Search

ÖZKUR'AN'DA HASET KAVRAMIAHMET UYANIKKur'an-ı Kerim'de dört ayette beş defa zikrolunan haset kavramına, yüzlerce ayette işaret olunmaktadır. Zira haset, kişilerde ve toplumlarda psikolojik tesirleri ve verdiği zararlar ile bütün insanları ilgilendiren çok önemli bir kavramdır. Bu kavram, geçmişte en fazla tasavvuf ve ahlak ilminin konusu iken günümüzde, söz konusu ilim dallarıyla beraber psikoloji ve sosyal psikolojinin de konuları arasına girmiş bulunmaktadır.Başkasının sahip olduğu maddi veya manevi şeylerin, o kimsenin elinden çıkmasını veya kendisine geçmesini temenni eden, hatta bunun için çabalayan kişinin içinde bulunduğu bu ruhsal duruma, haset denmektedir. Bu menfi duygu, bazen kibir, hırs ve şuhh gibi yasaklanmış manevi hastalıkların neticesi olmaktadır. Bazen de kalpte hâsıl olduğunda sahibine zarar vermekle kalmayıp cimrilik, öfke, kin, düşmanlık, tefrika ve zulüm gibi kötü tutum ve davranışlara sebep olmaktadır.Kur'an-ı Kerim, bize bu hastalığın imana taalluk eden yönünü de haber vermekte ve hasedin, kişinin gözüne ve gönlüne perde çektiğini, hak ve hakikati görmesine engel olduğunu ve sahibini inkâra sürüklediğini bildirmektedir. Ayrıca bu olumsuz duygunun tesirinden kurtulmak için önce bu hastalığın mahiyetini kavramayı, ondan kurtulmak için çabalamayı işaret etmekte ve bu süreç içerisinde de Allah Teâlâ'ya sığınmayı tavsiye etmektedir. İşte bizim bu çalışmamız, Kur'an-ı Kerim'de mezkûr ahlaki bir terim olan haset kavramını, anlam alanını, tarihi süreç içerisindeki tezahür şekillerini ve hasetçilere uygulanacak ilahi cezaları Kur'an çerçevesinde tahlil ve tespit etmeyi amaçlamaktadır. ABSTRACTJEALOUSY CONCEPT IN QURANAHMET UYANIKJealousy concept is mentioned five times in four verses in Quran and hundreds of them indicate this concept from the beggining of Quran to the end. It causes psychological effects and damages in individuals and societies. That's why it stands as a very important concept for all people. This concept was a subject of mysticism and morality in the past mostly. Nowadays, it is also included a subject of phsychology and social phsychology. The jealousy is to have or want to be disappear material or spiritual things which others have. Even the person who struggle for it, whose mental state is called jealousy. Sometimes, this negative feeling become the result of arrogance, ambition and stinginess, sometimes if it appears in the heart and if it is not isolated, while it harms it causes bad attitudes and behaviours like stinginess, hatred, hostility and persecution. Holy Quran tells us about faith aspect of this disease and indicates it closes the person's eyes and heart to prevent seeing reality and drags to deny its owner. Aditionally, to avoid the affect of this negative feeling first of all understanding the natura of this disease and pointing out the effort to get rid of it and recommend to shelter Allah Teâla during this time. The porpuse of this study is analyzing and investigating jealousy concept, its meaning field, its appearance in historical process and also divine punishmet for the jealousy person in the framework of Quran. 290

Bu araştırmanın amacı okullarda yer alan Suriyeli öğrencilerin rehberlik ihtiyaçlarını okullarında yer alan okul rehber öğretmeni görüşlerine göre incelemektir.Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın deseni olarak nitel araştırma desenlerinden olan durum çalışması seçilmiştir. Araştırma evrenini Konya ilinin Meram, Selçuklu ve Karatay ilçelerinde kamuda çalışan 30 rehber öğretmen oluşturmaktadır. 