Search

Türkiye’de de 2017 eğitim-öğretim yılında program geliştirme çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu program geliştirme çalışması mevcut programın yeniden güncellenmesini içermektedir. Bu değişiklik 2017-2018 eğitim-öğretim yılından itibaren 5. Sınıflarda uygulanmaya başlamıştır. Bu yüzden mevcut literatür incelendiğinde yenilenen programı tam olarak içeren bir başarı testi bulunmamaktadır. Mevcut programda değişiklikler olmuştur. Önceki programda ışık konusu ‘Işığın ve Sesin Yayılması’ ünitesi altında yer almaktadır. Son değişikliklerden sonra ışık konusu ses konusundan ayrılarak ‘Işığın Yayılması’ ünitesi altında bir ünite olarak düzenlenmiştir. Ayrıca önceki programda 6. Sınıfta yer alan ‘Düzgün yansıma, dağınık yansıma ve yansıma kanunları’ konuları 5. Sınıf ‘Işığın Yayılması’ ünitesi kapsamına alınmıştır. Buna ek olarak tam gölgenin büyüklüğünü etkileyen değişkenler; ‘Tam gölgenin oluşumunda sadece cismin ve ışık kaynağının konumları ile gölgenin büyüklüğü arasındaki ilişki üzerinde durulur.’ Şeklinde sınırlandırılmıştır. Önceki programın kazanımlarında güneş ve ay tutulmasının da birer gölge olayı olduğunun belirtilmesi şeklinde bir açıklama yer alırken son düzenlemelerden sonra bu açıklama kaldırılarak geleneksel gölge oyunlarının tam gölge olayı ile ilişkilendirilmesi şeklinde bir açıklama gelmiştir. Tüm bu değişiklikler 5. Sınıf ‘Işığın Yayılması’ ünitesi ile ilgili yeni bir başarı testi geliştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu araştırmanın amacı, ortaokul 5. Sınıf öğrencilerine yönelik ‘Işığın Yayılması Ünitesi Başarı Testi’ geliştirmektir. Bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Test ve ölçeklerin geçerliliğini belirlemek amacıyla 372 ortaokul öğrencisi ile pilot uygulama yapılmıştır. Pilot uygulama neticesinde; 30 sorudan oluşan çoktan seçmeli ‘Işığın Yayılması Ünitesi Başarı Testi (IYÜBT)’ hazırlanmıştır. Güvenirlik analizi, test için Kuder Richardson 20 (KR-20) iç tutarlık kat sayısı, madde ayırt edicilik ve madde güçlük indeksi ile yapılmıştır. Test geçerliliği için kapsam geçerliliği, görünüş geçerliliği ve yapı geçerliliğine bakılmıştır. Yapılan geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları neticesinde, ‘Işığın Yayılması Ünitesi Başarı Testi’ nin geçerli ve güvenilir nitelikte olduğu belirlenmiştir.

