67 results on '"Aytekin, Mustafa"'
Search Results
2. İklim Değişikliğine Uyum Kapsamında Kırılganlık, Direnç Kapasitesi ve Arazi Kullanımı Değerlendirilmesi: Balıkesir-Susurluk Havzası Örneği
- Author
-
AYTEKİN, Mustafa, primary and SERENGİL, Yusuf, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
3. Modification of Schmertmann-Hartman-Brown method to estimate immediate (elastic) settlement of shallow foundations
- Author
-
Aytekin, Mustafa, primary
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. Effects of backfill on seismic behavior of rectangular tanks
- Author
-
Livaoglu, Ramazan, Cakir, Tufan, Dogangun, Adem, and Aytekin, Mustafa
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
5. Impact of wetting–drying cycles on the hydraulic conductivity of liners made of lime-stabilized sand–bentonite mixtures for sanitary landfills
- Author
-
Akcanca, Fehime and Aytekin, Mustafa
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
6. Prediction of swelling pressures of expansive soils using soft computing methods
- Author
-
Ikizler, S. Banu, Vekli, Mustafa, Dogan, Emrah, Aytekin, Mustafa, and Kocabas, Fikret
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
7. Prediction of swelling pressures of expansive soils using artificial neural networks
- Author
-
Ikizler, S. Banu, Aytekin, Mustafa, Vekli, Mustafa, and Kocabaş, Fikret
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
8. A comparison of landslide susceptibility mapping of the eastern part of the North Anatolian Fault Zone (Turkey) by likelihood-frequency ratio and analytic hierarchy process methods
- Author
-
Demir, Gökhan, Aytekin, Mustafa, Akgün, Aykut, İkizler, Sabriye Banu, and Tatar, Orhan
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
9. Experimental and numerical investigation of slope stabilization by stone columns
- Author
-
Vekli, Mustafa, Aytekin, Mustafa, Banu İkizler, S., and Çalik, Ümit
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
10. Effect of wetting–drying cycles on swelling behavior of lime stabilized sand–bentonite mixtures
- Author
-
Akcanca, Fehime and Aytekin, Mustafa
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
11. Finite Element Modeling of Swelling Soil Pressures Using Joint/Interface Elements
- Author
-
Şenol, Ahmet and Aytekin, Mustafa
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
12. Alçı Esaslı Mineral İşlem Atığının Ticari Alçı Bünyelerde Kullanım Şartlarının Araştırılması
- Author
-
BAŞPINAR, Mustafa Serhat, primary and AYTEKİN, Mustafa, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
13. Modification of the effective area method on two-way loaded shallow foundations
- Author
-
Aytekin, Mustafa, primary
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
14. Kalsiyum sülfat esaslı bor atığının alçı içerisindeki etkilerinin incelenmesi
- Author
-
Aytekin, Mustafa, Başpınar, Mustafa Serhat, and Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Metalurji Mühendisliği ,Metallurgical Engineering ,Anhydrous gypsum - Abstract
Bu araştırmada, Kütahya-Emet borik asit fabrikasının, bor işletme endüstrisinin üretim esnasında, bünyesinde depolama ve çevresel sorunlar oluşturan, büyük oranda CaSO42H2O içeren işlem atığının, şahit alçı içerisinde kullanılabilirliği araştırılmıştır. Atığın mineralojik, termal ve kimyasal özellikleri incelenmiştir. Sabit sıcaklıkta (120 oC) ve farklı sürelerde (12 ve 24 saat) kalsinasyon işlemleri ile atık hemihidrat yapıya dönüşüm şekli belirlenmiştir. Şahit alçıya işlemsiz ve kalsineli atıkların artan oranlarla ilave edilen numunelerin mekanik, fiziksel ve çalışabilirlik özelliklerine yaptığı etkileri değerlendirilmiştir. Kısmi kalsine olmuş atığın hidratasyon hızını yavaşlatmak için yardımcı katkı maddeleri olarak sitrik asit, malik asit ve tartarik asit kullanılmıştır. Bu katkıların ilaveleri ile etkileri tespit edilmiştir. İşlemsiz ve kısmi kalsineli atık ilavesi ile şahit alçının çalışabilirliğinin, bulk yoğunluk ve mukavemetlerinin azaldığı görülmüştür. Yapılan çalışmalarda, yardımcı katkı olarak kullanılan sitrik asit ve malik asit çalışabilirliği olumlu etkisi görülse de, mekanik ve fiziksel özellikleri olumsuz etkilediği görülmüştür. Bu çalışmalar sonucunda tartarik asit ilavesi kullanılarak şahit alçının çalışabilirlik değerlerine ulaşılabildiği tespit edilmiştir. Böylece atığın şahit alçı bünyesinde tartarik asit katkısı ilave etmek şartıyla kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. In this study, the usability of the Kütahya-Emet boric acid factory, boron processing industry during production, process waste containing CaSO42H2O, which creates storage and environmental problems in its structure, was investigated. Mineralogical, thermal and chemical properties of waste have been studied. The process of calcination at constant temperature (120 oC) and at different times (12 and 24 hours) has determined the conversion of waste hemihidrat to structure. The effects of the samples added to the plaster with increased rates of untreated and calcined wastes on mechanical, physical and workability properties were evaluated. Citric acid, malic acid and tartaric acid were used as auxiliary additives to slow the hydration rate of partial calcined waste. The effects of these contributions were determined with the addition. With the addition of untreated and partial calcined waste, it has been observed that the workability of the witnessing plaster is reduced in bulk density and strength. In the studies, citric acid and malic acid workability as auxiliary additives has a positive effect, but it has a negative effect on mechanical and physical properties. As a result of these studies, it was determined that the workability values of the witnessing plaster can be reached using the addition of tartaric acid. Thus, it has been concluded that the waste can be used on the condition that tartaric acid additives are added within the witness plaster.
- Published
- 2019
15. İnvestigation on the effect of calcium sulphate based boron waste in gypsum
- Author
-
Aytekin, Mustafa and Başpınar, Mustafa Serhat
- Subjects
Atık ,Katkı ,Borojips ,Çalışabilirlik ,Alçı - Abstract
Bu araştırmada, Kütahya-Emet borik asit fabrikasının, bor işletme endüstrisinin üretim esnasında, bünyesinde depolama ve çevresel sorunlar oluşturan, büyük oranda CaSO42H2O içeren işlem atığının, şahit alçı içerisinde kullanılabilirliği araştırılmıştır. Atığın mineralojik, termal ve kimyasal özellikleri incelenmiştir. Sabit sıcaklıkta (120 oC) ve farklı sürelerde (12 ve 24 saat) kalsinasyon işlemleri ile atık hemihidrat yapıya dönüşüm şekli belirlenmiştir. Şahit alçıya işlemsiz ve kalsineli atıkların artan oranlarla ilave edilen numunelerin mekanik, fiziksel ve çalışabilirlik özelliklerine yaptığı etkileri değerlendirilmiştir. Kısmi kalsine olmuş atığın hidratasyon hızını yavaşlatmak için yardımcı katkı maddeleri olarak sitrik asit, malik asit ve tartarik asit kullanılmıştır. Bu katkıların ilaveleri ile etkileri tespit edilmiştir. İşlemsiz ve kısmi kalsineli atık ilavesi ile şahit alçının çalışabilirliğinin, bulk yoğunluk ve mukavemetlerinin azaldığı görülmüştür. Yapılan çalışmalarda, yardımcı katkı olarak kullanılan sitrik asit ve malik asit çalışabilirliği olumlu etkisi görülse de, mekanik ve fiziksel özellikleri olumsuz etkilediği görülmüştür. Bu çalışmalar sonucunda tartarik asit ilavesi kullanılarak şahit alçının çalışabilirlik değerlerine ulaşılabildiği tespit edilmiştir. Böylece atığın şahit alçı bünyesinde tartarik asit katkısı ilave etmek şartıyla kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. In this study, the usability of the Kütahya-Emet boric acid factory, boron processing industry during production, process waste containing CaSO42H2O, which creates storage and environmental problems in its structure, was investigated. Mineralogical, thermal and chemical properties of waste have been studied. The process of calcination at constant temperature (120 oC) and at different times (12 and 24 hours) has determined the conversion of waste hemihidrat to structure. The effects of the samples added to the plaster with increased rates of untreated and calcined wastes on mechanical, physical and workability properties were evaluated. Citric acid, malic acid and tartaric acid were used as auxiliary additives to slow the hydration rate of partial calcined waste. The effects of these contributions were determined with the addition. With the addition of untreated and partial calcined waste, it has been observed that the workability of the witnessing plaster is reduced in bulk density and strength. In the studies, citric acid and malic acid workability as auxiliary additives has a positive effect, but it has a negative effect on mechanical and physical properties. As a result of these studies, it was determined that the workability values of the witnessing plaster can be reached using the addition of tartaric acid. Thus, it has been concluded that the waste can be used on the condition that tartaric acid additives are added within the witness plaster.
- Published
- 2019
16. Web Proxy Log Data Mining System for Clustering Users and Search Keywords
- Author
-
BİLGİN, Turgay and AYTEKİN, Mustafa
- Subjects
Engineering ,Mühendislik ,Data mining,Document clustering,Graph clustering,web mining - Abstract
In this study, Internet users wereclustered by the search keywords which they type into search bars of searchengines. Our proposed software is called UQCS (User Queries Clustering System) andit was developed to demonstrate the efficiency of our hypothesis. UQCSco-operates with the Strehl’s relationship based clustering toolkit andperforms segmentation on users based on the keywords they use for searching theweb. Internet Proxy server logs were parsed and query strings were extractedfrom the search engine URL’s and the resulting IP-Term matrix was convertedinto a similarity matrix using Euclidean, Jaccard, Cosine Distance and PearsonCorrelation Distance metrics. K- Means and graph-based OPOSSUM algorithm wereused to perform clustering on the similarity matrices. Results were illustrated by using CLUSIONvisualization toolkit.
- Published
- 2017
17. Web Proxy Log Data Mining System for Clustering Users and Search Keywords
- Author
-
Bilgin, Turgay Tugay, Aytekin, Mustafa Koray, and Bilgin, Turgay Tugay
- Subjects
[No Keywords] - Abstract
In this study, Internet users were clustered by the search keywords which they type into search bars of search engines. Our proposed software is called UQCS (User Queries Clustering System) and it is developed to demonstrate the efficiency of our hypothesis. UQCS co-operates with the Strehl’s relationship based clustering toolkit and performs segmentation on users based on the keywords they use for searching the web. Internet Proxy server logs were parsed and query strings were extracted from the search engine URL’s and the resulting IP-Term matrix was converted into a similarity matrix using Euclidean, Jaccard, Cosine Distance and Pearson Correlation Distance metrics. K- Means and graph-based OPOSSUM algorithm were used to perform clustering on the similarity matrices. Results were illustrated by using CLUSION visualization toolkit.
