Search

`İbrahim Gülistan'ın Cûy ve Dîvar ve Teşne adlı eseri (Çeviri-İnceleme)` başlıklı bu çalışmanın amacı, Çağdaş İran Edebiyatının önemli isimlerinden biri olan İbrahim Gülistan'ın hayat hikâyesi, edebi üslubu ve eserleri ile ilgili inceleme yapmak ve yazmış olduğu öykülerin sosyal etkilerini ortaya koymaktır. Bu yüzden hem edebiyat hem de sinema sahasında önemli işler başarmış olan İbrahim Gülistan'ın Cûy ve Dîvar ve Teşne adlı öykü mecmuasındaki Çerh-i Felek, Sobh-i Yek Rûz-i Hoş, Mâhî ve Cofteş, Tûtîy-i Morde-i Hemsâye-i Men, Bâ Peserem Rûy-i Râh, Drehthâ ve Ba'd Ez Su'ûd adlı yedi öykünün çevirisi ve incelemesi yapılarak yüksek lisans tez konusu olması uygun görülmüştür. Yapılan bu çalışma, bir giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde 20. yüzyılda İran'ın siyasal ve sosyal durumu hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde çağdaş İran öykücülüğünün doğuşu, gelişimi ve bu dönem yazarları ve eserleri hakkında inceleme yapılmıştır. İkinci bölümde İbrahim Gülistan'ın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde İbrahim Gülistan'ın Cûy ve Dîvar ve Teşne adlı öykü mecmuasından örnek olarak seçilen yedi öyküsü Türkçeye çevrilmiştir. Dördüncü bölümde Türkçe çevirisi yapılan bu yedi öykü tahlil edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın sonunda da Farsça metinle Türkçe metnin karşılaştırılmasını sağlamak için Türkçeye çevrilen öykülerin Farsça metnine de yer verilmiştir. The purpose of this work titled `Ebrahim Golestan's The Brook, The Wall and The Thirsty One (Translation-Analysing)` to investigate his life story, literary style and literary works and reveal the social effects of the stories that he wrote who is Ebrahim Golestan one of the important writers of Contemporary Iranian Literature. So, Ebrahim Golestan who has accomplished important works both in literature and in cinema by translation and examination of the seven stories from his The Brook, The Wall and The Thirsty One named story book, it is considered appropriate to have a master thesis topic. This work consists of an introduction and four parts. In the introduction, information was given about the political, and social situation of Iran in the 20th centuries. In the first part, the rise and development of Contemporary Iranian Storytelling and about the writers and works of this period were examined. In the second part, about Ebrahim Golestan's life, language, style, literary personality and works were informed. In the third part, selected seven stories from Ebrahim Golestan's The Brook, The Wall and The Thirsty One named story book, were translated into Turkish. In the fourth part, these seven stories, which were translated into Turkish, were tried to be analyzed. At the end of this work, to provide a comparison Persian text with Turkish text, the Persian text which its stories translated into Turkish was also included. 237

During the period between December 1994 and December 1995 various hepatitis markers were investigated from an etiological viewpoint in 136 patients Their ages ranged between 3 13 years with an average of 7 6 with jaundice who were considered to have acute viral hepatitis AVH and who had presented to the pediatric outpatient clinic of the Çukurova University Medical School For this purpose the presence of anti HAV IgM HBsAg anti HBc IgM anti HCV anti HEV IgG in the patients sera was investigated using ELISA which was also used to analyse the HBsAg positive sera for the presence of anti delta Besides this cases of non A non B hepatitis were investigated for the presence of HCV RNA using PCR Out of 136 pediatric patients 54 39 7 were diagnosed as having hepatitis A; 50 36 8 hepatitis B; and 2 3 hepatitis C While 9 6 6 of the cases were anti HEV positive none were found to be positive for anti delta Besides this 16 11 8 patients were found to be negative for all of the markers Key