13 results on '"BOBUŞ ÖRS, ALEV"'
Search Results
2. Morphometric Examination of Anogenital Distance, Penis and Clitoris Dimensions in Human Fetuses
- Author
-
İsbir, Caner, primary, Elvan, Özlem, additional, Çolak, Şener, additional, Bobuş Örs, Alev, additional, and Naycı, Ali, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Anatomical Evaluation of Zygomaticus Major Muscle With Relation to Orbicularis Oculi Muscle and Parotid Duct
- Author
-
Elvan, Özlem, Bobuş Örs, Alev, and Tezer, Mesut Sabri
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
4. Radiographic Evaluation of the Medial Part of Navicular Bone as Accessory Navicular or Prominent Navicular Tuberosity: Morphometrical Study
- Author
-
BOBUŞ ÖRS, Alev, primary, KURTOĞLU OLGUNUS, Zeliha, additional, and ÖZTUNA, Volkan, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
5. Relationship between buccal branches of the facial nerve, parotid duct, buccal fat pad and Zuker’s point
- Author
-
Elvan, Özlem, primary and Bobuş Örs, Alev, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
6. Sistematik İnsan Anatomisi Atlası
- Author
-
AÇAR, GÜLAY, KAPAKİN, SAMET, KERVANCIOĞLU, PİRAYE, BİLGE, OKAN, YILDIRIM, MEHMET, GÜVENÇER, MUSTAFA, CANBOLAT, MUSTAFA, SÖNMEZ, MUHİTTİN, NİSARİ, MEHTAP, YILMAZ, MEHMET TUĞRUL, EMİRZEOĞLU, MEHMET, ÖZER, MEHMET ASIM, ÇAN, MEHMET ALİ, ÖZEN, KEMAL EMRE, DESDİCİOĞLU, KADİR, GÜLEKON, İSMAİL NADİR, UYSAL, İSMİHAN İLKNUR, ÜÇERLER, HÜLYA, OZAN, HASAN, ÜLGER, HARUN, AÇAR, HALİL İBRAHİM, ÖKTEM, HALE, AYTAÇ DİDİN, GÜNEŞ, AKSU, FUNDA, YÜCEL, FERRUH, BODUÇ, ERENGÜL, UNUR, ERDOĞAN, ŞENDEMİR, ERDOĞAN, ULUPINAR, EMEL, KESKİNÖZ, ELİF NEDRET, AKIN SAYGIN, DUYGU, KOCABIYIK, NECDET, UZMANSEL, DENİZ, ÖZBAĞ, DAVUT, BOZER, CÜNEYT, GÜNENÇ BEŞER, CEREN, BİLECENOĞLU, BURAK, YALÇIN, BÜLENT, ÖZDEMİR, MEHMET BÜLENT, FIRAT, AYŞEGÜL, ÇİÇEKCİBAŞI, AYNUR EMİNE, KÜRKÇÜOĞLU, AYLA, YILMAZ, ALİ, ÖZYAŞAR, ALİ FARUK, BOBUŞ ÖRS, ALEV, AYDIN KABAKÇI, ANIL DİDEM, ŞEN ESMER, TÜLİN, KALE, AYŞİN, ALDUR, MUHAMMET MUSTAFA, PELİN, İSMAİL CAN, CÖMERT, AYHAN, FAZLIOĞULLARI, ZELİHA, YILDIZ, YUSUF ZEKİ, PINAR, YELDA, ARİFOĞLU, YASİN, SABANCIOĞULLARI, VEDAT, ŞAKÜL, BAYRAM UFUK, ERTEKİN, TOLGA, ONUR, ŞULE, ÇELİK, SERVET, ALPA, ŞERİFE, ÖZDEMİR, SENEM, ERDOĞMUŞ KOÇ, SENEM, ÇIKMAZ, SELMAN, OĞUZ, ÖZKAN, TACAR, ORHAN, KARACA SAYGILI, ÖMÜR, YONGUÇ, NİLÜFER, YÜZBAŞIOĞLU, NESLİHAN, BOYAN, NESLİHAN, ÜNVER DOĞAN, NADİRE, SİNDEL, MUZAFFER, ŞEKER, MUZAFFER, BAHÇELİOĞLU, MELTEM, and PEKER, TUNCAY VEYSEL
- Published
- 2019
7. Anastasi, Sistematik İnsan Anatomisi Atlası
- Author
-
PELİN, İSMAİL CAN, AYTAÇ, GÜNEŞ, AÇAR, HALİL İBRAHİM, BİLGE, OKAN, AÇAR, GÜLAY, BİLECENOĞLU, BURAK, ŞENDEMİR, ERDOĞAN, BAHÇELİOĞLU, MELTEM, ŞEN ESMER, TÜLİN, UNUR, ERDOĞAN, AYDIN KABAKÇI, ANIL DİDEM, BOBUŞ ÖRS, ALEV, KOCABIYIK, NECDET, AKSU, FUNDA, AKIN SAYGIN, DUYGU, BODUÇ, ERENGÜL, çiçekçibaşı, aynur emine, GÖVSA GÖKMEN, FİGEN, YÜCEL, FERRUH, ULUPINAR, EMEL, KESKİNÖZ, ELİF NEDRET, KALE, AYŞİN, ALDUR, MUHAMMET MUSTAFA, ONUR, ŞULE, cankara yüzbaşıoğlu, neslihan, KÜRKÇÜOĞLU, AYLA, YILMAZ, MEHMET TUĞRUL, SİNDEL, MUZAFFER, ÜNVER DOĞAN, NADİRE, GÖÇMEN KARABEKİR, NERMİN NÜKET, EMİRZEOĞLU, MEHMET, ÖZER, MEHMET ASIM, BOYAN, NESLİHAN, ÇAN, MEHMET ALİ, FAZLIOĞULLARI, ZELİHA, YILDIZ, YUSUF ZEKİ, PINAR, YELDA, ARİFOĞLU, YASİN, SABANCIOĞULLARI, VEDAT, ŞAKUL, BAYRAM UFUK, ŞEKER, MUZAFFER, NİSARİ, MEHTAP, ERTEKİN, TOLGA, SÖNMEZ, MUHİTTİN, GÜVENÇER, MUSTAFA, canpolat, mustafa, ÖZYAŞAR, ALİ FARUK, CÖMERT, AYHAN, ÜLGER, HARUN, ÜÇERLER, HÜLYA, ÇELİK, SERVET, ÖKTEM, HALE, UYSAL, İSMİHAN İLKNUR, ALPA, ŞERİFE, FIRAT, AYŞEGÜL, OZAN, HASAN, YILDIRIM, MEHMET, GÜNENÇ BEŞER, CEREN, PEKER, TUNCAY VEYSEL, ÖZDEMİR, SENEM, ERDOĞMUŞ KOÇ, SENEM, ÇIKMAZ, SELMAN, KAPAKİN, SAMET, KERVANCIOĞLU, PİRAYE, GÜLEKON, İSMAİL NADİR, YILMAZ, ALİ, OĞUZ, ÖZKAN, UZMANSEL, DENİZ, TACAR, ORHAN, ÖZDEMİR, MEHMET BÜLENT, YALÇIN, BÜLENT, SARIKÇIOĞLU, LEVENT, BOZER, CÜNEYT, ÖZBAĞ, DAVUT, DESDİCİOĞLU, KADİR, KARACA SAYGILI, ÖMÜR, YONGUÇ, NİLÜFER, and ÖZEN, KEMAL EMRE
- Published
- 2019
8. Diyabet modeli oluşturulmuş obez olmayan sıçanlar üzerinde uygulanan farklı bariatrik cerrahi tekniklerin sperm parametresi ve testis morfolojisi üzerine etkisi
- Author
-
Tümentemur, Gamze, Bobuş Örs, Alev, and Anatomi Anabilim Dalı
- Subjects
Anatomi ,Anatomy - Abstract
Tip II Diyabetes Mellitus (TIIDM), pankreasın β hücrelerinden yetersiz insülin salınımı veya dokuların insüline duyarsızlığı sonucu, kronik hiperglisemi ile karakterize metabolik hastalık olarak tanımlanmaktadır. Endüstriyel ülkelerde sıklığı giderek artarak, yüksek oranda hedef organ hasarlarına yol açmaktadır. Hedef organlar arasında testisler de yer almaktadır. Diyabetin, erkek üreme sisteminin fonksiyonları üzerindeki etkisi, son yıllarda öne çıkan komplikasyonlarından birini oluşturmaktadır. Diyabetin klinik tedavisinde bariatrik cerrahinin kullanımı, klinik uygulama önerilerinde onaylanmıştır. Bariatrik ameliyatlardan sonra Testosteron seviyeleri ile birlikte sperm parametrelerinde çelişkiden dolayı erkek erektil işlevi üzerindeki etkileri tartışmalıdır.Çalışmamızda deneysel olarak oluşturulmuş obez olmayan TIIDM modelinde, farklı bariatrik cerrahi tekniklerin erkek üreme sisteminde iyileştirici bir rolü olup olmadığı, serum Testosteron seviyeleri, sperm morfolojisi, sperm ve testis dokusu üzerine etkisi üzerinden araştırılmıştır. Çalışmamızda, 1. Grup; kontrol grubu (KNT:6 işlem yapılmayan gruptur). 2.Grup; diyabet kontrol grubu (DK;8); NAD;110 mg/kg-ip uygulandıktan 15 dakika sonra tek doz 60 mg/kg STZ i.p. (pH'sı 4,2 olan; 0,1M'lık sitrat tamponunda çözülerek) verilen gruptur. 3. Grup; diyabet sham operasyon grubu (DSO;8); NAD;110 mg/kg-ip uygulandıktan 15 dakika sonra tek doz 60 mg/kg STZ i.p. (pH'sı 4,2 olan; 0,1M'lık sitrat tamponunda çözülerek) verilerek, cerrahi insizyon alanı oluşturulan gruptur. 4. Grup; diyabet sleeve operasyon grubu (DSG;8); NAD;110 mg/kg-ip uygulandıktan 15 dakika sonra tek doz 60 mg/kg STZ i.p. (pH'sı 4,2 olan; 0,1M'lık sitrat tamponunda çözülerek) verilerek, sleeve gastrektomi yapılan gruptur. 5. Grup; diyabet sub-sleeve operasyon grubu(DSSG); NAD;110 mg/kg-ip uygulandıktan 15 dakika sonra tek doz 60 mg/kg STZ i.p. (pH'sı 4,2 olan; 0,1M'lık sitrat tamponunda çözülerek) verilerek, sub-sleeve gastrektomi yapılan gruptur. 6. Grup; diyabet selektif vagotomi grubu (DVG;8); NAD;110 mg/kg-ip uygulandıktan 15 dakika sonra tek doz 60 mg/kg STZ i.p. (pH'sı 4,2 olan; 0,1M'lık sitrat tamponunda çözülerek) verilerek, selektif vagotomi yapılan gruptur.Deney sonunda DK ve DSO gruplarında artan kan şekeri, DSG ve DSSG gruplarında azalma gösterdi. Aynı zamanda DK ve DSO gruplarının sperm örneklerinde kuyruk anomalisinin belirgin olduğu, fakat DSG grubunda KNT grubuna benzer spermatozoona rastlanıldı. DSSG grubunda kuyruk; DVG grubunda ise boyun ve kuyruk anomalileri