2018-2019 Eğitim Öğretim yılı içinde yapılan bu çalışmada araştırmanın verilerini toplamak için araştırmacının oluşturduğu yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler toplandıktan sonra içerik analizi ile yöntemiyle analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular incelendikten sonra kişisel rehberlik, eğitsel rehberlik ve mesleki rehberlik alanında alt temalar ortaya konulmuştur. Kişisel rehberlikte; Suriyeli öğrencilerin dil ve iletişim sorunu, akran zorbalığına maruz kalma, okul içinde fiziksel şiddeti kullanma ve okul ortamında ayrımcılığa maruz kalma sorun alanları ortaya çıkmıştır. Eğitsel rehberlikte ise; hazırbulunuşluk seviyesinin sınıf ortamının altında olması, okul ve sınıf kurallarına aykırı davranma ve düşük okul motivasyonu en çok bahsedilen sorun alanları arasında yer almıştır. Mesleki rehberlikte ise; gelecek meslek planlarının olmaması, Türkiye'de yükseköğrenim hedefi olmaması ve ailelerin kız çocuklarının eğitimine karşı olması gibi alt başlıklı sorun alanları ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın okullarda bulunan geçici koruma statüsündeki Suriyeli öğrencilerle ile ilgili yapılacak okul rehberlik hizmetlerine katkı sunulacağı düşünülmektedir. The aim of this study is to examine the guidance needs of Syrian students taking place in schools according to the opinions of the school guidance counselors in their schools.Qualitative research method was used in the research. The case study, which is one of the qualitative research designs, was chosen as the design of the research. The research population consists of 30 counselors working in the public in Meram, Selçuklu and Karatay districts of Konya. In this study, which was conducted in 2018-2019 academic year, semi-structured interview form formed by the researcher was used to collect the data of the research. The data were analyzed by means of content analysis. After examining the findings, sub-themes were introduced in the field of personal guidance, educational guidance and vocational guidance. In personal guidance; Problems of language and communication among Syrian students, exposure to peer bullying, use of physical violence within the school and exposure to discrimination in the school environment have emerged. In educational guidance; the level of readiness below the classroom environment, violations of school and classroom rules, and low school motivation were among the most mentioned problem areas. In vocational guidance; The lack of future career plans, lack of goals, such as higher education in Turkey and took the family to be entitled to the education of girls against problem areas have emerged. It is thought that this study will contribute to the school guidance services related to the temporary protection status of the Syrian students in the schools. 123

Göğüs ağrısı şikâyeti acil servislere en sık başvuru nedenlerinden biridir. Göğüs ağrılı hastalarda erken tanı mortalite ve morbidite açısından çok önemlidir. Göğüs ağrısı şikâyeti ile başvuran hastaların erken tanısı acil serviste konulmalı ve prognozu belirlenmelidir. Potansiyel ölümcül nedenler olan akut koroner sendromlar, pulmoner emboli, aort diseksiyonu gibi hastalıkların teşhisinin erken dönemde konulması ve tedavinin zamanında yapılmasıyla morbidite ve mortalite olumlu etkilenecek ve hastalığın takibi esnasında çıkabilecek komplikasyonların daha kolay kontrol altına alınması sağlanacaktır. Son çalışmalarda, mikroRNA'ların gen ekspresyonunu düzenleyebileceği ve çeşitli patofizyolojik süreçlerde kritik rol oynayabileceği ileri sürülmüştür. Çalışmalar, kan ve/veya plazmadaki birkaç miRNA'nın seviyesinin akut koroner sendromlar, pulmoner emboli, aort diseksiyonu sırasında değiştiğini göstermiştir. Bu durum, patolojik süreçlerde salınan veya türetilmiş dolaşımdaki miRNA'ların erken tanı anlamında biyolojik bir belirteç olabileceğini düşündürmüştür. Çalışmamızda, hsa-miR-1-3p, hsa-miR-133a-3p, hsa-miR-133b, hsa-miR-146a-5p, hsa-miR-208b-3p, hsa-miR-21-5p, hsa-miR-134-5p, hsa-miR-30a-5p, hsa-miR-126-3p, hsa-miR-499a-5p ekspresyon düzeylerinin AKS'nin bir göstergesi olup olmayacağı araştırıldı.