35 results on '"GÖKAY, Mehmet Kemal"'
Search Results
2. Cool concrete facades produced from waste materials
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal and DOĞAN, Kemal
- Subjects
Malzeme Bilimleri, Ortak Disiplinler ,Materials Science, Multidisciplinary ,Concrete facades,Insulation plates,Heat deposition,Usage of inorganic waste materials,Recycling - Abstract
Human comfort inside or outside of the houses has been related also with surrounding temperature. Concrete masses used in urban areas influence surrounding air temperature due to their heat storage properties. Due to surrounding air temperature they absorb or supply heat energy through conductions, convention or radiation manners. Sun heated solid masses in cities mainly; roads, roofs, buildings’ external walls, parking lots etc. have therefore influenced urban air temperatures. Heat energy originated due to radiation waves of sun have been accumulated on surfaces of those solid materials and then excess heat is ready to be transferred to surrounding environments (solids, liquids, gasses). That is, excess heat accumulated on concrete facades or concrete structural elements cause temperature increase around them until their temperatures have been levelled. This is favourable in winter (cold weather) for inside comfort of houses, but, it is disturbing in summer (hot weather) times. Small concrete facade samples had been prepared in this study to define their differences in heat energy storage capacities. Cool facade test samples were studied by preparing them by using raw materials; acidic & basic tuffs, fine waste materials from marble & travertine dimensioning facilities, cement factory fine size wastes, and fly ashes of power plant to observe their heat accumulation characteristics.
- Published
- 2022
3. ENGINEERING REQUIRED TO HAVE SAFE STRUCTURES IN/ON THE EARTH CRUST AND EUROCODE 7.
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal
- Subjects
ENGINEERING ,CRUST of the earth ,TUNNELS ,GEOLOGISTS ,CIVIL engineering - Abstract
While engineering has recently been presented in medias by computers and laboratory outfits, responsibilities of ground engineers who perform works in/on earth crust have not been changed at all. They have to supply stable spaces and structures for urban life in/on earth as they have been always required. Engineers dealing with earth for its properties, features, stabilities for different civil work circumstances like; dam, bridge, tunnel, mine gallery & stopes, pits, foundations of buildings etc. have their tough decisions under various uncertainties. They have recently been categorised as ground engineers including, soil and rock engineers, geotechnics, geomechanics, geologist, civil and mining engineers etc. subjects. Some European countries have gradually provided specifications to define ground engineering under EUR-ING qualifications. Engineers who have been controlling product qualities, organising works for employees, testing in laboratories have their work places which have not been changed regularly, as it is the case for ground engineers. Rock engineering, (concepts based mainly on rock mechanics in geology, mining and civil engineering) contributions to ground engineering have been worked here under Eurocode 7 applications and evaluations performed by engineers. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. Art Education to Enhance Design Thinking for Underground Spaces
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal, primary and GÖKAY, Melek, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
5. Basic evaluation of engineering education and expectations
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal
- Subjects
Çevre Bilimleri ,Engineering education,real-world engineers,methods for engineering education ,Environmental Sciences - Abstract
Engineers have different responsibilities in different types of business. Engineers are organising works and workplaces according to those profession requires. In certain jobs they are hired for their design and new innovative powers to create new fields to their companies in competitive businesses. Therefore, engineers should be graduated to handle their actual responsibilities. After realising some deficits in engineering education, some engineering faculties have reshaped their education and covered more design and problem solving activities. Graduating engineers in changing world in technology and population requires “engineers” who can meet technological and social rule changes. They should have deep knowledge in their subjects and creative design abilities. Educational methods aimed to reach “good engineers” in engineering faculties are given here to present importance of eternal, analytical and creative knowledge gained by engineering students.
- Published
- 2020
6. Yeraltındaki İşyeri Kazaları İçin İhtiyaç Duyulan İleri Seviye Hayat destek Servisi
- Author
-
Gökay, Mehmet Kemal and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Mine rescue ,First-aid ,Advanced life support ,Maden kurtarma ,Maden kazaları ,Mines ,Mine accidents ,İlk yardım ,İleri seviye hayat desteği ,Madencilik - Abstract
Mining sector is important business and industrial activity in some countries. When ore explorations are gradually turned into mine operations, more people will gradually be employed in the mining industry. Even with today’s mining capacity, work and work place occupational safety are main concern for related workbodies. Minor scale mine accidents are not publically announced due to their individual characteristics. But some others happened in big scale which becomes national dilemma. After the event, each of them is followed by mine rescue operations, media broadcastings from the sites, families waiting for their relatives in indescribable hopes, angers, disappointing physiology. Rescue teams in these occasions have responsibilities to reach and safe the trapped/injured miners. The question arose here is what the level of “first-aid” or “life-support” training for some of the members of rescue teams should be. Some of the rescue team members should deal with excavations, ventilations, mine supports etc. but some of them should definitely deal with trapped, injured, collapsed workers without loosing their own life and physiologic wellness. In this study, importance and requirements of Advanced Life Support (ALS) services in mine accidents are evaluated according to experiences to have more realistic and valuable rescue operations., Madencilik birçok ülke ekonomisi için önemli bir iş ve sanayi koludur. Maden arama faaliyetleri sonuçlandıkça bu faaliyetlere bağlı olarak çalışmaya başlayan maden ocaklarında çalışan insanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bugünün çalışma şartlarında, gelişen teknolojiye rağman, iş ve işyeri güvenliği maden ocakları için hala üzerinde dikkatle durulması gereken konular arasındadır. Bazı maden işyeri kazaları medya aracılığıyla herkese duyurulmasada, büyük çaplı maden ocağı kazaları ülke çapında üzüntüye neden olabilmektedir. Önemli maden kazaları sonucunda görmeye alıştığımız manzara ve olaylar; organize edilen kurtarma çabaları, medyanın yayınları, maden ocağı çevresinde umut, kızgınlık, hayal kırıklığı psikolojisi içinde bekleyen kazazede yakınları ve ülke genelinde duyulan üzüntü şeklinde sıralanabilir. Kurtarma ekiplerinin maden kazalarındaki sorumluluğu kaza yerine ulaşıp orada mahsur kalan ve/veya yaralanan kazazedeleri kurtarmaktır. Bu aşamada sorulması gereken sorulardan birisi; kurtarma ekibi içinde yeralacak görevlilerin hangi düzeyde “ilk yardım” ve/veya “hayat destek” sağlık bilgileriyle eğitilmeleri gerektiğidir. Maden ocaklarında kurtarma ekibi faaliyetleri sürerken, bazı ekip üyeleri, galeri kazısı, göçük kaldırma, havalandırma ve galeri tahkimatı işleriyle uğraşırken, bazı ekip üyeleri de kaza yerinde sıkışan, göçük altında kalan, yaralanan kazazedeleri kurtarma işleriyle uğraşacaklardır. Bu işlemleri yaparken kurtarma ekibi üyeleri kendi hayatlarını tehlikeye sokmamalı ve kendi psikolojik durumlarını bozmadan kurtarma işlemini sürdürebilmelidirler. Burada, maden kazaları ele alındığında, uzman doktorların kurtarma ekip üyesi olarak, kaza mahallinde verebileceği hayat destek servisinin önemi ve ihtiyaç durumu, maden kazalarında edinilen kurtarma deneyimlerine göre değerlendirilmiştir.
- Published
- 2019
7. ADVANCED LIFE SUPPORT REQUIREMENTS FOR UNDERGROUND WORKPLACE ACCIDENTS
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal
- Subjects
Engineering ,İş yeri kazaları,Madencilik ,Mühendislik - Abstract
Madencilik birçok ülke ekonomisi için önemli bir iş ve sanayi koludur.Maden arama faaliyetleri sonuçlandıkça bu faaliyetlere bağlı olarak çalışmayabaşlayan maden ocaklarında çalışan insanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.Bugünün çalışma şartlarında, gelişen teknolojiye rağman, iş ve işyeri güvenliğimaden ocakları için hala üzerinde dikkatle durulması gereken konulararasındadır. Bazı maden işyeri kazaları medya aracılığıyla herkeseduyurulmasada, büyük çaplı maden ocağı kazaları ülke çapında üzüntüye nedenolabilmektedir. Önemli maden kazaları sonucunda görmeye alıştığımız manzara veolaylar; organize edilen kurtarma çabaları, medyanın yayınları, maden ocağıçevresinde umut, kızgınlık, hayal kırıklığı psikolojisi içinde bekleyen kazazedeyakınları ve ülke genelinde duyulan üzüntü şeklinde sıralanabilir. Kurtarmaekiplerinin maden kazalarındaki sorumluluğu kaza yerine ulaşıp orada mahsurkalan ve/veya yaralanan kazazedeleri kurtarmaktır. Bu aşamada sorulması gerekensorulardan birisi; kurtarma ekibi içinde yeralacak görevlilerin hangi düzeyde“ilk yardım” ve/veya “hayat destek” sağlık bilgileriyle eğitilmelerigerektiğidir. Maden ocaklarında kurtarma ekibi faaliyetleri sürerken, bazı ekipüyeleri, galeri kazısı, göçük kaldırma, havalandırma ve galeri tahkimatıişleriyle uğraşırken, bazı ekip üyeleri de kaza yerinde sıkışan, göçük altındakalan, yaralanan kazazedeleri kurtarma işleriyle uğraşacaklardır. Bu işlemleriyaparken kurtarma ekibi üyeleri kendi hayatlarını tehlikeye sokmamalı ve kendipsikolojik durumlarını bozmadan kurtarma işlemini sürdürebilmelidirler. Burada,maden kazaları ele alındığında, uzman doktorların kurtarma ekip üyesi olarak,kaza mahallinde verebileceği hayat destek servisinin önemi ve ihtiyaç durumu,maden kazalarında edinilen kurtarma deneyimlerine göre değerlendirilmiştir., Mining sector is importantbusiness and industrial activity in some countries. When ore explorations aregradually turned into mine operations, more people will gradually be employedin the mining industry. Even with today’s mining capacity, work and work placeoccupational safety are main concern for related workbodies. Minor scale mineaccidents are not publically announced due to their individual characteristics.But some others happened in big scale which becomes national dilemma. After theevent, each of them is followed by mine rescue operations, media broadcastingsfrom the sites, families waiting for their relatives in indescribable hopes,angers, disappointing physiology. Rescue teams in these occasions haveresponsibilities to reach and safe the trapped/injured miners. The questionarose here is what the level of “first-aid” or “life-support” training for someof the members of rescue teams should be. Some of the rescue team membersshould deal with excavations, ventilations, mine supports etc. but some of themshould definitely deal with trapped, injured, collapsed workers without loosingtheir own life and physiologic wellness. In this study, importance andrequirements of Advanced Life Support (ALS) services in mine accidents areevaluated according to experiences to have more realistic and valuable rescueoperations.
- Published
- 2018
8. COLOR DIFFERENTIATION OF WALL STONES: HISTORIC KARATAY COLLEGE BUILDING
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal
- Subjects
Karatay College,Karatay Madrasah,Colors of building stones,Rock weathering,Rock colors ,Environmental Engineering ,Çevre Mühendisliği - Abstract
People in Anatolia have lived mainly in residential houses constructed by concrete and bricks.There are also historic houses in small towns and villages which were built byusing building stones, bricks, adobe and wood in combination. However in thecase of public buildings, dimensioned stones had been used in Anatolia for the main constructionmaterial since early times in history. Similarly KaratayCollege (Madrasah) buildings in Konya had been built byusing stones, wood and dimensioned stones in combination in 1251 foreducational purposes. It is logical to think that this building have beenrepaired several times in history. Some of the early historic photographs(dated 1890) of Konya which were taken forgeneral scenery purposes, covered also KaratayCollege building. Thesephotos present the college’s main entrance door and its frontier wall. Dimensionedstones in this wall were also identified through the earlier photographs andtheir current digitized surface colors have been defined one by one. Colordifferentiation among them, together with similar stone types’ surface colors observedaround Konya city were determined to evaluate weathering influences on thisfrontier wall stones. Defined surface color changes for analyzed frontier wallstones demonstrated rock weathering due to climate, environments and humaninfluences which should be set to minimum level to protect Karatay collegebuilding.
- Published
- 2018
9. Yeraltındaki İşyeri Kazaları İçin İhtiyaç Duyulan İleri Seviye Hayat destek Servisi
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal, primary
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
10. ART TO GRADUATE MORE INNOVATIVE MINING ENGINEERING STUDENTS
- Author
-
Gökay, Mehmet Kemal and Gökay, Melek
- Subjects
Mining,engineering education,art and creativity,effects of art on engineering ,Environmental Engineering ,Çevre Mühendisliği - Abstract
Engineersin all branches provide their plans or designed-items according to theirknowledge and capacities. In design stage, engineers are expected to perform increative manner to solve real world engineering problems. Mining engineers, similarly,should think differently to provide original plans and design products relatedwith mines and mine operations. In order to graduate innovative engineers,different education methods have currently been applied in engineeringdepartments. Importance of creative thinking in mining engineering and newengineering education methods were searched here through documents. Then basically,influences of art on engineering have been evaluated.