görüldü. DSG grubunda Testosteron düzeyinin yükselmesi ile birlikte Leydig hücreleri normal yapısını korumuş olup spermatojenik hücre serilerinde patolojik durum saptanmadı. Bu çalışmanın sonuçları, TIIDM'nin sperm rezervleri ve testis doku morfolojisini hasara uğratmasına rağmen, yapılan sleeve gastrektomi cerrahisi bu değişikliklerde koruyucu etki göstermiştir. Type II Diabetes Mellitus (TIIDM) is defined as a metabolic disease characterized by chronic hyperglycemia, as a result of insufficient insulin release from the pancreatic β cells or insensitivity of tissues to insulin. In industrial countries, the frequency is increasing, leading to a high rate of target organ damage. Between the target organs include testes. In the long term, damage to these organs includes; dysfunction, insufficiency, morbidity and mortality. The impact of diabetes on the functions of the male reproductive system has been one of the prominent complications of diabetes in recent years. The use of bariatric surgery in the clinical treatment of diabetes has recently been approved in clinical practice recommendations published. The effects on male erectile function are controversial as there are conflicting results in sperm parameters with Testosterone levels after bariatric surgery.In this study describes when creating a TIIDM model for STZ, bariatric surgery; weight gain, blood sugar level and testicular weight, sperm count, testicular morphology and the changes in blood testosterone level are explained. Group 1; control group (CNT: 6-intact group), Group 2; diabetes control group (DC; 8); 15 minutes after injection of NAD 110 mg / kg-ip single dose 60 mg / kg STZ i.p. (pH of 4.2; dissolved in 0.1M citrate buffer). Group 3; diabetes sham gastrectomy group (DSO; 8); 15 minutes after injection of NAD 110 mg / kg-ip single dose 60 mg / kg STZ i.p. surgical incision area is formed after administration (pH of 4.2; dissolved in 0.1M citrate buffer). Group 4; diabetes sleeve gastrectomy group (DSG; 8); 15 minutes after injection of NAD 110 mg / kg-ip single dose 60 mg / kg STZ i.p. sleeve gastrectomy (pH of 4.2; dissolved in 0.1M citrate buffer). Group 5; diabetes sub-sleeve gastrectomy group (DSSG; 8); 15 minutes after injection of NAD 110 mg / kg-ip single dose 60 mg / kg STZ i.p. (pH 4.2, dissolved in 0.1M citrate buffer) after sub-sleeve gastrectomy group. Group 6; diabetes selective vagotomy group (DVG; 8); 15 minutes after injection of NAD 110 mg / kg-ip single dose 60 mg / kg STZ i.p. Selective vagotomy is performed after administration (dissolving in 0.1M citrate buffer, pH 4.2).At the end of the experiment, even though increased blood sugar levels in DC and DSO groups, we observed a decreased in DSG and DSSG groups. At the same time, tail anomalies were observed in sperm samples in DC and DSO groups, but no anomalies were detected in DSG group similar to the CNT group. Not only tail anomalies were shown in the DSSG group, but also neck and tail anomalies were observed in DVG group. In the DSG group, increase of the Testosterone level correlation with Leydig cells maintained that it's normal structure and not detected pathological status in the spermatogenic cell series. The results of this study, evethough TIIDM damaged to sperm reserves and testicular tissue morphology, sleeve gastrectomy showed the protective effect on these changes 94
- Published
- 2020
