39 results on '"i̇ştirâk"'
Search Results
2. Arap Dilinde İştirâk-i Lafzî ve Kur’ân’daki Yeri
- Author
-
Mustafa Aydın
- Subjects
i̇ştirâk ,lafız ,arap dili ,çok anlamlılık ,müşterek ,Social sciences (General) ,H1-99 - Abstract
Çok anlamlılık (iştirâk-i lafzî, polysemy), her dilde görüldüğü gibi Arap dilinde de bulunmaktadır. Erken dönemlerden itibaren Arap dilcileri iştirâk-i lafzî konusunda çeşitli çalışmalar yapmışlardır. Dilcilerin çoğu iştirâk-i lafzînin dildeki varlığını kabul ederken bazıları bunu reddetmiştir. Her grup kendi görüşünü destekleyen birtakım gerekçeler ileri sürmüştür. Arap dilinde bir kelimenin birden çok anlama sahip olması demek olan bu konu için genellikle “el-iştirâkü’l-lafzî” tabiri kullanılmakla birlilkte, “el-iştirâk”, “el-müşterek” ve “el-müşterekü’l-lafzî” başlıklarının -özellikle sonraki dönemlerde- da kullanıldığı görülmektedir. Arap dilinin en eski yazılı kaynaklarının başında gelmesi nedeniyle konunun Kur’ân-ı Kerîm’de araştırılması ile Arap dilinde (şiir ve nesir) araştırılması eş zamanlı olmuştur. Arap dilcileri, bu konunun lafızların lügavî delaletlerinin kısımlarından biri olması nedeniyle benzerlik, zıtlık ve çelişiklik yönünden iştirâk-i lafzîyi “mütebâyin”, “müterâdif” ve “mütezâd” ile karşılaştırma yoluna gitmişlerdir. Bu çalışmada iştirâk-i lafzinin sözlük ve terim anlamı, iştirâkin Arap dilinde varlığı hakkındaki tartışmalar, varlığını kabul eden ve etmeyen dilciler, iştirâki doğuran sebepler, iştirâkin olumlu ve olumsuz etkileri hakkında bilgi verilmiştir. Son olarak Kur’ân ilimlerinden olan vucûh ve nezâir konusuna değinilerek iştirâk-i lafzî ile ilişkisine işaret edilip Kur’ân-ı Kerîm’den örnekler sunulmuştur.
- Published
- 2024
3. Arap Dilinde İştirâk-i Lafzî ve Kur’ân’daki Yeri.
- Author
-
AYDIN, Mustafa
- Abstract
The concept of polysemy, in other words iştirâk-i lafzî also exists in Arabic language like it exists in every other language. Arabic language scholars have done various research about the concept of iştirâk-i lafzî since very early period. Although most of linguists have accepted that iştirâk-i lafzî exists in the language, some of them have rejected this idea. Each group has provided some sets of reasons supporting their arguments. Even though there exist various terms in Arabic language, such as “el-iştirâk”, “el-müşterek” and “elmüşterekü’l-lafzî”, denoting that a word in Arabic language can have many different meanings, the term “el-iştirâkü’l-lafzî” is the commonly used one in this regard. Due to the fact that the Arabic language is considere to be one of the the oldest written references, the topic has been investigated both in Qur’an and Arabic language (poem and prose) simultaneously. Arab linguists have tried to compare iştirâk-i lafzî (polysemy) with the concepts of “mütebâyin” “müterâdif” and “mütezâd” in terms of similarity, contrast and contradiction as this topic is the part of literal indicators of wordings. In the scope of this research, it is aimed to enlighten the lexical and term meanings of iştirâk-i lafzi, main discussions about the existence of Polysemy in Arabic language, the linguists who accept or do not accept its existence, polysemic direct reasons, negative and positive impacts of polysemy. In conclusion, the subject matters about vucûh and nezâir (homonymy and synonym) and their relation with iştirâk-i lafzî will be explained and the examples stated in Qur’an will be presented. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
4. OBJEKTİF CEZALANDIRILABİLME KOŞULU İÇEREN SUÇLARIN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ.
- Author
-
TAŞ, Burak
- Abstract
Copyright of Dokuz Eylül University Law Review is the property of Dokuz Eyluel University, Faculty of Law Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
5. Arap Dilinde İştirâk Kavramı ve Tarihsel Gelişimi
- Author
-
Muhammet Kasım Erden
- Subjects
linguistics ,semantics ,ishtirāq ,aḍdād ,homonymy ,dilbilim ,anlambilim ,i̇ştirâk ,ezdâd ,eş adlılık ,Islam ,BP1-253 - Abstract
Türkçede çok anlamlılık sözcüğüyle karşılanan iştirâk kavramına ilk olarak, 2./8. yy.’da yaşayan Arap dilbilimcisi Sîbeveyhi’nin (ö. 180/796), el-Kitâb isimli eserinde lafızlarla ilgili yapmış olduğu üçlü taksimde rastlanmaktadır. Buna göre lafızlar lafız ve anlamları farklı kelimeler; lafızları farklı, anlamları bir olan kelimeler ve lafızları bir, anlamları farklı kelimeler olarak kendini göstermektedir. O, her ne kadar terim olarak adından bahsetmese de iştirâkı; lafızları bir, anlamları farklı kelimeler şeklinde açıklamıştır. Ondan sonra gelen dil bilginleri de genel olarak bu taksimi esas almış, söz konusu kavramın tanımında bir farklılık kaydedilmemiş ve bu konuda yapılan açıklamalar, verilen örnekler çok az bir değişiklik yapılarak aktarılmıştır. Modern döneme gelindiğinde ise iştirâk kavramıyla ilgili yapılan açıklamaların yine ilk dönemlerde olduğu gibi herhangi bir şart ve kayıt ortaya konulmadan genel olarak ifade edildiği görülür. Yalnız Müneccid bu kavramı, “Mürekkeb (bileşik) değil de müfred (basit) olup hareke ve harf düzenin bir değişikliğe uğramadığı, tek bir çevrede ve aynı zaman dilimi içerisinde özel bir delâletle delâlet eden, yine aralarında herhangi bir mana ve belâgat cihetiyle bir bağın olmadığı lafızlardır” şeklinde tarif ederek ortaya bir çerçeve koymaya çalışmıştır. Öte yandan iştirâkın varlığı meselesi eskiden beri tartışılan bir konudur. Kimileri her lafzın bir anlam için vaz’ edildiğini, bir sözcüğün iki farklı veya birbirine zıt anlamlar için konulmasının dilin açık olması bir tarafa anlam bulanıklığına neden olduğunu, dilin fesâhatını bozduğunu gerekçe göstererek onun varlığını inkâr ederken, kimileri de Arap dilinin zenginliklerinden biri kabul etmişlerdir. Nitekim bu olgu sayesinde sınırlı kelimelerle sınırsız nesne anlatılarak dile bir esneklik kazandırılmaktadır. Ayrıca dilde anlamlar sınırsız, lafızlar ise sınırlı olduğundan müşterek lafızlara olan ihtiyaç kaçınılmazdır. Diğer taraftan iştirâkın bütün dillerdeki yaygınlığına bakıldığında onun evrensel bir tarafının olduğu görülebilir. Müşterek lafızların anlam karışıklığı ve belirsizliğine neden olduğu düşüncesi yerinde olmayıp bu olumsuzlukların bertaraf edilip anlamın tayin edilebilmesi için bağlamın dikkate alınması yeterli olacaktır. Yine müşterek lafızların dilin fesâhatini bozduğu düşüncesi isabetli olmayıp bunlar sözün beliğ ve edebî olmasını sağlamaktadır. Kimileri “bir lafzın iki zıt anlamı ihtiva etmesi” anlamına gelen ezdâd kavramını, “birden çok anlamı taşıması” hakikatinden yola çıkarak iştirâk içerisinde değerlendirmiş, kimileri de müşterek lafızların anlamları arasında (zıtlık vb.) herhangi bir bağın olmaması şartını ileri sürerek Arap diline has müstakil bir kavram olarak nitelemiştir. Yine bazıları eş adlılığı iştirâk/çok anlamlılık kapsamında değerlendirirken bazıları da aralarında anlam ilişkisi olmadığı için eş adlılığın müşterek lafızlardan farklı olduğunu savunmuştur. Bu çalışmada Arap dili kavramlarından biri olan iştirâkın geçmişten günümüze kadar devam eden bir ıstılah olma yolundaki tarihsel seyri irdelenmiş, semantik analize tabi tutularak delâlet gelişimi ve kavramsal çerçevesi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kavramsal değişimin gösterilebilmesi için doküman analizi yönteminden faydalanılmış ve klasik- modern kaynaklar kronolojik olarak taranarak dönemler arası karşılaştırmalar yapılmıştır.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. Türk Ceza Kanunu Bakımından Müşterek Failliğin Şartları*.
