation, a subject group of hearing-impaired and normal hearing individuals fulfilling equal conditions were tested by speech discrimination test in real-time in the classroom and from auralization recordings in a laboratory setting. Regarding the results obtained, it was observed that speech intelligibility percentage of normal hearing individuals increased as expected while in hearing-impaired individuals, contrary to the expectations, percentage differed from one another, and there was no increase. Following the discussions with experts, it was concluded that different hearing aids used by hearing-impaired individuals might lead to this situation. Accordingly, it occurs that the possibility to achieve a good speech intelligibility for hearing-impaired individuals even if optimum acoustic values suggested are fulfilled in education places remains unclear. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
10. An Experience in Architectural Design Studio Regarding the Concept of Soundscape.
- Author
-
KANDEMİR, Özlem and ÖZÇEVİK BİLEN, Aslı
- Abstract
Copyright of Megaron is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
11. İşitme engelli bireylerin kaynaştırmalı eğitim mekanlarının akustik açıdan incelenmesi ve bir örnek çalışma
- Author
-
Uzeyirli, Zakariyya, Özçevik Bilen, Aslı, and Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Subjects
Architecture ,Minimal architecture ,Mimarlık ,Architectural acoustic ,Architectural education - Abstract
Kaynaştırma eğitimi yönteminin işitme engelli (İE) bireyler üzerinde eğitim ve sosyalleşme yönünden bir çok katkısı bulunmaktadır. Ancak bu yöntemin uygulaması aşamasında fiziksel çevrenin ve akustik konfor koşullarının yetersizliği bu mekanlardaki konuşma anlaşılabilirliğini, buna bağlı olarak da İE bireylerin eğitim kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Literatür taraması sonucunda, İE bireylerin kaynaştırma eğitimi mekanları için akustik konfor koşullarının belirlenmediği, öznel değerlendirme çalışmalarının ise İE bireyler açısından oldukça az olduğu görülmüştür. Bu tepsitler üzerinden, yürütülen tez çalışmasında, İE bireylerin kaynaştırma eğitimi mekanlarında akustik konfor koşullarını belirlemek, belirlenen koşulları, konuşma anlaşılabilirliği açısından, bir alan çalışması ile sınamak hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda öncelikle, İE bireylerin normal işiten (Nİ) akranlarıyla birlikte eğitim gördüğü kaynaştırma eğitimi mekanları için akustik konfor koşulları belirlenmiştir. Belirlenen akustik koşulları öznel açıdan incelemek için, İE bireylere kaynaştırma eğitimi ve özel eğitim veren 2 sınıf örnek çalışma alanı olarak seçilmiştir. Yapılan akustik ölçmeler ve anketlerle her iki sınıftaki mevcut akustik koşullara yönelik veriler derlenmiştir. Çalışmanın devamında, akustik koşulların konuşma anlaşılabilirliği üzerindeki etkisini öznel olarak değerlendirebilmek için mevcut alanda ve laboratuvar ortamında kelime ayırt etme testleri uygulanmıştır. Alan ölçmeleri ve anketler sonucunda, kaynaştırma eğitimi sınıfı akustik açıdan yetersiz, özel eğitim sınıfı ise yeterli olarak bulunmuştur. Konuşma anlaşılabilirliği için yapılan öznel değerlendirme çalışmalarında ise, belirlenen akustik konfor koşullarının Nİ bireyler üzerinde olumlu etkisi görülse de, İE bireyler açısından kullandıkları işitme cihazlarının farklılığı nedeniyle bu durumun belirsiz kaldığı görülmüştür. Inclusive education method makes a huge contribution to hearing impaired (HI) individuals in terms of education and socialization. However, in the implementation stage of this method, it is seen that the speech intelligibility and correspondingly HI's education quality has been negatively affected due to the inappropriate physical environment and acoustic comfort conditions. According to the literature review, it is seen that acoustic comfort conditions of the inclusive education places for HI individuals are not