18 results on '"AKYURT, Mehmet Ali"'
Search Results
2. Amerika’da Üç Tönnies: Park, Sorokin ve Parsons Alımlamaları1
- Author
-
GÜNER, Muhammed Oğuzhan, primary and AKYURT, Mehmet Ali, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Hobsbawm ve Bayat’ın Batı-Dışı Toplumsal Hareketlere Bakışlarının Karşılaştırılması
- Author
-
Akyuz, Olcum and Akyurt, Mehmet Ali
- Subjects
Middle East ,Latin America ,Asef Bayat ,Non-Western Social Movements ,Political Science ,Siyasi Bilimler ,Toplumsal Hareketler ,Latin Amerika ,Ortadoğu ,Maduniyet Çalışmaları ,Subaltern Studies ,Eric Hobsbawm - Abstract
Until the 1960s, literature on social movements had been limited to such movements that emerged in the West in the modern period-. These movements had organizational structures and leaders and contributed to a revolution. This narrow framework contained parallelisms to the progressive theory of history and modernization theory. Researchers such as Antonio Gramsci, Michel de Certeau and James Scott, and approaches such as ‘history from below,’ subaltern studies and post-colonial theory played a key role in expanding and enriching views on social movements. Eric Hobsbawm’s studies on social movements in both pre-modern Europe and contemporary Latin America and Asef Bayat’s studies on contemporary Middle Eastern social movements have contributed to the expansion of the field by going beyond the boundaries of the social movements’ literature inspired by modernization theory. In this article, Hobsbawm’s and Bayat’s studies on social movements are discussed comparatively, though the continuity between them is emphasized., Both their philosophical and theoretical foundations as well as their concepts and typologies are examined in the context of their contributions to the literature. Especially in Latin America and Middle East countries, where legal practices and regulations are insufficient and the existing political and bureaucratic mechanisms cannot represent the public, there are social movements that create a ‘passive revolution’ in Gramscian sense. Indeed, both Hobsbawm and Bayat studied non-Western social movements that were unorganized, leaderless, without a manifesto and non-revolutionary in the first place. Thus, by emphasizing different forms of social movement and opposition, they contributed to the critique of Eurocentric and modernist prejudices in the literature of social movements., Toplumsal hareketler, literatürde 1960’lara kadar, modern dönemde Batı’da ortaya çıkan, örgütlü, lidere sahip ve devrime katkıda bulunan toplumsal hareketlerle sınırlandırılmıştır. İlerlemeci tarih anlayışına ve modernleşme teorisine paralel konumlandırılabilecek bu dar çerçevenin genişletilip zenginleştirilmesinde Antonio Gramsci, Michel de Certeau, James Scott gibi araştırmacıların yanı sıra aşağıdan tarih, maduniyet çalışmaları ve post kolonyal teori gibi yaklaşımlar önemli rol oynamıştır. Eric Hobsbawm’ın gerek modernleşme öncesi dönem Avrupa gerekse çağdaş Latin Amerika çalışmaları ve Asef Bayat’ın Ortadoğu toplumsal hareketleriyle ilgili çalışmaları, literatürdeki modernleşmeci kalıpların ötesine geçerek alanın genişlemesine katkı sağlamıştır. Bu makalede Hobsbawm ile Bayat’ın toplumsal hareketlere dair araştırmaları karşılaştırmalı olarak ve aralarındaki süreklilik vurgulanarak ele alınmakta gerek felsefi ve teorik temelleri gerekse geliştirdikleri kavram ve tipolojiler söz konusu zenginleşmeye katkıları bağlamında incelenmektedir. Özellikle yasal uygulama ve düzenlemelerin yetersiz kaldığı, mevcut siyasi ve bürokratik mekanizmaların halk kesimlerini temsil edemediği Latin Amerika ve Ortadoğu ülkelerinde, Gramsci’ci anlamda “pasif devrim” yaratan toplumsal hareketler söz konusudur. Nitekim her iki sosyal bilimci de Batı-dışındaki örgütsüz, lidersiz, manifestosuz ve ilk anda devrimci karakterde olmayan toplumsal hareketleri incelemelerine dahil etmişlerdir. Böylelikle iki isim de daha önce son derece sınırlı bir şekilde analize konu edilen toplumsal hareket ve muhalefet biçimlerinin önemini vurgulayarak toplumsal hareketler literatüründeki Avrupa merkezli ve modernleşmeci önyargıların eleştirilmesine katkı yapmışlardır.
