40 results on '"Sarı, Şaziye"'
Search Results
2. Retrospective evaluation of pediatric dental treatments under deep sedation.
- Author
-
Demirel, Akif, Önder, Nur S., Kocaoğlu, Merve H., Vural, Çağıl, and Sarı, Şaziye
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. The evaluation of MTA and Biodentine as a pulpotomy materials for carious exposures in primary teeth
- Author
-
Çelik, Burcu Nihan, Mutluay, Merve Safa, Arıkan, Volkan, and Sarı, Şaziye
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
4. Immunocompetent cell level as a diagnostic reference for pulpal pathosis of primary teeth
- Author
-
Durutürk, Leyla, Sarı, Şaziye, and Şengül, Ali
- Published
- 2013
- Full Text
- View/download PDF
5. Smear layer removal efficacy of irrigating solutions applied distinct needle designs: a scanning electron microscopy study.
- Author
-
Demirel, Akif, Önder, Nur Sena, Alkış, Merve, and Sarı, Şaziye
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. Perspectives of Students and Educators on the Effects of the COVID-19 Pandemic on Undergraduate Dental Education.
- Author
-
Demirel, Akif, Bezgin, Tuğba, Bağış, Nilsun, Sarı, Şaziye, and Akaltan, Funda
- Subjects
DENTAL schools ,DENTAL education ,STUDENT attitudes ,COVID-19 pandemic ,EDUCATORS ,UNDERGRADUATE education ,EDUCATORS' attitudes - Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
7. Effects of Covid-19 Pandemic on Postgraduate Education in Pediatric Dentistry: A Survey Study
- Author
-
Demirel, Akif, Önder, Nur Sena, Topaloğlu, Pınar, Sarı, Şaziye, and Başka Kurum
- Subjects
Covid-19,Lisansüstü Diş Hekimliği Eğitimi,Pandemi ,Diş Hekimliği ,Postgraduate Dental Education ,Pandemic ,Pandemi ,education ,Covid-19,Postgraduate Dental Education,pandemic ,Dental ,Covid-19 ,Lisansüstü Diş Hekimliği Eğitimi - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, Covid-19 pandemisinin pedodontide lisansüstü eğitime etkilerinin araştırılması, öğrencilerin çevrimiçi dersler hakkındaki görüşlerinin, farkındalıklarının ve önerilerinin sorgulanmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Bu anket çalışması, Türkiye’deki Diş Hekimliği Fakültelerinin Pedodonti Bölümlerinde lisansüstü eğitim (doktora ve uzmanlık eğitimi) gören 154 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Lisansüstü öğrenciler için anket değişkenleri, öğrencilerin kendilerine ve kendi şartlarına ait faktörler, online teorik ve klinik eğitim ile ilgili faktörler, fakültede devam eden klinik işleyişler ile ilişkili faktörler, eğitmenler ile ilişkili faktörler, kurumun idari tutumuna ait faktörler, devam eden tez çalışmaları/araştırmalar ile ilişkili faktörler ve öneriler gibi alt başlıklarını içermektedir. Anket değişkenleri, Likert ölçeği ile sunulmuş ve sonuçlar % değerleri cinsinden kaydedilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin %63,4’ü çevrimiçi eğitime uyum sağlayabildiğini, ancak %22,7’si bilgisayar/ekipman imkanlarının yeterli olmadığını belirtmiştir. Öğrencilerin %64,6’sı klinik gelişimin sadece yüzyüze derslerde olabileceğini belirtmiştir. Ek olarak, öğrencilerin %74,9’u pandemi ve filyasyon görevlendirmesinin tez sürecini olumsuz etkilediğini belirtmiştir. Lisansüstü öğrencilerin birçoğu, klinik derslerde görsel vaka sunumlarının yapılması gerektiğini (%90,3), filyasyon görevlendirmelerinde (%83,7) ve eğitim puanlarında (%77,7) düzenlemeler yapılması gerektiğini önermiştir. Sonuç: Covid-19 pandemisinin ve filyasyon görevlendirmelerinin, özellikle klinik eğitimleri ve tez sürecini olumsuz etkilediği sonucuna varılabilir. Klinik eğitimin iyileştirilmesi adına, interaktif/görsel öğelere yer verilmesinin, filyasyon görevlendirmelerinin ve pandemide kaybedilen sürecin yeniden düzenlenmesinin faydalı olacağını söylemek mümkündür., Background: The aim of this study is to investigate the effects of Covid-19 pandemic on postgraduate education in pediatric dentistry, and to question students' opinions, awareness and recommendations regarding online courses. Methods: This survey study was conducted on 154 students who attending postgraduate education (doctoral and specialty education) in Pediatric Dentistry departments in the Faculties of Dentistry in Turkey. Survey variables for postgraduate students include such as students’ own attitudes and own conditions, online theoretical and clinical education, clinical continuing process in the faculty, factors related instructors, administrative attitude of the institution, ongoing thesis/researches and recommendations. Survey variables were presented with Likert scale and the results were recorded as % values. Results: 63.4% of the students stated that they could adapt to online education, however 22.7% of them stated that their computer/equipment facilities were not sufficient. 64.6% of the students stated clinical development can only be in face-toface courses. Additionally, 74.9% of the students stated that pandemic and filiation negatively affected thesis process. Most of the postgraduate students suggested that visual case presentations should be carried out in clinical courses (90.3%), and revisions should be made in the filiation assignments (83.7%) and education points (77.7%). Conclusion: It can be concluded that Covid-19 pandemic and filiation assignments negatively affect clinical training and thesis process. In order to improve clinical education, it is possible to say that it will be beneficial to include interactive/visual components and rearrange filiation assignments and the periods lost in the pandemic.