determined and subjective evaluation studies over HI individuals are quite a few. In this thesis, it is aimed to determine the acoustic comfort conditions of the inclusive education places used by HI individuals and to test these conditions in terms of speech intelligibility through a field study. In accordance with this objective, the acoustic comfort conditions of inclusive education places used for the education of both HI individuals and normal hearing (NH) peers were determined. In order to make a subjective examination of the determined acoustic conditions, 2 classes were selected as a sample study area providing inclusive education and special education to HI individuals. Acoustic measurements and questionnaires were used to compile data on the current acoustic conditions of both classes. In order to make a subjective evaluation of the effect of acoustic conditions on speech intelligibility, speech discrimination tests were applied in the current field and under laboratory conditions. As a result of field measurements and questionnaires, it is found that the inclusive education class was acoustically insufficient and the special education class was acoustically sufficient. In subjective evaluation studies over speech intelligibility, it is found that acoustic comfort conditions have a positive effect on NH individuals, it is seen as unclear for HI individuals due to the difference in their hearing aids. 142
- Published
- 2019
12. Ulaşım gürültüsü kontrolünde bariyer kullanımı ve bio-bariyer uygulamaları
- Author
-
Ünver, Ceren, Özçevik Bilen, Aslı, and Mimarlık Anabilim Dalı
- Subjects
Sustainability ,Noise pollution ,Sustainable urbanization ,Sustainable environment ,Architecture ,Noise control ,Mimarlık ,Noise reduction ,Noise ,Sustainable design - Abstract
Karayolu gürültüsü; kent yapılanmasını oluşturan karayolu ağının kentsel mekâna yayılımı nedeniyle en yüksek maruziyetin gözlendiği çevresel gürültü kaynağıdır. Kent içi alanlarda, karayolu ağının kullanıcıyla yakın teması nedeniyle maruziyet seviyesi artmakta; gürültü kontrolü zorunluluk olarak kendini göstermektedir. Etkili gürültü kontrolü, gürültü oluşumuna etki eden bileşenler üzerinde alınacak önlemlerin uygulama alanının genişletilmesiyle sağlanabilir. Gürültü bariyerleri; kaynak ve alıcı arasında bağımsız olarak konumlanabilmesiyle geniş uygulama alanına sahip olması ve hesaplama ilkeleri doğrultusunda mevcut ihtiyaca yönelik uygulanabilmesiyle gürültü kontrolünde etkili bir çözüm sunmaktadır. Bariyer tasarımlarında ahşap, metal, beton, blok, plastik, cam gibi yapay ya da toprak dolgu, bitki örtüsü gibi doğal malzemeler kullanılabilir. Kent içi alanlarda yüksek yapılaşma yoğunluğunda olumsuzluklar gözlenen çevresel koşulların iyileştirilmesi için bitkilerin işlevsel özelliklerinden faydalanılarak yaşam kalitesinin yükseltilmesi sağlanabilir. Doğal malzemelerin gürültü kontrolünde etkin sonuç vermesi için uygulanacağı alan ihtiyacının yapay malzemelere göre fazla olduğu bilinmektedir. Kent içi alanlarda geniş boşluklar bulunmadığından; bitkileri kendi yapılarına dâhil etmek üzere tasarlanmış bio-bariyerler; bitkisel materyal kullanımına alternatif bir çözüm sunmaktadır.Bio-bariyer uygulamalarında; yapısal eleman ve bitkisel materyal katmanlarının birlikte kurgulanmasına yönelik yapım sistemleri kullanılmaktadır. Araştırmalar sonucunda; akademik çalışmalarda bio-bariyer yapım sistemi sınıflamalarına ilişkin farklılıklar bulunduğu ve sistem türlerinin bütünsel olarak ele alınmadığı belirlenmiştir. Bio-bariyerlerle ilgili bilgi karışıklığı, bu sistemlerin sadece estetik amaçlı kullanılmasına neden olmakta ve uygulamaların yaygınlaşmasını engellemektedir. Çalışmanın amacı; bio-bariyer uygulama alanlarının genişletilmesi için yapım sistemlerinin sınıflandırılmasıyla ilgili karışıklığın giderilmesi ve uygulamaların sistematik bir biçimde sınıflanmasıdır. Çalışma kapsamında; bio-bariyer yapım