31 results on '"Özüdoğru, Erkan"'
Search Results
2. Epiglottitis (Supraglottitis)
- Author
-
Pınarbaşlı, Mehmet Özgür, Özüdoğru, Erkan, Van Gool, Klara, Cingi, Cemal, editor, Arısoy, Emin Sami, editor, and Bayar Muluk, Nuray, editor
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
3. Epiglottitis (Supraglottitis)
- Author
-
Pınarbaşlı, Mehmet Özgür, primary, Özüdoğru, Erkan, additional, and Van Gool, Klara, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
4. Surgical Management of the Turbinates
- Author
-
Kaya, Ercan, Özüdoğru, Erkan, Nogueira, Joao Flavio, Cingi, Cemal, editor, and Bayar Muluk, Nuray, editor
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
5. Surgical Management of the Turbinates
- Author
-
Kaya, Ercan, primary, Özüdoğru, Erkan, additional, and Nogueira, Joao Flavio, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
6. Yarık Damak-Yarık Dudaklı Çocuk Hastalarda Orta ve İç Kulak Etkilenmesinin Geniş Band Timpanometri, Hava ve Kemik Yolu İşitsel Beyin Sapı Potansiyel Ölçümleri ile Değerlendirilmesi
- Author
-
TURAN, Şükrü, İNCESU, Armağan, GÜMÜŞ, Birgül, KAYA, Ercan, PINARBAŞLI, Mehmet Özgür, GÜRBÜZ, Melek, ÇAKLI, Hamdi, CİNGİ, Cemal, and ÖZÜDOĞRU, Erkan
- Subjects
brainstem auditory evoked potentials ,cleft palate ,hearing loss ,otitis media with effusion ,wideband tympanometry ,Health Care Sciences and Services ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,efüzyonlu otitis media ,geniş banttimpanometri ,işitme kaybı ,işitsel beyinsapı uyarılmış potansiyelleri ,yarık damak - Abstract
In this study, we aimed to evaluate the middle and inner ear function of children operated for diagnosis of cleft palate with or without cleft lip using objective test methods and to compare them with healthy individuals group. In addition, it was also aimed to determine the middle ear parameters of the Wide Band Tympanometer test, which is a new test method. For this purpose, 23 patients (46 ears) between 1 and 5 years of age, who had been previously treated with a cleft palate and successfully repaired, were included in the patient group. Twenty-three cases (46 ears) with no known health problems and ages between 1 and 5 years constituted the control group. Both groups were applied diagnostic air and bone conducted brainstem auditory evoked potentials test and Wide Band Tympanometer test. In the patient group, in the air conducted brainstem auditory evoked potentials test, the threshold of wave V was significantly higher than the control group, and there was no significant difference between two groups in the bone conducted brainstem auditory evoked potentials test. In the Wide Band Tympanometer test in the patient group, there was a significant difference in pressure absorbance values and tympanogram peak pressures compared to the control group, but no significant difference was found between two groups in the ear canal volume and resonance frequency values. As a result of the tests conducted in the patient group, a total of 19 (41.3%) ears was found with otitis media with effusion and 2 (4.3%) ears had profound sensorineural hearing loss. Twenty-five (54.4%) ears were found to be healthy. The fact that the otitis media with effusion frequency is as high as 41% even after repairmen of cleft palate, reveals the necessity of long-term follow-up at regular intervals by using audiological tests and physical examination., Bu çalışmada, yarık dudak patolojisinin eşlik ettiği veya etmediği yarık damak tanısı ile opere edilmiş çocuk olgularda; objektif test yöntemleri ile orta ve iç kulak fonksiyonlarını değerlendirmeyi ve kontrol grubundaki sağlıklı bireylerle karşılaştırmayı amaçladık. Ek olarak, opere edilmiş yarık damak ± yarık dudaklı hasta grubunun orta kulak parametrelerinin yeni bir test yöntemi olan Geniş Bant Timpanometre testi ile belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, daha önce yarık damak tanısı ile opere edilen ve başarılı damak onarımı yapılmış, yaşları 1-5 yıl arasında olan 23 olgu (46 kulak) hasta grubuna dahil edildi. Bilinen sağlık problemi olmayan, yaşları 1-5 yıl arasında olan 23 olgu (46 kulak) ise kontrol grubunu oluşturdu. Her iki gruba da tanısal hava ve kemik yolu İşitsel Beyinsapı Uyarılmış Potansiyelleri testi ve Geniş Bant Timpanometre testi yapıldı. Hasta grubunda hava yolu İşitsel Beyinsapı Uyarılmış Potansiyelleri testinde V. dalganın gözlendiği eşik uyaran şiddeti kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunurken, kemik yolu İşitsel Beyinsapı Uyarılmış Potansiyelleri testinde her iki grup arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Geniş Bant Timpanometre testinde hasta grubunda kontrol grubuna göre; basınçlı absorbans değerleri ve timpanogram tepe basınçlarında anlamlı farklılık gözlenirken, kulak kanalı hacmi ve rezonans frekans değerlerinde her iki grup arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Yapılan testler sonucunda hasta grubunda toplam 19 (%41.3) kulakta efüzyonlu otitis media, 2 (%4.3) kulakta da çok ileri derecede sensörinöral tip işitme kaybı gözlenmiştir. Yirmi beş (%54.4) kulak ise sağlıklı olarak saptanmıştır. Yarık damak onarım operasyonu sonrasında bile %41 gibi yüksek oranlarda efüzyonlu otitis media sıklığı olması, bu olguların odyolojik testler ve fizik muayene eşliğinde düzenli aralıklarla uzun dönem takibinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. more...
- Published
- 2022
7. Yarık Damak-Yarık Dudaklı Çocuk Hastalarda Orta ve İç Kulak Etkilenmesinin Geniş Band Timpanometri, Hava ve Kemik Yolu İşitsel Beyin Sapı Potansiyel Ölçümleri ile Değerlendirilmesi.
- Author
-
Turan, Şükrü, İncesulu, Armağan, Gümüş, Birgül, Kaya, Ercan, Pınarbaşlı, Mehmet Özgür, Gürbüz, Melek Kezban, Çaklı, Hamdi, Cingi, Cemal, and Özüdoğru, Erkan
- Abstract
Copyright of Osmangazi Journal of Medicine / Osmangazi Tip Dergisi is the property of Eskisehir Osmangazi University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.) more...
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
8. An Investigation Into the Degree of Sinus Mucosal Delivery of Inhaled Black Cumin Volatile and Peppermint Essential Oils
- Author
-
Türe, Nurullah, primary, Yıldırım, Cafer, additional, Pınarbaşlı, Özgür, additional, Özüdoğru, Erkan, additional, Cingi, Cemal, additional, Demirci, Fatih, additional, and Karaca, Nursenem, additional more...