- Published
- 2021
8. Success rate of Sealapex in root canal treatment for primary teeth: 3-year follow-up
- Author
-
Sarı, Saziye and Okte, Zeynep
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
9. A Comparison of Four Pulpotomy Techniques in Primary Molars: A Long-term Follow-up
- Author
-
Sonmez, Deniz, Sari, Saziye, and Çetinbaş, Tuğba
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
10. The evaluation of the correlation between coronal movement of permanent tooth germ and displacement of apical foramen of the primary molars
- Author
-
Zeren, Ali Emre, Demirel, Akif, Kamburoğlu, Kıvanç, Sarı, Şaziye, Başka Kurum, and (0000-0002-4134-5756
- Subjects
primary teeth ,Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi ,Cone-beam computed tomography ,kök kanal tedavisi ,süt dişleri ,root canal therapy - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, daimi diş jerminin koronale sürme hareketi ile süt dişi apikal açıklığının koronal yöndeki yer değiştirmesi arasındaki korelasyonun belirlenmesi ve daimi diş jermi kron apeksinin, süt molar dişlerde kanal çalışma boyu açısından belirleyici bir referans noktası olup olmayacağının araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri kullanılarak, 30 adet alt süt molar dişe ait 115 kök kanalı, daimi diş jerminin konumuna göre 3 gruba ayrılmıştır (Grup 1: Daimi diş jermi süt dişi köklerinin altında, Grup 2: köklerin apikal üçlüsünde, Grup 3: köklerin orta üçlüsünde). Her 3 grup için, daimi diş jerminin koronale sürme hareketi ile apikal açıklığın koronale yer değiştirmesi arasındaki korelasyon; süt dişi kök apeksi, apikal açıklık ve daimi diş jerminin kron apeksi referans noktaları kullanılarak araştırılmıştır. Bulgular: Daimi diş jerminin süt dişi köklerinin apikal üçlüsünde konumlandığı Grup 2’de diş jermi ile apikal açıklığın koronale yer değiştirmesinde korelasyon tespit edildiği (p, Background: The aim of this study was to determine the correlation between the coronal movement of the permanent tooth germ (PTG) and apical foramen (AF), and to determine whether the crown apex of PTG was a determining point regarding the canal working length in the primary molar teeth. Methods: 115 root canals of 30 primary molar teeth were divided into 3 groups according to the position of the PTG (Group 1: PTG was below the roots of primary molar, Group 2: PTG at the apical third of the roots of primary molar, Group 3: PTG at the middle third of the roots of primary molar) by using cone-beam computed tomography images. For each groups, correlation between coronal movement of the PTG and AF was investigated by using reference points of root apex of primary tooth, AF and crown apex of the PTG. Results: In Group 2, where the PTG was located at the apical third of the roots of primary tooth, the correlation was found between the coronal movement of the PTG and AF. However, this correlation was not found in Group 1 and 3, where the PTG was at below the roots of primary molar and middle third, respectively. Conclusion: It was concluded that the crown apex of the PTG could be used as a reference point in determining the canal working lenght in the case where the PTG was located in the apical third.
- Published
- 2020
11. Hemisection of a fused tooth
- Author
-
Cetinbas, Tugba, Halil, Suleyman, Akcam, Mehmet Okan, Sari, Saziye, and Cetiner, Serap
- Published
- 2007
- Full Text
- View/download PDF
12. Radiographic evaluation of periapical healing of permanent teeth with periapical lesions after extrusion of AH Plus sealer
- Author
-
Sari, Şaziye and Durutűrk, Leyla
- Published
- 2007
- Full Text
- View/download PDF
13. The effect of sodium hypochlorite application on the success of calcium hydroxide pulpotomy in primary teeth
- Author
-
Tunç, Emine Şen, Şaroğlu, Işıl, Sarı, Şaziye, and Günhan, Ömer
- Published
- 2006
- Full Text
- View/download PDF
14. The effects of various irrigation protocols on root canal wall adaptation and apical microleakage in primary teeth
- Author
-
Yüksel, Burcu Nihan, primary, Demirel, Akif, additional, Ziya, Meryem, additional, Kolçakoğlu, Kevser, additional, Doğan, Salih, additional, and Sarı, Şaziye, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
15. Case report: Evaluation of supernumerary teeth with computerized tomography
- Author
-
Bayrak, Şule, Dalci, Kerem, and Sari, Şaziye
- Published
- 2005
- Full Text
- View/download PDF
16. Oral Precancerous Lesions in Childhood: Attention to the Pediatricians and Pediatric Dentists
- Author
-
Sarı, Şaziye, primary, Kaya, İlhan, additional, and Demirel, Akif, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
17. Pediatric Dentist-Pediatrician Cooperation in Early Diagnosis of Congenital Tooth Agenesis
- Author
-
Demirel, Akif, primary and Sarı, Şaziye, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
18. Are Increased Masticatory Forces Risk for Primary 2nd Molars without Successors? A 3D FEA Study
- Author
-
Demirel, Akif, primary and Sarı, Şaziye, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
19. Resin Nanoceramic CAD/CAM Restoration of the Primary Molar: 3-Year Follow-Up Study
- Author
-
Demirel, Akif, Bezgin, Tuğba, Akaltan, Funda, and Sarı, Şaziye
- Subjects
stomatognathic system ,Article Subject - Abstract
This case report presents the clinical use of a resin nanoceramic CAD/CAM restoration of a primary second molar without successor in the form of a permanent second premolar tooth in a patient. Three-year follow-up of the case revealed that resin nanoceramic CAD/CAM restoration of the primary molar without successor achieved both aesthetics and function. Despite the high cost of treatment, this type of restoration should be considered if the retained tooth is expected to maintain functionality over the long term.
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
20. THE EFFECTS OF UNCONTROLLED EXTRACTIONS OF THE PERMANENT LOWER FIRST MOLARS ON THE PROGNOSIS OF SPONTANEOUS SPACE CLOSURE AND OCCLUSION.
- Author
-
Canpolat, Melike Kiraz, Demirel, Akif, Aydınbelge, Mustafa, and Sarı, Şaziye
- Subjects
HYPODONTIA ,DENTAL caries ,MOLARS ,MEDICAL photography ,MIXED dentition ,DENTAL arch ,PERMANENT dentition ,INCISORS - Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
21. The evaluation of MTA and Biodentine as a pulpotomy materials for carious exposures in primary teeth
- Author
-
Çelik, Burcu Nihan, primary, Mutluay, Merve Safa, additional, Arıkan, Volkan, additional, and Sarı, Şaziye, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
22. Late Developing Supernumeraries in a Case of Nonsyndromic Multiple Supernumerary Teeth
- Author
-
Bozkurt, Mine, Bezgin, Tugba, Tüzüner Öncül, Ayşegül, Göçer, Rukiye, and Sarı, Şaziye
- Subjects
stomatognathic diseases ,stomatognathic system ,Article Subject - Abstract
Objective. This case report presents 3-year follow-up of a case of nonsyndromic multiple supernumerary teeth (NSMST) with 11 supernumerary teeth, 2 of which showed subsequent formation. Case Report. A 10-year-old girl was referred to the dental clinic with the chief complaint of delayed eruption. Radiographic examination showed 9 retained supernumerary teeth. The treatment plan consisted of extraction of the supernumerary teeth and associated primary teeth in order to allow the permanent teeth to erupt. After 2 years of follow-up, 2 additional supernumerary teeth were observed. Conclusion. Regular follow-up for late forming supernumeraries is crucial for NSMST cases.
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
23. Carious Exposure versus Mechanical Exposure for MTA Pulpotomy in Primary Teeth
- Author
-
Çelik, Burcu Nihan, primary and Sarı, Şaziye, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