- Published
- 2017
18. Estimating bearing capacity of shallow foundations by artificial neural networks
- Author
-
Aytekin, Mustafa, primary
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
19. Tıraşlama kesiminin toprak nemi ve sıcaklığı ile otsu bitkilerin gelişimi üzerindeki etkisi
- Author
-
Aytekin, Mustafa, Gökbulak, Ferhat, and Orman Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Forestry and Forest Engineering ,Ormancılık ve Orman Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Belgrad ormanı içerisinde meşe – gürgen karışık ormanında tıraşlama kesiminin toprak özellikleri, toprak sıcaklığı ve toprak nemi ile otsu vejetasyonun gelişimi üzerindeki etkisini belirlemektir. Toprak örnekleri birbiri ile komşu iki parselden, 0 – 5 cm toprak derinliğinden alınmıştır. Örnek alınan bu toprak örneklerinin; permeabilite, hacim ağırlığı, tekstür, erodibilite, tane yoğunluğu, boşluk hacmi, organik madde, toprak reaksiyonu, elektrik iletkenliği, toprak iskelet içeriği ve maksimum su tutma kapasitesi araştırılmıştır. Analizler sonucunda elde edilen veriler eşlenikli t testi ile istatiksel olarak karşılaştırılmıştır. Toprak sıcaklığı 50 cm toprak derinliğinden ve toprak nemi 1 metre toprak derinliğinden 1 saat arayla 1 yıl boyunca hem açık alanda hem de ormanlık alanda ölçülmüş ve kayıt edilmiştir. Toprak nemi ve toprak sıcaklığı değerleri eşlenikli t testi ile istatiksel olarak karşılaştırılmıştır. Vejetasyon ile ilgili yapılan arazi çalışmalarında ise bitki türleri, bitki sıklığı ve frekansı, vejetasyon örtüsü alanı, toprak üstü biomas miktarı ve Shannon indeksine göre tür çeşitliliği araştırılmıştır. Vejetasyon örtüsü alanı kuadrat yöntemi ile sabit transekt hatları boyunca 8 ay süre ile hem açık alanda hem de ormanlık alanda ölçülmüştür. Toprak üstü biomas için transekt hatları boyunca rastgele kuadrat konularak açık alandan 20 tane, ormanlık alandan 20 tane olmak üzere toplamda 40 tane örnek toprak yüzeyinden biçilerek alınmıştır. Açık alan ve ormanlık alanda bulunan ortak türlerin sayısı eşlenikli t testi kullanılarak analiz edilmiştir. Açık alan ve ormanlık alan için toprak üstü biomas miktarı da Eşlenikli t testi ile istatiksel olarak karşılaştırılmıştır. Açık alan ve ormanlık alandaki vejetasyon örtüsü analizi için ise ANOVA (iki faktörlü) kullanılarak analiz edilmiş, ortalamalar Tukey testi ile karşılaştırılmıştır. Tür çeşitliliğini belirlemek için tür sayısı dikkate alınarak Shannon indeksi kullanılmıştır.Toprak ve yağış suyu örnekleri yağış olaylarına bağlı olarak haftalık olarak toplanmıştır. Toprak ve yağış suyu örnek miktarına bağlı olarak; pH, EC, askıda katı madde miktarı, bulanıklık ve renk gibi parametreler analiz edilmiştir. Toprak ve yağış suyu analiz sonuçlarına göre ANOVA (tek etken) kullanılarak analiz edilmiş ve ortalamalar Tukey testi ile karşılaştırılmıştır.Analiz sonuçlarına göre tıraşlama kesiminin; ortalama, maksimum ve minimum toprak sıcaklıkları ile ortalama toprak nemi üzerinde istatistiksel olarak önemli etkisi bulunmuştur (P < 0,05). Sonuçlara göre, ortalama nem açık alanda volümetrik olarak 0,37 ve ormanlık alanda 0,32 bulunmuştur. Açık alanda; ortalama toprak sıcaklığı, maksimum toprak sıcaklığı ve minimum toprak sıcaklığı sırasıyla 15,9oC, 26oC, 5,3oC bulunmuştur. Ormanlık alanda ise ortalama toprak sıcaklığı, maksimum toprak sıcaklığı ve minimum toprak sıcaklığı sırasıyla 14,5oC, 20,9oC, 6,8oC bulunmuştur. Toprak örnekleri analiz sonuçlarına göre ise permeabilite, tekstür, tane yoğunluğu, pH, EC ve toprak iskelet içeriği açık alan ve ormanlık alanda benzerlik göstermiştir (P > 0,05). Bunun aksine hacim ağırlığı, erodibilite, organik madde, boşluk hacmi ve maksimum su tutma kapasitesi açık alan ve ormanlık alanda istatistiksel olarak farklılık göstermiştir (P < 0,05).Vejetasyon analiz sonuçlarına göre ise açık alanda 40 tür, ormanlık alanda 20 tür tespit edilmiş olup, 15 türün ise her iki alanda da geliştiği görülmüştür. Ormanlık alanda en fazla bulunan tür Epimedium pubigerum (DC.) Moren & Decaisne (18,27/m2) iken açık alanda ise Doronicum orientale Hoffm. (13,8/m2) bulunmuştur. Vejetasyon örtüsü alanlarının aylara göre etkileşimi karşılaştırıldığında ise istatistiksel olarak önemli bir fark saptanmamıştır (P > 0,05). Toprak üstü biomas miktarları arasında ise istatistiksel olarak bir fark olduğu bulunmuştur ( P < 0,05). Shannon çeşitlilik indeksine göre tür çeşitliliği ise açık alanda (1,329), ormanlık alanda (0,908) bulunmuştur. Ayrıca, açık alandaki (0,577) vejetasyon dağılımı ormanlık alana (0,394) göre daha düzenli bulunmuştur.Toprak suyu analizi sonuçlarına göre; yağış suyu, açık alan toprak suyu ve ormanlık alan toprak suyu için pH, EC, bulanıklık ve toplam askıda katı madde miktarı arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmuştur (P < 0,05). Renk bakımından yağış suyu, açık alan toprak suyu ve ormanlık alan toprak suyu arasında ise istatistiksel olarak bir fark bulunmamıştır ( P > 0,05). The objective of this study was to investigate effects of clear-cutting on selected soil characteristics and diversity of herbaceous plant species in oak – hornbeam mixed forest in Belgrad Forest. Soil samples were collected from 0 – 5 cm soil depth in a forest plot and an adjacent clearcut plot. Soil samples were analyzed for texture, bulk density, particle density, porosity, hydraulic conductivity, saturation capacity, pH, electrical conductivity, dispersion ratio, organic matter and soil fraction rates. Also, soil temperature and moisture have been recorded at 0,5 and 1 m soil depths respectively with hourly interval in both treatment and control plots for 12 months. Data were analysed by using Paired-samples t test.This study also investigated growth performanced of herbaceous vegetation, abundance plant species, their density, frequency, cover and amount of above-ground biomass and species diversity by using Shannon index in clearcut plot and treatment plot. Vegetation sampling was done by using quadrate method in both treatment and control plots for 8 months. Amount of above-ground biomass was collected with random quadrature in both treatment and control plots. Data were analysed by using Paired-samples t test for amount of above-ground biomass and common species in both study sites. Data were analysed by using ANOVA and means were compared with Tukey test for vegetation cover.Soil water and rain water samples were collected on a weekly basis depending on precipitation events. Soil water samples were analysed for pH, EC, turbidity, colour and suspended solid. Data were analysed by using ANOVA and means were compared with Tukey test.Results showed that clear-cutting significantly affected average, maximum, minimum soil temperature and average soil moisture (P < 0,05). Results showed that the average daily soil temperatures were 15,9oC and 14,5oC in the treatment and control plots, respectively. On the other hand, the average daily maximum soil temperatures were 26oC and 20,9 oC, the average daily minimum soil temperatures were 5,3oC and 6,8oC in the treatment and control plots, respectively. The average volumetric soil moistures were 0,37 in treatment plot and 0,32 in control plot. Also, results showed that soil characteristics under the treatment plot differed significantly from those under the control plot for bulk density, erodibility, organic matter, saturation capacity and porosity (P < 0,05). In contrast, significant differences were not found between soil of treatment and control plots for soil texture, particle density, soil fraction rates, pH, EC and hydraulic conductivity (P > 0,05).According to vegetation analyses, 40 species were identified in the treatment plot while 20 species in control plot. Both study sites had 15 plant species in common. The most abundant species was Epimedium pubigerum (DC.) Moren & Decaisne (18,27/m2) in control plot while Doronicum orientale Hoffm. (13,8/m2) in treatment plot. Results showed that plant density and amount of above-ground under the control plot differed significantly from that under the treatment plot (P < 0,05) whereas vegetation cover was not significantly differed in both treatment and control plots (P > 0,05). According to Shannon index, species diversity of treatment plot (1,329) was greater than the control plot (0,577). Also, vegetation distribution was much more uniform in the treatment plot (0,577) compared to the control plot (0,394).Results revealed that clearcutting of wood vegetation significantly affected soil water parameters and pH, EC, turbidity, suspended solid particle and colour values of the soil water increased after clearcutting. 133
- Published
- 2016
20. Kireç ve Çimento ile Stabilizasyon
- Author
-
AYTEKİN, Mustafa and NAS, Evin
- Published
- 2015
21. Vekil sunucu verisi üzerinde veri madenciliği ile kullanıcı sorguları kümelemesi
- Author
-
Aytekin, Mustafa Koray, Bilgin, Turgay Tugay, Bilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı, Bilgin, Turgay Tugan, Maltepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, and Aytekin, Mustafa Koray
- Subjects
Web usage mining ,Arama günlükleri sorgusu ,Web kullanım madenciliği ,User clustering ,Query search logs ,Kullanıcı kümeleme ,Vekil sunucu günlükleri ,Proxy logs ,Data mining ,Veri madenciliği ,Computer Engineering and Computer Science and Control ,Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrol - Abstract
Bu tez çalışmasında Maltepe Üniversitesi vekil sunucusu üzerinden derlenen günlük dosyası önişlemeye tabi tutularak bölümleme tabanlı ve graf tabanlı kümeleme algoritmaları ile kümelenmiş ve sonuçlar CLUSION adlı yöntem ile görselleştirilmiştir. Kullanıcıların arama motorlarında yaptıkları sorgular, günlük dosyasından önişleme ile elde edilmiş ve kümeleme amacı ile kullanılmıştır. Toplam 5 bölümden oluşan tezin birinci bölümünde genel kavramlardan bahsedilmiştir. İkinci bölümde veri madenciliğinin genel tanımından, güncel sorunlarından, WWW ile olan ilişkisinden, üçüncü bölümde web madenciliği bileşenleri ve alt süreçlerinden, web madenciliğinde kullanılabilecek veri ve web madenciliğinin kullanım alanlarından bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde benzerlik ölçümleri ile k-means ve graf tabanlı kümeleme algortimaları ele alınmıştır. Beşinci bölümde uygulamanın geliştirilme aşamaları, kullanılan araçlar ve geliştirme ortamı başlığı altında Zemberek doğal dil işleme kütüphanesi ve graf tabanlı kümeleme yöntemleri içeren Strehl küme analizi kütüphanesi anlatılmıştır. Bu bölümde ayrıca çalışmada kullanılan veri kümesi ve önişleme süreci açıklanmış, elde edilen sonuçlar irdelenmiştir. Bu tez 2012 yılında tamamlanmıştır ve 97 sayfadan oluşmaktadır., In this master thesis, log files from web proxy server of Maltepe University have been preprocessed and clustered using partitioning and graph-based clustering algorithms. Results have been illustrated by using CLUSION algorithm. Queries performed by users on search engines have been compiled by processing proxy log files and are used for clustering. General concepts about data mining have been presented in first section of the thesis which actually has 5 sections. In second section general definition of Data Mining has been given with contemporary problems in the field. In this section also the points which WWW and Data Mining have in common are mentioned. In third section web mining components and sub processes, data that can be used in web mining and usage of web mining in industry have been discussed. In fourth section similarity measures, k-means and graph based clustering have been presented to be basis in the following section. In fifth section which is the last one, the phases of the application have been discussed while Zemberek NLP library and Strehl cluster analysis library have been presented under tools and environments heading. In this section also the data set which has been used in the study and preprocessing task has been discussed and the results are investigated. This thesis has been completed in 2012 and consists of 97 pages.