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
9. Larenks Kanserinde Fascin-1 ve Galectin-3’ün Prognostik Önemi
- Author
-
ABAKAY, Mehmet, primary, ÖZÜDOĞRU, Erkan, additional, YILMAZ, Evri̇m, additional, CANAZ, Funda, additional, PINARBAŞLI, Mehmet, additional, KAYA, Ercan, additional, and GÜRBÜZ, Melek, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
10. Baş ve boyun kanserli hastalarda gizli lenf nodu metastazı insidansı
- Author
-
KIRAT, Onur, PINARBAŞLI, Mehmet Özgür, GÜRBÜZ, Melek Kezban, KAYA, Ercan, and ÖZÜDOĞRU, Erkan
- Subjects
Health Care Sciences and Services ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,Head and neck carcinoma,neck dissection,occult lymph node metastasis - Abstract
Objective: The objective of the study is to determine the incidence of occult lymph node metastasis detected in patients with head and neck cancer who applied to our clinic.Methods: Medical files of 107 patients who had been diagnosed as head and neck cancer between 2007 and 2012 were retrospectively examined. The patients who were accepted as N0 both clinically and radiologically at the time of diagnosis and those who had undergone neck dissection in addition to the treatment of primary tumor were included in the study. The patients were grouped based on the diagnosis of the primary tumor. Histopathology results of the patients and those with lymph node metastasis were documented. The proportion of the patients with occult lymph node metastases was calculated and primary tumor sites with a higher probability of occult lymph node metastases were determined.Results: A total of 64 patients were included in the study who were diagnosed as laryngeal (n=42; 65.6%), oral cavity (n=15; 23.4%), parotid gland (n=5; 7.8%), nasal cavity (n=1; 1.5%) and auricular (n=1; 1.5%) carcinomas. Histopathologically lymph node metastases were detected in patients with laryngeal (n=12; 70.5%), oral cavity (n=4; 23.5%) and parotid gland (n=1; 5.8%) carcinomas. Laryngeal cancers were subdivided into supraglottic (n=4), transglottic (n=7) and glottic (n=1) cancers. The highest rate of metastasis was detected in patients with transglottic laryngeal carcinoma.Conclusion: Occult lymph node metastasis is an important issue which should be kept in mind in cases with head and neck cancers. Location of primary tumor is an effective influential factor concerning this issue. As a result of this study, we thought that occult lymph node metastases are frequently seen in patients with transglottic laryngeal cancers. more...
- Published
- 2017
11. TÜRKİYE’DE TULAREMİ HARİTASI DEĞİŞİYOR: ESKİŞEHİR’DE TULAREMİ OLGULARI
- Author
-
GÜRBÜZ, Melek Kezban, ABAKAY, Mehmet Akif, KAYA, Ercan, ÖZÜDOĞRU, Erkan, ÇAKLI, Hamdi, and İNCESULU, Armağan
- Subjects
Tularemi,Endemik,Lenfadenit - Abstract
Tularemi hastalığı bakteriyel bir zoonoz olup, küçük, gram negatif bir kokobasil olan Francisella tularensis tarafından oluşur. Hastalığın ülseroglandular, glandular, okuloglandular, tifoidal, pnömonik, orofaringeal olmak üzere 6 ayrı klinik tipi vardır. Orofaringeal tularemi genellikle baş ve boyunda lokalizedir. Bu klinik tipte ağızda ve farenks mukozasında kızarıklık ve püstüler değişiklikler oluşur ve genellikle tek taraflı olan bölgesel boyun lenf adeniti görülebilir. Bu bulgular streptokokal tonsillit, enfeksiyoz mononukleoz ve tüberküloz lenfadenit ile kolayca karıştırılabilir. Ülkemizde birçok bölge Tularemi yönünden endemik olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle endemik bölgede çalışan hekimlerin enfeksiyöz hastalıkların ayırıcı tanısında Tularemiyi dü- şünmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde Tularemi tanısında yanılmalar ve gecikmeler olabilir. Bu yazıda son 2 yıl içinde kliniğimizde Tularemi tanısı alan ve tedavi edilen hastalara ait klinik bilgiler sunulmuştur. more...
- Published
- 2014
12. Incidence of occult lymph node metastasis in patients with head and neck cancer
- Author
-
Kırat, Onur, primary, Pınarbaşlı, Mehmet Özgür, additional, Gürbüz, Melek Kezban, additional, Kaya, Ercan, additional, and Özüdoğru, Erkan, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
13. LARYNGEAL CANCER: RADIOLOGICAL STAGING BY MULTISLICE COMPUTED TOMOGRAPHY AND PATHOLOGICAL CORRELATION
- Author
-
Atlanoğlu, Şahinde, primary, Gürbüz, Melek Kezban, additional, Açıkalın, Mustafa, additional, Adapınar, Baki, additional, and Özüdoğru, Erkan, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
14. FRONTOLATERAL LARENJEKTOMİNİN ONKOLOJİK YÖNDEN EMNİYETİ VE SONUÇLARIMIZ / ONCOLOGIC SAFETY OF FRONTOLATERAL LARYNGECTOMY AND OUR RESULTS
- Author
-
Pınarbaşlı, Özgür, primary, Kaya, Ercan, additional, Turan, Şükrü, additional, Gürbüz, Kezban, additional, Çaklı, Hamdi, additional, Özüdoğru, Erkan, additional, and İncesulu, Armağan, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
15. The affect of increasing radiofrequency surgery application regions to the medical treatment success of snoring
- Author
-
Altuntaş, Emine Elif, Özüdoğru, Erkan Niyazi, Çaklı, Hamdi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, TR150924, TR5031, TR21401, and Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, KBB Anabilim Dalı
- Subjects
Uygulama Yeri Sayısı ,Radyofrekans ,Tedavi Başarısı ,Genel ve Dahili Tıp ,Horlama - Abstract
AMAÇ: Ciddi medikal sonuçları olan Obstrürüktif Uyku Apnesi Sendromu (OUAS)’nun en önemli belirtisi olan horlama sosyal ve medikal bir problem olduğundan titizlikle değerlendirilmesi gerekir. GEREÇ VE YÖNTEMLER: Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, KBB Anabilim Dalı, horlama polikliniğine 1999-2002’de horlama şikâyeti ile başvuran, obstrüktif uyku apnesi öyküsü bulunmayan ve yumuşak damak ile uvulası normalden uzun olup değişen oranlarda vibrasyon gösteren 46 olguda yapıldı. Bu 46 olgu grup 1 (iki noktaya radyo frekans uygulaması yapılacak olgular) ve grup 2 (üç noktaya radyo frekans uygulaması yapılacak olgular) olmak üzere rastgele iki gruba ayrıldılar. BULGULAR: Preoperatif yumuşak damak vibrasyon dereceleri postoperatif 12. haftadaki vibrasyon dereceleri ile karşılaştırıldığında anlamlı düzeyde azaldığı görüldü (p, OBJECTIVE: Snoring is a social and medical problem because of the prime sign of OSAS this pathology must be scrupulously evaluate. MATERIAL and METHODS: During 3 years period (from 1999 to 2002), the 46 patients with chief complaint of snoring without obstructive sleep apnea history and soft plate elongation was found who applied to snoring policlinic of Cumhuriyet University Faculty of Medicine Department of Otorhinolaryngology was included in this study. RESULTS: There were a prominent decrease preoperative vibrations degree and postoperative 12 week vibrations degree statistically meaningfully differences was found (p more...