Çalışma kapsamında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı'na göğüs ağrısı şikayetiyle başvuran 38-89 yaş aralığındaki 50 kişi hasta grubu (Erkek: 28, Kadın: 22), göğüs ağrısı şikayeti olmayan 40-76 yaş aralığındaki 19 sağlıklı gönüllü (Erkek: 10, Kadın: 9) ise kontrol grubu olarak belirlendi. Çalışmaya dâhil edilen hasta grubunda, 38-85 yaş aralığındaki 20 kişinin son tanısı STEMI; 42-89 yaş aralığındaki 30 kişinin son tanısı ise NSTEMI idi. Bu kişilerin tam kan örneklerinin plazmasından izole edilen mikroRNA içeren total RNA'larının hedef miRNA ekspresyonları yüksek kapasiteli real-time PCR cihazı ile çalışıldı.STEMI hasta grubunda kontrol grubuna göre miR-30a-5p'nin ekspresyon düzeyindeki azalma, fold regulation değeri -2,37 ile istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p0,05).STEMI tanısında miR-30a-5p'nın ideal bir biyobelirteç olarak kullanılabileceğini, çalışılan diğer miRNA'ların STEMI ve NSTEMI hastalarının belirlenmesinde uygun biyobelirteçler olmadığını, mevcut tanı yöntemlerine, ilâveten bir fayda sağlamayacağını düşünmekteyiz. Çalışmamız, bundan sonra yapılacak çalışmalarda seçilecek miRNA'ların belirlenmesinde ve çalışma sonuçlarının yorumlanmasında yardımcı olacaktır.Anahtar Kelimeler: Acil tıp; akut koroner sendrom; göğüs ağrısı; mikroRNA Chest pain is one of the most common reason for complaints to the emergency room. Early diagnosis is very important in terms of mortality and morbidity in patients with chest pain. Early diagnosis of patients that presenting with chest pain should be placed in emergency room and prognosis must be determined. Diagnosis in earlier stages and timely treatment of potentially fatal diseases such as acute coronary syndromes, pulmonary embolism, and aortic dissection will favorably impact morbidity and mortality, thus resulting in an easier control of complications that usually arise during the tracking of disease. Recent studies have suggested that microRNAs (miRNAs) can regulate gene expression and play critical roles in various pathophysiological processes Studies have shown that the levels of several miRNAs in the blood and/or plasma alter during acute coronary syndromes, pulmonary embolism, aort dissection, suggesting that circulating miRNAs might be good biomarkers for the diagnosis.In our study, hsa-miR-l3p, hsa-miR-133a-3p, hsa-miR-133b, hsa-miR-146a-5p, hsa- miR-134-5p, hsa-miR-30a-5p, hsa-miR-126-3p, hsa-miR-499 a-5p expression levels were determined to be or not an indication of ACS.Working under the Selcuk University Faculty of Medicine, Emergency Medicine Department of the chest pain was admitted with complaints 38-89 age range 50 person group of patients (male: 28, female: 22), the chest pain is not 40-76 age range 19 healthy volunteers (male: 10, and female: 9). In the group of patients included in the study, 20 people in the 38-85 age bracket final diagnosis of STEMI; The last one of 30 people between the ages of 42-89 was NSTEMI. Total RNA of the target miRNA expression containing these individuals isolated from whole blood samples of plasma microRNAs were studied with a high-capacity real -time PCR instrument. STEMI patients compared to the control group of miR-30a-5p reduction in expression levels, fold the regulation value of -2.37 was statistically significant (p 0.05). We believe that in STEMI, miR-30a-5p can be used as an ideal biomarker, that other miRNAs studied were not suitable biomarkers to determine STEMI and NSTEMI patients and it will not provide additional benefits to existing diagnostic methods. Our study will help in the identification of miRNAs to be selected in future studies and interpretation of study results.Keywords: Acute coronary syndrome; chest pain; emergency medicine; microRNA 93

In this study, the effect of the temperature on the degradation period of Carbaryl (Sevin), a widely used outdoor and indoor insecticide, was investigated in a laboratory in soil and on green plants by using a new quantitative TLC (Thin Layer Chromatography) method. The experimental temperature conditions were 40°C , 16°C and 5°C for soil and 15°C for green plants. The results which were evaluated by photocopying of the TLC spots on a graph paper and square counting showed that carbaryl degradation is a first order reaction and the temperature dependent half-life of the degradation takes grater than four weeks under the investigated conditions.