9. İnsan fetüslerinde nervus facıalıs'in ekstrakraniyal bölümünün morfometrisi, seyri ve anatomik yapılar ile ilişkisinin incelenmesi
- Author
-
Elvan, Özlem, Bobuş Örs, Alev, and Anatomi Anabilim Dalı
- Subjects
Fetus ,Morphometry ,Variation ,Anatomi ,Anatomy ,Facial nerve ,Infant-newborn - Abstract
Yenidoğan ve erken çocukluk döneminde, kafa iskeletinin henüz gelişimini tamamlamaması nedeniyle nervus facialis'in morfolojik özellikleri erişkine göre farklılık gösterir. Fetal dönemin farklı evrelerinde nervus facialis'in konumu, komşuluk ilişkileri, boyutlarına ilişkin veri elde edilmesi bu yaş grubu için önem arz eder. Bu yapıların anatomisine ilişkin perinatal döneme ait literatür bilgisi yeterli değildir. Bu sebeple erken çocukluk dönemine ilişkin cerrahiler yetişkin yaş grubu verileri üzerinden yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; yenidoğan ve erken çocukluk dönemlerinde görülebilen konjenital, idiyopatik, travmatik ve iyatrojenik kaynaklı nervus facialis tedavi protokollerinde kullanılmak üzere nervus facialis'in yerleşimi, boyutları, çevre yapılarla ilişkileri konusunda güvenilir ve kullanışlı veriler elde etmektir.Bu amaçla çalışmamızda, formalinle fikse 20-36 haftalar arası 34 insan fetüsünün (19 kız ve 15 erkek) bilateral olarak mikrocerrahi diseksiyonu yapıldı. Nervus facialis, foramen stylomastoideum'dan çıkış noktasından terminal dallarına kadar çevre dokulardan ayırt edilerek diseke edildi. Fetüsler, cinsiyet, taraf ve trimester açısından gruplandırılıp belirli parametreler bakımından incelendi. Nervus facialis ve terminal dallarının parotis bezi içerisinde dallanma paterni ve dallanma sayıları tanımlandı. Önemli anatomik referans noktaları ile pozisyonel ilişkileri incelendi. Nervus facialis gövdesi ve ana dallarının morfometrik ölçümleri yapıldı. Pediatrik fasiyal paralizileri, konjenital deformiteler, yüz bölgesi rekonstrüksiyonları, kas flep ve sinir greftlerinde kullanılmak üzere veriler elde edildi. Arteria auricularis posterior'un nervus facialis gövdesi ile varyatif ilişkisi, vena retromandibularis ve nervus facialis dalları arasındaki varyatif ilişki, ramus marginalis mandibularis ile arteria facialis ve mandibula alt kenarı pozisyonel varyasyonları ortaya kondu. Bu parametrelerin, yenidoğan ve erken çocukluk dönemi cerrahilerinde referans yapılar olmaları ve klinik önemleri tartışıldı.Son yıllarda hızla artan fasiyal cerrahilerde, komplikasyon oranlarının bu çalışma gibi anatomik çalışmaların literatüre sunulması ile azaltılabileceği düşünüldü.Anahtar Kelimeler: Nervus facialis, fetüs, anatomi, morfometri, yenidoğan, varyasyonDanışman: Doç. Dr. Alev Bobuş Due to the incomplete cranial maturation in the fetal period and the extracranial part of facial nerve differs from its adult form. Obtaining a detailed anatomic knowledge of the position, neighboring and the course of developing facial nerve is crucial in the developmental stages. The anatomic relations of the perinatal facial nerve are poorly studied in literature. Early childhood surgeries are based on the data of adult age found in the literatüre. Also, obtaining a detailed anatomic knowledge of this structure in the fetal period is highly important for gaining a better clinical perspective for surgery of congenital malformations, idiopathic, traumatic or iatrogenic lesions of facial nerve. The aim of the study was to reveal the extracranial part of facial