words: Hepatitis Markers Children, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Polikliniğine Aralık 1994 ve Aralık 1995 tarihleri arasında sarılık nedeniyle başvuran ve akut viral hepatit AVH olduğu düşünülen 136 hastada etyolojiye yönelik çeşitli hepatit markerleri araştırıldı Yaşları 3 13 arasında olup ortalama 7 6 idi Bu amaçla anti HAV IgM HBsAg anti HBc IgM anti HCV anti HEV IgG ve HBsAg si pozitif olanlarda anti delta ELİSA yöntemiyle değerlendirildi Ayrıca non A ve non B olgularında HCV RNA sı PCR ile araştırıldı 136 çocuk hastanın 54 39 7 üne hepatit A 50 36 8 sine hepatit B ve 2 1 5 sine hepatit C tanısı kondu Olguların 9 6 6 unda anti HEV pozitifliği tespit edilirken anti delta pozitifliğine rastlanmadı Bunun yanısıra 16 11 8 hastada tüm markerler negatif olarak bulundu Anahtar kelimeler: Hepatit Markerleri Çocuklar

Otobüs/Midibüs/Kamyonet üretimi yapılan TEMSA üretim tesislerinde, üretim sürecinin iyileştirilmesi, ürün kalitesinin arttırılması, üretimin değer katmayan her türlü faaliyetten arındırılması amacıyla Üretim Destek Bölümü olarak endüstri mühendisliği uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamalardan iş etüdü ile ilgili gerçekleştirilen "Montaj Akış Kartları (AOS)" projesi sunulacaktır. Temsa fabrikalarında seri olarak üretilen veya üretilecek olan araçların üretim süreçlerinde operasyonların standartlaştırılması, SAP sisteminde kayıtlı olan ürün ağaçlarının uygunsuzluklarının saptanması, hazırlanan montaj akış kartlarının SAP sistemine entegre olabilecek bir formata getirilmesi ve "Montaj Akış Kartları (AOS)"nın güncellenmesi, takibi ve yeni kartların hazırlanması için "Doküman Yönetim Sistemi (DMS)"nin oluşturulması bu projesinin içeriğini oluşturmaktadır. İstanbul Ticaret Üniversitesi

ÖZYÜKSEK LİSANS TEZİOTOMOTİV SEKTÖRÜNDE KURUMSAL KARNE UYGULAMASINADAYALI PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ KURULMASI VEDEĞERLENDİRİLMESİİsmail DÜNDARÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİFEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİM DALIDanışman: Yrd.Doç.Dr. Oya H. YÜREGİRYıl 2005, Sayfa: 160Jüri: Yrd.Doç.Dr. Oya H. YÜREGİRDoç.Dr. Rızvan EROLYrd.Doç.Dr. Arzu UZUNGünümüzde sadece finansal ölçütlere dayalı olan performans ölçümleri,işletmelerin performanslarını değerlendirmede yeterli olmamaktadır. Bu alandayapılan çalışmalar göstermiştir ki, finansal ölçütlere dayalı olan performans ölçümsitemleri, işletmeler için önemli olan faktörlerin ölçülmesinde yetersiz kalmaktadır.Bu nedenle, işletmeler performans ölçüm sistemlerinin tasarımında maliyetle birliktediğer faktörleri de dikkate almalıdırlar.Yapılan bu çalışmanın amacı; PYS(Performans Yönetim Sistemi) kartlarınıimplemente etmeye çalışan işletmedeki kritik başarı faktörlerini ortaya koymak,BSC(Balanced Scorecard) felsefesinden yararlanarak ilgili sistemi iyileştirmek ve busistemin doğruluğunun ve geçerliliğinin test etmektir. Bu çalışma önceki çalışmalarlabaşlamakta ve performans değerlendirme sistemi literatürünün incelenmesiyle devametmektedir. Literatür taraması sonucunda elde edilen bilgiler ışığında işletmenin birbölümünde PYS kartları implemente edilmiş ve kurulan sistem TOPSIS yöntemi iledoğrulanmıştır. Anket çalışması işletme genelinde uygulanarak sonuçlar vehazırlanan hipotezler SPPS ile analiz ve test edilmiştir. PYS kritik başarı faktörüönem derecesinin çalışanlar açısından önemli bulunmasına rağmen işletmedegerçekleşme düzeyinin yeterli olmadığı sonucu elde edilmiştir.Anahtar kelimeler: Performans yönetim sistemi, performans, kritik başarı faktörleri,topsis, balanced scorecard,I ABSTRACTMS THESISBULDING UP AND EVALUATION OF A PERFORMANCE MANAGEMENTSYSTEM BASED ON BALANCED SCORECARD FOR AUTOMOTIVE SECTORİsmail DÜNDARÇUKUROVA UNIVERSITYINSTITUTE OF BASIC AND APPLIED SCIENCESFACULTY OF ENGINEERING AND ARCHITECTUREDEPT. OF INDUSTRIAL ENGINEERINGSupervisor: Ass. Prof. Oya H. YÜREGİRYear 