Search

Bu çalışma 950 adet sütsığırı içerisinden rastgele seçilen 197adet süt sığırı üzerinde yürütülmüştür. Hayvanlar doğum yaptıkları gündenitibaren takibe alınmış olup ilk 8 hafta boyunca kan sayımı ve serum BHBAanalizleri haftalık olarak yapılmıştır. Elde edilen BHBA sonuçlarına göreçalışmadaki tüm hayvanlar aşağıdaki şekilde üç gruba ayrılmıştır; a) KontrolGrubu “K”; çalışma boyunca serum BHBA seviyesi 1.2 mmol/l’nin altında seyredenlerb) Subklinik Ketozis Grubu “SK”; serum BHBA seviyesi 1.2 ile 2.9 mmol/larasında seyredenler c) Klinik Ketozis Grubu “KK”; serum BHBA seviyesi 2.9mmol/l’nin üzerinde seyredenler. Çalışmada kullanılan tüm parametreler sürüyönetim programından (Dairy Plan, Gea, Westfalia/Almanya) alınmıştır. Çalışmadakullanılan tüm hayvanlar aynı rasyonla beslenmiş olup hiçbir hayvana özel birkoşul uygulanmamıştır. Yapılan analizler sonrasında TLS, LS ve NS’nın en yüksekolduğu grup KK, en düşük olduğu grup K olarak tespit edilmiştir. Özellikle TLSve BHBA seviyeleri arasında güçlü bir ilişki tespit edilmiştir (p, Thestudy was conducted on 197 milk dairy cattle randomly selected from 950breeding dairy cattle. These animals were monitored immediately after deliveryand blood count and serum BHBA analyzes were performed weekly for the first 8weeks. According to the results of the BHBA obtained, all animals in the studywere divided into three groups as follows; a) Control Group “C”; serum BHBAlevels below 1.2 mmol/l during the study b) Subclinical Ketosis Group “SK”;serum BHBA levels between 1.2 and 2.9 mmol/l c) Clinical Ketosis Group “CK”;serum BHBA levels were above 2.9 mmol/l. All performance parameters such asmilk yield and reproductive efficacy obtained from the herd management program(Dairy Plan, Gea / Germany). TLS, LS, NS, MS levels were found to be higher in theSK and CK compared to the C. Especially, a strong positive interaction betweenTLS and blood BHBA level was determined (P

Balıkesir Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Bu araştırma geçiş dönemindeki(doğum öncesi 3 hafta – doğum sonrası 3 hafta) süt inekleri diyetlerinde L karnitin kullanımının başta karaciğer yağlanması, ketozis olmak üzere verim perforformansı üzerine etkisini belirlemek üzere yapılmıştır. Çalışmada, 3-5. laktasyonda toplam 21 baş holstein ırkı inek kullanılmış olup, normal diyetle beslenen grup kontrol (10 baş), oralyolla günlük 6 g rumen korunmalı L-karnitin verilen grup ise deneme grubunu (n= 11 baş) oluşturmuştur. Araştırmanın -21, -14, 7 ve 0. günde, doğum sonrası 7, 14, ve 21. günlerde kan örnekleri alınmış, olan kan serumlarından NEFA, BHBA, Ca, P, BUN, GGT, Trigliserit, ve Glikoz analizleri yapılmıştır. Denemede hayvanların süt verimleri, süt kompozisyonu ile doğum sonrası 21. günde canlı ağırlık değişimleri incelenmiştir. Çalışmadan kontrol ve karnitin verilen gruplarda serum NEFA ve BHBA düzeyleri arasında istatistiksel bakımdan farklılık görülmezken, gikoz düzeyi haftalara göre istatistiki açıdan (p0.05). L-karnitinin süt verimleri, süt kompozisyonları ve canlı ağırlık üzerine istatistiki açıdan önemli düzeyde etkisi olmamıştır. Sonuç olarak, elde edilen verilere göre günlük oral 6 g L-karnitin uygulanmasıyla yağ asitlerinin dokulara alınımı ile enerji metabolizmasındaki kullanımının arttığını ve kas protein katabolizmasının azaldığı söylenebilir., This research was carried out to determine the effect of L carnitine use on yield performance, especially on liver fatty, ketosis, in dairy cow diets in the transition period. (3 weeks before birth - 3 weeks after birth). In the study, 3-5. A total of 21 head holstein cows were used in lactation, and the group fed with normal diet was the control group (10 heads), and the group given the daily 6 g of rumen protected L-carnitine orally (n = 11 heads). Blood samples were taken on -21, -14, 7 and 0 days, 7, 14, and 21 days after delivery, and NEFA, BHBA, Ca, P, BUN, GGT, Triglyceride, and Glucose analyzes were done from blood serums. In the experiment, milk yield, milk composition and live weight changes on the 21st day after birth were examined. In the study, the serum NEFA and BHBA levels were not statistically different between the control and carnitine groups, while the glucose level was found to be statistically significant (p 0.05). L-carnitine had no statistically significant effect on milk yields, milk compositions and live weight. As a result, according to the data obtained, it can be said that with the administration of 6 g L-carnitine daily, the intake of fatty acids into tissues increases its use in energy metabolism and muscle protein catabolism decreases.