- Published
- 2012
22. Impact of adjacent footings on immediate settlement of shallow footings
- Author
-
Aytekin, Mustafa, primary
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
23. Stability analysis of slopes treated by stone columns
- Author
-
VEKLİ, Mustafa, AYTEKİN, Mustafa, İKİZLER, Sabriye Banu, and ÇALIK, Ümit
- Subjects
Taş kolon,stabilizasyon,şev stabilitesi,taşıma gücü,sonlu elemanlar modeli ,Stone Column,soil improvement,slope stability,bearing capacity,finite element methods - Abstract
Bu çalışmada, taş kolonla iyileştirilmiş evlerin stabilitesi deneysel olarak ve sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Deneyler, dikdörtgen kesitli küçük ölçekli bir kutu içerisine yerleştirilen evli yumuşak kil ile yapılmıştır. evli yumuşak kilin üstüne konulan bir temelin sınır taşıma gücü ve evin kaymaya karşı güvenlik sayıları bulunmuştur. Sayısal çalışmada kil ve çakıl iki boyutlu düzlem deformasyon koşullarında Mohr-Coulomb malzeme modeliyle temsil edilmiştir. Yapılan deneysel ve sayısal çalışmalardan elde edilen sonuçların uyum içinde olduğu görülmüştür. Bu uyumdan yola çıkarak, taş kolonların ev stabilitesine etkisinin araştırılması amacı ile bir ve iki tabakalı zemin kesitlerinin dikkate alındığı parametrik bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Parametrik çalışmada analizler, farklı ev açıları, farklı c/( γ H) oranları ve farklı s/D (Taş kolonların merkezleri arası mesafe/ Taş kolon çapı) oranları için yapılmıştır. Analizler sonucunda taş kolonların evlerin stabilitesini 1.25~1.51 kat artırdığı gözlenmiştir., In this study, stability of slopes that treated by stone columns has been investigated by experimentally using small scale laboratory model a s well as numerically using the finite element method. In the laboratory experiments, soft clay is placed in a small testing box that has a rectangular cross section. The soft clay has been g iven a sloped shape in the box. Ultimate bearing capacity of a footing that has been rested on upper side of the slope, and safety factor of the sloped soft clay against shear failure has been obs erved. Mohr-Coulomb material model has been employed for plane strain condition in the numerica l modeling of the soft clay. The results of experimental study and numerical model are compatib le. Since the results are compatible, one- layer and two-layer clay stratums are considered to investigate the effect of stone columns on the stability of slopes in hypothetical cases. In the h ypothetical cases, analyses have been performed for different angles of slopes, various ratios of c /( γ H) and s/D (distance between center of stone columns/diameter of stone columns). As a result of the study, it is concluded that the factor of safety is increased 1.25~1.51 times by stone columns.
- Published
- 2012
24. Landslide susceptibility mapping by frequency ratio and logistic regression methods: an example from Niksar–Resadiye (Tokat, Turkey)
- Author
-
Demir, Gokhan, primary, Aytekin, Mustafa, additional, and Akgun, Aykut, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
25. Impact of wetting–drying cycles on the hydraulic conductivity of liners made of lime-stabilized sand–bentonite mixtures for sanitary landfills
- Author
-
Akcanca, Fehime, primary and Aytekin, Mustafa, additional
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
26. Üsküdar İlçesi parklarında yaşayan böcekler
- Author
-
Aytekin, Mustafa, Mol, Torul, and Diğer
- Subjects
Insects ,Parks ,Forestry and Forest Engineering ,Ormancılık ve Orman Mühendisliği ,İstanbul-Üsküdar - Abstract
oz `Üsküdar ilçesi parklarında yaşayan böcekler` konulu yüksek lisans çalışması 1995-1996 yıllan içersinde ilçedeki mevcut parklarda yürütülmüştür. İstanbul'da artan nüfusun dinlenme (Rekreasyon) ihtiyaçlarını karşılamada büyük rolü olan Üsküdar ilçesindeki parkların büyüklükleri de dikkate alınarak belirlenen 13 tanesinde bu çalışma sürdürülmüştür. Bu çalışmada parklarda mevcut ağaç türleri üzerinde yaşayan Orfhoptera, Coleptera, Lepidoptera, Hymenoptera takımlarına ait 26 türün biyolojileri incelenmiştir. ABSTRACT The insects living in the parks of Üsküdar. This master dissertation which is about the insects of Üsküdar Parks, has been carried out in the parks of Üsküdar between 1995-1996. Organization of this study was performed in 13 different parks of Üsküdar which was chosen for their important roles and capacity to be sufficient for recreation of the increasing population of Istanbul. oz `Üsküdar ilçesi parklarında yaşayan böcekler` konulu yüksek lisans çalışması 1995-1996 yıllan içersinde ilçedeki mevcut parklarda yürütülmüştür. İstanbul'da artan nüfusun dinlenme (Rekreasyon) ihtiyaçlarını karşılamada büyük rolü olan Üsküdar ilçesindeki parkların büyüklükleri de dikkate alınarak belirlenen 13 tanesinde bu çalışma sürdürülmüştür. Bu çalışmada parklarda mevcut ağaç türleri üzerinde yaşayan Orfhoptera, Coleptera, Lepidoptera, Hymenoptera takımlarına ait 26 türün biyolojileri incelenmiştir. ABSTRACT The insects living in the parks of Üsküdar. This master dissertation which is about the insects of Üsküdar Parks, has been carried out in the parks of Üsküdar between 1995-1996. Organization of this study was performed in 13 different parks of Üsküdar which was chosen for their important roles and capacity to be sufficient for recreation of the increasing population of Istanbul.VI In this study, the biology of 26 different species of insects belong to the Orthoptera, Coleptera, Lepidoptera, Hymenoptera orders living on the trees and shrubs of those parks has been examined. 80
- Published
- 1997
27. Prediction of swelling pressures of expansive soils using soft computing methods
- Author
-
Ikizler, S. Banu, primary, Vekli, Mustafa, additional, Dogan, Emrah, additional, Aytekin, Mustafa, additional, and Kocabas, Fikret, additional
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
28. A comparison of landslide susceptibility mapping of the eastern part of the North Anatolian Fault Zone (Turkey) by likelihood-frequency ratio and analytic hierarchy process methods
- Author
-
Demir, Gökhan, primary, Aytekin, Mustafa, additional, Akgün, Aykut, additional, İkizler, Sabriye Banu, additional, and Tatar, Orhan, additional
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
29. Effect of wetting–drying cycles on swelling behavior of lime stabilized sand–bentonite mixtures
- Author
-
Akcanca, Fehime, primary and Aytekin, Mustafa, additional
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
30. PREDICTION OF WATER RETENTION CURVES OF SOILS FROM THEIR GRAIN-SIZE DISTRIBUTION CURVE
- Author
-
Aytekin, Mustafa, primary and Turker, Emel, additional
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
31. Finite element modeling of lateral swelling pressure distribution behind earth retaining structures
- Author
-
Aytekin, Mustafa
- Subjects
Fills (Earthwork) ,Soil mechanics -- Mathematical models ,Swelling soils -- Mathematical models - Abstract
Expansive soils swell laterally as well as vertically. Lateral volume changes will be accommodated by the cracks and fissures if there are cracks and fissures in the soil mass. However, when there are no cracks or the cracks are very small and close up without accommodating all of the volume increase that is required by the expansive soil, the swelling soil becomes restrained in the lateral directions. The result of this restrained case is the development of a lateral swelling pressure. In well compacted high plasticity clay fills, the process of swelling is likely to continue for many years. Thus, classical methods cannot be used to estimate the lateral pressure of expansive soils behind a retaining structure. In this study, a new finite element modeling of swelling behavior of expansive soil is made by using an analogy between the thermal expansion of the solid material and swelling of the expansive soil. Soil suction profiles for the driest and the wettest steady-state conditions are produced by using static soil suction theory. Thus, a suction envelope can be produced. The validity and applications of the study are investigated by considering several experimental works. Then, some hypothetical considerations that depend upon moisture changes in expansive soil, and in cohesive nonswelling soil (CNS) with different thicknesses and geometries as the backfill behind a retaining structure have been analyzed. The parameters that affect the transmitted lateral pressure on retaining structures are investigated. The results from the numerical modeling compare closely with the results of large-scale laboratory tests. The results also show that the swelling behavior of expansive soils is dependent upon soil suction change of the soil media. Since the numerical model considers backfill materials with different properties, for example, each finite element in the system can have its own modulus of elasticity, Poisson's ratio, soil unit weight, and soil suction all can change from point to point in a soil mass; thus, soils with different properties can be simulated as backfill material behind the retaining structure in this model. In the hypothetical cases, effect of size, shape, material, density, and moisture conditions of a backfill on the transmitted lateral pressure are investigated. A comparison of the cases that are simulated in the numerical model are made with results from full-scale tests done by others in order to evaluate the best size, shape, material, or soil moisture condition for transmitting the least lateral pressure to, say, a basement wall.