2005, Page: 160Jury: Ass. Prof.Dr. Oya H. YÜREGİRAssociate Prof.Dr. Rızvan EROLAss. Prof.Dr. Arzu UZUNToday, performance measurement systems based on only financial criteriansare not sufficient to evaluate the performance of private and public buisinessenterprises. Current studies show that peformance measurement systems taking onlythe financial measures into consideration are not able to measure the most importantfactors for operational side. Consequently, operational plants should include otherfactors besides the financial ones in the foundation of their performancemeasurement systems.The objective of this study is to bring up the critical success factors foroperations trying to implement Balanced Scorecard, by utilizing BSC philosophy toimprove the relavant system and to test its accuracy and effectiveness. This studystarts with the examination of past studies and continues with the literature surveyabout performance management systems. In the light of the datum obtained fromliterature survey, BSC was implemented in some part of the plant and the system wasverified with TOPSIS method. The results obtained from the poll taken from all overthe plant personnel and the hypothesis set up were analyzed and tested with SPPSmethod. Although the level of importance of performance management systemcritical success factors in plant personnel?s opinion was found as adequate, therealization in practice was found insufficient.KeyWords: Performance Mangement Systems, critical success factors, TOPSIS,Balanced Scorecard.II 172

ÖZET Akut gastroenteritler bütün dünyada her yaştan insanda görülebilen ve kişilerin günlük yaşamını en çok etkileyen hastalık grubudur. İshalli hastalıklar, dünyadaki bütün ölüm nedenleri arasında kardiyovasküler hastalıkların arkasından ikinci sırada yer alırlar. Olası gastroenterit etkenlerinin bilinmesi, tanıya yönelik araştırmalarda kolaylık, doğru tanı ve etkin tedavi firsatı sağlayacak, ayrıca antimikrobiyal tedavi gereken durumlarda antibiyotik seçimi için yol gösterecektir. Akut gastroenteritlerde etiyolojik ajanların belirlenmesi amacıyla, ishal şikayetiyle başvuran 110 hastanın dışkı örneklerinde bakteriyolojik, parazitolojik ve virolojik incelemeler yapılmıştır. Son 10 gün içinde antibiyotik kullanımı öyküsü olan hastaların dışkılarında Clostridium difficile Toksin A araştırılmıştır. Hastaların %44,5'unda akut gastroenterit etkeni olarak en az bir patojen belirlenmiş, %55,5'inde ise etken belirlenememiştir. Hastaların ll'inde amebiyazis (%10,0), ll'inde şigellozis (%10,0), ll'inde rotavirus enfeksiyonu (%10,0), 5'inde giyardiyazis (%4,5), 3'ünde saknonellozis (%2,7) saptanmıştır. 6 farklı hastanın her birinde Enteropatojenik Escherichia colfye (%0,9), Clostridium difficile'ye (%0,9) ve Blastocystis hominis's bağlı ishal (%0,9), şigellozis+amebiyazis (%0,9), amebiyazis+giyardiyazis (%0,9), Candida+Rotayrrüs enfeksiyonu (%0,9) belirlenmiştir. Olguların % 2,7'sinde (a3) mikst enfeksiyon bulunmuştur. Etkenlerin sıklığı ve patojenler içindeki oram her mikroorganizma için ayrı ayrı değerlendirildiğinde, en sık saptanan patojen Entamoeba histolytica'da (a 13, %26). Bunu Shigella türleri (al2, %24) ve rotavirüsler (ali, %22) izlemektedir. Salmonella türlerinde direnç saptanmamış olmakla birlikte, Shigella izolatlannın %83,3'ünde (n:10) en az bir antibiyotiğe direnç saptanmıştır. Bu dirençli izolatlann tamamında (n:10,%83,3) trimetoprim- sulfametoksazol direnci, daha az oranda ampisilin direnci (n:5, %33,4) dikkat çekmektedir. Bölgemizdeki ishallerin etiyolojisinde, protozoonlar ve bakteriyel etkenlerle birlikte rotavirüsler de önemli yer tutmaktadır. Anahtar Sözcükler: Gastroenterit, ishal, etiyoloji. ABSTRACT ETIOLOGIC AGENTS OF ACUTE GASTROENTERITIS IN ADULTS Acute gastroenteritis is the most affecting diseases of life in all ages. Diarrheal diseases are the second cause of death next to cardiovascular