Kir, Ismail/0000-0002-8700-1174 WOS: 000309326000005 In this study, concentrations of heavy metal ions (Cd, Cr, Cu, Fe, Mn, Pb, Zn, Al and Ni) were determined in Myriophyllum verticillatum (plant), Dreissena polymorpha (mussel) and Potamon fluviatilis (crab) by using ICP-OES in different seasons. Many taxa are benthic and, therefore, they are closely related to sediments, accumulate metals and tolerate up to low-moderate concentrations. Average annual rate of the heavy metal accumulation in Myriophyllum verticillatum plant followed the order of Al>Fe> Mn>Zn>Ni>Cr>Cu>Pb>Cd. Al, Fe and Mn were deposited at a high percentage, but the plant could tolerate this level of values. In Dreissena polymorpha, annual rate of the heavy metal accumulation in the muscle tissues was found to be Al>Fe>Zn>Ni>Mn>Cr >Cu>Cd>Pb but Al> Fe>Mn>Zn>Ni>Cr in the shell part. Al, Fe and Mn were also accumulated at a high proportion in invertebrate organisms. The rate of heavy metals accumulated in Potamon fluviatilis was determined to be Al>Fe>Mn>Zn>Cu>Cr>Ni. However, a significant correlation was observed between certain heavy metals in each season, but no heavy metal concentration reached the toxic level for living organisms.

WOS: 000299241800007 The adsorption ability of ground, sieved and washed olive tree pruning waste (OPW) obtained as twigs from various olive cultivated region of Turkey was investigated for the removal of Cu2+, Cd2+ and Pb2+ ions from aqueous systems. Adsorption of the investigated heavy metal ions by OPW strongly depends on pH, contact time, initial concentration of the heavy metal ions and adsorbent dosage. The highest value of Langmuir maximum uptake, (q(mac)), was found for copper (47.0x10(-5) mol g(-1)) followed by cadmium (32.6x10(5) mol g(-1)) and lead (22.3x10(5) mol g(-1)). Similar Freundlich empirical constants, K-F, were obtained for Cu2+, Cd2+ and Pb2+ ions 0.141, 0.0042 and 0.0045 respectively. The experimental data fitted the Langmuir isotherm model (r(2)=0.827-0.967). The approximate value of the pH(pzc) of the OPW was deduced by plotting pH(in) vs pH(eq) values measured during the adsorption experiments. The results show that OPW, which has a very low economical value, may be used in removal of Cd2+, Pb2+ and Cu2+ ions from aqueous systems for environmental cleaning purposes.

ÖZETÜÇ EKSENLİ TERCO YÜZEY İŞLEME TEZGAHININBİLGİSAYAR İLE KONTROLÜMarmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik-Bilgisayar EğitimiBölümü Robotik Laboratuarında atıl durumda bulunan; TERCO firmasına ait, 3eksenli, bir yüzey işleme tezgahı yeniden yapılandırılarak eğitime kazandırılmıştır.Bu çalışmada, tezgah ünitesi dışındaki tüm üniteler yeniden tasarlanmıştır. Yüzeyişleme tezgahı (takım tezgahı) bilgisayar kontrollü hale getirilmiştir. G kodlarınıkullanan eğitim amaçlı görsel parça işleme yazılımı geliştirilmiştir. Doğrusal vedairesel interpolasyon hareketlerini gerçekleştirebilmek için, iki ayrı sürücüalgoritması geliştirilmiştir. Ayrıca, takım tezgahı tasarlanan bir kabin içineyerleştirilerek, orijinal bir eğitim seti oluşturulmuştur.BÖLÜM I`de tez çalışmasının genel amacı üzerinde durulmuştur. CNC'nintarihi gelişimi hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Literatür taraması yapılarak, tezkonusu ile ilgili çalışmalar tartışılmıştır. Tez çalışmasında yapılan özgün çalışmalarkısaca belirtilmiştir.BÖLÜM II'de takım tezgahının tanımı, gelişimi, çeşitleri ve özelikleriaçıklanmıştır. NC (Numerical Control-Sayısal Kontrol) ve CNC (ComputerNumeric Control Bilgisayarlı Sayısal Kontrol) tezgah tanımları, bu tezgahlarıoluşturan üniteler ve kontrol yazılımları hakkında bilgi verilmiştir.BÖLÜM III'de TERCO yüzey işleme tezgahının, mevcut durumu elealınmıştır. TERCO yüzey işleme tezgah ünitesi ve bu üniteyi oluşturan mekanik,elektronik ve motor aksamları incelenmiştir.BÖLÜM IV'de, yeniden yapılandırılan yüzey işleme tezgahının tanıtımıyapılmıştır.BÖLÜM V'de, sürücü ünitesi tasarımı anlatılmıştır.BÖLÜM VI'de, SimCNC yazılımı anlatılmıştır. SimCNC yazılımında yer alanformlar hakkında bilgi verilmiştir. Geliştirilen hareket yöntemleri açıklanmıştır.CNC tezgahlarında takım hareketlerinin özünü oluşturan, doğrusal ve daireselinterpolasyon hareketleri için temel bilgiler verilmiştir. Hareketlerin, grafik ekransimülasyonu ve tezgah eksen kumanda fonksiyonu