nerve with emphasis on some important morphometric data on relationship with the apparent anatomic landmarks, differences between the sexes, developmental periods and asymmetry of the right and left sides in human fetuses.This study was performed by bilateral microsurgical dissection of 34 (19 female, 15 male) formalin fixed human fetuses ranging between 20-36 weeks aged. Dissection of the facial nerve at the exiting point from the stylomastoid foramen and its peripheral course was performed. Fetuses were divided into groups in terms of sexes, sides and developmental periods, then certain parameters were eveluated in detail.Branching pattern of the facial nerve and its terminal branches in the parotis region have been identified regarding number of twigs and symmetry. The positional relations with certain landmarks have been studied. Morphometric measurements of the trunk and its main branches have been performed. Data were obtained for the treatment of pediatric facial paralysis, congenital deformities, performing facial reconstructions, muscle flaps and nerve grafts. Positional relations of the posterior auricular artery with the facial nerve trunk, retromandibular vein with branches of facial nerve, marginal mandibular branch with facial artery and inferior border of mandible were investigated. These parameters were discussed in terms of their clinical significance in newborn and early childhood surgeries. Understanding the microsurgical anatomy of the extracranial part of facial nerve is utmost important for performing any surgical procedure in the relevant region. Contribution of the studies resembling our study may help to reduce the complications of the facial surgery. Keywords: Facial nerve, fetuses, anatomy, morphology, newborn, variationAdvisor: Associate Professor Alev Bobuş 84
- Published
- 2017
10. Musculus flexor digitorum profundus aksesuar başının alternatif greft olarak kullanılabilirliğinin araştırılması
- Author
-
Gilan, İsmail Yağmurhan, Bobuş Örs, Alev, Erdal, Nurten, and Anatomi Anabilim Dalı
- Subjects
Tendons ,Leg ,Arm muscles ,Tendon transfer ,Muscles ,Arm ,Transplants ,Biomechanics ,Anatomi ,Anatomy ,Muscular diseases - Abstract
Son yıllarda, artan cerrahi rekonstrüksiyon teknikleri ile tendon transferleri de sık yapılan operasyonlardan biri haline gelmiştir. Trafik kazaları, kesici alet yaralanmaları ya da bazı romatizmal hastalıkların yarattığı dejeneratif hasarlar sonucunda tendon grefti uygulamaları bir gereklilik haline gelmiştir. Literatürde en çok kullanılan tendon greft donörleri m. palmaris longus, m. plantaris, m. ekstansor digitorum longus, m. ekstansor indicis proprius ve m. gracilis olarak geçmektedir. Birçok aday kas ve tendon olmasına rağmen farklı kullanım alanları ve varyatif durumlar nedeni ile zaman zaman da alternatif tendon adaylarının gerekliliği önerilmektedir. Biz de buradan yola çıkarak musculus fleksor digitorum profundus kasının aksesuar başının tendon grefti olarak kullanılabilirliğini araştırmayı hedefledik. Çalışmamızda, bu kasın tendonunun, tendon grefti için donör bölgesi olup olamayacağı iki basamakta incelendi. Birinci aşamada morfometrik olarak uygunluğu, ikinci aşamada ise biyomekanik olarak uygunluğu test edilerek güncel olarak kullanılan greft donörleriyle karşılaştırıldı. Bu amaçla musculus palmaris longus, musculus plantaris ve musculus fleksor digitorum profundus kasının aksesuar başının tendonları kullanıldı. 