sistemlerinin referans kaynaklarda tanımlanmış olan içerikleri değerlendirilerek, yapım sistemleri ortak başlıklarda toplanmış; akademik çalışmalarla birlikte endüstriyel ürünlerin araştırılmasıyla sistem kapsamları geliştirilmiştir. Road traffic noise is the source of environmental noise where the highest exposure is observed due to the propagation of the road network into urban space. In urban areas, due to the close encounter of the road network with the users, the level of exposure increases and noise control arises as an obligation. Effective noise control can be achieved by expanding the scope of application of measures to be taken on components that affect noise generation. Noise barriers provide an effective solution in noise control by being positioned independently between source and receiver, having a wide range of applications and applying them to current needs in accordance with calculation principles.In barrier designs, artificial materials such as wood, metal, concrete, block, plastic, glass or natural materials such as earth fill and vegetation can be used. In urban areas, quality of life can be improved by using the functional features of plants, in order to improve the environmental conditions, which have negative effects due to high construction density. It is known that the space requirement of natural materials to provide effective results in noise control is higher than that of artificial materials. Due to the absence of wide spaces in urban areas, bio-barriers designed to incorporate plants into their structures; provides an alternative solution to the use of plant material.In bio-barrier applications, construction systems are used to build structural and vegetal material layers together. As a result of the researches, it was determined that there are differences in the classification of bio-barrier construction system in academic studies and system types are not considered as holistic. The confusion of information on bio-barriers causes these systems to be used for only aesthetic purposes and prevents to become widespread of these applications.The aim of the study is, to eliminate the confusion related to the classification of construction systems and to classify the applications systematically in order to spread the bio-barrier application areas. Within the scope of the study, the contents of bio-barrier construction systems defined in the reference sources were evaluated and construction systems were gathered under common titles and the scope of the system was improved by researching industrial products other than academic studies. 238
- Published
- 2019
13. Region identification model recommendation for the documentation of sound identity of the cities with soundscape approach: The case of Eskişehir
- Author
-
Doğan, Hanife Ayça, Özçevik, Aslı, Anadolu Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, Özçevik Bilen, Aslı, and Mimarlık Anabilim Dalı
- Subjects
Ses Kimliği ,İşitsel Peyzaj Yaklaşımı ,Architecture ,Mimarlık ,Kent Kimliği Belirleyicileri ,Ses Kimliği Belgelenmesi - Abstract
Kent kimliği; en basit şekilde 'bir kenti diğer kentlerden ayıran özelliklerin ifadesi' olarak tanımlanmaktadır. Kent kimliği; kent kimliği türlerinden ve bu türleri oluşturan belirleyicilerden oluşmaktadır. Kent kimliği belirleyicilerini; doğal, yapay ve sosyal faktörler oluşturmaktadır. Kent kimliği araştırmalarına yeni kent kimliği belirleyicileri dâhil olmaktadır. Bu belirleyiciler genel olarak kent algısını etkileyen duyusal faktörlerdir. Duyusal faktörler (koku, ses vb.) UNESCO'nun `Somut Olmayan Kültürel Miras` listesinde de yer almaktadır. Buna rağmen literatürde, duyusal faktörlerin oluşturduğu duyusal kimliği, kent kimliği türlerine dâhil eden bir araştırma bulunmamaktadır. Bu sebeple kent kimliğinin kapsamının genişletilmesi gerekmektedir. Duyusal faktörlerden sesin, kentte araştırma konusu olduğu çalışma alanlarından biri olan işitsel peyzaj