Search

Pazarlama iletişiminde mesajı veren kişinin olumlu özelliklerini belirtmek için kullanılan kaynak güvenilirliği, verilen mesajın ikna ediciliği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu nedenle işletmeler, ürün ve marka tanıtımlarında sıkça ünlüleri veya toplum tarafından kabul gören kişileri kullanmaktadır. Davranışsal ekonomi ise farklı disiplinlerde geliştirilen ilkeleri kullanarak karar verme süreçlerini açıklamaya çalışmaktadır. Bu çalışma, davranışsal ekonomi yaklaşımlarından olan sürü davranışı ve çıpalama etkisi bağlamında kaynak güvenilirliğinin belirleyicilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Sosyal medya araçlarının pazarlama alanında giderek yaygınlaşması ve işletmelerin influencerlarla birlikte çalışmayı tercih etmesi nedeniyle söz konusu çalışma sosyal medya influencerları üzerinde yapılmıştır.Çalışmada deneysel tasarım yöntemi kullanılmıştır. Oluşturulan tasarımda, kaynak güvenilirliğinde sürü davranışının etkisini ölçmek amacıyla takipçi sayısına göre (yüksek/düşük) ve çıpalama etkisini ölçmek amacıyla influencer hakkında oluşturulan haberlerin içeriğine göre (olumlu/olumsuz) farklı senaryolar oluşturulmuştur. Katılımcılara senaryolardan birisi gösterildikten sonra, cevaplamaları için kaynak güvenilirliği, ağızdan ağıza iletişim ve satın alma niyetine dair ifadelerin bulunduğu anketler yöneltilmiş ve kaynak güvenilirliğinin ağızdan ağıza iletişim ve satın alma niyeti üzerindeki etkilerinin senaryolara göre nasıl farklılaştığı incelenmiştir.Araştırmanın sonuçlarına göre sürü davranışı, araştırılan sosyal medya influencerlarına yönelik kaynak güvenilirliği, uzmanlık ve çekicilik algısı üzerinde anlamlı bir etkiye sahipken çıpalama etkisi kaynak güvenilirliği ile uzmanlık, güvenilirlik ve çekicilik algısı üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir. Öte yandan takipçi sayılarının ve çıpaların aynı nitelikte olduğu senaryolarda kaynak güvenilirliği algısı, influencerın cinsiyetine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Bununla birlikte kaynak güvenilirliğinin ağızdan ağıza iletişim ve satın alma niyeti üzerindeki etkisi senaryolara ve influencerın cinsiyetine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Source credibility, which is used to indicate the positive characteristics of the person giving the message in marketing communication, significantly affects the message's persuasiveness. For this reason, businesses often use celebrities or people accepted by society in their products and brand promotions. On the other hand, behavioral economics tries to explain decision-making processes using principles developed in different disciplines. This study examines the determinants of source credibility in the context of herd behavior and the anchoring effect, which are behavioral economics approaches. Since social media tools are becoming increasingly widespread in marketing and businesses prefer to work with influencers, this study has been done on social media influencers.Experimental design method was used in the study. In the created design, different scenarios were created according to the number of followers (high/low) in order to measure the herd behavior and according to the content of the news created about the influencer (positive/negative) in order to measure the anchoring effect on source credibility. After showing one of the scenarios to the participants, questionnaires containing source credibility, word-of-mouth communication and purchase intention were asked to answer. How the effects of source credibility on word-of-mouth communication and purchase intention differed according to the scenarios was examined.According to the research results, while herd behavior significantly affects the perception of source credibility, expertise, and attractiveness for the social media influencers researched, the anchoring effect significantly affects source credibility and perception of expertise, trustworthiness, and attractiveness. On the other hand, in scenarios where the number of followers and anchors are the same, the perception of source credibility does not show a significant difference according to the gender of the influencer. However, the effect of source credibility on word of mouth and purchase intention does not differ significantly according to scenarios and the gender of the influencer.

Gelişen teknolojiyle birlikte işletmeler ve tüketiciler arasındaki iletişimin yönü ve şekli de değişmiştir. Geleneksel kitle iletişim araçları yerini online sosyal platformlara bırakmış ve işletmeler pazarlama faaliyetlerini sosyal medya fenomenleri üzerinden yapmaya başlamıştır. Değişime uğrayan bir başka konu ise pazarlama iletişimidir. Geleneksel pazarlamada tek yönlü olan pazarlama iletişiminde artık tüketiciler de söz sahibidir. Tüketiciler sosyal medya platformlarından ürün ve markalar hakkında yorum yapabilmekte, talep ve şikayetlerini paylaşabilmektedir. Yapılan yorum ve değerlendirmelerin geniş kitlelerce ulaşılabilir olması da pazarlama iletişiminde tüketicileri daha önemli hale getirmektedir. Çalışma, pandemi (COVID-19) döneminde kaynak güvenilirliğinin ve elektronik ağızdan ağıza iletişimin marka imajı ve tüketicilerin satın alma niyeti üzerindeki etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırma, 567 Instagram kullanıcısına online anket yöntemi uygulanarak yapılmış, veriler SPSS.25 paket programı ile analiz edilmiştir., With the developing technology, the direction and the nature of the communication between businesses and consumers have also changed. Traditional mass media has left its place to online social platforms, and businesses have started to carry out their marketing activities through social media phenomena. Another subject that has changed is marketing communications. Consumers now have a say in marketing communication, which was one-way in traditional marketing. Consumers can comment on products and brands on social media platforms and share their demands and complaints. The fact that the comments and evaluations are accessible to the masses also makes the consumers more important in marketing communication.is research aims to reveal the effect of source reliability and electronic word of mouth communication on brand image and purchasing intention of consumers during the pandemic (COVID-19) period. The research was conducted by applying an online survey to 567 Instagram users, and the data were analyzed with the SPSS 25 package program.