- Published
- 2021
4. Amerika’da Üç Tönnies: Park, Sorokin ve Parsons Alımlamaları
- Author
-
GÜNER, Muhammed Oğuzhan and AKYURT, Mehmet Ali
- Subjects
Sociology ,Sosyoloji Tarihi ,Alımlama ,Amerikan Sosyolojisi ,Alman Sosyolojisi ,Ferdinand Tönnies ,History of Sociology ,Reception ,American Sociology ,German Sociology ,Sosyoloji - Abstract
In the history of sociology, the research conducted by sociologists, the concepts they put forward and the theories they developed are significant fields or research. Recently, new research topics also attracted increasing attention such as how individual sociologists were received and understood in their own periods and authentic national sociological environments as well as in different times and grounds, and what kind of impact they had. This research focuses on how Ferdinan Tönnies (1855-1936) influenced the American sociological atmosphere. Beginning with the first reference to Tönnies in the United States in 1901 with “Social Control” and the first contact with Tönnies in 1904 when he presented a paper entitled “The Present Problems of Social Structure” at the St. Louis University Congress of Science and Art in 1904, Edward A. Ross attempts to identify the different ways in which Tönnies was received by American sociologists. The study argues that there are three modes of reception. The first of these is the Parkian reading, embodied in Robert E. Park (1864-1944), one of the founders of the Chicago School, who utilizes Tönnies' basic concepts and distinctions to make sense of the social transformation in Chicago. Secondly, we encounter the popularizing Sorokinian reading of Pitirim A. Sorokin (1889-1968), which is characterized as selective and to some extent reductionist. The Parsonsian reading, in which Tönnies is evaluated by Talcott Parsons (1902-1979) in the context of Tönnies' imagination of society as a system, is the last of the forms of reception discussed in this article., Sosyoloji tarihinde sosyologların gerçekleştirdikleri araştırmalar, ortaya koydukları kavramlar ve geliştirdikleri teoriler kadar, bunların gerek kendi dönemlerinde ve otantik ulusal sosyoloji ortamlarında gerekse farklı zaman ve zeminlerde nasıl karşılanıp anlaşıldıkları, nasıl bir etkiye sahip oldukları da önemli bir araştırma alanı olarak öne çıkmaktadır. Bu araştırmada Ferdinand Tönnies’in (1855-1936) Amerikan sosyoloji ortamını nasıl etkilediği üzerinde durulmaktadır. ABD’de Edward A. Ross’un 1901 yılında “Toplumsal Kontrol” başlıklı çalışmasında Tönnies’e yaptığı ilk atfı Tönnies’in 1904 yılında St. Louis Üniversitesi Bilim ve Sanat Kongresi’nde bizzat sunduğu “Toplumsal Yapının Güncel Sorunları” başlıklı bildiri takip etmiştir. Araştırma söz konusu ilk temaslardan başlayarak Tönnies’in Amerikan sosyologları tarafından farklı alımlanma biçimlerini teşhis etmeye çalışmaktadır. Bunlardan ilki (Parkçı okuma), Chicago Okulu’nun kurucularından Robert E. Park (1864-1944) özelinde cisimleşmekte, Tönnies’in temel kavram ve ayrımlarını Chicago’da yaşanan toplumsal dönüşümü anlamlandırmak için değerlendirmektedir. İkincisi (Sorokinci okuma) Pitirim A. Sorokin (1889-1968) özelinde karşımıza çıkmakta ve seçmeci, pedagojik ve bir ölçüde indirgemeci bir nitelik arz etmektedir. Üçüncü ve sonuncu okumada (Parsonsçı okuma) ise Tönnies, Talcott Parsons (1902-1979) tarafından ortaya konan “sistem olarak toplum” tasavvuru çerçevesinde değerlendirilmektedir.
- Published
- 2022
5. Kavramlarla Oynamak: Ziya Gökalp Düşüncesinde Ulusötesi Kategoriler ve “Beynelmileliyet” Kavramı
- Author
-
Baş, Muhammed, primary and Akyurt, Mehmet Ali, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
6. Bourdieu’nun Yönetim ve Örgüt Araştırmalarında Alımlanma Biçimleri
- Author
-
Ünlü, Onur, primary and Akyurt, Mehmet Ali, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
7. Kavramlarla Oynamak: Ziya Gökalp Düşüncesinde Ulusötesi Kategoriler ve 'Beynelmileliyet' Kavramı
- Author
-
BAŞ, Muhammed Fazıl and AKYURT, Mehmet Ali
- Subjects
Turkish sociology ,History of sociology ,Ziya Gökalp ,History of concepts ,Transnationality ,Internationality ,Sociology ,Türk sosyolojisi ,Sosyoloji tarihi ,Kavramlar tarihi ,Ulusötesilik ,Beynelmileliyet ,Turkish sociology • ,nternationality ,Sosyoloji - Abstract
The chronological changes in Ziya Gökalp’s thought have been discussed from various perspectives in the literature such as in relation to global political developments, Turkish political history, or Gökalp’s biographical periods. Although these studies have widely emphasized the distinction between culture and civilization, the conceptual projections of Gökalp’s intellectual transformation have yet to be analyzed in terms of the transnational dimension, which is in fact an inseparable part of political ideologies. Gökalp reinterpreted concepts quite dynamically according to current needs and brought them together into binary or ternary groups. Even the conceptual duo of culture and civilization, where the first represents nationality and the second represents transnationality, did not appear in any one single form throughout Gökalp’s intellectual life. This study focuses on four moments regarding Ziya Gökalp’s thought: his article “Eskinin Mukavemeti” [The Resistance of the Old] published in 1911, the two versions of his series of writings entitled Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak [Turkification, Islamization, Westernization] as journal articles in 1912-1914 and as a book in 1918, and finally his Türkçülüğün Esasları [The Principles of Turkism] published in 1923. In this way, we aim to examine the continuity and breaks between Gökalp’s proposals regarding Turkey’s position by focusing on transnational categories, with a special focus on the concept of internationality. Gökalp developed