yaklaşımı ile yapılan çalışmalarda işitsel peyzaj bileşenlerinden sembol sesler üzerinden ses kimliğinin korunması ve belgelenmesi gerekliliği öne çıkmaktadır. Fakat işitsel peyzaj çalışmalarında belgeleme yapılacak alanlar net değildir. Literatürde belgeleme için çalışma konusuna göre tarihi alanlar, kıyı alanları, kent parkları vb. alanlar seçilmektedir. Seçilen bu alanlara bakıldığında, alanların kent kimliği belirleyicilerinin karşılıkları ya da yoğunlaştığı alanlar olduğu ve bu özellikli alanların seçiminde kentin; araştırmacıyı kullanım yoğunluğu, kaynak çeşitliliği vb. gibi sebeplerle kendiliğinden yönlendirdiği görülmektedir. Buradan hareketle çalışma kapsamında kent kimliği belirleyicilerinden faydalanarak; Eskişehir örnekleminde, işitsel peyzaj yaklaşımıyla kentlerde ses kimliğinin belgelenebileceği alanların seçilmesi için bir model önerilmiştir. Önerilen bu modelin ses kimliği belgelemesi yapılacak alanların seçiminde temel olması ve aynı amaçla yapılan çalışmalarda kullanılması beklenmektedir. Urban identity; it is defined in the simplest way as the expression of features that distinguish one city from the others. Urban identity is consisted of urban identity types and its determinants. The urban identity determinants are consisted of natural, artificial and social factors. New urban identity determinants are included in the urban identity researches. These determinants are usually sensory factors that affect urban perception. Sensory factors (smell, sound, etc.) are also included in UNESCO's `Intangible Cultural Heritage` list. Nevertheless, in the literature, there is no research that includes sensory identity formed by sensory factors into urban identity types. Therefore, the scope of urban identity needs to be expanded. In the studies conducted with the soundscape approach, which is one of the research areas where the sound is one of the city sensory factors, the necessity of protecting and documenting the sound identity through the soundmarks from the soundscape components stands out. However, the areas to be documented in soundscape studies are not clear. In the literature, according to the subject of study historical areas, coastal areas, urban parks etc. are selected for documentation. Through the examination of these areas it is seen that these areas are the counterparts or the concentrated areas of the urban identifiers; and the density of use, resource diversity, etc. are the reasons why the researcher is automatically directed to the selection of these featured areas by the city itself. From this point of view, using urban identity determinants within the scope of the study, a model that using the soundscape approach selects the areas where the sound identity can be documented in the cities is suggested and explaned through Eskişehir case. This proposed model is expected to be used as the basis for the selection of the areas where the sound identity to be documented and to be used in studies conducted for the same purpose. 127
- Published
- 2019
14. Eskisehir industrial heritage in the city's soundscape, transformation and it's effects
- Author
-
Gök Tokgöz, Özlem, Özçevik Bilen, Aslı, and Mimarlık Anabilim Dalı
- Subjects
Architecture ,Mimarlık - Abstract
Sesler kentlerin ayrılmaz parçalarıdır. Kent sesleri de görünümleri gibi zamanla değişmektedir. Kentlerin akustik ortamlarındaki değişimlerin dönüm noktası ise sanayileşme hareketi ile kurulan fabrikalardır. [1] Kentin gelişmesinde ve çok fonksiyonlu bir görünüm kazanmasınında etkili olan, günümüzde de sanayi mirası olarak nitelendirilen bu fabrika alanları kent kimliği oluşumunda etkili bir rol oynamaktadırlar. Kent kimliğinin bir parçası olan kent sesleri sanayileşme sürecinde değişmiş, bu süreçte kent akustik ortamına yeni sesler eklenmiştir. Kent işitsel kimliğinin oluşmasında doğrudan etkileri olan sanayileşme süreci birçok alanda incelendiği gibi kent akustiğine etkileri konusunda da incelenmelidir. Ses kaynakları, alıcı ve kent ortamı arasındaki ilişkilerin geçmişten günümüze kapsamlı olarak araştırılmasını gerektiren bu çok yönlü değerlendirme ise işitsel peyzaj yaklaşımı ile mümkündür. İşitsel peyzaj birden fazla ses kaynağının ve çevrenin etkileşiminin –olumlu ya da olumsuz yargılardan bağımsız- olarak ele alınmasıdır.