- Published
- 2018
11. Yayaların sıcaklıktan rahatsız olmamaları için ısı izalasyonu amacıyla kaldırımların kaplanması
- Author
-
Gökay, Mehmet Kemal, Doğan, Kemal, and Yaşar, Cihan
- Subjects
Heat-resistive materials ,Concrete pavement blocks ,Yaya konforu ,Beton kaldırım blokları ,Isı yalıtım malzemeleri ,Pedestrian comfort - Abstract
Url: http://sutod.selcuk.edu.tr/sutod/article/view/425, Civilization has been analyzed mostly with urbanization which coincides with the usage of stone and later concrete and steel in constructions. Nowadays we have been realized that construction materials used for houses, apartments, roads and pavements surrounding us create local microclimate which influences our living comfort. Local temperature increases due to asphalt roads and concrete pavements have recently been determined and they are remarkably effective in our everyday life. Usage of different types of aggregates in concrete mixtures to cast concrete pavement blocks might effective to decrease air temperature on the pavements. Therefore heat-resistant rocks were used to produce different sized aggregates where different plasters were produced from them to coat standard concrete pavement blocks. Pavement blocks plastered were then put under sun to test their surface temperatures. It was observed that heat-resistive materials used in plaster concretes influence heat distribution in the blocks and surface temperature of the concrete pavement blocks., Uygarlık genellikle şehirleşmeyle birlikte değerlendirilir, bu gelişim de önce doğaltaşların daha sonra beton ve çeliğin inşaat işlerinde kullanılmasıyla sağlanmıştır. Günümüz şartlarında şehirlerde etrafımızı saran evler, apartmanlar, yollar, kaldırımlar ve bunların yapıldığı farklı malzemeler nedeniyle, insanların hemen etrafında onların yaşam konforunu etkileyen mikroklimatik bir etkinin varlığı hissedilmeye başlanmıştır. Son zamanlarda yapılan incelemelerde, etrafımızdaki lokal sıcaklığın asfalt yollar ve beton kaldırım taşları nedeniyle de yükseldiği belirlenmiştir, bu artış insanların günlük yaşantılarını etkilemektedir. Beton kaldırım taşlarının yapılmasında kullanılan malzemelerin farklılaştırılmasıyla, insanları rahatsız eden yaya kaldırımı üzerindeki havanın sıcaklığı belki düşürülebilir. Bu fikirden yola çıkarak bu çalışmada, ısı geçirgenlik özelliği düşük olan, farklı kayaçlardan elde edilen, farklı tane boyut içerikli ve farklı özellikteki agregalardan değişik özellikli sıvalar üretilmiştir. Bu sıvalarla da standart boyuttaki beton kaldırım bloklarının üzerleri sıvanmış, kaplanmıştır. Test edilmek üzere hazırlanan kaplanmış kaldırım blokları, güneş altına konularak bunların yüzey sıcaklık değişimleri ölçülmüştür. Kaldırım bloklarının yüzeyini kaplamak amacıyla üretilen sıvaların üretildikleri agrega özelliklerinin, özellikle bunların ısı yalıtkanlık özelliklerindeki farklılıkların, testi yapılan kaplamalı kaldırım bloklarının yüzey sıcaklıklarını etkilediği gözlenmiştir.
- Published
- 2018
12. ANALYSES OF ROCK SURFACE COLOUR CHANGES DUE TO WEATHERING
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal, primary
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
13. DRUG BIT CUTTING TRACE IMAGE COLOURS AND CUTTING FORCE FLUCTUATION RELATION
- Author
-
GÖKAY, Mehmet Kemal, primary and DURSUN, Arif Emre, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
14. Investigation of usability of roadheaders in excavition of Nevşehir region tuffs
- Author
-
Dursun, A. Emre and Gökay, Mehmet Kemal
- Subjects
Tüf ,Küçük boyutlu kesme deneyleri ,Tuff ,Roadheader ,Specific energy ,Spesifik enerji ,Small-scale cutting experiments ,Kollu galeri açma makinesi - Abstract
URL: http://sujest.selcuk.edu.tr/sumbtd/issue/view/32, Mekanize kazı sistemlerinde kazı performansının güvenli bir şekilde kestirimi çok önemlidir. Kazı performansının kestirimi; teknik, ekonomik olarak uygulanabilirliğin ve kazı hızlarının kestirimi olarak tanımlanabilir ayrıca kazı işlerinin ekonomikliğini hayati derecede etkilemektedir. Bu kestirim mekanize kazı sistemlerinde kullanılacak makinelerin seçimini kayaç özelliklerine uygun olarak yapılmasını ve bu tür makinelerin verimli çalışmasını sağlamaktadır. Bu durum mekanize kazıyı diğer kazı sistemlerine göre daha avantajlı duruma getirmektedir. Son yıllarda ülkemizde madencilik ve inşaat amaçlı galeri/tünel ve yeraltı deposu gibi yapıların mekanize kazı yöntemiyle açılması artmaktadır. Bu çalışmada, Nevşehir bölgesindeki tüflerin kazısında kollu galeri açma makinalarının kullanılabilirliği bazı performans tahmin yöntemleri kullanılarak araştırılmıştır. Bunun için Nevşehir bölgesinden sağlanan 6 çeşit tüf numunesinin fiziksel ve mekanik özelliklerini belirlemek için kaya mekaniği deneyleri ve spesifik enerji değerini belirlemek için küçük boyutlu kesme deneyleri yapılmıştır. Daha sonra elde edilen veriler ile performans tahmin yöntemlerinden faydalanılarak olası kullanılacak bir kollu galeri açma makinası için performans tahmini yapılmıştır., In mechanized excavation systems, secure prediction of excavation performance is very important. The prediction of excavation performance can be defined as a technique based on economic feasibility and estimation of excavation rate. It is vital for the economic efficiency of excavation works. This technique enables appropriate selection of excavation machines according to rock characteristics and efficient working of these machines. Thus mechanized excavation techniques have been more advantageous compared to other excavation systems. In recent years, using mechanized excavation methods have been increased in excavating tunnels/galleries and underground deposits for the purpose of civil and mining in Turkey. In this study, usability of roadheaders for excavation of tuffs in Nevsehir region was investigated by using some performance prediction methods. Thus, rock mechanics tests were performed to determine the physical and mechanical properties and rock cutting tests were performed to determine the specific energy values on 6 different tuff samples obtained from Nevsehir region. Then, the data obtained were used for performance predicting of selected roadheaders using some performance prediction methods.
- Published
- 2013
15. FARKLI KAYAÇLAR ÜZERİNDE OLUŞTURULAN YAPAY TİTREŞİM DALGA HAREKETLERİNİN İNCELENMESİ
- Author
-
KEKEÇ, Bilgehan and GÖKAY, Mehmet Kemal
- Subjects
Engineering ,Rock mechanics,Surface mine blasting,Vibration motion ,Kaya mekaniği,Açık ocak patlatmaları,Titreşim hareketleri ,Mühendislik - Abstract
Vibration waves can expand far away fromits resource. As a result of this, it causes important environmental effects.It is so important that wave propagation mechanims should be well presented forneutralisation of its environmental effects. In this study, vibration motionoccured from mining operation, tunneling and road construction have beensimulated with specially designed laboratory apparatus. It is then used to investigatewave propagation mechanism. This apparatus provided similar vibration wavesartificaly to test speciments which were prepared from 9 different rock types. Vibration monitoring seismograph were used inthis study for recording waves form (transverse, longitudinal, vertical).Physical and mechanical properties of the tested rocks were determinedaccording to ISRM’1981 standarts. Therelation between vibration values and physico-mechanical properties of therocks were then described by using statistical correlation analysis.  , Titreşim dalgaları kendisini oluşturankaynaklardan çok uzaklara taşınabilme özelliğine sahiptir. Bunun sonucu olarak önemliçevresel etkilere neden olabilmektedirler. Dalga yayılım mekanizmasının iyibilinmesi ilgili titreşim kaynağının çevresel etkilerini etkisiz halegetirilmesinde büyük öneme sahiptir. Bu çalışmada; maden işletmelerinde, tünel veyol yapım çalışmalarında yaygın olarak kullanılan patlatma faaliyetlerisonucunda oluşan titreşim hareketleri özel tasarlanmış bir düzenekle simuleedilmiş ve dalga yayılım mekanizması belirlenmiştir. Yapay olarak oluşturulan aynıtitreşim dalgaları, farklı mühendislik özelliklerine sahip dokuz değişik kayacauygulanmıştır. Oluşturulan titreşim dalgası hareketlerini enine, boyuna vedüşey (transverse, longitudinal, vertical) yönde izlemek ve kayıt etmek içinarazi tipi patlatma sismografı kullanılmıştır. Kullanılan kayaç türlerininfiziksel ve mekanik özellikleri ISRM-1981 standartlarına göre belirlenmiş veelde edilen titreşim değerleri ile istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır.
- Published
- 2010
16. Analysis of the Water Content with Electrical Resistivity Methods: Waste Water Dam Case
- Author
-
DURSUN, Arif Emre, DOĞAN, Kemal, and GÖKAY, Mehmet Kemal
- Subjects
Electrical earth resistance,water content of base rock,water in mine’s country rocks ,Electrical earth resistance ,water content of base rock ,water in mine’s country rocks ,Elektrik zemin direnci ölçümü ,taban kayaç su içeriği ,maden yan kayaçlarında su dağılımı ,Elektrik zemin direnci ölçümü,taban kayaç su içeriği,maden yan kayaçlarında su dağılımı - Abstract
Electrical earth resistivity measurement methods produce suitable solutions for different problems in engineering. In this study the water content of the base rocks of abandoned waste water (small scale) dam in SelcukUniversitycampus was researched. Water localization in the base rocks, its distribution in vertical and lateral directions were analyzed through electrical resistivity measurements. Similarities between this field tests and mining applications were also researched and several field implications were found in this industry branch as well. Country rocks around mine galleries, tunnels, open pit slopes and benches are all application site for electrical resistivity methods to control the rock masses beyond the visible part of them. Water content, discontinuity localizations, fault lines, disturbed zones, stressed zone around the pillars and galleries are all potential application sites for this methods. Measurements performed in this research are mostly similar to the application of electrical resistivity test to mining sites. In this study, earth resistivity of base rocks of waste water dam has been measured by earth resistivity equipment. Three different lines of electrodes have been used in the measurements (Combine Pole-dipole, Pole-pole, Pole-dipole). The test results then analyzed by using RES2DINV earth resistivity modeling software., Elektriksel zemin direnci ölçüm yöntemleri farklı mühendislik dallarında ihtiyaç hissedilen bilgilerin bir kısmının sağlanması için çözümler üretmektedirler. Bu araştırma çalışmasında, bitirilmeden terk edilmiş küçük boyutlu bir atık su havuzunun, bent önü tabanındaki kayaçların su içerikleri araştırılmıştır. İlgili taban taşındaki su yayılımı incelenerek, su içeriğinin havuz taban lokasyonundan ne kadar uzağa sızabildiği belirlenmiştir. Bu araştırmanın sağlayacağı pratik kazanımların madencilik alanında kullanım seviyesi konusunda yorum yapılabilmesi için işlemin maden sahalarında görülebilecek problemlere benzerlikleri araştırılmıştır. Maden galerilerinden akan veya yan kayaçlardan maden galerilerine yönelen yeraltı sularının galeri yan kayaçları içindeki yayılımlarının benzerlik beklentileri yorumlanmıştır. Elektriksel yerdirenci ölçümlerinin madencilik çalışmalarına yapacağı katkılar bu araştırmadan elde edilen bilgilerle değerlendirilmiştir. Bu çalışma sırasında uygulanan arazi ölçümlerinde Kombine Pole-dipole, Pole-pole, Pole-dipole olmak üzere üç farklı elektrot dizilimi kullanılmıştır. Deneylerden elde edilen elektriksel zemin direnci ölçüm sonuçları RES2DINV yazılımıyla grafiklendirilmiş ve yorumlanmıştır.
- Published
- 2008
17. Difference in plate loading test results performed on soil and rock surfaces
- Author
-
Doğan, Kemal and Gökay, Mehmet Kemal
- Subjects
Kayaçların ve toprağın taşıma kapasitesi ,Plaka yükleme deneyi ,Plate loading tests ,Load carrying capacity of rocks and soil - Abstract
URL: http://sujest.selcuk.edu.tr/sumbtd/article/view/72, Plaka yükleme deneyleri, kaya mekaniğinde ve farklı zemin mekaniği uygulamalarında kullanılan bir arazi deney yöntemidir. Bu deney, kayaçların ve seçilen toprak zeminlerin yerinde yük taşıma değerlerini ve davranışlarını vermektedir. Bu araştırmada; Konya Çimento Fabrikası kireçtaşı açık ocağında ve ilgili fabrika civarında bulunan bakir, pek ve pekişmiş toprak-zeminlerde yapılan plaka yükleme deneyleriyle farklı lokasyonların yük taşıma davranışları belirlenmiştir. Yüzeyindeki gevşek örtü tabakası sıyrılmış pek toprak zeminlerde yapılan plaka yükleme deney sonuçlarından, pek toprakzeminlerin bakir toprak zeminlere göre daha fazla yük taşıma potansiyeline sahip oldukları görülmüştür. Bu araştırma kapsamında deney yapılacak toprak yüzeylerine önceden yapılan yük uygulamasının ilgili yerde toprak pekişmesine neden olmasından dolayı, bu yüzeylerin ister bakir toprak yüzeyleri ister önceden pekişmiş toprak yüzeyleri olsun yük taşıma davranışlarında az deformasyonla daha fazla yük taşıma yönünde davranış farklılıkları izlenmiştir. Aynı şekilde önceden yük uygulanmış kayaç yüzeylerinde yapılan plaka yükleme testlerinde, aynı düşey deformasyon değerinde plakaların taşıyabildiği yüklerde artışlar izlenmiştir. Bunun nedeni, kayaçlarda ilk yük uygulaması sırasında oluşan sıkılaştırmanın (deformasyonların), kayacın davranışını yük taşıma açısından pozitif yönde etkilemiş olmasıdır. Aynı etkileşim toprak yüzeylerde pekişme şeklinde oluşmakta ve benzer şekilde toprak-zeminlerin yük taşıma kapasitesini pozitif yönde etkilemektedir. Kayaç ve toprak yüzeylerin gösterdiği yük taşıma davranış farklılıkları (gerilme-deformasyon eğrileri) temel tasarımı yapan mühendislerin üzerinde durması gereken konular arasındadır. Bu özelliği ve şartlarını bilmek, yapılacak olan mühendislik hizmetlerinin zemin sağlamlılığı için önemlidir., Plate loading test is an in-situ test and it can be used for rock mechanic and soil mechanic applications. It is conducted to determine load carrying capacity of the selected rock and soil masses. In this research, load carrying behavior of the limestone rock located at the quarry of the Konya Cement Factory and soil masses near this factory were determined. As the test results demonstrate that untouched soil surface and compacted soil surface had lower load carrying capacity with respect to the limestone rocks tested. Compacted soil surface showed also relatively additional load carrying behavior with respect to untouched soil surface. It was also observed that when the soil compacted by means of any additional load application, it’s load carrying behavior is effected in positive manner. This behavior change was observed in this research at untouched and pre-compacted soil test places. Additionally preload application to rock surfaces leaded also positive influence on final load carrying behavior of the tested limestone surfaces. The reason of this effect was the compaction (deformation) occurred inside the rock masses during the first load applications. For design engineers who plan foundations of engineering applications located on different soil and rock masses, load carrying behavior differences are the design factors which should be double checked. It is important to obtain information on them and their properties for receiving stable rock and soil foundations.
