Search

Amaç: Bu çalışmanın amacı diyabetik ayak hastalarında farklı görüntüleme yöntemlerine göre yumuşak doku ve kemik lezyonlarının vasküler akım ile ilişkisini belirlemektir.Materyal ve Metod: Bu retrospektif, kesitsel, tanımlayıcı çalışma bir üniversite hastanesinin Radyodiag-nostik bölümünde yapıldı.Bulgular: En sık görülen bulgu selülit (n:57, %72.2) ve en az görülen bulgu subkondral kist (n:14, %17.7) idi. RDUS bulgularına göre %24,1'inde arteriyel kan akımı yoktu, %27,8'inde monofazik idi. 41 (%51,9) hastada RDUS'ta vasküler kan akımı yetersiz olarak kabul edildi. BTA görüntülerinde hastaların %21.5'inde tam tıkanıklık, %20.3'ünde >%70 daralma saptandı. BTA bulgularına göre 46 (%58,2) hastada vasküler kan akımı yetersiz kabul edildi. RDUS bulgularının yorumlanmasında osteomiyelit saptanan hastaların %63'ünde, selülit saptananların %61'inde, apse saptananların %34'ünde, tenosinovit sapta-nanların %34'ünde, eklem efüzyonu saptananların %29'unda ve subkondral kist saptanan hastaların %29'unda yetersiz kan akımı saptandı. Sadece selülit saptanan hastalarda RDUS ile belirlenen kan akı-mında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p=0.021).Sonuç: Diyabete bağlı gelişen komplikasyonların tanısında ve ampütasyon kararında hem RDUS hem de BTA görüntüleme yöntemleri değerlidir., Background: The aim of this study was to determine the relationship of soft tissue and bone lesions with vascular flow according to different imaging methods in patients with diabetic foot.Materials and Methods: This retrospective, cross-sectional, descriptive study was conducted in the Radiodiagnostic Department of a university hospital.Results: The most commonly seen finding was cellulitis (n:57, 72.2%) and the least seen was subchond-ral cyst (n:14, 17.7%). According to the CDUS findings, arterial blood flow was absent in 24.1%, and was monophasic in 27.8%. Vascular blood flow on CDUS was accepted as insufficient in 41 (51.9%) patients. On the CTA images, complete obstruction was determined in 21.5% of patients and >70% narrowing in 20.3%. Vascular blood flow was accepted as insufficient in 46 (58.2%) patients according to the CTA findings. In the interpretation of the CDUS findings, insufficient blood flow was determined in 63% of the patients determined with osteomyelitis, in 61% with cellulitis, in 34% with abscess, in 34% with tenosy-novitis, in 29% with joint effusion, and in 17%with subchondral cyst. A statistically significant difference was determined in the blood flow determined with CDUS only in the patients determined with cellulitis (p=0.021). Conclusions: In the diagnosis of complications developing secondary to diabetes, and in the decision for amputation, both CDUS and CTA imaging methods are of value.

Obstrüktif uyku apnesi sendromu (OUAS), arteriyel hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp ritim ve iletim bozuklukları, kalp yetmezliği gibi artmış kardiovasküler morbidite ve mortalitesi ile strok gibi ciddi sistemik hastalıklara neden olan, yaygın görülen, fakat gözden kaçabilen birhastalıktır. Son yıllarda OUAS?ın kardiyovasküler risk faktörlerinden bağımsız olarak ateroskleroza yol açabileceğine dair kanıtlar artmaktadır. Birçok deneysel ve kesitsel çalışmada, artan karotis intima media kalınlığı (KİMK) yaygın aterosklerozun geçerli bir endeksi ve erken-güvenilir markırı olarak gösterilmiştir.Aterosklerotik süreci asemptomatik dönemde tespit eden yöntemlerden olan İMK ölçümü, erken dönem yaygın aterosklerozu gösteren bir tekniktir. Bu test damar yaşını belirleyen testtir. Non invaziv, kolay, maliyeti düşük ve tekrarlanabilir olması nedeniyle daha sık olarak kullanılmaktadır.Bu çalışma, OUAS?ın karotis arterler üzerine olan etkilerini doğrudan gözlemek ve subklinik aterosklerozun göstergesi olan KİMK?nın B-Mod yüksek rezolüsyonlu US?de otomatik program ile ölçümü için planlandı.Çalışmaya Harran Üniveristesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Nöroloji bölümlerinin uyku laboratuarında polisomnografi yapılarak teşhis konulan ve tedavi görmemiş 40 OUAS hastası (14 kadın, 26 erkek, yaş ortalaması 49,58±11,12 yıl) ile 40 sağlıklı gönüllü dâhil edildi. Hastalar apnehipopne indekslerine (AHİ) göre iki subgruba ayrıldı (Hafif-orta OUAS subgrubu ve ağır OUAS subgrubu). Yüksek rezolüsyonlu USG cihazının otomatik programı ile her iki karotis arter intima media kalınlığı ölçüldü. Her iki AKA maksimum ve ortalama değerleri kaydedildi. Her iki AKAmaksimum ve ortalama değerlerinin ortalama değerleri hesaplandı. Obstructive sleep apnea syndrome (OSAS) is a common but underdiagnosed disease that causes increased cardiovascular morbidity and mortality, including arterial hypertension, coronaryheart disease, heart rhythm and conduction disorders, heart failure, and stroke. Increasing of evidence in recent years, indicate that OUAS can lead to atherosclerosis independently from the factors of cardiovascular risks. Several experimental and cross-sectional study indicate that increased intimamedia thickness (IMT) is a valid index and early- reliable marker of generalized atherosclerosis.IMK measurement, which is determine atherosclerotic process in asymptomatic period. This test determines the age of the vessel. It has been used more commonly, because of its non-invasive, easy, repeatability, and low-cost.This study was planned to observe the direct effects of OUAS on carotid arteries and to measure KIMK, which is indicator of subclinic ateroskleroz, with automatic software in B-Modesonography.İn the sleep laboratory of the Chest Diseases and Neurology departments of Faculty of Medicine Harran University, OSAS diagnosed and untreated 40 patients (14 female, 26 male, mean age 49.58 ± 11.12 years) , 40 healthy volunteers, totaly 80 people were included to the study. Patients were classified into two subgroups according to the apnea-hypopnea index (AHİ). Mild- moderate OUAS subgroup (AHİ = 5-30) and severe OUAS (AHİ= up to 30) subgroup. Both carotid arteries IMT has been measured by automatic software in B-Mode sonography. Both right common carotid artery (RCCA) and left common carotid artery?s (LCCA) maximum and mean values have been recorded. Also average values of both right and left CCA?s maximum values (meanmax RL) and 66

