1. An investigation into the perceptions of Turkish ELT pre-service teachers and lecturers on the learning and teaching of English speaking skills
- Author
-
Dağtan, Emrullah, Cabaroğlu, Neşe, İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı, and Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
konuşma becerisi ,Speaking skills ,pre-service teacher ,Speaker ,English as lingua franca ,problem ,English Linguistics and Literature ,öğretim üyesi ,Linguistics ,öğrenci ,speaking ,lecturer ,English ,English for academic purposes ,Dilbilim ,İngilizce ,skill ,İngiliz Dili ve Edebiyatı - Abstract
Dünyada ikinci dil olarak en çok öğrenilen dil olan İngilizceyi konuşabilmek; akademik kariyerde yükselme, kişisel gelişimi destekleme ve iş hayatında terfi kazanma gibi süreçler için gereken ve modern dünyanın her alanında bu dili konuşabilen kişilerin ufuklarını genişleten önemli bir ihtiyaçtır. Ancak, İngilizce'nin Türkiye'deki ulusal popülaritesine rağmen ve bu dilin Türkiye'deki yabancı dil statüsünden dolayı, insanların konuşma İngilizcesindeki yeterlilik düzeylerinin kabul edilebilir bir seviyenin altında olduğu birçok çalışma tarafından ortaya konmuştur (örn. TEPAV, 2013; Dinçer ve Yeşilyurt, 2013; Zok, 2010). Bu çalışmalarda ayrıca söz konusu sorunun çözümü için yapılan girişimlerin ve yasal düzenlemelerin İngilizceyi konuşan kişilerde kabul edilebilir bir yeterlilik düzeyi oluşturma konusunda başarısız kaldığı açıkça ortaya konmuştur. Bunların sonucu olarak, bu çalışmalarda İngilizce konuşabilmek, Türkiye'de ulusal boyutta ciddi bir sorun olarak görülmektedir.Bu çalışma iki aşamada geçekleştirilmiştir. Çalışmanın temelini oluşturan birinci aşamanın amacı, Türkiye'deki İngiliz Dili Eğitimi bölümlerinde çalışan öğretim üye/elemanlarının ve bu bölümlerde okuyan son sınıf öğrencilerinin bu sorun ile ilgili görüşlerini ve çözüm önerilerini araştırarak sorunun altında yatan nedenlerine ışık tutmak ve sorunun ulusal boyutunu ortaya koyacak kapsamlı sonuçlar elde etmektir. Bu amaçla, birinci aşamada, Türkiye'nin yedi bölgesinin her birindeki en gelişmiş İngiliz Dili Eğitimi bölümündeki öğretim elemanları ve son sınıf öğrencilerinin görüşleri anket çalışması (34 öğretim üye/elemanı ve 361 son sınıf öğrencisi) ve yarı yapılandırılmış görüşme (38 öğretim üye/elemanı ve 48 son sınıf öğrencisi) yoluyla toplanmıştır. İkinci aşamanın amacı ise İngiliz Dili Eğitimi programının birinci yılında öğretilen Sözlü İletişim Becerileri adlı dersi yeni almış olan öğrencilerin ve öğretim üye/elemanlarının bu dersin öğrencilerin İngilizce konuşma becerilerinin gelişimine olan katkıları ve derste yaşanan sorunlar ile çözüm önerileri hakkındaki 'daha yeni' görüşlerini elde etmekti. Bir 'vaka çalışması' olarak tasarlanan ikinci aşamada, 6 birinci sınıf öğrencisiyle odak grup görüşmesi ve dersi veren öğretim elemanı ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılarak katılımcıların görüşleri elde edilmiştir. İki aşamada elde edilen nicel ve nitel veriler üçgenleme (triangulation) yöntemiyle sentezlenerek çalışmanın ortak bulguları elde edilmiştir.Elde edilen bulgular ışığında Türkiye'deki İngiliz Dili Eğitimi bölümlerinde İngilizce konuşma becerilerinin öğretimi ve öğrenimi ile ilgili önemli sonuçlar elde edilmiştir. Öncelikle, İngiliz Dili Eğitimi bölümlerindeki öğretim üye/elemanları ile öğrencilerin İngilizce konuşma becerilerini oldukça önemli gördükleri ve bu becerileri sadece kendileri için değil uluslararası alanlarda söz sahibi olmak isteyen Türk vatandaşları için de önemli gördükleri ortaya çıkmıştır. İkinci olarak, telaffuz eğitiminin de hem öğretim üye/elemanları hem de öğrenciler için önemli olduğu ve bu eğitimin öğrenciler için olumlu sonuçlar doğurduğu ve özellikle kritik yaşın bitiminden önceki dönemlerde verildiğinde daha faydalı sonuçlar doğurabileceği anlaşılmıştır. Üçüncü olarak, hem öğretim üye/elemanları hem de son sınıf ve birinci sınıf öğrencilerinden elde edilen bulgular; İngiliz Dili Eğitimi programına yeni başlayan öğrencilerin ilk birkaç hafta boyunca sınıfta konuşulan İngilizceye adapte olmak için çabaladıkları zorlayıcı bir dönemden geçtiklerini ve bunun sebebinin de öğrencilerin bu bölüme gelmeden önce konuşma İngilizcesine çok nadiren veya hiç maruz kalmamış olmamaları olduğunu göstermiştir. Son olarak, öğretim üye/elemanları ile son sınıf öğrencilerinin görüşleri arasında önemli farklar olduğu anlaşılmıştır. Bu hususta, öğretim üye/elemanlarının son sınıf öğrencilerine kıyasla kendilerini daha yetkin, daha özgüvenli, daha