- Published
- 2006
18. Use of sepiolite as bleaching eart in bleaching of sunflower oil
- Author
-
Önen, Vildan Çakın and Gökay, Mehmet Kemal
- Subjects
Ağartma ,Sepiyolit ,Ayçiçek yağı ,Sepiolite ,Bleaching ,Sunflower oil - Abstract
URL: http://sujest.selcuk.edu.tr/sumbtd/article/view/69, Kil ve türevlerinin hammadde olarak kullanım alanları hızla artmaktadır. Bu çalışmada, kendisine özgü fiziksel ve kimyasal özellikleri nedeniyle endüstriyel kullanımı gün geçtikçe önem kazanan sepiyolit mineralinin ayçiçek yağı ağartma özellikleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçların kıyaslanabilmesi açısından deneysel çalışmalar, endüstriyel olarak kullanılan ağartma toprağı Tonsil optimum 210 FF ile de aynı şartlar altında tekrarlanmıştır. Deneysel çalışmalarda değişken parametre olarak iki farklı ağartma sıcaklığı (90 ve 100 °C), dört farklı ağartma süresi (15,30,45 ve 60 dak) ve 7 farklı yağ/kil oranı (% 0.5, 0.65, 0.8, 0.95, 1.1, 1.25 ve 1.4) ile çalışılmıştır. Deneyler sonucunda ağarmış yağa ait kalite parametresi olarak yağın rengi ve % FFA (Serbest yağ asidi) değeri incelenmiştir. Deneysel çalışmalar, ham sepiyolit ve Tonsil’in birbirlerine yakın ağartma verimi sağladığını ancak sepiyolitte adsorbsiyon hızının daha yavaş olduğunu göstermiştir. Ayrıca sepiyolit ile çalışıldığında, artan ağartma süresi ve toprak oranı ile birlikte yağın % FFA değeri azalırken, tonsil ile çalışıldığında belirli bir süre ve toprak oranından sonra % FFA değerlerinin artma eğilimine girdiği tespit edilmiştir., The uses of clay and its derivatives as raw material increase rapidly. The sunflower oil bleaching properties of sepiolite mineral were investigated in this study since sepiolite gains importance in terms of its industrial utilization in time due to its distinctive physical and chemical characteristics. Experimental studies were re-performed under the same conditions that carried out for industrially used Tonsile optimum 210 FF and the obtained results were compared with each other . Two different bleaching temperatures (90 and 100oC), four different bleaching times (15, 30, 45 and 60 min.) and seven different oil/clay rations (0.5, 0.65, 0.8, 0.95, 1.1, 1.25 and 1.4 %) have been used as variable parameters in the experimental study. At the end of the tests, the color of oil and FFA (Free fatty acid) % values as quality parameter fort he bleached oil have been examined. Experimantal studies showed that raw sepiolite and Tonsile provide close belaching values, however the adsorbtion rate for sepiolite was slower. In addition, it was determined that FFA values obtained with sepiolite decreased with increasing bleaching time and earth ratio. However, these values for Tonsile started to increase after a particular bleaching time and earth ratio.
- Published
- 2006
19. Discontinuity effects on groundwater storage and rock mass conductivity
- Author
-
Nalbantçılar, Mahmut Tahir, Gökay, Mehmet Kemal, and Selçuk Üniversitesi
- Subjects
Jeoloji - Abstract
Yeryüzüne ulaşan atmosferik suyun, zemin ve kaya kütleleri üzerinden akıp gitmesi veya yeraltısuyuna iletilmesi, bu kütlelerin ortam özelliklerine bağlıdır. Kayaçların gözenek veya çatlak poroziteli olması, su geçirebilme ve iletebilme özelliğini etkilemektedir. Bu çalışmada Doğanbey (Konya) doğusundaki Erenkilit dağını oluşturan volkanitlerin su geçirme ve depolama özelliği incelenmiştir. İncelenen alanda yağışla gelen suyun geçebileceği ve depolanabileceği tek unsurun süreksizlikler ile bunların oluşturduğu ağ sisteminin olduğu belirlenmiştir. Bölgede yeraltısuyunun deşarj noktaları olan pınarlara su sağlayan süreksizlikler ile diğer süreksizlikler arasındaki oryantasyonlar incelenmiştir. Böylece benzer türdeki kaya kütleleri için, yeraltısuyunun depolanması ve iletilmesinde süreksizliklerin önemi vurgulanmıştır., When atmospheric waters reach the ground surface, either it flows on it or it penetrates into ground which depends on rock mass properties. Properties of rock mass (porosity, discontinuity, etc.) influence rock mass conductivity and transmisibility because of their different porosity characteristics. In this study, volcanic rocks of Erenkilit mountain located east of Doğanbey (Konya) were investigated for their groundwater storage capacity. It is determined that, discontinuities and their connections as a network in this rock mass are the only structural features here to reserve the groundwater. Discontinuity sets in the region were found out and then their relation with the spring fractures were interpreted. Importance of the discontinuities were presented for further researchs for similar rock mass conditions.
- Published
- 1997
20. Bearing capacity analysis of layered rock for an underground mine
- Author
-
Gökay, Mehmet Kemal, Ünal, Erdal, and Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Mining Engineering and Mining ,Maden Mühendisliği ve Madencilik - Abstract
ÖZET YERALTI OCA?INDA TABAKALI KAYALARIN TAŞIMA KAPASİTELERİNİN ANALÎZÎ GÖKAY, Mehmet Kemal Yüksek Lisans Tezi, Maden Müh. Bölümü Tez Yöneticisi: Do c. Dr. Erdal Ünal Şubat 1988, 135 sahife Simav yeraltı boraks madeninde.. bul unan sedimenter ka- yaçlarda birçok plaka-yükleme deneyi yapılmıştır. Taşıma kapasitesinde ki boyut etkisini bulmak için değişik boyut taki kare kesitli plakalar kullanılmıştır. Arazi çalışmala- rinda, üzerinde deney yapılan önemli kayaçlerîn; üleksit, kolemanit ve kiltaşi laminalı kireçtaşı olduğu gözlenmiş ayrıca kiltaşi laminalı kireçtaşınm taşıma kapasitesinin lamina kalınlığına göre büyük farklıliklar gösterdiği gö rülmüştür. Arazi çalışmalar! sonucu elde edilen bilgilerden yola çıkarak yeraltı ocağında kullanılacak bireysel hidro lik direk altlıkları, değişik tabakalar için alternatif tasarımlar şeklinde verilmiştir. Labaratuvar deney sonuçlarını kullanarak arazi taşıma kapasitesine, zemin mekaniği formülleri kullanılarak ula-ı şilmaya çalışılmış fakat hasaplar sonucu elde edilen değer lerin ölçülen arazi taşıma değerlerinden yüksek olduğu görülmüştür. Bununla birlikte özellikle Hoek & Brown' nun amprik yenilme kriteri, kayaçlarin düzenlenmiş mekanikdeğerleri kullanıldığında, arazi taşıma kapasitelerine yakın sonuçlar verdiği gözlenmişdir. Süreksizlik özelliklerinin yük plakası altındaki kayaç yenilmesine etkisi teorik olarak analiz edilmiş, tabakalı ve kross-anizotropik kayaçlarda; yükleme plakası altında oluşan gerilme-def ormasyon dagilımlari incelenmiş tir. Yenilme analizlerinde Mohr-Coulomb yenilme kriteri kullanılarak, süreksizlikler arası uzaklığın ve süreksizlik pekliğinin taşıma kapasitesine etkisi analiz edilmiştir. Anahtar kelimeler : taşıma kapasitesi, laminalı kayaç, boyut etkisi. vı ABSTRACT BEARING CAPACITY ANALYSIS OP LAYERED ROCK FOR AN UNDERGROUND MINE GÖKAY'-', Mehmet Kemal - M.S. in Mining Eng. Supervisor : Assoc. Prof.. Dr. Erdal Ünal February 1988, 1J5' pages A series of plate bearing tests was carried out on sedimentary rock units in an underground borax mine. Square section loading plates with different sizes were used in order to investigate the size effect on the plate bearing capacity. Major rock types tested in the field included ulexite, colemanite, and a bedded and laminated limestone with claystone. It was observed that this lime stone showed large variations for bearing capacity depending upon the spacing of bedding and laminations. Based on the field results, alternative designs for base plates of individual hydraulic props to be used in the mine were suggested. In order to estimate in-situ bearing capacity values from laboratory test results emprical approaches suggested in Foundation Engineering and Soil Mechanics were used. It was found however that these values were higher than in-situ measured values. When proper rock failure criteria, especially Hoek &. Brown's emprical failure criterion were nxused with corrected strength parameters for in-situ condi tion, better estimates of field bearing capacity were obtained. Â theoretical analysis was conducted in order to investigate the effect of discontinuity properties, i.e. normal and shear stiffnesses and the spacing on the initi ation of bearing capacity failures. Stress distribution in a bedded or cross-anisotropic rock under plate loading was studied. A failure analysis based on the Mohr-Coulomb failure criterion was conducted to estimate the reductions in the bearing capacity with spacing and stiffness para meters of the beds. Key words : bearing capacity, laminated rock, size effect, IV 151
- Published
- 1988
21. Taş ocağı işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği şartları
- Author
-
Eren, Niyazi Ömür, Gökay, Mehmet Kemal, and Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Work safety ,Occupational health ,Mining Engineering and Mining ,Gravel quarry ,Maden Mühendisliği ve Madencilik - Abstract
İnsanlar çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorundadırlar. İş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda önlemler alınması, bireylerin daha sağlıklı ortamlarda çalışmalarına olanak sağlamaktadır. Bunun yanı sıra iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemler, iş akışının düzenlenmesine ve doğanın korunmasına yardımcı olmaktadır. Bu önlemlerin bir diğer etkisi de olası haksızlıkların önüne geçilmesi, risklerin fark edilmesi ve çözümlerin önceden belirlenmesine olanak sağlamalarıdır.Madencilik sektörü, işin doğası gereği iş kazalarına ve meslek hastalıklarına oldukça açık ortamlardır. Hem tozlu, havasız ve gürültülü ortam hem de ağır iş makinesi kullanımı ve fiziksel hareket yoğunluğu, bu sektörde diğerlerine göre çok daha fazla iş kazası olma riskini taşımaktadır. Ülkemizdeki madenlerde de sıklıkla iş kazaları meydana gelmektedir.Bu çalışmada maden ocaklarında, özellikle taş ocaklarında, iş güvenliği konusu araştırılmıştır. Alan yazın taramasının yanı sıra, örnek bir madende yaşanan iş kazalarında risklerin nasıl analiz edildiği konusunda uygulama yapılmıştır. Riskler, kazalar karşısında hangi önlemlerin alınacağının belirtilmesi konusunda önemlidir. Elde edilen bulgular, madenlerin (taş ocaklarının) özellikle çalışan ve işveren sorumluluklarının karşılıklı yerine getirilmemesi halinde çok tehlikeli işyerlerine dönüşebileceğini göstermiştir.Bu tez çalışmasında uygulamaların yapıldığı bazalt ocağında, riskli parametleri anlamak için çalışma şartları değerlendirilerek kontrol listesi (Check List) hazırlanmıştır. Çalışmada `L Tipi Risk Değerlendirme Karar Matrisi` ve `Fine Kinney Risk Analizi` örneği kullanılmış olup çıkan sonuçlar karşılaştırılarak yorumlanmıştır.Anahtar Kelimeler: İş sağlığı ve güvenliği, Maden, Risk, Taş ocağı People have to work to satisfy their various needs. Taking measures on occupational accidents and occupational health problems allows individuals to work in healthier environments. In addition, occupational health and safety measures help to regulate workflow and protect natural environment. Another effect of these measures is to prevent possible injustices, to realize risks and to allow solutions to be determined in advance.Mines and quarry enterprises are very open to occupational accidents and health related problems due to the nature of the works there. Working in dusty, polluted air and noisy environment; usage of heavy construction equipments; and intensive physical movements increase risk of having more work related accidents with respect to other industry sectors. In Turkey, work related, occupational, accidents have occurred frequently in mines.In this study, occupational safety was investigated in mines, especially in quarries. In addition to literature review, an application has been performed to realize how risks are analyzed in a selected sample mine. Risks are important in specifying which measures will be taken against accidents. The findings show that the mines (quarries) have very dangerous working areas, especially if the employees and the employer's responsibilities are not fulfilled.Risky parameters at a basalt quarry have been evaluated in this work to produce Check List for safer working environments. In order to define risky conditions for safe work & workplace safety condition for tested quarry, L-Type risk evaluation decision matrix and Fine Kinney risk analysis method were used. The results were then, compared for their evaluations.Keywords: Mine, Occupational Health and Safety, Risk, Quarry 89