- Author
-
YILMAZ, Zahit
- Subjects
CRIMINAL codes ,CRIME ,PARAGRAPHS ,ACCOMPLICES ,PARTICIPATION ,SOCIAL dominance - Abstract
Copyright of Antalya Bilim University Law Review is the property of Antalya International University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
7. Arap Dilinde İştirâk Kavramı ve Tarihsel Gelişimi.
- Author
-
Erden, Muhammet Kasım
- Abstract
The explanations about the definition of the concept of ishtirāq, which is understood as polysemy in Turkish, are found first in the triple classification regarding the expressions made by the Arab linguist Sībawayh (d. 180/796), who lived in the 2nd/8th century, in his book named “al-Kitāb” Accordingly, the expressions appear as words with different forms and meanings, words with different forms but the same meaning, and words with the same form but different meanings. Although he did not mention it by name as a term, he described the ishtirāq as words with the same form but different meanings. The linguists who came after him generally followed this classification, no difference was recorded in the definition of this concept and the explanations and examples given were transmitted with very little change. In the modern period, it is observed that the explanations made regarding the concept of ishtirāq are generally presented without any specific condition or limitation, as in the early periods. However, al-Munajjid tried to put a framework by defining this concept as “Words that are not compound but simple, in which the movement and letter order do not undergo any change, and which signify with a special signification in a single environment and within the same period of time, and in which there is no connection between them in terms of meaning and eloquence.” The issue of the existence of ishtirāq has been debated; some deny its existence by arguing that each word is coined for a single meaning, and putting two different or opposite meanings into a single word creates ambiguity and uncertainty, which ruins the eloquence of language. Others, however, accept it as a reality of language and consider it a richness of the language. Indeed, thanks to this phenomenon, unlimited objects can be described with limited words, which provides flexibility to the language. Moreover, since meanings in language are limitless but words are limited, the need for common words is inevitable. On the other hand, when we consider the prevalence of ishtirāq in all languages, its universal aspect cannot be ignored. The notion that common words cause confusion and uncertainty in meaning is not correct. Rather, to eliminate these negatives and determine the meaning, it is sufficient to consider the context. Furthermore, the notion that common words damage the eloquence of language is not correct. On the contrary, they ensure that speech is clear and literary. Some have interpreted the concept of "aḍdād" which means "the presence of two opposite meanings in a single word," as part of ishtirāq based on the fact that a word can have multiple meanings. Others have referred to it as a separate concept unique to the Arabic language, arguing that there is no connection between the meanings of the common words, including opposites. Some argue that synonymy should be considered within the scope of polysemy/ multiple meanings, while others claim that because there is no relationship between the meanings, homonymy is different from polysemy. In this study, the historical development of ishtirāq, one of the concepts in the Arabic language, which has been an ongoing term from the past to the present, has been examined, and its semantic analysis has been conducted to reveal its referential development and conceptual framework. Document analysis method was used to demonstrate conceptual change, and classical and modern sources were chronologically reviewed and compared between periods. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
8. BİR ETKİN PİŞMANLIK HÂLİ OLARAK AZMETTİRENİN ORTAYA ÇIK[ARIL]MASININ SAĞLANMASI (TCK M. 38/3).
- Author
-
GİYİK, Abdulbaki
- Abstract
Copyright of Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi is the property of GALATASARAY UNIVERSITESI HUKUK FAKULTESI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
9. Suç İşleme Kararı Taşıyan Faili Başka Bir Fiile İkna Etme.
- Author
-
BOZ, Burak and YAVAŞOĞLU, Gül Yağmur
- Abstract
Copyright of Istanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi is the property of Istanbul Medipol University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
10. BİR OLASI KAST DEĞERLENDİRMESİ OLARAK; ALMAN FEDERAL MAHKEMESİ KU’DAM YARIŞ KARARI
- Author
-
Erdal Yerdelen and Berna Ayşen Yılmaz
- Subjects
olası kast ,i̇ştirak ,ku'dam kararı ,Law - Published
- 2020
11. The Transformation of Ottoman Criminal Law in the 19th Century: The Example of Crime of Complicity
- Author
-
Kübra Nugay and Abdullah Kahraman
- Subjects
Islamic Law ,Ottoman Criminal Legal History ,1858 Ottoman Penal Code ,Ta‘zir ,Complicity ,Crime ,Ulama ,Qadi ,İslam Hukuku ,Osmanlı Ceza Hukuku Tarihi ,1858 Osmanlı Ceza Kanunu ,İştirak ,Suç ,Ulema ,Kadı ,Philosophy. Psychology. Religion ,Islam. Bahai Faith. Theosophy, etc. ,BP1-610 - Abstract
In the XIX. century, Ottoman State has witnessed changes in many areas. Looking at the content of both the dated 1840 and the dated 1851 Penal Codes legislated in Tanzimat Era, it has seen that the transformation in criminal procedure, the judicial system, administrative fields were attempted to be accommodated with penal codes. The aim of this study is to seek answers to the question of how the criminal law of the Ottoman State changed in the period starting with the 1858 Penal Code in the nineteenth century within scope of ta‘zir (discretionary punishment) and more particularly, crime of murder and complicity as one of special forms of crime. The discussions of the criminal law scholars of the period about the nature of Article 45 regarding complicity in the 1858 Penal Code and their seeking solutions and how they developed new rules due to need in the process and at this point how they benefited from European penal codes, commentaries and their scholars will be attempted to demonstrate. More importantly, it will be witnessed how Ottoman judges used the classical principles in their minds when implementing the article of code. However, when looking from a broad perspective, we will see how the Classical Law School, in which Ottoman State was included through it’s 1858 Penal Code, and the crime policy of France and the French Penal Code have influenced Ottoman Criminal Law.