Kültür, insan hayatının pek çok alanında olduğu gibi tüketici tercihlerinde de bireylerin davranışlarını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Tüketicilerin yabancı menşeili ürünlere olan algı ve tutumları sahip oldukları kültürlere göre farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar özellikle uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren işletmeleri yakından ilgilendirmektedir. İşletmeler sundukları mal ve hizmetleri tüketicilere ulaştırırken, tüketicilerin tercihlerini göz önünde bulundurmalıdır.Bu çalışmada, literatürde yaygın olarak kullanılan Hofstede'nin kültürel boyutları olan güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, erillik, kolektivizm ve uzun dönem oryantasyon boyutlarının tüketici etnosentrizmi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre kolektivizm ve uzun dönem oryantasyon eğilimi yüksek olan tüketiciler daha etnosentrik davranışlar sergilemektedir. Bununla birlikte, tüketicilerin demografik değişkenlerine göre çalışmanın hipotezleri farklılık göstermektedir. Culture is one of the important factors that affect individual behavior in many areas of social life. Consumer preferences are also affected by culture. Perceptions and attitudes of consumers towards foreign products differ according to cultures of consumers. Those differences are especially important for companies operating in international markets. Businesses should consider consumer preferences when marketing services and products they produce. In this study, the effects of power distance, uncertainty avoidance, masculinity, collectivism, and long term orientation of Hofstede, which are commonly used in literature, on consumer ethnocentrism were examined. According to the findings of the study, collectivist consumers and consumers who have long term orientation tend to have more ethnocentric consumer behaviors. Moreover, the hypothesis of study differs according to demographic variables of consumers. 152

Üniversite sınavları çocuklar ve anne babaları için önemli bir stres kaynağıdır. Bu dönem hem çocuk hem de anne babası için oldukça zorlayıcıdır. Çocuk hem derslerine çalışmak hem de sınava hazırlanmak durumundadır. Sınavdaki yoğun rekabet onun aksiyete düzeyini de etkilemektedir. Bu çalışmanın temel amacı çocukların psikolojik dayanıklılık, anksiyete düzeyi ve anne baba tutumunun ilişkisini açıklamaktır. Bu bağlamda alan yazın taraması ve uygulama gerçekleştirilmiştir.Araştırmanın örneklemi üniversite sınavına hazırlanan 211 kadın ve 189 erkek toplamda 400 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçları Psikolojik dayanıklılık, Anne baba tutumları ve Durumluk - sürekli kaygı envanterleridir.Elde edilen bulgular, anne babalar kaygılarından dolayı çeşitli baskı kuran hareketler gösterebilmektedir. Anne babanın rol model olması, çocuğun da aile ile aynı duygulara sahip olabileceği anlamına gelmektedir. Çalışmada, kaygı düzeyi ve kaygı kaynaklı davranışların cinsiyete göre değişkenlik göstermediği tespit edilmiştir.Araştırmanın sonuçlarına göre kadınların sürekli kaygı durumu erkeklere göre daha fazladır. Anne baba tutumunun çocukların kaygı düzeylerini doğrudan etkilediklerini göstermektedir. Ebeveynler ile görüşme yapılamaması çalışmanın sınırlılığı olarak kabul edilmektedir. University exams are an important source of stress for children and their parents. This period is very challenging for both children and their parents. The child has to work both in his / her classes and prepare for the test at the same time. The competition in the exam also affects on the level of anxiety. The main purpose of this study is to explain the relationship between children's psychological endurance, anxiety level and parents attitude. In this context, literature review and application methodology have both been used.The research sample of 211 women and 189 men preparing for the university entrance exam consists of a total of 400 students. Data collection tools used in the research are psychological endurance, parent attitudes and state - trait anxiety inventory.Findings of the survey show that the parents can show various pressures due to their anxieties. The fact that the parents is the role model what means that the child may have the same feelings as the parents. In the study, it was determined that the anxiety level and anxiety-based behaviors did not vary according to gender.According to the results of the study, women's anxiety state is more than men. The attitude of the parents directly affects children's anxiety levels. There is not an interview with the parents and this is considered as the limitedness of the study. 93