- Published
- 1992
32. Laboratory study of expanded polystyrene (EPS) geofoam used with expansive soils
- Author
-
Ikizler, S. Banu, primary, Aytekin, Mustafa, additional, and Nas, Evin, additional
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
33. Finite Element Modeling of Swelling Soil Pressures Using Joint/Interface Elements
- Author
-
Şenol, Ahmet, primary and Aytekin, Mustafa, additional
- Published
- 2007
- Full Text
- View/download PDF
34. Landslide susceptibility mapping by frequency ratio and logistic regression methods: an example from Niksar-Resadiye (Tokat, Turkey).
- Author
-
Demir, Gokhan, Aytekin, Mustafa, and Akgun, Aykut
- Abstract
Turkey confronts loss of life and large economic losses due to natural disasters caused by its morphologic structure, geographical placement, and climate characteristics. The Kuzulu (Koyulhisar) landslide, which caused loss of life and property on 17th March 2005, occurred in an area near the country's most important active fault, the North Anatolian Fault Zone. To mitigate and prevent landslide damages, prediction of landslide susceptibility areas based on probabilistic methods has a great importance. The purpose of this study was to produce a landslide susceptibility map by the logistic regression and frequency ratio methodologies for a 733-km area near the North Anatolian Fault Zone from the southeast of Niksar to Resadiye in Tokat province. Conditioning parameters, such as elevation, slope gradient, slope aspect, distance to streams, roads, and faults, drainage density, and fault density, were used in the analysis. Before susceptibility analysis, the landslides observed in the area were separated into two groups for use in analysis and verification, respectively. The susceptibility maps produced had five different susceptibility classes such as very low, low, moderate, high, and very high. To test the performance of the susceptibility maps, area under curve (AUC) approach was used. For the logistic regression method, the AUC value was 0.708; while for the frequency rate method, this value was 0.744. According to these AUC values, it could be concluded that the two landslide susceptibility maps obtained were successful. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
35. Tünel mekaniği ve kaplamalarının projelendirilmesi
- Author
-
Aytekin, Mustafa, Önalp, Akın, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
99
- Published
- 1985
36. Numerical modeling of EPS geofoam used with swelling soil
- Author
-
Aytekin, Mustafa
- Published
- 1997
- Full Text
- View/download PDF
37. A comparison of landslide susceptibility mapping of the eastern part of the North Anatolian Fault Zone (Turkey) by likelihood-frequency ratio and analytic hierarchy process methods
- Author
-
Mustafa Aytekin, Sabriye Banu Ikizler, Aykut Akgün, Orhan Tatar, Gökhan Demir, [Demir, Gokhan] Cumhuriyet Univ, Dept Civil Engn, Sivas, Turkey -- [Aytekin, Mustafa] Univ Bahrain, Dept Civil Engn & Architecture, Isa Town, Bahrain -- [Akgun, Aykut] KTU, Dept Geol Engn, Trabzon, Turkey -- [Ikizler, Sabriye Banu] KTU, Dept Civil Engn, Trabzon, Turkey -- [Tatar, Orhan] Cumhuriyet Univ, Dept Geol Engn, Sivas, Turkey, and Akgun, Aykut -- 0000-0001-5212-6447
- Subjects
Atmospheric Science ,geography ,geography.geographical_feature_category ,Landslide classification ,Elevation ,Site selection ,North Anatolian Fault ,Landslide ,Fault (geology) ,GIS ,Likelihood-frequency ratio ,North Anatolian Fault Zone ,Analytical hierarchy process ,Natural hazard ,Earth and Planetary Sciences (miscellaneous) ,human activities ,Geology ,Seismology ,Drainage density ,Water Science and Technology - Abstract
WOS: 000313008500015, The North Anatolian Fault is known as one of the most active and destructive fault zones which produced many earthquakes with high magnitudes both in historical and instrumental periods. Along this fault zone, the morphology and the lithological features are prone to landslides. Kuzulu landslide, which is located near the North Anatolian Fault Zone, was triggered by snow melting without any precursor, occurred on March 17, 2005. The landslide resulted in 15 deaths and the destruction of about 30 houses at Kuzulu village. There is still a great danger of further landslides in the region. Therefore, it is vitally important to present its environmental impacts and prepare a landslide susceptibility map of the region. In this study, we used likelihood-frequency ratio model and analytical hierarchy process (AHP) to produce landslide susceptibility maps. For this purpose, a detailed landslide inventory map was prepared and the factors chosen that influence landslide occurrence were: lithology, slope gradient, slope aspect, topographical elevation, distance to stream, distance to roads, distance to faults, drainage density and fault density. The ArcGIS package was used to evaluate and analyze all the collected data. At the end of the susceptibility assessment, the area was divided into five susceptibility regions, such as very low, low, moderate, high and very high. The results of the analyses were then verified using the landslide location data and compared with the probability model. For this purpose, an area under curvature (AUC) and the seed cell area index assessments were applied. An AUC value for the likelihood-frequency ratio-based model 0.78 was obtained, whereas the AUC value for the AHP-based model was 0.64. The landslide susceptibility map will help decision makers in site selection and the site-planning process. The map may also be accepted as a basis for landslide risk-management studies to be applied in the study area.
- Published
- 2013
38. Kuzey Anadolu fayı üzerinde Niksar-Suşehri arasındaki alanın CBS tabanlı heyelan duyarlılık analizi
- Author
-
Demir, Gökhan, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Landslide ,Logistic regression analysis ,Geographical information systems ,Frequency analysis ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering ,North Anatolian fault zone - Abstract
Bu çalışmada, Kelkit çayı vadisi içerisindeki Niksar'ın güneydoğusu, Reşadiye, Koyulhisar, Suşehri'nin kuzeybatısı ve çevresine ait 1445 km2' lik bölgenin istatistiksel yöntemlerle heyelan duyarlılık değerlendirmesi gerçekleştirilmiştir. Çalışmada 1/25.000 ölçekli jeolojik haritalar ve topoğrafik haritalar temel veri grubu olarak kullanılmıştır. Heyelan envanter haritaları arazi çalışmaları ile tespit edilen heyelan verileri ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nden alınan heyelan verileri kullanılarak hazırlanmıştır. MTAGM'den alınan veriler sayısallaştırılarak litoloji sınıfları, topoğrafik haritalar sayısallaştırılarak elde edilen sayısal yükseklik modelinden de yükseklik, yamaç eğimi, yamaç yönelimi verileri üretilmiştir. Topoğrafik verilerden de yararlanılarak faya yakınlık, yola yakınlık, akarsuya yakınlık, drenaj yoğunluğu ve fay yoğunluğu verileri elde edilmiştir. Bu veriler, frekans oranı, lojistik regresyon ve bulanık mantık analiz yöntemleri ile değerlendirilerek heyelan açısından duyarlı alanlar belirlenmiş, heyelan duyarlılık haritaları elde edilmiştir. Elde edilen duyarlılık haritaları, çok az duyarlı, az duyarlı, duyarlı, yüksek duyarlı ve çok yüksek duyarlı olmak üzere 5 farklı duyarlılık sınıfına ayırt edilmiştir. İnceleme alanı D1'deki heyelanlı alanların %68'i, %59'u, %53'ü ve inceleme alanı D2'deki heyelanlı alanların %79'u, %72'si, %61'i sırasıyla frekans oranı, bulanık mantık ve lojistik regresyon yöntemleriyle belirlenen yüksek ve çok yüksek duyarlı sınıflarına düşmüştür. Bu veriler ışığında, üretilen duyarlılık haritalarının kullanılabilir olduğu, frekans oranı yönteminin gerçeğe en uygun yöntem olduğu sonucuna varılmıştır In this study, landslide susceptibility assessment of the 1445 km2 area in the Kelkit River valley including southeast of Niksar, Reşadiye, Koyulhisar, northwest of Suşehri and its surroundings was carried out by statistical methods. In the study, 1/25.000 scale geological maps and topographical maps were used as basic data group. Landslide inventory maps were prepared by using landslide data determined by field surveys and landslide data taken from General Directorate of Mineral Research and Exploration. Lithology classes were obtained by digitizing geological data; and elevation, slope, and aspect data were produced from digitized topographical data. Distance to the fault, distance to road, distance to streams, drainage density and fault density data were obtained by using topographic data. These data were evaluates with frequency ratio, logistic regression and fuzzy logic methods and sensitive areas by the landslide point of view were determined, and landslide susceptibility maps were obtained. Landslide susceptibility maps were divided into five susceptibility regions as very low, low, moderate, high and very high. By using frequency ratio, fuzzy logic and logistic regression methods; 68 %, 59 % and 53 % of the landslide areas in the study area D1 were detected as highly or very highly susceptible classes, respectively. Same percents were 79 %, 72 % and 61 % for the study area D2. Based on these data; it is concluded that produced susceptibility maps are usable, and the frequency ratio method has given most reasonable and true results. 199
- Published
- 2011
39. Zemin-depo dış duvarı-sıvı sistemlerinin deprem davranışlarının incelenmesi
- Author
-