Bu çalışmada, Mardin ilinde yetiştirilen süt sığırlarında klinik ve subklinik ketozis prevalansının ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmanın hayvan materyalini Mardin yöresindeki 10 farklı işletmede bulunan 100 süt sığırı oluşturdu. Çalışma öncesi hayvanların klinik muayeneleri gerçekleştirildi. Tekniğe uygun olarak hayvanların Vena Jugularisinden antikoagulansız tüplere kan örnekleri alınıp, keton (BHBA) ve glikoz düzeyleri ölçülerek hastalığın tanısı konuldu. Alınan örneklerin 5 (%5)'inde klinik ketozis, 15 (%15)'inde subklinik ketozis tespit edildi. Ketozis sinirsel semptomlar, hızla zayıflama ve verim düşüklüğüyle seyreden, ekonomik kayıplara neden olan bir hastalıktır. Yapılan bu çalışma ile ketozisin Mardin ilindeki prevalansı ortaya konulmuştur. Hayvanlardaki verim kayıplarına bağlı ekonomik kayıpların ile sağaltım giderlerinin engellenmesi için bu hastalıkla ilgili gerekli koruma önlemlerinin alınması, gerektiği kanaatine varılmıştır. The aim of this study was to determine the prevalence of clinical and subclinical ketosis in dairy cattle reared in Mardin province. The animal material of the study consisted of 100 dairy cattle in 10 different farm in Mardin region. Clinical examinations of the animals were performed before the study. Blood samples were taken from anticoagulant tubes of Vena Jugularis of animals and ketone (BHBA) and glucose levels were measured. Clinical ketosis was detected in 5 (5%) while subclinical ketosis in 15 (15%) of the samples. Ketosis is a disease that causes economic losses with neural symptoms, rapid attenuation and low yield. In this study, the prevalence of ketosis in Mardin province was determined. It was concluded that necessary preventive measures should be taken in order to prevent economic losses and treatment costs due to productivity losses in animals. Dicle Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü (DÜBAP)

Bu araştırmada, negatif enerji dengesindeki süt sığırlarında NEFA, BHBA, osteokalsin ve glukoz düzeylerinin belirlenmesi, bu parametrelerin karşılaştırılması, aralarındaki ilişkinin ortaya konulması, osteokalsinin sığırların enerji metabolizmasındaki rolünün incelenmesi ve gelecekteki çalışmalar için bir katkı sağlaması amaçlanmıştır.Çalışmada kullanılan hayvanlar klinik ketozis, subklinik ketozis ve kontrol grubu olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Her grup 20 adet süt sığırından oluşmak üzere çalışmada toplam 60 adet, erken laktasyonda bulunan sütçü sığır kullanılmıştır. Çalışma grupları BHBA düzeyleri ölçülerek oluşturulmuştur. BHBA düzeyi ≥ 1,2 –