Amaç: Duyu, algı, motor kayıplarına yol açan inme; denge, postüral stabilite ve mobiliteyi etkilemektedir. Gövde pozisyon hissi ve stabilitesi ekstremite fonksiyonları açısından önemlidir. Fizyoterapi ve rehabilitasyonda ortotik cihazlar da dahil olmak üzere, gövde kontrolünün arttırılmasına yönelik çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışma, inme sonrası bireylerde elastik gövde ortezinin gövde repozisyon hissi ve denge üzerindeki anlık etkisini araştırmayı amaçladı.Yöntem: Çalışmaya 28 inme geçirmiş, aynı yaş grubunda 28 sağlıklı, toplam 56 birey dahil edildi. Repozisyon hissi ve denge, gövde ortezli ve ortezsiz olarak, HUMAC NORM izokinetik cihazı, Gövde Bozukluk Ölçeği, İnme Hastaları İçin Postüral Değerlendirme Ölçeği ve Fonksiyonel Uzanma Testleriyle değerlendirildi.Bulgular: Grup içi ve gruplar arasında gövde korseli ve korsesiz olarak repozisyon hissi bakımından anlamlı farklılık bulunmadı (p˃0,05). İnme Hastaları İçin Postüral Değerlendirme Ölçeği skorları anlamlı değişiklik göstermedi (p˃0,05). Fonksiyonel Uzanma Testinde korse kullanımı lehine hem çalışma hem kontrol grubunda anlamlı farklılık bulundu (sırasıyla p=0,013 and p, Purpose: Stroke; causing sensory, perception, motor loss, affects balance, postural stability and mobility. Position sense of trunk and its stability are important in terms of limb functions. Various methods are used in physiotherapy and rehabilitation, including orthotic devices to increase trunk control. This study aimed to investigate the immediate effect of elastic trunk orthosis on trunk repositioning sense and balance in post-stroke individuals.Methods: A total of 56, 28 with stroke and 28 age matched healthy individuals, were included into study. Repositioning sense and balance were evaluated with and without a trunk orthosis, using the HUMAC NORM isokinetic device, Trunk Impairment Scale, Postural Assessment Scale for Stroke Patients, and Functional Reach Tests.Results: There was no significant difference within and between groups on trunk repositioning sense with and without corset use (p˃0.05). Postural Assessment Scale for Stroke Patients scores did not show significant change (p˃0.05). There was a significant difference in favour of corset use in both study and control groups in functional reach test (p=0.013 and p

The aim of this study is to investigate the effect of making argumentation practices on the conceptual understanding level and decision making styles of pre-service science teachers on socio-scientific subject, genetically modified organisms (GMO). The sample of this study consists of 48 Pre-service science teachers studying in the 2nd grade of the science education department, Faculty of Education, in the 2018-1019 academic year. 24 of the pre-service science teachers are the experimental group and 24 of them are the control group. Case study was used in the study. In the experimental group; within the scope of 5E teaching model; with materials and animations containing Toulmin's argumentation model; the control group was processed with traditional teaching methods. Conceptual understanding levels of Pre-service science teachers, who constitute the experimental and control groups, about GMO before and after the teaching activities, were measured. As a data collection tool in the research; the open-ended question and likert type scale consisting of 12 items, which are based on GMO, based on expert opinions and have scope validity, is the Knowledge Test on Genetically Modified Products of University Students (KTGMOUS), pre-test and post-test. It was applied as a test. In addition, a five-point Likert-type "Decision-Making Styles Scale" consisting of 24 items was applied to the experimental group in the form of pre-test and posttest. Findings obtained at the end of the study are presented.

The purpose of this study is to determine the effect of the nature education project on the attitudes and awareness levels of secondary school students towards the environment. The research is based on an experimental model which is a type quantitative research approaches and the population consisting of the students studying at a secondary school in Denizli. The sample of the study consists of 24 students participating in the project selected from Denizli. The first criterion for the selection of the students was determined as the participation of a 4006 science fair before, and other criteria were some variables such as academic achievement, gender, absence of health problems, and high communication skills. The data of the study collected with the journal form was used to gather the opinions and thoughts of the participants through an “Environmental Affect Scale” (EAS) consisting of 15 questions in type of five point likert scale along with another “Environmental Behavior Scale” (EBS) consists of 12 questions in type of seven point likert scale that were both developed by Sontay, Gökdere & Usta (2014). SPSS 22 program is used in the analysis of the data.When the results obtained are evaluated in general, it is evident that nature education program significantly contributes to both the environmental consciousness and environmental attitudes of the participants. In addition, in the evaluation made according to the sub-dimensions of the attitude scale, it is clearly seen that the program increases students' positive attitudes towards the environment as well as ensuring their permanence. However, no significant differences were found in the environmental perception scores of the students.