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
12. 19. Yüzyıl Osmanlı Ceza Hukukundaki Dönüşüm: Suça İştirâk Örneği
- Author
-
Kübra Nugay and Abdullah Kahraman
- Subjects
islamic law ,ottoman criminal legal history ,1858 ottoman penal code ,ta‘zir ,complicity ,crime ,ulama ,qadi ,i̇slam hukuku ,osmanlı ceza hukuku tarihi ,1858 osmanlı ceza kanunu ,i̇ştirak ,suç ,ulema ,kadı ,Philosophy. Psychology. Religion ,Islam. Bahai Faith. Theosophy, etc. ,BP1-610 - Abstract
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti birçok alanda değişimlere tanık olmuştur. Tanzimat ile başlayan süreçte vaz’ edilen gerek 1840 tarihli gerekse 1851 tarihli ceza kanunlarının içeriğine bakıldığında, muhakeme, adliye teşkilatı, idârî alanlardaki değişimin ceza kanunları ile yerleştirilmeye çalışıldığı görülür. Bu çalışmanın amacı, 19. Yüzyılda özellikle 1858 Ceza Kanunu ile başlayan süreçte Osmanlı Devleti ceza hukukunun nasıl değiştiği sorusuna tazir suçu ve daha da özelde katl suçu ve suçun özel işleniş şekillerinden biri olan suça iştirâkkonusu kapsamında cevap aramaktır. Dönemin ceza hukuku alimlerinin, suça iştirak ilgili 1858 tarihli Ceza Kanununda yer alan 45. maddenin mahiyetine dair tartışmaları ve çözüm arayışları, süreç içerisinde ihtiyaca binaen nasıl yeni kaide geliştirdikleri, bu noktada Avrupa ceza kanunlarından, şerhlerinden, hukukçularından nasıl faydalandıkları gösterilmeye çalışılacaktır. Daha da önemlisi, Osmanlı kadılarının kanun maddesini uygularken zihinlerindeki klasik öğretiyi nasıl kullandıklarına tanık olunacaktır. Ancak büyük resme bakıldığında, Osmanlı’nın 1858 ceza kanunu ile dahil olduğu Klasik Hukuk Ekolü’nün,Fransa’nın suç siyasetinin ve Fransa ceza kanunun, Osmanlı ceza hukukunu nasıl etkilediği anlaşılmaya çalışılacaktır.
- Published
- 2019
13. "Muahede, Sosyalist, İnsaniyet ve İştirak Gazeteleri Neden Kapatıldı?" Bir İstizahın Meclisi Mebusan'daki Yankısı.
- Author
-
ERYAMAN, Ayşe
- Subjects
- *
CONSTITUTIONAL monarchy , *LEGAL procedure , *NEWSPAPERS , *MARTIAL law , *PRESS , *LEGISLATIVE bodies , *NEWSPAPER closures - Abstract
As a result of the policies followed by the Committee of Union and Progress towards the press during the Second Constitutional Monarchy, newspapers such as Muahede, Sosyalist, İnsaniyet, İştirak which were the media organs of the Democrat and Socialist parties, were closed and their authors were also arrested. The deputy of Komotini, İsmail Hakkı Bey reacted and gave a parlimentary question to the Grand Vizier to explain why the aforementioned newspapers were closed. There percussions of this requesting in the Parliament showed that the MPs evaluated the aforementioned events at two different points; those focused on the point that the detention procedures of the martial law could not be criticized, while according to others the procedure was unlawful and evaluated as unfair attempts. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
14. Federal Yüksek Mahkeme'nin Çevre Suçlarında Faillik Konulu Önemli Bir Emsal Kararı.
- Author
-
ATLADI, R. Barış
- Subjects
HAZARDOUS wastes ,WASTE management ,COMPETENT authority ,FALSE testimony ,CRIMINAL codes - Abstract
Copyright of Antalya Bilim University Law Review is the property of Antalya International University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
15. SERMAYE ŞİRKETLERİNİN İŞTİRAKLERİNE YAPTIĞI SERMAYE TAMAMLAMA ÖDEMELERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE VERGİSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRME
- Author
-
YILDIZ, Ferah, SOLMAZ, Halil İbrahim, and YANIK, Ahmet
- Subjects
Sermaye Avansı ,İştirak ,Sermaye Tamamlaması ,Vergi ,İşletme ,Management - Abstract
Sermaye şirketlerinin iştirakleri için yapacakları sermaye artışlarında kullanılmak üzere ortaklar tarafından yapılan ödemeler uygulamada; sermaye avansı, sermaye tamamlaması veya zarar telafi ödemesi adları altında muhasebeleştirilmektedir. Sermaye tamamlaması kavramı mülga Türk Ticaret Kanunundaki 324. madde ile benzerlik göstermekle birlikte ilk kez 6102 sayılı kanunun 376. Maddesinde açıklanmış ve hangi şartlar ile nasıl uygulanacağına dair temel esaslar belirtilmiştir. Sermaye tamamlaması ödemesi ilgili güncel mevzuat değişiklikleri 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6. Maddesi ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğ ile yapılmış ancak Konuyla ilgili Maliye Bakanlığının 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Tebliğinde henüz bir açıklama yapılmamıştır. Bu çalışmada; sermaye şirketlerinin iştiraklerine yapılan sermaye tamamlama ödemelerinin nasıl muhasebeleştirilmesi gerektiği ve vergisel açıdan ne gibi sonuçlar doğurduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, iştiraklerinin sermaye ve kar yedekleri toplamının yarısı zarar nedeniyle açık kalan iştiraklerin sermaye tamamlaması yerine sermaye azaltımı yapılmadan sermaye artırımına gitmelerinin; hem iştiraklerin mali durumunu iyileştiren hem de yapılan ödemelerin ortakların mali tabloları üzerinde aktifleştirilebilme imkanı sağlayan bir yöntem olduğu tespit edilmiştir.
- Published
- 2022
16. 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNA GÖRE İŞTİRAK HÂLİNDE İŞLENEN SUÇLARDA GÖNÜLLÜ VAZGEÇME (TCK M.41).
- Author
-
ŞENOL, Cem
- Abstract
Copyright of Journal of Judgments by the Court of Jurisdictional Disputes / Uyusmazlik Mahkemesi Dergisi is the property of Court of Jurisdictional Disputes of the Republic of Turkey and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
17. Diyarbekir Şer'iyye Sicillerinde 18'inci Yüzyıl Âmid Mahkemesi'nin Nafaka Konulu Bazı İlamları
- Author
-
TÜZÜNER, Özlem
- Subjects
Hukuk ,Alimonies in Islamic Family Law ,Alimonies in Turkish Family Law ,Muhâlea/hul Divorces ,Diyarbekir Âmid Court which Served not only Muslims but also non-Muslims ,Social and Economic Conditions of Divorced Women and Orphan Children ,Evlilik ,hısımlık ve evlâtlık nafakaları ,tedbir ,iştirak ,yoksulluk ve yardım nafakaları ,muhâlea/hul çeşidi boşanmalar ,18’inci yüzyılda Âmid’deki kadınlarla bakıma muhtaç çocukların sosyal ve ekonomik durumları ,Law - Abstract
Diyarbekir’de, 16 ve 18’inci yüzyıl arasına tekabül eden kadı sicil ve defterlerinin bazıları günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Bu çalışmada, Diyarbekir şer’iyye sicillerinde 18’inci yüzyıl Âmid Mahkemesi’nin 3709, 3715, 3754, 3789 ve 3828 numaralı sicilleri incelenmektedir. Bu siciller arasında, Âmid Mahkemesi’nin otuz dokuz içtihadı nafaka hakkındadır. Bu kararların gün ışığına çıkartılmasına ek olarak Türk ve İslâm hukukları huzurunda kıyaslanması, anlamlı akademik çaba sayılabilir. Değerlendirilen içtihatlarda görülmektedir ki, İslâm Aile Hukuku’ndaki evlilik, hısımlık ve evlâtlık nafakaları ile Türk Aile Hukuku’ndaki tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakaları arasında, nafakanın süresi ve şartları bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Muhâlea/hul çeşidi boşanmalar yanı sıra, taşınmazların paraya çevrilmesinde de Türk Hukuku’ndan ciddî ayrışmalar fark edilmektedir. Ayrıca, 18’inci yüzyıl Diyarbekir Âmid Mahkemesi sadece Müslümanlara değil, gayrimüslimlere de hizmet vermiştir. Böylece, nafaka hakkında otuz dokuz kararın yorumlanmasıyla, 18’inci yüzyılda Âmid’deki kadınlarla bakıma muhtaç çocukların sosyal ve ekonomik durumları ortaya konulmak istenmektedir.