various concepts such as civilization, family, ummah, modernity, tehzip [refined culture], cosmopolitanism, and ultramontanism to describeTurkey’s various transnational relations in the direction of Ottomanism, Turkishness, Islam, and the West. This study discusses these transnational concepts and aims to analyze the international dimension of the sociopolitical proposal Gökalp developed inresponse to the historical and structural problematics of the Turkish state and society., Ziya Gökalp’in düşüncelerinin imparatorluk ve ulus devlet gibi dünya tarihiyle; Meşrutiyet, Balkan Savaşı ve Cumhuriyet gibi Türkiye tarihiyle; Selanik ve İstanbul gibi Gökalp’in biyografisiyle ilgili dönemler arasında sergilediği farklılıklar literatürde çeşitli açılardan ele alınmıştır. Bu çalışmalarda kültür-medeniyet ayrımı üzerinde geniş çaplı olarak durulsa da Gökalp’in düşünsel dönüşümünün kavramsal izdüşümleri, ideolojilerin ayrılmaz bir parçası olan “ulusötesi” (transnational) boyut açısından çözümlenmemiştir. Gökalp kavramları güncel ihtiyaçlar doğrultusunda dinamik bir şekilde yeniden anlamlandırmakta, ikili ve üçlü gruplar halinde farklı biçimlerde bir araya getirmektedir. İlki ulusallığı, ikincisi ise ulusötesiliği temsil eden kültür-medeniyet kavram ikilisi bile Gökalp’in kariyeri boyunca tek bir şekilde karşımıza çıkmaz. Genç Kalemler’de yayımladığı “Eskinin Mukavemeti” yazısı (1911), Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak kitabında toplanan yazıların Türk Yurdu’ndaki versiyonları (1912-1914), kitap halleri (1918) ve Türkçülüğün Esasları (1923) olmak üzere dört momenti temel alan bu araştırma, Gökalp’in Türkiye’nin konumuna dair farklı zamanlarda geliştirdiği öneriler arasındaki süreklilik ve kopuşları, ulusötesi kategorilere ve özelde “beynelmileliyet” kavramına odaklanarak incelemektedir. Gökalp, Türkiye’nin Osmanlılık, Türklük, İslam ve Batı olmak üzere dört yönde farklı seviyelerde gerçekleşen ulusötesilik tiplerini tarif etmek için çeşitli kavramlar kullanmıştır. Bu araştırma, Gökalp’in medeniyet, aile, ümmet, asriyet, tehzip, kozmopolitlik, ultramontenlik gibi ulusötesilik kavramlarını anlamlandırma biçimlerini tartışmakta, Türk devleti ve toplumunun önüne koyduğu önerinin beynelmileliyet boyutunu çözümlemeyi amaçlamaktadır.
- Published
- 2021
8. A Comparison Between Hobsbawm’s and Bayat’s Views on Non-Western Social Movements
- Author
-
Akyüz, Olçum, primary and Akyurt, Mehmet Ali, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
9. Sosyo-Ekonomik Değişmeyle Başa Çıkmak: Küçük Esnafın Taktikleri
- Author
-
AKYURT, Mehmet Ali, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
10. Sosyo-Ekonomik Değişmeyle Başa Çıkmak: Küçük Esnafın Taktikleri
- Author
-
AKYURT, Mehmet Ali
- Subjects
Sociology ,Sosyoloji ,İktisat sosyolojisi,meslekler sosyolojisi,küçük işletme,faillik ,Economic sociology,sociology of the professions,small business,small shopkeepers,agency - Abstract
As a result of economic and social transformations, new professions arise, and some established professions diminish or reform themselves. In this context, small shopkeepers based on commercial or arts & crafts activities develop new methods to survive in new settings. In order to explore this phenomenon qualitatively, a neighborhood in the inner city of Istanbul with a rich variety of small businesses was chosen. In-depth interviews and participant observations we re conducted with a limited sample of shops that have survived at least 15 years. They compete against increasing taxes, changing laws and legislations, a growing impact of chain stores and authorized sellers, and changing cooperation and conflict relations with local economic actors. They also try to keep up with changing consumption patterns and expectations of their clients. Small shopkeepers’ efforts to survive we re analyzed referring to the concept of “tactic,” defined by de Certeau as practical solutions created by ordinary individual actors, as opposed to “strategies”, meaning institutional macro regulations. In particular, we re-analyzed three types of tactics developed by small shopkeepers against changing socio-economic conditions: widening the range of products and services within the borders of their professions, providing customer-specific services, and creating informal solidarity networks., Toplumsal ve iktisadi dönüşümlerin meydan okuması karşısında yeni iş kolları ortaya çıkmakta, eski mesleklerin bazıları yok olurken bazıları biçim değiştirmektedir. Çalışma zincir mağazaların/yetkili bayilerin yaygınlaşması, teknolojik gelişmeler, değişen mevzuat/vergiler, işbirliği/çatışma ilişkileri, müşterilerin değişen tüketim alışkanlık ve beklentileri gibi bileşenlerin oluşturduğu bağlamda küçük esnafın sergilediği ayakta kalma çabasına odaklanmaktadır. Düşük sermayeye sahip küçük işletmelerin failliği, de Certeau’nün kurumsal makro düzenlemeleri ifade eden “stratejiler”in karşısında, sıradan bireysel aktörlerin ortaya koyduğu pratik çözümler olarak tanımladığı “taktik” kavramı kullanılarak değerlendirilmektedir. Küçük esnafın merkezi, siyasi ve hukuki aktörlerden çok yerel, iktisadi ve toplumsal aktörlerle ilişkilerine eğilen bu nitel çalışma kapsamında İstanbul ili Fatih ilçesinde esnaf yoğunluğu ve çeşitliliği yüksek olan İskenderpaşa mahallesi seçilmiş; 15 yıldan uzun süredir faaliyet gösteren bakkal, yufkacı, terzi, ayakkabı tamircisi, araba tamircisi, lastikçi, pideci vb. aktörlerle derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiş, iş yerlerinde katılımlı gözlem yapılmıştır. Çalışmada küçük esnafın değişen sosyo-ekonomik şartlar karşısında ayakta kalmak için geliştirdiği ürün/hizmet portföyünü genişletmek, müşteriye özel hizmetler sunmak ve kayıt dışı dayanışma ağları kurmak şeklindeki üç taktik teşhis ve analiz edilmektedir.