- Published
- 2019
22. Mermer fabrikalarında blok kesimleri sırasında oluşan kayıpların incelenmesi
- Author
-
Yildirim, Ahmet, Gökay, Mehmet Kemal, and Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Mining Engineering and Mining ,Maden Mühendisliği ve Madencilik - Abstract
Doğaltaş sektöründeki madencilik çalışmaları, doğaltaş ocaklarında ve doğaltaş kesme fabrikalarında, tesislerinde, yapılan çalışmalar olarak iki farklı gruba ayrılabilir. Ülkemizde üretimi yapılan en önemli doğaltaşlar mermer, traverten ve andezit türleridir. Doğaltaşların ocak üretimi sırasında oluşan kayıpların yanı sıra, ocaktan kesme fabrikasına getirilen doğaltaş bloklarından kesim yapılması sırasında da kayıplar oluşmaktadır. Bu çalışmada Elazığ ili merkez ilçesine yakın bir doğaltaş kesme fabrikasında, doğaltaş bloklarının kesimi sırasında oluşan kayıplar izlenmiştir. Benzer boyutlara sahip aynı tür doğaltaş bloklarından elde edilen satışa hazır plakaların toplam yüzey alanları hesaplandığında, farklı plaka alanları ortaya çıkabildiğine göre, bu farklılaşmanın nedenleri kesim işlemleri izlenerek bu çalışmada örneklenmiştir. Doğaltaş, mermer bloklarını kesmekte kullanılan testere disklerinin veya katrak makinesi lamalarının, doğaltaşları keserken oluşturduğu mikronize mil (şılam) miktarı, siparişlerin boyut farklılıkları, plaka kalınlık farklılıkları, mermer blokları içindeki mikro süreksizlikler, bozukluklar, işçilik hataları, doğaltaş cinsinin getirdiği mekanik ve diğer özellik farklılıkları, doğaltaş kesme makinelerinin farklı özellikleri, doğaltaş bloklarının kesim işlemleri sırasında oluşan kayıpların ana nedenlerini oluşturmaktadır. Bu faktörlerin genel değerlendirmesi, doğaltaş kesme fabrikalarında oluşan kesimle ilgili kayıpların daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Böylece, doğaltaş kesme işlemleri daha bilinçli planlanarak ülkemiz ekonomisine katkı sağlanabilecektir. Kesim sırasında oluşan kayıpların, önlenebilir nitelikte olanlarının belirlenmesi, doğal kayaç içeriğine bağlı olarak ortaya çıkan kayıplar için uygulanan ve uygulanabilecek ek yöntemler bu çalışmada ele alınmıştır. Mining related operations in natural stone industry can be divided into two sections, one of them is natural stone mining and the other one is natural stone dimensioning plant, (NSD plant), operations. Marbles, travertines and andesite rocks have been common natural stones types economically mined in Turkey. When the waste, (unusable stone fragments, micronized rock dust etc.) in consideration, wastes can be created in natural stone mines and they can be occurred in NSD plant. In this thesis study, wastes generated at a NSD plant near Elazığ city (Turkey) have been perceived to evaluate waste occurrence cases. When two typically sized natural stone blocks from the same stone mines are started to be dimensioned in a NSD plant (by using the same cutting and dimensioning machines), total saleable natural stone plate surface areas (for the similar plates) obtained at the end of the operation can be different. It was aimed in this study to observe and understand governing (influencing) parameters of these differences. Actually, parameters influencing the waste amounts in NSD plants can be related with followings; cutting machine and its disk's performances, different marble plate dimensions required to be cut, marble plate thickness differences, micro discontinuities in marble blocks, irregularities in the marble blocks, problems related with workers, mechanical property differences of natural stones, marble dimensioning machine types and their properties. Detail evaluations of these parameters have searched to understand cause of the waste materials generated at NSD plants. Thus, mining operations in natural stone mines and NSD plants will be planned accordingly to minimize these wastes. This action will impact positively on Turkish natural stone industry as well. Particularly, wastes occurred during marble dimensioning in NSD plants have been aimed here to be determined. Appointments are given consequently to decrease wastes generated at NSD plants. 125
- Published
- 2019
23. Yeraltı kömür ocaklarında kullanılan yürüyen tahkimatların üzerine gelen yük dağılımı: Eynez Linyit Ocağı örneği
- Author
-
Sopaci, Halim Engin, Gökay, Mehmet Kemal, Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı, and Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Hydraulic props ,Yeraltı mekanize kömür madenciliği ,Hydraulic advancing longwall supports ,Yürüyen tahkimat hidrolik basıncı ,Longwall mining method ,Maden Mühendisliği ve Madencilik ,Kaya mekaniği ,High pressurized hydraulic systems ,Hydraulic pressure at hydraulic face supports ,Rock mechanics ,Mining Engineering and Mining ,Uzunayak ,Yüksek hidrolik basınçlı sistemler ,Yürüyen tahkimat ,Mechanized underground coal mining - Abstract
Son yıllarda ülkemizde artan mekanize sistem kömür ocaklarında, yürüyen tahkimat ünitelerinin üzerlerine gelen tavan yükünden dolayı, hidrolik uzunayak tahkimatlarının, hidrolik sistemlerinde oluşan basınç dağılımları incelenerek, bu değerlerin maden işletme ve kaya mekaniği açısından anlamlı veriler oluşturup oluşturmadığını değerlendirilmektedir. Kömür üretimi sırasında ayak hidrolik tahkimat ünitelerinden elde edilen hidrolik basınç verileri, bu tez kapsamında teorik ve pratik açıdan, çalışılan kömür tavan kayacının durumu, kesici makinenin konumu, tavan kayacında oluşan çatlaklık durumları da göz önüne alınarak araştırılmıştır. Bu çalışma sırasında, hidrolik tahkimatların çalışma prensipleri farklı modeller bazında incelenmiş ve Demirexport A.Ş. – Fernas İnşaat A.Ş. Eynez (Soma/Manisa) yeraltı kömür ocağında kullanılan hidrolik tahkimatların özellikleri ayrıca gözden geçirilmiştir. Bu tahkimat sistemlerinin üzerlerine gelen yükleri taşıma prensipleri, ilerleme yöntemleri, mekanik ve hidrolik aksamları da düşünülerek incelemeye tabi tutulmuştur. Hidrolik pistonlarla desteklenen tavan sarmaları üzerine gelen tavan yükünü karşılayan destek kuvvetin nasıl verildiği ve bu kuvvetin hidrolik kollarda nasıl hidrolik basınca dönüştüğü değerlendirilmiştir. Bu aşamadan sonra ölçümler sırasında izlenen kömür kesme ve bekleme sürelerini kapsayan zaman zarfları içinde hidrolik tahkimatlar üzerinde farklılaşan tavan basıncının lokasyonları, dağılım dereceleri, artış oranları, tavan jeolojik bilgisi ile değerlendirilmiştir. Bu tez çalışmasında, ülkemizde özel sektörün yeraltı kömür madenciliğine duyduğu ilginin artmasıyla, sağladığı pratik kullanışlılık ve diğer avantajlarından dolayı mekanize uzunayak sistemleri ve yürüyen tahkimat ünitelerinin kullanımında artış beklenmektedir. Bu durum yeratlı kömür ocaklarında kaya mekaniği konularını da içine alan ek yararlar sağlayacaktır. İlgili konuda, günümüze kadar yapılan çalışmaların özetlendiği ve yürüyen tahkimat ile çalışan bir uzun ayak uygulanmasının değerlendirmesini içeren bu tez çalışması, yürüyen tahkimatlar içinde gelişen hidrolik basınç farklılıklarının, bu tahkimatlar üzerine gelen yük farklılığına bağlı olması nedeniyle, uzunayak tavan tabakalarından yürüyen tahkimatlara aktarılan yükleme durumuna açıklama getirecektir. Aktarılan yükün farklılıklarının, ayak içi çalışma durumuyla bağlantılı olarak değerlendirmesi uzunayak uygulamasının ayak boşluğunda oluşturduğu yükleme durumuna etkisini ortaya koyduğundan, ayak içi iş ve işyeri güvenliğinin takibi açısından değerli veriler sunmuştur. Ayak içinde, tavandan gelen yükleme durumuna göre tavan tabakalarının yüke dayanma veya yükü taşıyamayıp hidrolik tahkimatlara yığılma durumlarının incelenmesi, bu tez çalışmasının önemli çıktıları arasındadır., In recent times, mechanized longwall mining systems have been used commonly in Turkey. The usage of them leads different research activities related with longwall mining. Since longwall advancing hydraulic supports, can also be called as longwall shields, are operated on the bases of hydraulic system, hydraulic pressure measured from their system could then be used for the estimation of roof loads over these shields. Differentiation of hydraulic pressure in their system is required evaluation of longwall roof loading conditions together with roof strata conditions, local mining activities and rock mechanics properties. In this study, hydraulic pressure values obtained from longwall shields were analyzed according to longwall mining conditions such as; face coal cutting cycle and roof strata quality. Hydraulic face shields and their working principles were analyzed at the beginning of the research by considering different face support types. Then hydraulic advancing face shields which were selected for Demirexport Company & Fernas Company consortium's Eynez (Soma/Manisa) underground longwall mining conditions were then confirmed carefully for their properties. Load carrying properties, advancing mechanisms, mechanical & hydraulic parts of these supports were checked carefully to understand their behavior in underground conditions. Overburden loads transferred through roof strata, hydraulic supports' canopy models, hydraulic pistons which support the canopies against the roof loads and hydraulic pressure increased in pistons were considered one by one to realize the hydraulic pressure accumulation to evaluate. Afterthat, during the measurement stage of the research, hydraulic pressure differences were recorded including the notes of location of coal cutting face plough, location of checked face shield members and local roof conditions. In this research, data collected from hydraulic face shields lead to understand the differentiation of overburden roof loads at longwall openings. These data also the main source to understand load transfer differentiation of overburden roof strata. Working conditions in longwall operations are determined one of the main reasons of overburden load differentiation. Therefore the collected data were used to understand relevant conditions as well. Load transferring along the longwall faces can be different and this segregation might be the results of overburden cracks and weakness zones. Therefore hydraulic pressure obtained through the longwall shields were valuable data when we think about the roof loading and loading conditions especially engineers consider work and workplace safety conditions.