Increasing energy demands of high-yielding dairy cow in postpartum period results almost always with negative energy balance (NEB). According to the degree of NEB, dairy cows could suffer from clinical or subclinical ketosis. The aim of the presented study was to evaluate the incidence and difference between incidences of clinical and subclinical ketosis in three regions with highest cattle population in Turkey; Marmara, Aegean and Mediterranean regions. Cattle (n = 980) from three regions (2 farms from each region) were selected for the study. Milk yields, management and feeding factors of all farms were similar. Blood samples were collected on days 14-21 and sixth week after calving. Blood beta hydroxybutyric acid (BHBA) and glucose levels were measured. Cows with serum BHBA > 1.2 mmol/l and negative urine ketone test were designated as suffering subclinical ketosis (SCK). Cows with serum BHBA > 1.2 mmol/l, positive urine test and clinical findings such as anorexia, fatigue, depression, constipation and decrease in contractions of rumen were designated as suffering clinical ketosis (CK). Animals without any clinical finding and serum BHBA levels lower than 1.2 mmol/l at the time of sampling were designated as healthy. In Mediterranian region, 12 (3,8%) and 46 (14,8%) of 315; in Aegean region, 24 (7,3%) and 54 (16,6%) of 325, and in Maramara region, 33 (9,7%) and 76 (22,3%) of 340 cows were suffered from CK and SCK respectively in postpartum period. Blood glucose levels of CK cows was lower than SCK cows and blood glucose levels of both types of ketosis were lower than healthy animals in animals from all three regions. The results of the presented study indicate that incidence of CK and SCK is much higher than average incidence rates in other surveys. Especially incidence higher than 20% in Marmara region demonstrates that there are crucial errors in management and feeding in that region. Postpartum dönemde yüksek süt verimli ineklerde artan enerji gereksinimi neredeyse her zaman negatif enerji dengesi (NED) ile sonuçlanır. NED’nin derecesine göre süt sığırlarında klinik veya subklinik ketozis meydana gelebilir. Sunulan çalışmanın amacı Türkiye’de en çok sığır popülasyonunun bulunduğu üç bölgede; Marmara, Ege ve Akdeniz’de ketozis ve subklinik ketozis insidansı ve insidanslar arasındaki farkı değerlendirmekti. Çalışma için sığırlar (n: 980) üç bölgeden (her bölgeden 2 çiftlik) seçildi. Süt verimleri, yönetim ve beslenme faktörleri bütün çiftliklerde benzerdi. Kan numuneleri postpartum 14-21. günlerde ve 6. haftada alındı. Kan Beta Hidroksi Bütirik Asit (BHBA) ve glukoz seviyeleri ölçüldü. Serum BHBA seviyesi > 1.2 mmol/l ve idrar keton testi negatif olan inekler subklinik ketozis (SKK), serum BHBA > 1.2 mmol/l ve idrar testi pozitif, anoreksi, halsizlik, depresyon, konstipasyon ve rumen kontraksiyonu azalmış olan inekler klinik ketozis (KK) olarak belirlenmiştir. Herhangi bir klinik bulgu göstermeyen ve örnekleme sırasında serum BHBA seviyesi 1.2 mmol/l’den düşük hayvanlar sağlıklı olarak belirlenmiştir. Akdeniz bölgesinde postpartum dönemdeki 315 inekten 12’si (%3,8) ve 46’sı (%14,8); Ege bölgesinde 325 inekten 24’ü (%7,3) ve 54’ü (%16,6) ve Marmara bölgesinde 340 inekten 33 (%9,7) ve 76’sı (%22,3) sırası ile KK ve SKK’li olarak tespit edildi. KK’li ineklerde kan glukoz seviyesi SKK’li ineklerden daha düşüktü ve üç bölgede de her iki tip ketozisli hayvanların kan glukoz seviyesi sağlıklı hayvanlardan daha düşüktü. Sunulan çalışmanın sonuçları göstermektedir ki KK ve SKK insidansı diğer araştırmalardaki ortalama insidanstan daha yüksektir. Özellikle Marmara bölgesinde insidansın % 20’den daha yüksek olması gösteriyor ki bu bölgede önemli beslenme ve yönetim hataları bulunmaktadır.