- Published
- 2009
16. Clinical effectiveness of thyroidectomy on the management of locally advanced laryngeal cancer
- Author
-
Gürbüz, Melek Kezban, primary, Açıkalın, Mustafa, additional, Tasar, Soner, additional, Çaklı, Hamdi, additional, Yorulmaz, Göknur, additional, Erdinç, Metin, additional, Özüdoğru, Erkan, additional, Keçik, Cem, additional, Çolak, Ertuğrul, additional, and Şaylısoy, Suzan, additional more...
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
17. Vocal Fold Hyperplastic Lesions: an Evaluation of Surgical Outcome with Videolaryngostroboscopy.
- Author
-
Kezban Gürbüz, Melek, Birdane, Leman, Fuat Açikalin, Mustafa, Çolak, Ertuğrul, Özüdoğru, Erkan, Cingi, Cemal, and İncesulu, Armağan
- Subjects
VOCAL cord surgery ,LARYNGOSCOPY ,ACADEMIC medical centers ,HYPERPLASIA ,BIOPSY ,STATISTICAL correlation ,MEDICAL records ,HEALTH outcome assessment ,PRECANCEROUS conditions ,QUESTIONNAIRES ,STATISTICS ,T-test (Statistics) ,U-statistics ,DATA analysis ,EQUIPMENT & supplies ,TREATMENT effectiveness ,INTER-observer reliability ,RETROSPECTIVE studies ,CASE-control method - Abstract
Background: Vocal fold hyperplastic lesions are premalignant lesions that can be treated effectively by removal of the lesions surgically. Aims: The aim of this study was to discuss the success of surgery in patients with vocal fold hyperplastic lesions in terms of preserving vibratory function by comparing the preoperative and postoperative videolaryngostroboscopy findings. Study Design: The medical charts and videolaryngostroboscopic recordings of patients diagnosed with hyperplastic lesions on the vocal folds were reviewed retrospectively. Methods: Twenty seven patients with unilateral lesions who underwent type1 subepithelial cordectomy were enrolled in the study. The videolaryngostroboscopic recordings were evaluated by three raters who were not the operating surgeon and who were blinded to the histology of patients. To evaluate the videolaryngostroboscopic findings, a form, which is a modification of criteria described by Hirano and Bless, was used. Preoperative and 6th month postoperative videolaryngostroboscopic recordings were compared with each other and with recordings of the control group, which included 50 healthy volunteers. Results: All videolaryngostroboscopic findings, except false cord vibration, were significantly improved after surgery. Conclusion: The principle of vocal fold surgery in patients with benign lesions is to preserve the vibratory tissue. This principle also applies to patients with hyperplastic lesions that are premalignant. The hydrodissection technique may be beneficial for this purpose. [ABSTRACT FROM AUTHOR] more...
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
18. Nazal polipli hastalarda ameliyat öncesi ve sonrası yaşam kalitesi.
- Author
-
Pınarbaşlı, Mehmet Özgür, Çaklı, Hamdi, Gürbüz, Melek Kezban, Cingi, Cemal, and Özüdoğru, Erkan
- Published
- 2010
19. Lingual Osseous Choristoma.
- Author
-
Turan, Şükrü, Pınarbaşlı, Mehmet Özgür, Açıkalın, Mustafa, Kaya, Ercan, and Özüdoğru, Erkan
- Subjects
ECTOPIC tissue ,TONGUE ,BONE cells ,SURGICAL excision ,HISTOPATHOLOGY ,ANATOMY - Abstract
Copyright of Turkish Archives of Otolaryngology / Türk Otolarengoloji Arsivi is the property of Turkish Otorhinolaryngology & Head & Neck Surgery Foundation and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.) more...
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
20. Nazal polipli hastalarda ameliyat öncesi ve sonrası yaşam kalitesi
- Author
-
PINARBAŞLI, Mehmet Özgür, ÇAKLI, Hamdi, GÜRBÜZ, Melek Kezban, and ÖZÜDOĞRU, Erkan
- Subjects
Nasal polyp,paranasal computed tomography,SF-36 ,Nazal polip,paranazal bilgisayarlı tomografi,KF-36 - Abstract
Amaç: Nazal polip tanısıyla cerrahi tedavi uygulanan hastaların ameliyat sonrası semptomları, paranazal bilgisayarlı tomografi BT bulguları ve yaşam kaliteleri değerlendirildi.Hastalar ve Yöntemler: Ocak 2008 - Ocak 2009 tarihleri arasında kliniğimize başvuran ve pür nazal polip tanısıyla ameliyat edilen 32 hasta 18 kadın, 14 erkek; ort. yaş 43 yıl; dağılım 14-64 yıl bu çalışmaya dahil edildi. Ayrıca, rasgele seçilmiş 36 sağlıklı gönüllü birey kontrol grubu olarak alındı. Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası 3. hafta ve 3. aylardaki rutin kontrollerinde kulak burun boğaz fizik muayeneleri yapıldı ve Kısa Form-36 KF-36 anketi kullanılarak nazal semptom puanları ve yaşam kaliteleri değerlendirildi. Kısa Form-36 anketi kontrol grubuna da uygulandı. Kısa Form-36 anketinde hastalar sekiz ölçütte değerlendirildi. Ameliyat sonrası 6. ay kontrol paranazal BT bulguları ameliyat öncesi BT bulgularıyla karşılaştırıldı.Bulgular: Hastaların nazal semptomlarında burun tıkanıklığı, baş ağrısı, koku alamama yakınması, burun ve geniz akıntısı ameliyat öncesi dönemle karşılaştırıldığında ameliyat sonrası 3. hafta ve 3. ayda düzelme saptandı p, Objectives: The postoperative symptoms, paranasal computed tomography CT findings and quality of life of the patients who had undergone surgical treatment for nasal polyposis were evaluated. Patients and Methods: This study included 32 patients 18 females, 14 males; mean age 43 years; range 14 to 64 years who applied to our clinic between January 2008 and January 2009 and were operated on with diagnosis of pure nasal polyps. In addition, 36 healthy volunteers were randomized to the control group. The patients were evaluated before and after surgery, on the 3rd week and 3rd month with routine ear nose and throat physical examination and through the Short Form-36 SF-36 questionnaire as the nasal symptom scores and quality of life. The SF-36 questionnaire was used in the control group as well. In this SF-36 questionnaire the patients were evaluated for eight domains. Control paranasal CT findings at 6th months after surgery were compared with the CT findings before surgery. Results: We determined improvement of nasal symptoms in patients nasal obstruction, headache, loss of sense of smell, rhinorrhea and posterior rhinorrhea at the 3rd week and 3rd month after surgery compared to before surgery p more...
