Search

Five songs ("My Crying Took Time", "ItSuits Us Keep Slient", "Antidepressant Smile", "LevlaQuited" and "You Love Him")in thealbum "The Story of Levlâ" released by The Model Band wereanalyzed in the context of the mourning process of “Levla”, who was thought toexhibit borderline personality structure characteristics, after she wasabandoned by her beloved. It is seen in the first five songs of the album thatthe five stages of grief, denial, anger, bargaining, depression and acceptancewere experienced respectively. It is thought that the borderlinestructure which experienced the certain stages of the mourning process afterseparation, externalized the meanings she ascribed towards the relationship shehad and the partner she was abandoned by through the lyrics at each stage. Themeanings of these lyrics and their emotions were handled in the context of theintegrative psychotherapy, the referred content analysis was examined with theanalysis method making use of cross theory. In addition, the subjects of theimportance of the mourning process after any loss in terms of humanpsychological health and development, the psychological reactions resultingfrom the absence of mourning process and the pathological grief are among thetopics to be discussed in the presentation content of the study., Model müzik grubunun çıkarmış olduğu"Levlâ' nın Hikâyesi" albümündeki beş şarkı (Ağlamam Zaman Aldı, BizeSusmak Yakışır, Antidepresan Gülümsemesi, Levlâ Vazgeçti, Sen Ona Âşıksın),borderline kişilik örüntüsü özellikleri sergilediği düşünülen "Levlâ"karakterinin sevgilisi tarafından terk edilmesi sonucu yaşadığı yas sürecibağlamında incelenmiştir. Beş yas evresinin (inkâr, öfke, pazarlık,depresyon ve kabullenme) sırasıyla yaşandığı, albümün ilk beş şarkısındagörülmektedir. Ayrılık sonrası yas sürecinin belli aşamalarını deneyimleyen borderlineyapının, her bir aşamada, yaşadığı ilişkiye ve ayrılık yaşadığı partnerineyönelik yüklediği anlamları, şarkı sözleri aracılığıyla dışa vurduğudüşünülmektedir. Bu şarkı sözlerinin anlamları ve aksettiği duygular, bütüncülpsikoterapi bağlamında ele alınmış, başvurulan içerik analizi çözümleme yöntemiile kuramlar arası bir gezinti yapılarak incelenmiştir. Bunların yanı sıra,herhangi bir kayıp sonrasında yaşanılan yas sürecinin, insanın psikolojiksağlığı ve gelişimi açısından ne tür bir öneme sahip olduğu, yas sürecininyaşanmaması sonucu açığa çıkan psikolojik tepkiler ve “patolojik yas” konuları çalışmanın sunum içeriğindetartışılacak konular arasında bulunmaktadır.

56 VI.ÖZET Bu çalışmada Sivas il merkezinde dissosiyatif bozuklukların yaygınlığının saptanması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini sonuçların Sivas il merkezine genellenebileceği biçimde tabakalı örneklem yöntemiyle seçilen 500 hanedeki 994 denek oluşturmuştur. Deneklere 1995 yılı Temmuz ayında `Sosyodemografik Bilgi Formu`, DES ve DDIS uygulanmış veriler bilgisayarda değerlendirilmiştir. Toplumda DES puanı %20 ve üzerinde olanların oranı % 4.83, en düşük DES puanı 0, en yüksek DES puanı 1490 olarak bulunmuştur. Toplumda psikojenik amnezi % 1.0, atipik dissosiyatif bozukluk % 0.6, depersonalizasyon bozukluğu %0.3, ÇKB % 0.4 bulunmuştur. Dissosiyatif bozuklukların eskiden sanıldığından daha sık olduğu için klinik değerlendirmelerde dissosiyatif bozukluklar için sistematik bilgi almanın tanısal değerlendirmede rutin olarak yer alması önerilebilir. 98