açıklanarak, fonksiyonlara aitakış diyagramları verilmiştir.Geliştirilen hareket yöntemleri açıklanarak akış diyagramları verilmiştir.BÖLÜM VII'de, üç eksenli yüzey işleme tezgahının çalışmasına yönelik temelbilgiler aktarılmıştır. Öğrenmeyi pekiştirmek ve daha canlı tutmak amacıylaanimasyon tasarımları gerçekleştirilmiştir.BÖLÜM VIII'de çalışmada elde edilen sonuçların değerlendirilmesiyapılmıştır. Çalışmalar boyunca karşılaşılan zorluklar vurgulanmıştır. İleride takımtezgahı üzerinde yapılabilecek çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur. ABSTRACTCONTROL OF THREE-AXIS SURFACE PROCESSINGMACHINE THROUGH PCA three-axis surface processing machine trainer set (workbench) available indismissal state in Robotics Laboratory of Electronics-Computer EducationDepartment in Technical Education Faculty, Marmara University, is introduced intothe education by reconstructing the workbench. In this study the all units areredesigned. The workbench is converted into computer-based control. Educational-purposed visual processing piece software which uses G codes is developed. Also, anaxial motors drive algorithm is developed to implement three-axis linear and circularinterpolation movements. Moreover, The processing machine and its all units areplaced in a cabin so that an original trainer set is realized.In CHAPTER I the purpose of the thesis and some introductory knowledgerelated with the study are presented. Some historical development deadlines relatedwith surface processing machines are remarked. Some previous studies in literatureare reported and evaluated.In CHAPTER II the definition of surface processing machine, its historicaldevelopment, kinds of surface processing machines and their common technicalproperties are given. The definitions of Numerical Control and Computer NumericControl, advantages and desadvantages of these machines are given. Someknowledge is given about the units constituting these machines and their software.In CHAPTER III, the available situation of TERCO surface mountingprocessing machine is discussed. TERCO surface prosessing machine and its unitsconsisting of mechanical, electronical and motor parts are examined.In CHAPTER IV the three-axis surface processing machine reconstructed ismainly described.In CHAPTER V the designed drive unit and its parts is described.In CHAPTER VI SimCNC software is described. Some knowledges are givenabout the forms available in the software. The motion methods developed aredescribed.In CHAPTER VII Some basic tutorial and practical information are givenrelated with the three-axis surface processing workbench.In CHAPTER VIII the results obtained in this study are explained and anevaluation is presented from the results. The dificulties faced during the study areemphasized. Some remarkable command are presented about the studies to bedeveloped in CNC education set in the future.September, 2006 A. Serkan UYANIK 132

SLEYT TAŞININ GENEL OLARAK İNCLENEMESİ VE OCAK UYGULAMALARI ÖZET Ülkemizin önemli ölçüde ihracatı yapılan doğal taşlar gün geçtikçe dünya çapında önemi artan ve talep gören yapı malzemesi olmaktadır, inşaat malzemeleri konusunda teknolojik gelişmelerin yaşmasına karşın, tarih boyu kullanılan doğal taşlar günümüzde de tercih edilmektedir. Bunun en önemli nedeni doğal taşın dayanıklı ve görselliğe hitap eden bir yapıda olmasıdır. Son yıllarda doğal taş üretimi ve işlenmesi konusunda yaşanan gelişmeler, üreticilerin artan pazar potansiyeli ile birlikte rekabet koşullan da gün geçtikçe zorlaşmaktırmaktadır. Bunun sonucu olarak pazarda ancak büyük sermayeli firmalar bu zor rekabet koşullan içerisinde yer alabilmektedir. Bu durum üreticileri diğer alternatif doğal taşlara yönlendirmiş, bununla birlikte doğaltaş çeşitliliği artmıştır. Bu çeşitli taş türleri içerisinden üretim ve işleme giderlerinin az olmasından dolayı sleyt taşı önemli bir pazar potansiyelini yakalamıştır. Ancak bütün bu gelişmeler sleyt taşı üreticilerinin bazı bilgi ve uygulama eksikliklerini gündeme getirmiştir. Bu çalışmada sleyt taşı hakkında; jeolojik özellikler, fiziksel ve kimyasal özellikleri, üretim yöntemleri, kullanım alanları, pazar durumu hakkında genel bilgiler verilmiştir. Aynca Kütahya ilindeki bir firmaya ait farklı sleyt ocaklarından alman numunelerin fiziksel ve kimyasal özellikleri incelenmiştir. Yine bu