24. Daimi birinci büyük azı dişlerinin kontrollü çekimleri: derleme.
- Author
-
Kiraz, Melike, Yüksel, Burcu Nihan, and Sarı, Şaziye
- Abstract
Copyright of Acta Odontologica Turcica is the property of Acta Odontologica Turcica and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
25. Comparative evaluation of different root canal sealers to coronal leakage
- Author
-
Demiriz, Volkan, Akçay, Merve, Arıkan, Volkan, Çetiner, Serap, and Sarı, Şaziye
- Subjects
Diş sızıntısı ,Dental leakage ,Mineral trioksit agregat ,Mineral trioxide aggregate - Abstract
Amaç: Koronal örtücülük, endodontik tedavinin başarısını ve periapikal doku sağlığını etkileyen kritik bir faktördür. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda yeni üretilmiş MTA Fillapex kanal dolgu patının Güta-perka ile birlikte kullanımı ve oluşturduğu koronal tıkamanın etkinliği Güta-perka/AH Plus kanal dolgu sistemi ile karşılaştırılarak in vitro koşullarda değerlendirilmiştir. Çalışmada 20 adet örnek Güta-perka/MTA Fillapex, 20 adet örnek Güta-perka/AH Plus ile doldurulmuştur. Bulgular: Boya penetrasyon testi ile elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirildiğinde Güta-perka/MTA Fillapex ile Güta-perka/AH Plus sistemi arasında koronal örtücülük açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,05). Sonuç: Çalışma sonuçları değerlendirildiğinde MTA Fillapex materyalinin in vivo koşullardaki etkinliğini değerlendiren klinik çalışmaların yapılması gerekmektedir. Objective: Coronal sealing is a critical factor which effects the succes of endodontic treatment and periapical tissue health. Material and Methods: In the present study, comparative evaluation of a recently produced material, MTA Fillapex used with Gutta percha and AH-Plus used with Gutta-percha regarding their coronal sealing efficiency in in vitro conditions. 20 specimens were filled with Gutta-percha/MTA Fillapex and the other 20 specimens were filled with Gutta-percha/AH Plus root canal filling system. Results: Dye penetration test was used to compare two groups and according to the statistical analysis, there was no significant differences between Gutta-percha/MTA Fillapex and Gutta-percha/AH Plus (p>0.05). Conclusion: According to the results, further clinical studies evaluating MTA Fillapex root canal sealer's efficiency in in vivo conditions are necessary.
- Published
- 2012
26. Comparative evaluation of radiopacity between MTA fillapex and grey MTA
- Author
-
Akçay, Merve, Arıkan, Volkan, Demiriz, Levent, Çelik, Burcu N., and Sarı, Şaziye
- Subjects
Radiography ,MTA fillapex ,Radiopacity ,Radyografi ,Dental ,MTA angelus ,Radyoopasite - Abstract
Amaç: Bu çalışmada MTA-Fillapex'in radyoopasitesinin dijital görüntüleme tekniği kullanılarak, Gri MTA ile karşılaştırmalı değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada Gri MTA Angelus'un ve MTA-Fillapex'in (Angelus, Londrina, Brezilya) opazitesi değerlendirildi. Örneklerin yerleştirilmesi için 1 mm derinliğinde ve 5 mm çapında 5 akrilik levha hazırlandı. Akrilik levhalar üzerinde ayrıca alüminyumdan yapılmış penetremetre yerleştirilerek opasite yoğunluğu hesaplandı. Radyografik değerlendirme, direkt dijital görüntüleme tekniği ile yapıldı. Tüm radyograflar sıkıştırma algoritması olmaksızın TIFF formatında kaydedildi. Daha sonra kaydedilen görüntüler üzerinde densite değerleri mm alüminyum (mmAl) eşdeğerinde belirlendi. Bu süreç her bir örnek için üç kez tekrarlandı ve ortalamaları hesaplandı. İstatistiksel değerlendirmeler Mann Whitney U testi ile yapıldı. Bulgular: MTA Angelus'un radyoopasite değerinin 6,48 mm Al, MTA Fillapex'in ise 1,8 mm Al olduğu belirlendi ve iki materyal arasında hesaplanan değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu belirlendi (p
- Published
- 2012
27. Evaluation of efficacy of MTA and Ca(OH)2 on vital pulpotomy in primary teeth clinically and radiologically
- Author
-
Akçay, Merve and Sarı, Şaziye
- Subjects
Kalsiyum hidroksit ,Süt dişi ,Pulpotomi ,Pulpotomy ,Calcium hydroxide ,Primary tooth ,Mineral trioksit agregat ,Mineral trioxide aggregate - Abstract
Amaç: Bu çalışmada, süt dişlerinde; kalsiyum hidroksit (KH) ve mineral trioksit agregat (MTA) vital amputasyon uygulamalarının klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Yaşları 6-10 yıl arasında değişen 64 çocuğun, derin dentin çürüğü teşhisi konulan ve amputasyon tedavisi gereksinimi olduğu düşünülen toplam 64 alt süt azı dişi, KH ve MTA amputasyonu uygulanmak üzere rastgele iki çalışma grubuna ayrıldı. Tedavilerin tamamlanmasının ardından dişler, 3'er aylık aralıklarla 1 yıl boyunca klinik ve radyolojik olarak takip edildi. Bulgular: Klinik başarı, KH grubunda %96,8; MTA grubunda ise %100 olarak belirlendi ve gruplar arasında fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=1,000). Radyografik başarı oranı ise, KH grubunda %73,3; MTA grubunda %100 olarak saptandı. MTA grubunun radyografik başarısı 9. ve 12. aylarda istatistiksel olarak anlamlı seviyede daha yüksek bulundu (p
- Published
- 2012
28. Evaluation of the effect of MTA fillapex to apical leakage in teeth with open apex
- Author
-
Demiriz, Levent, Arıkan, Volkan, Akçay, Merve, Sarı, Şaziye, and Çetiner, Serap
- Subjects
Apexification ,Apeksifikasyon ,Mineral trioksit agregat ,Açık apeks ,Mineral trioxide aggregate ,Open apex - Abstract
Amaç: Nekrotik pulpalı immatür dişlerde kök ucunun açık olması, kök kanal sisteminin geniş ve kök ucuna doğru genişleyerek sonlanması nedeniyle bu dişlerde endodontik tedavi ile etkili bir apikal tıkama oluşturulması oldukça zordur. Bu yüzden bu dişlerin endodontik tedavilerinde kullanılacak kök kanal dolgu sisteminin apikal tıkama özelliği önem kazanmaktadır. Çalışmamızda hazırlanan simule immatür dişlerde yeni üretilmiş MTA Fillapex kanal dolgu patının Güta-perka ile birlikte kullanımı ve oluşturduğu apikal tıkamanın etkinliği Güta-perka/AH Plus kanal dolgu sistemi ile karşılaştırılarak in vitro koşullarda değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada 20 adet örnek Güta-perka/MTA Fillapex, diğer 20 adet örnek ise Güta-perka/AH Plus ile doldurulmuştur. Bulgular: Boya sızıntı testi ile elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirildiğinde Güta-perka/MTA Fillapex, Güta-perka/AH Plus sistemine göre anlamlı düzeyde (p
- Published
- 2012
29. Comparison of a Nİ-Tİ rotary system (ProTaper) with K files in primary tooth root canal preparation: an in vitro study
- Author
-
Arıkan, Volkan, Akçay, Merve, Zeren, Ali Emre, and Sarı, Şaziye
- Subjects
Kök kanalını hazırlama ,Tooth, deciduous ,Root canal preparation ,Diş, geçici - Abstract
