Search

The supercapacitor is among the elements commonly used to store energy as an important component in sustainable energy systems. In doubly fed induction generators (DFIGs), the supercapacitor is used to compensate voltage dips and damping oscillations. In this study, a different supercapacitor model was developed for system stability in a DFIG-based wind turbine connected to an infinite bus. In the development of the mathematical supercapacitor model, the lookup table was realized with the voltage-capacity relationship and sliding mode control. DFIG modeling with/without the developed supercapacitor was performed for symmetrical and asymmetrical fault situations, and the findings were then compared and interpreted in detail. The simulation study analysis was conducted in a MATLAB/SIMULINK environment. The developed supercapacitor model yielded impressive results in symmetrical and asymmetrical faults., Süperkapasitör, sürdürülebilir enerji sistemlerinde önemli bir bileşen olarak enerjiyi depolamak için yaygın olarak kullanılan elemanlar arasındadır. Çift beslemeli asenkron generatörlerde (ÇBAG), süperkapasitör, gerilim düşmelerini ve salınımların sönümlenmesini iyileştirmek için kullanılır. Bu çalışmada, sonsuz bir baraya bağlı olan ÇBAG tabanlı bir rüzgar türbininde sistem kararlılığı için farklı bir süperkapasitör modeli geliştirilmiştir. Matematiksel süperkapasitör modelinin geliştirilmesinde lookup table, gerilim-kapasite ilişkisi ve kayan kipli kontrol ile gerçekleştirilmiştir. Simetrik ve asimetrik arıza durumları için, geliştirilen süperkapasitörlü ve süperkapasitörsüz DFIG modellemesi yapılmış ve elde edilen bulgular detaylı olarak karşılaştırılmış ve yorumlanmıştır. Benzetim çalışması analizi, MATLAB/SIMULINK ortamında gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen süperkapasitör modeli simetrik ve asimetrik arızalarda etkili sonuçlar vermiştir.

Bu çalışmada, Portland kompoze çimento ile içerisine metakaolin (%5-10-15-20) ikame edilerek toplam beş farklı çimento elde edilmiş ve metakaolinin, priz başlama ve priz sonu sürelerine etkisi araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre tüm karışım oranlarında priz başlama ve priz sonu sürelerinin kısaldığı belirlenmiştir. Ayrıca metakaolinin ikame miktarına bağlı olarak deneysel çalışmaların dışında bulanık mantıkla tahmin edilebilmesi için bir model oluşturulmuştur. Oluşturulan bu modelle elde edilen korelasyon katsayısının priz başlama süresi için 0.9851, priz sonu süresi için 0.9693 olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlar, geliştirilen bu modelin çimento ve beton endüstrisinde başarılı bir şekilde uygulanabileceğini göstermiştir., In this study, a total of five different cements were obtained by substituting Portland composite cement with metakaolin (5-10-15-20%) and the affects of metakaolin on the initial and final setting times were investigated. According to the results, it was determined that the initial and final setting times were shortened in all mixing ratios. In addition, a model was created to predict metakaolin with fuzzy logic outside of experimental studies, depending on the amount of substitution. The correlation coefficient obtained with this model was determined to be 0.9851 for the initial setting time and 0.9693 for the final setting time. The results showed that this developed model can be applied successfully in the cement and concrete industry.

In this study, load frequency control (LFC) of two-area non-reheat thermal power system and multi-source power systems is addressed. A simple PID-structured controller is used as a secondary controller in these systems. To raise the performance of PID controller, a new multi-objective function is designed and PID controller parameters are acquired by minimizing the value of this function with symbiotic organisms search (SOS) algorithm. All electrical power systems simulated are modeled in MATLAB/Simulink environment and the optimizer is coded in MATLAB/M-file platform. In order to affirm the contribution of the work, results collected from each power system are compared with popular results published in prestigious journals. As per the comparative results, despite its simplicity, SOS:PID controller tuned via the proposed objective function is observed to result in better performance than other approaches in terms of oscillations, settling time, maximum overshoot and maximum undershoot time domain indicators of the frequency and tie-line power change curves. WOS:000692521900021 2-s2.0-85117791950