Bu çalışmada kronik viral hepatitli hastalarda DAMRG bulgularının histopatolojik bulgularla karşılaştırılması amaç edinilmiştir.Kronik viral hepatitli 38 hasta ( 12 kadın, 26 erkek, ortalama yaş 37) ve 30 sağlıklı gönüllüye (11 kadın, 19 erkek, ortalama yaş 36) üç seri, tek atımlı, spin eko, eko planar ( SS-SE-EP), b=1000 s/ mm² değeri ile Diffüzyon Ağırlıklı MR Görüntüleme yapıldı.Karaciğer biyopsisi ile hastaların METAVIR skorları belirlendi. Kronik viral hepatitli hastaların ortalama hepatik ADC değeri ile kontrol grubundaki kişilerin ortalama hepatik ADC değerleri karşılaştırıldı. Kronik viral hepatitli hastalarda tesbit edilen farklı evrelerdeki ADC değerleri birbirleri ile karşılaştırıldı.Kontrol grubu ile hepatik fibrozisli hastaların ADC değerleri arasında ( p< 0.001) ve farklı evrelerdeki hepatik fibrozisli hastaların ortalama ADC değerleri arasında ( p=0.003) istatistiksel olarak belirgin farklılık vardı. Fibrozis skoru ile ADC değeri arasında negatif korelasyon olduğu gösterildi ( r= -0.347 , p=0.006).Fibrozis skoru arttıkça ölçülen ADC değerinin azaldığı gözlendi. Ve bu; özellikle evre 3 ve üstü grubundaki hastalarda daha belirgindi. Evre I ve 2 hastalarında ölçülen hepatik ADC değeri ( 0.846 ve0.885x10¯³ mm² / sn) kontrol grubu ( 1.039x10¯³ mm² / sn) ile karşılaştırıldığında daha düşüktü ancak evre I ve 2 arasında ADC değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu. Evre 3 hastalarda ölçülen hepatik ADC değeri (0.610x10¯³mm² / sn) ise kontrol grubu ve evre I- 2 de ölçülen ADC değerine göre daha düşüktü ve bu oran istatistiksel olarak anlamlıydı.Sonuç olarak kronik viral hepatitli hastalardaki hepatik ADC değerlerinin ölçümü fibrozisin tesbitinde ve takibinde umut vaat eden bir parametre olabilir.Anahtar kelimeler: Kronik Viral Hepatit, DAMRG, ADC We aimed to compare DWMRG findings with histopathologic findings in cases of chronic viral hepatitis (CVH).Diffusion- weighted magnetic resonance imaging was done in 38 CVH (among them 11 were women and 19 were men, the mean age was 37) and 30 matched volunteers ( among them 11 were women and 19 were men, the mean age was 36). METAVIR score was calculated with liver biopsy. The mean hepatic ADC value of CVH subjects was compared with the controls group. The mean ADC scores in different stages of CVH cases was also compared with eachother.The difference between ADC scores of CVH and that of control group was statistically significant (p