Bu çalışmanın amacı, süt dişi kök kanal tedavilerinde Ni-Ti döner sistemi (ProTaper) ile K tipi eğenin preparasyon süresi, alet kırığı ve kök perforasyonu bakımından karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Otuz altı adet (18 üst ve 18 alt) süt azı dişi, 18 dişten oluşan (9 alt-9 üst süt azı dişi) rastgele iki gruba ayrılmıştır. Grup I' de kanallar, ProTaper döner alet sistemi ile " crown-down" tekniği kullanılarak, grup II'de ise K tipi eğe ile çalışma boyunda genişletilmiştir. Gruplar perforasyon, alet kırığı ve preparasyon süresi bakımından karşılaştırılmış ve veriler değerlendirilirken; oranlar arası farka ait t-testi ve Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Bulgular: Gruplar, prepare edilen toplam kanal sayısına ve diş sayısına göre karşılaştırıldığında, perforasyon ile alet kırığı açısından anlamlı fark bulunmamıştır. Grupların preparasyon süreleri karşılaştırıldığında ise ProTaper grubu için harcanan sürenin K tipinden anlamlı şekilde daha kısa olduğu gözlenmiştir (U:3, p< 0.05). Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları, ProTaper döner alet sisteminin süt dişi kanal preparasyonunda K tipi eğelere alternatif olabileceğini göstermiştir. Bununla birlikte, döner alet sistemlerinin süt dişlerinde kullanımı ile ilgili genel olarak kabul gören bir protokol bulunmadığından, bu sistemin ve piyasada mevcut olan diğer döner alet sistemlerinin süt dişlerinde kullanım güvenilirliğinin araştırıldığı ilave çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. The aim of this study was to compare Ni-Ti rotary system (ProTaper) with K-files regarding preparation time, instrument fracture and root perforation in primary tooth root canal treatment. Material and Methods: Thirty six (18 maxillary and 18 mandibular) primary molars were randomly divided into two groups each having 18 teeth (9 maxillary and 9 mandibular). In group I the root canals were prepared using ProTaper instrument system with crown down technique, in group II the root canals were prepared manually with K-files at working length. The groups were evaluated regarding perforation, file fracture and preparation time and the statistical analyses were made by t-test for two independent proportions and Mann Whitney U. Results: There were no statistically significant differences according to perforations and instrument fractures between groups according to total number of prepared canals and tooth types. ProTaper required significantly less time than K-files when the groups were compared according to the preparation times (U:3, p
- Published
- 2011
30. Resistance to leakage of various thicknesses of apical plugs of Bioaggregate using liquid filtration model
- Author
-
Memiş Özgül, Betül, primary, Bezgin, Tuğba, additional, Şahin, Cem, additional, and Sarı, Şaziye, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
31. Süt dişlerinde kanal çalışma boyu ölçümünde kullanılan güncel yöntemler: dijital radyografi ve elektronik apeks bulucular
- Author
-
Zeren, Ali Emre, primary and Sarı, Şaziye, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
32. Bleaching a devital primary tooth using sodium perborate with walking bleach technique: A case report
- Author
-
Arıkan, Volkan, Sarı, Saziye, and Sonmez, Hayriye
- Published
- 2009
- Full Text
- View/download PDF
33. Resistance to leakage of various thicknesses of apical plugs of Bioaggregate using liquid filtration model.
- Author
-
Memiş Özgül, Betül, Bezgin, Tuğba, Şahin, Cem, and Sarı, Şaziye
- Subjects
MICROLEAKAGE (Dentistry) ,SILICATE cements (Dentistry) ,BICUSPIDS ,TOOTH cervix ,TOOTH roots ,GUTTA-percha ,SURFACE sealers ,KRUSKAL-Wallis Test - Abstract
Aim The aim of this study was to compare the resistance to leakage of different thicknesses of Bioaggregate ( BA) and 4-mm-thick white mineral trioxide aggregate ( WMTA) in an apexification model using liquid filtration. Methods 32 extracted mandibular premolar teeth were sectioned at the cemento-enamel junction and 3-4 mm from the tooth apex to obtain 12-mm-long root segments. The apical and coronal thirds were prepared with size two through six Gates Glidden burs. The teeth were divided into four groups according to material and thickness, as follows: Group 1: 2-mm BA; Group 2: 4-mm BA; Group 3: 12-mm (total length) BA; Group 4: 4-mm WMTA (control). The empty parts of the roots in Groups 1, 2, and 4 were filled with gutta-percha and root canal sealer, and leakage was measured using fluid filtration. The data were analyzed using the Kruskal-Wallis H-test. Results No statistical differences in microleakage were observed between Groups 1, 2, and 4 ( P > 0.05). Group 3 (roots filled completely with BA) showed significantly less leakage than the other groups tested ( P < 0.01). Conclusions The findings of this study showed that 12 mm of BA exhibited the best resistance to leakage. At the same time, 2-4 mm of BA showed similar results when compared to 4-mm MTA. In light of these results, this study suggests that BA may be a good candidate for further clinical studies when used as an apical barrier for apexification. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
34. Internal Resorption Treated with Mineral Trioxide Aggregate in a Primary Molar Tooth: 18-Month Follow-Up
- Author
-
Sari, Şaziye and Sönmez, Deniz
- Published
- 2006
- Full Text
- View/download PDF
35. Daimi birinci büyük azı dişlerinde yapılan kontrollü çekimlerin klinik ve radyografik sonuçları
- Author
-
Canpolat, Melike, Sarı, Şaziye, and Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı
- Subjects
Diş Hekimliği ,Dentistry - Abstract
Bu çalışmada Angle Sınıf I molar ilişkiye sahip olan ve farklı sebeplerle alt daimi birinci büyük azı dişi tek veya çift taraflı çekilmiş çocuklarda; kompenzasyon ve balans çekiminin; 36 aylık süreçte çekim boşluğunun boyutsal değişimi, boşluğa komşu dişlerin hareketleri ile bu hareketlerin tipi ve orta hattın konumuna etkisinin klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. En az bir adet alt ve üst daimi birinci büyük azı dişi çekilmiş, kompenzasyon ve/veya balans çekimleri yapılmış, Angle Sınıf I molar ilişkiye sahip, çekim sırasında ikinci büyük azı dişi Nolla sınıflamasına göre 6.-7. evrelerde olan,tüm daimi üçüncü büyük azı dişlerinin jermi mevcut olgular çalışmaya dahil edilmiştir. Olgular 12-24-36. aylarda kontrole çağırılarak klinik değerlendirmeler; başlangıç (çekim öncesi) ve bu aylarda alınan panoramik radyografilerde radyolojik değerlendirmeler yapılmıştır. Çekim boşluğuna ait boyutsal ölçümler ve komşu dişlere ait açısal ölçümler panoramik radyografide SisoPacs programı aracılığı ile yapılmıştır. Her çene için çekim boşluğunun başlangıca göre boyutsal değişimi, komşu dişlerin hareketleri ve rotasyonları, dental orta hat sapması değerlendirilmiş ve alt/üst çene karşılaştırılması yapılmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde anlamlılık düzeyi p
- Published
- 2020
36. Erken birinci süt azı diş çekimlerinde class I molar ilişkisinin yer kaybına etkisi
- Author
-
Çayönü, Sibel, Sarı, Şaziye, and Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı
- Subjects
Diş Hekimliği ,Dentistry - Abstract
