Search

Panel konuşmasının deşifre edilip, metine dökülmüş halidir.

&nbsp

&nbsp

Türkiye'nin 1996 yılında Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'ne girmesi özellikle ülkenin lokomotif sektörlerinden biri olan otomotiv sektörünü oldukça fazla etkilemiştir. 1996 yılına kadar otomotiv ithalatında sürekli artan bir grafik izlenirken, ihracat miktarı ise çok azdır. Gümrük Birliği'ne giriş ile birlikte otomotiv sektöründe ithalatta önemli oranda düşüşler gerçekleşmiştir. Özellikle 2001 krizinin yaşandığı dönemlerde ithalat neredeyse tarihinin en düşük seviyelerine kadar inmiştir. Son yıllarda otomotiv sektöründe ihracat, ithalat rakamlarını geçmiş durumdadır. Bu yıllara kadar otomotiv sektörü dış ticaretinde sürekli açık görülürken, bu durum tersine dönmüş sektör dış ticaret fazlası vermeye başlamıştır.Gümrük Birliği ile birlikte sadece üretimde ve ihracatta artış olmamıştır. Bunun yanında sektörde faaliyet gösteren firmaların üretim kapasiteleri ve buna olarak yarattığı istihdam da artmıştır.Bu çalışma ile öncelikle otomotiv sektörü hakkında bilgiler verilmiş, bu anlamda dünyada ve Türkiye'de otomotiv sektörünün genel durumu incelenmiştir.İkinci bölümünde Gümrük Birliği konusuna detaylıca değinilmiş, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne giriş süreci ve bu süreçte yaptıkları incelenmiştir. Ayrıca Gümrük Birliği sürecinin Türkiye'nin ekonomisine etkileri üzerinde durulmuştur.Çalışmanın son bölümünde ise Türk otomotiv sektörüne ve otomotiv yan sanayi sektörüne Gümrük Birliği'nin etkileri açıklanmıştır. The establishment of the Customs Union with European Union in 1996 has influenced the Turkish automotive industry appreciably which is one of the leading sectors in the country. While the import figures of automotives had been gruadually increasing until 1996, the volume of the export figures remained very low on the contrary. After the enforcement of the Customs Union the import figures in the automotive industry showed decrease in big ratios. Especially during the domestic economic crisis period in 2001, the decrease in the import figures reached to the lowest level in its history. In the recent years, the export figures have surpassed the import figures. Until the recent years while there had been foreign-trade deficits in the industry, this situation has reversed in the recent years and there have been foreign-trade surpluses.Thanks to the Customs Union, there has not been an increase only in the production and exports but also in the production capacities and employments of the companies in the industry.In the first section of the study, informations about the automotive industry are given and in this context the general situation of the automotive industry both in the world and in Turkey is analyzed.In the second section, the Customs Union issue is mentioned in details and analyzed under the scopes of Turkey?s accession and integration processes into the Customs Union. Moreover, the effects of the Customs Union on Turkish economy are also analyzed.In the last section of the study, the effects of the Customs Union on the Turkish automotive and supplier industries are analyzed. 101