11 erişkin kadavradan alınan kasların ve tendonlarının uzunlukları, kalınlıkları ve genişlikleri ölçüldü. Bu parametreler birbirleriyle karşılaştırıldı. Alındıkları ekstremitelerin de uzunluk ve genişlikleri ölçülerek aralarındaki korelâsyonlara bakıldı. Biyomekanik olarak ne kadar gerilime dayanabildikleri ölçüldü. Ancak kadavraların farklı tahnit koşullarında saklanmış olmaları sebebiyle birbirleriyle istatistiksel olarak karşılaştırılamadı. Sonuç olarak ele alınan aksesuar tendonun morfometrik olarak uygun olduğu, biyomekanik olarak kısmen yeterli olduğu düşünüldü.Anahtar Sözcükler: Musculus fleksor digitorum profundus aksesuar başı, tendon grefti, biyomekanik, musculus palmaris longus, musculus plantaris. In the recent years, tendon graft operations turned out to be a widely used surgical procedure in the light of latest developments in the reconstruction techniques. Tendon graft surgery becomes a necessity due to the rheumatological diseases arising from traffic accidents, stab wounds or degenerative lesions. According to the literature, the most frequently used tendon graft donors are plantar, long digital extensor, indicis proprius and gracilis muscles. Despite several muscles and tendons are used as a graft, alternative tendon candidates are occasionally suggested in the variative cases and differential application purposes. Therefore, we propose that accessory head of the flexor digitorum profundus muscle may be a candidate for grafting. To test our hypothesis, we intended to evaluate the morphometric and biomechanical features of these tendons. The palmaris longus, accessory head of the flexor digitorum profundus and plantaris muscles of 11 adult cadavers were used for the morphometric analysis. The length, width and thickness of these muscles and tendons were compared between each other. Additionally, the length and width of the related extremities were measured and correlations to each other evaluated. For the biomechanical assessment, the maximum tension that the tendons can resist was measured. However, due to the differential fixation status of the cadavers, we couldn't obtain reliable data out of these biomechanical measurements. In conclusion, our overall findings suggest that the accessory head of the flexor digitorum profundus is morphometricly but not biomechenically completely compatible for grafting. Key Words: Accesory head of flexor digitorum profundus muscle, tendon graft, biomechanic, palmaris longus muscle, plantaris muscle. 68
- Published
- 2014
11. Serebral palsili çocuklarda kalça eklemine ilişkin bazı parametrelerin alt ekstremite fonksiyonel kapasitesi üzerine etkilerinin araştırılması
- Author
-
Elvan, Özlem, Bobuş Örs, Alev, and Anatomi Anabilim Dalı
- Subjects
Leg bones ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Motor skills ,Cerebral palsy ,Extremities ,Motor skills tests ,Anatomi ,Anatomy ,Hip joint ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ,Child Health and Diseases - Abstract