Bu çalışmada, daimi birinci büyük azı dişlerinde Angle Class I molar ilişkisi varlığında birinci süt azı dişleri erken çekimlerine bağlı yer kaybı gelişip gelişmediğinin dolayısıyla yer tutucu uygulanmasının gerekliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Tek taraflı olarak birinci süt azı dişleri (12 üst- 14 alt) fizyolojik düşme yaşından önce çekilen, simetrik ve komşu süt azıların klinik ve radyolojik olarak sağlıklı olduğu, daimi birinci büyük azı dişlerinde Angle Class I molar kapanış ilişkisi bulunan, konjenital diş eksikliği bulunmayan olgular çalışmaya dahil edilmiştir. Çekimin yapıldığı taraf çalışma tarafını, sağlıklı birinci süt azı dişinin bulunduğu simetrik taraf ise kontrol tarafını oluşturmuştur. Çekimden 1 hafta sonra (başlangıç) ve 1-3-6. aylardaki kontrollerde ortodontik alçı modeller elde edilmiştir. Daha sonra bu modeller 3Shape Dental Scanner cihazıyla taranarak dijital modelleri oluşturulmuştur. Bu dijital modeller üzerinde; çalışma tarafında çekim boşluğuna ait okluzal ve kole ark uzunluğu ile yarım ark çevresi ölçümü, kontrol tarafında ise sağlıklı birinci süt azı dişi ark uzunluğu ile yarım ark çevresi ölçümü ve son olarak da total ark uzunluğu ölçümleri 3Shape Orthoanalyser programı aracılığıyla yapılmıştır. Takip süreci içinde bu değerlerde başlangıca göre boyutsal değişiklik olup olmadığı ve çalışma-kontrol tarafı karşılaştırması yapılmıştır. Elde edilen veriler tekrarlı ölçümlerde varyans analizi ve Friedman testleri ile karşılaştırılmış ve istatistiksel anlamlılık düzeyi p0,05). Aynı zamanda çekim boşluğuna ait okluzal ve kole ark uzunluğu ölçümlerinde gelişen yer kaybının büyük çoğunluğunun ilk 3 ay içinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Çalışma tarafı ve kontrol tarafı karşılaştırması yapıldığında ise, üst çenede çekim boşluğuna ait okluzal ark uzunluğu ölçümlerinde kontrol tarafına göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık izlenmezken (p=0,887) alt çenede çekim boşluğuna komşu süt kanin dişinin distalizasyonuyla görülen yer kaybı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0,00). Ayrıca alt çenede daimi lateral dişleri sürmemiş olgularda sürenlere göre daha fazla yer kaybı gözlenmiş ve aradaki fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p=0,016).Çalışmamızın sonuçlarına göre, daimi birinci büyük azı dişlerinde Angle Class I molar kapanış ilişkisi varlığında, erken birinci süt azı diş çekimleri üst çenede gerçekleştiğinde yer tutucu uygulanmadan 3 ayda bir düzenli olarak kontrol edilmesi uygun bulunmuştur. Alt çenede görülen erken çekimlerde ise, özellikle daimi lateral dişleri sürmemiş olgularda çekimden hemen sonra vakit kaybetmeden yer tutucu yapılması gerekli görülmüştür. Daimi lateral dişleri süren ve randevulara düzenli geleceği konusunda güvenilen olgularda ise takip yapılarak, yer kaybının lee-way yer rezervini aşması halinde çekim boşluğuna komşu ikinci süt azı dişinin mezialinden mölleme yapılarak daha fazla yer kaybı gelişmesini önlemek adına yer tutucu yapılmasının da bir alternatif olabileceği düşünülmüştür.Anahtar Kelimeler: Angle class I molar ilişkisi, erken birinci süt azı diş çekimi, takip, yer kaybı, yer tutucu. In this study, it is aimed to in the presence of the molar relationship of Angle Class I in permanent first molars, whether or not there is a loss of space due to premature tooth extraction of primary first molar and determine the necessity of space-maintainer.Unilateral primary first molar teeth (12 upper-14 lower) extracted before the physiological fall age, symmetrical and neighboring teeth is clinically and radiologically healthy, Angle Class I molar relationship in permanent first molars, patients with congenital tooth deficiency were included in the study. The side with which the extraction was made was the working side and the symmetrical side with the healthy primary first molar tooth formed the control side. 1 week after extraction (start) and 1-3-6. controls orthodontic models were obtained. Later, these models were scanned by 3Shape Dental Scanner and digital models were created. On these digital models; measurement of the occlusal and cole arc length and half arc circumference of the working side, the measurement of healthy primary first molar arc length and half-arc circumference of the control side and the measurement of total arch lenght with 3Shape Orthoanalyser programme. During the follow-up period, there is a dimensional change in the values and the study-control side comparison. The data obtained were compared with the variance analysis and Friedman tests in repeated measurements and the statistical significance level was accepted as p 0,05). At the same time, it was determined that the majority of the space loss occured in the occlusal and cole arc length within the first 3 months. There was no statistically significant difference in occlusal arc length measurements of the upper jaw compared to the control side (p=0,887). The loss of space seen by distalization of the primary canine tooth adjacent to the extraction space of the lower jaw was found statistically significant (p=0,00). In addition, in patients who did not have permanent lateral teeth in the lower jaw, more space loss was observed and the difference was statistically significant (p=0,016).According to the results of our study, in the presence of Angle Class I molar relationship in permanent first molars, early primary first molar tooth extraction were performed at the upper jaw, and it was found to be checked regularly every 3 months without making space-maintainer. But in the early extraction of the lower jaw, especially in patients who did not have permanent lateral teeth immediately making space-maintainer after extraction. Follow-up of patients with permanent lateral teeth and who are confident about their regular future, loss of space exceeds the lee-way reserve, the abrasion of the mesial side of second primary molar which is tooth adjacent to the extraction space and it is thought that making space-maintainer in order to prevent further loss of space may be an alternative. 113
- Published
- 2018
37. The evaulation of relationship between bleeding criteria and inflamatuar markers used in primary teeth pulp amputation
- Author
-
Karataş, Merve, Arıkan, Volkan, Sarı, Şaziye, Pedodonti Ana Bilim Dalı, Arıkan, Doç. Volkan, and KKÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Pedodonti Anabilim Dalı
- Subjects
Diş Hekimliği ,Teeth ,Biyokimya ,Dentistry ,Biochemistry ,Dental caries ,Cytokines ,Pulpitis ,Tooth deciduous - Abstract