- Published
- 2022
18. KENDİ YAYINLARI ÇERÇEVESİNDE OSMANLI SOSYALİST FIRKASI ÇEVRESİNİN FİKİRLERİ.
- Author
-
TEMÜR, Haydar
- Subjects
POLITICAL parties ,SOCIALISM ,TWENTIETH century ,HISTORY of political parties - Abstract
Copyright of Ataturk Yolu Journal / Atatürk Yolu Dergisi is the property of Ataturk Yolu Journal / Ataturk Yolu Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
19. TÜRK CEZA ÖĞRETİSİ VE UYGULAMASINDA ETKİN PİŞMANLIK.
- Author
-
GÖDEKLİ, Mehmet
- Abstract
Copyright of Türkiye Adalet Akademisi Dergisi is the property of Justice Academy of Turkey and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
20. VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNA KATILMA (İŞTİRAK) VE MALİ MÜŞAVİRLERİN ADLİ CEZA SORUMLULUĞU.
- Author
-
BAYRAKLI, Hasan Hüseyin
- Abstract
Copyright of Türkiye Adalet Akademisi Dergisi is the property of Justice Academy of Turkey and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2017
21. İSLAM FIKlH DOKTRİNİNDE MÜŞTEREK MÜLKiYETİN TAKSİMiNDE MUHDESATIN DURUMU (İŞTİRAK VE MÜŞTEREK ARAZİLER ÖRNEGİ)
- Author
-
Hadi SAGLAM
- Subjects
Partition ,Portion ,Innovation ,Joint ,Partnership ,Birlikte Mülkiyet ,Müşterek ,iştirak ,Taksim ,Kısmet ,Muhdesat ,Philosophy. Psychology. Religion ,Islam. Bahai Faith. Theosophy, etc. ,BP1-610 ,Islam ,BP1-253 - Abstract
Müşterek mülkiyet, hukuki bir durum olmakla birlikte bu tür mülkiyetlerin tasarruf biçimlerinde problemler yaşandığından, müşterek mülkiyet paydaşlarının her birinde, bireysel hak sahipliğine geçiş yönünde sürekli bir eğilim bulunmaktadır. Zira bir hakkın, başkasının katılımı ile kullanılması mecburiyeti insanın özgür tabiatına ve ihtiraslarına uygun düşmemektedir. Bundan dolayı, müşterek mülkiyetın sürekliliğini gerekli kılan özel bir sebep yoksa genellikle müşterek hak sahipliği rejiminden bireysel hak sahipliği rejimine geçiş tercih edilmektedir. Bu geçişin teknik ve usulüyle ilgili temel kurallar, klasik fıkıh doktrininde kısmet 1 taksim başlığı altında ele alınmıştır. Taksim, müşterek mülkiyetın sona erdirilmesi ve paydaşlardan her birinin kendi hissesi üzerinde bağımsız olarak dilediği şekilde tasarruf etmesi amacına yönelik hukuki bir işlemdir. Bu taksim işlemi, genellikle ya mahkeme kararı 1 kazai olarak hükmen ya da taraflar arası rızaen 1 anlaşmayla gerçekle- şir. Müşterek mülkiyetın saniandıniması ise ya "aynen" ya "muhayee"ya da"bedel" karşılığında olur. Ülkemizde müşterek mülkiyetın taksimi konusu önemli bir yer iş gal etmektedir. Pek çok bölgede müşterek mülkiyetın muhdesat (üst) hakkının taksimi konusunda ciddi problemler yaşanmaktadır. İslam fıkıh doktrininde müşterek mülkiyetin taksimi konusunda yapılan çalışmalar da oldukça sınırlıdır. Müşterek mülkiyete konu olan arazilerin taksiminde muhdesat (üst araziye ait olur) hakkının durumuyla ilgili İslam fıkıh doktrininde yapılan düzenlernelerin neler olduğu hep merak konusu olmuştur. Bu nedenle "müşterek mülkiyet" kapsamındaki (iştirak veya müşterek) arazilerin taksimi ve muhdesatlarının durumu ile ilgili bir çalışma yapılması hedeflenmiştir.
- Published
- 2012
22. Arapça'da Meani (Semantik) Açısından Atıf (Baglama) Edatları
- Author
-
Halil İbrahim KAÇAR
- Subjects
Atf ,ma'tCıf ,ma'tCıf alayh ,ishtirak ,tartib ,takhyir ,ta'kib ,terakhi ,tasviyah ,idrab ,istidrak ,gayah ,Atıf ,ma'tGf ,ma'tufun aleyh ,iştirak ,tertib ,tahyir ,terahi ,tesviye ,gaye ,Philosophy. Psychology. Religion ,Islam. Bahai Faith. Theosophy, etc. ,BP1-610 ,Islam ,BP1-253 - Abstract
Atıf (bağlama), ilgili edatları vasıtasıyla kelime gruplarını veya cümleleri biçim ya da anlam yönüyle birbirine bağlamaktır. Tekran önlemek ve gereksiz uzatmaların önüne geçmek amacıyla başvurulan atıf (bağlama) operasyonu bütün diller için geçerli bir olgudur. Bütün dillerde atıf edatları dil mekanizmasına hareketlilik kazandıran ve önemli açılımlar getiren unsurlardır. Arapça'da zengin bir kullanım alanına sahip olan ve ifadeye önemli açılım ve nüanslar yükleyen atıf edatlarının tanınması dile hakimiyetin önemli bir kanıtıdır. Bu makalede, Arapça'daki atıf edatları semantik açıdan yorumlanmaya çalışılacaktır.
