Search

Commercially, many types of lifts and ramps are available to help the wheelchair users getting on and off the vehicles. In this study, a foldable wheelchair lift, which has a single arm was analysed by Finite Element Method according to specified maximum carrying mass of 300 kg in Directive 2001/85/EC.Examination was carried out on the manufactured wheelchair lift to validate the result of Finite Element Analysis. Initial analyses have shown that the lift is insufficient to be safe. Hence a modification was performed on the lift. After the modification, maximum von-Mises stress was calculated as 300.15 MPa in the cantilever beam of the platform which is produced by S355JR quality steel. The largest deformation was measured as 82.4 mm and 78.3 mm on the manufactured lift and on the model, respectively. Modal analysis indicates the result of the first eight modes occurred in low frequencies., Ticari olarak, tekerlekli sandalye kullanıcılarının araçlara girip çıkmasına yardımcı olmak için birçok asansör ve rampa mevcuttur. Bu çalışmada, tek kollu katlanabilir tekerlekli sandalye asansörü, 2001/85/EC Direktifinde belirtilen maksimum 300 kg kütleyi taşıyacak şekilde Sonlu Elemanlar Yöntemi ile analiz edilmiştir. Sonlu Elemanlar Analizinin sonucunu doğrulamak için üretilen tekerlekli sandalye asansörü üzerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan ilk analizler, asansörün güvenli olabilmesi için yetersiz kaldığını göstermiştir. Bu nedenle asansörde değişiklik yapılmıştır. Modifikasyondan sonra, S355JR kalite çelik tarafından üretilen platformun konsol kirişinde maksimum von-Mises gerilimi 300,15 MPa olarak hesaplanmıştır. En yüksek deformasyon, üretilen asansörde ve modelde sırasıyla 82,4 mm ve 78,3 mm olarak ölçülmüştür. Modal analiz, düşük frekanslarda meydana gelen ilk sekiz modun sonucunu göstermektedir.

Over the years, lightweight rim design has attracted attention. Light alloy materials have been used as rim material for various type of vehicle. The main objective of the study is obtaining a lightweight rim design by using advanced steel. The wheels are crucial parts of vehicle for human safety because of their function. Therefore, verification of the rim design is important in automotive engineering. In this study, finite element analysis method is used to verify the advanced steel design. In addition, the finite element modelling technique is also used to obtain a time- efficient result. The stress and deformation distribution of advanced steel rim design are compared with steel and aluminum alloy rim design. The influence of inflation pressure, vehicle weight and velocity are taken in consideration. The analysis results are presented as von-Mises stress and deformation distribution figures.

The increasing number of vehicles triggers traffic jam which is one ofthe most important problems that occurs in crowded cities. Signalization timinghas a crucial role in controlling traffic flow and decreasing loss of time incity traffic. In order to reduce queue length and vehicle delays in traffic,the estimation of traffic concentration at different signalization timingsplays an important role. Traffic simulation tools such as RODEL, SIDRA, and VISSIM are used to understand the behavior of vehicles in traffic. In this study,VISSIM program was used to demonstrate queue lengths, vehicle delays andvehicular emission formations in a roundabout at different signalizationtimings. The study has been evaluated on a real case study to verify thedifferences between current and proposed states. A roundabout in Adana (Turkey)was selected which is located at the citycenter with over-saturated traffic density for a case study. The model indicated that increment of the green time period of the south road from 22 seconds to 28 seconds resulted in improved queue lengths, vehicledelays and emission formations of the vehicles which were around theroundabout., Artanaraç sayısı kalabalık şehirlerdeoluşan en önemli problemlerden biri olan trafik sıkışıklığını tetiklemektedir. Sinyalizasyonzamanlaması trafik akış kontrolünde ve şehir trafiğinde kaybedilen zamanınazalmasında çok önemli bir rol üstlenmektedir. Kuyruk uzunluğunu ve trafiktekiaraç gecikmelerini azaltmak için farklı sinyalizasyon zamanlamalarındaki trafikyoğunluğunun tahmini önemli bir rol oynamaktadır. RODEL, SIDRA ve VISSIM gibitrafik simülasyon programları araçların trafikteki davranışlarını anlamak içinkullanılmaktadır. Bu çalışmada, VISSIM programı değişik sinyalizasyonzamanlamalarında döner kavşak etrafında oluşan kuyruk uzunluğu, araç gecikmesive araç emisyon oluşumunu göstermek için kullanılmıştır. Çalışma, mevcut veönerilen durum arasındaki farkları doğrulamak için gerçek bir durum çalışmasıüzerinde değerlendirildi. Durum çalışması için Adana(Türkiye) şehir merkezinde yer alan, aşırı trafik yoğunluğu bulunan bir dönerkavşak seçilmiştir. Model, güney yolunun yeşil ışık periyodunun 22 saniyeden 28saniyeye yükselmesinin, kavşak etrafında yer alan araçların kuyruk uzunluğunu,araçların gecikmesini ve araç emisyon oluşumlarını iyileştirdiğini gösterdi.