YÖK Tez ID: 443861 Bu çalışmada, çürüklü ekspoze süt molar dişlere ait koronal ve radiküler pulpadaki enflamasyon düzeyinin sağlıklı ve enfekte süt molar dişlerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi ve ekspozür bölgesinde hemostazın sağlanabilmesi ile pulpal enflamasyon düzeyi arasında herhangi bir ilişki olup olmadığının sorgulanması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın bir diğer amacı ise; ekspozür noktası ve kanal ağızlarındaki sitokin miktarlarının karşılaştırılması ve bu yolla enflamasyon varlığı açısından koronal ve radiküler pulpa arasında herhangi bir ilişki bulunup bulunmadığının sorgulanmasıdır. İlave olarak; süt dişi amputasyon tedavisinde kullanılan kanama kriterinin güvenilirliğinin sorgulanması amaçlanmıştır. Bu amaçlarla, çalışmamıza yaşları 5-9 arasında değişen 69 hastaya ait toplam 80 diş dahil edilmiş ve dişler, 2 adet Çalışma, 1 Negatif, 1 Pozitif Kontrol olmak üzere toplam 4 eşit gruba ayrılmıştır. 1. Çalışma Grubunda, çürüklü ekspoze olan ve ekspozür bölgesindeki kanamanın 5 dakika içinde durduğu, 2. Çalışma Grubunda çürüklü ekspoze olan ve ekspozür bölgesindeki kanamanın 5 dakika içinde durmadığı dişler yer almıştır. Negatif Kontrol Grubuna pulpitis belirtisi gösteren dişler, Pozitif Kontrol Grubuna ise çürük lezyonu bulunmayan ve ortodontik nedenlerle çekilen süt dişleri dahil edilmiştir. Pulpa ekspozunu takiben ekspozür ve kanal ağızlarındaki kanama süresi kaydedilmiş ve kan örneklerinden IL-1ß, IL-2, IL-6, IL-8, IL-10, TNF-? ve PGE2 seviyeleri ELISA ile tespit edilmiştir. İstatistiksel değerlendirme için SPSS 15.0 paket programı ile Shapiro-Wilks, Wilcoxon, Independent Mann-Whitney U, Kruskall-Wallis, Pearson korelasyon ve Spearman korelasyon testi kullanılmıştır. Gruplar arasındaki sitokin seviyeleri karşılaştırıldığında; ekspozür noktasında IL-6 seviyesinin 1. Çalışma Grubunda 2. Çalışma Grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olduğu, IL-1ß seviyesinin; Negatif Kontrol Grubunda hem ekspozür noktası hem kanal ağzında 1. Çalışma Grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Benzer şekilde IL-6 ve IL-10 seviyesinin; Negatif Kontrol Grubunda 1. Çalışma Grubuna göre ekspozür bölgesinde, TNF-? ve PGE2 seviyesinin ise kanal ağzında istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. 1. Çalışma ve Negatif Kontrol Grubunda ekspozür noktası ve kanal ağzındaki tüm belirteçlerin seviyesinin, 2. Çalışma Grubunda ise IL-6 haricindeki tüm belirteçlerin seviyesinin Pozitif Kontrol Grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. IL-1ß ve IL-6 seviyesinin; Negatif Kontrol Grubunda sadece ekspozür noktasında 2. Çalışma Grubuna göre, IL-2, IL-6, IL-8, TNF-? ve PGE2 seviyesinin ise kanal ağzında istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Diğer belirteçler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Ekspozür noktası ve kanal ağızlarındaki enflamasyon düzeyi arasındaki korelasyon değerlendirildiğinde; hiçbir belirtecin ekspozür noktası ve kanal ağzındaki seviyeleri arasındaki korelasyonun 4 grupta birden iyi derecede olmadığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde 4 grupta da ekspozür noktası ve kanal ağzındaki belirteç seviyeleri ile kanama süresi arasındaki korelasyonun iyi derecede olmadığı tespit edilmiştir. Çürüklü ekspoze süt dişlerinde enflamasyonun koronal pulpada sınırlandırılabileceği ve ekspozür noktasındaki kanamanın çürüklü ekspoze dişlerde vital pulpa amputasyonunda kullanılabilecek objektif bir kriter olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmamızın bulgularından yola çıkılarak çürüklü ekspoze süt dişlerinde enflamasyon varlığı açısından koronal pulpa ve kök pulpası arasında bir ilişki bulunmadığı sonucuna varılmıştır. İlave olarak, kanama süresi kriterinin, pulpanın patolojik durumu hakkında yanıltıcı olabileceği, pulpanın kanama durumunun enflamasyon düzeyi ile ilgili kesin bilgi vermediği ve konu hakkında aydınlatıcı yeni çalışmalara ihtiyaç duyulduğu sonucuna varılmıştır. The aim of this study was evaluation of the inflammatory condition of coronal and radicular pulp in cariously exposured primary teeth in comparison with healthy and infected teeth. Also, it has been questioned whether there is any relationship between the level of pulpal inflammation and hemostasis at exposure site. Another aim of this study was to evaluate possible relationship between coronal and radicular pulp's inflammatory status via comparison of cytokine levels in exposure sites and canal orifices. We also to investigate the diagnostic accuracy of bleeding criteria used in vital pulp amputation of primary teeth. Eighty primary molar teeth in 69 children aged between 5-9 were included in the study and divided into four equal groups namely; 1st Study Group, 2nd Study Group, Negative Control Group and Positive Control Group. 1st Study Group included teeth that hemostasis could be achieved in 5 minutes at exposure site and 2nd Study Group included teeth that hemostasis could not be achieved in 5 minutes at exposure site. The Negative Control Group included teeth with clinical diagnosis of irreversible pulpitis. Positive Control Group included healthy teeth which were planned for extraction for orthodontic reasons. After pulp exposure, bleeding times at exposure sites and canal orifices were saved and IL-1ß, IL-2, IL-6, IL-8, IL-10, TNF-?, PGE2 levels were measured using ELISA. Statistical analysis was performed with SPSS version 15.0 using the Shapiro-Wilks, Wilcoxon, Independent Mann-Whitney U, Kruskall-Wallis, Pearson and Spearman correlation tests. When the groups were compared according to cytokine levels at the canal orifices and exposure sites; it was detected that IL-6 was significantly higher in 1st Study Group when compared to 2nd Study Group at exposure sites and IL-1ß was significantly higher in Negative Control Group when compared to 1st Study Group both at canal orifices and exposure sites. Similarly, IL-6 and IL-10 were significantly higher at exposure sites and TNF-? and PGE2 were significantly higher at canal orifices in Negative Control Group when compared to 1st Study Group. All marker levels were significantly higher in Negative Control Group, 1st Study Group and 2nd Study Group (except IL-6) when compared to Positive Control Group both at canal orifices and exposure sites. IL-1ß and IL-6 were significantly higher at exposure sites and IL-2, IL-6, IL-8, TNF-? ve PGE2 were significantly higher at canal orifices in Negative Control Group when compared to 2nd Study Group. There were no significant differences for the rest of the cytokines in any of the groups. When the groups were compared according to relationship between cytokine levels at exposure sites and canal orifices, no correlations were found at good degree in 4 groups. Similarly, no correlations between the cytokine levels at exposure site and canal orifice and bleeding time were found at good degree in 4 groups. This study has identified that inflammation can be limited in the coronal pulp in cariously exposed primary teeth and bleeding is not an objective criteria that can be used in vital pulp amputation. Also, the findings of this research provide that there is no relationship for the presence of inflammation between coronal and radicular pulp at cariously exposed primary teeth. Additionaly, it was concluded that bleeding time criteria may be misleading about the pulp's pathological condition, pulp's bleeding status does not provide precise information on the level of inflammation and further research that will enlighten the subject is required.