- Published
- 2012
23. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti yönünden suça iştirak
- Author
-
Şare, Ersin and Anadolu Üniversitesi
- Subjects
Örgüt ,Yardım Eden ,Asli Fail ,Uyuşturucu ,İştirak - Abstract
Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin yarattığı zarar ve tehlike, bireylerin de ötesinde ülke halklarını hatta tüm insanlığı tehdit etmektedir. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu çoğu zaman belli bir grup insanın bir araya gelerek iş birliği içerisinde işlediği bir gerçektir. Hatta uyuşturucu veya uyarıcı madde ihraç ya da ithal etme suçları, genelde ulusal ve uluslararası boyutta örgütlü olarak işlenmektedir. Bu yüzden uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti yönünden suça iştirak konusu önem arz etmektedir. Cezasının ağır olması nedeniyle suça katkı sağlayanların ne zaman fail ne zaman yardım eden olarak sorumlu olacaklarının tespiti ayrı bir önem taşır. Zira Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, bir başkasının suç işlemesine yardım eden kişi hakkında hükmolunan ceza indirilmektedir. TCK’nın 188. maddesindeki suç tanımı ve yargı kararları esas alındığında, kullanım amacı dışında, herhangi bir saikle uyuşturucu maddeye temas eden kişilerin fail olarak cezalandırıldığı söylenebilir. TCK’da suçların iştirak halinde işlenmesi genel bir ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmemiştir. Ancak kanun koyucu uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun iştirak halinde işlenmesini özel olarak ağırlaştırıcı neden olarak düzenlemiştir.
- Published
- 2022
24. Uluslararası sorumluluk hukukunda iştirak
- Author
-
Yıldız, Yeşim, Kuran, Selami, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, and Kamu Hukuku Bilim Dalı
- Subjects
yardım veya destek complicity ,uluslararası sorumluluk hukuku ,uluslararası hukuk ,international responsibility law ,international law ,aid or assistance ,İştirak - Abstract
Çalışmada, uluslararası sorumluluk hukukunda iştirak kavramı derinlemesine incelenmiştir. İlk bölümde, ceza hukuku ve uluslararası ceza hukukunda iştirak kavramına yaklaşım değerlendirilmiş ve beraberinde, uluslararası sorumluluk hukukunda iştirakin gelişim süreci Uluslararası Hukuk Komisyonu raporları doğrultusunda gözlemlenmiştir. İkinci bölümde uluslararası sorumluluk hukuku disiplininde iştirak rejimleri kendilerini oluşturan unsurlarla birlikte detaylı olarak ele alınmış ve tartışılmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise, iştirak kavramının uluslararası düzenlemeler ve uygulamadaki yansımaları ile iştirak sorumluluğunun kapsamı ve uygulanmasına yer verilmiştir. Nihayetinde, uluslararası hukukta iştirake yönelik birçok ihlal olmakla birlikte bu ihlallerin önüne geçilebilmesi için kavramın sınırlarının net biçimde çizilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, uluslararası haksız fiilde iştirak rejimlerine ilişkin revize edilmiş bir sorumluluk modeli ileri sürülmüş ve kodlanmış kuralların hayata geçirilmesi noktasındaki eksikliklere dikkat çekmek amaçlanmıştır. In this thesis, the concept of complicity in international responsibility law is examined in depth. In the first chapter, the approach to the concept of complicity in criminal law and international criminal law has been evaluated and the development process of complicity in international responsibility law has been observed in line with the International Law Commission reports. In the second chapter, complicity regimes in the discipline of international responsibility law, together with their constituent elements, are discussed and argued in detail. In the third and last chapter, the reflections of the concept of complicity in international regulations and practice, and the consequence and implementation of the responsibility of complicity have been explained. Finally, although there are many violations of complicity in international law, it is aimed to draw the boundaries of the concept clearly in order to prevent these violations. In this respect, a revised model of responsibility for complicity regimes in internationally wrongful acts has been advised and it is aimed to draw attention to the deficiencies in the implementation of the codified rules.
- Published
- 2022
25. Instigation in the scope of the principle of accesoriness in criminal law
- Author
-
Balcı, Meral, Kangal, Zeynel Temel, and Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kamu Hukuku Anabilim Dalı/Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Bilim Dalı.
- Subjects
Azmettirme ,Dolaylı fail ,Accomplice ,Şerik ,Participation ,Instigation ,Principle of accesoriness ,Bağlılık kuralı ,Indirected perpetrator ,İştirak - Abstract
Suça şerik olarak iştirak edenlerin ceza sorumluluğunun belirlenmesi failin ceza sorumluluğunun belirlenmesine göre farklılık arz eder. Şerikin sorumluluğu bakımından şerikliğe ilişkin düzenlemeler öncelikli olmakla birlikte, şerik tarafından gerçekleştirilen haksızlığın belirlenmesinde esas fiil dikkate alınır. Bu ise bağlılık kuralının iştirak öğretisindeki fonksiyonuna işaret etmektedir. Bu nedenle bağlı iştirak türü olarak azmettirmenin hukuki izahı bağlılık kuralına ilişkin detaylı bir incelemeyi gerektirmektedir. Çalışmanın ilk aşamasında bağlılık kuralı ekseninde yapılan incelemede şerikliğin esas fiile bağlılığının neden önem arz ettiği sorusuna cevap aranmıştır. Bu bağlamda şerikin cezalandırılma nedenine ve failden ayrımına yönelik temellendirmeye gidilmiştir. Daha sonra azmettirmenin şeriklik türü olmasına rağmen faille eşdeğer cezalandırılmasının ortaya çıkardığı sorunlar incelenmiştir. Özellikle azmettirmenin teorik yapısına yönelik incelemede bu husus göz önünde bulundurulmuş ve azmettirmenin kapsamı bağlılık kuralı dikkate alınarak belirlenmiştir. Çalışmanın son aşamasında önceki aşamalarda ulaşılan sonuçlar kapsamında bağlılık kuralının gereklerinden dolayı azmettirme kapsamında sorun teşkil eden hususlara yer verilmiştir. Ayrıca kusurluluk ile ilişkili olarak azmettirmenin dolaylı faillik ile ayrımının belirlenmesi sorunu ele alınmıştır. Böylece bu çalışma kapsamında azmettirenin sorumluluğu ile sınırlı kalınarak özellikle bağlılık kuralından kaynaklanan sorunların tespitine ve çözüm önerilerine ağırlık verilmiştir. The determination of the criminal responsibility of those who participate in the crime differs according to the determination of the criminal responsibility of the perpetrator. In terms of the responsibility of accomplice, the regulations on accompliceness have priority, but the main act is taken into account in determining the injustice committed by accomplice. This indicates the function of the principle of accesoriness in the participation. Therefore, the legal explanation of instigation as an accessory participation type requires a detailed examination of the principle of accesoriness. In the first stage of the study, an answer to the question of why accessory to the main act is important was sought in the examination made on the scope of the principle of accesoriness. In this context, a justification has been made for the reason for the punishment of accomplice and its distinction from perpetrator. Then, the problems caused by equivalent punishment with perpetrator, even though the instigation is a form of accompliceness, were examined. Especially in the examination of the theoretical structure of instigation, this issue was taken into consideration and the scope of instigation was determined by taking the principle of accesoriness into consideration. At the last stage of the study, the issues that constitute a problem within the scope of instigation due to the requirements of the principle of accesoriness were included within the scope of the results obtained in the previous stages. In addition, the problem of determining the distinction of instigation from indirected perpetration in relation with culpability has been discussed. Thus, within the scope of this study, it was limited to the responsibility of the instigator and focused on the determination and solution suggestions of the problems caused by the principle of accesoriness. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)
- Published
- 2021
26. Terör Suçlarına İştirak
- Author
-
LİMONCU, Mustafa
- Subjects
Hukuk ,Örgütlü Suçlar ,Terör Örgütü ,Terör Suçları ,İştirak ,Terör Suçlarına İştirak ,Law - Abstract
Bu çalışmada; suçun özel görünüş biçimlerinden olan iştirak; terör suçları açısından ele alınmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde hukukumuzda örgüt ve terör örgütü kavramları ele alınmış ve kısaca tanımlanmıştır.İkinci bölümde ise faillik, müşterek faillik ve iştirak incelenmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun sistematiği içerisinde fail başlığı altında; müstakil ve müşterek fail ile dolaylı faillik değerlendirilmiştir. Yine aynı sistematik içerisinde şerikliğin iki şekli olan azmettirme ve yardım etme hususları ana hatlarıyla aktarılmıştır.Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde terör suçu olarak kabul edilen suçlara iştirakin mümkün olup olmadığı her suç tipi için ayrı ayrı incelenmiştir.