21. Primeri bilinmeyen boyun metastazında pozitron emisyon tomografisi ile primer kanserin saptanması: Olgu sunumu
- Author
-
ÇAKLI, Hamdi, ALTIN, Fazilet, AK, İlknur, GÜRBÜZ, M. Kezban, and ÖZÜDOĞRU, Erkan
- Subjects
Head and neck neoplasms/secondary/radionuclide imaging,neoplasms,unknovvn primary/radionuclide imaging,tomography,emission-computed ,Baş-boyun neoplazileri/ikincil/radyonükleit görüntüleme,neoplazi,primeri bilinmeyen/radyonükleit görüntüleme,tomografi,emisyon,bilgisayarlı - Abstract
Boyunda kitle şikayetiyle başvuran hastaların %1- 3’ünde primer odağı bilinmeyen boyun metastazlı kanserler bulunmaktadır. Primer odak çoğu kez en- doskopi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme gibi tanısal incelemeler ile saptanama- makta, bu da hastaların tedavisini ve prognozunu olumsuz yönde etkilemektedir. Kırk üç yaşında bir erkek hasta boynunda ağrısız şişlik şikayetiyle başvurdu. Hastanın bir dış merkezde daha önceden ya- pılan boyun biyopsisi metastatik karsinom olarak bildirilmişti. Boyundaki kitlenin pirimer odağı pek çok tanı yöntemi ile araştırılmış ancak saptanamamıştı. Hastanemizde yapılan floro-deoksi-glukoz ile pozit- ron emisyon tomografisi dil kökünün primer odak olabileceği gösterdi. Yapılan dil kökü biyopsisi bu tanıyı doğruladı. Bu görüntüleme tekniğinin, primeri bilinmeyen boyun metastazlı baş-boyun kanserli olgu- larda kullanılabileceği akılda tutulmalıdır, Unknown primary tumors with cervical metastasis account for about 1 -3% of patients with neck masses.İn many cases, the primary site cannot be detected by diagnostic procedures such as endoscopy, computed tomography, or magnetic resonance imaging, affecting the treatment and prognosis of these patients unfavor- ably. A 43-year-old male patient presented with a painless mass in the neck. He had previously undergone a neck biopsy, the result of which had been reported as metastatic carcinoma. The primary site could not be determined by extensive diagnostic procedures.Investigation with positron emission tomography with 18F-2-fluoro-2-deoxy-D-glucose suggested the base of the tongue as the primary site, which was then con- firmed by an endoscopic biopsy from the tongue. İt should be borne in mind that positron emission tomog raphy may be helpful in the diagnosis of unknown pri mary tumors with cervical metastasis. more...
22. Near-total larenjektomi için hasta seçimi ve onkolojik sonuçlar
- Author
-
ÖZÜDOĞRU, Erkan, CİNGİ, Emre, ÇAKLI, Hamdi, KEÇİK, Cem, CİNGİ, Cemal, and GÜRBÜZ, M. Kezban
- Subjects
Laryngeal neoplasms/surgery,laryngectomy/ methods,larynx/surgery,neoplasm recurrence,local,patient selection,survival rate ,Larenjeal neoplazmlar/cerrahi,larenjektomi/yöntem,larenks/cerrahi,neoplazm rekürensi,lokal,hasta seçimi,sağkalım oranı - Abstract
Amaç: Ameliyat öncesi, ameliyat sırasında ve ameliyat sonrası dönemdeki bulgular ve elde edilen sağkalım oranlarına göre near-total larenjektominin hangi hastalarda uygulanabileceği incelendi.Hastalar ve Yöntemler: Near-total larenjektomi uygulanan 20 hastanın tümör kontrol kartları ve hastane dosyaları retrospektif olarak incelendi. Literatürde near-total larenjektomi uygulanan olgular arafltırılarak, bizim serimizlehasta seçimi ve sağkalım açısından karflılafltırıldı.Bulgular: Yirmi olgunun ikisinde tümör sinüs piriformis, 18’inde ise larenjeal yerleflimli idi. Tanı konduğunda 13 olgu T3, yedi olgu T2 evresinde idi. T2 evresinde olan olguların ikisinde, tümör sinüs piriformisyerleflimli idi. İki yıllık lökorejyonel kontrol oranı %75,iki yıllık sağkalım oranı %81.2, üç yıllık sağkalımoranı %64.2 bulundu.Sonu ç : Parsiyel larenjektomi tekniklerinin uygulanamayacağı ileri evreli larenjeal ve hipofarenjeal tümörlühastaların bazılarında ameliyat öncesi titiz ve detaylıbir incelemeden sonra uygulanacak near-total larenjektomi bir yandan iyileflme sağlarken, diğer yandanfonasyonu korumaktadır. Near-total larenjektomi ayrıca, bozulmufl akciğer fonksiyonları nedeniyle parsiyellarenjektomi yapılamayan olgularda, parsiyel larenjektomi sonrası önlenemeyen gıda aspirasyonu olan olgularda ve nörolojik nedenlerle ömür boyu sürebilecekgıda aspirasyonu olan olgularda fonksiyonel nedenlerle; parsiyel larenjektomiden sonra nüks geliflen olgularda ise onkolojik nedenlerle uygulanabilir, Objectives: We reviewed preoperative, perioperative, and postoperative findings and the survival data to determine which patients may be appropriate for near-total laryngectomy.Patients and Methods: We reviewed hospital records of 20 patients ali males; mean age 56.6 years; range 35 to 73 years who underwent near- total laryngectomy. Indications for patient selection for near-total laryngectomy and survival data were evaluated in comparison with literatüre reports.Results: The site of the tumor was the sinüs pyriformis in two, and the larynx in 18 patients. Thirteen patients had T3, seven patients had T2 tumors. The lesions were localized in the sinüs pyriformis in two patients with T2 tumors. The locoregional control rate at the end of two years was 75%; two- and three-year survival rates were 81.2% and 64.2%, respectively.Conclusion: Following a detailed and meticulous investigation in the preoperative period, near-total laryn gectomy seems to be appropriate in selected patients with advanced laryngeal and hypopharyngeal tumors in which partial laryngectomy procedures are not consid- ered. İt may both provide cure and preserve phonation.İt may also be considered for functional purposes in patients whose pulmonary functions are insufficient for partial laryngectomy, in those in whom food aspiration is inevitable after partial laryngectomy, and in those suffering from lifelong food aspiration due to neurologic causes, and for oncologic reasons in patients who develop local recurrences after partial laryngectomy. more...