[2] Sanayi mirası yapıların kent akustiği üzerindeki etkilerinin işitsel peyzaj yaklaşımı ile belirlemek, belgelemek ve akustik miras olarak koruma altına almak gerekmektedir. Çünkü her kentin sahip olduğu sesler, o kentte özgüdür. Kentlerin işitsel kimlikleri, kent kimliklerinin bir parçasıdır. Eskişehir 1894 Bağdat-Berlin Demiryollunun açılmasıyla başladığı sanayileşme sürecine Cumhuriyetin ilanı sonrasında da devam etmiş ve dönem içerisinde sanayi merkezi konumunda olan bir kent haline gelmiştir. Eskişehir kent kimliğinin önemli bir parçası olan bu sanayi mirası yapıların kentin akustik ortamına etkilerinin araştırıldığı bir çalışmanın olmaması sebebiyle Eskişehir sanayi mirası yapılarının kentin işitsel peyzajındaki yeri, dönüşümü ve etkileri üzerine kapsamlı bir tez çalışması hazırlanmıştır. Bu tez çalışmasında Eskişehir kentindeki fabrika yapıları ve demiryolunun kentte eklemledikleri sesler, bu seslerle bölgenin kazandığı işitsel kimlik, işitsel kimliğinin kent kimliği içerisindeki yeri ve geçirdiği dönüşümler yapılan arşiv taramaları, görüşmeler ve anketlerle ortaya konmuştur. Böylece sanayi mirası olarak nitelendirilen alanların kent işitsel peyzajının şekillenmesinde önemli bir yere sahip olduğu, ayrıca bölge kimliğinin bir parçası olan ses gibi somut olamayan ögelerinin de korunması ve sürekliliğinin sağlanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Sounds are inseperable parts of cities. The sounds of the city, like their appearance, change over time. The turning point of the changes in the acoustic environments of the cities is the factories established with the industrialization movement. [1] These factory areas, which did become effective on the progress of the city and are labeled as industrial heritage today, play an important role on the composition of the city's identity. As a part of the urban identity, the sounds of the city changed during the industrialization process and new sounds were added to the acoustic environment of the city. The process of industrialization, which has direct effects on the formation of urban sonic identity, should be examined in many areas as well as its effects on urban acoustics. This multi-faceted assessment, which requires a comprehensive assessment of the relations between sound sources, receiver and urban environment from the past to the present, is possible with the soundscape approach. The soundscape is the evaluation of interaction between multiple sound sources and the environment independent of positive or negative judgments. [2] Determination of the effects of industrial heritage buildings on city acoustics with soundscape approach, documentation and protection of them as acoustic heritage is necessary. Because the sounds that every city has are unique to that city. The sonic identities of cities are part of urban identities. Eskişehir started its industrialization process with the opening of Baghdad-Berlin Railway in 1894 and continued after the proclamation of the Republic and became an industrial center during the period. Due to the lack of research on the effects of these industrial heritage buildings on the acoustic environment of the city, which are an important part of Eskişehir urban identity, a comprehensive thesis was prepared on the importance, transformation and effects of Eskişehir industrial heritage buildings in the city's soundscape. In this thesis, the sounds that the factory structures and the railroads in Eskişehir incorporated to the city, the auditory identity gained by the region with these sounds, their place in the urban identity and the transformations it undergoes are revealed through archival browsing, interviews and surveys. Thus, it has been concluded that the areas that are considered as industrial heritage have an important place in shaping the urban soundscape, and that the intangible elements such as sounds that are a part of the regional identity should be protected and sustained. 186