- Published
- 2021
27. 19. Yüzyıl Osmanlı Ceza Hukukundaki Dönüşüm: Suça İştirâk Örneği
- Author
-
NUGAY, Kübra and KAHRAMAN, Abdullah
- Subjects
ulama ,i̇slam hukuku ,islamic law ,ulema ,kadı ,complicity ,lcsh:Islam. Bahai Faith. Theosophy, etc ,İslam Hukuku,Osmanlı Ceza Hukuku Tarihi,1858 Osmanlı Ceza Kanunu,Ta‘zir,İştirak,Suç,Ulema,Kadı ,1858 ottoman penal code ,Religion ,osmanlı ceza hukuku tarihi ,Din Bilimi ,lcsh:BP1-610 ,Islamic Law,Ottoman Criminal Legal History,1858 Ottoman Penal Code,Ta‘zir,Complicity,Crime,Ulama,Qadi ,lcsh:B ,qadi ,ta‘zir ,suç ,i̇ştirak ,lcsh:Philosophy. Psychology. Religion ,ottoman criminal legal history ,crime ,1858 osmanlı ceza kanunu - Abstract
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti birçok alanda değişimlere tanık olmuştur. Tanzimat ile başlayan süreçte vaz’ edilen gerek 1840 tarihli gerekse 1851 tarihli ceza kanunlarının içeriğine bakıldığında, muhakeme, adliye teşkilatı, idârî alanlardaki değişimin ceza kanunları ile yerleştirilmeye çalışıldığı görülür. Bu çalışmanın amacı, 19. Yüzyılda özellikle 1858 Ceza Kanunu ile başlayan süreçte Osmanlı Devleti ceza hukukunun nasıl değiştiği sorusuna tazir suçu ve daha da özelde katl suçu ve suçun özel işleniş şekillerinden biri olan suça iştirâkkonusu kapsamında cevap aramaktır. Dönemin ceza hukuku alimlerinin, suça iştirak ilgili 1858 tarihli Ceza Kanununda yer alan 45. maddenin mahiyetine dair tartışmaları ve çözüm arayışları, süreç içerisinde ihtiyaca binaen nasıl yeni kaide geliştirdikleri, bu noktada Avrupa ceza kanunlarından, şerhlerinden, hukukçularından nasıl faydalandıkları gösterilmeye çalışılacaktır. Daha da önemlisi, Osmanlı kadılarının kanun maddesini uygularken zihinlerindeki klasik öğretiyi nasıl kullandıklarına tanık olunacaktır. Ancak büyük resme bakıldığında, Osmanlı’nın 1858 ceza kanunu ile dahil olduğu Klasik Hukuk Ekolü’nün,Fransa’nın suç siyasetinin ve Fransa ceza kanunun, Osmanlı ceza hukukunu nasıl etkilediği anlaşılmaya çalışılacaktır., In the XIX. century, Ottoman State has witnessed changes in many areas. Looking at the content of both the dated 1840 and the dated 1851 Penal Codes legislated in Tanzimat Era, it has seen that the transformation in criminal procedure, the judicial system, administrative fields were attempted to be accommodated with penal codes. The aim of this study is to seek answers to the question of how the criminal law of the Ottoman State changed in the period starting with the 1858 Penal Code in the nineteenth century within scope of ta‘zir (discretionary punishment) and more particularly, crime of murder and complicity as one of special forms of crime. The discussions of the criminal law scholars of the period about the nature of Article 45 regarding complicity in the 1858 Penal Code and their seeking solutions and how they developed new rules due to need in the process and at this point how they benefited from European penal codes, commentaries and their scholars will be attempted to demonstrate. More importantly, it will be witnessed how Ottoman judges used the classical principles in their minds when implementing the article of code. However, when looking from a broad perspective, we will see how the Classical Law School, in which Ottoman State was included through it’s 1858 Penal Code, and the crime policy of France and the French Penal Code have influenced Ottoman Criminal Law.
- Published
- 2019
28. KABAHATLER KANUNU'NUN GENEL HÜKÜMLERİNİN VERG İ KABAHATLERİ BAKIMINDAN UYGULANABİLİRLİĞİ.
- Author
-
KILIÇ, Ayhan
- Abstract
Copyright of Türkiye Adalet Akademisi Dergisi is the property of Justice Academy of Turkey and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2014
29. The Transformation of Ottoman Criminal Law in the 19th Century: The Example of Crime of Complicity
- Author
-
Nugay, Kübra and Kahraman, Abdullah
- Subjects
İslam Hukuku ,1858 Ottoman Penal Code ,Qadi ,lcsh:Islam. Bahai Faith. Theosophy, etc ,Ta'zir ,İştirak ,1858 Osmanlı Ceza Kanunu ,lcsh:BP1-610 ,Osmanlı Ceza Hukuku Tarihi ,Ottoman Criminal Legal History ,Islamic Law ,lcsh:B ,Ulema ,Suç ,Kadı ,Crime ,Complicity ,Ulama ,Ta‘zir ,lcsh:Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
In the XIX. century, Ottoman State has witnessed changes in many areas. Looking at the content of both the dated 1840 and the dated 1851 Penal Codes legislated in Tanzimat Era, it has seen that the transformation in criminal procedure, judicial system, administrative fields was attempted to be accommodated with penal codes. The aim of this study is to seek answers to the question of how the criminal law of the Ottoman State changed in the period starting with the 1858 Penal Code in the nineteenth century within scope of ta‘zir(discretionary punishment) and more particularly, crime of murder and complicity as one of special forms of crime. The discussions of the criminal law scholars of the period about the nature of Article 45 regarding complicity in the 1858 Penal Code and their seeking solutions and how they developed new rules due to need in the process and at this point how they benefited from European penal codes, commentaries and their scholars will be attempted to demonstrate. More importantly, it will be witnessed how Ottoman judges used the classical principles in their minds when implementing the article of code. However, when looking from a broad perspective, we will see how the Classical Law School, in which Ottoman State was included through it’s 1858 Penal Code, and the crime policy of France and the French Penal Code have influenced Ottoman Criminal Law., Kübra Nugay - Abdullah Kahraman, "The Transformation of Ottoman Criminal Law in the 19th Century: The Example of Crime of Complicity", ULUM 2/1 (2019): 103-120. https://doi.org/10.5281/zenodo.3377498
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
30. Une etude sur les idees sociales, politiques et philosophiques de Baha Tevfik
- Author
-
Özgören Kınlı, İrem and KMÜ
- Subjects
Ottoman Intellectual History ,Baha Tevfik ,Anarchism ,Ottoman Socialist Party ,İştirak - Abstract
Bu makale, 19. yüzyılının önemli entelektüellerinden birisi olan Baha Tevfik’in sosyal, politik ve felsefi fikirlerini bir bütün içerisinde ele alarak dönemine damga vurmuş düşünürün portresini çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu makalenin birinci bölümünde, Baha Tevfik’in bireyin ve bireysel özgürlüğün önemi hakkındaki politik fikirleri incelenecektir. Bu kısımda, devletin birey üzerindeki etkinliği, memurların durumu, millileştirmenin amacı, yönetim sisteminin işleyişi ve Türk milletinin temel özellikleri üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde düşünürün çeşitli toplumsal ve felsefi fikirleri (ahlaki bakış açısı, Nietzsche ve Kant'ın felsefesi, feminizm ve İslam arasındaki ilişki) analiz edilecektir. Makalenin üçüncü bölümünde öncelikle Baha Tevfik’in sosyalizm ile anarşizm üzerine görüşlerinin karşılaştırılmasına odaklanılmıştır. Osmanlı Sosyalist Partisinin ve İştirak Gazetesinin politik fikirleri, Baha Tevfik’in partiye ve dergiye yaptığı katkılar bu kısımda incelenecektir. Bu bölümün amacı, Baha Tevfik'in yazılarında gözlemlenen kavramsal belirsizliği sorgulamak ve bu müphemliğin