TEZ11806 Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016. Kaynakça (s. 137-147) var. iii, 197 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm. Günümüzde, otomotiv sektörü iki sorunla karşı karşıya; bir yandan müşteri memnuniyeti sağlamaya çalışırken; diğer yandan birçok kurala uyarak üretim maliyetlerini azaltmak zorundadırlar. Son on yılda, fosil kaynaklı yakıtlar azalmakta olduğundan dolayı, otomotiv sektörü için alternatif yakıtlar oldukça önem kazanmıştır. Bu yüzden, bu yakıtların içten yanmalı motor üzerindeki bütün etkileri çok iyi bilinmelidir. Bu tezde, değişik alternatif yakıtlarla beslenen dizel motorların ses ve titreşim karakteristiği detaylı olarak çalışılmıştır. Deneysel çalışmalar boyunca üç farklı test düzeneği kullanılmıştır. Birinci düzenekte dizel motor düşük sülfürlü dizel yakıtı, ayçiçek biyodizeli, kanola biyodizeli ve mısır biyodizeli karışımlarıyla beslenmiştir. Diğer deney motorları üzerindeki deneylerin sağlamasını gerçekleştirmek için bu yakıtların motor üzerindeki titreşimleri değişik motor hızlarında kaydedilmiştir. İkinci test düzeneğinde dizel motoru aynı zamanda emme manifoldundan hidrojen ve doğal gaz verilerek beslenmiştir. Bu test düzeneğinde ses, titreşim ve emisyon karakteri değişik motor hızlarında değerlendirilmiştir. Son test düzeneğinde ise motor yanma karakteristiğini irdelemek için aynı biyodizel karışımları kullanılmıştır. Sonuçlara göre, düşük sülfür dizel yakıtına göre, biyodizel, hidrojen ve doğal gaz motor blok titreşimini, sesini ve birçok egzoz emisyonunu düşürmüştür. Nowadays automotive manufacturers face a two-fold challenge; on the one hand they have to fulfil the costumer satisfactions; on the other they must decrease the production costs by meeting the many regulations. Due to the depletion of fossil based fuel, alternative fuels have gained great importance in automotive sector in last decades. Therefore all effects of them must be well-known on internal combustion engine. In this thesis, noise and vibration characteristics of diesel engines fuelled with different alternative fuels have been studied in details. Throughout the experimental study, three different test rigs were used. At the first rig, the diesel engine was fuelled with low sulphur diesel fuel, sunflower biodiesel, canola biodiesel, and corn biodiesel blends. Engine vibration has been recorded at different engine speeds in order to validation of experiments on other experimental engines. At the second test rig, the diesel engine was additionally fuelled with hydrogen and natural gas additions through the intake air. At this test rig, noise, vibration and emission characteristics were evaluated at various engine speeds. At the last test rig, the same biodiesel blends were used in order to examine their engine combustion characteristic. The results revealed that biodiesel, hydrogen and natural gas additions lowered the engine block vibration, noise and most of exhaust emissions that of low sulphur diesel fuel.

TEZ8619 Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012. Kaynakça (s. 71-73) var. xi, 96 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm. In this study, a container loading and unloading mechanism which is assembled on a semi-trailer, is designed and manufactured. This design is supported with a mechanism which can be adjusted according to different dimensioned ISO standard containers. The main requirement of the above mentioned mechanism is the ability of loading and unloading of ISO containers up to 12,192 m long on every ground condition except at very soft and slope grounds. Design concepts created in this manner are firstly tested by the analysis softwares. The analysis results are then used in selecting the most successful design concept to be manufactured as a prototype for performance tests. The results of the performance tests are also presented. Bu çalışmada, römorkün üstüne yerleştirilmiş yeni bir konteyner yükleme ve indirme mekanizması tasarlanmış ve üretilmiştir. Bu tasarım, değişik boyutlarda ISO standartlarına göre üretilmiş konteyner boyutlarına uygun bir şekilde ayarlanabilen bir mekanizmayla desteklenmiştir. Bahsedilen mekanizmanın tasarımındaki ana kriter; 12,192 m uzunluğa kadar olan ISO konteynerini, çok eğimli ve yumuşak olan zeminler hariç, her türlü zeminde yükleme ve indirme yapabilmesidir. Bu doğrultuda yapılan tasarımlar ilk önce bilgisayar ortamında test edilmiştir. Bu analiz sonuçları, performans testleri için prototip olarak üretilen en başarılı dizayn konseptinin seçilmesinde kullanılmıştır. Performans testlerinin sonuçları da sunulmuştur.

