Search

The primary objective of this manuscript is to examine the online assessment and exam security procedures during the pandemic, with a particular focus on higher education. In this context, the study investigates the measures employed by instructors, the challenges they encountered, and the strategies they employed to overcome these challenges in a higher education institution. To this end, a case study was conducted, employing a mixed research approach and utilizing both quantitative and qualitative data obtained through a questionnaire. The study group consisted of 163 instructors who provided distance education during the pandemic and volunteered to participate in the study. The findings have shown that the measures were largely contingent on the capabilities of the Learning Management System (LMS) in use. It was emphasized that students should be informed before the exam, that the appropriate exam duration and technical infrastructure conditions should be determined, and that accessibility should be ensured. The results highlight the necessity for the development of policies to address ethical concerns and the suggestion of standardizing the use of cameras in online exams. For more generalized results and recommendations, longer-term studies can focus on synthesizing the experiences and opinions of different stakeholders.

The literature is considerably rich about engagement and academic achievement in the context of open and distance learning. However, there is limited research that investigates these variables with large scale participants. In this regard, the aim of this research was to investigate causal correlations between e-learning engagement time and academic achievement of open and distance learners according to course subject, dropout, and bounce rate variables. The participants of this study were 323,264 open and distance learners from Anadolu University, Turkey. Throughout this research, open and distance learners’ engagement time levels and their academic achievements are compared. Academic achievement was found to increase significantly when learners engaged more with e-learning materials.

İnsanların kendilerini yönetecek olanları belirli bir süre için özgür iradeleriyle kurallara uygun bir şekilde belirlemesine seçim denir. Seçim, çağdaş demokrasilerde yöneticilerin belirlenmesi için vazgeçilmez temel kuralların başında gelir. Siyasal yönetim sistemlerinin gelişimine paralel olarak seçimlerin de geliştiği görülmektedir. 1789 Fransız İhtilali öncesinde yöneticiler seçime başvurmaktan hoşlanmazdı. Antik Yunan ve Roma kentlerinde kenti ilgilendiren bazı konularda sınırlı sayıda halkın oylarına başvurulurken; Ortaçağda ancak kent kilise ve meslek örgütlerinde seçim yapılırdı. Kentlerin büyümesi, burjuva sınıfının güçlenmesi iktisadi yaşamı olduğu kadar siyasal yaşamı da etkiledi. Kent yönetimine katılarak varlıklarını, güçlerini ve yeterliliklerini kanıtlayan burjuvalar devlet yönetimine de katılmak istediler. Geleneksel sistemi kökünden değiştirecek olan bu isteklere yöneticiler pek de sıcak bakmadılar. Kimi ülkelerde yöneticiler halkın devlet yönetimine katılımını reformist uygulamalarla gerçekleştirirken kimi ülke yöneticileri de ülkelerini büyük kanlı devrimlere sürüklediler. Böylece mutlak monarşilerin yerini halkın temsilcilerinden oluşan parlamentolu yeni rejimler almaya başladı. Seçme ve seçilme hakkının varlıklı erkeklere özgü olması tartışmalara yol açtı. Demokrasi halkın egemenliğine dayanan bir rejim olduğuna göre halkın tümünün iradesini yansıtan bir yönetimin getirilmesi zorunlu görüldü. Nitekim büyük bir mücadeleden sonra seçme ve seçilme hakkı zengin-yoksul, erkek-kadın ayrımı yapılmadan tüm halkın temel haklarından biri olduğu kabul edilerek, temsili rejimin vazgeçilmez bir unsuru oldu. Biz, bu makalemizde Türk toplumunun yaşamında önemli bir yer tutan 1912 genel seçimleri sırasında Eskişehir'de meydana gelen olayları inceleyeceğiz. Ancak konunun daha iyi anlaşılabilmesi için seçim olgusunun toplumsal yaşamımızda izlediği gelişme çizgisini de kısaca açıklayacağız.

The topic of privacy-preserving collaborative filtering is gaining more and more attention. Nevertheless, privacy-preserving collaborative filtering techniques are vulnerable to shilling or profile injection assaults. Hence, it is crucial to identify counterfeit profiles in order to achieve total success. Various techniques have been devised to identify and prevent intrusion patterns from infiltrating the system. Nevertheless, these strategies are specifically designed for collaborative filtering algorithms that do not prioritize privacy. There is a scarcity of research on identifying shilling attacks in recommender systems that prioritize privacy. This work presents a novel technique for identifying shilling assaults in privacy-preserving collaborative filtering systems. We employ an ant colony clustering detection method to effectively identify and eliminate fake profiles that are created by six widely recognized shilling attacks on compromised data. The objective of the study is to categorize the fraudulent profiles into a specific cluster and separate this cluster from the system. Empirical experiments are conducted with actual data. The empirical findings demonstrate that the strategy derived from the study effectively eliminates fraudulent profiles in privacy-preserving collaborative filtering.