diseases worldwide. Designating of the probable agents of gastroenteritis provide knowledge to diagnose easily,, treat effectively, and choose antimicrobial agent appropriately. In order to determine etiologic agents of acute gastroenteritis, stools of 110 patients with diarrhea examined. Stools of the patients who had taken antibiotics within 10 days, were investigated for Clostridium difficile toxin A. At least one pathogen were identified in 44.5% of the patients. The diagnosis of patients were amebiasis in 11 (10.0%), shigellosis in 11 (10.0%), and rotaviral infection in 11 (10.0%), giardiasis in 5 (4.5%), salmonellosis in 3 (2.7%). Each of remaining six patients had diarrhea caused by Enteropathogenic Escherichia coli (0.9%), Clostridium difficile (0.9%), Blastocystis hominis (0.9%), Shigella* Entamoeba histolytica (0.9%), Entamoeba histolytica+Giardia lamblia (0.9%), Candida+totaymis (0.9%). 2,7% of cases had mixed infection. Entamoeba histolytica (n:13 ), Shigella spp. (n:12), and rotaviruses (n:ll) were isolated most frequently ( 26%, 24%, 22% among all pathogens identified, respectively). Although none of the Salmonella isolates were resistant, 83.3% resistance to at least one antibiotic of Shigella isolates (n:10) were striking. Resistance to trimethoprim- sulfamethoxazole and ampicillin were 83.3% and 33.4%, respectively. Of diarrheal diseases in this region, rotaviruses are also important pathogens as much as protoza and bacteria for adults. Keywords: Gastroenteritis, diarrhea, etiology. VI 72

ÖZET Santral sinir sistemi (S S S) enfeksiyonları fatalitesi oldukça yüksek ve tedavisinin olabildiğince erken sürede başlanması gereken enfeksiyonlardır. Modern antimikrobiyal tedavinin gelişmesi ile menenjitlerin ölümcül prognozu azaltılabilmektedir. Bununla birlikte SSS enfeksiyonlarında uygun tedavinin yapılabilmesi için doğru ve hızlı tanısının konulabilmesi şarttır. SSS enfeksiyonu olan hastalan değerlendirmede birçok test kullanılabilir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) analizi SSS enfeksiyonu düşünülen hastaların tanısının konulmasmda en önemli role sahiptir. Gram boyası ve uygun kültür hala önemini korumakla birlikte duyarlı ve hızlı agglutinasyon testlerinin uygulanması bakteriyel menenjitlerin erken ayırıcı tanısını kolaylaştırır. Bu testlerden biri olan Limulus amebocyte lizat (LAL) testi BOS'da gram negatif bakteri endotoksinini bulmada duyarlı bir yöntemdir. Bu çalışma, Ocak 1994-Haziran 1997 arasında menenjit ön tanılı hastalarda BOS laboratuvar bulgularını ve tedavideki önemini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Kliniğimizde menenjit ön tanılı hastaların yaşlan 14-75 arasında ve yaş ortalaması 32.6±16. l'di. Menenjit türü oranlan sırasıyla %42.2 bakteriyel menenjit, %36.2 tüberküloz menenjit ve %21.9'u viral menenjit olarak değerlendirilmiştir. Bu hastalarda fatalite hızı %27.47' idi. Bakteriyel menenjitte gram boyası %57.8, bakteriyel antijen tayini %19.78 ve kültür %28.94 oranında pozitif bulunmuştur. Tüberküloz menenjitte kültür %24.4, direkt aside rezistan basil (dARB) oranı %18.1 ve adenosine deaminaz (ADA) pozitifliği %60 (10 IU/L'nin üstünde) bulunmuştur. Limulus amebocyte lizat (LAL) pozitifliği bakteriyel menenjit ön tandı olguların hiçbirinde saptanmamıştır. Anahtar Kelimeler: Menenjit, BOS, gram boyası, agglutinasyon testi, limulus amebocyte lizat (LAL) testi. IV ABSTRACT ACUTE DIAGNOSIS OF CEREBROSPINAL FLUID LABORATORY FINDINGS IN MENINGITIS PATIENTS Prompt and accurate diagnosis of central nervous system (CNS) infections is of vital importance to the emergency physician. With the advent of modern antimicrobial therapy, the nearly uniformly fatal outcome of untreated meningitis can be reduced substantially. Proper test selection is crucial in arriving at a correct and timely diagnosis. A variety of tests are currently available for evaluation of the patient