- Published
- 2019
11. Is State-Centeredness The Distinctive Feature Of Historiography In Germany?
- Author
-
Akyurt, Mehmet Ali and Coskun, Ismail
- Abstract
This article focuses on peculiarities of historiography in Germany in the light of German historians' works from Chladni to Lamprecht. It deals with both continuities and periodical differentiations. The distinctive features of historicism consisting the main tradition in the historiography in Germany can be formulated as "history as an empirical science", "history for history", "respect for the particular" and "knowledge of inevitability of historian's subjectivity". Historiography in Germany has been loyal to aims of "cultural history" (Kulturgeschichte) and "universal history" (Universalgeschichte) put forward by Herder, and developed the "universal cultural history" program. This program advocates that fields of human activities such as politics, economics, religion, culture, besides old ages and foreign cultures have to be dealt with "as of themselves". Thus works of "universal cultural history" written beginning from 1750s in Germany can be seen as a kind of early forerunners of the attempt of "social history", even of "history of civilizations" meaning "integrative history" in Braudelian terms. Even if the pendulum of historiography in Germany swung from 1750 to 1900 between Ranke's naive objectivism and Droysen's subjectivism, or between "political history" as put by Iggers and "cultural history" devoid of political and economic base as put by Braudel, its main axis has been defined by the holistic program of "universal cultural history", which combined "cultural history" and "political and economic history", and surpassed "national history".
- Published
- 2018
12. Alman Tarihçiliğinin Alameti Farikası “Devlet Merkezlilik” midir?
- Author
-
Akyurt, Mehmet Ali, primary and Coşkun, İsmail, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
13. Alman sosyolojisinde yöntem tartışmaları (1870-1914)
- Author
-
Akyurt, Mehmet Ali, Coşkun, İsmail, and Sosyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Sociological characteristic ,Sociological analysis ,Sociology ,Germany ,Methodology ,Sosyoloji - Abstract
Bu çalışma, Almanya'da sosyolojinin kuruluş evresinde sosyal bilimler alanında yapılan yöntem tartışmalarından hareketle sosyolojinin tarihselci gelenek içinden nasıl çıktığını araştırmaktadır. Tarihselci gelenek Almanya'da daha 18. yüzyıl sonlarında romantik okulun bazı kaziyelerini benimseyerek fakat spekülatif tarih felsefelerine karşı çıkarak şekillenmeye başlamış; erken 19. yüzyılda rasyonalizme karşı ampirizmi, realizme karşı nominalizmi esas alan `insanın bilimi` projesinin bir ürünü olarak gelişmiştir. 1850'lerde pozitivizmin ve maddeciliğin, 1860'lardan itibaren de kötümserliğin ve Yeni Kantçılığın yükselişi gibi gelişmeler karşısında daha rafine ve formüle edilmiş hale gelmiştir. Nitekim bu gelenek, çalışmanın kapsadığı 1870-1914 aralığında Alman sosyal bilim ortamına hakim konumda olmuş, bu dönemin yöntem tartışmalarında aktif ve merkezî bir rol oynamıştır. Sosyal bilimlerin isimlendirme ve tasnifi, pozitivizm ve organizmacılık, tarihte bilimsellik, doğalcılık (yöntem tekliği-ikiliği) ve bilimsel araştırmanın değer yargısından bağımsızlığı gibi problematikler 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Droysen, Lamprecht, Schmoller, Menger, Dilthey, Windelband ve Rickert gibi tarihçi, millî iktisatçı ve filozofların yanı sıra Schäffle, Gumplowicz, Tönnies, Simmel ve Weber gibi `sosyolog`lar tarafından yoğun bir şekilde tartışılmıştır. TÜBİTAK 2214/A Araştırma Burs Programı ve İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından (Proje Numarası: 50641) desteklenen bu tez, anılan yöntem tartışmalarını `sosyolojinin sosyolojisi` sahasındaki birikimden faydalanarak sosyolojik bir perspektifle ele almaya çalışmakta; Tönnies, Simmel ve Weber üzerinden ilk dönem Alman sosyolojisinin, içinden çıktığı tarihselci sosyal bilim geleneğiyle ilişkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır.Anahtar Kelimeler: Alman Sosyolojisi, Yöntembilim, Yöntem Tartışmaları,Tarihselci Gelenek, Adcılık, Yorumlayıcı Sosyoloji Based on methodological debates aroused in the field of social sciences in the foundation period of German sociology, this study explores how sociology roots in the historicist tradition. The historicist tradition formed itself in late 18th century Germany adopting some premises of romantic school and opoosing speculative philosophies of history, and developed as a product of the project