tecrübeli, daha kıvançlı hissettikleri ve İngilizce konuşurken hata yapmaktan daha az koktukları görülmüştür. Bu bulgular ışığında, çalışmanın sonunda İngiliz Dili Eğitimi öğrencileri ve öğretim üye/elemanları ile karar vericiler için sonuçlar elde edilmiştir.Anahtar kelimeler: İngilizce, konuşma becerisi, problem, öğretim üyesi, öğrenci Mastery in speaking English, the language learned as the most common second language in the world, is a crucial prerequisite for various processes, such as advancing in an academic career, facilitating personal development, and gaining professional promotion, thus widening the speakers' horizons in every phase of the modern world. Notwithstanding the nationwide popularity of English and due to the English as a Foreign Language (EFL) status of English in Turkey, proficiency in spoken English among Turkish nationals has been documented to be far from satisfactory by a large body of literature (e.g. TEPAV, 2013; Dinçer and Yeşilyurt, 2013; Zok, 2010). In all these studies, it has been clearly indicated that the attempts and legal arrangements that are aimed to ameliorate this situation have apparently proven unsuccessful, as far as an acceptable level of competence is concerned. As a result, in these studies, speaking English has been portrayed as a serious national challenge for Turkish speakers of English.The present study was conducted in two phases. The aim of the first phase, which formed the backbone of the study, was to investigate the perceptions of ELT lecturers and pre-service teachers working/studying in Turkish ELT departments regarding these problems and their suggested solutions, in attempts to provide a nationwide portrayal for the problem in question. To this end, the first phase included pre-service teachers and lecturers studying/working at seven ELT departments, with one department from each of the seven geographical regions in Turkey, who were surveyed via a questionnaire (34 lecturers and 361 pre-service teachers) and a semi-structured interview (38 lecturers and 48 pre-service teachers). The aim of the second phase, on the other hand, was to elicit the 'fresher' perceptions of first-year ELT students and a lecturer who had recently completed a one-year Oral Communication Skills course regarding the contributions of the course to students' improvement in English skills and the problems encountered in class regarding English speaking skills and their suggested solutions. Designed as a 'case study', the second phase consisted of a focus group interview conducted with a group of six first-year students and a semi-structured interview with one lecturer. The quantitative and qualitative data obtained in two phases were amalgamated using the triangulation method.The findings derived from the triangulated data revealed several important outcomes regarding the teaching and learning of English speaking skills in the Turkish ELT departments. First and foremost, it was revealed that both ELT students and lecturers attributed remarkable importance to English speaking skills and considered that speaking English was highly important not only for themselves but also for Turkish nationals aiming to become international. Secondly, it was understood that pronunciation instruction was also highly important for both pre-service teachers and lecturers who also contended that this instruction led to beneficial outcomes for the learners and could be more beneficial when delivered at a young age before the end of the critical age. Thirdly, it was made clear not only by the pre-service teachers and the lecturers but also by the first-year students that during the first several weeks of the ELT instruction, the ELT students (i.e. freshmen) underwent a formidable period in which they strived to adapt to the spoken English they were exposed to in class, due to the fact that these freshmen had rarely or never been exposed to spoken English before coming the ELT department. The final conclusion drawn from the data was that there were noticeable differences between the perceptions of lecturers and pre-service teachers, whereby lecturers were found to feel more competent, more confident, more experienced, more proud, and less afraid of making mistakes/errors when speaking English compared to pre-service teachers. In light of these conclusions, several implications were formulated for ELT students and lecturers and also for policymakers.Keywords: English, speaking, skill, lecturer, pre-service teacher 250
- Published
- 2020