- Published
- 2018
24. Doğaltaş blokları içindeki bozuklukların yer radarı ile belirlenmesi
- Author
-
Uzbaş, Mehmet, Gökay, Mehmet Kemal, and Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Mining Engineering and Mining ,Maden Mühendisliği ve Madencilik - Abstract
Bu tez çalışmasında yer radarı kullanılarak, Konya'da bulunan bir doğaltaş işleme tesisine, işlenmek üzere gelen doğaltaş blokları üzerinde ölçümler yapılmış ve bu ölçümler sonucu elde edilen radar grafikleri yorumlanarak, muhtemel çatlak ve boşluklar tespit edilmiştir. Ölçüm yapılan bloklar kesim sırasında takip edilerek yapılan yer radarı ölçümlerinin ve yorumlarının isabetli olup olmadığı değerlendirilmiştir. Yer radarı uygulamasının pratik olması ve grafiklerin değerlendirilmesini takip eden süreçte içinde problem içeren doğaltaş bloklarının ayrılması, doğaltaş işleme tesislerinin verimini artıracaktır. Özellikle dış kısımdan belli olmayan süreksizlik ve boşlukların belirlenmesi, bu işle uğraşan şirketlere ekonomik kazançlar sağlayacaktır. Gizli süreksizlik içeren doğaltaş bloklarının üretim yapılan ocaklarda bırakılması, taşıma ve kesim harcamalarını azaltacaktır. Bu çalışma bu amaca ulaşmak için yer radarının kullanılabileceğini ortaya koyarken, yer radarı grafikleriyle kesimden çıkan doğaltaş plakalarının benzerlikleri, süreksizlik ve boşlukların kesimden önce belirlenebileceğini göstermiştir.Bu çalışma kapsamında 6 adet traverten bloğu üzerinde yer radarı ile ölçümler yapılmıştır. Bu blokların öncelikle üst yüzeylerinde, daha sonra da yan yüzeylerinde uygun yer radarı anteni kullanılarak ölçüm verileri alınmıştır. Seçilen traverten blokları yüzeylerinde işaretlenen doğrusal hatlar (toplam 120 hat) boyunca yapılan ölçümler daha sonra ilgili bloğun içyapısını incelemek üzere değerlendirmeye alınmıştır. Radan7 yazılımıyla değerlendirilen ölçüm verilerinin, sağlaması ilgili traverten bloklarının kesim aşaması takip edilerek yapılmıştır. Traverten blokları kesilmeden önce yer radarı ölçümlerinden belirlenen boşluklar, ilgili blokların plakalar halinde kesilmesinden sonra, plakalar incelenerek karşılaştırılmıştır. Bu çalışma sonrasında yer radarı grafikleriyle kesimden çıkan bozuklukların büyük bir oranda örtüştüğü gözlenmiştir. In this research, selected natural rock blocks (arrived to rock cutting factories in Konya city, Turkey) were measured by using ground penetration radar, GPR. Related graphics obtained from these tests have then been evaluated to determine existing discontinuities, defects and voids in these rock blocks. After the blocks were plated, they were photographed and coded to have actual cross-section appearances. The GPR graphics and coded plate photographs were then compared to estimate if GPR application on natural rock blocks are suitable or not. Especially the companies, who are in natural rock mining and rock block plating business, are keen to have a methodology to separate the defected rock blocks in the mine site. Determination of discontinuities and weakness zones before mining operations are very important. Supplying related information to responsible mining engineers brings economic advantage to mining companies. Therefore practical and economical opportunity of GPR applications in natural stone mining are numerous to be realized in near future. After the delivery operations, natural stone blocks are ready to cut into plates in rock cutting facilities according to required dimensions. Since the products of these operations are natural stone plates, waste of rock reserves are very high if the rock blocks have defects inside. In this research, it has been demonstrated that graphics obtained from GPR measurements of natural rock blocks could be used to estimate discontinuities, defects and voids located inside of them. In this work, 6 travertene rock blocks were selected for GPR measurements. The measurements were performed on top surface of the blocks then similar measurements were repeated from the blocks' side faces. The measurements were obtained through GPR test lines (total tested lines: 120) on the selected rock block faces. Electromagnetic data obtained from these tests were then evaluated by using Radan-7 software. GPR graphics which simulate cross-sectional view of the rock blocks, were compared actual situation appeared after plating of the rock blocks. It was resolved that GPR test results and actual rock situation were commonly found coinciding. 53
- Published
- 2016
25. Yer radarı ve traverten ocağına uygulaması
- Author
-
Qasimi, Mohammad Abbas, Gökay, Mehmet Kemal, and Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Mining Engineering and Mining ,Maden Mühendisliği ve Madencilik - Abstract
Yerradarı (GPR) hasarsız jeofiziksel yeraltı araştırma yöntemi olarak, sıg derinlikleri incelemek için kullanılmaktadır. Kaya tabakalarının uzantıları ve kalınlıkları düşünüldüğünde bunların sığ derinliklerde GPR ile ortaya çıkarılması mümkün olmaktadır. Yerradarlarında kullanılan biostatik antenler yardımıyla yeryüzünden yeraltına doğru yöneltilen radar dalgalarının gönderilme ve geridönüş zaman aralıkları, gönderilen dalgaların dalga boylarının hassas bir şekilde ölçülebiliyor olması yerradarı uygulamalarını yaygınlaştırmıştır. Elektronik devreler konusundaki bu gelişmelere bağlı olarak yerradarında kullanılan elektromanyetik dalgalarda testler sırasında oluşan farklılıkların incelenerek değerlendirilmesi sonucu, yeraltında bulunan kaya tabakalarının şekilleri, boyutları, varsa fay ve kıvrımlar görsel olarak belirlenebilir duruma gelmiştir.Bu araştırmanın arazi uygulamaları sırasında bir traverten ocağında yerradarı (GPR) uygulamaları yapılmış ve elde edilen veriler analiz edilmiştir. Konya'da Selçuk Üniversitesi kampüsü yakınlarındaki Ardıçlı köyünde bulunan bir traverten ocağı şevinde GSSI SIR-3000 model yerradarı ile test edilmiştir. Yapılan bu ölçümlerden elde edilen GPR verileri, bilgisayara aktarıldıktan sonra yeraltının 2-boyutlu kesit grafikleri Radan-7 yazılımı kullanılarak grafiksel sonuçlar haline getirilmiştir. Yeraltının 2-boyutlu (derinlik-yüzey uzunluğu) grafikleri, GPR ölçümünün yapıldığı ölçüm hatları boyunca, traverten kaya kütlesi içindeki kırıkların, tabakaların ve ezik zonların yerlerini belirlemekte kullanılmıştır. GPR grafiklerinde gözlenen kil tabakası ile traverten ocağının şev aynasında görülen kil tabaksının uyumlu olduğu gözlenmiştir. Ayrıca bu traverten ocağında gözlenen kırıkların üç boyutlu modellemesi, ve bunların 5-10 metre derinliğe kadar ilerlediği bu grafiklerden elde edilen diğer sonuçlar olarak ortaya konulmuştur. Ground penetrating radar (GPR) is a non-destructive geophysical exploration method that can be used in shallow subsurface exploration. Using GPR, it is possible to make high precision measurements of thickness of deposit layer and its distribution in research area. In cases when GPR measurements are performed by biostatic antenna system, time intervals after which reflected signals are received usually are measured relatively to arrival of direct signal. As a result of precise time interval among the returned GPR signals, underground rock formations, faults and other features are visualized according to signal differences.In this research study, application and the resultant graphics of GPR on travertine mine were analyzed. GSSI SIR-3000 ground penetration radar system was used for geophysical survey of the selected travertine mine near Ardıclı (Konya) village. After collecting GPR data from field test performed on the targeted travertine rock mass, two dimensional GPR graphics were obtained by using Radan-7 software. The resultant graphics presents the section views of the underground where the GPR measurements were taken. Since the travertine in the selected mine have minor and major fractures observed on its slope, GPR test measurement line locations were pre-determine according to visualize these fracture continuity in the travertine rock mass. It is determined that some of the fractures presented signals which seemed to penetrate 5-10 meters deep from the existing slope face. 109
- Published
- 2014
26. Konya şehir merkezinin kuzey batısında yeralan kireçtaşlarının kesilebilirliği
- Author
-
Dursun, Arif Emre, Gökay, Mehmet Kemal, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Mekanize kazı ,Küçük boyutlu kesme deneyleri ,Cutting performance prediction ,Small-scale cutting experiments ,Artifical neural networks ,Maden Mühendisliği ve Madencilik ,İstatistiksel yaklaşım ,Mechanical excavation ,Mining Engineering and Mining ,Specific energy ,Spesifik enerji ,Properties of rock ,Yapay sinir ağları ,Performans tahmini ,Kayaç özellikleri ,Statistical method - Abstract
Son yıllarda ülkemizde madencilik ve inşaat amaçlı kilometrelerce uzunlukta galeri/tünel açılmaktadır. Şehirleşmenin hızla artmasıyla hem ulaşım hem de alt yapı amaçlı tünellere ihtiyaç artmıştır. Bu tünellerin hızlı ve güvenli bir şekilde açılması gerekmektedir. Madencilikte ise yeryüzüne yakın maden kaynaklarının azalması ve çevre ile ilgili kısıtlamalardan dolayı üreticiler hızla yeraltı madenciliğine yönlenmektedir. Bu durumda yeraltı işletmeciliğinde üretime erken başlamak için galeri açma işleminin hızlı olması istenmektedir. Bu istek, kazı işleminde mekanize yöntemlerini daha fazla tercih edilir duruma getirmiştir. Mekanize kazı sistemlerinde kazı performansının güvenli bir şekilde kestirimi çok önemlidir. Kazı performansının kestirimi; teknik, ekonomik olarak uygulanabilirliğin ve kazı hızlarının kestirimi olarak tanımlanabilir ve kazı işlerinin ekonomikliğini hayati derecede etkilemektedir. Bu kestirim mekanize kazı sistemlerinde kullanılacak makinelerin seçimini kayaç özelliklerine uygun olarak yapılmasını ve bu tür makinelerin verimli çalışmasını sağlamaktadır. Bu durum mekanize kazıyı diğer kazı sistemlerine göre daha avantajlı duruma getirmektedir. Doktora araştırmasını içeren bu çalışma Konya bölgesi ve civarından temin edilen kayaçların kesilebilirlik özelliklerini belirmek için yapılmıştır. Bu amaçla Konya bölgesi ve civarından temin edilen 24 çeşit kayaç numunesi üzerinde kesme ve kaya mekaniği deneyleri yapılmıştır. Bu araştırmanın ana içeriğini; kesme deney setinin oluşturulması, laboratuar çalışmaları ve spesifik enerji tahmin modellerinin oluşturulması teşkil etmektedir. Araştırmada kullanılmak üzere özel olarak düzenlenen ?Kesme deney seti (planya makinesi)?; yük hücreleri, akım-gerilim dönüştürücüler, motor hız kontrol sistemi, sinyal dönüştürücüler ve veri toplama kartı gibi mekanik ve elektronik donanımlardan oluşmaktadır. Bu kaya kesme deney seti sayesinde buna benzer daha önce yapılan benzer çalışmalardan farklı olarak spesifik enerji değeri iki farklı yöntemle hesaplanmıştır. Bu yöntemler kesme kuvvetinden hareketle hesaplanan mekaniksel spesifik enerji değeri ile akım ve gerilim değerlerinden hareketle hesaplanan elektriksel spesifik enerji değeridir. Laboratuar çalışmaları kaya mekaniği deneyleri ile kesme deneylerinden oluşmaktadır. Kayaçların fiziksel ve mekanik özelliklerini belirlemek için yoğunluk, tek eksenli basınç, sonik hız, schmidt çekici, nokta yükleme, brazilian ve kırılganlık gibi kaya mekaniği deneyleri yapılarak kesilebilirlik deneylerinde kullanılacak kayaçların mekanik değerleri belirlenmiştir. Yapılan kaya mekaniği deneyleri sonucunda ele alınan kayaçların yoğunluk değerleri 1,43 - 2,77 g/cm3, tek eksenli basınç dayanımları 4,44 - 80,73 MPa, P dalga hızları 1,88 - 6,58 km/sn, Schmidt çekici sertlik değerleri 25,95 - 80,26, nokta yükleme dayanımları 0,76 - 6,95 MPa, dolaylı çekme dayanımları 1,05 - 6,88 MPa ve kırılganlık değerleri % 57,64 - 89,14 arasında değişmektedir. Kesme deneylerinde küçük boyutlu doğrusal kazı seti kullanılarak kesme deneyleri yapılmış ve birim hacimdeki kayayı kesmek için gereken spesifik enerji değeri hesaplanmıştır. Kesme deneyleri değişik keskiler arası mesafe (s) ve 2 mm kesme derinliği (d) uygulanarak yapılmıştır. Optimum spesifik enerji değerleri ise s/d'nin belli değerlerinden bulunur. Bu değer mekanik kazıcıların perfomans tahmininde kullanılır. Kesme esnasında yük hücreleri kesme kuvvetini, akım-gerilim dönüştürücülerde akım ve gerilim değerlerini ölçmekte bu değerler veri toplama kartı ve Matlab programı vasıtasıyla bilgisayara kaydedilerek yardımsız ve optimum s/d'deki elektriksel ve mekaniksel spesifik enerji değerleri hesaplanmıştır. Yardımsız kesme deneyleri sonucunda ele alınan kayaçların mekaniksel spesifik enerji değerleri 5,68 - 63,45 MJ/m3, elektriksel spesifik enerji değerlerleri 8,22 - 60,13 MJ/m3 arasında değişmektedir. Optimum s/d'deki mekaniksel spesifik enerji değerleri 5,41 - 61,37 MJ/m3, elektriksel spesifik enerji değerleri ise 7,49 - 56,27 MJ/m3 arasında değişmektedir. Spesifik enerji tahmini için kayaç özellikleri, elektriksel ve mekaniksel spesifik enerji değerleri, akım-gerilim değerleri, kesme esnasındaki güç değerleri kullanılmış, istatistiksel ve yapay sinir ağları analiz yöntemleri ile çeşitli tahmin modelleri geliştirilmiştir. Bu tahmin modelleri, uygulayıcı mühendisler tarafından spesifik enerjiye en kolay ve ucuz bir şekilde ulaşılabilecek parametrelerden seçilerek geliştirilmiştir. İstatistiksel modeller kayaç özelikleri kullanılarak SPSS 15.0 istatistiksel paket programı ile ikili ve çoklu regresyon analizi yapılarak geliştirilmiştir. Yapay sinir ağları uygulamasında ise kayaç özellikleri ile kesme sonuçlarından elde edilen kesme kuvveti, akım-gerilim değerleri, güç değerleri gibi birçok parametre kullanılarak modeller geliştirilmiştir. Ayrıca bazı araştırmacıların önerdiği performans tahmin yöntemleri kullanılarak ilgili kayaçlarda açılacak bir tünelde yapılabilecek mekanize kazı işleminin performans değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu tez çalışması ile elde edilen sonuçlar, spesifik enerji değerinin kayaç özelliklerinden, kesme sonucu elde edilen çeşitli parametrelerden ve küçük boyutlu kesme deney seti kullanılarak, tahmin edilebileceğini göstermektedir., In recent years, several tunnels/galleries have been excavated for the purpose of civil and mining in Turkey. Due to the rapid increase of urbanization, requiremend of underground tunnel connections have been increased for the purpose of both transportation and substructure. These tunnels are also asked to be excavated safely and rapidly. In mining industry, miners have been obligated to underground mining methods additionally due to decrease of ore deposits near earth surface. There are also several constrains related with environmental land usage in open cast mining which promote underground mining operations. In underground mining operations however, development and ore production mining activities have been required to be performed rapidly to produce ore for world mineral markets. Because of these operational requirements in recent mining industry, mine companies have been preferred mechanized excavation methods. In mechanized excavation systems, secure prediction of excavation performance is very important. The prediction of excavation performance can be defined as a technique based on economic feasibility and estimation of excavation rate. It is vital for the economic efficiency of excavation works. This technique enables appropriate selection of excavation machines according to rock characteristics and efficient working of these machines. Thus mechanized excavation techniques have been more advantageous compared to other excavation systems. In this research study, determination of cuttability properties of rocks obtained from North-West of Konya city carried out. For this purpose rock cutting and rock mechanic experiments were performed on 24 different rock samples obtained from Konya region. This study includes, uniting the rock cutting test equipment parts for fine performance, laboratory studies and modelling prediction of specific energy. Cutting test equipment includes mechanic and electronic parts such as a shaping machine, load cells, electrical current and voltage transducer, AC motor drive, signal convertor and data acquisition card. Through the rock cutting tests performed in this study, specific energies of tested rock samples have been calculated by two different methods. These methods are mechanical specific energy calculated from cutting forces and electrical specific energy calculated from electrical current and voltage values. This is one of the differentiating research activities performed in this research study from the similar work done in the past. Laboratory tests consisted of rock mechanics and rock cutting tests. The rock mechanics tests such as, uniaxial compressive strenght, tensile (Brazilian) strenght, P wave velocity, Schmidt hammer rebound, point load strenght, density and brittleness experiments were performed on rock samples to determine their physical and mechanical properties. The rock mechanics tests carried out on rock samples showed that the density values changed between 1.43 ? 2.77 g/cm3, uniaxial compressive strength tests between 4.44 ? 80.73 MPa, P wave velocities between 1.88 ? 6.58 km/s, Schmidt hammer rebound values between 25.95 ? 80.26, point load strength between 0.76 ? 6.95 MPa, brazilian tensile strenght between 1.05 ? 6.88 and brittleness tests between 57.64 ? 89.14 %. The cutting experiments were performed using small-scale linear rock cutting test equipment and amount of energy equired to cut a unit volume of rock was calculated. Cutting tests were used to measure the cutting forces of cutting tool and evaluate specific energy values of the rocks for different cutter spacing (s) and depth of cut. Optimum specific energy values are obtained for specific value of s/d ratio. Optimum specific energy values are used in estimating the cutting performance of mechanical excavators. During the cutting tests, cutting forces measured by load cells, electrical current and voltage values of cutting machine had been measured by current-voltage transducer. While measuring these test outputs, they had been automatically saved on computer safely by uisng digital data acquisition card. After the tests, Matlab software programs were facilited to calculate mechanical and electrical spesific energy values of unrelieved and s/d ratio by using those computer saved test outputs. The unrelieved rock cutting tests on different rock samples showed that the mechanical specific energy values changed between 5.68 ? 63.45 MJ/m3, the electrical specific energy values between 8.22 ? 60.13 MJ/m3. The optimum s/d mechanical specific energy values changed between 5.41 ? 61.37 MJ/m3, the electrical specific energy values between 7.49 ? 56.27 MJ/m3. Properties of the tested rock samples, electrical current, voltage and power values were used to predict purposed specific energy of the samples. Various prediction models were tested and developed here by using statistical and artificial neural network analyses methods. These prediction models were developed by using the parameters which responsible mine engineers in the field can facilitate easily. Statistical models were also developed in this research by using properties of rocks based on binary and multiple regression analyses with SPSS software (Version 15.0). In artificial neural network application the models were developed by using properties of rock and cutting results such as cutting force, electrical current, voltage and power values. Excavation performance values were also determine for the tested rock samples which had been collected around the Konya region in case of mechanized excavation systems will be selected for these rocks in future. The results of this thesis study showed that specific energy values can be predicted from the rock properties and cutting test results. These studies showed also that using small-scale linear cutting machine directly influence the selection of most efficient mechanical excavators in mining and civil engineering applications., Bu tez çalışması Selçuk Üniversitesi BAP Koordinatörlüğü tarafından 10101006 nolu proje ile desteklenmiştir.