Serebral palsi (SP) gelişimini tamamlamamış beyin dokusunun ilerleyici olmayan bir hastalığının sebep olduğu nörogelişimsel bir bozukluktur. Serebral palside, kalıcı ve değişime uğrayabilen hareket ve postur bozuklukları görülür. Serebral palsili çocuklarda alt ekstremitelerde deformite gelişimi sık görülen bir durumdur. Kalça eklemi ve bu ekleme ait anatomik yapılarda meydana gelen değişiklikler fonksiyonel kapasiteyi etkilemekte ve ambulasyonunu engellemektedir.Bu çalışmada, kalça eklemini ve bu eklemde oluşan değişiklikleri değerlendirmekte kullanılan, kolladiafizer açı (femur inklinasyon açısı, KOLA), asetabular indeks açısı (Aİ), merkez kenar açısı (CE), pelvik oblisite (PO) ve migrasyon indeksi (Mİ) gibi parametrelere ait ölçümler yapıldı. Elde edilen sonuçların, SP'li çocuklarda kaba motor fonksiyon ölçütü ile değerlendirilen alt ekstremite fonksiyonel kapasiteleri üzerine etkileri araştırıldı. Aynı zamanda bu parametrelerin kontrol grubu ve birbirleriyle olan ilişkileri incelendi. Çalışma grubunda, 38 SP'li (25 hemiparetik ve 13 diparetik, KMFSS seviye I), kontrol grubunda ise 28 sağlıklı çocuktan oluşuyordu.Aynı KMFFS seviyesi ve aynı yaş grubundaki hemiparetik ve diparetik SP'li çocukların benzer kalça morfolojisine sahip oldukları belirlendi. Ancak KMFÖ'ye göre hemiparetik olguların diparetiklere göre yürüme, koşma, atlama becerilerinde daha iyi oldukları sonucuna ulaşıldı. Aynı yaş grubundaki fiziksel olarak sağlıklı çocuklar ile KMFSS seviye I'deki hemiparetik tip SP'li olgular arasında, PO hariç, kalça morfolojisi açısından farklılık bulunmadığı belirlendi. Sağlıklı ve SP'li çocuklarda, literatürdeki çalışmalarla karşılaştırıldığında, KOLA açısının bilateral olarak her iki kalçadada artmış olduğu gözlendi. Diparetik SP'li olgularda Aİ açısındaki artışın, bu olgularda kalça deplasmanına yatkınlıkta rolü olabileceği düşünüldü. Cerebral palsy (CP) is a neuro-developmental disorder resulting from nonprogressive injury of immature brain tissue. Permanent and changeable movement disorders and impairment of posture are also seen in cerebral palsy. Deformity of lower extremity is a frequently seen condition in children with CP. The changes in the hip joint and related anatomical structures also affect the functional capacity and restrict ambulation of the children with CP.In this study, parameters like the collodiaphyseal angle (femoral inclination), acetabular index angle (AI), center edge angle (CE), migration percentage (MP) and pelvic obliquity (PO), which are used to evaluate the hip joint and its pathological changes, are measured. The effects of the obtained results on the functional capacity of the lower extremity that was assessed by the gross motor function measure were investigated in children with CP. The relationships of these parameters within the CP group and with the control group were also examined. The CP group was composed of 38 children (25 hemiparetic and 13 diparetic, GMFCS level I) while the control group was composed of 28 healthy children.It was found that the hemiparetic and diparetic children with CP who were at the same GMFCS level and age group, had similar hip morphology. However, the results have revealed that hemiparetic children had better walking, running and jumping abilities than those of diparetics according to the gross motor function measure. No difference was determined between the children with CP and the control group regarding the measured parameters of hip morphology, except PO. Both in the children with CP and the control group, the femoral inclination angle was found to be higher bilaterally comparing with previous data in the literature. It was thought that the increase in AI angle of the diparetic children with CP may cause susceptibility to hip displacement. 81