Çakir, Tufan, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Dikdörtgen kesitli depolarda dış duvarların, hem sıvı ve dolgu zemini hem de temel zemini ile olan etkileşimleri, bu yapıların deprem davranışlarını oldukça karmaşık bir probleme dönüştürmektedir. Ancak, çalışma kapsamındaki yapı sistemleri hakkındaki literatür incelendiğinde, zemin ve sıvıyla etkileşim halinde bulunan dış duvarların depreme göre hesap ve tasarımı ile ilgili genel olarak bir eksiklik olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, literatürde sıvı ve zemin etkileşimlerini dikkate almak için önerilen yaklaşımları kullanarak, sıvı-dış duvar-zemin sistemlerinin deprem davranışlarını incelemek için sayısal ve analitik yaklaşımlar önermek ve yerinde gerçekleştirilen modal testler aracılığıyla önerilen modellerin geçerliliklerini ve kullanılabilirliklerini araştırmaktır. Ayrıca yeterli olduğu anlaşılan yaklaşımlarla, söz konusu sistemlerin deprem davranışlarını inceleyerek her iki etkileşimin yapı davranışı üzerindeki etkilerini araştırmak amaçlanmaktadır.Bu çalışma, üç asıl ve bir ek bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde dikdörtgen kesitli depolar, zeminlerin dinamik ve doğrusal olmayan davranışları, zemin-yapı ve sıvı-yapı etkileşimleri hakkında genel bilgiler ile çalışmanın amacı ve kapsamı sunulmaktadır. İkinci bölümde, zemin-dış duvar-sıvı sistemleri için önerilen analitik ve sayısal modeller tanıtılmakta ve yerinde modal testler hakkında bilgiler verilmektedir. Daha sonra önerilen modeller ve modal testler aracılığıyla söz konusu sistemlerin modal karakteristikleri belirlenmekte ve deprem çözümlemeleri gerçekleştirilmektedir. Üçüncü bölümde ise, çalışmadan elde edilen sonuçlar ve öneriler verilmektedir. Bu bölümü kaynaklar listesi, özgeçmiş ve ekler bölümü izlemektedir.Sonuç olarak bu çalışmada, önerilen analitik ve sayısal modellerin, yerinde gerçekleştirilen modal testler vasıtasıyla geçerlilikleri ve kullanılabilirlikleri araştırılmıştır. Ayrıca, sıvı ve zemin etkileşimlerinin, dikdörtgen kesitli depoların deprem davranışlarını dolgu geometrisine ve/veya varlığına, gömülme şekline, sıvı yüksekliğine ve temel/zemin sisteminin mekanik özelliklerine bağlı olarak önemli ölçüde değiştirebileceği görülmüştür.Anahtar Kelimeler: Dikdörtgen Depo, Zemin-Yapı-Sıvı Etkileşimi, Yerinde Yapılan Modal Test, Modal Karakteristik, Lagrange Yaklaşımı, Sanal Sınır, Deprem Davranışı, Sonlu Elemanlar Yöntemi, Altsistem Yaklaşımı In rectangular tanks, the interactions of exterior walls with fluid, backfill soil and foundation soil convert the earthquake behaviors of these structures into a fairly complex problem. However, when the literature about the structure systems within the scope of the study is investigated, in general, it is seen that there appears a deficiency related to earthquake calculation and design of the exterior walls which interacting with soil and fluid. The main purpose of this study is to propose numerical and analytical approaches for investigating the earthquake behaviors of fluid-exterior wall-soil systems using the approaches proposed in the literature for consideration of fluid and soil interactions, and to investigate the validities and usabilities of the proposed models by means of in-situ modal tests. Furthermore, examining the earthquake behaviors of the said systems via the approaches which appeared to be sufficient, it is also aimed to investigate the effects of both interactions on structure behavior.The study consists of three main chapters and an appendix. In the first chapter, general information about rectangular tanks, dynamic and nonlinear behaviors of soils, soil-structure and fluid-structure interactions, and the aim and scope of this study are presented. In the second chapter, the analytical and numerical models proposed for soil-exterior wall-fluid systems are introduced and information about in-situ modal tests are given. Subsequently, modal characteristics of systems mentioned above are determined by the proposed models and modal tests, and earthquake analyses are fulfilled. In the third chapter, conclusions obtained from the study and suggestions are given. This chapter is followed by references list, autobiography and the appendix.Consequently, in this study, the validities and usabilities of analytical and numerical models via in-situ modal tests were investigated. Furthermore, it was seen that fluid and soil interactions can significantly change the earthquake behaviors of rectangular tanks depending on backfill geometry and/or existence of backfill, embedment shape, height of fluid and the mechanical properties of foundation/soil system.Key Words: Rectangular Tank, Soil-Structure-Fluid Interaction, In-Situ Modal Test, Modal Characteristic, Lagrange Approach, Artificial Boundary, Earthquake Behavior, Finite Elements Method, Substructure Approach 242
- Published
- 2010
40. Katı atık depoları için geçirimsiz şilte oluşturulmasında kum-bentonit-kireç karışımlarının kullanılabilirliğinin araştırılması
- Author
-
Akcanca, Fehime, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Swell pressure ,İnşaat Mühendisliği ,Lime stabilization ,Civil Engineering ,Permeability - Abstract
Endüstri ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmelere paralel olarak atıklar her geçen gün artan bir çevre problemi olarak ortaya çıkmaktadır. Evsel ve tehlikeli katı atıkların çevreye gelişi güzel bırakılması insan sağlığı için büyük risk oluşturmaktadır. İnsanoğlunun çevreye olan zararını minimuma indirmek için bilimsel pek çok çalışma yapıla gelmiştir. Bunların başında gelenlerden bazıları da atıkların imha edilmesi, geri dönüştürülmesi ve depolanmasıdır. İnsan sağlığını tehdit eden her türlü atığın kontrolsüz olarak doğaya bırakılması yerine özel amaçla tasarlanan katı atık depo tesislerinde saklanması atık bertarafı için kullanılan en yaygın yöntemdir.Bu çalışmada; atık depolama alanları için geçirimsiz şilte oluşturulmasında, kum-bentonit-kireç karışımının kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu amaç için, %20, 30, 40 ve 50 bentonit oranlarındaki kum-bentonit karışımlarına %0, 1, 2 ve 3 oranlarında kireç ilave edilerek hazırlanan örnekler üzerinde, geoteknik özelliklerin belirlenmesi deneylerinin yanı sıra düşen düzeyli geçirimlilik ve şişme basıncı deneyleri yapılmıştır. Numuneler üzerinde beş ıslanma-kuruma çevrimi uygulanmış ve çevrimler sonucunda örneklerin geçirimlilik ve şişme basıncı değerleri belirlenmiştir.Deneyler sonucunda, karışıma kireç ilavesiyle karışımın optimum su muhtevasının arttığı, maksimum kuru yoğunluğun azaldığı bulunmuştur. Yapılan şişme basıncı deney sonuçlarına göre, kireç ilavesi ile şişme basıcında azalma olduğu ancak ıslanma kuruma çevrimleri sonucunda şişmedeki bu azalmanın kısmen geri kazanıldığı görülmüştür. Geçirimlilik deney sonuçlarına göre, %20, 30 ve 40 bentonit oranlı karışımlarda %1 kireç oranı için geçirimlilik azalırken %2 ve 3 kireç oranları için geçirimlilik artmıştır. %50 bentonit oranlı karışımda ise %1 ve 2 kireç oranları için geçirimlilik azalırken %3 kireç oranı için geçirimlilik artmıştır. Islanma-kuruma çevrimlerinin kireç katkılı geçirimlilik deney örnekleri üzerine kür etkisi yaptığı ve bundan dolayı örnekler üzerindeki ıslanma-kuruma çevrimleri boyunca geçirimlilik katsayısının düşüş eğiliminde olduğu görülmüştür. Yapılan deneysel çalışmalar, kireç katkısının çok düşük tutulması durumunda, kireç katkısız duruma göre geçirimliliği daha düşük olan şilte oluşturulabileceğini göstermiştir. Şişme basıncının kireç ilavesiyle düşmesinin, kum-bentonit-kireç karışımının şilte malzemesi olarak kullanılabilirliğini desteklediği düşünülmektedir. Wastes appear as gradually increased environmental problem due to rapid developments in field of industry and technology. It forms major risk for human health that residential and industrial solid wastes cursorily thrown away. A lot of scientific studies have produced to reduce a minimum level of polluted environment by man. Some of those are annihilation, transforming, storing of wastes. Instead of throwing them blindly to the nature, the mostly used method to dispose the all type of waste threatening human health is to keep them in the waste disposal facilities which are designed for special goals.In this study, it is investigated to be used sand-bentonite-lime mixtures to construct impermeable liner for sanitary landfills. For this aim, permeability and swelling pressure tests in addition to determination of geotechnical properties were performed on specimens prepared adding 0, 1, 2 and 3% of lime in sand-bentonite mixtures with 20, 30, 40 and 50% of bentonite. Five wetting-drying cycles were performed on specimens and permeability and swelling pressure values were determined at the end of each cycle.In the result of tests, it was found that optimum water content is increased; maximum dry density is decreased by adding lime into the mixture. Results of swelling pressure tests indicated that swelling pressure is decreased when lime is added in the mixture but partly decrement on swelling pressure is acquired in the result of wetting-drying cycles. Results of permeability tests are indicated that permeability is increased when lime is added in the mixture but decreased in case of very low lime percents. It was found that wetting-drying cycles are indicated cure effect on permeability test specimens with lime addition and therefore permeability is decreased during wetting-drying cyclic. Experimental work performed in this study showed that lower dosages (1-2%) that is less than optimum percentage of lime have lowered the permeability more than no-lime added to the mixture. It is considered that decrease of swelling pressure with the addition of lime supports the employability of sand-bentonite-lime mixture as the liner material. 177
- Published
- 2009
41. Taş kolon ile şev iyileştirmesinin deneysel ve sayısal olarak incelenmesi
- Author
-
Vekli, Mustafa, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Finite elements ,Stone columns ,İnşaat Mühendisliği ,Soil improvement ,Civil Engineering ,Slopes - Abstract
Yumuşak zeminlerde taş kolonların kullanımı son otuz yılda önemli bir zemin iyileştirme tekniği olarak ortaya çıkmıştır.Bu çalışmada, şev içerisine farklı aralıklarla yerleştirilen taş kolonların, şev stabilitesine etkisi, şevli zemin üzerine yerleştirilen temelin taşıma kapasitesi ve oturma özellikleri laboratuar ortamında küçük ölçekli model deneyler yapılarak araştırılmıştır. İlk olarak taş kolonsuz halde, kil şevin taşıma gücü ve oturma özellikleri incelenmiştir. Daha sonra şevli zemin içerisine taş kolonlar farklı s/D (Taş kolonların merkezleri arası mesafe/ Taş kolon çapı) oranlarında yerleştirilerek taşıma gücü ve oturma özellikleri incelenmiştir. Deneyler s/D= 2, 3, 3.5 ve 4 oranları için yapılmıştır. Yapılan deneyler, sonlu elemanlar yazılımı olan Plaxis bilgisayar programı kullanılarak modellenmiş ve sayısal çözüm yapılmıştır. Deneysel sonuçlar ve sayısal analiz sonuçları değerlendirildiğinde, taş kolonlarla iyileştirme yapıldıktan sonra şevli yumuşak zemin üzerine inşa edilecek yapıların taşıma güçlerinin arttığı, oturmaların ise azaldığı görülmüştür. Ayrıca s/D oranı azaldıkça taşıma gücünde artma, oturmada ise azalma meydana gelmiştir.Taş kolonların şev stabilitesine etkisinin araştırılması amacı ile tek tabakalı zemin durumu, iki tabakalı zemin durumu ve şev rezervuarında su bulunmasını inceleyen parametrik çalışma yapılmıştır. Çalışmada analizler farklı şev açıları, farklı c/( ? H) oranları ve farklı s/D oranları için Plaxis ile yapılmıştır. Yapılan analizlerden taş kolonların şevlerin stabilitesini, farklı parametrelerin etkisine bağlı olarak 1.18~1.62 kat artırdığı bulunmuştur. Analizler sonucunda taş kolonla iyileştirilmiş şevlerin güvenlik sayıları ve güvenlik sayıları iyileştirme faktörleri (GİF) grafikler ve tablolar halinde verilmiştir. Çalışmada verilen tablo ve grafiklerin, kısa süre içerisinde başlanıp bitirilmesi gereken uygulamalarda ve ön projelendirme aşamasında mühendisler için oldukça yararlı olacağı düşünülmektedir. Use of stone columns in soft soils has emerged as a major ground improvement technique for the last three decades.In this study, an investigation has been performed to see effect of stone columns placed in a slope in soft soil with a ratio of distance between stone column axis to their diameters (s/D) on slope stability, ultimate bearing capacity, settlement of the foundation rested on top of slope on a small scale laboratory model. Firstly, ultimate bearing capacity and settlement properties of soil were determined with no stone columns. Then, some values of soil were determined after the installation of stone columns with various ratios of s/D (distances between stone column centers/columns diameters). The ratios of (s/D) were 2, 3, 3.5 and 4. Tests carried out in the laboratory were simulated and numerically analyzed using Plaxis computer code which is software uses finite elements. From results of the tests and numerical analyses, bearing capacities of structure constructed on the soft soil with slope were increased; settlements were decreased after improvement with stone column. Furthermore, some increment at the bearing capacity, and some reduction at the settlements were occurred with the reduction of s/D ratios.To investigate effect of stone columns on the slope stability, a parametric study was carried out examining cases with single layer, double layer and presence of water in the reservoir side of the slope. Analyses in the study were performed by Plaxis for various slope angles, ratios of c/( ? H) and ratios of s/D. From the analyses performed, it was found that the stone columns redoubled 1.18 ? 1.62 fold stability of slope as relative effect of different parameters. Factor of safety and improvement factor of safety (GİF) of slopes improved with stone column are given in Tables and Figures. It is thought of that tables and figures given in this study are helpful for engineers at the applications where required promptly to be begun and to be completed. 199
