Aim:Vaginal bleeding during the first trimester is considered as threatened abortion. Vaginal bleeding can be associated by sonographic demonstration of subchorionic hematoma. This study evaluates the risk of preterm delivery among pregnancies with a history of intrauterin hematoma with vaginal bleeding during the first trimester. Materials and Methods: The files of singleton pregnancies followed up at our center between 2001 and 2003 were retrospectively evaluated. Gestations with vaginal bleeding and intrauterine hematoma during the first trimester were allocated for the study. This group was compared to control gestations beyond 20 weeks according to preterm delivery rate and low birth weight infant. Results: During the assesed period, 58 (6.6%) pregnant had vaginal bleeding and intrauterine hematom among 876 pregnant. Mean maternal age in study group was 30.8 ±4.1, while 31.2 ±4.6 in control group (p>0.05). Mean delivery gestational age was 35.7 ±3.9 weeks and 37.2 ±3.5 weeks in control which was significantly different. Mean infant birth weight was 2805.2 ±671.2 gr and 3045.3 ±601.5 gr in control group ( p-0.01). Eleven pregnant (18.9%) in control group and 59 (7.2%) pregnant in control group delivered at or before 33 weeks of gestation (p=0.0002, OR: 3.3, %95CI: 1.6-6.6). Conclusion: History of vaginal bleeding with intrauterine hematoma significantly increases preterm delivery and low birth weight infant compared to asymptomatic pregnant. Keeping in mind that assessed pregnancies were beyond 20 weeks of gestation, regardless of size of hematoma, adverse obstetric outcome can be associated in women with threatened abortion symptoms., Amaç: Birinci trimesterde vaginal kanama görülebilmekte ve düşük tehdidi olarak algılanmaktadır. Vaginal kanama ile birlikte sonografik olarak intrauterin subkoryonik hematom görüntüsü de izlenebilmektedir. Bu çalışmamızda viabilite sınırını aşmış gebeliklerde ilk trimesterde saptanan hematoma bağlı vaginal kanamanın obstetrik açıdan erken doğum için risk faktörü olup olmadığı araştırılmıştır. Materyal ve Metod: Merkezimizde 2001 ile 2003 yılları arasında takip edilen tekiz gebeliklerin dosyalan retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Gebeliğin ilk 12 haftasında vaginal kanama şikayeti olan ve transvaginal sonografide hematom izlenmiş hastalar çalışma grubu olarak seçilmiştir. Aynı dönemde takip edilen ve 20. haftayı aşmış vaginal kanama öyküsü olmayan gebeler kontrol grubu olarak kullanılmıştır. Bulgular: İncelenen dönem içersinde 876 gebenin 58'nde (%6.6) vaginal kanama ve hematom tespit edilmiştir. Çalışma grubunda ortalama maternal yaş 30.8 ±4.1, kontrol grubunda 31.2 ±4.6 olarak hesaplanmış ve fark bulunamamıştır. Çalışma grubunda ortalama doğum haftası 35.7 ±3.9 iken kontrol grubunda 37.2 ±3.5 olarak bulunmuş ve istatistiksel olarak anlamlıdır (p=0.002). Bu bağlamda ortalama doğum ağırlığı değerlendirildiğinde çalışma grubunda bebek ağırlığı anlamlı olarak daha az saptanmıştır (2805.2 ±671.2 gr ve 3045.3 ±601.5 gr, p=0.01). Çalışma grubunda 11 (%18.9)gebe 33. hafta ve öncesinde doğum yaparken, kontrol grubunda 59 (%7.2) gebe doğum yapmıştır (p=0.0002, OR: 3.3, %95CI: 1.6-6.6). Sonuç: Çalışmamızın sonuçları gebeliğin erken döneminde izlenen vaginal kanamayla devam eden intrauterin hematomların viabilite sınırını aşmış gebeliklerde erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek risklerini arttırdığını göstermiştir. İncelenen gebeliklerin 20. haftayı geçtikleri göz önüne alınacak olursa, kötü obstetrik sonuç açısından hematomun boyutu ne olursa olsun önemli bir etken olduğu düşünülmelidir.