ÖZET SİVAS İL MERKEZİNDE KONVERSİYON BOZUKLUĞUNUN ÖZELLİKLERİ Konversiyon bozukluğu, organik sebeplerle açıklanamayan bir ya da daha fazla belirtinin görüldüğü bir bozukluk olarak tanımlanır. Bu çalışmada Sivas il merkezinde konversiyon bozukluğunun yaygınlığı ve bazı sosyodemografik değişkenlerle ilişkisinin saptanması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, sonuçların il merkezine genellenebileceği biçimde tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilen 1114 birey oluşturdu. Araştırma iki aşamada gerçekleştirildi. İlk aşamada, daha önce saptanan 500 hanedeki 18-65 yaş aralığındaki (n=l 114) kişilere sosyodemografik bilgi formundaki sorular ve konversiyon bozukluğunun DSM-IV tanı ölçütleri yüz yüze görüşülerek soruldu. İkinci aşamada, konversiyon bozukluğu saptanan kişilere Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği, Somatoform Dissosiyasyon Ölçeği ve Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği-28 uygulandı. Konversiyon bozukluğunun nokta yaygınlığı %10.1, son bir yıldaki yaygınlığı %12.5, yaşam boyu yaygınlığı ise %16.0 olarak bulunmuştur. Konversiyon bozukluğu kadınlarda, evlilerde, düşük eğitim düzeyinde olanlarda ve 25-34 yaş grubunda daha yüksek oranda bulundu. Konversiyon bozukluğu olan 178 hastanın 76'sı (%42.6) yalancı nöbet, 27'si (%15.4) motor belirtiler, 11 'i (%6.1) duyusal belirtiler göstermekteyken, 64'ü (%35.9) karışık belirtiler göstermekteydi. Konversiyon bozukluğu olanlarda çocukluk çağı travmaları, depresyon ve dissosiyatif bozukluklara yatkınlık kontrol grubundan daha yüksek oranda bulundu. Anahtar Sözcükler: Konversiyon bozukluğu, epidemiyoloji, sosyodemografik özellikler, dissosiyatif bozukluklar, çocukluk çağı travmaları, depresyon. iv ABSTRACT CHARACTERISTICS OF CONVERSION DISORDER IN SIVAS Conversion disorder is defined as a disorder characterised by the presence of one or more symptoms that can not be explained by any organic cause. In this study, it is aimed to establish a relationship between prevalance of conversion disorder and some sociodemographic variables in the city center of Sivas. Sample of study consists of 1114 individuals who have been selected with stratified sampling method so the results could be applied to the city center. The study is executed in two steps. In the first step, questions of the form of the sociodemographic information and symptoms of conversion disorder according to the criteria DSM-IV are asked face-to-face to the idividuals between 18-65 ages (n=1114) in 500 prearranged households. In the second step, Hamilton Depression Rating Scale, Childhood Trauma Questionnaire-28, Somatoform Dissociation Questionnaire are applied to the people who are fixed. It is determined that the conversion disorder dependence was %10.1 point prevalance, %12.5 for the last one year prevalance, was %16.0 for the lifetime prevalance. It is detemined that the conversion disorder dependence was found higher in females, in married, in low education level, in the group of 25-34 age of people. 76 of 178 patients with conversion disorder (%42.6) had pseudoseizures, 27 had motor deficits (%15.4), 11 had sensorial deficits (%6.1), 64 had mixed defisits (%35.9). We found that childhood trauma, predisposition to dissociative disorders and depression in conversion disorder was higher than the control group. Key Words: Conversion disorder, epidemiology, sociodemographic characteristics, dissociative disorders, childhood trauma, depression. 70

VI ÖZET Bu çalışmada Sivas il merkezinde başka bir yerde sınıflandırılmamış dürtü kontrol bozukluklarının yaygınlığının saptanması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemi sonuçların Sivas il merkezine genellenebileceği biçimde tabakalı örneklem yöntemiyle seçilen 500 hanedeki 1184 denek (18-65) oluşturmuştur. Deneklere 1999 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında Sosyodemografik Bilgi Formu, DSM-IV başka bir yerde sınıflandırılmamış dürtü kontrol bozukluğu tanı ölçütleri uygulandı. Çalışmanın ikinci aşamasında DKB olan bireylere SCID-II ADÖ, SCL-90-R. uygulandı ve veriler bilgisayarda değerlendirildi. Toplumda aralıklı patlayıcı bozukluk % 0.59, patolojik kumar oynama % 0.84 oranında bulunmuştur. Piromani, kleptomani, trikotillomani bulunamamıştır. Çalışmanın ikinci aşamasında DKB'li bireylerin 1 Tinde kişilik bozukluğu saptandı. En sık görülen kişilik bozukluğu antisosyal ve borderline kişilik bozukluğuydu. Kişilik bozukluğu olan bireylerde Aile Değerlendirme Ölçeği ve SCL-90-R alt ölçek puanlarının daha yüksek olduğu görüldü. Başka bir yerde sınıflandırılmamış dürtü kontrol bozukluklarının klinik değerlendirmelerde, sistematik bilgi almanın tanısal değerlendirmede rutin olarak yer alması önerilebilir. 42 SUMMARY The aim of this study is to find out the prevalance of the impulse control disorders which are not classified elsewhere in center area of Sivas. The method of sampling chosen is stratified sampling in order to generalize the results obtained in center area of Sivas. The 1 184 partcipants in the research were selected from 500 houses between the ages 18-65 impulse control disorders not hitherto classified elsewhere, sociodemographic knowledge form and DSM-IV were applied on diagnostic criteria to the participants during July-August 1999. In the second phase of the study, SCID-II, Family Assessment Scale and SCL-90-R were applied to the participants who had suffered fom the impulse control disorders classified not elsewhere and data were evulated by the computer. It was found out that 0.59 % percentage of participants had suffered from the intermittant explosive disorder and 0.84 % percentage participants had suffered from the pathologic gambling in this society. In the second phase of this study, it was found out that 1 1 participants had suffered from personality disorder; this participants had also suffered from impulse control disorder not elsewhere classified. In the participants with personality disorder, it was observed that the scale of measure points pertaining to Family Assessment Scale and SCL-90-R were higher. Impulse control disorder not elsewhere classified can be advised in order to obtain systematic knowledge for diagnostic evaluations. This also can be proposed as a routine method continually applied to obtain knowledge in similar cases. 43 61