firmaya ait Denizli ili Bekirli ilçesindeki ve Eskişehir ili Seyitgazi ilçesi Hankaraağaç Köyünde bulunan sleyt ocaklarında, üretimdeki verimlilik oranlannm arttınlması amacı için üretim yöntemlerinde yeni planlamalar ile ilgili saha çalışmaları yapılmıştır. Üretilen malzemenin mevcut sımflandınlmasmda değişiklikler yapılarak ocaktan alman ürün çeşitlerinin arttınlmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. vıu GENERAL STUDY AND PRODUCTION APPLICATIONS OF SLATE STONES SUMMARY Natural stones, significantly exported in our country, gradually become construction material which is in great demand in all over the world. Although there are technological advances in building, natural stones used in all ages are preferred today also. This is mainly because of the strong and esthetic structure of the natural stones. Competition conditions are getting hard with development in natural stones production and processing technologies and increasing market potential of producers. As a result of these factors only great investors can survive in this competitive market. Competition oriented producers towards alternative natural stones and variety of natural stones increased. In alternative natural stones, slate has found important market potential due to its low production and processing costs. These events are made lack of information and application of slate producers a current issue. In this study; general information has been given about slate's geological properties, production methods, physical and chemical properties, application areas and market. Furthermore; it was investigated physical and chemical properties of samples taken from two different mine belongs to a company in Kütahya. Zone studies about new production methods to increase productivity were done in company's slate mines placed in Denizli city Bekirli town, Eskişehir city Hankaraagac village. Studies aimed to increase product variety have done by altering existing product classificat IX 67

WOS: 000074905000011 A previously reported single-column gas chromatographic separation method was modified for dual detection gas chromatography (TCD + FID) and evaluated for the low concentration analysis of volatile anaesthetics (halothane, isoflurane) and nitrous oxide. It was found that no serious problem occurs in the determination of volatile anaesthetics with FID (

7. SUMMARY The studies on sensitivity of S. sclerotiorum isolates to some fungicides. S. sclerotiorum causes Sclerotinia rot diseases which damages seriously on several vegetables all over the world. The disease appears in all regions where Summer and Winter vegetables are grown. If Winter conditions are conducive for disease, the pathogen may cause economical losses in Aegean and Mediterranean Sea Regions of Turkey, especially. On the most of greenhause vegetables, S. sclero* tomm leads to stem rot in general. Among the control measurements, chemical control, particu larly fungicides are used unknowingly and extensively during vegetable growing period. This may give rise to some health and environmental problems, beside reducing in sensitivity of pathogen. Therefore, the success of chemical control depends on these factors. This study was carried out to determine the sensitivity level of S_. sclerotiorum isolates and to find out fungicides using strategies, to apply these using strategies in practice, and finally, in the light of this study, to give some research on this topic to be carried out in the future. The materials used in this study were 80 S_ - sclerotiornm isolates and benomyl, carbendazim, carbendazim+diethof encarb, iprodione, tolchlophos-methyl, çaptan and thiram fungicides. 55According to ED 50 values, S - sclerottornıpf isolates were found higher sensitive to carbendazim, carbendazim+diethof en- carb, iprodione and benomyl than other fungicides. According to MIC values, most of isolates showed an important variation against the fungicides. These isolates had high MIC values in general. The efficacy of suggested dosses and low dosses of fun gicides determined ED 50 and MIC values to sensitive and low sensitive Ş. sclerotlnrnm isolates were tested. While carben dazim+diethof encarb, benomyl and iprodione were found very ef fective, hexacanazole was found eff ective. However, tolchlophos- methyl, çaptan and thiram were not found effective. The effi cacy of application dosses of fungicides except for hexacana zole to sensitive and low sensitive isolates was not found different in general. As a result, while Ş. sclerotlnrnm isolates were found extremely sensitive to carbendazim, carbendazim+diethof encarb, benomyl and iprodione, they were found sensitive against hexa canazole. However, the sensitivity of S. sclerot