[Purpose] This study was aimed to analyse the effects of short-term use of compression stockings (CS) on symptoms and QoL in patients with Chronic Venous Insufficiency (CVI). [Subjects and Methods] Based on the CEAP classification C2 and C3, 117 patients with CVI were enrolled in this study. The participants were divided into two groups. The control group refused to use CS, however, was advised to do exercises and take skin care whereas the CS group used CS and performed exercise. The data were collected by using Nottingham Health Profile (NHP), Venous Insufficiency Epidemiological and Economic Study (VEINES-QoL/Sym) and Beck Depression Inventory (BDI) at baseline and after four weeks of treatment and compared within and in between groups. [Results] The comparison of pre- and post-treatment differences between groups was statistically significant for all parameters. In the study group, pre- and post-treatment scores for each parameter were significantly different. However, elevated scores in the control group suggested worsening of the illness. [Conclusion] This study established that short-term use of CS in patients with CVI significantly improved disease specific and general QoL by reducing venous symptoms. Further studies with larger sample size are necessary to confirm these findings.

In recent years, V-diagrams have been used as a teaching strategy in constructing the knowledge meaningfully during laboratory applications. The purpose of the study was to investigate the effect of Vee diagrams with learning journals as a laboratory teaching method as regard to the preservice science teachers’ achievement, self-efficacy beliefs and attitudes. The study was conducted longitudinally within the scope of General Biology Laboratory-I and II course offered in Science Teaching Program in the 2009-2010 study years. The study utilized the mix method in which one group pre-post test pre-experimental design was used to compare the effect of application on the participants’ biology lab achievement, science teaching self-efficacy beliefs, and attitudes toward biology while the qualitative data was used to triangulate the results of the study. General Biology Laboratory Achievement Test-I ve II, Science Teaching Efficacy Belief Instrument, and Biology Attitude Questionnaire were used as qualitative data sources. According to the analysis of instruments there was only an improvement on the participant’ course achievement while there were no treatment effects on their science teaching self-efficacy beliefs and attitudes toward biology. On the other hand, qualitative data indicated that the participants practice experiences during the process the extent to which have potential to increase their science teaching efficacy beliefs and attitudes toward biology, Son yıllarda laboratuvar uygulamalarında bilginin anlamlı bir şekilde yapılandırılmasını sağlayan Vee diyagramları bir öğretim stratejisi olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Vee diyagramlarının öğrenme günlükleriyle birlikte laboratuvar öğretim yöntemi olarak kullanımının fen bilgisi öğretmen adaylarının ders başarısı, öz-yeterlik ve tutumları üzerine etkisini araştırmaktır. Çalışma 2009-2010 öğretim yılı Fen Bilgisi Öğretmenliği Programında Genel Biyoloji Laboratuvarı-I ve II dersi kapsamında boylamsal olarak yürütülmüştür. Karma yöntemin kullanıldığı araştırmada; uygulamanın katılımcıların ders başarısı, fen öğretimi öz-yeterlikleri ve biyoloji tutumları üzerine etkisini ölçmek amacıyla tek grup ön test-son test deneme öncesi desen kullanılmış, nitel verilerden ise nicel verilerin yorumlanmasında yararlanılmıştır. Nicel veri toplama araçları olarak Genel Biyoloji Laboratuvarı-I ve II Başarı Testi, Fen Öğretimi Öz-Yeterlik İnanç Ölçeği ve Biyoloji Tutum Anketi kullanılmıştır. Nicel verilerin analizi uygulamanın katılımcıların ders başarısı düzeyinde bir artışa neden olurken, fen öğretimi öz-yeterlik inançlarında ve biyolojiye yönelik tutumlarında herhangi bir etkisi olmadığını göstermektedir. Diğer taraftan nitel veriler öğretmen adaylarının uygulama sürecinde öz-yeterlik inançlarını pozitif yönde etkileyebilecek potansiyele sahip deneyimler yaşadıklarını göstermektedir.

Improving students’ conceptual understanding depends on the question types asked in exams by the teachers. In the related literature, in order to analyse the cognitive levels of the questions, Bloom’s Taxonomy has been mostly used. The aim of this study was to analyse and compare the chemistry questions asked in exams at different schools in two cities in Turkey in terms of the levels of cognitive domain of Bloom’s Taxonomy. The study was carried out in three types of high schools (student age: 14-17): ‘Ordinary’, ‘Anatolian’, and ‘Vocational’, from the cities of Trabzon and Amasya, with 17 chemistry teachers in 2000-01. 403 questions set in school examinations were analysed. It was found that 96% of the questions were of the lower-order cognitive skills (LOCS) type. Statistical tests showed that the question types were related to school type. On the other hand, more than half of the questions asked in the university entrance examination (OSS) were of the higher-order cognitive skills (HOCS) type. This contradiction causes a problem between the assessment at high school and that at the OSS. Recommendations for overcoming this problem are made. [Chem. Educ. Res. Pract.: 2003, 4, 25-30]