23. Erken evreli glottik kanserlerde cerrahi tedavi seçimi ve onkolojik sonuçlar
- Author
-
GÜRBÜZ, M. Kezban, ÖZÜDOĞRU, Erkan, ÇAKLI, Hamdi, CİNGİ, Emre, KEÇİK, Cem, and CİNGİ, Cemal
- Subjects
Karsinom,yassı epitel hücreli/sınıflandırma,glottis/cerrahi,larenjeal neoplazmlar/sınıflandırma/cerrahi,larenjektomi/yöntem,neoplazm nüksü,lokal,neoplazm evrelemesi,sağkalım oranı ,Carcinoma,squamous cell/classification,glottis/ surgery,laryngeal neoplasms/classification/surgery,laryngectomy/methods,neoplasm recurrence,local,neoplasm staging,survival rate - Abstract
A m a ç : Erken evreli glottik kanser tanısı ile cerrahi teda- vi uygulanan olgularda seçilen cerrahi yöntem ve sağka- lım oranları değerlendirildi. Hastalar ve Yöntemler: Çalıflmaya erken evreli glottik kanseri nedeniyle cerrahi tedavi gören 29 hasta alındı. Ön komis- sür tutulumu, sub- veya supraglottik yayılım derecesi ve kord mobilitesi gibi faktörler göz önüne alınarak uygula- nan cerrahi yöntemler ve sağkalım oranları belirlendi. Tü- mörlerin TNM sınıflandırması American Joint Committee on Cancer AJCC 1992 ölçütlerine göre yapıldı. Bulgular: Tümör evreleri iki olguda %7 TisN0, 20 ol- guda %69 T1N0, yedi olguda %24 T2N0bulundu. Dokuz olguda %31 larengofissür+kordektomi, 18 ol- guda %62 frontolateral larenjektomi, iki olguda %7 vertikal hemilarenjektomi yapıldı. On olgunun ameliyat sonrası histopatolojik incelemelerinde cerrahi sınır po- zitifliği belirlendi. Bunların dördü radyoterapi sonrasın- da, diğer dördü rutin kontrollerinde sorunsuz olarak iz- lendi; diğer iki olguda ise nüks nedeniyle total larenjek- tomi yapıldı. Yalnızca üç olgu hastalık dıflı nedenlerle kaybedildi. İki yıllık sağkalım oranı %88.8, befl yıllık sağkalım oranı %80 bulundu. Sonuç: Erken evreli glottik kanserli hastalarda, ön komissür tutulumu, subglottise, supraglottise ve ventri- küle yayılım derecesi uygulanacak cerrahi yöntemin seçiminde büyük önem taflımaktadır, Objectives: We evaluated the surgical techniques employed and survival rates in patients who were treat- ed for early glottic cancer.Patients and Methods: The study included 29 patients 28 males, 1 female; mean age 59 years; range 47 to 73 years who unden/vent surgery for early glottic cancer. Surgical techniques were employed in view of factors such as involvement of the anterior commissure, the extent of sub- or supraglottic invasion, and cord mobility. Two- and five- year survival rates were calculated. TNM classification was made according to the 1992 AJCC staging system.Ffesults: Preoperative tumor stages were TjsN0 n=2, 7% , T ^ g n=20, 69% , and T2N0 n=7, 24% . Surgical tech- niques included laryngofissure and cordectomy n=9,31% , frontolateral laryngectomy n=18, 62% , and vertical hemi- laryngectomy n=2, 7% . Positive surgical margins were reported postoperatively in 10 patients, eight of whom remained tumor-free with n=4 or vvithout n=4 radiation therapy during the follow-up period, while two patients unden/vent total laryngectomy because of local recurrences.Three patients died due to causes other than the primary disease. Two- and five-year survival rates were 88.8% and 80%, respectively.Conclusion: İnvolvement of the anterior commissure, and the extent of invasion to the subglottis, supraglottis, and the laryngeal ventricle seem to play a majör role in selecting the most appropriate surgical technique in early glottic cancer more...
