Search

Yönetim alanında sürekli yenilikler ve değişimler yaşanmaktadır. Rekabet üstünlüğüsağlamak için yeni üretim teknikleri geliştirilmekte ve maliyet yöntemleri üzerinde sürekliçalışılmaktadır. Yapılan bu çalışmalar, çalışanı ve onun mensubu olduğu örgütü olumlu,bazen de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuzluklardan birisi de örgütsel sinizmdir.Çalışanın kendisini ve mensubu olduğu örgütü olumsuz yönde etkileyen örgütsel sinizm;çalışan performansı, örgüt performansı, etkinlik, verimlilik, karlılık gibi birçok göstergeüzerinde olumsuzluklara sebep olabilmektedir.1990’lı yıllarda batı ülkelerinde ve 2000’li yıllarda Türkiye’de örgütsel sinizm çalışmalarınabaşlanmıştır. Bununla birlikte literatür incelendiğinde, örgütsel sinizm ile ilgili çok sayıdayerli ve yabancı ampirik araştırma yapılmış iken, teorik araştırma sayısının göreceli olarakyeterli düzeyde olmadığı görülmektedir. Örgütsel sinizm teorisinin oluşması ve önemininanlaşılması açısından teorik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışma, örgütsel sinizmile ilgili yapılmış ampirik ve teorik çalışmalar incelenerek yürütülmüştür. Çalışma ile örgütselsinizmin ne olduğunun, alt formlarının, boyutlarının, nedenlerinin, sonuçlarının ve örgütselsinizme karşı alınabilecek önlemlerin vurgulanması amaçlanmıştır. Konunun önemine göre,akademik çalışmaların daha çok yaygınlaşması gerekmektedir. Bu çalışmanın sonuçları vealanda yapılan araştırmaların bulgularına dayanarak getirilen önerilerin belirlenmesi ileörgütsel sinizmin etkilerinin vurgulanması, mevcut literatüre teorik bir katkı sağlanması,yöneticilerin ve diğer bilgi kullanıcılarının istifade etmesi hedeflenmektedir.

Cholesterol content and fatty acid profile of chocolates that are consumed in Turkey were determined by capillary gas chromatography. Chocolate samples from 20 trade marks were purchased from markets in Izmir, Turkey. As results of the analyses, average cholesterol content of the samples was 1.14 ± 0.14 mg/kg ranging between 0.963 and 1.535 mg/kg. Twenty-three types of fatty acids were determined in oil extracted from chocolates. Main fatty acids found in chocolate samples were stearic acid (39.33 ± 5.25%), oleic acid (25.99 ± 6.89%), and palmitic acid (25.56 ± 2.06%). Total saturated and total unsaturated fatty acid contents of chocolate samples were found as 69.90% and 30.05%, respectively. The fat content of the samples were in the range 31.5–67%.

Fatty acid composition, conjugated linoleic acid and cholesterol contents in the muscles of three freshwater fish species (Barbus plebejus escherichi, Capoeta capoeta capoeta and Rutilus rutilus) were determined under natural extreme temperate (July) and cold (January) conditions. The aim of the study was to determine whether there were differences in these components of the muscle lipids among these three fish species under extreme natural conditions. Samples were analyzed using gas chromatography. Palmitic, oleic, docosahexaenoic and eicosapentaenoic acids were the predominant fatty acids in all fish in both months. The percentages of polyunsaturated fatty acids, n - 3 polyunsaturated fatty acids, n - 6 polyunsaturated fatty acids and eicosapentaenoic + docosahexaenoic acids in the muscle of B. plebejus escherichi and C. capoeta capoeta were significantly higher in January (P < 0.05) than in July. The ratio of n - 6 to n - 3 polyunsaturated fatty acids was lower than 0.60 in all fish species, with C. capoeta capoeta showing the lowest ratio in January (0.36). The levels of cholesterol and conjugated linoleic acid ranged from 103.46 to 150.10 mg/100 g oil and from 16.27 to 35.45 mg/100 g oil, respectively, for all samples in both months. There were no statistical differences in cholesterol levels among the three fish species in July and January. Conjugated linoleic acid contents were significantly higher in January in B. plebejus escherichi and C. capoeta capoeta. Of the three species tested, the extreme temperate and cold conditions affected B. plebejus escherichi the most. © Springer Science+Business Media B.V. 2008.