In the present days one of the most important disease of dairy cattle herds is the ketosis. The special physiology of the digestion of the ruminants (microbial fermentation in the proventriculi, the energy supply is volatile fatty acid based) and the energy deficit after the parturation and at the beginning of the lactation play role in its development. The frequency of its occurence is 7-34 % depending on herds. The occurrence of the subclinical and clinical forms in one herd can be demonstrated by the "iceberg" effect. The subclinical form is rather a management problem, the occurrence and its harmful effect can be decreased by feeding, but the clinical form needs veterinary treatment.

High productivity and high milk yield in dairy cows can be obtained by providing good nutrition, management and meeting the overall welfare and well-being requirements. The intermediary metabolism of dairy cows are very vulnerable around the parturition period which can highly sensitize the animals leading to periparturient diseases characteristic to this period.

Bu çalışmada, klinik ve subklinik ketozisli sütçü ineklerin esterleşmemiş yağ asiti(NEFA),betahidroksibütirik asit (BHBA) ve adiponektin düzeylerinin karşılaştırılması ve aralarındaki korelasyonun belirlenmesi ve bunun ketozis ile ilişkilendirilmesi planlanıp, çalışmadan elde edilecek sonuçların hastalığın patogenezi için litaretüre önemli ve yenilikçi bir katkı sağlaması amaçlanmıştır.Çalışmada; 15 adet klinik ketozis, 15 adet subklinik ketozis ve 15 adet sağlıklı kontrol grubu olmak üzere toplam 45 adet sütçü inek kullanıldı. Çalışmanın gruplandırması BHBA düzeyleri ölçülerek yapıldı. Serum BHBA düzeyi 1,4 mmol/ L≤ olanlar klinik ketozis, serum BHBA düzeyi 1,0 ≤ 1,4 mmol/L olanlar subklinik ketozis ve serum BHBA düzeyi >1,0 mmol/L olanlar kontrol grubunu oluşturdu. Tüm gruplardaki ineklerden klinik muayenelerini takiben kan örnekleri alınarak biyokimyasal (glukoz, albumin, GGT, fosfor, kalsiyum, BUN, NEFA, BHBA ve adiponektin) parametreleri karşılaştırılmıştır.Çalışmanın sonucunda, glukoz, kalsiyum, BUN, NEFA ve adiponektin değerlerinde klinik ketozis grubu ile kontrol grubu arasındaki glukoz, kalsiyum, NEFA ve adiponektin değerlerin de subklinik ketozis ile kontrol grubu arasında istatistiksel fark belirlenmiştir. Buna karşın albumin ve GGT değerlerinde her üç grup arasında da istatistiksel olarak herhangi bir fark tespit edilememiştir. Adiponektin düzeyleri klinik ve subklinik ketozisli ineklerde kontrol grubuna göre belirgin şekilde düşük bulunmuştur (p< 0,001). Sunulan çalışmanın sonuçları temelinde, adiponektin düzeylerinin ineklerde ketozisin tanısında kullanılabilecek bir parametre olduğunu ve adiponektinin ve bununla ilişkili olarak insülin direncinin, ketozisin patogenezisinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bu çalışma bulgularının eşliğinde gelecekteki çalışmalara ışık tutacağı düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Adiponektin, BHBA, NEFA, Ketozis Aim of the presented study was to investigate the role of adiponectin on pathogenesis of ketosis in dairy cows and relationship with between NEFA, BHBA and adiponectin. Material of this study consist of totaly 45 dairy cows of which 15 were detected to be suffering from clinical ketosis, 15 subclinical ketosis and 15 healthy cows. Ketosis was diagnosed by measuring the levels of serum BHBA. Cows with serum BHBA levels of 1,4 mmol/ L≤ were classified as clinical ketosis, serum BHBA levels of 1,0≤ 1,4 as subclinical ketosis and serum BHBA levels of >1,0 mmol/L as healthy controls. After clinical examination, blood samples for evaluation of biochemical parameters ( glucose, albumin, GGT, P, Ca, BUN, NEFA, BHBA and Adiponectin) were collected from both groups.Serum, glucose, calcium, BUN, NEFA and adiponectin levels were differ significantly between HC and CK groups. Also glucose, calcium, BUN, NEFA and adiponectin levels of healthy controls and subclinical ketosis groups were significantly different. There was not any difference between albumin and GGT levels between both groups. Adiponectin levels were significantly (p< 0,001) lower in both clinical ketosis groups and subclinical ketosis groups when compared to healthy controls group.Result of the study indicates that adiponectin could be used as a diagnostic tool for detection of ketosis and that adiponectin and therefore insulin resistance plays a major role in pathogenesis of the disease. As a result of this study, we supposed that contribute the role of Adiponectin on pathogenesis of ketosis in dairy cows and adiponectin levels on clinical and subclinical ketosis to be lower than control gropus because due to developing insulin resistance of during the ketosis which causing significant losses of considerable in our country and around the world, reserved a place in the field of veterinary medicine.Key Words: Adiponectin, BHBA, NEFA, Ketosis 71