- Published
- 2019
15. Alışveriş merkezlerindeki akustik konforun irdelenmesine yönelik iç mekan işitsel peyzaj çalışması: Eskişehir Espark Avm örneği
- Author
-
Korkmaz, Şahan Iraz, Özçevik Bilen, Aslı, and Mimarlık Anabilim Dalı
- Subjects
Architecture ,Mimarlık - Abstract
Alışveriş merkezlerinde; alışveriş yapma, eğlenme, yeme-içme ve çalışma gibi ticari tüm taleplerin yerine getirilebilmesi için; aydınlatma, iklim, bitki örtüsü, su öğeleri, yaya-taşıt aksları, toplanma birimleri, satış birimleri, açık-kapalı eğlence birimleri ve yeme-içme birimleri bir araya gelmektedir. Bunun sonucunda oluşan yoğunluk; kullanıcıların yapıda rahat vakit geçirmesi amacıyla optimum düzeyde sağlanması gereken işitsel konfor, ısıl konfor, aydınlatma, iç hava kalitesi ve doğal havalandırma gibi konfor gereksinimlerinin yönetiminde zorlukları beraberinde getirmiştir. Son yıllarda konfor gereksinimlerine göre işitsel konfor düzeyini tespit etme-sağlama amaçlı çalışmalarda `işitsel peyzaj` yaklaşımı ön plana çıkmaktadır. İşitsel peyzaj; ses kaynakları ile çevresel etkileşim sonucunda oluşan ses ortamın, olumlu-olumsuz fikirlerden bağımsız olarak belirlenmesi şeklinde tanımlanabilmektedir. Bu yaklaşımla; gürültüden bağımsız algılanan ses ortamı oluşturan seslerin ortam kullanıcıları üzerindeki etkisi öznel/nesnel yöntemlerle birbirlerinden ayrılmaktadır. Ancak bu öznel/nesnel yöntemler için standartlaştırma çalışmaları olmasına karşın, sağlanması gereken memnuniyet değerleriyle ilgili standart henüz oluşturulamamıştır. Bu bağlamda kentsel işitsel peyzaj çalışmaları için üretilmiş yöntem, kapalı mekanlardaki kullanılabilirliği incelenmek üzere, mekânsal kurgu açısından kentle benzerlik gösteren AVM yapılarından Espark AVM'de iç mekân işitsel peyzaj çalışması ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında öznel veri eldesi için alan anket çalışmaları ile sembol ses, `sembol ses/ses ortam` memnuniyeti ve ses ortam kalitesi belirleme, nesnel veri eldesi için ses yürüyüşü ve sabit noktalarda ses düzey ölçmeleri, binaural ses kayıtlarının alımı, ses kayıtlarının metrik analizlerinin hesaplanması, metrik açıklayıcılığı bulunan her sıfat çifti için listelenen denklemlerin kullanımı aşamaları uygulanmıştır. Sonucunda temel kaynakta üretilmiş yöntemin, genel itibariyle temel kaynak kapsamında önerilen çalışma alanlarındaki total verilerin analizi ile kullanılabilirliği, çalışma alanlarının ayrı ayrı analizinde ise kullanılamayacağı teyit edilmiştir.Anahtar Sözcükler: Alışveriş merkezleri, İç mekân işitsel peyzajı, Sembol ses, Ses ortam kalitesi, Ses ortam memnuniyeti In shopping centers; lighting, climate, vegetation, water elements, pedestrian-vehicle axles, assembly units, sales units, indoor and outdoor entertainment units and food and beverage units come together to fulfill all commercial demands such as: shopping, having fun, eating, drinking and working. The resulting intensity has brought difficulties in managing comfort requirements such as acoustic comfort, thermal comfort, lighting, indoor air quality and natural ventilation, which should be provided at the optimum level so that users can spend a comfortable time in the building. In recent years, `soundscape` approach has come to the forefront of studies aimed to determine and provide acoustic comfort level according to comfort requirements.Soundscape; can be defined as independent determination of the sound environment resulting from environmental interaction with sound sources, independent of positive and negative ideas. With this approach; the