Bu çalışma İlköğretim 8.sınıf fen bilimleri dersinde asitler ve bazlar konusunda öğrencilerde var olan alternatif kavramları tespit etme ve gidermede kullanılan analoji ve kavramsal değişim metinlerinin kavramsal değişimi sağlamada etkililiğinin karşılaştırılmasını amaçlamaktadır. Araştırmada çift deney gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Çalışmanın pilot uygulaması 2014-2015 eğitim öğretim yılında Denizli ili Merkeze bağlı bir ortaokulda 8.sınıfta öğrenim gören toplam 50 öğrenci ile (25'i analoji grubu, 25'i KDM grubu) araştırmacı tarafından yürütülmüştür. Çalışmanın asıl uygulaması ise 2015-2016 eğitim öğretim yılında Denizli İli Merkezde bir ortaokulda 8.sınıfta öğrenim gören toplam 40 öğrenci ile (20'si analoji grubu, 20'si KDM grubu) yürütülmüştür. Mevcut 8.sınıflar rastgele analoji ve KDM grubu olarak belirlenmiş, asit ve bazlar konusu bir grupta analoji yöntemi kullanılarak işlenirken diğer grupta kavramsal değişim metinleri kullanılarak işlenmiştir. Her iki grupta dersler aynı deneylerle desteklenmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak Demirci (2011)'in çalışmasında kullanılan, iki aşamalı çoktan seçmeli test formunda hazırlanan Asit Baz Kavram Testi (ABKT) ön test ve son test olarak kullanılmıştır. Asıl uygulamada ABKT'nin yanı sıra ön test sonuçlarının değerlendirilmesinden sonra kavramsal değişim performanslarına göre her bir gruptan 3'er öğrenci olmak üzere toplam 6 öğrenci ile yarı yapılandırılmış mülakatlar yürütülmüştür. Verilerin analizi için SPSS 17, paket programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde her iki grubun ön test ve son test verilerine Shapiro Wilk testi uygulanarak dağılımın normalliği test edilerek normal dağılım göstermekte olduğu kabul edilmiş, parametrik testlerden bağımsız örneklem t-testi (Indepentent Samples T-Test) kullanılmıştır. Pilot uygulamada her iki grupta yer alan öğrencilerin ABKT ön test puanları arasında bağımsız gruplar t testi yapılmış, gruplar arasında ABKT ön test puanları bakımından anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür (t(48)=1,453 :p>0,05). Uygulamadan bir hafta sonra ABKT son test olarak uygulanmış, gruplar arasında son test puanları bakımından anlamlı bir farklılık oluştuğu görülmüştür (t(48)=5,834 :p0,05). Uygulama sonrası son test puanları arasında bağımsız gruplar t testi yapıldığında her iki grup arasında ABKT son test puanları bakımından anlamlı bir farklılık oluştuğu görülmüştür (t(38) = 2,814: p0,05). One week after application, ABCT was administered as a final test, with a significant difference in post-test scores between groups (t(48) =5,834 :p0,05). When independent groups t-test was done between post-test, there was a significant difference between the two groups in terms of ABCT post test scores (t(38) = 2,814: p