Osmanlı döneminin aydınlarının zihnindeki terminolojik kafa karışıklığından bağımsız düşünülemeyeceğini ortaya koymaktır. This article aims to demonstrate the social, political and philosophical ideas of Baha Tevfik who was one of the most important Ottoman intellectuals of the 19th century. The first part of the article analyses Baha Tevfik’s political ideas about the importance of the individual and of individual freedom; government effectiveness on the individual; status of civil servants; the goal of nationalization; the functioning of the administrative system and the essential characteristics of the Turkish nation. The second part presents the various social and philosophical ideas of the thinker (the moral perspective, the philosophy of Nietzsche and Kant, the relationship between feminism and Islam). Thirdly, the paper focuses on the comparison of socialism with anarchism by Tevfik; the political ideas of the Ottoman Socialist Party; of the Turkish socialist journal İştirak; Tevfik’s contribution to the party and to the journal. The objective of this part is to question the conceptual ambiguity observed in the writings of Tevfik, all this being inseparable from the terminological confusion in the minds of the intellectuals of the late Ottoman period.
- Published
- 2018
31. Indirect perpetration as a type of complicity in Turkish Criminal Law
- Author
-
Yılmaz, Zahit, Yaşar, Yusuf, Hukuk Anabilim Dalı, and Hukuku Anabilim Dalı Kamu Hukuku Bilim Dalı
- Subjects
Turkey ,Guilt (Law) ,Turkish criminal law ,Cezai sorumluluk ,Participation ,Kusurluluk ,TurkeyCeza hukuku ,Cezai sorumlulu ,İştirak ,Criminal liability ,Türkiye ,Hukuk ,Criminal law ,Ceza hukuku ,Criminal Law ,Suç ,Crime ,Complicty ,Suçluluk (Hukuk) ,Law ,Perpetrator ,Malformation - Abstract
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre iştirakin iki türü mevcuttur. Bunlar faillik ve şerikliktir. Türk Ceza Kanunu'nun 37 nci maddesinde dolaylı fail ve müşterek fail, faillik türleri olarak düzenlenmiştir. Alman ceza hukuku ve Türk ceza hukukukun dolaylı faillik bakımından benzer düzenlemeler içerdiğini söylemek mümkündür. Türk Ceza Kanunu, önceki düzenlemenin aksine ( 765 sayılı TCK) dolaylı faili `suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi` şeklinde tanımlamıştır. TCK'nın 37/2 nci maddesinde göre dolaylı failin, fail olarak sorumlu tutulacağı belirtilmektedir. Kanun'un 28 nci maddesi azmettirmeyi düzenlemektedir ki azmettirme, dolaylı failliğe benzer bir şekilde düzenlenmiştir. Dolaylı faillik, yukarıda ifade edildiği üzere, Kanun'da (m. 37/2) düzenlenmesine ragmen bu maddede hangi durumlarda kişinin dolaylı fail olarak kabul edileceği ayrıntılı bir biçimde düzenlenmemiştir. Dolaylı faillik bakımından önemli olan, herhangi bir kimsenin bir başkasının iradesi üzerinde hakimiyet kurmasıdır. Bu durum farklı yollarla gerçekleşebilir. Fakat bir örgüt aracılığıyla suç işlenmesi diğer dolaylı faillik türlerinden farklı bir konumdadır. Bazı yazarların dolaylı failliğin yalnıca bir faillik türü olduğu şeklindeki görüşlerine karşın dolaylı faillik yalnızca bir faillik türü olmayıp ayrıca iştirakin de bir türüdür. Bu görüş farklılığı, iştirak iradesinin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte bazı dolaylı faillik türleri, iştirakin aradığı şartlara sahip değildir. Bu gibi durumlarda dolaylı faillik sadece bir faillik türü olarak kabul edilebilir. Dolaylı failliğin Türk Ceza Kanunu açısından genel bir düzenleme olması nedeniyle dolaylı failliğin çeşitli suç tiplerine ve bazı kurumları açısından ne şekilde uygulanacağının ayrıntılı olarak belirlenmesi amaçlanmıştır. According to the Turkish Criminal Code (Law No:5237) there are two types of complicity. These are perpetration and secondary participation. As types of perpetration, indirect perpetrator and joint participants are regulated In Turkish Criminal Code (Law No:5237, Art 37). It is possible to say that, in point of the indirect perpetration, German criminal law and Turkish criminal law contain smilar regulations. Although the previous Code (Law no 765) had not defined the concept of indirect perpetrator, the relevant article in the Turkish Criminal Code (Law no 5237) states that `Any person who uses another as an instrument for the commission of an offence` is an indirect perpetrator. That article states that the indirect perpetrator shall be culpable as an offender in Art 37/2 of the Turkish Criminal Code. Article 38 of the Code regulates incitement which is similar to indirect perpetration. Despite indirect perpetration is regulated by Law (Art. 37/2), the article doesn't define in detail under which circumstances a person can be held responsible as `indirect perpetrator`. For a person to be considered as indirect perpetrator, it is important that this person dominates the will of someone else. That can appear in different ways. But `committing a crime through an organization` has a different position from the other types of the indirect perpetrations. Despite some authors consider that indirect perpetration is only a form of perpetration, indirect perpetration should not be considered only as a type of perpetration but also as a type of complicity. This difference of opinion is caused by the disagreement in interpreting the will of complicity. However as some types of indirect perpetration don't meet the requirements of complicity, in such cases indirect perpetration shall be accepted as a sole type of perpetration. Indirect organization is regulated as a general rule by the Turkish Criminal code. This thesis aims to determine in detail how indirect perpetration can be applied to various types of crimes and to some criminal law institutions. 330
- Published
- 2018
32. Vergi kaçakçılığı suçuna katılma (İştirak) ve mali müşavirlerin adli ceza sorumluluğu
- Author
-
Bayraklı, Hasan Hüseyin and Bayraklı, Hasan Hüseyin
- Subjects
Faillik ,Vergi Kaçakçılığı ,Azmettirme ve Yardım ,Katılma ,İştirak - Abstract
Vergi kaçakçılığı suçu tek başına işlenebileceği gibi birden fazla kişinin katılımı ile de işlenebilir. Bunlar vergi mükellefi, vergi sorumlusu veya mali müşavir gibi mükellefle ilişki halinde olan kişiler olabileceği gibi üçüncü kişiler de olabilir. Bu çalışmada meslek mensubu mali müşavirler yanında vergi mükellefi ile birlikte çalışan kişilerin işlenen kaçakçılık suçundaki sorumlulukları tespit edilmeye çalışılacaktır. Suça katılma, suçun özel halleri olması nedeniyle Vergi Usul Kanunu (VUK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) ilişkisi, bu kapsamda üçüncü kişilerin cezai sorumlulukları incelenecektir. Tax evasion crime can be processed by a perpetrator or processed in collabration with more than one person. Those can sometimes be a taxpayer, a tax liability or a financial advisor who has a relationship with taxpayers, and sometimes third parties. In this study the responsibility of financial professions and the workers of taxpayers on the tax evasion crime will be clarified. In this article, participation of tax evasion and the responsibilities of third parties is examined in Tax Procedure Code and Turkish Penal Code, as a result of the participation of tax evasion has special forms of crime.