- Published
- 2016
38. Süt dişlerinin çürüklü pulpa perforasyonlarında mta amputasyonunun başarısının değerledirilmesi
- Author
-
Çelik, Burcu Nihan, Sarı, Şaziye, and Pedodonti Anabilim Dalı
- Subjects
Dental pulp ,Diş Hekimliği ,Teeth ,Perforation ,Dentistry ,Dental caries ,Tooth deciduous ,Amputation ,Root canal filling materials - Abstract
Bu çalışmada, çürüklü pulpa perforasyonlarında MTA amputasyonunun klinik ve radyolojik etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yaşları 6 ile 9 arasında değişen toplam 33 çocukta (18'i kız, 15'i erkek), klinik ve radyografik muayene sonucu, derin dentin çürüğü teşhisi koyulan ve amputasyon tedavisi gereksinimi olduğu düşünülen, 50 adet alt süt 1. ve 2.azı dişi (19 süt 1.azı, 31 süt 2.azı) perforasyonun etrafında çürüklü dentin dokusu bulunup bulunmamasına göre `çürüklü perforasyon (n=26)` ve `mekanik perforasyon (n=24)` grupları olmak üzere iki gruba ayrıldı. MTA materyali ile amputasyon tedavileri tamamlandıktan sonra dişler, 3'er aylık aralıklarla 18 ay boyunca klinik ve radyolojik olarak takip edildi. İzlem periyodunun sonunda grupların genel başarı oranlarının çürüklü ve mekanik perforasyon gruplarının her ikisinde de %100 olduğu ve iki grup arasında başarı oranları yönünden Bonferroni Düzeltmesine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir (p=1,000). Başarısızlık olarak değerlendirilmeyen pulpa kanal obliterasyonu ise sadece çürüklü perforasyon grubunda 2 dişte ve 9.ayda tespit edilmiştir (%8,3). Her iki grup için de kendi içlerinde izlem zamanlarına göre başarı oranları karşılaştırıldığında Bonferroni Düzeltmesine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmediği belirlenmiştir (p=1,000).Çalışmamızın klinik ve radyolojik sonuçlarına göre, özellikle enflamasyonun daha yaygın ve şiddetli olduğu düşünülen çürüklü perforasyonlarda tedavinin prognozu açısından materyali seçiminin önemli olduğu, ağızda uzun süre kalması gereken ve vital amputasyon uygulamalarının endike olduğu süt dişlerinde çürüklü perforasyonlarda MTA'nın amputasyon materyali olarak güvenle kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. The purpose of this study was clinical and radiographical evaluation of success rates for MTA pulpotomy for carious exposures. Fifty primary molar teeth (19 lower primary 1. molar and 31 lower primary 2. molar) having a diagnosis of deep dentine caries and requiring vital pulpotomy in thirty-three children (18 girl, 15 boy) aged between 6-19 were included in the study and were divided in two study groups as `carious exposure` and `mechanical exposure` according to status of exposure site whether it was surrounded by either carious or sound dentin. MTA were used as pulpotomy material for both of two groups. The treatments were followed up clinically and radiologically once every three months for eighteen months following the completion of treatments. Clinical and radiographic success rates were 100% for both `carious exposure` and `mechanical exposure` group at the end of the follow up period for 18 month. No statistically significant difference was observed between groups (p=1,000). Pulp canal obliteration that was not regarded as a failure was observed in `carious exposure` group only two teeth (%8,3) at 9th month. No statistically significant difference was observed between groups in the multiple comparisons according to follow up periods (p=1,000).According to clinical and radiological results of our study, especially for carious exposure that the inflammatuar status of pulp has been presumed much severe and widespread, it is important to choose the adequate material for prognosis and as a pulpotomy material and that in such frequent cases, that teeth had to be retained for long time period and had requires pulpotomy by vital techniques, MTA could be preferred and used safely for long-term successful pulpotomies in primary teeth. 105
- Published
- 2015
39. Daimi diş jerminin süt dişi köklerinde apikal açıklığın lokalizasyonu üzerine etkisinin cone beam bilgisayarlı tomografiler üzerinde değerlendirilmesi
- Author
-
Zeren, Ali Emre, Sarı, Şaziye, and Pedodonti Anabilim Dalı
- Subjects
Diş Hekimliği ,Dentistry ,Tomography-emission-computed ,Root canal therapy ,Tooth deciduous ,Dental pulp cavity - Abstract
Daimi Diş Jerminin Süt Dişi Köklerinde Apikal Açıklığın Lokalizasyonu Üzerine Etkisinin Cone Beam Bilgisayarlı Tomografiler Üzerinde DeğerlendirilmesiBu çalışmanın amacı, daimi diş jerminin süt dişi köklerinin altında veya arasında bulunduğu pozisyonun, apikal açıklığın konumu ile ilişkisi olup olmadığının ve buna bağlı olarak süt dişlerinde kanal çalışma boyunun belirlenmesinde daimi diş jerminin referans olarak kullanılıp kullanılamayacağının araştırılmasıdır. Bu amaçla, özel bir görüntüleme merkezinde daha önceden çeşitli amaçlarla 5-8 yaş arasındaki 13 çocuktan alınmış CBBT görüntülerinde 30 alt süt azı dişi ve altlarındaki daimi diş jermi değerlendirilmiştir.Çalışmada öncelikle, her bir kök kanalı için süt dişinin apikal açıklığı (AA) ve süt dişinin kök apeksi (KA), her süt dişi furkasyonunun en koranal noktası (F), her bir kök kanalı için daimi diş jerminin süt dişi köküne en yakın mesafede olduğu nokta (JEN) ve daimi diş jerminin kuron apeksi (JKA) olmak üzere 5 referans noktası belirlenmiştir. Bu noktaların konumları CBBT görüntülerinin aksiyal kesitleri üzerinde mm cinsinden kaydedilmiştir. Ardından 30 alt süt azı dişine ait 115 kök kanalı, daimi diş jerminin süt dişi köklerinin altında veya arasında bulunduğu konuma göre 3 gruba ayrılmıştır. Daimi diş jerminin süt dişi köklerinin altında yer aldığı 14 kök kanalı Grup 1'e, daimi diş jerminin süt dişi kökleri arasında yükselme seviyesinin kök apeksini aştığı fakat apikal 1/3'ü geçmediği 51 kök kanalı Grup 2'ye, daimi diş jerminin süt dişi kökleri arasında yükselme seviyesinin apikal 1/3'ü aştığı fakat apikal 2/3'ü geçmediği 50 kök kanalı ise Grup 3'e dahil edilmiştir.Daimi diş jermi kökler arasında yükseldikçe apikal açıklığın da onunla uyumlu bir şekilde koronal yönde ilerleyip ilerlemediğinin anlaşılması amacıyla Grup 1, Grup 2 ve Grup 3'te JKA - KA ile KA - AA mesafesi arasındaki korelasyon değerlendirilmiştir.Ardından daimi diş jerminin süt dişi kökleri arasında yükselme seviyesine bağlı olarak, AA'nın konumunda ortaya çıkacak değişiklikleri KA, JEN ve JKA'ya göre değerlendirmek amacıyla;1- KA referans alındığında AA'nına- KA ile KA'nın 1 mm koronaline kadar olan aralıkta (KA + 1mm),b- KA ile KA'nın 2 mm koronaline kadar olan aralıkta (KA + 2mm) vec- KA ile KA'nın 3 mm koronaline kadar olan aralıkta (KA + 3mm) konumlanma oranıGrup 1, Grup 2 ve Grup için ayrı ayrı belirlenmiştir. 2- JEN ve JKA referans alındığında AA'nına- JEN'in 1 mm koronaline ve 1 mm apikaline kadar olan aralıkta (JEN ± 1mm) veb- JKA'nın 1 mm koronaline ve 1 mm apikaline kadar olan aralıkta (JKA ± 1mm) konumlanma oranı Grup 2 ve Grup 3'te ayrı ayrı belirlenmiştir.Çalışmanın JKA - KA ile AA - KA mesafesi arasındaki korelasyona ilişkin sonuçları, Grup 1 ve Grup 3'te bu iki mesafe arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulunmadığınıı (r= 0,236 ve p>0,017), Grup 2'de ise JKA - KA mesafesi ile AA - KA mesafesi arasında istatistiksel olarak anlamlı ve aynı yönlü bir korelasyon olduğunu göstermiştir (r= 0,474 ve p0,017); but positive correlation was found in Group 2 (r= 0,474 and p