Modern toplumun yüksek enerji talepleri, neredeyse tüm canlılar için en büyük sorunlardan biri haline gelmiş olan çevre kirliliğine yol açmıştır. Bu yüzden, enerji kaynaklarının emisyonlar üzerindeki etkileri onlarca yıldır araştırmacılar tarafından incelenmektedir. Bu araştırmada doğalgaz ve mısır yağından üretilmiş biyodizelin dizel bir motorun emisyonları üzerine etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Motor deneylerinde doğalgaz motorda ikincil yakıt olarak kullanılırken, düşük kükürtlü dizel yakıtı ve mısır biyodizeli ile karışımı hacimsel olarak %20 ve %40 birincil yakıt olarak kullanılmıştır. Sonuçlara göre düşük kükürtlü dizel yakıt ile karşılaştırıldığında hem doğalgaz hem de biyodizel kullanımı dizel motordan yayılan gürültü emisyonlarını iyileştirmiştir. Biyodizel karışımları CO emisyonunu, CoB20, CoB40 için sırasıyla %4,05 ve %7,63 daha düşük sonuç verirken doğalgaz ilavesi emisyonun önemli ölçüde artmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, biyodizelin düşük kükürtlü dizel yakıtın içerisine eklenmesinden dolayı artan CO2emisyonu doğalgazın eklenmesiyle telafi edilmiştir. Ayrıca, CoB20 ve CoB40 kullanımından kaynaklanan sırasıyla %4,08 ve %18,00 oranındaki NOx emisyonu artışı da doğalgaz kullanımı ile %33,0’a kadar telafi edilmiştir, High energy demand of modern society has led to environmental pollution which has become one of the biggest problems for almost all living. Therefore, the effect of energy sources on emissions has been investigated by researchers for decades. In this research, the effect of natural gas and biodiesel which was produced from corn oil on emissions of a diesel engine was experimentally investigated. In engine experiments, natural gas used at the engine as a secondary fuel while low sulphur diesel fuel and its blend with corn biodiesel 20% and 40% by volume was used as a primary fuel. According to results, compared to low sulphur diesel fuel, both natural gas and biodiesel usage improved the noise emission that distributed from the diesel engine. Biodiesel blends resulted in lower CO emission of 4,05% and 7,63% for CoB20 and CoB40, respectively, whereas introduction of natural gas caused significant rise of the emission. However, increment of CO2 emission caused by biodiesel addition into low sulphur diesel fuel was well compensated by the addition of natural gas. Moreover, 4,08%, 18,00% increment of NOx emissions that caused by CoB20 and CoB40 usage was also compensated up to 33,0% by the introduction of natural gas.

Son yıllarda, ulaşım önemli ölçüde artan şehirlerin nüfusundan dolayı bir problem haline gelmiştir. Engelliler için uygun olmayan ulaşım araçları bu sorunu çözmeyi daha karmaşık hale getirmektedir. Otobüs şirketleri tarafından geliştirilen erişilebilir ulaşım aracı bu duruma bir çözüm haline geldi. Ancak, engelli bireylerin eski model otobüslerle ulaşım sorunu halen devam etmektedir. 300 kg yük kapasiteli robot tibi engelli asansörleri eski model otobüsleri modifiye edebilmek için geliştirilmiştir.. Bu tür yenilikçi ürünler, sorunun üstesinden gelmek için en çok tercih edilen ürünlerden biridir.. Bu sayede, engelli insanlar bu asansörlerin yardımı ile bir yerden başka bir yere eski model otobüsler ile seyahat edebilirler.Bu çalışma, 300 kg yük taşıyabilen, sık kullanım için uygun, ergonomik, her türlü midibüs sınıfı taşıma aracına kurulumu kolay, yüksek kaliteli ve düşük maliyetli robot tipi engelli asansör üzerinde çalışmayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda 3 boyutlu olarak engelli asansörü tasarlanmıştır. Gerçekleştirilen tasarım sonlu elemanlar yöntemi ile statik ve modal olarak analiz edilmiştir. Sonuçlara göre yüksek gerilmeden solayı S355JR kalite çelik platform kirişlerinde ve platformu gövdeye bağlayan parçalarda kullanılmıştır. Engelli asansörünün geri kalan parçalarında düşük gerilmeden dolayı S235JR kalite çelik seçilmiştir. Over the recent years, transportation has become a problem due to dramatically increase population of the cities. Inappropriate transportation vehicles for disabled people make this problem more complicated to solve. Accessible transportation vehicle that developed by bus companies have become a solution to this problem. However, transportation problem of the disabled people by older model buses still continuous. Robot type handicapped lifts with 300 kg load capacity developed to find a solution by modifying older model buses. Those types of innovative products are one of the best preferred ones to overcome the problem. By this way, disabled people can travel somewhere to another without any problem even by older model busses with help of this lift.This study endeavors to develop on robot type disabled lift that can carry 300 kg load, suitable for frequent use, ergonomic, easy to install any kind of midi-bus class transportation vehicle, high quality and low cost. For this purpose, disabled lift is designed by using CAD software. The design was analyzed with the finite element method in a static and modal analysis. According to the results, S355JR quality steel was used in platform's beams and the parts that connect platform to body due to high stress values. S235JR quality steel was chosen in the rest of the steel part of the disabled lift due to the low stress values. 50