- Published
- 2011
12. Auricular Deformational Anomalies Detected in Human Fetal Cadavers.
- Author
-
Elvan Ö, Bobuş Örs A, and Güneş E
- Abstract
The aim of the study was to investigate the incidence and diversity of deformational auricular anomalies in human fetuses based on their morphologic appearances. A total of 100 auricles from 56 formalin-fixed fetuses (32 female and 24 male), gestational ages ranging from 17 to 36 weeks, were examined. The auricles were categorized according to the morphologic deformities outlined in existing literature. Of the samples analyzed, 67% exhibited auricular deformities, while the remaining 33% showed no auricle anomalies. Among the auricles with deformities, 73% displayed a single type of deformity: Conchal crus, 22%; Stahl's ear, 13%; inverted conchal bowl, 13%; lidding ear, 12%; cup ear, 7%; and constricted ear, 6%. In addition, 27% of the auricles exhibited 2 different deformities on the same side: Conchal crus with lidding ear, 10%; conchal crus with Stahl's ear, 5%; conchal crus with the antihelix 3rd crus, 3%; constricted ear with lidding ear, 5%; constricted ear with cup ear, 2%; and constricted ear with inverted conchal bowl, 2%. The most prevalent deformity was conchal crus, whereas cup ear was the least. Among the fetuses, 10 had bilaterally normal auricles, 8 had unilaterally normal auricles, 12 exhibited the same deformity bilaterally, and 14 displayed different deformities on each side. Auricular deformational variations can vary in shape and symmetry, even in morphologically normal fetuses. Identifying these deformities can contribute to accurate diagnosis and treatment planning for such anomalies in newborns., Competing Interests: The authors report no conflicts of interest., (Copyright © 2024 by Mutaz B. Habal, MD.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
13. Growth Pattern of the Tympanic Ring in Human Fetuses.
- Author
-
Beger O, Vayısoğlu Y, Bobuş Örs A, Özdemir DL, Müdüroğlu F, Taghipour P, Çakır S, Akbulut Ş, Dağtekin O, and Ümit Talas D
- Subjects
- Cadaver, Female, Humans, Male, Fetus, Temporal Bone
- Abstract
Objectives: The study aimed to display the growth pattern of the tympanic ring in fetal cadavers of 20-30 weeks of gestation., Methods: In the study, 32 temporal bones of 16 fetuses (8 males, 8 females) of 24.62 ± 3.44 weeks of gestation were dissected to measure the height (TRH), width (TRW), and perimeter (TRP) of the annulus, and the width (TNW) of the opening part of the annulus at the level of the tympanic notch., Results: The TRH, TRW, TRP, and TNW were measured as 8.25 ± 1.04 mm, 7.64 ± 1.08 mm, 24.93 ± 3.40 mm, and 4.01 ± 0.91 mm, respectively. The parameters were similar at the seventh and eighth months of gestation; therefore, there was no variation from the seventh month. Linear function was calculated as y = 1.328 + 0.281 x weeks (P < .001) for the TRH, y = 1.284 + 0.258 x weeks (P < .001) for the TRW, y = 3.367 + 0.876 x weeks (P < .001) for the TRP, and y = -0.603 + 0.188 x weeks (P < .001) for the TNW., Conclusion: The parameters (TRH, TRW, TRP, and TNW) did not alter from the seventh month in utero. The linear functions (which represent the growth pattern of the parameters) of the tympanic ring may be useful for ear professionals to guess the annulus diameters, and to diagnose growth retardation and probable congenital anomalies in utero during sonographic imaging.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.