- Published
- 2012
27. Investigation of glazability of Afyon-Iscehisar volcanic rocks and glaze materials
- Author
-
Sarıışık, Gencay, Gökay, Mehmet Kemal, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Natural stones ,Volkanik kayaçlar ,Decor ,Andezitler ,Türk standartları ,Sırlama ,Volcanic rocks ,Doğal taşlar ,Turkish standards ,Andesites ,Boron minerals ,Screen printing ,Glazing ,Serigrafik baskı ,Bor mineralleri ,Dekor - Abstract
Çalışmada, volkanik doğal taş hammaddelerinden katma değeri yüksek yeni bir ürün olan volkanik doğal taş seramiği olarak adlandırılan ürünün üretilmesi, sır ve dekor teknikleri uygulanarak bu malzemenin iç ve dış mekânlarda sanatsal, dekoratif özelliklere sahip ürün olarak kullanılması, standartlarının daha da geliştirilmesi ve iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Volkanik kayaçlardan elde edilen plakaların 800 ºC-1160 ºC arasında artistik sırlarla kaplanması ve hazırlanan farklı sır içerikleriyle (reçeteleriyle) uyumunun gözlenmesi bu çalışmanın ana unsurlarındandır. Sır altı ve sır üstü dekor teknikleri ile farklı yüzey görünümleri kazandırılan volkanik doğal taşların iç ve dış mekânlarda kullanılabilirliği araştırılarak malzemenin endüstriyel ve sanatsal alandaki mühendislik özellikleri standartlara göre test edilmiş ve ?volkanik doğal taş seramiği? olarak yeni bir ürün ortaya konulmuştur. Bu çalışmada, Afyon-İscehisar (Karakaya) yöresi volkanik kayaçların ısıl işlem öncesi ve sonrası kimyasal, mineralojik ve petrografik, fiziksel ve mekanik özellikler, XRD, SEM, Dilatometre, DTA-TG, Isı Mikroskobu, Çevre Etkileşim analizleri belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre andezit örnekleri sanidin, mika ve piroksen mineralerinden oluşmaktadır. Isı mikroskobu ölçümlerine göre maksimum seviyede sinterleşmenin gerçekleştiği sıcaklık 1138 ºC'dir. Nihai ürün haline getirilen sırlı ve dekorlu volkanik doğal taş seramiğinin TS EN ISO 10545 standartlarına göre analizleri yapılmıştır. TS EN 14411 standardına göre yapılan sınıflandırmada, yeni ürün olan sırlı volkanik doğal taş seramiğinin iç ve dış mekânlarda yer karosu, duvar karosu olarak kullanım özellikleri belirlenmiştir. Bu sınıflandırma ve malzemede yapılan testlerin sonuçlarına göre yeni ürün olan doğal taş seramiğinin, iç mekânlarda yer ve duvar karosu olarak endüstriyel kullanılabilirliği ortaya konulmuştur., In this study, it is aimed to produce a new product called as ?volcanic natural stone ceramic?. It is basically a ceramic covered natural stone plate. Glaze processes introducing in this research add high rank value to natural volcanic rocks by supplying new market options at indoor and outdoor ceramic applications. By using ceramic glazing and decor techniques it has been aimed to improve engineering properties of ceramic covered natural stones. Observing the coherence of the volcanic rocks with the artistic glazes between 800 ºC and 1160 ºC, providing different surface images with above glaze and in glaze decor techniques, and researching its applicability for indoor and outdoor places, the applicability of the material in industrial and artistic fields was presented as a new product. In this thesis study, the chemical, mineralogical and petrographical, physical and mechanical properties, XRD, SEM, Dilatometer, DTA-TG, Heat Microscope, environment interaction analyses of the volcanic rocks in the Afyon-İscehisar (Karakaya) region (before and after the heating process) have been find out. Analysis indicated that the andesite samples consisted of sanidine, mica and pyroxene minerals respectively. In heat microscope measurements, maximum sintering temperature was recorded as 1138ºC. The glazed and decorated volcanic natural stone ceramic which was became the final product was analyzed according to the TS EN ISO 10545 standards. In the categorization made according to the TS EN 14411 standard, the usage properties of the glazed volcanic natural stone ceramic which is the new product for the indoor and outdoor places as floor and wall tile were determined. According to this categorization and the test results of the material, the applicability of the natural stone ceramic which is the new product for the indoor and outdoor places as floor and wall tile was put into the forefront.
- Published
- 2010
28. TKİ-Ilgın Linyit Ocağı ÇG-2 panosunun elektriksel direnç ölçümüyle rezerv değerlendirilmesi
- Author
-
Arslan, Cengiz, Gökay, Mehmet Kemal, Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı, Gökay, M. Kemal, and Maden Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Elektrik yerdirenci ölçümü ,Electrical earth resistance measurement ,Induced polarization ,Yapay uçlaşma ,Mining Engineering and Mining ,Resistivity ,Konya ,İndüklenen kutuplaşma ,Maden Mühendisliği ve Madencilik ,Ilgın ,Self potential - Abstract
Jeofizik yöntemleri ile yer kabuğunun sığ derinliklerinde bulunan ekonomik bünyelerin bulunması, yeraltı yapılarının geometrik biçimlerinin saptanmasını ve jeolojik süreksizliklerinin araştırılıp bulunması amaçlanır. Son zamanlarda oldukça önemli ilerlemeler yaşanan sığ yüzey jeofiziğinde elektrik yöntemlerle yapılan başarılı maden arama ve diğer uygulamaların sayısı artmaktadır. Kolay uygulanabilirliği, hızlı ve ekonomik olması bakımından elektriksel yer direnci ölçüm yöntemleri oldukça fazla tercih edilen jeofizik yöntemlerindendir. Elektriksel yer direnci ölçüm yöntemleri olan; doğru akım özdirenç ölçümleri, yapay uçlaşma ve doğal potansiyel ölçüm yöntemleri farklı mühendislik alanlarında ihtiyaç duyulan bilgilerin bir kısmının sağlanması için çözümler üretmektedirler. Doğru akım özdirenç yöntemi; yeraltı suyu aramaları, yeraltındaki tabaka kalınlıklarının ve konumlarının belirlenmesinde; mühendislik yapıları için yer seçimi ve bu yapı temellerinin iyileştirilmesinde; su girişinin ve girişiminin belirlenmesinde, yüzeye yakın ve zayıf ayrışma bölgelerinin belirlenmesi gibi çalışmalarda sıkça kullanılmaktadır. Kömür yataklarının aranmasında daha çok özdirenç, yapay uçlaşma, doğal potansiyel ölçüm ve sismik yöntemler kullanılmaktadır. Bu araştırma çalışmasında TKİ Ilgın Linyit Ocağı'nda kömür tabakalarının kalınlıklarının rezerv sınırına doğru değişimi araştırılmıştır. Sahada daha önce yapılan sondajlar da dikkate alınarak rezerv sınırlarının tespiti çalışmaları yapılmıştır. Bu araştırmanın sağlayacağı pratik kazanımların madencilik alanında kullanım seviyesi konusunda yorum yapılabilmesi için işlemin maden sahalarında uygulamaları araştırılmıştır. Elektriksel direnç ölçümlerinin madencilik çalışmalarına katkısı bu araştırmadan elde edilen bilgilerle değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Elektrik yerdirenci ölçümü, yapay uçlaşma., The number of successful applications in electrical methods, which are related to near surface geophysics are increasing in recent years. Electrical methods are often prefered in geophysical methods because of their easy applicability, speed and cheapness. Electrical methods like Direct Current Resistivity (DCR), Induced Polarization (IP) and Self Potential (SP) produce suitable solutions for different problems of engineering geophysics. In this study, it is controlled limit of coal reserve by using electrical resistance method of TKI Ilgın coal mine. At the same time, it is searched compotility with drillings. KEYWORDS: Electrical earth resistance measurement, induced polarization, self potential., Selçuk Üniversitesi BAP tarafından 09201051 nolu proje ile desteklenmiştir.
- Published
- 2010
29. Patlatma kaynaklı titreşimlerin, bazı kaya madde ve kütle özelliklerine göre irdelenmesi
- Author
-
Kekeç, Bilgehan, Gökay, Mehmet Kemal, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Environmental impact ,Rock mass ,Çevresel etki ,Delme patlama analizi ,Mining Engineering and Mining ,Drilling blasting analysis ,Kaya kütlesi ,Maden Mühendisliği ve Madencilik - Abstract
Bu çalışmada, patlatmalı kazı faaliyetleri neticesinde oluşan yersarsıntılarının mevcut kaya maddesi ve kaya kütlesi özelliklerine bağlı olarak, parçacık hızı değişim karakteristikleri araştırılmıştır. Çalışma genel olarak laboratuar çalışmaları ve arazi çalışmaları olarak iki ana bölümden oluşmaktadır. Laboratuar çalışmaları, numunelerin temini, fiziksel ve mekanik özelliklerinin belirlenmesi, titreşim testleri için model numunelerin oluşturulması, patlatma kaynaklı yersarsıntılarını temsilen oluşturulan yapay titreşim dalgalarının oluşturulması ve kayaç üzerinde oluşturulan bu yapay titreşim dalgalarının farklı özelliklere sahip kayaçlar üzerinde meydana getirdiği maksimum parçacık hızlarının tespit edilmesi ve ilişkilendirilmesi işlemlerini kapsamaktadır. Laboratuar çalışmaları ile elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, kayaçların bazı fiziksel ve mekanik özellikleri ile maksimum parçacık hızı değerleri arasında 0,60-0,98 arasında değişen korelasyon değerleri (R2) elde edilmiştir. Laboratuar model numunelerinin 1. ve 3. grubunda yer alan modeller için bileşke maksimum parçacık hızı değerleri (PVS) sırasıyla ortalama % 28,81 ve % 21,76 oranında azalmıştır. Kuru ve suya doygun numunelerde ise, kuru numunelerin bileşke maksimum parçacık hızı değerleri ile suya doygun numunelerin bileşke maksimum parçacık hızı değerleri arasında ortalama % 38,22'lik bir değer kaybı meydana gelmiştir. Farklı tabaka kalınlığına sahip (4. grup model) numunelerin bileşke maksimum parçacık hızı değerlerinde ise tabaka kalınlığı azaldıkça ortalama % 20,85'lik bir artış meydana gelmiştir. Arazi çalışmaları kısmında, Konya Çimento Fabrikasına ait kireçtaşı ocağında yapılan patlatmalar sonucu oluşan titreşimlerin, ocak içindeki farklı noktalarda oluşturdukları maksimum parçacık hızı değerlerinin tespit edilmesi ve bu değerlerin, mevsimsel ve kaya birimine bağlı olarak değişimi araştırılmıştır. Arazi çalışmalarından elde edilen titreşim değerleri incelendiğinde, bunların bazı model numunelerden elde edilen titreşim değerleri ile benzerlik gösterdiği belirlenmiştir., In this study, particle velocity differentiation characteristics of the blast induced ground vibration have been researched by considering some rock material and rock mass characteristics. This study consists of laboratory studies and field works. The laboratory studies included; collecting the rock specimens and determination of physical and mechanical properties of them. These studies included also the preparation of vibration tests model samples as well. Vibration test samples were used to determine the particle velocities caused by artificial vibration waves created. When the laboratory test results were obtained; it was realized that there were correlation between couples of physico-mechanical properties of the rock samples and peak particle velocity values. The ratios were determined in the limit of 0.60-0.98. In these tests; peak vector sum (PVS) values were decreased about 28.81 % and 21.76 % with the number of discontinuitities in the specimen Group-1 and Group-3 simultaneously. The peak vector sum values of dry model samples were determined about 38.22 % higher values with respect to the saturated model samples prepared from the same rock types. Peak vector sum values of the model samples were also determined while the layer thickness differentiated. In these tests, when the layer? thicknesses were decreased, determined peak vector sum values were averagely increased about 20.85 %. In the performed field works, maximum particle velocities occurred at different rock blasting applications in Konya Cement Factory?s limestone quarry were determined and the change of velocity values have been analysed according to seasonal rain conditions and rock type differentiation. When the field and laboratory model vibration values were compared, certain similarities have been recognized.