Regardless of energy type that we need today, it is important to use it efficiently and economically in the production, transmission and distribution stages. In line with the developing technology and needs, a new energy concept has emerged in which different energy types managed together in the past were managed independently. In this concept, energy infrastructures of more than one energy carrier such as electricity, gas and heat are met as Energy Hub (EH) to supply the demands such as electricity, gas, heating, cooling and compressed air by means of energy conversion, distribution and storage devices. EHs are expected to meet the demands energy with low operating costs. Energy hub economic dispatch problem (EHEDP) is a non-linear, non-convex, uniform and non-differential multidimensional optimization problem. In this study, the energy cost of the system is minimized by using the Coyote Optimization Algorithm (COA) for the solution of the EHEDP. The results obtained with COA have been compared with the results of heuristic algorithms such as Gravitational Search Algorithm (GSA), Enhanced Gravitational Search Algorithm (EGSA), Particle Swarm Optimization (PSO), and Genetic Algorithm (GA) in the literature. The compared results showed that COA performed better than other algorithms in solving EHED problem., Günümüzde ihtiyacımız olan enerjinin türü ne olursa olsun üretim, iletim, dağıtım aşamasında verimli ve ekonomik olarak kullanımı önemli hale gelmiştir. Gelişen teknoloji ve ihtiyaçlar doğrultusunda, geçmişte birbirinden bağımsız olarak yönetilen farklı enerji türlerinin bir arada yönetildiği yeni bir enerji konsepti ortaya çıkmıştır. Bu konseptte elektrik, gaz ve ısı gibi birden fazla enerji taşıyıcısının, enerji dönüşüm, dağıtım ve depolama cihazları vasıtasıyla, talep edilen elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve basınçlı hava gibi ihtiyaçların karşılanabilmesini sağlayan enerji alt yapıları Enerji Merkezi (EM) olarak kabul edilir. EM’ lerinin, talep edilen enerjiyi düşük işletme maliyeti ile karşılaması beklenir. Enerji merkezi ekonomik dağıtım problemi (EMEDP) doğrusal, konveks, düzgün ve diferansiyel olmayan çok boyutlu bir optimizasyon problemidir. Bu çalışmada EMEDP çözümü için Kır Kurdu Optimizasyon Algoritması (KKOA) kullanılarak sistem enerji maliyeti minimize edilmiştir. KKOA ile elde edilen sonuçlar, literatürde yer alan Yerçekimsel Arama Algoritması (YAA), Gelişmiş Yerçekimsel Arama Algoritması (GYAA), Parçacık Sürü Optimizasyonu (PSO), ve Genetik Algoritma (GA) gibi sezgisel algoritmaların sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırılan sonuçlar, KKOA’ nın EMED problemi çözümünde diğer algoritmalara göre daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymuştur.

Optimal reaktif güç dağıtım problemi, sürekli ve ayrık kontrol değişkenlerini içerendoğrusal olmayan ve dışbükey olmayan bir optimizasyon problemidir. Buçalışmada, kır kurdu optimizasyon algoritmasının optimal reaktif güç dağıtımproblemine uygulaması sunulmuştur. Kır kurdu optimizasyon algoritması, optimalreaktif güç dağıtım problemi için IEEE-30 ve IEEE-50 baralı sistemlerde testedilmiştir. Benzetim sonuçları, literatürde verilen SHADE-EC algoritmasınınsonuçları ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonuçları, optimal reaktif güç dağıtımproblemini çözmek için kır kurdu optimizasyon algoritmasının üstünlüğünü vedoğruluğunu göstermiştir. The optimal reactive power dispatch problem is a nonlinear and non-convex optimization problem containing both continuous and discrete control variables. In the study, coyote optimization algorithm is applied to optimal reactive power dispatch problem. Coyote optimization algorithm is tested on IEEE-30 and IEEE-57 bus test systems for the optimal reactive power dispatch problem. The simulation results are compared with the results of SHADE-EC algorithm given in the literature. The comparison results demonstrate the superiority and accuracy of the coyote optimization algorithm to solve the optimal reactive power dispatch problem.

Bu makaledeşebeke bağlantılı üç fazlı sincap kafesli bir asenkron generatörün değişkenhızlara karşı tepkisi incelenmiştir. Generatör tarafı ve şebeke tarafı iki adetsırt sırta bağlı evirici kullanılarak bir birine bağlanmıştır. Generatör tarafıkontrolde (GTK) dolaylı vektör kontrol tekniği ile tork kontrolü, şebeke tarafıkontrolde (ŞTK) ise doğrudan vektör kontrol tekniği ile DC bara gerilimi vereaktif güç kontrol edilmiştir. Uygulama kolaylığı ve hızlı dinamik tepkivermesi açısından, generatör tarafındaki eviricide histerisiz bant kontollü birmodülasyon tekniği (HPWM), şebeke tarafında ise yine uygulama kolaylığıaçısından kolay olan bir diğer modülasyon tekniği sinüs darbe genişlikmodülasyonu (SPWM) tercih edilmiştir. Bir filtre olmadan şebekeye güç aktarımıyapmanın güç olmasından dolayı şebeke tarafında da bir LCL filtrekullanılmıştır. Bütün bu kontrol stratejileri MATLAB/Simulink ortamındaoluşturularak elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlardan sistemin, değişkenrüzgar hızlarına olan dinamik tepkisinin hızlı olduğu ve doğru akım barageriliminin kararlı davranışı gözlenmiştir.