24. HORLAMA YAKINMASI OLAN HASTALARDA ANAMNEZ BULGULARININ ÖNEMİ
- Author
-
GÜRBÜZ, M Kezban, ÇAKMAKLI, Hamdi, ÖZÜDOĞRU, Erkan N, ALTUNTAŞ, E Elif, CİNGİ, Cemal, and DULUM, Ali
- Subjects
Horlama,Obstrüktif uyku apnesi sendromu,horlama hastalarının sorgulanması ,Snoring,sleep apnea syndrome,inquiry of the cases with snoring - Abstract
Amaç Horlama yakınması ile başvuran olgularda uyku sırasında ve gün içinde en sık rastlanan anamnez bulgularının tespit edilmesi ve fizik muayene öncesinde Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu OUAS tanısı açısından önemli noktaların vurgulanmasıdır. Hastalar ve Yöntemler Çalışmamızda horlama polikliniğimize başvuran 218 olgunun hekim yardımı ile doldurtulan hasta takip formlarındaki anamnez bilgileri, retrospektif olarak değerlendirildi. Anamnez bulgularına göre olgular Apne – Hipopne öyküsü veren olgular grubu AHÖ grubu ve Basit Horlama grubu BH grubu şeklinde iki gruba ayrılarak, bulgular her iki grup arasında istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular AHÖ grubunda 132 olgu %60,6 , BH grubunda ise 86 olgu % 39,4 yer aldı.Her iki grup arasında horlama şiddetine ait vizuel analog skala VAS sonuçları, kendi horlama sesine uyanma, yatak arkadaşını rahatsız etme, uykudan boğulur gibi uyanma, uykuda sık pozisyon değiştirme, gün içinde uyuklama ve dikkat dağınıklığı gibi anamnez bulgularının AHÖ grubunda anlamlı olarak yüksek bulunduğu tespit edildi. Sonuç OUAS tanısında polisomnografi PSG kadar etkin, ancak uygulanabilirliği daha kolay ve ucuz olan bir yöntem henüz ortaya konamamıştır. Hasta ve yakınlarının uyku apnesi hakkında çoğunlukla kesin ve güvenilir bilgi verememeleri nedeniyle uyku sırasında ve gün içinde görülen diğer belirtilerin de fizik muayene bulgularıyla birlikte dikkatle değerlendirilmesi PSG için doğru hasta seçiminde büyük önem taşımaktadır. PSG raporunu inceleyebildiğimiz 16 hastanın tümünde yukarda sözü edilen belirtilerden en az 2’ sinin sık veya her zaman karşılaşılan seviyede bulunması bu görüşümüzü desteklemektedir, Objectives To detect of the history findings encountered frequently in patients presenting with snoring and to emphasize of the important points raleated to Obstructive Sleep Apnea syndrome OSAS before physical examination. Patients and methods The history knowledges in the snoring inquiry form of 218 cases filled by the physician were evaluated retrospectively. According to the history findings the cases were divided as the group who have apnea-hypopnea story and the group who have only snoring story. These groups were compared as statistically. Results The apnea-hypopnea group consisted of 132 cases 60,6% , the group who have only snoring consisted of 86 cases 39,4% . We found to be increased the findings such as the visual analog scale about the snoring intensity, waking-up oneself for the high sound of snoring, disturbing to the bed-mate, waking up from sleeping as if suffocating, changing the position very frequently in sleeping, sleeping in daytime and the scattering of attention in the apnea-hypopnea group. Conclusion On the issue of OSAS hasn’t been found yet a method as effective as polysomnography PSG but that is cheaper and more practical.Because of that the patients and their relatives not to give generally a clear and reliable knowledge about sleep apnea, it is very important to select the appropriate patients for polysomnography by evaluating carefully the signs of daytime and sleeping time and the findings of physical examination together. Our opinion is supported by that at least two of the symptoms mentioned above to be present often or at the level as usual seen. In 16 patients whose polisomnographic reports were invastigated more...
25. Evaluation of the Vestibular System and Etiology in Children with Unilateral Sensorineural Hearing Loss.
- Author
-
Birdane, Leman, İncesulu, Armağan, Özüdoğru, Erkan, Cingi, Cemal, Caklı, Hamdi, Gürbüz, Melek Kezban, and Adapınar, Baki
- Subjects
- *
SENSORINEURAL hearing loss , *SENSES , *AUDITORY neurons , *BIOACOUSTICS , *CHILDREN - Abstract
OBJECTIVE: The aim of this study was to evaluate the vestibular system of children with unilateral sensorineural hearing loss (USNHL), investigate the etiological factors of USNHL and analyze whether a genetic predisposition exists. MATERIALS and METHODS: Thirty-three children aged less than 18 years with USNHL, who visited the ear, nose, and throat (ENT) department between January 2004 and December 2012, were included in this study. Cases with conductive hearing loss were excluded from the study. The patients were subjected to etiologic, genetic, and ophthalmologic evaluation; radiologic imaging; electronystagmography (ENG); and vestibular evoked myogenic potential (VEMP) tests. The control group, which included 25 healthy children (13 males and 12 females), had undergone audiological assessment and were subjected to ENG and VEMP tests. RESULTS: All of the patients had severe-to-profound hearing loss. Mumps immunoglobulin G was positive in 22 (66.7%) of 33 patients. The 35delG mutation was not found in any of the patients. All of the patients underwent temporal computed tomography (CT) and magnetic resonance imaging (MRI). Inner ear anomaly was present in 51.5% of the patients. Overall, 21 of 31 ENG patients had canal paresis in the affected ear. The VEMP response was absent on the affected side in three patients. The n23 latency average of the patient group was longer than that of the control group. CONCLUSION: Because USNHL causes irreversible problems in children, early diagnosis and auditory rehabilitation are very important. As USNHL is accompanied by inner ear anomaly, children with USNHL should undergo temporal bone CT and MRI. To evaluate the vestibular system, ENG and VEMP are non-invasive and diagnostic tests. [ABSTRACT FROM AUTHOR] more...
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
26. Efficacy of Platelet-Rich Plasma on Fat Grafts in the Repair of Tympanic Membrane Perforations: An Experimental Study.
- Author
-
Aksoy, Mehmet Akif, Açıkalın, Mustafa Fuat, Gürbüz, Melek Kezban, Özüdoğru, Erkan Niyazi, Canaz, Funda, Kaya, Ercan, Pınarbaşlı, Mehmet Özgür, İncesulu, Armağan, Çaklı, Hamdi, and Cingi, Cemal
- Subjects
- *
TYMPANIC membrane perforation , *BLOOD platelets , *MYRINGOPLASTY , *TRANSPLANTATION of organs, tissues, etc. , *FAT - Abstract
OBJECTIVE: We investigated the use of autologous platelet-rich plasma (PRP) to improve the success rate of fat graft myringoplasty in perforated tympanic membranes of rats. MATERIALS and METHODS: A total of 20 healthy Wistar albino female rats were divided into two groups. In Group 1, the left tympanic membranes were perforated and grafted with a fat graft that was harvested from the inguinal region. In Group 2, the left tympanic membranes were perforated, and a fat graft was also harvested from the inguinal region. Then, the fat was soaked in 0.5 mL PRP and grafted at the perforation. After the procedure, the rats were examined, and the graft situation was assessed at 3, 5, 7, 10, and 14 days. All of the rats were sacrificed 21 days after perforation, and a histopathological examination was made. RESULTS: We compared fat graft histopathological and otomicroscopic findings between the groups. While we did not observe graft rejections in Group 2, we saw 1 case of graft rejection in Group 1. In the histopathological examination, PRP prevents fat graft resorption by the terms of the adipocyte area, granulation tissue area, and vacuolization area. CONCLUSION: This study demonstrated the efficacy of fat grafts prepared with PRP on rat tympanic membranes. The fat graft with PRP did not statistically improve the success rate compared to the graft without PRP. Histopatologic findings of the study showed that PRP prevents fat graft resorption. Further studies are needed to further examine the advantages of the graft with PRP. [ABSTRACT FROM AUTHOR] more...