called `science of humanity` which grounded on ampiricism againts rationalism, and on nominalism against realism. With developments such as rise of positivism and materialism in 1850s, and of pessimism and Neo-Kantianism beginning from 1860s, it became more refined and formulated. Thus this tradition has dominated the German social scientific environment in the 1870-1914 period which constitutes the scope of this study, and played an active and central role in methodological discussions of this period. Problematics such as naming and classification of social sciences, positivism and organicism, scientificness in the disipline of history, naturalism (methodological monism and dualism) and value-freedom of scientific research have been discussed intensely since the second half of 19th century by early `sociologists` such as Schäffle, Gumplowicz, Tönnies, Simmel and Weber, in addition to historians, political economists and philosophers such as Droysen, Lamprecht, Schmoller, Menger, Dilthey, Windelband and Rickert. This thesis which has been supported by TUBITAK 2214/A Research Fellowship Programme and Scientific Research Projects Coordination Unit of Istanbul University (Project Number: 50641) analyzes the mentioned methodological debates from a sociological point of view using the literature accumulated in the field of `sociology of sociology`, and based on Tönnies, Simmel and Weber, tries to figure out the relationship between early German sociology and the historicist tradition in German social sciences which it stems from.Keywords: German Sociology, Methodology, Methodological Debates, Historicist Tradition, Nominalism, Interpretive Sociology 489
- Published
- 2017
14. Sosyal Hizmete Kültürel Yaklaşım: 2011 Van Depremi Örneği
- Author
-
YAMAN, Ömer Miraç and AKYURT, Mehmet Ali
- Subjects
Social Work,Culture,Modernization,Turkey,2011 Van Earthquake ,Sosyal Hizmet,Kültür,Modernleşme,Türkiye,2011 Van Depremi - Abstract
In Turkey, social work has been institutionalized as a part of the modernization aim, and its relationship with society has been organized according to universalist assumptions of this modernizing effort. As a result, with various aspects of culture such as language, religions, customs, tradition and daily life practices, transformation of “non-universal” and “pre-modern” qualities have been accepted as the primary aim of social work. This resulted in ignorance and indifference regarding the “local”, “cultural” and “traditional” qualities, and created some defects and deficiencies in terms of social services. In this article, the importance of culture in the field of social work is underlined drawing support from discussions held in other social sciences and social theory. Based on observations collected during social work in the region short after Van Earthquake in 2011, we present the mentioned deficiencies and their probable solutions. Accordingly, social workers have to know and respect the applicants' language, religion, customs, and needs, and to communicate with them as “helpful friends” rather than “modernizing outsiders”. Without knowing the cultural codes of daily life in the region, none can contribute to the post-traumatic normalization process., Türkiye'de sosyal hizmet, toplumu modernleştirme hedefinin bir parçası olarak kurumlaşmış, toplumla ilişkisini de modernleştirme çabasının evrenselci varsayımlarına uygun olarak kurmuştur. Bu durumun sonucunda kültürün dil, din, adet, gelenek ve günlük alışkanlıklar gibi farklı cephelerinde, “evrensel” ve “modern” olmayan özelliklerin dönüştürülmesi, topluma sosyal hizmet götürülmesinde öncelikli görev sayılmıştır. Bu da, “yerel”, “kültürel” ve “geleneksel” özelliklerin görülmemesi ve göz ardı edilmesi gibi sonuçlar doğurmuş, kültürel dokunun kavranamaması sebebiyle sosyal hizmet götürme sürecinde çeşitli aksaklıklar ortaya çıkmıştır. Bu makalede, sosyal hizmet alanında kültürel farklılıkların önemi, diğer sosyal bilimlerdeki ve sosyal teorideki tartışmalardan da destek alınarak ortaya konmuş, 2011 Van Depremi sürecinde bölgede yapılan sosyal çalışma sırasındaki gözlemler üzerinden, sözü geçen aksaklıklar ve bunların giderilme yolları gösterilmeye çalışılmıştır. Buna göre sosyal çalışmacıların, müracaatçıların dil, din, adet ve ihtiyaçlarını bilmesi ve bunlara saygılı davranması, onlarla “modernleştirici yabancılar” olarak değil “yardımcı tanıdıklar” olarak iletişim kurması gerekmektedir. Travma sonrası normale dönme sürecine ancak bölgedeki normal günlük hayatın kültürel kodları bilinerek katkıda bulunulabilir.