effect of the sounds created by the perceived sound environment independent from noise on the space users is separated by subjective / objective methods. However, although there are standardization studies for these subjective / objective methods, the standard regarding the satisfaction values to be achieved has not been established yet.In this context, the method produced for urban soundscape studies was evaluated with the indoor soundscape study on Espark AVM, one of the shopping center buildings that has similarities with the city in terms of spatial fiction, in order to examine its usability in indoor spaces. Within the scope of the study, soundmarks, `soundmarks / sound environment` satisfaction and sound environment quality were determined with field surveys for obtaining subjective data. In order to obtain objective data, sound walk and sound level measurements at fixed points, acquisition of binaural sound recordings, calculation of metric analysis of sound recordings, use of the listed equations for each adjective pair with metric explanatory steps were applied. As a result, it has been confirmed that the method produced in the main source is generally usable with the analysis of the total data in the study areas proposed within the scope of the main source, but it cannot be used in the analysis of the study areas separately.Keywords: Shopping centers, Indoor soundscape, Soundmarks, Sound environment quality, Sound environment satisfaction 274
- Published
- 2019
16. Camilerde konuşma anlaşılabilirliğinin Türkçe ve Arapça dilleri üzerinden incelenmesi
- Author
-
Alic, Elma, Özçevik Bilen, Aslı, and Mimarlık Anabilim Dalı
- Subjects
Architecture ,Mimarlık - Abstract
Camiler İslam dinine mensup insanların ibadet ettiği, konuşmaya ve müziğe dayalı ritüellerin gerçekleştirildiği yapılardır. Ritüeller sırasında aktif olarak iki farklı dil (caminin bulunduğu bölgenin ana dili ve Arapça) kullanıldığından dolayı, cami çok dilli mekân olarak da nitelendirilmektedir. Ritüeller sırasında bilgi aktarımı ve müzik performanslarının icra edilmesi, konuşmanın anlaşılabilirliğine ve müzik netliğine bağlı olan bu mekânlarda akustik konfor koşullarının sağlanması gerektirmektedir. Literatürde, buna yönelik çalışmaların yapıldığı ancak konuşmanın anlaşılabilirliği üzerine öznel değerlendirme çalışmalarının az sayıda olduğu ve caminin çok dilli mekân olarak hiç incelenmediği fark edilmiştir. Bu tespit üzerinden, örnek Çağdaş Türk Cami (Ç.T.C.) modeli kullanarak camilerdeki konuşmanın anlaşlabilirliğini Türkçe ve Arapça dilleri üzerinden incelemek amacıyla kapsamlı bir araştırma başlatılmıştır.Bu çalışmanın kapsamında, Eskişehir ilindeki 2000 yılından bu yana yapılmış olan tüm camiler çalışma alanı olarak seçilmiş ve camilerin fiziksel (boyut, biçim, iç mekân malzemeleri ve kapasite gibi) özellikleri açısından veriler toplanmış; elde edilen verilerin karşılaştırmalı analizler kullanılarak Ç.T.C. ortalama fiziksel özellikleri belirlenmiş ve belirlenen özelliklere uygun örnek cami modeli oluşturulmuştur. Belirlenen amaç doğrultusunda konuşmanın anlaşılabilirliği belirlemek için literatürde önerilen optimum akustik koşulları sağlayan örnek Ç.T.C. modelinde tek heceli Türkçe ve Arapça kelimelerin oralizasyonu elde edilmiş ve oluşturulan denek grubuna dinletilmiştir. Çalışmanın sonucunda örnek Ç.T.C.'nin akustiği, Türkçe ve Arapça dillerinin konuşmanın anlaşılabilirliği açısından yetersiz bulunmuştur. Ayrıca SNR oranına bağlı olarak Arapça dilinde konuşmanın anlaşılabilirliği oranının fazla değişmediği, fakat Türkçe dili için ilgili durumun tam tersi olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Mosques are buildings where people of Islamic religion worship and perform rituals of speech and music. The mosque is also referred to as a multi-lingual space, since two different languages (the native language of place where the mosque is located and Arabic) are actively used