Ill ÖZET Bu çalışmada, Karadeniz Bölgesi' nde fındık tarımında yaygın bir şekilde kullanılan karbaril adlı zirai mücadele ilacının parçalanma süresine, sıcak lık ve nem parametrelerinin ne ölçüde etkili olduğu araştırılmıştır. Bu amaçla ortalama olarak 40°C,. % 43 nem; 16°C; % 94 nem; 5 C, % 63 nem şartlarında toprakta; 15 C, % 78 nem şartlarında ise yeşil yapraklı bitkiler üzerinde denemeler yapılmıştır. Bölgenin iklim şartlarının araştırmayı ara zide sağlıklı bir şekilde yürütmeye uygun olmaması yüzünden çalışmalar, labo- ratuvarda kurulan modeller üzerinde gerçekleştirilmiş, deneylerden elde edi len sonuçlar zamana karşı (%) Bağıl karbaril grafikleri halinde sunulmuştur. Parçalanma reaksiyonunun 1. mertebeden yürüyen bir reaksiyon olduğu grafiksel olarak bulunmuştur. Yapılan değerlendirmelerde parçalanma sürelerine ortam nemliliğinin önemli ölçüde etkili olmadığı, fakat sıcaklığın parçalanma üze rinde etkin rol oynadığı tesbit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre karba rilin sıcaklık ve nem miktarına bakılmaksızın yeşil çevre ortamında topraktan daha kısa sürede parçalandığı, fakat parçalanma süresinin sözü edilen şartlar da hiç bir zaman literatürde belirtildiği kadar kısa olmadığı tesbit edilmiş tir. Kloranil testi ile yapılan kalitatif çalışmalarda temel tozunma ürünü anaftol tesbit edilmiş, toprakta sadece fiziksel adsorbsiyon yoluyla tutul duğu kanısına varılmıştır. Bu kanıdan yola çıkarak anaftolun yaygın kulla nımın sonucunda Karadeniz Bölgesinde potansiyel olarak gittikçe artacağı tah min edilerek, ileride ortaya çıkması muhtemel tehlikelerine karşı çevrecilerin ve araştırmacıların dikkati çekilmiştir. Parçalanma süresinin izlenmesinde înce Tabaka Krcmatografisi metodu kul lanılmış, leke alanları literatürde henüz gözlenmeyen grafik kağıdına foto kopi çekme yoluyla hesaplanmıştır. IV SUMMARY In this work: carbaryl, a widely used insecticide against harmful insects in agricultural areas of hazelnut fruits, were investigated. It is thought that this insecticide may be confidently used for all agricultural aims beca use it has relatively lover toxicity and shorter degradation period. In this research, it was investigated how temperature and humidity affect the degra dation period and how ot-naphtol, which is an essential degradation product of carbaryl, were changed during the process. For this purpose, a series of experiments were designated in the follow ing temperature and humidity conditions of soil medium, respectively: 40°C and 43 percent of humidity, 16 C and 94 percent of humidity, 5 C and 63 per cent of humidity. In addition, in 15 C temperature and 78 percent of humidity was studied on plants with green leaves. The experiment models were in size of back bencher because the agricultural fields were not suitable for perfect designation. The carbaryl contents öf the soil media and plants were determined periodically. The relative (%) carbaryl contents were graphed versus time. It was concluded that this degradation reaction was following the first order reaction kinetics according to our results. It was seen that the effect of humidity on the degradation period was not to extent of significant amount, but the period of degradation was seriously affected by temperature. In cont rast to literature values of the degradation period, the overall degradation time was not short. a-Naphtol was demonstrated by chloranyl test. This compound was adsorbed by soil. This chemical has enormus accumulation in the agricultu ral fields of Black Sea region and probably it may be a potantial hazard in the future. The degradation period of carbaryl was determined by thin layer chroma tographic semiquantitative method. In this quantitative determination measu rement of the chromatographic zone areas were done by photocopy taking an the graphical paper, which is a new application, and then paper squares were count ed for a quantitative calculation. 58