- Published
- 2009
42. Uzunkaya (Rize) heyelanının geoteknik incelemesi
- Author
-
Kaynak, Gülşen, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Kitle hareketleri ya da heyelan olarak adlandırdığımız yamaç veya şev hareketleri, nedenleri, oluşumları ve sonuçları bakımından bölgesel özellik taşıyan doğal afetlerdir. Oluşum nedenleri göz önünde bulundurulduğunda, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi jeolojik, jeodezik ve özellikle de meteorolojik koşullar bakımından kitle hareketlerinin oluşumuna fazlaca yatkınlık arz etmektedir.Bu çalışmada, Karadeniz Sahil Yolu, İyidere-Çayeli Kesimi, Derepazarı İlçesi Uzunkaya Mevkii' sol yarma şevinde meydana gelen kitle hareketi incelenmiştir.Bu amaçla, hareket sonrasında yerinde yapılan gözlemlerden sonra araştırma programı yapılmıştır. Ön çalışmalar kapsamında; saha ile ilgili önceki çalışmalar incelenmiş, yerinde geoteknik incelemeler yapılmış, sahanın jeolojik-geoteknik planı hazırlanarak deneysel veriler için sondaj yerleri belirlenmiştir. Sahanın geometrisini elde etmek için jeodezik kesitler çıkartılmıştır.Sahada yapılacak araştırmalar kapsamında; arazide belirlenen yerlerde sondajlar, standart penetrasyon deneyleri, presiyometre deneyleri yapılmıştır. Sondajlardan elde edilen zemin ve kaya örnekleri üzerinde laboratuar deneyleri yapılmıştır.Araştırmalardan elde edilen verilere dayanılarak sondaj logları ve tablolar hazırlanmıştır. Kritik kesit belirlenerek jeolojik kesit hazırlanmış ve bu kesit üzerinde stabilite analizleri bilgisayar programı ile yapılmıştır. Stabilite analizleri, sahanın jeolojik ve topoğrafik yapısı göz önünde bulundurularak değerlendirilmiş ve sahanın ıslahına yönelik geoteknik çözüm önerileri sunulmuştur.Anahtar kelimeler: Heyelan İncelemesi, Şev Stabilizasyonu, Zemin Çivisi Hillside or slope movement namely landside or mass movement has regional characteristic in causes, occurence and results is natural disaster. When we take into consideration of the causes of slope and hillside movement, especially Eastern Black Sea Region is highly susceptible to the formation of mass movement due to the geological, geodesic and especially meteorological conditions.In this study, the mass movement in the left slope of the Black Sea Coast Road, Iyidere-Cayeli Section , Derepazarı , Uzunkaya field has been investigated.For this purpose, the research program was done after the mass movement observations at the field.Within the context of preliminary work, the prior works related with the field was examined, geotechnical investigation was made, geological and geotechnical plans were concocted and boring places was determined for experimental data. To get field´s geometry geodetic cross sections was produced. Within the context of field work borings, standart penetration tests and pressuremeter tests were done. Laboratuary test were carried out on the disturbed and undisturbed samples gained from borings. On the basis of attainments data from research, boring logs and tables were prepared.Geological cross section has been prepared by defining critical cross section and stability analysis whereby computer program was prepared on this cross section. Stability analysis have beeen evaluated considering geological and geodetic structure of the field and some geotechnical solution proposals are offered for the reclamation of the field.Key words: Landslide Study, Slope Stabilization, Soil Nail 97
- Published
- 2007
43. Sıvılaşma potansiyeli risk analizi
- Author
-
Çelik, Filiz, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Depremler sırasında özellikle suya doygun zemin tabakalarında meydana gelen sıvılaşmalar mühendislik yapılarında büyük hasarlara neden olmaktadır. Artan nüfus nedeniyle eskiden yerleşime uygun bulunmayan deprem riski yüksek yerlerin kullanılma gereksinimi ve geçmişteki depremlerde gözlenen sıvılaşma olayları, bu konuda yoğun araştırmaların başlamasına yol açmıştır. Bu çalışmada,depremler sırasında daha çok kum / kumlu zeminlerde oluşan sıvılaşma olayı incelenmiştir.Sıvılaşma olayı ana hatlarıyla tanıtıldıktan sonra; Standart Penetrasyon Deneyi (SPT) darbe sayısına bağlı olarak sıvıya dönüşme potansiyelini değerlendirmek ve EPOLLS geoteknik parametrelerini hesaplamak amacıyla EPOLIQAN adı verilen bir bilgisayar programı hazırlanmıştır. öncelikle zeminlerde sıvılaşmanın nasıl meydana geldiği üzerinde durulmuş ve konu ile ilgili tanımlar verilmiştir. Sıvılaşma potansiyeli irdelenirken kullanılacak yöntemler anlatılmıştır. Bu yöntemler iki başlık altında incelenmiştir: (a) Sıvılaşma potansiyelini irdeleyen asli yöntemler, (b) Sıvılaşma potansiyelini irdeleyen yardımcı yöntemler. Ayrıca zeminlerde sıvılaşmanın meydana gelmemesi için alınacak önlemler ve bu önlemlerin uygulama yöntemleriyle ilgili bilgi verilmiştir. Son bölümde ise,zemin numunelerini analiz etmek ve EPOLLS veri tabanı için parametreler hesaplamak amacıyla EPOLIQAN adı verilen bir bilgisayar programı hazırlanılmış ve çalıştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Zemin, Sıvılaşma, Standart Penetrasyon Deneyi, EPOLLS, EPOLIQAN. Liquefaction Potential Risk Analysis During earthquakes, liquefaction, that occurs mainly at saturated soil layers, causes enormous damage to Engineering structures. Because of increasing human population, places which are not suitable for settlement in the past and have high earthquake risk are needed to use and liquefaction phenomena, witnessed during old earthquakes, and caused a lot of researches to begin about this topic. In this research, Liquefaction events occurred mainly at sand and sandy soil during earthquake was investigated. After introducing main components of liquefaction, a computer program, evaluating potential liquid transformation of soil based on Standard Penetration Test (SPT) blow counts and calculating EPOLLS geotechnical parameters was prepared and it is called `EPOLIQAN`. Before all else, how liquefaction occurs in soil was mentioned and descriptions related to the topic were given. What is more, methods that are used to evaluate liquefaction potential were explained. These methods were classified under two topic. a) Main methods evaluating liquefaction potential b) Assisting methods evaluating liquefaction potential Furthermore, taking measures to prevent liquefaction and application methods of this measures were explained. In the last section, to analyze soil specimens and calculate EPOLLS data, a computer program called `EPOLIQAN` was prepared. Key Words: Soil, Liquefaction, Standard Penetration Test, EPOLLS, EPOLIQAN. 88
- Published
- 2006
44. Zeminlerin su tutma eğrilerinin granülometri eğrilerinden elde edilmesi
- Author
-
Türker, Emel, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Zeminlerle ilgili birçok özelliğin belirlenmesinde faydalı olan su tutma eğrilerinin(STE) tahmin edilmesinde kullanılan yöntemler çok zaman alıcı, usandırıcı, yorucu ve aynızamanda da son derece hassastır. Dolayısıyla bu yöntemler yerine belirlenmesi daha kolayolan granülometri (dane dağılımı) eğrilerinden su tutma eğrilerine geçiş araştırılmıştır.Öncelikle Karadeniz Teknik Üniversitesi Merkez Kampüsü Maden MühendisliğiBölümü Kuzey Cephesi stinat Duvarı Temel'inden alınan zeminin fiziksel özellikleribelirlenmiştir. Daha sonra zeminin su tutma eğrisi, bir deneysel yöntem olan filtre kağıdıyöntemi ile çizilmiştir.Ayrıca zeminin su tutma eğrisi, bu eğrilerin belirlenmesinde kullanılan bir bilgisayaryazılımı olan RETC ile de elde edilmiştir.Zeminin su tutma eğrisi için değişik araştırmacılar tarafından önerilen denklemlerinzemin için elde edilen deney sonuçlarına uygunluğu istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.Bu çalışmanın amacı su tutma eğrisinin granülometri eğrisi yardımıyla tahminidir.Zeminin deneysel çalışmalarından belirlenen deney sonuçlarına göre çizilen granülometrieğrisinden Arya-Paris Modeli kullanılarak su tutma eğrisine geçilmiştir.Sonuç olarak, granülometri eğrisinden yararlanılarak elde edilen su tutma eğrisininfiltre kağıdı yöntemi ile elde edilen su tutma eğrisiyle uyumlu olduğu görülmüştür. Methods which are used to predict water retention curves which are beneficial todetermine a lot of properties with related to soils are time-consuming, tedious, tiring and atthe same time they are also very sensitive. Therefore, instead of the methods, transitionfrom grain-size distribution to water retention curve that is very easy to determine wasinvestigated.At first, physical properties of the soil which was taken from Foundation Cut ofNorth Retaning Wall of the Building of Mining Engineering Department at BlackseaTechnical University was determined. Later water retention curve of soil was plotted byusing an experimental method which is called fitler paper method.Besides, water retention curve of soil was obtained by using a computer softwarewhich is called RETC and used to determine these curves.Equations which are proposed by different researchers for water retention curve ofsoil were statistically evaluated with the suitability of the results of experiments carried onthe soil.The objective of this study is to predict water retention curve with the help of grain-size distribution curve. From grain-size distribution curve which was plotted according toexperiment results determined by experimental studies was transformed into waterretention curve by using Arya-Paris Model.As a result, it was seen that water retention curves that were obtained by grain-sizedistribution curve and fitler paper method were suitable. 125