- Published
- 2014
40. Süt dişi vital pulpa amputasyonlarının başarısında %5'lik sodyum hipokloritin etkinliğinin in-vivo olarak araştırılması
- Author
-
Akçay, Merve, Sarı, Şaziye, and Pedodonti Anabilim Dalı
- Subjects
Dental pulp ,Sodium hypochlorite ,Diş Hekimliği ,In vitro ,Dentistry ,Calcium hydroxide ,Tooth deciduous ,Amputation - Abstract
Bu çalışmada, süt dişlerinde; kalsiyum hidroksit (KH) ve mineral trioksit agregat (MTA) vital amputasyon uygulamaları öncesinde kanama durdurucu ajan olarak 30 s süreyle %5'lik sodyum hipoklorit (NaOCl) uygulamasının etkinliğini klinik, radyolojik ve histopatolojik olarak değerlendirilmesi amaçlandı.Yaşları 6-10 arasında değişen 62 çocuğun, derin dentin çürüğü teşhisi konulan ve amputasyon tedavisi gereksinimi olduğu düşünülen toplam 124 dişi (53 adet alt 1. süt azı dişi ve 71 adet alt 2. süt azı dişi), KH ve MTA amputasyonu uygulanmak üzere rastgele iki çalışma grubuna ayrıldı. Bunu takiben her iki grup kendi içinde amputasyon materyalini uygulamadan önce kullanılan kanama durdurucu ajanın [(NaOCl ve Serum Fizyolojik (Kontrol)] etkinliğine göre 31 dişten oluşan iki alt gruba ayrıldı. Tedavilerin tamamlanmasının ardından dişler, 3'er aylık aralıklarla 1 yıl boyunca klinik ve radyolojik olarak takip edildi. Bir yıl sonunda çekim zamanı gelen ve klinik-radyolojik olarak başarılı olan 39 adet diş histopatolojik inceleme için seçildi.Klinik başarı oranları, KH NaOCl grubunda, MTA NaOCl grubunda ve MTA Kontrol grubunda %100 olarak, KH Kontrol grubunda ise %96,8 olarak belirlendi. Grupların tüm çoklu karşılaştırmalarında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı gözlendi (p=1,000).Radyografik başarı oranları ise, KH NaOCl grubunda %83,3; KH Kontrol grubunda %73,3; MTA NaOCl grubunda %96,8; MTA Kontrol grubunda %100 olarak belirlendi. KH ve MTA gruplarının kendi alt grupları arasında radyografik başarı oranları kıyaslandığında (KH NaOCl-KH Kontrol ve MTA NaOCl-MTA Kontrol) istatistiksel olarak önemli fark olmadığı belirlendi (p>0,006). Kullanılan kanama durdurucu yönteme göre amputasyon materyalleri birbirleri ile karşılaştırıldığında ise sadece KH Kontrol-MTA Kontrol grupları arasında 9. ve 12. aylarda anlamlı farklılık gözlendi (p0,002).Radyografik değerlendirmeler sırasında gruplara ait gözlenen tüm radyografik bulgular ayrı değerlendirildiğinde, KH Kontrol-KH NaOCl, MTA Kontrol-MTA NaOCl ve KH NaOCl-MTA NaOCl grupları arasında elde edilen radyografik bulgular arasında fark yokken (p>0,025), KH Kontrol-MTA Kontrol grupları arasında normal sağlıklı pulpaya sahip olma (p=0,002) ve eksternal rezorpsiyon (p=0,024) varlığı açısından MTA lehine anlamlı fark bulundu. Tüm gruplarda en sık gözlenen radyografik bulgu pulpa kanal obliterasyonu iken, internal rezorpsiyon ise KH Kontrol grubunda 2 dişte, MTA NaOCl grubunda 1 dişte gözlendi. Eksternal rezorpsiyon, periapikal radyolusensi, kökler arası bölgede kemik yıkımı KH amputasyonları sonrasında gözlenirken, MTA amputasyonlarında gözlenmedi. Cinsiyet ve diş tipi faktörlerinin başarı-başarısızlık oranlarını etkilemediği bulundu (p>0,006).KH ve MTA grupları için kendi alt grupları arasında histolojik değerlendirme kriterleri açısından hiçbir parametrede istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı belirlendi (p>0,025). KH Kontrol-MTA Kontrol ve KH NaOCl-MTA NaOCl grupları kıyaslandığında ise; sert doku köprü formasyonu, pulpal iltihap ve eksuda açısından KH Kontrol-MTA Kontrol ve KH NaOCl-MTA NaOCl grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu. Ayrıca duvarda reparatif dentin varlığı açısından KH Kontrol-MTA Kontrol grupları arasında, internal rezorpsiyon açısından KH NaOCl-MTA NaOCl grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p0,006). According to the method used for bleeding control, a statistically significant difference was observed when comparing CH Control-MTA Control groups at 9 and 12 months (p0,002).When the groups were compared according to each radiographic finding, no difference were found between CH NaOCl-CH Control, MTA Control-MTA NaOCl and CH NaOCl-MTA NaOCl groups (p>0,025). Regarding the presence of a normal healthy pulp (p=0.002) and external resorption (p=0.024), statistically significant differences, were observed between CH Control and MTA Control groups, which both were in favor of the MTA.While the most frequently observed radiographic finding was the pulp canal obliteration in all groups, internal resorption was observed in two of the CH Control group, in one of the MTA NaOCl group. External resorption, periapical radiolucency and furcation radiolucency was observed only after CH pulpotomy, and were not observed in the MTA pulpotomy. No significant differences were found for gender and type of tooth (p> 0.006).Regarding histological evaluation criteria, not statistically significant differences of any parameter between CH and MTA sub-groups were observed (p>0.025). Regarding hard tissue bridge formation, pulpal inflammation and exudates, statistically significant difference between CH Control-MTA Control and MTA NaOCl-CH NaOCl groups were found. Also a statistically significant difference was observed between CH Control-MTA Control groups regarding the presence of reparative dentin on the canal wall, and a statistically significant difference was observed between CH NaOCl-MTA NaOCl regarding internal resorption (p
- Published
- 2011
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.