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
27. Deneysel timpanik membran perforasyonu onarımında greft ile birlikte kullanılan plateletten zengin plazmanın etkinliğinin araştırılması
- Author
-
Aksoy, Mehmet Akif, Özüdoğru, Erkan Niyazi, and Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Surgery-otorhinolaryngologic ,Tympanic membrane ,Myringoplasty ,Ear diseases ,Transplants ,Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) ,Platelet rich plasma ,Kulak Burun ve Boğaz ,Rats - Abstract
Deneysel timpanik membranperforasyonu onarımında plateletten zengin plazmanın (PRP) tek başına ya da yağgrefti ile birlikte kullanıldığında olan etkilerinin gösterilmesi amaçlandı. Wistar albinocinsi, yetişkin 30 adet dişi rat 3 gruba ayrıldı. İlk grupta yer alan ratlara bilateralmiringotomi yapıldı. Sol zara PRP solüsyonu uygulandı. Sağ zar kontrol amaçlıspontan iyileşmeye bırakıldı. İkinci grupta yer alan ratların sol zarına miringotomiyapıldıktan sonra inguinal bölgeden alınan yağ dokusu ile greftleme yapıldı. Üçüncügrupta yer alan ratların sol kulak zarına miringotomi yapıldıktan sonra PRP emdirilmişyağ dokusu ile greftleme yapıldı. İlk grupta yer alan ratlara günlük otomikroskopikkulak muayenesi yapıldı ve perforasyonların kapanma zamanları kaydedildi. İkinci veüçüncü grupta yer alan ratlara 3., 5., 7., 10. ve 14. günlerde her gruptan randomize 5'erhayvan seçilerek otomikroskopik muayene yapıldı, greftlerin durumu değerlendirildi.Ratların 21. gün dekapitasyonu sonrası histopatolojik inceleme yapıldı. İlk gruptakiratlarda PRP uygulanan kulaklarda perforasyon kapanma süresinin anlamlı derecedekısa olduğu saptandı. Diğer yandan, ikinci ve üçüncü gruptaki ratların yağ greftleriotomikroskopik ve histopatolojik olarak karşılaştırıldı. Üçüncü gruptaki ratlarda greftrejeksiyonu görülmezken, ikinci gruptaki 1 ratta greft rejeksiyonu görüldü. İkinci veüçüncü grubun histopatolojik veriler yönünden karşılaştırılmasında normal adipositalanı ve matür damar sayısı yönünden Grup 3 lehine, granülasyon dokusu alanı vevakuolizasyon yönünden ise Grup 2 lehine anlamlı düzeyde yüksek sonuçlar eldeedilmiş olup, nekrotik alan yönünden iki grup arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.PRP, timpanik membran perforasyon iyileşme süresini hızlandırmış ve yağ greftibaşarı oranını arttırmıştır. Bu çalışma PRP ile birlikte hazırlanan yağ greftininetkilerini ortaya koymuştur. The aim of this study is to evaluateof effectiveness of the PRP used either alone or with fat graft in experimental tympanicmembran perforation repairement. Adult, female 30 Wistar rats were divided into threegroups. In group 1, tympanic membranes perforated bilaterally. PRP solution wereapplied to the perforations of the left sided. The right tympanic membranes left to healspontaneously, as control. In group 2, left tympanic membranes were perforated. Andthen fat graft harvested from inguinal region and perforation was grafted with it. Ingroup 3, left tympanic membranes were perforated. Fat graft harvested from inguinalregion, too. Then fat soaked with PRP and perforation was grafted it. In group one,daily otomicroscopic examinations of the tympanic membrane perforations wereperformed and perforation closure time recorded. Five rats, which in group 2 and 3,were selected randomly for graft situation at 3th, 5th, 7th, 10th and 14th days andotomicroscopic examination observed. All rats were sacrificed at 21 days afterperforation and histopathologic examination was observed. PRP applicationssignificantly shortened the healing time in group one rats tympanic membraneperforations. We compared fat graft histopathologic and otomicroscopic observationsbetween group two and three. While we didn't see graft rejection in group three, wesaw 1 graft rejection in group two. Significantly high results in favour of Group 3 interms of the adipocyte area and number of mature vessels, and in favour of Group 2 interms of the granulation tissue area and the vacuolisation area were obtained, while nosignificant difference could be found between the two groups in terms of the necroticarea. PRP accelerated the healing process of the tympanic membrane perforations andimproved the success rate of fat graft. This study demonstrated the efficacy of fat graftsprepared with PRP on rat tympanic membrane. 46 more...
- Published
- 2016
28. Investigation of postoperative voice quality in vocal kord polyps
- Author
-
Erdinç, Metin, Özüdoğru, Erkan, and Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı
- Subjects
Microsurgery ,Postoperative complications ,Laryngoscopy ,Postoperative period ,Voice analysis ,Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) ,Larynx ,Kulak Burun ve Boğaz ,Vocal cords - Abstract
Endolarengeal mikrocerrahi, vokal kordların benign lezyonlarından biri olan vokal kord poliplerinin temel tedavisidir. Polikliniğimizde, klinik ve endoskopik muayenede vokal kord polibi düşünülerek cerrahi tedavi uygulanan olgulara cerrahitedaviöncesivesonrasısesperformansanketi(vocalperformancequestionnare:VPQ)videolaringostroboskopik(VLS) muayene ve akustik ses analizi yapıldı.Operasyon sonrası histopatolojik olarak vokal kord polibi teşhisi konan 30 olgu araştırmaya dahil edildi ve cerrahi tedavi öncesi ve sonrası yapılan incelemelerin sonuçları istatistiksel yöntemlerle karşılaştırıldı. VPQ ile yapılan anket değerlendirilmesinde tedavi sonrasında hastaların ses şikayetlerinde istatistiksel olarak anlamlı gerileme olduğu saptandı. ( p more...
- Published
- 2009
29. Exposure to factors influencing the voice negatively, habits leading to voice abuse, and voice attrition symptoms in performers and performance trainees
- Author
-
Ertan, Esra, Topbaş, Seyhun, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Topbaş, S. Seyhun, Maviş, İlknur, Özüdoğru, Erkan, and Dil ve Konuşma Terapistliği Anabilim Dalı
- Subjects
Sahne ve Görüntü Sanatları ,Sağlık Eğitimi ,Ses bozuklukları ,Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) ,Kulak Burun ve Boğaz ,Health Education ,Performing and Visual Arts - Abstract
Tez (yüksek lisans) - Anadolu Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Dil ve Konuşma Terapistliği Anabilim Dalı, Kayıt no: 351642, Bu araştırmada, oyuncuların ve oyunculuk eğitimi gören öğrencilerin sesi olumsuz yönde etkileyen faktörlere maruz kalma sıklıkları, ses suiistimalli konuşma alışkanlıkları ve ses yıpranma semptomlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada betimsel bir desenleme yapılmıştır. 25 oyuncu ve 35 oyunculuk eğitimi alan öğrenci araştırma grubunu oluşturmuştur. Araştırmada veri aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen "Oyuncuların ve Oyunculuk Eğitimi Alan Öğrencilerin Sesi Olumsuz Yönde Etkileyen Faktörlere Maruz Kalma Sıklıkları, Ses Suiistimalli Konuşma Alışkanlıkları ve Ses Yıpranma Semptomlarımn Belirlenmesi" Anketi uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, oyuncuların ve oyunculuk eğitimi alan öğrencilerin %9 ile %100 arasında risk faktörlerine maruz kaldıkları, %8 ile %56 arasında ses suiistimalli konuşma alışkanlıkları olduğu ve % 14 ile %80 arasında ses yıpranma semptomlarının olduğu belirlenmiştir. more...