Ekonomik kriz, beklenmedik bir anda aniden ortaya çıkarak ülkelerin ekonomik sistemlerinde negatif sonuçlar doğuran olay veya olaylar şeklinde tanımlanabilmektedir. Ekonomik krizler çok çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilmektedir. Bankacılık sisteminde yaşanan sorunlar, denetimden uzak finansal sistemlerin varlığı, istihdam oranlarında ani düşüler, enflasyonda ani yükselişler gibi pek çok etken krize neden olabilmektedir. Ekonomik krizlerin bir diğer özelliği ise, özellikle 1980'li yıllardan bu yana, küreselleşmenin de etkisiyle, tek bir ekonomiyle sınırlı kalmayarak birbirleriyle ticari ve finansal ilişkiler içerisinde bulunan tüm ülke ekonomilerine yayılma özelliği taşımasıdır. Son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin uluslar arası nitelik taşımasında en önemli etken küreselleşme ve küreselleşme sonucunda ülke ekonomilerinin birbirleriyle entegrasyon sağlamış olmalarıdır.Bu çalışmada başta 1929 Büyük Bunalımı olmak üzere dünya ekonomilerini sarsan önemli uluslararası ekonomik krizler incelenmiş ve ortaya çıkma nedenleri, gelişim süreçleri ile yarattıkları sonuçlar irdelenmiştir. Söz konusu incelemeler sonucunda uluslararası krizlerin tek bir ülke ekonomisiyle sınırlı kalmadığı, ticari ve ekonomik ilişkiler içerisinde bulunan tüm ekonomilere yayılma özelliği gösterdiği görülmüştür. Bununla birlikte 1980-2008 yılları arasında yaşanan uluslararası krizlerin yanlış zamanlama ve uygunsuz ekonomik koşullarda uygulamaya konulan IMF politikaları kaynaklı olarak ortaya çıktıkları bulgulanmıştır. Son 2008 Mortgage Krizi ise, ABD kaynaklı olmakla birlikte, denetimden uzak mortgage kredilerinden oluşturulan karmaşık yapılı türev ürünlerin, başta ABD olmak üzere birçok uluslararası finans piyasasında satılması sonucunda bir bomba etkisiyle ortaya çıkmıştır.Son yaşanan uluslararası krizin tüm dünyayı büyük ölçüde etkilediği ve kriz neticesinde ülkelerin reel sektörlerinde ciddi bir resesyon yaşandığı bulgulanmış olup, halen devam etmekte olan uluslararası krizin etkilerinin silinebilmesi amacıyla çeşitli kurtarma politikaları devreye sokulmuştur. Ancak bir süre daha 2008 Mortgage Krizi'nin etkilerinin devam edeceği ve krizden çıkışın ?V? değil ?U? şeklinde olacağı bulgulanmıştır. Economic crisis is defined as an event or events that occur unexpectedly and have negative effects on the countries? economical systems. Economical crisis can come up with many different reasons. The problems in banking system may cause many active crises as the occurrence of financial systems which are away from check, sudden decreases in employment percentages and sudden increases in inflation. The other feature of the economical crisis is that since 1980s, with the effect of globalization, they are not restricted to just a specific economy but they have a characteristic to spread among the countries which have financial and commercial relationships with each other. The crisis experienced in the latest years has international characteristics. The most important factor of this is the integration between the countries? economies as a result of the globalization.In this study, the important economic crisis which agitated the economies of the world, firstly the big depression in 1929, has been searched and their occurring purposes, development stages and the results they had are considered. As a result of the research it is seen that the international crisis isn?t restricted to only one country?s economy but also it has a characteristic to spread among the countries which have financial and commercial relationships with each other. Besides it is discovered that the crisis experienced between 1980 and 2008 occurred with the IMF policies which were applied in the wrong timing and unsuitable conditions. The latest crisis of Mortgage in 2008,origined in the USA, occurred by being sold the complex structured derivative products which are formed by Mortgage credits away from checking firstly in the USA and then in many international financial market.It is discovered that the latest international crisis has largely affected the world and as a result of the crisis a serious recession has been experienced in the reel sectors of countries. So, varied recovery policies are put in place to wipe out the effects of the international crisis which is still going on. But it is discovered that the effects of 2008 Mortgage Crisis is going to continue for a while and the exit from the crisis is going to be in ?U? not ?V?. 115

Türkiye'de küreselleşme çerçevesinde ve 2001 yılı ekonomik krizinden sonra artan oranda gerçekleşen Türk bankacılık sektörüne giriş yapan yabancı sermaye yatırımları ile ilgili tartışmaların çokça yapılması nedeni ile tezde bu konu incelenmeye çalışılmıştır. Araştırmamızda tümevarım yöntemi kullanılmıştır. Araştırma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yabancı sermaye ve bankacılık sektöründe küreselleşme incelenmiştir. İkinci bölümde Türk bankacılık sektörü ve küresel bankacılık ile karşılaştırılması yapılmıştır. Üçüncü bölümde de Türk bankacılık sektöründeki yabancı sermaye yatırımlarının analizi swot analizi yapılarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. The topic examined in this thesis is about Turkey?s increasing foreign investment in the banking sector, within the framework of globalization and the economic crisis of 2001, issue which cause a lot of discussions. Inductive method is used in our study. The research consists of three parts. In the first part the foreign capital and globalization in the banking sector are investigated. In the second part, the Turkish banking sector and the global banking are compared. Finally in the third part, the foreign capital investments in the Turkish banking sector are analyzed by SWOT analysis. 112

Şirket temettü politikalarını açıklamakta kullanılan Sinyalizasyon Teorisi, şirket yöneticilerinin yatırımcılardan daha fazla bir bilgiye sahip olduklarını ve şirket yöneticilerinin yatırımcılara bu bilgileri temettüleri kullanarak ilettikleri konusunu ele almaktadır. Teori, temettü dağıtım politikalarının kendi içinde yatırımcılara doğru bir mesaj taşıdığını öngörmektedir. Farklı bir ifade ile, şirketlerin cari temettü dağıtım oranlarındaki bir artış (azalış), daha sonraki dönem(ler)de şirketin elde edeceği karlarda da bir artış (azalış) olacağı konusunda yatırımcılara sinyal göndermektedir. Ampirik kanıtlar sinyalizasyon teorisinin Türkiye bacağında da geçerli olduğunu doğrulamaktadır. Signalling Theory used in explaining corporate dividend theories postulates, that (a) company managers have more information than investors and that (b) company managers convey investors this excess information through dividends. Theory suggests that dividend distribution policies convey a message within (towards investors). Stated differently, that an increase (decrease) in current dividend distribution rates of companies signals investors that profits company will realize in the following period(s) will rise (decline). We sample the listed firms whose shares are traded in Istanbul Stock Exchange. Empirical evidences document that signalling theory applies to Turkey as well. 228

Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği'nin (GB) tamamlanmasının ardından, Türkiye imalat sanayinde ortaya çıkan yapısal dönüşümün özelliklerini araştırmak ve değerlendirmektir.Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Gümrük Birliği Teorisi ana hatlarıyla ele alınmakta, ikinci bölümde Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin öncesinde ortaya çıkan gelişmeler tarihsel bir sıralama ile değerlendirilmektedir.Üçüncü bölümde, Gümrük Birliği sonrasında Türkiye'de imalat sanayinin genel durumu ve Gümrük Birliği sonrasında yapısındaki değişim çeşitli göstergeler yardımıyla ele alınmaktadır. Kullanılan göstergeler seçilirken, dış ticaret, üretim, yatırım, istihdam ve verimlilik başlıkları üzerine yoğunlaşılmıştır.Dördüncü bölümde, ISIC Rev. 3 sınıflandırması çerçevesinde Türkiye imalat sanayinin 2'li düzeyde 22 alt sektörü kısaca tanımlanmakta, çeşitli göstergeler açısından, imalat sanayinin bütünüyle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmekte ve bu göstergeler açısından öne çıkan ilk beş sektörle ilgili değişim kısaca gözden geçirilmektedir. Kullanılan göstergelerin seçiminde, dış ticaret, üretim, istihdam ve verimlilik başlıkları üzerine yoğunlaşılmıştır.Çalışmada kullanılan sınıflandırmaya dair ayrıntılı bilgi ve dördüncü bölümde ilk beş sektörün belirlenmesinde kullanılan verilerle ilgili tablolar EKLER'de yer almaktadır. The aim of this master's thesis is to research and evaluate the characteristics of the structural transformation in Turkish manufacturing industry, following the Customs Union (CU) between Turkey and European Union (EU).The study consists of four chapters. First chapter considers the theoretical approaches to the Customs Union, in general. Second chapter assesses the history of the relations between Turkey and European Union before the accession to the Customs Union.Third chapter comments the general situation of the Turkish manufacturing industry, and the transformation of its structure through various indicators, focusing particularily on those of foreign trade, production, investment, employment and productivity.Fourth chapter defines 22 subsectors on the dual digit within the framework of the ISIC Rev. 3 classification. Those subsectors are compared with the manufacturing industry in general. The chapter reviews the transformation in the first five subsectors which stand out on the basis of the relevant indicators. Detailed information about the classification and data which are used in determining those outstanding sectors are presented in the APPENDIXES. 226

Forward, futures ve opsiyon sözleşmeleri, finansal türev piyasalarda riskten korunma ve spekülasyon amacı ile en fazla kullanılan enstrümanlardır. Bu sözleşmelerin kullanım amaçları benzer olmasına rağmen teoride ve işleyiş biçiminde birtakım farklar bulunmaktadır. Bu noktada bir sözleşmenin ilgili varlık üzerine uygulanması, sözleşmenin tarafları açısından belli sonuçlar doğuracaktır. Bu sonuçların en önemlisinin vade boyunca veya vade sonunda oluşacak kâr veya zarar olduğu söylenebilir.Bu çalışmada, döviz üzerine yapılan forward, futures, call opsiyon ve put opsiyon sözleşmelerinin, 6 aylık vadeler için, birbirini takip eden beş dönemdeki fiyatları bulunarak sözleşmenin alıcı tarafı açısından ilgili dönemlerdeki kâr-zararları hesaplanmıştır. Söz konusu dönemlerdeki kâr-zararların ortaya çıkmasında, sözleşmenin alıcı tarafının fiyat hareketlerindeki değişim yönünü doğru tahmin edebilmesinin oldukça önemli olduğu ve kâr-zararların, portföyün yönetimine bağlı olarak değişkenlik gösterdiği görülmüştür. Forward, futures and options contracts are most favoured instruments on financial derivatives markets, which are using for hedging and speculation. Although intended use of these contracts are similar, theory and processing pattern occurs some differences. At that point, implementation of a contract on underlying asset will be produced obvious conclusion on privies in respect to contract. It can be said that the most crucial conclusion of that; profit or loss, which are consisting during the life of the contract or on maturity date.In this study, priceses are given by forward, futures, call option and put option contracts on currency, which for 6 months maturity and consecutive five periods; in terms of buyer profits and losses are calculated for related periods. It has seen that for a profit or loss which are based on named periods, it is considerably important to form a correct estimate of the way of price movement by buyer; and profits or losses are pointing out variability depending on portfolio management. 233