- Published
- 2010
30. Maden ve yapı sektöründe, elektriksel yerdirenci ölçüm sistemlerinin uygulama imkanlarının araştırılması
- Author
-
Doğan, Kemal, Gökay, M. Kemal, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, Gökay, Mehmet Kemal, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Maden işletmeleri ,Mining enterprises ,Geophysic researches ,Geophysics ,Geophysics Engineering ,Mining Engineering and Mining ,Jeofizik Mühendisliği ,Jeofizik ,Jeofizik araştırmaları ,Maden Mühendisliği ve Madencilik ,Mining ,Mine geology ,Mine engineering - Abstract
Yeraltında açılan kazı boşluklarının, galerilerin etrafında veya yeryüzünde açılan açık maden ocaklarında yüzeyden görülemeyen; bozuklukların, boşlukların, fayların, yeraltı suyu durumunun ve benzeri maden tasarımını etkileyen faktörlerin maden planlaması aşamasında ve maden işletilirken belirli aralıklarla belirlenerek, gerekli ise tedbirlerin oluşturulması maden mühendisliği uygulamaları içinde yer alır. Maden ocaklarında, planlanan ocağın stabilitesini etkileyecek çatlakların varlığını, oluşum ve ilerleme durumlarını madenin mekanik dayanımına zarar vermeden, hasarsız olarak belirlenmesinin önemi büyüktür. Yeraltı galerileri, tüneller, yeraltı depoları (katı atık veya nükleer atık depoları v.b.) ve diğer yeraltında açılan boşlukların etrafında bulunan çatlaklar bu maden boşluklarının tahkimatlarının planlanmasını etkileyecek, bazı durumlarda bunların lokasyonlarının değiştirilmesini gerektirecek durumlar oluşturabilir. Açılan boşluklar civarında gelişen yeni çatlaklar ve bunların sayılarındaki artışlar maden mühendisinin yeni tedbirler tasarlamasını gerektirebilir. Benzer şekilde şevlerin stabilitesini etkileyen şev içi çatlakların, yüzeyden görünenler ve şev içinde kalıpta görünmeyenler dahil izlenmesi şevi oluşturan kaya kütlesinin mekanik yenilmelere açık olup olmadığını sergileyecektir. Özellikle yeraltı depolarının sızdırmazlığı düşünüldüğünde deponun içinde bulunduğu kayacın çatlaklılık durumunun izlenmesi kaçınılmaz bir mühendislik hizmeti olarak rutin işler içinde düşünülmesi gerekir. Yeraltında veya açık ocaklarda, bu çatlak durumu izleme işlemlerinin hasarsız olarak, üzerinde çalışma yapılan galeri veya şevin stabilitesini bozmadan uygulanabilmesinin bir yolu elektriksel rezistivite yöntemidir. Bu doktora tezi kapsamında daha önce madencilik alanında çok fazla kullanılmayan elektriksel rezistivite yönteminin uygulanabilirliği araştırılmıştır. Bu uygulamanın kullanışlılığı ve sonuçların maden mühendislerince paylaşılabilecek formatta olmasının önemi büyüktür. Böylece maden mühendisleri çalıştıkları maden ocağının rezervi, mineralizasyon yönelimi, galeri çevre kayacının stabilitesi ve dolaylı olarak maden açıklıklarında çalışan maden işçilerinin güvenliğini ilgilendiren önemli kaya yapısı sorunları hakkında bilgi edinebilecekler ve gerekiyorsa ilgili tedbirleri önceden alabileceklerdir. Bu amaçlara ulaşabilmek için elektriksel direnç yönteminin fiziksel ve arazi uygulamasını içeren konu başlıkları araştırılarak bu çalışmanın literatür inceleme bölümlerinde özetlenmiştir. Elektriksel yerdirenci ölçüm sistemiyle daha önce farklı araştırmacıların yaptığı örnek çalışmalar incelenerek yöntemin madencilik sahalarında uygulama çalışmalarında denenebileceği kanaati oluşmuştur. Maden mühendislerinin karşılaştığı farklı mühendislik problemleri için yapılan arazi ve laboratuar çalışmalarıyla elektriksel yerdirenci ölçümlerinin oldukça gerçekçi olarak uygulanabilirliği bu tez çalışması kapsamında yapılan ölçümlerle gösterilmiştir., Determination of weakness zones, cavities, faults, folds, groundwater localizations and similar features in rock masses which could not be realized easily from the ground level are in fact the subjects which the mining engineers should obtain information and take the necessary precautions for safer working conditions in mines. Information related with rock mass conditions around ore reserves or mining galleries deeply affect the mine planning. Verification of rock conditions including stability related discontinuities and their zonal locations through unharmful rock testing methods therefore are very important for mine operations. Since one of the main aims of the design engineers in mining engineering works is determination of the underground conditions, including disturbances, stopes, cavities, faults, underground water situations, fault planes. Electrical resistivity measuring systems supply necessary information before and during the mining operations to mine engineers. Non-destructive methods which include electrical resistivity method are used for determination of discontinuities in the rock mass which contains mine galleries and stopes. Discontinuity initiation and development around mine openings or slopes influence the design of them. In some cases due to discontinuities, their localization on mine plan might be changed as well. Especially when underground waste disposals are in consideration discontinuities around them should be analyzed as a routine engineering operation. In this PhD thesis; application of electrical resistivity measuring systems in mining sites is selected as a main aim. It is important to obtain earth resistivity measurement results in common format which all mine engineers can understand without difficulties. The results of earth resistivity measurements supply information about mine ore reserve and its extentions, mineralization differences, weakness zones around the mine galleries. These knowledge improves the mine working conditions due to related mine plan modifications based on safe, productive and profitable mining operations. Sensitivity and sustainability of the test results obtained from resistivity measurements are compared with actual site conditions and the data verifications were performed according to known drilling information wherever possible. In order to apprehend the proposed aim; theoretical background related with electrical resistivity has been searched and it was given in literature section of this thesis. The research which had been performed by different researchers in different engineering activities have been analyzed and it was decided that electrical resistivity methods could be well suited in mining engineering subjects. After performing field studies in the content of this research it has been reached that earth resistivity used for several other engineering activities can be used in mining engineering applications during mine planning, mine operation or even after the mine closure.
- Published
- 2009
31. Yer altı kömür ocağında interaksiyon matrisi uygulaması
- Author
-
Erdoğan, Hasan, Gökay, M. Kemal, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, Gökay, Mehmet Kemal, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Mining sector ,Interaction matrix ,Mining Engineering and Mining ,İnteraksiyon matrisi ,Coal mine efficiency ,Maden Mühendisliği ve Madencilik ,Kömür madenciliğinde verimlilik - Abstract
Proje değerlendirilmesi sırasında amacın tespiti ve bunu sağlayacak parametrelerin belirlenmesi önemli aşamalardan sayılabilir. Sonuçta alınacak kararları etkileyecek her türlü faktör proje sahibi tarafından göz önünde tutulurken, seçilen parametreler yoluyla varılmak istenen sonuca her bir parametrenin etkisinin ne olacağı belirlenmek istenen konular arasındadır. Bu çalışma 1992 yılında Hudson tarafından geliştirilen interaksiyon matris karar verme sisteminin yer altı maden işletmesine uygulanmasını içermektedir. Örnek çalışmanın yapıldığı maden ocağı, özel işletmecilikle üretim yapmaktadır ve verimliliğin artması her maden ocağı gibi bu işletmenin de en önemli hedefleri arasındadır. Verimliliğin artışını sağlayacağına inanılan parametrelerin listesi çıkarıldıktan sonra, bunların içinden 21 tanesi özenle seçilmiştir. İnteraksiyon matrisi ve özellikleri tam olarak anlatıldıktan sonra, madende çalışan vasıflı teknik kadrodan ilgili parametreleri interaksiyon matrisi yardımıyla değerlendirmeleri istenmiştir. Matrisi değerlendirenden istenen, parametreleri birbirlerine göre değerlendirirken maden ocağı verimliliğinin nasıl artırılabileceğini tek hedef olarak almalarıdır. Elde edilen matrisler değerlendirmeye katılan her personel için ayrı ayrı değerlendirilmiş ve verimliliğin artması için seçilen parametrelerin hangisinin önemli hangisinin dominant olduğu belirlenmiştir. Ayrıca madende üretim yapan işçilerin düşüncesiyle, diğer işçilerin düşünceleri arasında bir fark var mı? sorusunun cevabı da elde edilebilmiştir. İlgili farklılıklar interaksiyon matris grafiklerinde ayrı ayrı gösterilmiştir. Elde edilen grafikler sonucunda; üretim miktarı, kömür üretim yöntemi ve taban kilinin kabarması parametreleri üzerinde yapılacak pozitif yönlü iyileştirme diğer parametreleride etkileyerek, bu parametreler verimlilik üzerinde etkili olmuştur., Determination of project parameters is important stage during the evaluation of them. The project owner, engineers would like to consider all parameters influencing their decisions. They also want to know the influencing factors of the selected parameters on selected final decision. This works performed here includes the application of interaction matrix system given by Hudson in 1992 to underground mining condition. Implication of interaction matrix was realized at private company owned underground coal mine. As all the mining company, selected mine owners at the first step also would like increase the efficiency of the mine operations overall. In this work all the parameters which thought to be effected on the efficiency of the mine operations were listed. Then 21 of them selected as main parameters to include the performed interaction matrix analysis. After that all the workers and engineers were asked to evaluate the given parameters on interaction matrix given to them after clear description of the matrix and its properties. During the evaluation of the matrix, the parameters were asked to be evaluated to obtain increase in mine operation efficiency. The interaction matrix obtained from each person worked at the mine were analyzed accordingly and saved for further inspections. These matrixes demonstrate which parameters is important and which one is dominant according to the person who evaluate the matrix to get increase efficiency on mine company operations. There are many differences in their matrix results among workers. These differences and overall mine efficiency were then analyzed and concluded accordingly by presenting the related interaction matrix graphics.
- Published
- 2008
32. S.Ü. Alaeddin Keykubat kampus içi su biriktirme havuzu taban tabakalarının elektriksel direnç ölçümleri
- Author
-
Dursun, Arif Emre, Gökay, Mehmet Kemal, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Elektrik yerdirenci ölçümü ,Electrical earth resistance measurement ,Induced polarization ,Yapay uçlasma ,Water content of baserock ,Water in mine's country rocks ,Self potential ,Taban kayaç su içerigi - Abstract
Son yıllarda oldukça önemli ilerlemeler yasanan sıg yüzey jeofiziginde elektrik yöntemlerle yapılan basarılı maden arama ve diger uygulamaların sayısı artmaktadır. Kolay uygulanabilirligi, hızlı ve ucuz olması bakımından elektriksel yer direnci ölçüm yöntemleri oldukça sık tercih edilen jeofizik yöntemlerindendir. Elektriksel yer direnci ölçüm yöntemleri olan, dogru akım özdirenç ölçümleri, yapay uçlasma ve dogal potansiyel ölçüm yöntemleri farklı mühendislik dallarında ihtiyaç hissedilen bilgilerin bir kısmının saglanması için çözümler üretmektedirler. Dogru akım özdirenç yöntemi; yeraltı suyu aramaları, yeraltındaki tabaka kalınlıklarının ve konumlarının belirlenmesinde; mühendislik yapıları için yer seçimi ve bu yapı temellerinin iyilestirilmesinde; su girisinin ve girisiminin belirlenmesinde, yüzeye yakın ve zayıf ayrısma bölgelerinin belirlenmesi vb. çalısmalarda sıkça kullanılmaktadır. Maden yataklarının aranmasında daha çok yapay uçlasma ve dogal potansiyel ölçüm yöntemleri kullanılır. Yapılan modelleme çalısmalarıyla, degisik mühendislik problemlerinin çözümünde ilgili ölçüm yöntemlerinin katkı saglama durumu ve basarısı farklı çalısmalarla test edilmektedir. Bu iki yöntemden birisi olan dogal potansiyel yöntemi, hidrojeolojik kosulların belirlenmesi, baraj yapılarındaki sızıntı noktalarının belirlenmesi, drenaj yapılarının bulunması, heyelan gibi duragan olmayan toprak kütlelerindeki su hareketi, kayaç içerisindeki su kirliliginin belirlenmesi vb. arastırmalarda kullanılmaktadır. Yapay uçlasma yöntemi ise, yeraltı suyu aramalarında, mühendislik yapılarının yapılacagı alanlardaki killi bölgelerin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bu arastırma çalısmasında terkedilmis küçük bir yapay gölet tabanındaki kayaçların su içerikleri arastırılmıstır. Taban tasındaki su yayılımı incelenerek, gölet taban lokasyonundan itibaren ne kadar yanal ve dikey yayılma gösterdigi incelenmistir. Bu arastırmanın saglayacagı pratik kazanımların madencilik alanında kullanım seviyesi konusunda yorum yapılabilmesi için islemin maden sahalarında görülebilecek problemlere benzerlikleri arastırılmıstır. Maden galerilerinden akan veya yan kayaçlardan maden galerilerine yönelen yeraltı sularının galeri yan kayaçları içindeki yayılımlarının benzerlik beklentileri yorumlanmıstır. Elektriksel direnç ölçümlerinin madencilik çalısmalarına katkısı bu arastırmadan elde edilen bilgilerle degerlendirilmistir., The number of successful applications in electrical methods, which are related to near surface geophysics are increasing in recent years. Electrical methods are often preferred in geophysical methods because of their easy applicability, speed and economic facts. Electrical methods like Direct Current Resistivity (DCR), Induced Polarization (IP) and Self Potential (SP) produce suitable solutions for different problems of engineering geophysics. Preceding studies about groundwater exploration, determination of thickness and situation of the layers, selecting locations of engineering structures and recovery of their grounds, designation of water interference surfaces, researching of the weathering zone, etc., are frequently studied subjects especially DCR methods in the world. IP and SP methods are used mostly in mining exploration. Accomplishment of these methods is tested by modeling studies on different problems. SP methods are used to determine the hydrogeological conditions, drainage constructions, water motion in unstable soil mass like landslide, searching the seepage areas over the dam structures, prevention of water pollution etc. and IP methods are used for groundwater exploration and imaging clay formations of construction areas for engineering structures. In this thesis study the water content of the base rocks of abandoned waste water (small scale )dam in Selcuk University campus. Water localization in the base rocks, its distribution in vertical and lateral directions were analyzed through electrical resistivity measurements. Similarities between this field tests and mining applications were also researched and many field implications were found in this industry branch. Country rocks around mine galleries, tunnels, open pit slopes and benches are all application site for electrical resistivity methods to control the rock masses beyond the visible part of them. Water content, discontinuity localizations, fault lines, disturbed zones, stressed zone around the pillars and galleries are all potential application sites for this methods. Measurements performed in this thesis field applications are mostly similar to the application of electrical resistivity test to mining sites. Therefore, baserock water content research which is part of rock mechanics subjects and mining engineering application can also be the further information and practical support for detail operations in open pits and underground mines.