Stokastik fraktal aramaalgoritması Salimi tarafından geliştirilen sezgisel bir optimizasyonalgoritmasıdır. Stokastik fraktal arama algoritmasında kullanıcının belirlemesigereken maksimum yayılım sayısı, başlangıç fraktal sayısı ve yayılım fonksiyonundakullanılacak Gauss yürüme fonksiyon seçimi parametreleri bulunmaktadır. Buçalışmada, stokastik fraktal arama algoritması parametrelere değişimlerininalgoritma performansına etkileri incelenmiştir. Algoritma performansınındeğerlendirilmesi için CEC-2017 test fonksiyonları kullanılmıştır. Elde edilentest sonuçlarına göre en uygun parametre seçimleri belirlenmeye çalışılmıştır.

Çok baralı güç sistemlerindegerilim-maksimum yüklenme ilişkisini belirlemek için birçok durumbulunmaktadır. Bunlardan biriside güç sistemlerinde hat kopma olayıdır. Buçalışmada, IEEE 14 baralı güç sisteminde farklı noktalarda meydana gelen hatkopmalarının gerilim kararlılığı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Hatkopmaları hatta bulunan kesicilerin belli bir süre devre dışı kalması olmasıolarak ele alınmıştır. 19 noktada meydana gelen hat kopmalarınıngerilim-maksimum yüklenme parametresine etkileri gözlemlenmiştir. Ayrıca buçalışmada bara gerilim profil değişimlerimde etkiler incelenmiştir. Yapılanbu çalışma sonucunda, hat kopmalarının farklı iletim hatlarında sistem yüklenme parametre değerini ve çalışmalimitlerini azalttığı görülmüştür. Özelliklede yüklenme parametre değerini veçalışma limitlerini kritik değere getiren durum iletim hattı 2-3 arasındaki hatkopması olmuştur.

Durgut, Aykut (Balikesir Author), In this study, the difference between parallel programming and serial programming and the differences between whole image processing and image processing by segmentation was tried be to analysed. In the context of the study, to the image given to the application, which improved with Net framework, median, mean and gauss filters were applied by using single, double and 4 as a separate part serial programming and parallel programming methods. As a result of the study experienced in different computers and processors, it was noticed that parallel programming method performed filter processing in a shorter time both in the whole image and the segmented image. We determined that the whole image processing has higher performance than other method for image.

Gravitational Search Algorithm has a gravitational force between masses. The gravitational force is proportional to the mass of agents and inversely proportional to the square of the distance between them. Also, the direction of the force of attraction is the big object. So great mass agents move slowly. According to the approach Kbest, agents acting itself are selected from those with the best mass. This is means very massive agent such as other agents has an acceleration, a large changing velocity and substantially positions. Whereas, it had to move very slowly due from of the large mass and from having the best value. When agent that has the best value is found the total force in the next iteration, instead of Kbest, Kworstapplication is proposed. In Kworstapproach, by activating best agent to influence the worst mass with agents, the total force and therefore to a low velocity is intended. Increasing the convergence property values best results with the change in positionin a very small proportion is targeted.The obtained results are compared and evaluated with the standard YAA algorithm, Yerçekimi arama algoritması kütleler arasındaki çekim kuvvetini esas alır. Çekim kuvveti cisimlerin kütleleri ile doğru aralarındaki mesafenin karesi ile ters orantılıdır. Ayrıca çekim kuvvetinin yönü büyük cisme doğrudur. Yani kütlesi büyük olan cisimler yavaş hareket eder. Standart algoritma içerisindeki Kbestyaklaşımına göre, kendisine etki eden ajanlar en iyi kütleye sahip ajanlar arasından seçilmektedir. Buda bu çok büyük kütleli ajanın diğerleri gibi ivmesi, hızının büyük olması ve büyük oranda pozisyon değiştirmesi anlamına gelir. Genel davranış içerisinde, en iyi sonuç değerine sahip olması ve kütlesibüyük olan ajanın çok yavaş hareket etmesi gerekir. Bu çalışmada, en iyi sonuç değerine sahip ajanın bir sonraki döngüde toplam kuvvetini bulurken Kbestyaklaşımının tam tersi Kworstuygulaması önerilmiştir.Kworstyaklaşımında, bu ajana etkiyen en kötü kütleye sahip ajanları devreye sokarak toplam kuvveti, dolayısıyla hızının düşük olması amaçlanmıştır. Çok küçük oranlarda pozisyon değiştirmesi ile en iyi sonuç değerine yakınsama özelliğini artırılması hedeflenmiştir.Elde edilen sonuçlar standart yerçekimi arama algoritması ile karşılaştırılmış ve değerlendirilmiştir