- Published
- 2006
45. Heyelanlar ve Rize yöresine ait bir uygulama
- Author
-
Demir, Gökhan, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
Heyelanlar veya şev kaymaları, yerkabuğunun yaşı kadar eskilere dayanmaktadır. Bu hareketlerin ülkemizde ve özellikle Doğu Karadeniz Bölümünde çok yaygın olarak meydana gelmesi ve bunun sunucunda can ve mal kayıplarının oluşması konunun etraflıca incelenerek çözümler üretilmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu çalışmada, heyelanların önlenmesi için yapılması gerekenler ve Rize ili Pazar ilçesi Ocak köyünde yaklaşık 10.000 m2 Ek alanın stabilitesi incelenmiştir. Bu amaçla, stabilite hesaplarım yapabilmek için arazinin jeodezik ölçümlerle 1/500 ölçekli haritası çıkartılmış ve kesitler hazırlanmıştır. Stabilite hesabı yapılacak olan bölgedeki zeminlerin mühendislik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla alınan numunelerin laboratuar deneyleri ile içsel sürtünme açısı (), kohezyonu (c), doğal birim hacim ağırlığı ve dane dağılımı belirlenmiştir. Bu özelliklerin tespitinden sonra yamaçların çıkarılan kesitler Üzerinde, malzemenin mühendislik özelliklerini kullanarak Bishop ve Janbu yöntemlerine göre stabilite hesaplan bilgisayar programı ile yapılmıştır. Elde edilen değerler, incelemesi yapılan alanın heyelan tehlikesi taşımadığım göstermektedir. Yapılaşma olması durumunda stabilite analizlerinin yeniden yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Heyelan, Yamaç Stabilitesi VI Landslides and Application of Rize Region Landslides or slope failures date back as old as the age of the earth's crust. It is essential to investigate the problem of landslides in details and produce solutions for them since frequent occurence of landslides in Turkey, especially in Eastern Black region and the loss of properties and lives. In this study necessary measures to prevent landslides have been stated. Also the stability of an area nearly 10.000m2 in Ocak (Pazar-Rize) has been investigated. For this purpose, a map of the area with 1/500 scale and cross sections have been prepared through geodetic measurement to calculate the stability of slopes. Also for same purpose, engineering properties of soil have been determined by laboratory tests. These properties are internal friction angle (), cohesion (c), density (pn) and grain size distribution. After determining these properties, stability calculations of slopes have been made on cross sections according to Bishop and Janbu methods with a computer program namely STABL5. Consequently, it is pointed out that the investigated area has no landslide risk. It is stated that if there will be any construction activity, stability analysis should be done again. Key Words: Landslide, Slope Stability VII 125
- Published
- 2004
46. Yapılara aktarılan şişme basınçlarının ölçülmesi ve sıkışabilir malzemeler kullanılarak azaltılması
- Author
-
İkizler, Sabriye Banu, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
ÖZET Zeminlerin önemli bir bölümü, su muhtevasındaki değişime bağlı olarak şişme ve büzülmeye uğrarlar. Şişen zemin olarak isimlendirilen bu tür zeminlerin üzerine yapılacak yapılarla serbestçe şişmeleri engellendiği zaman, şişme basmcı olarak tanımlanan büyük gerilmeler doğmaktadır. Meydana gelen bu gerilmelerle, şekil değiştirmelerin belirlenmesi çok önemli bir problemdir. Ayrıca çoğu durumda doğru arazi verilerini elde etmek de çok zordur. Bu çalışmada, şişen killer üzerine veya içine inşa edilecek olan yapılara aktarılan şişme basınçlarının deneysel modeli kurularak, bu basınçların ölçülmesi amaçlanmıştır. Bu basınçların önceden belirlenmesi ve şişmeye etki eden faktörlerin incelenmesi ile, üzerine yatırım yapılacak zeminlerin hacim değiştirmesi ile meydana getireceği hasarlar önceden tahmin edilerek, gerekli önlemleri almak mümkün olacaktır. Bu amaç doğrultusunda laboratuarda iki tane model kurulmuştur. Bunlardan birincisi 80*105*20 cm. boyutlarında olan büyük deney düzeneği, ikincisi ise daha küçük olan 25*25*30 cm. boyutlarındaki küçük deney düzeneğidir. Çalışmada kurulan büyük deney düzeneğinde, yanal şişme basınçlarının belli bir derinliğe kadar arttığı bu derinlikten sonra azaldığı gözlenmiştir. Küçük deney düzeneği ve ödometre aletinde şişme basınçlarını belirlemek amacı ile EPS (Expanded Polysytrene Sytrofor) ve kohezyonlu şişmeyen zeminle (KŞZ) yapılan deneylerde, bu malzemelerin hem yanal hem de düşey basınçları büyük ölçüde azalttığı tespit edilmiştir. Bu sonuçlara göre, yanal ve düşey şişme basmçlarımn EPS kalınlığının artması ile azaldığı ve deney düzeneğinin yan yüzeyine yerleştirilen EPS'in, şişme basınçlarını azaltmada aynı kalınlıktaki KŞZ'ye göre daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde her yıl bir çok yapının inşa edildiği ve bir o kadarının da hasara uğradığı göz önüne alındığında, şişen zeminlerin neden olduğu hasarların ortadan kaldırılması ülke ekonomisine büyük yarar sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Şişen Zeminler, Genleşen Zeminler, Şişme Yüzdesi, Yanal Şişme Basmcı, Düşey Şişme Basmcı, EPS. Vffl SUMMARY Measurement Swelling Pressures Transmitted to Structures and Reducing These Pressures by Compressible Materials Some soils can swell and shrink due to the varation of their water contents. When the soils, named as swelling soils or expansive soils, are blocked to swell freely by building up the constructions to their upper surface, a big amount of streches, defined as swelling pressure, can be appeared. Determining the shape transformation by these stretches is a very important problem. Also, getting the correct field data is very difficult in most conditions. The aim of this study is the measurement of applied pressure by establishing with the experimental model of applied pressure above or inside the swelling clays, structures. The volume changes of the investigated fields can be predicted with the estimation of these pressures and factors which effect the swelling. So, required preventations could be possible. Two models have been assembled for this aim direction. Respectively, large model in 80*105*20 cm. dimensions and small model in 25*25*30 cm. dimensions. Increment of the lateral swelling pressures at the certain depth and reduction of swelling pressure at the same depth, have been observed at a large laboratory model which was assembled at this study. Expanded Polysytrene Sytrofor (EPS) and cohesive nonswelling soils (CNS) have been used in a smaller experimental model and odemeter tool, in order to reduction transmitted swelling pressure. A very important amount reduction on the lateral and vertical swelling pressures have been determined. According to the results, lateral and vertical swelling pressures have been reduced by increasing of EPS thickness. Also, EPS which has been placed the backing of laboratory model has been found more effective in order to reduce swelling pressures, compared with the CNS at the same thickness of EPS. Reduction of transmitted swelling pressures will provide a great amount of benefit to the economy, considering construction of many structures which are damaged due to transmitted swelling pressures every year in our country. Key Words: Swelling Soils, Expansive Soils, Swelling Percentage, Lateral Swelling Pressure, Vertical Swelling Pressure, EPS. DC 211
- Published
- 2003
47. Geotechnical design of central loaded spread foundation by using cone penetration test results
- Author
-
Kantekin, Enver, Aytekin, Mustafa, and Diğer
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
ÖZET Temel sistemi, üzerine etkiyen yükleri güvenli bir şekilde taşımalı (taşıma gücü ve oturma koşulu), aynı zamanda da ekonomik olmalıdır. Çünkü; temellerle ilgili yapılan harcamaların toplamı, yapının toplam maliyetinin %20 'lerine kadar varabilmektedir. Bu çalışmada; temellerin, taşıma gücü hesap yöntemleri ile oturma tahmin yöntemleri üzerinde durulmuştur. Terzaghi taşıma gücü teorisi, Brinch - Hansen taşıma gücü teorisi, Vesic taşıma gücü teorisi ve Schmertmann oturma tahmin yöntemi kullanılarak, tekil temeller (kare temel, dairesel temel ve dikdörtgen temel) için taşıma gücü ve oturma hesap tabloları oluşturulmuştur. Oturma hesap tabloları oluşturulurken, koni penetrasyon deney sonuçlarından yararlanılmıştır. Taşıma gücü ve oturmalar, zaman alıcı, yaklaşıklık içeren elle hesaplamalar yerine, geliştirilen bilgisayar programlan (hesap tabloları ) ile hesaplanmaktadır. Bu tez çalışması, dört bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın 1. bölümünde, konu ile ilgili genel bilgiler; 2. bölümünde, taşıma gücü hesap yöntemleri, oturma tahmin yöntemleri, taşıma gücü ve oturma hesap tabloları anlatılmakta; 3. bölümde, irdeleme ve 4. bölümde ise, çalışmadan çıkartılan sonuçlar ve öneriler verilmektedir. Anahtar Kelimeler: Koni Penetrasyon Deneyi, Taşıma Gücü Hesap Tabloları, Oturma Hesap Tabloları, Projelendirme Abaklan SUMMARY Geotecnical Design of Central Loaded Spread Foundation by Using Cone Penetration Test Results Foundation system must safely carry loads that applied the foundation. At the same time it must be economical. Because, total cost related to constraction of foundations must be approximately 20% of the total cost of the structure. In this study, it has been worked on the bearing capacity evaluation methods and settlement estimation methods. Tables for Bearing capacity and settlement calculation are formed for spread foundations (square foundation, circular foundation and rectangular foundation) by using Terzaghi bearing capacity theory, Brinch - Hansen bearing capacity theory, Vesic bearing capacity theory and Schmertmann settlement estimation method. The tables for the estimation of settlements are prepared using CPT results. A computer program in Microsoft excel has been developed for practical purposes since habd calcilation takes too much time to calculate the settlements and bearing capacity of foundations. This thesis consist of four chapters. In the first chapter of the study, general information associated with the topic is outlined. In the second chapter, bearing capacity calculation methods, settlement estimation methods, tables for the bearing capacity and settlement calculation tables are explained. In the third chapter, the results are discussed and In the fourth chapter, the conclusions and suggestions drawn from this work are presented. Key Words: Cone Penetration Test, Bearing Capacity Estimation Tables, Schmertmann Settlement Tables, Design Curves. VI 111
- Published
- 2003
48. Şiran-1 kilinin su tutma eğrileri ve şişmeye karşı kimyasal stabilizasyonu
- Author
-
Nas, Evin, Aytekin, Mustafa, and Diğer
- Subjects
İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering - Abstract