- Published
- 2007
33. Utilization of sepiolite as bleaching earth in refinement of vegetable oils
- Author
-
Önen, Vildan Çakın, Gökay, Mehmet Kemal, and Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Asit aktivasyon ,Isıl aktivasyon ,Sepiyolit ,Oil bleaching ,Yağ ağartma ,Sepiolite ,Adsorption ,Thermal activation ,Acid activation ,Adsorpsiyon - Abstract
Kil ve türevlerinin hammadde olarak kullanım alanları hızla artmaktadır. Bu çalışmada, kendisine özgü fiziksel ve kimyasal özellikleri nedeniyle endüstriyel kullanımı gün geçtikçe önem kazanan sepiyolit mineralinin ayçiçek yağı ve pamuk yağı ağartma özellikleri incelenmiştir. Ağartma deneylerinde ham sepiyolit, ısıl aktif sepiyolit, asit aktif sepiyolit, Tonsil optimum 210 FF ve Bensan Ey-11 FF ile ayçiçek yağı ve pamuk yağının ağartılmasında ağartma toprağı miktarı, ağartma süresi ve ağartma sıcaklığının etkileri incelenmiş, elde edilen üründe kalite parametreleri olarak renk, % FFA (Serbest Yağ Asidi) değeri ve peroksit sayısı ele alınmıştır. Deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçlar ışığında ham ve aktif sepiyolit numunelerinin standart ağartma topraklan ile karşılaştırılmasına ve kullanılabilirliliğinin tespit edilmesine çalışılmıştır. Ağartma topraklarına ait ağartma etkinliklerinin tespit edilmesinde, ölçümler sonucunda belirlenen san renk değerlerinden elde edilen Freundlich ve Langmuir izotermleri ile ağartma verimleri dikkate alınmıştır. Ağartma deneyleri için 500 °C ısıl aktivasyon ve l N asit aktivasyon uygun koşullar olarak belirlenmiş ve ağartma deneylerinde bu koşullarda hazırlanan numuneler kullanılmıştır. Deneysel çalışmalar sonucunda hem ayçiçek yağı hem de pamuk yağı ağartma deneylerinde ilave edilen ağartma toprağı miktarının ve ağartma süresinin artırılması ile birlikte beklenen şekilde renk gideriminin arttığı gözlenmiştir. Ağartma süresinin, ısıl aktif sepiyolit dışında çalışılan tüm ağartma topraklarında İİ ayçiçek yağının %FFA değeri üzerinde etkili olduğu tesbit edilmiş ve bu etki ham sepiyolitte ağartma süresinin artması ile % FFA değerinin azalması, asit aktif sepiyolit ve ticari ağartma topraklarında ise belirli bir süreden sonra artması şeklinde kendisini göstermiştir. Buna paralel şekilde ağartma toprağı miktarının artırılması ile belirli bir toprak oranından sonra asit aktif sepiyolit ve ticari ağartma topraklan ile ağartılan yağın %FFA değerinde artmalar olduğu gözlenmiştir. Pamuk yağı ağartma deneylerinde de, ham sepiyolit ve ısıl aktif sepiyolit ile elde edilen ağartılmış yağın % FFA değerinin artan süre ve artan ağartma toprağı ilavesi ile düşme, diğer örneklerde ise artma eğiliminde olduğu gözlenmiştir. Peroksit sayısı açısından bir değerlendirme yapıldığında, genel olarak tüm ağartma toprakları ile elde edilen ağarmış ayçiçek yağının peroksit sayısının belirli bir süreden sonra artma eğilimine girdiği gözlenmiştir Ancak ham sepiyolit dışında artan ağartma toprağı miktarı ile peroksit sayısının düşme eğiliminde olduğu, ham sepiyolitte ise % 1,1'lik ağartma toprağı ilavelerinden sonra artma eğilimi gösterdiği gözlenmiştir. Pamuk yağı ağartma deneylerinde ise elde edilen ağarmış pamuk yağına ait peroksit sayısı değerlerinin artan süre ile birlikte artma eğilimi içerisine girdiği, ilave edilen ağartma toprağı miktarının artırılması ile ise ham sepiyolit ve ısıl aktif sepiyolit ile elde edilen ağarmış pamuk yağının peroksit sayısının artma, asit aktif sepiyolit ve ticari ağartma topraklarında ise artan dozaj ile birlikte peroksit sayısının düşme eğiliminde olduğu tesbit edilmiştir. Sonuç olarak, ayçiçek ve pamuk yağlarının ağartılmasında bu mineralin ham hali ile aktivasyon işlemine tabi tutulmaksızın kullanılabileceği tesbit edilmiştir. Ayrıca deneysel sonuçların Freundlich izotermi ile uyumlu olması ve hesaplanan AH0^ değerlerinin 40 kj/mol'den daha düşük düzeylerde çıkması nedeniyle yağ içerisindeki yağa renk veren organik maddelerin sepiyolit dış yüzeyine fiziksel olarak adsorblandığı sonucuna varılmıştır., The utilization fields of clay and its derivatives as raw material rapidly increase in mining industry. The sunflower oil and cotton oil bleaching properties of sepiolite mineral is investigated in this study since sepiolite gains importance in terms of its industrial utilization in time due to its distinctive physical and chemical characteristics. In bleaching experiments, the effects of the amount of bleaching earth, bleaching period and bleaching temperature in bleaching sunflower oil and cotton oil with raw sepiolite, thermal active sepiolite, acid active sepiolite, Tonsil optimum 210 FF and Bensan Ey-1 1 FF are investigated. Color of the oils, % FFA (Free Faty Acid) value and peroxide number are taken as quality parameters in the obtained product. The results obtained from the experimental studies, the availability of raw and active sepiolite specimens and their comparison with standard bleaching earths are worked to be determined. Bleaching efficiencies and Freundlich and Langmuir isotherms obtained from yellow color values at the end of the measurements are taken into consideration in determining bleaching factors of bleaching earths. The appropriate conditions for bleaching experiments are defined as 500 °C thermal activation and IN acid activation and the specimens prepared under these conditions were used in bleaching experiments. At the end of the experimental studies, in bleaching experiments of sunflower oil and cotton oil, the increase in color removal is observed as it was expected after increasing the bleaching earth addition and bleaching period. It is IV determined that the bleaching period is effective on %FFA value of sunflower oil in all studied bleaching earths except thermal active sepiolite. This effect appears as a decrease in %FF A value with the increase in bleaching period of raw sepiolite and an increase after a certain period in acid active sepiolite and commercial bleaching earths. Parallel to this, increasing the amount of bleaching earth, there were observed increases in %FFA value of the bleached oil with acid active sepiolite and commercial bleaching earths after a certain earth ratio. It is also observed in cotton oil bleaching experiments that the %FFA value of the bleached oil obtained with raw sepiolite and thermal active sepiolite tends to decrease with increasing period and bleaching earth addition. It tends to increase in other examples. The evaluation in terms of peroxide number, shows that the peroxide number of the bleached sunflower oil obtained with all bleaching earths generally tends to increase after a certain period. However, the peroxide number tends to decrease with increasing amount of bleaching earth except raw sepiolite.lt tends to increase with % 1.1 raw sepiolite bleaching earth addition. In cotton oil bleaching experiments, it is determined that the peroxide number values of the bleached cotton oil tend to increase with the increasing bleaching time period and by increasing the amount of the bleaching earth addition. The peroxide number of the bleached cotton oil increases when it is obtained with raw sepiolite and thermal active sepiolite and decreases with acid active sepiolite and commercial bleaching earths with the increasing dosage. As a result, it is determined that sepiolite mineral can be used in bleaching sunflower oil and cotton oil as its raw state in other words it can be used without applying any activation process. Because of having appropriate experimental results with Freundlich isotherm and calculating AH°ads values lower than 40 kj/mole, it is also understood also that the organic substances inside the oil giving color to the oil are adsorbed by the outer surface of the sepiolite physically.
- Published
- 2005
34. Plaka yükleme deneyi uygulamaları ve analizleri
- Author
-
Doğan, Kemal, Gökay, Kemal, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, Gökay, Mehmet Kemal, Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı, and TR26044
- Subjects
Soil mechanics ,Plate loading test ,Rock mechanics ,Zemin mekaniği ,Mining Engineering and Mining ,Plaka yükleme deneyi ,Kaya mekaniği ,Maden Mühendisliği ve Madencilik - Abstract
Bu çalışmada, farklı 7 çeşit ve toplam 62 adet mermer, traverten, beton ve alçı numune üzerinde laboratuar ölçekli plaka yükleme deneyleri ve farklı arazi koşullarında da toplam 36 adet plaka yükleme deneyi yapılmıştır. Tüm laboratuar deneylerinin ve arazide yapılan deneylere ait sayısal değerler, bu sayısal değerlere ait grafikler ve deney sonrası resimleri verilmiştir. Elde edilen değerler arasındaki ilişkiler ve deney sonuçlarındaki farklılıkların sebepleri açıklanmıştır. Laboratuar deneylerinden faydalanarak arazide oluşabilecek olaylar önceden tespit edilip arazi deneyleriyle karşılaştırılmaya çalışılmıştır., In this study, plate loading test has been performed on 62 marble, travertine, concrete and gypsum samples which are in 7 different types and 36 field tests has been carried out in different conditions. All data, graphics and photos obtained from field studies and laboratory tests has been given. Results obtained from laboratory tests and field measurements has been analysed and by the help of these measuraments it was attempted to predict the events which can occur in the field.
- Published
- 2004
35. Açık maden ocaklarının matematiksel modellemesi
- Author
-
Turanboy, Alparslan, Gökay, Mehmet Kemal, Enstitüler, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı, Gökay, M. Kemal, and Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Rocks ,Mathematical modelling ,Jeoloji Mühendisliği ,Kayalar ,Open pit mines ,Açık maden ocakları ,Geological Engineering ,Matematiksel modelleme - Abstract
Bu çalışmada, kaya kütlesi içinde açılan açık maden ocaklarının genel şekilleri ve içerdikleri süreksizlikler, analitik geometri kurallarıyla sınıflandırılmış ve geometrileri matematiksel olarak ifade edilmiştir, öne sürülen bu yöntemde, şev eğrileri ve süreksizlikler bir prizma içinde üç boyutlu olarak koordinatlarına göre çizimleri elde edilmiştir. Bu model görüntüleme işlemlerinde, izometrik perspektif yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen matematiksel ifadeler ve yaklaşımlar, Doğankuzu Güney Blok Boksit Ocağı (Seydişehir) üzerinde, iki kesim için denenmiştir. Oluşturulan izometrik görüntülerle, ocak eğrileri ve şev yüzeyinde izlenebilen süreksizlikler arasında benzerlik sağlanmıştır. Modelin geliştirilebileceği ve bu aşamada, planlama ve işletme faaliyetlerinde ön fikir verme amacıyla kullanılabileceği önerilmiştir., In this study; General shapes and inbodied discontinuities of open pit mines excavated in rock mass were classificated and its geometry expressed with analitic geometry. In this suggested method, slope splines and discontinuities in a prism were projected in 3 D models. According to their actual coordinates Isometric perspective methods for modelling were used in project applications Developed approaches and mathematical expressions were tested on Doğankuzu Güney Blok Boksit Open Pit Mine ( Seydişehir) at selected two sectors. It was provited that similarity isometric project and slope spline. Similar facts were determined for discontinuities which were followed on slope surface. It was suggested that the project could be improved for further studies and it will be utilized during planning stage to obtain first variable decision ideas.
- Published
- 1998
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.