Ketosis is a common ailment of the high producing dairy cow during lactation. From studying literature and texts, it is a recognised metabolic disease of cows during, and resulting from, the transition period. A number of animals could be suffering from subclinical ketosis without the farmer being aware of the problem. Implementation of affective management and nutrition plans can significantly reduce the number of cows affected by ketosis. The key in control of the condition is to have cows transitioning as smoothly as possible. Naturally, a cow’s appetite will decrease around parturition, at the same time her energy needs will increase. Maintaining an adequate intake of good quality, highly digestible feedstuffs will help reduce the energy deficit. Ensuring enough trough space and pen area will also reduce competition for food, bullying and stress.

Ketosis is a disease of high yielding dairy cows caused by negative energy balance. Subclinical ketosis is a type of disease in which keton bodies in blood are elevated but not enough to cause clinical findings. Economic impact of subclinic ketosis makes disease one of the most important problems of dairy industry. Quick and accurate diagnosis of sublinical ketosis is crucial for economic development of a dairy herd thus in presented study two cowside BHBA test were compared according to two different blood BHBA cutoff values. Sensitivities were found to be 58%, 50% and specifities were 84%, 93% respectively for cut off points of 1.2 and >1.4mmol/L. overall specifity and sensitivity levels calculated indicates that Precision Xtra™ could be used for detection of blood BHBA levels in suspected cows at the same time Precision Xtra™ is quicker than Ketosite analysis takes 20 seconds per sample however with Ketosite one analysis takes about 2 minutes. Ketozis yüksek süt verimli ineklerde negative enerji dengesizliğine bağlı meydana gelen bir hastalıktır. Subklinik ketozis, kanda keton cisimciklerinin yükselmesiyle oluşan fakat klinik düzeyde semptom görülmemesiyle karakterize bir hastalıktır. Süt sektörünün en önemli hastalığından biri olan subklinik ketozisin ekonomik etkisi fazladır. Subklinik ketozisin hızlı ve doğru tanısı süt sığırcılığın ekonomik gelişimi için önemlidir, sunulan bu çalışmada iki BHBA testi kandaki iki farklı BHBA sınır değerine gore karşılaştırılmıştır. Sensitivite 1.2 mmol/L ye göre %58, 1.4mmol/L ye gore %50 ve spesifite 1.2 mmol/L ye göre %84, 1.4mmol/L ye gore %93 bulunmuştur. Hesaplanan spesifite ve sensivite değerleri gösteriyorki Precision Xtra™ şüpheli sığırların kanlarındaki BHBA düzeylerinin ölçümü için kullanılabilir aynı zamanda Precision Xtra™, Ketosite dan daha hızlıdır çünkü Precision Xtra™ analizi 10 saniyede Ketosite 2 dakikada analizi yapmaktadır.