- Published
- 2013
15. Alman sosyoloji geleneğinde Hans Freyer ve sosyolojisi
- Author
-
Akyurt, Mehmet Ali, Bulut, Yücel, and Sosyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Sociology ,Construction of the theought ,Germany ,Sosyoloji ,Sociologists ,Freyer, Hans - Abstract
Alman sosyolog Hans Freyer (1887-1969) üzerine ağırlıklı olarak betimleyici yöntemle gerçekleştirilen bu monografik araştırmada, Freyer'in Alman sosyolojisinin hem tarihsel seyri hem de teori ve metot tartışmaları içindeki yerinin ortaya konması hedeflenmiştir.Çalışmanın ilk bölümünde Alman tarihinin ve sosyoloji geleneğinin özgünlüğü tartışılmış, Freyer'in içine doğduğu toplumsal-kültürel-entelektüel atmosfer betimlenmiştir. İkinci bölüm Freyer'in entelektüel biyografisini içermekte ve sosyoloğun bulunduğu ortamla kurduğu ilişkiyi aktararak Freyer'in sosyoloji düşüncesinin entelektüel kaynaklarını göstermektedir. Üçüncü ve son bölümde ise ana hatlarıyla Freyer'in sosyoloji düşüncesi ve Alman sosyolojisine katkısı ele alınmıştır.Sonuç olarak Freyer'in, ülkesinde büyük ölçüde unutulmuş olmasına rağmen 20. yüzyıl Alman sosyolojisinin en önemli ve önde gelen sosyologlarından biri olduğu, gündeme getirilmesi halinde günümüz sosyolojisinin tartışmalarına ciddi katkılarda bulunabileceği görülmüştür. In this study which can be qualified as a monographic research using predominantly descriptive method on German sociologist Hans Freyer (1887-1969) we aimed to set forth Freyer?s place both in the historical progress and also in the discussions on theory and methodology of the German sociology.In the first chapter, the peculiarities of the German history and sociologic tradition are discussed. Moreover, the social, cultural, and intellectual atmosphere surrounding Freyer has been described. The second chapter includes the intellectual biography of Freyer, and indicates the sources of his sociological thought by quoting the relationship of the sociologist with the environment he was living in. In the third and last chapter, the main lines of Freyer?s sociological thought and his contribution to the German sociology has been discussed.Consequently, it is seen that Freyer, though for the most part forgotten in his own country, is one of the most important and leading sociologists of 20th century German sociology, and his thoughts can contribute to recent discussions. 119
- Published
- 2009
16. Sabahattin Ali'nin eserlerinde iktidar ve kadın
- Author
-
Kaya, Ali Hakan, Akyurt, Mehmet Ali, and Sosyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Sociology ,Sosyoloji - Abstract
Sabahattin Ali (1907-1948) eserlerinde toplumsal meseleleri ve aşkı konu alan bir 20. yüzyıl edebiyatçısıdır. Eserlerinde toplumsal yapı ve atmosferi, Erken Cumhuriyet döneminin devlet anlayışına ve sosyoekonomik statüsü yüksek zümresine karşı olan muhalif tutumundan beslenerek tasvir etmiştir. Ezen ve ezilenler, hüküm veren ve boyun eğenler, zulmeden ve hakkı yenenler, kibirlenen ve onuruyla yaşayanlar gibi zıt karakterler üzerinden kurguladığı eserlerinde; toplumun güçsüz kesimlerinin devlet otoritesini temsil eden kurumlar/aktörler ve Ali'nin işbirlikçi olarak gösterdiği `mütegallibe` karşısındaki mağduriyeti işlenir. Kadın-erkek ilişkilerini işlediği eserlerinde rollerin dağıtılma biçimi de bu zıtlığı yansıtır. Bu çalışmada Sabahattin Ali'nin eserlerindeki kişilikler ve bunları oluşturan toplumsal atmosfer, kendi hayatındaki karşılıklarıyla ilişkilendirilerek ele alınmaktadır. Sabahattin Ali'nin, kendisinin de belirttiği üzere, eserlerindeki karakterleri çoğunlukla kendisinden yola çıkarak kurgulaması, bu ilişkilendirmeyi kolaylaştırmaktadır. Sabahattin Ali çocukluğundan itibaren beklediği ilgiyi göremediği annesinin `gözüne girmeye` çalışmış, aynı zamanda onu eleştirmiş ve onunla mücadele etmiştir. `Anne figürü`yle kurduğu bu ilişki, Sabahattin Ali'nin eserlerinde erkek ana karakterlerin kadınlarla ve devletle kurdukları ilişkiyle benzeşmektedir. Kendi eksiklikleriyle mağduriyetini erkek karakterlere, kendisine zarar verenlerin özelliklerini de antagoniste yükleyerek devletle, kadınlarla ve annesiyle hesaplaşmıştır. Ali'nin yaklaşımına göre dönemin idaresinin erkeklere verdiği rol sorunludur. Tamamı mutsuz olan erkek ana karakterlerin toplumsal yapı içindeki konumları, gerçek hayatta istediğini alamayan Ali'nin bulunduğu konuma benzemektedir. Bu noktada annesiyle, kadınlarla ve dişi bir otorite figürü olarak yaklaştığı devletle olan ilişkisi, Sabahattin Ali'nin Erken Cumhuriyet'teki toplumsal yapıya ilişkin tahayyülünü anlamak için bir anahtar niteliğindedir. Sabahattin Ali (1907-1948) is a 20th century author who deals with social issues and love in his works. The social structure and atmosphere in his works is described based on his opponent attitude towards state understanding and higher socioeconomic status groups of the early Republican period. His fictions based on dichotomous characters such as the oppressor and oppressed, the ruler and ruled, the arrogant and honorable the unjust treatment of weak social groups by institutions and actors