Bu çalışmanın amacı; bilimin doğasının doğrudan-yansıtıcı öğretimi yaklaşımına dayalı olarak hazırlanmış olan etkinliklerin uygulanması sonucu, bu etkinliklerin öğretmen adaylarının bilimin doğasını öğrenmeleri ve bilimsel bilgiye bakış açıları üzerindeki etkisini incelemektir.Bu çalışma, katılımcıların bilimin doğasının unsurlarına yükledikleri anlamlara odaklandığından dolayı, yorumlayıcı bir çalışmadır. Çalışmada, kontrol ve deney gruplarının oluşturulmasında öğrencilerin şubelerinin kullanılmasından dolayı yarı deneysel model izlenmiştir. Çalışmanın örneklemini, 2009-2010 eğitim-öğretim yılında Pamukkale Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dalı'nın üçüncü sınıfında öğrenim gören ve ?Fen Öğretimi Laboratuar Uygulamaları I? dersini alan 81 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Bu öğretmen adaylarının 36'sını deney grubu, 45'ini kontrol grubu oluşturmaktadır. Çalışmada bilimin; deneysel, değişebilir, çıkarıma dayalı, hayâlci ve yaratıcı, öznel, sosyal ve kültürel doğasına ve teori ve yasa arasındaki farka dayanan on iki öğretim etkinliği deney grubu öğretmen adaylarına uygulanmıştır. Veriler, ilk-son bilimin doğası anketi ve yarı yapılandırılmış mülâkatlar, bilimsel bilginin doğası anketi ve her bir etkinlikten sonra öğretmen adayları tarafından yazılan yansıtıcı yazılarla toplanmıştır. Her bir öğretmen adayının çalışmadan önce ve sonra bilimin doğasıyla ilgili profilleri çıkarılmış ve karşılaştırılmıştır. Bu yolla etkinliliklerin katılımcıların bilimin doğasıyla ilgili kavramları üzerindeki etkisine karar verilmiştir. Doğrudan-yansıtıcı bilimin doğası etkinliklerinin katılımcıların bilimsel bilgiyle ilgili görüşleri üzerindeki etkisini incelemek için eşleştirilmiş örneklem t testi kullanılmıştır.Bu çalışma sonunda başlangıçta bilimin doğasının unsurlarıyla ilgili ?zayıf? düşüncelere sahip olan öğretmen adaylarının görüşlerinin ?yeterli? düzeyde değiştiği ortaya çıkmıştır. Özellikle öğretmen adaylarının bilimin doğasının değişebilir, öznel ve hayalci ve yaratıcı doğası ile ilgili görüşlerinde önemli değişimler olmuştur.Bu sonuçlar doğrultusunda bilimin doğasının unsurlarının öğretimi bilişsel bir öğretim hedefi olarak kabul edilmesi ve doğrudan-yansıtıcı bir öğretim yaklaşımı kullanılarak öğretmen adaylarına öğretilmesi önerilmiştir. This study investigated the influence of nature of science teaching activities based on explicit-reflective inquiry oriented approach on preservice teachers? nature of science concepts and scientific knowledge.This study was interpretive in nature because it focused on the meanings that participant ascribed to the emphasize aspects of nature of science. Quasi experimental model was followed because of using the department of the students for designing the control and experimental groups. The participants of research were 81 pre-service teachers to state Pamukkale University, Faculty of Education during the 2009-2010 instructional year in Science Teaching Laboratory Application-I lesson. Twelve teaching activities based on the empirical, tentative, inferential, creative and imaginative, subjective, socially and culturally and relationships between scientific theories and laws nature of scientific knowledge were implemented to preservice teachers of experiment group. After each of activity, preservice teachers wrote reflective notes. Data were gathered by a pre-post ?nature of science questionnaire? and semi structured interviews, pre-post ?views of the nature of scientific knowledge questionnaire?, and also reflective notes for each of the activity by participants. Each preservice teachers? pre and post nature of science profiles were constructed and compared, thus, effect of the activities on the participants was determined. While participants? profiles were constructed, the data by categorizing each particapants? views of the seven emphasized aspects of NOS into ?adequate?, ?variable? and ?poor?. In order to learn about the effects of the explicit-reflective nature of science teaching activities on views on scientific knowledge, paired samples t test was used.From the data, it was concluded that preservice teachers had naive views about the nature of science at the beginning, however after the intervention, preservice teacher had very informed views about it. Especially, there was a significant changes in preservice teachers? views on three nature of science aspects; tentative, subjective and creative of scientific knowledge.It is suggested that developing informed conceptions of the nature of science for preservice teachers is a cognitive instructional outcome that requires an explicit- reflective instructional approach. 215