during the rituals. Transferring information and performing music performances during rituals requires acoustic comfort in these spaces, which depends on speech intelligibility and clarity of music. According to the literature rewiev it has been realized that the studies on this subject are available in literature but subjective evaluation studies on the speech intelligibility are few and the mosque has not been examined as a multi-lingual place yet. Based on this finding, a comprehensive study is initiated to examine speech intelligibility in mosques through Turkish and Arabic languages using the Contemporary Turkish Mosque (C.T.M.) model sample.Within the scope of this study, all mosques built in Eskişehir since 2000 have been selected as the study area; data have been collected in terms of physical characteristics of mosque (such as size, shape, interior materials and capacity); using the comparative analysis of the data obtained the average physical properties of C.T.M. are determined and a mosque model sample is designed in accordance with the determined properties. In accordance with the specified objective and in order to determine the intelligibility of speech, in the C.T.M. model sample that provides optimum acoustic conditions recommended in the literature, oralization of the monosyllabic Turkish and Arabic words has been obtained and played to the determined group of listeners.As a result of the study, the acoustics of the sample C.T.M. have been found to be insufficient for the intelligibility of Turkish and Arabic languages. In addition, it has been concluded that the intelligibility of speech in Arabic does not change much depending on the SNR, but the opposite is true for the Turkish language. 144
- Published
- 2019
17. Acoustic inventory study of halls in Eskisehir and acoustical comfort evaluation of A. U. AKM Opera and Ballet Hall
- Author
-
Kul, Hilal, Özçevik, Aslı, Fen Bilimleri Enstitüsü, Özçevik Bilen, Aslı, and Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Subjects
Architecture ,Mimarlık ,Architectural acoustic ,Mimari akustik ,Oditoryumlar - Abstract
Tez (yüksek lisans) - Anadolu Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, Kayıt no: 469293, Dinlemeye yönelik işlevlerin gerçekleştirildiği salonlar olan oditoryumların tasarımında, bu salonlarda gerçekleştirilen etkinliklerin istenilen başarıda sergilenebilmesi açısından, akustik kriterler de işlevsel ve estetik kriterler kadar öncelikli olmalıdır. Ülkemizde, özellikle büyükşehirlerde, hacim akustiği tasarımına ihtiyaç duyulan salonların yapımı artış göstermeye başlamıştır. Şüphesiz ki bu salonların mevcut akustik kalitesi, etkinlikler sırasında sanatçı ve dinleyici konforunu etkilemektedir. Bu yüzden, bu salonların tasarım sürecine akustik kriterlerin dahil edilip edilmediğinin tespit edilmesi, salonların mevcut akustik kalitesinin belgelenmesi ve gerekirse bu salonlar için iyileştirme önerilerinin geliştirilmesi önemlidir. Bu bağlamda tez kapsamında öncelikle bir büyükşehrimiz olan Eskişehir ilindeki mevcut salonlar saptanmış ve bu salonların işitsel kalitesi hakkında temel bilgiler verir nitelikte bir envanter oluşturulmuştur. Elde edilen bilgiler doğrultusunda akustik kriterlerin tasarım sürecine yeterince dahil edilmediği sonucu ortaya çıkmıştır. Hacim akustiği açısından incelemek ve iyileştirme önerileri geliştirmek üzere Anadolu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Opera ve Bale Salonu seçilmiştir. Seçilen salon, hacim akustiği açısından alanda ölçüm yöntemi ile nesnel olarak, anket uygulaması yöntemi ile öznel olarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Akustik modelleme yöntemi ile Odeon programında salonun kalibrasyon modeli oluşturulduktan sonra salonun akustik iyileştirmesi için öneri bir tasarım geliştirilmiş ve bu tasarım Odeon programında değerlendirilmiştir.
- Published
- 2018
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.