Tejelő szarvasmarha állományokban az ellést követő időszak, a laktáció első heteiben a tejtermelés és annak energiaszükséglete gyorsabban emelkedik, mint az állat szárazanyag felvevőképessége. Az ellés körüli időszak leggyakoribb betegségei közé tartozik a szénhidrát-anyagcsere zavara, a ketózis, ami során a vérben, a tejben, és a vizeletben a ketonanyagok koncentrációja a fiziológiás szint fölé emelkedik. A ketonanyagok kimutatásának ún. „gold standard”-ja a béta-hidroxi vajsav spektrofotometriával történő mérése laboratóriumi körülmények között. Azonban az utóbbi időben a ketózis kimutatására több istállópróba („cow-side” tesztek) kapható a kereskedelemben (tesztcsíkok, porok, tabletták). Újabban forgalomba került egy készülék, amely egy csepp vérből tud - a vércukorméréshez hasonló elven – béta- hidroxi vajsavat kimutatni. Szakdolgozatom célja volt, hogy ezzel az új, Magyarországon eddig nem használt kézi mérőműszerrel felmérjem a szubklinikai ketózis előfordulási gyakoriságát magyarországi tehenészetekben. Eredményeinkből arra következtettünk, hogy az elektronikus kézi BHB-mérő rendszer teljes vér alkalmazása esetén hasznos és gyakorlatias eszköz a szubklinikai ketózis diagnosztizálására, valamint hogy a szubklinikai ketózis előfordulása hazai tehenészeteinkben egy olyan, klinikai tünetekkel nem rendelkező, elsősorban gazdasági károkat okozó betegség, amely előfordulásának csökkentésére minden lehetséges eszközt fel kell használnunk. Following the period of calving of dairy cattles, in the first week of lactation, the milking and its energy costs grow faster than the dry matter intake capacity. Ketosis, when the concentration of keton bodies in the blood, in milk and in urine raises, is one of the most frequent diseases of the carbohydrate household in the peripartium period. The “gold standard” test for ketosis is the measure of beta hydroxy butirate by spectrophotometry. Recently more kinds of cow-side diagnostic tests (dipsticks, powders, and tablets) have become available for the test of ketosis. Recently a hand-held device have been released for use in dairy cattle to diagnose ketosis based on blood sample. The aim of my thesis is to assess the prevalence of subclinical ketosis in Hungarian diary herds with this new hand-held meter that has not been used before in Hungary. Based on our results, to diagnose subclinical ketosis this electronic hand-held BHBA meter is a useful and practical method. Moreover, we found that monitoring of subclinical ketosis is a useful tool in Hungarian dairies due to the economical impact of the disease.

Bu araştırma, doğumu takiben değişik aralıklarla süt sığırlarına oral yolla verilen kalsiyum propiyonatın süt verimi ve kompozisyonu ile Türkiye'de yaygın olarak görülen ketozis, hipokalsemi ve bunlara bağlı komplikasyonlar üzerine olabilecek etkilerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada hayvan materyali olarak laktasyon sayıları 1?4 arasında olan 24 baş gebe Holstein Irkı süt sığırı kullanılmıştır. Süt sığırları yaş, laktasyon sayısı, vücut kondisyon skoru ve buzağılama mevsimi gibi özellikleri göz önünde bulundurularak sınıflandırılmış ve benzer özelliklere sahip üç grup oluşturulmuştur. Her bir grup 8 hayvandan meydana gelmiştir. Grup 1 (G1)'de yer alan hayvanlara 680 g kalsiyum propiyonat (143 g Ca) içeren sulu solüsyon doğumu takiben 4 saat içinde ve doğumdan 24 saat sonra olmak üzere iki kez ağız yolu ile verilmiştir. Grup 2 (G2)'de yer alan hayvanlara 680 g kalsiyum propiyonat içeren sulu solüsyon doğumu takiben 4 saat içinde, doğumdan 24 saat ve 7 gün sonra olmak üzere üç kez ağız yolu ile verilmiştir. Grup 3 (G3)'te yer alan hayvanlara hiç kalsiyum propiyonat verilmemiştir. Araştırmada doğumu takiben G1'de 5, G2'de ve G3'te 3'er hayvanın süt hummasına yakalandığı saptanmıştır. İkinci uygulamadan 4 saat sonra G1 ve G2'de süt humması ortadan kalkmış olmasına rağmen, G3'te hala süt humması olan 3 hayvan tespit edilmiştir. Denemenin farklı zamanlarında, serum kalsiyum, fosfor ve beta hidroksi bütirik asit konsantrasyonları bakımından gruplar arasında istatistiksel farklılıklar bulunmuştur (P0.05). G2'deki metritis vakalarının G3'tekinden önemli ölçüde az olduğu tespit edilmiştir (P0.05). Incidence of metritis in G2 was significantly lower as compared to G3 (P