Search

Bu olgu sunumunda,travma nedeniyle kök gelişimi durmuş,kök kanalı enfekte olmuş veperiapikal lezyon gelişmiş üst sol santral dişin,başarısız olan apeksifikasyon tedavisinden sonra periapikal cerrahi tekniği ile tedavisi anlatılmaktadır.14 yaşındaki kadın hastanın,üst sol santral dişi incelendiğinde ,kök ucunun henüz kapanmamış olduğu ayrıca periapikal lezyon ve akmakta olan bir fistül ağzının varlığı saptandı.Üst santral dişin apeksifikasyonu için biyomekanik temizleme sonrasında 6 ay boyunca aylık seanslarda,kök kanalları kalsiyum hidroksit ve steril tuzlu su karışımı ile dolduruldu.Klinik olarak fistülün kapanması sonucunda,kök kanalı MTA ile dolduruldu ve diş restore edildi.6 ay sonraki takip seansında,klinik olarak fistülün yeniden oluştuğu radyografik olarak periapikal lezyonun varlığını sürdürdüğü görüldü.Periapikal cerrahi sırasında kök ucu rezeke edildi ve lezyon kürete edilerek çıkartıldı.Histopatolojik olarak lezyona radiküler kist tanısı koyuldu.Hastanın 6 ay sonraki kontrolünde dişin klinik olarak sağlıklı olduğu ve radyolojik olarak lezyonun iyileştiği gözlendi.Bu olgu bildirisi apeksifikasyon tedavisinde,uzun süreli kalsiyum hidroksit uygulaması ve MTA ile kanal doldurma gibi başarısının çok yüksek olduğu bilinen tekniklerin bile bazen başarısızlıkla sonuçlanabileceğini ortaya koymaktadır.Böyle inatçı ve iyileşmeyen apeksifikasyon olgularında periapikal cerrahi uygulanarak iyileşmenin sağlanabileceği bu olguda gösterilmektedir.

Kök ucu rezeksiyonu (apikal rezeksiyon, apikoektomi, apikektomi), diş kökünün etkilenmiş olan parçasının kesilerek bölgeden uzaklaştırılması ve periapikaldeki tüm nekrotik ve iltihaplı dokunun küretajını içerir. Retrograd dolgu maddesinin yerleştirilmesinin amacı ise kök kanalındaki potansiyel irritanların periradikülar dokulara sızmasını engelleyen tıkamayı sağlamaktır. Diş hekimliğinde günümüze kadar retrograd dolgu materyali olarak çeşitli maddeler kullanılmıştır. Bunların birbirlerine göre birçok avantaj ve dezavantajları vardır.Çalışmamızın, değişik içerikli ve üzerinde az çalışılmış retrograd dolgu materyallerinin biyouyumluluk ve meydana getirdikleri kemik reaksiyonlarını kısa ve uzun dönemde inceleyerek , üzerinde fazla sayıda çalışılmış retrograd dolgu materyalleri ile kıyaslamayı ve günümüzde rutin olarak kullanılan MTA Angelus ya da amalgam gibi materyallere alternatif olabilecek yeni retrograd dolgu materyalleri seçenekleri oluşturmada, oral cerrahide kullanımlarının yaygınlaştırılmasında katkısı olacaktır.Araştırmamızın deneysel aşaması ISO 7405 (2008) standartları ölçüsünde planlanarak uygulanmıştır. 56 adet 3-4 aylık wistar albino cinsi 270 ± 30 gram ağırlığındaki sıçanlar zamana göre 2 gruba ayrılmıştır. Birinci grubun kısa dönemde (28±2 gün) 28 deney hayvanı, ikinci grubun ise uzun dönemde (90±2 gün) 28 deney hayvanı olması kararlaştırılmıştır. Her bir zaman dönemi için IBC Bioaggregate, iRoot BP Plus, IRM ve amalgam içeren polietilen tüpler hayvanların sağ tibialarında oluşturulan kemik defektlerine yerleştirilmiştir. Kontrol grubu olarak boş polietilen tüpler bütün hayvanların sol tibialarında oluşturulan kemik defektlerine yerleştirilmiştir.Histopatolojik incelemeler sonucu elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde kullanılan materyallerin hepsi biyouyumlu bulunmuştur. Ancak, deney grupları biyouyumluluk açısından sıralandığında, sıralamanın BA, amalgam, IRM ve iRoot BP Plus şeklinde olabileceği tespit edilmiştir. Root end resection (apical resection, apicoectomy), is the procedure that the affected piece of the root is cut and the inflamed periapical necrotic tissue is curetted. The purpose of the placement of retrograde filling material to prevent the leakage of potential irritants to periradicular tissues. İn dentistry, various retrograde filling materials are used to date. All have advantages and disadvantages relative to each other.İn our study, different and less studied retrograde filling materials' short - long term bone effects are studied and compared with the other materials that are more studied once. Thus, we have contributed to create alternative materials and expanding their usage in oral surgery.56 wistar albino rats weighing 270 ± 30 grams are divided up into 2 groups according to time. The first group has 28 experimental animals in short term (28±2 days) and the second group has the remaining 28 experimental animals in long term (90±2 days). For each time period, polyethylene tubes containing IBC Bioaggregate, iRoot BP Plus, IRM and amalgam are placed in bone defects created on the right tibias of animals. As a control group, empty polyethylene tubes are placed in bone defects created on the left tibias of animals. Statistical evaluation of the data obtained from histopathological examination results of all the materials revealed that all of them are found to be biocompatible . However, when ranked in terms of biocompatibility, they are ordered to be BA, amalgam, IRM and iRoot BP Plus. 138