ÖZET Zeminlerin şişme potansiyellerinin belirlenmesinde anahtar bir bilgi olan su tutma eğrileri (STE), zemin emme gerilmesi (soil suction) ile zeminin su içeriği arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Bu çalışmada öncelikle şişen zeminlerde su tutma eğrilerinin belirlenmesindeki yöntemler araştırılmış, şişen zeminler tanıtılmış, konuyla ilgili geniş bir literatür incelemesi yapılmıştır. Gümüşhane ili Şiran ilçesi Mertekli köyünden alınan ve şişen türden olan zeminin fiziksel, mineralojik ve şişme özellikleri belirlenmiş, Şiran- 1 kili olarak adlandırılan zemine ait su tutma eğrileri zeminin doğal hali ve çeşitli oranlarda kireç, çimento ve alçı katkıları kullanması halinde ayrı ayrı belirlenmiştir. Su tutma eğrilerinin belirlenmesinde `filtre kağıdı yöntemi` kullanılmıştır. Ayrıca RETC olarak adlandırılan ve su tutma eğrilerinin belirlenmesinde kullanılan bilgisayar yazılımı ile Şiran- 1 kilinin su tutma eğrileri elde edilmiştir. Deneysel olarak elde edilen verilerin, değişik araştırmacılar tarafindan önerilen ampirik su tutma eğrisi denklemleri ile uyumluluğu (anlamlılığı) istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Bu denklemlerle, deneysel veriler arasındaki ilişki t testi ile incelenmiş ve genel olarak hepsinde kabul edilebilir bir uyum olduğu gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler : Su Tutma Eğrisi, Şişen Zeminler, Zemin Emme Gerilmesi, Stabilizasyon, RETC. VIII SUMMARY Soil Water Retention Curve of Şiran-1 Clay and Chemical Stabilization for Swelling Soil water retention curves, which are a key knowledge of estimating the swelling potential of soils, show the relationship between soil suction and soil water content. In this thesis, the methods of estimating soil water retention curves in swelling soils have been investigated and wide literature search has been done. Physical, mineralogical and swelling features of swelling soil, taken from Mertekli village of Şiran District of Gümüşhane City, have been designated. Soil water retention curves, belong to the clay named as Şiran-1, have been estimated for natural state and different proportion of lime, cement and gypsum additive state of soil. `Filter paper method` has been used in estimating of water retention curves. Also, water retention curves of Şiran-1 clay have been plotted by a computer software named as RETC, which is used in order to estimate soil water retention curves. The harmony between experimental results and soil water retention curves, that is suggested from different researchers, has been evaluated statistically. The relationship between these equations and experimental data have been examined by test t and an acceptable harmony has been generally observed for all. Key Words: Soil Water Retention Curves, Swelling Soils, Soil Suction, Stabilization, RETC. IX 220
- Published
- 2003
49. Dayanma yapılarında yatay şişme basınçlarının ara kesit elemanlarının kullanıldığı sonlu elemanlar yöntemi ile modellenmesi
- Author
-
Şenol, Ahmet, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Retaning structures ,Finite element method ,Swelling soils ,Swell pressure ,İnşaat Mühendisliği ,Connection elements ,Civil Engineering - Abstract
ÖZET Doğadaki gerçek durumu yansıtması açısından zemin ortamının daha iyi modellenmesi için özellikle zemin-yapı arasındaki süreksizlik yüzeylerinin dikkate alınması gerekmektedir. Zeminler genellikle sürekli modeller kullanılarak analiz edilmiş olmasına rağmen bu çalışmada zemin-duvar, farklı zeminler arası süreksizlik yüzeyi olarak göz önünde bulundurulmuştur. Süreksizlik yüzeyleri sonlu elemanlar metodunda kullanılan `arakesit eleman` ile modellenmiştir Bu çalışmada, genel bilgiler başlığı altında şişen zeminlerle ilgili literatür çalışması verilerek teorik ve deneysel çalışmalar anlatılmıştır. Yapılan çalışmalar bölümünde arakesit elemanlı sonlu elemanlar modeli geliştirilmiştir. Bu model dikkate alınarak Fortran dilinde SWELPRES adında sonlu elemanlar programı hazırlanmıştır. Bulgular ve tartışmalar bölümünde, zeminin derinliği ile değişen emme gerilmesi dikkate alınarak yatay şişme basınçları SWELPRES ile bulunmuştur. Bulunan sonuçlar başka araştırmacılar tarafından yapılan, deneysel sonuçlar ve arakesit eleman kullanılmadan yapılmış sonlu elemanlar modeli (LATEXP2D) sonuçları ile karşılaştırılarak irdelenmiştir. Ek olarak, çeşitli modellerde farklı dolgu kalınlıkları kullanılarak istinat duvarına aktarılan yatay basınçlar incelenmiştir. Dolgular dayanma duvarı arkasına ve zemin yüzeyine çeşitli kalınlıklarda yerleştirilmiştir. Dolgu malzemesi olarak kohezyonlu şişmeyen zemin (KŞZ) ile gevşek kum kullanılarak bulunan sonuçlar karşılaştırılmıştır. Dolgu kalınlığı ve maksimum yatay basınç arasında bir ilişki geliştirilerek, tahmin edilen şişme basıncına karşılık ne kadarlık kalınlıkta dolgu yapılabileceği önceden belirlenebilecektir. Ayrıca, Sert Köpük Styropor (Expanded Polistiren, EPS ) malzemesinin dayanma duvarı arkasında kullanılabilirliği araştırılmış ve SWELPRES programının uygulanıp uygulanamayacağı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Zemin emme gerilmesi, şişen zemin, şişme basıncı, arakesit eleman, sonlu elemanlar yöntemi, dayanma yapıları VI SUMMARY Modeling of Lateral Earth Pressures Transmitted to Retaining Structures by Finite Element Method Using Joint Element Discontuinities must be considered to express real condition of nature in the soil media. Although soil is analysed using continuities models, in this study soil- structure and various soils interaction is considered as discountinities. Discountinities have friction between soil and structure as well as various soils. Therefore, interaction between the wall and backfill is modelled by using finite element model with joint element. In this study, under the title of introduction the literature is given about the theoretical and experimental analyses. In following chapter, the finite element model and a Fortran-90 code that is called SWELPRES is given. In the investigation and discussion chapter, transmitted lateral pressure distributions behind the retaining structure are determined by SWELPRES. The results of SWELPRES have been compared with both the results of LATEXP2D, and the experimental observations performed by others. In addition, transmitted lateral pressure distributions behind the retaining wall are examined in various models with different thickness of backfills. Backfills and covers with various thickness are placed behind retaining wall and on the soil surface. Cohesive Non-Swelling soils and loose sand are used as backfill materials and their swelling pressures compared with each other. A relationship is developed between thickness of backfill and maximum lateral swelling pressure. Thus, how much thickness of backfill is necessary for the estimated lateral swelling pressure is determined at first. Besides, Expanded Polistiren (EPS) is research as backfill materials behind the retaining wall. Key Words : Soil suction, expansive soil, swelling pressure, joint element, finite^ ^ element method, retaining wall 221
- Published
- 2002
50. Heyelan analizinde kullanılan yöntemler ve sayısal çözümleri
- Author
-
Haliloğlu, Sabriye Banu, Aytekin, Mustafa, and İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Slope failures ,Landslide ,İnşaat Mühendisliği ,Civil Engineering ,Numerical solution methods - Abstract
Şev kaymaları veya heyelanlar, yerkabuğunun yaşı kadar eskilere dayanmaktadır. Bu hareketlerin ülkemizde ve özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'nde çok yaygın olarak meydana gelmesi ve bunun sonucunda can ve mal kaybının oluşması konunun etraflıca incelenerek çözümler üretilmesini zorunlu hale getirmektedir. Heyelanlar ilk kez Collin tarafından analitik olarak incelenmiştir. Bu ilk çalışmada, o yıllarda zemin mekaniği biliminin gelişmemiş olmasından, özellikle de killerin kayma direnci hakkında yeterli bilgi olmamasından dolayı, analizlerin eksik olduğu görülmektedir. Bütün denge problemlerinde olduğu gibi, heyelanların stabilite analizinde de iki yaklaşım kullanılmaktadır. Daha gerçekçi olduğuna inanılan yaklaşım, dış yükler ve kendi ağırlığı altında ortamın mekanik özelliklerine bağlı olarak ne kadar hareket edeceği, gerilmelerin nerede yoğunlaştığı ve bunun sonucunda göçme (kayma) olup olmayacağının incelenmesidir. Diğer bir yaklaşım olan limit gerilme yaklaşımı ya da deformasyon analizi de yakın zamana kadar gerilme analizini yapacak yöntem ve araç bulunamadığı için yapılamamıştır. Bu çalışmada yamaç stabilitesi analiz yöntemleri ve elde bulunan bilgisayar programları kullanılıp, yöntemlerdeki yaklaşımlar ve bilgisayar programlarından elde edilen sonuçlar irdelenerek bir karşılaştırma yapılıp, yöntemlerin birbirlerine göre üstünlükleri ve sakıncaları araştırılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde, konu ile ilgili genel bilgiler; ikinci bölümünde, şev stabilitesinde analiz yöntemleri ve bu yöntemlerin hesabında kullanılan bilgisayar programlan anlatılmakta; üçüncü bölümde, bazı tipik örnekler çözülmekte; dördüncü bölümde irdeleme, beşinci bölümde sonuçlar ve altıncı bölümde de öneriler sıralanmaktadır. Anahtar Kelimeler : Şev stabilitesi, heyelan, kayma, sayısal çözümler VI Slope failures or landslides date back as old as the age of the earth's crust. It is essential to investigate the problem of landslides in details and produce solutions for them since frequent occurance of landslides in Turkey, especially in Eastern Blacksea region and the loss of properties and lives. Landslides have first been investigated by Collin analytically. Due to the insufficient knowledge in Soil Mechanics during that time, especially of the strength of clay slides, it is recognized that these analyses were not sufficient. Two main approaches were used in the stability analysis of landslides in all equilibrium problem. First approach that is believed to be more realistic considers mechanical properties of medium, outern loads, where the stress become denser and whether there would be any failures (slides) as a result of this stress. The other one, called limit stress approach or deformation analysis, has not been done because of the lack of essential methods and equipment to do the stress analysis. In this study, a comparison has been made between the analysing methods of slope stability and the approaches in the methods by investigating the results obtained through the computer programs and priorities of the methods to each other and their risks were studied. In chapter 1, general information associated with the subject is outlined. In chapter 2, the methods of slope stability and the computer programs used in the calculation of these methods are explained. In chapter 3, some typical examples associated with the work are solved. In chapter 4, discussion is made. In chapter 5, results, and in chapter 6 suggestions are given. Key Words: Slope stability, landslide, sliding, numerical solution VII 212
- Published
- 1997
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.