Given the limited exposure to the target language typical ofEnglish as a foreign language setting, English language movies or seriesare needed as sources of authentic input, especially concerning chunks.However, numerous factors may get in the way of their utilization insideand outside the classroom. Even though all classrooms are transformedinto technologically advanced, media enhanced learning environments;other constraints (especially time limits) make it necessary to seek outways of benefiting from movies in informal settings. Nevertheless, evenpresuming their availability is within the budget of people of everysocio-economic background, the company they keep in this social andfun activity may induce a shift to the version dubbed into the learner’snative language. Likelihood of such interference is not low at all.Focusing on a university context with high-frequency intercitystudent commuting, this study tries to tackle the attitudes of thecommuter students to back-seat TV systems and subtitled movies.Using a five-point Likert-scale to assess the attitudes of Englishpreparation students, the questionnaire findings indicated that such aservice would be welcome once initiated. It is hoped that this study mayinduce the government, educational institutions, broadcasting andtravel companies to collaborate for a solution. İngilizcenin yabancı dil olarak öğretildiği konumlarda genel olarak görülen bir durum olan hedef dil girdisinin çok sınırlı olması gerçeği düşündüğünde, İngilizce film ya da dizilerine, özellikle dil kalıpları bakımından, doğal girdi kaynakları olarak ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak öğrencilerin bu kaynaklardan faydalanmalarına engel teşkil eden, sınıf içi ve sınıf dışı birçok etken vardır. Bütün sınıflar gelişmiş teknolojilere sahip multi-medyalı öğrenme ortamlarına dönüştürülse dahi, diğer kısıtlamalar (özellikle zaman sınırlılıkları), İngilizce öğrenimi için filmlerden yararlanma imkânlarını örgün eğitim kurumları dışındaki ortamlarda aramayı gerektirmektedir. Bununla birlikte, sosyo-ekonomik açıdan durumu birbirinden farklı olan her insanın, filmleri bu yönde değerlendirmesinin imkânları dâhilinde olduğunu farz etsek dahi, sosyal bir eğlence olan film etkinliğinde bize eşlik eden kişilerin dil tercihlerinin etkisiyle filmi dublaj olarak izleyebilmemiz olası bir durum. Başka bir deyişle eşlik edenlerin dublaj tercihinin filmi orijinal dilinde izlemeye engel teşkil etme ihtimali hiç de düşük bir olasılık değildir.Öğrencilerin üniversitelerinin bulunduğu şehirden başka bir şehre gidiş gelişlerininin çok sık olduğu bir üniversiteye odaklanan bu çalışmada gidiş geliş yapan öğrencilerin arka-koltuk TV sistemleri ve altyazılı filmlere olan tutumları ele alınmaya çalışılmıştır. İngilizce hazırlık öğrencilerinin tutumlarını ölçmek için beş seçenekli Likert tipi anket kullanılan bu çalışmada bulgular böyle bir hizmetin başlatıldığı andan itibaren takdir toplayıp benimseneceğini gösterdi. Bu çalışmanın, Hükümet, eğitim kurumları, yayın ve seyahat şirketlerinin bir çözüm için işbirliği kurmalarına neden olması umulmaktadır.