representing state authority, and by despotic social actors. The distribution of roles in his works on male-female relations reflects also this dichotomy. In this study, the personalities in the works of Sabahattin Ali and the social atmosphere, which gives birth to those personalities, are analyzed by relating them to the dichotomies in his own biography. As he himself admits, Sabahattin Ali designs his characters mostly based on himself, which makes easier to build relations between his characters and himself. Sabahattin Ali cannot find the care he expected from his mother since his childhood, tries to get into his mother's good books, but at the same time he criticizes and fights her. This relationship to the `mother figure` is similar to the relationship of his male main characters to other women and to the state. Imposing his own weaknesses to the male characters, and features of his injurers to the antagonist, he comes to terms with the state, women and his mother. According to his approach, the role of men given by the government of that age is problematic. The social positions of his all-unhappy male main characters are similar to Sabahattin Ali's position, who never reaches to the point he deserves in his real life. So, his relationship to his mother, women and the state, as a female authority figure in his eyes, is a key element to understand Sabahattin Ali's imagination regarding social structure in the early Republican period. 65
- Published
- 2019
17. Eric Hobsbawm'ın tarih anlayışı üzerine sosyolojik bir inceleme
- Author
-
Akyüz, Olçum, Akyurt, Mehmet Ali, and Sosyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
History ,Sociological analysis ,Sociology ,England ,Social movements ,Marxism ,Social history ,History philosophy ,Historiography ,Hobsbawm, E. J ,Sosyoloji - Abstract
Bu tez Eric Hobsbawm'ın (1917-2012) hayatı ve eserleri üzerine sosyolojik bir değerlendirmedir. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde Hobsbawm'ın yaşamöyküsü ve tarih anlayışı sosyolojik bir bakışla ele alınmıştır. Çok dilli ve çok kültürlü bir entelektüel olarak yetişen Hobsbawm bugün İngiliz Marksist Tarihçiler Grubu içinde kabul edilmektedir. Onun tarihçiliği endüstrileşmenin ortaya çıktığı ve sosyolojinin bağımsız bir disiplin olarak kurulduğu dönem olan 19. yüzyıla ve dünya savaşlarıyla, ekonomik, sosyal ve siyasal krizlerle şekillenen 20. yüzyıla odaklanmaktadır. Hobsbawm aşağıdan tarih yaklaşımı ile toplumun farklı tabakalarını ele alarak hem tarihin hem de sosyolojinin bilgi alanına katkıda bulunmuştur. Sıradan insanları tarihin esas aktörü olarak gören Hobsbawm'a göre tarih, siyasetin yanına sanatın, dinin, sosyal hayatın, ekonominin eklendiği geniş bir bütündür. Hobsbawm tarih değerlendirmelerinde yer yer farklı coğrafyalara da değinse bile değerlendirmeleri büyük ölçüde Avrupa'yı merkeze almaktadır.İkinci bölümde, Hobsbawm'ı etkileyen ve entelektüel altyapısını oluşturan teorisyenler ve çalışmaları, Hobsbawm'ın çerçevelerinden hareketle ele alınmıştır. Marx, Engels, Lenin, Luxemburg, Gramsci'nin eserleri ve fikirleri Hobsbawm'ın çalışmalarından değerlendirilmiştir.Üçüncü bölümde Hobsbawm'ın iki temel çalışma alanından ilki olan toplumsal hareketler değerlendirilmiş, modern ve modern öncesi toplumsal hareketlere ilişkin değerlendirmeleri ele alınmıştır. Bu çerçevede toplumsal hareketler döneme göre ise pre-politik ve politik olarak ve aktöre göre işçi ve köylü olarak ayrılmıştır. Bu ayrımlar arasındaki tarihsel süreklilik Hobsbawm'ın görüşlerinden hareketle vurgulanmıştır.Dördüncü bölümde Hobsbawm'ın ikinci temel çalışma alanı olan dünya tarihi incelenmiştir. Farklı ülkelerdeki tanınırlığına en çok katkı sağlayan dünya tarihi çalışmalarında Hobsbawm emperyalizmin gelişimini ve yayılmasını konu edinmiştir.Anahtar Kelimeler: Eric J. Hobsbawm, İngiliz Marksizmi, Toplumsal Hareketler, Sosyal Tarih, Marksist Tarihçilik, Dünya Tarihi, Aşağıdan Tarih This thesis is a sociological research on the life and works of Eric Hobsbawm (1917-2012). This study consists of four chapters.In the first chapter, Hobsbawm's biography and his conception of history have been evaluated sociologically. As a multilingual and multicultural intellectual, Hobsbawm is now recognized within the British Marxist Historians Group. His historiography focuses on the 19th century when industrialization was ensured and sociology was established as an independent discipline, and on 20th century which was shaped by World wars, economic, social and political crisis. Hobsbawm has contributed to the field of knowledge of history as well as to the field of knowledge of sociology, by considering the different strata of society with history from below approach. According to Hobsbawm who considers common people as the main actor of history, history is a broad base includes art, religion, social life and economy besides politics. Although Hobsbawm mentions about different geographies in historical evaluations, it can be said that his evaluations are European based. In the second chapter, theorists and their work, which influenced