- Published
- 2006
30. Ses kısıklığı nedeniyle başvuran ve 24 saatlik pH monitorizasyonunda reflü saptanan hastalarda medikal tedavi sonrasında semptom, fizik muayene ve akustik ses analizi parametrelerindeki değişikliklerin araştırılması
- Author
-
Altin, Fazilet, Özüdoğru, Erkan Niyazi, and Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı
- Subjects
Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) ,Kulak Burun ve Boğaz - Abstract
ÖZET:Bu çalışma, 26.2.2004-1.5.2005 tarihleri arasında çeşitli ses şikayetleri iledeğerlendirilen ve 24 saatlik pH monitorizasyonu sonucunda LFR tanısı konulan 23 hasta (21tanesi kadın, 2 tanesi erkek, ortalama yaş 43.08) ile yapılmıştır.LFR tanısı konulan hastalarda yaşam ve diyet modifikasyonu sonrasında ilk 2 ayyüksek doz uygulanan PP tedavisi hastaların semptomlarını azaltmış fakat tam iyileşme 6aylık tedavi sonrasında olduğu görülmüştür. Bu nedenle antireflü tedavinin 6 aya kadar devametmesi gerektiği düşünüldü.Hastalarda uygulanan medikal tedavinin semptomlar üzerindeki etkisini takip etmektekullanılan RS toplam puanlarının tedavi öncesi ortalaması 20.73 olarak bulunurken, 6 aylıkPP tedavisi sonrasında bu değerin 4.34 olduğu tespit edildi.Hastaların teleskopik larengeal bulgularının değerlendirilmesinde kullanılan RSS'daelde edilen RSS toplam puanlarının ortalaması tedavi öncesi 15.00, tedavinin 2. ayında ise5.21 ve tedavinin 6. ayında ise 1.17 olarak tespit edildi.Hirano kriterleri göz önünde bulundurularak oluşturulan videolarengostroboskopikdeğerlendirme formu incelemesi sonucunda larengeal irritasyon bulgularının 6 ay sonundadüzeldiği tespit edildi.Ses şikayetleri olan LFR hastalarında ses kalitesinde değişikliklerin olduğu ve budeğişikliklerin larengeal irritasyon bulguları ile ilişkili olduğu düşünüldü. Semptom vekiniksel iyileşme ile birlikte hastaların ses kalitesinde de düzelme olduğu, bu düzelmeninakustik ses analizi parametrelerine de yansıdığı bulundu.Sonuç olarak özellikle profesyonel ses kullanıcıları başta olmak üzere LFRhastalarında sık görülen ve yaşam kalitesini ciddi derecede etkileyen reflüye bağlı sesdeğişikliklerinde, tedavi etkinliğinin takibinde objektif ses analizinin etkin ve faydalıolduğunu düşünmekteyiz.III Dr. Fazilet ALTINEVALUATION OF CHANGING IN SYMPTOMS, PHYSICALFINDINGS AND ACOUSTIC VOICE MEASUREMENTS AFTERMEDICAL TREATMENT IN PATIENTS APPLIED DUE TOHOARSENESS AND DIAGNOSED ?REFLUX? BY 24 HOUR PHMETER.SUMMARY:In this study, 23 patients (21 female, 2 male, mean age 43.08) who were evoluatedbetween 26.2.2004-1.5.2005 with some voice problems and diagnosed as ?LaryngopharyngealReflux Disease? by 24 hour pH monitorization were included.In these patients, 2 months treatment with ?Proton Pump Inhibitor? as well as dietaryand lifestyle modification diminished symptoms although complete recovery was seen afterthe end of 6 months treatment together with dietary and lifestyle modification.For documentation of symptoms changing, ?Reflux Symptom Index? was used. Themean value of total scores of patients before treatment was 20.73, after 6 months it wasdecreased to value of 4.34.Telescopic laryngeal findings of patients were evoluated by use of ?Reflux FindingsScore?. The mean value of total scores of patients before treatment were 15.00, after 2 monthstreatment 5,21 and after 6 months treatment 1.17.?Videolaryngostroboscopic Examination Form? was composed by using Hirano?scriterias. After 6 months treatment, it has been estimated that findings of laryngeal irritationdue to reflux improved.In patients with reflux, it was thought that voice problems were related with laryngealirritation. While improvement in symptoms and clinical findings, improvement in voicequality was seen and demonstated by means of aqustical voice analysis parameters.As a result, although it is important especially in patient with professional voice users,voice problems are seen in all patients with reflux disease and effect quality of life. At theend of study, we concluded that objective voice analysis is good tool for follow up thesepatient. 64 more...
- Published
- 2006
31. Kısa süreli entübasyon sonucu ses kalitesinde ve vokal kord fonksiyonlarında oluşan değişikliklerin objektif yöntemlerle araştırılması
- Author
-
Dulum, Ali, Özüdoğru, Erkan, and Diğer
- Subjects
Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat) ,Kulak Burun ve Boğaz - Abstract
ÖZET Bu çalışmada Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalında burun ve kulak operasyonu geçiren olgular üzerinde endotrakeal entübasyona bağlı larenks travmaları ve seste meydana gelen değişimler araştırılmıştır. Kısa süreli entübasyon uygulamalarında, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı gibi bulguların sık görüldüğü ve çoğu olguda tedavi gerekmeksizin düzeldiği gözlenmiştir. Objektif ses analiz yazılımları(Dr.Speech Tiger İne Seattle) ile yapılan ölçümlerde tüm parametrelerde preoperatif ve postoperatif dönemler arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Bulgular literatür bulguları ile karşılaştırılmış olup sonuçta kısa süreli entübasyonlarda sorunsuz entübasyon işlemine rağmen çeşitli sübjektif şikayetler oluşabildiği, ancak ses kalitesinde objektif parametreler ile ifade edilebilecek değişiklikler oluşmadığı vurgulandı. 32 34 more...
- Published
- 2004
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.