with CNS infection. Analysis of the cerebrospinal fluid (CSF) has become an indispensable procedure in evaluating the patient with a suspected CNS infection. Gram stain and appropriate culture procedures still provide the basis for comparing other diagnostic methods. The advent of very sensitive and rapid agglutination tests has been a major advance in facilitating rapid diagnosis of meningitis. The limulus amebocyte lysate (LAL) assay is a very sensitive and specific assay for the detection of endotoxin in CSF. The aim of this study which was carried out between January 1994- June 1997 was to evaluate the CSF laboratory findings. In patients which had been diagnosed as meningitis, patients were between 14-75 years of age and age ratio was 32.6+16.1. The ratio of meningitis was, 42.2% bacterial, 36.2% tuberculosis, 21.9% viral meningitis. The rate of mortality in these patients were 27.47%. In bacterial meningitis the percentage of gram stain was 57.8%, bacterial antigen (latex agglutination ) 19.78% and culture 28.94%. In tuberculosis meningitis the percentage of culture was 24.4%. Acid fast bacilli were seen in the prcentage of 18.1% and adenosine deaminase activity which was >10IU/L, was found 60%. LAL positivity was seen neither of the bacterial meningitis. Key Words: Meningitis, CSF, Gram stain, Agglutination tests, Limulus amebocyte lysate (LAL). 59

ÖZET Bu prospektif klinik çalışma; nonperfore akut apandisitler için acil apandektomi sonrası yara enfeksiyonununun önlenmesinde tek doz sistemik antibiyotik prof ilaksisinin etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirildi. Şubat 1990-Kasım 1991 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalında akut apandisit tanısıyla birbirini takiben öpere edilen 105 hastada gerçekleştirildi. 24 hasta çeşitli nedenlerle çalışmadan çıkartıldı ve çalışma 81 hasta ile tamamlandı. Hastalar çalışma (I. grup) ve kontrol (II. grup) grubu olarak ikiye ayrıldı. I.grupta 40, II. grupta 41 hasta vardı. I. gruptaki hastalara operasyondan önce intravenöz 1 gram seftriakson uygulandı. II. gruba antibiyotik verilmedi. Hastalar gruplara çalışma ekibi tarafından tesadüfi olarak seçildiler. Yaş ortalaması 29 olup en küçük yaş 1 5, en büyük yaş ise 65 idi. Hastalarımızın 46'sı (%56,8) erkek, 35'i (%43,2) kadındı. Gruplarda semptomların süresi, operasyon süresi ve apandikslerin patolojik sınıflandırması benzerdi. Her iki grupta operasyon sırasında douglas, apandiküler fossa ve cilt altı dokusundan aerob ve anaerob kültürler alındı. En fazla üreyen aerob organizma E.coli, anaerob ise Peptostreptokok'tu. Çalışmamızda toplam sekiz(%9,8) hastada yara enfeksiyonu meydana geldi. I.grupta bir(%2,3) hastada, II. grupta yedi(%17) hastada yara enfeksiyonu gelişti, iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p < 0,02). Yara enfeksiyonu gelişen hastaların birinde akut apandisit, yedisinde ise gangrenöz apandisit mevcut idi. Yara enfeksiyonu gelişen hastalarda aerob ve anaerob kültürlerde en fazla üreyen mikroorganizmanın E.coli olduğu görüldü. Semptomların süresinin 36 saatin üzerinde olması, apandiksin gangrene kadar giden enflamasyon derecesinin yüksekliği ve pozitif bakteriyel kontaminasyon varlığının yara enfeksiyonunu artıran etkenler oldukları görüldü. I.grupta bir hastada ileus, bir hastada yarada hematom, II. grupta bir hastada pnömonik infiltrasyon, bir hastada üriner enfeksiyon, bir hastada evantrasyon gelişti. İki grupta da intraabdominal enfeksiyon gelişmedi ve eksitus olmadı. Postoperatif hastanede kalış süresi I.grupta ortalama 3,5, ».grupta 4,4 gün idi. Hastanede kalış ve yara enfeksiyonu tedavilerini içeren maliyet analizinde profilaksi uygulanan gruptaki her bir hasta için net kazanç 56290 TL bulundu. Nonperfore akut apandisitlerde tek doz sistemik seftriakson profilaksisinin, apandektomi sonrası yara enfeksiyonu gelişimini önlemekte yeterli olduğu saptandı. 42 45