Hobsbawm and formed his intellectual infrastructure, were taken into consideration from the frames of Hobsbawm. Marx, Engels, Lenin, Luxemburg, Gramsci's works and ideas were evaluated from Hobsbawm's studies.In the third chapter, social movements, as the first of Hobsbawm's two main fields of study, have been evaluated, modern and pre-modern social movements are discussed. In this context, the movements are explained by periods which are pre-political and political movements and by the actors who are workers and peasants. The historical continuity between these distinctions is emphasized on the basis of Hobsbawm's views.In the fourth chapter, world history, as the second of Hobsbawm's two main fields of study, has been evaluated. In world history studies which contributed the most to the recognition in different countries, he studied the development and spread of imperialism.Keywords: Eric J. Hobsbawm, British Marxism, Social Movements, Social History, Marxist History, World History, History from below 123
- Published
- 2019
18. Sociology of Ferdinand Tonnies and its position in german social science tradition
- Author
-
Güner, Muhammed Oğuzhan, Akyurt, Mehmet Ali, and Sosyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Sociology ,Sosyoloji - Abstract
Alman sosyolog Ferdinand Tönnies sadece Almanya'da değil, dünyada da sosyolojinin kurucu isimlerindendir. Sosyolojiye yaptığı katkıların başında, ideal tip olarak kullandığı Gemeinschaft ve Gesellschaft kavramları üzerinden gerçekleştirdiği toplum analizi gelmektedir. Tönnies'in önemi sosyoloji anlayışını hem tarihsel hem teorik bağlamda temellendirmesinden kaynaklanır.Tönnies'in sosyolojisi hakkında Türkiye'de henüz kapsayıcı bir çalışma yapılmamış olması, bu tezin yazılmasında tetikleyici olmuştur. Diğer önemli neden ise Tönnies'in kavramlarında gömülü olan sosyolojik mirasın ortaya çıkarılması arzusudur. Bu mirasın temelinde yatan toplumsal birlik arayışı ise büyük oranda Tönnies'in modernlikte gördüğü ve Gemeinschaft'tan Gesellschaft'a geçişle gösterdiği anlam kriziyle ilgilidir. Bu çalışma Tönnies'in sosyolojisini, kavramlarını anlamak, açıklamak ve yorumlamak kaygısıyla gerçekleştirilmiş ve klasik bir sosyologun tarihsel önemi vurgulanmıştır. Çalışmada Tönnies'in eserlerinin Almanca orijinalleri ve İngilizce çevirileri esas alınmıştır. Tönnies'in hayatı bağlamında sosyoloji kimliğinin oluşmasına özel bir yer ayrılmıştır. Çünkü bir sosyologun anlaşılması ancak kişisel yaşamı ile içerisinde bulunduğu tarih ve coğrafya arasında ilişki kurularak mümkün olacaktır. Tönnies'in izleri çağdaş sosyolojide de takip edilebilir. Tönnies üzerine yapılan çalışmalara odaklanan bu iz sürme Almanya, Fransa, ABD ve Türkiye ile sınırlandırılmıştır. Çalışmada Tönnies sosyolojisinin felsefi arka planına da yer verilmiştir. Hobbes'un doğrudan ve Rousseau'nun dolaylı katkısı Tönnies'in düşünce sistemini geliştirmesinde etkili olmuştur. Tezde Tönnies'in tüm çalışmalarına sirayet eden iki temel kavramı, Gemeinschaft ve Gesellschaft, detaylı bir şekilde irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Ferdinand Tönnies, Gemeinschaft, Gesellschaft, Saf Sosyoloji, Modernlik Eleştirisi The German sociologist Ferdinand Tönnies is one of the founders of sociology not only in Germany but also in the world. Gemeinschaft and Gesellschaft are the two main concepts that are used as the ideal type at the Tönnies' sociology. The importance of Tönnies originates from its grounding in the historical and theoretical context of sociology.In Turkey, about Tönnies, there is no a comprehensive study yet. Another important reason is the desire to uncover the sociological heritage embedded in the concepts of Tönnies. The basis of this heritage is the search for social unity. The trigger of the search for this unity is the meaning crisis Tönnies sees in modernity. The meaning crisis shows itself in the transition from Gemeinschaft to Gesellschaft.This study was carried out with the concern of understanding (verstehen), explaining and interpreting the sociology and concepts of Tönnies and emphasized the historical importance of a classical sociologist. In this study, It is worked German origin text and English translations. In the context of Tönnies's life, a special place has been created for the formation of the identity of sociology. Because the understanding of a sociologist will only be possible by establishing a relationship between his personal life and his history and geography.Traces of Tönnies can be followed in contemporary sociology. In this thesis that were limited with scheme Germany, France, the US and Turkey. The study also included the philosophical background of Tönnies sociology. Hobbes's direct and Rousseau's indirect contribution has been instrumental in developing Tönnies' thought system. In this thesis, two basic concepts of Tönnies, Gemeinschaft and Gesellschaft, were examined in detail. Keywords: Ferdinand Tönnies, Gemeinschaft, Gesellschaft, Pure Sociology, Criticism of Modernity 115
- Published
- 2019
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.