- Published
- 2017
33. Yoksulluk ve iştirak nafakası
- Author
-
Topkaya, Şahin, Bellican, Cüneyt, Özel Hukuk (Medeni Hukuk) Ana Bilim Dalı, and İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk (Medeni Hukuk) Anabilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı
- Subjects
Turkish Civil Law ,Participation ,Divorced families ,Civil Law ,Participatio ,Yoksulluk nafakası ,İştirak ,Alimony ,Hukuk ,Medeni Hukuk ,Divorce ,Nafaka ,Boşanmış aileler ,Türk Medeni Hukuku ,Boşanma ,Law ,Maintenance allowance - Abstract
Anayasa madde 41/I hükmü ile ailenin, Türk toplumunun temeli olduğu ve eşler arasındaki eşitliğe dayandığı düzenlenmiştir. Evlilik ile kurulan aile birliği maalesef çeşitli iç ve dış etkenler sebebiyle dağılabilmektedir. Toplumun temel taşını oluşturan ailenin dağılması(yani boşanma sonucu oluşan durum) bakımından da kanun koyucunun çeşitli düzenlemeler yapması ve bu hususa ilişkin olarak boşanma imkanını ancak çeşitli sebeplerin ortaya çıkması ihtimaline bağlaması ve bütün barışma imkanlarının ortadan kalkmasından sonra boşanmaya izin vermesi pek tabiidir.Yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan ve boşanmada kusuru daha ağır olmayan eş lehine mali durumu daha iyi olan eş tarafından, mali gücü oranında süresiz olarak yardım edilmesin öngören, boşanma mali sonuçlarına ilişkin bir kurumdur.Yoksulluk nafakası, nafaka türlerinden bakım nafakası için de yer almaktadır. Yoksulluk nafakası evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan yardımlaşma ve bakım yükümlülüğünün, sosyal ve ahlaki düşüncelerle, evlilik birliğinin sona ermesinden sonrada koşulların varlığı halinde, devamı niteliğindedir. Eşlerin boşanmasından sonra, yoksulluğa düşecek olan eşi koruma amacına yönelik olarak düzenlenmiştir. Yoksulluk nafakasın ilişkin düzenleme sosyal ve ahlaki gerekçelere dayanmaktadır.İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık sonucunda velayet kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine mali gücüyle orantılı bir şekilde katılmasını sağlayan nafaka türüdür. Nafakalar, bakım ve yardım nafakası şeklinde iki gruba ayrılmaktadırlar ve iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası bunlardan bakım nafakası grubuna girmektedir.Bu sebeple, bu çalışmamızın belkemiğini oluşturan yoksulluk ve iştirak nafakaları detaylı bir şekilde incelenmiş ve hukuktaki görünümleri belirtilerek, ilkelerle varılmak istenen amacın ortaya konmasına çalışılmıştır.Bu tez çalışmamızda yoksulluk ve iştirak nafakası kavramı, hukuki mahiyeti ve hükümleri ile özellikle hâkimin nafaka miktarına yönelik taleple bağlılığı, nafakanın sona ermesi ve ergin çocuğun eğitimine devam etmesi halinde oluşan durum ile yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin usüli hükümler doktrin ve yargı kararları ışığında incelenmiştir. With the provision of Article 41 / I of the Constitution, it is regulated that the family is based on Turkish society and based on equality between spouses. Unfortunately, Unity of family established by marriage can be dispersed due to various internal and external factors. In terms of martial breakdown that constitutes the foundation of the society, it is also imperative that the legislator make various arrangements and divorce on this issue, but only to the possibility of the occurrence of various causes and to allow divorce after all the means of reconciliation have disappeared.Alimony is an institution for the financial consequences of divorce, which is intended to help indefinitely at the financial power rate by a spouse whose marital status is better for a spouse who is going to fall into poverty due to divorce and who is more vulnerable to divorce.Alimony is also a place of care for alimony. As long as the marriage union of poverty continues, the commitment and care obligation that is mentioned is the continuation of social and ethical considerations, the existence of conditions from the end of marriage unity. Conjugal community is organized for the purpose of protecting the wife who will fall into poverty after conjugal cummunity ends. The regulation of the alimony allegation is based on social and moral justifications.Child maintenance is the type of alimony that allows a partner who is not given custody as a result of divorce or separation to participate in the joint child's care and education expenses in proportion to his financial power. Maintenances are divided into two groups in the form of care and aid, and participation and participation in pauperism enters the group ofcaregivers.For this reason, the poverty and subsidiary conjointly that constitute the backbone of this study have been examined in detail and their appearance in the law has been specified and tried to put forward the principle aim to be achieved.In this study, the concept of poverty and child support , its legal nature and its provisions, especially its relation to the demand for the amount of the judge's child support, the situation that arises when the education of the infant and the adult continues, and the procedural provisions concerning poverty and subsidiarity are examined in the light of doctrine and judicial decisions. 121
- Published
- 2017
34. İştirak ve iş ortaklığı yatırımlarının TMS 28, TFRS 11 ve TFRS 12 kapsamında muhasebelestirilmesi ve MSUGT ile karşılaştırılarak temel finansal tablolarda sunumu
- Author
-
Yilmaz, Tuncay, Yalçın, Selçuk, and İşletme Ana Bilim Dalı
- Subjects
Standards ,Financial statements ,Turkish Accounting Standarts ,Önemli Etki ,Business Partnership ,TFRS ,Associates investments ,Participation ,Significant Impact ,Müşterek Anlaşma ,İştirak ,Joint Agreement ,International Financial Reporting Standarts ,Accounting piocess ,İşletme ,TMS ,Joint Activity ,İş Ortaklığı ,Müşterek Faaliyet ,Accounting to General Instructions for Accounting System applivcationa ,Investments ,Joint ventures ,Business Administration - Abstract
İşletmeler ellerindeki likidite fazlasını diğer işletmelerde değerlendirerek gelir elde edebilirler. İşletme diğer işletmeye borç vererek veya öz kaynağına katkıda bulunarak diğer işletmeye yatırım yapar. Verdiği borç karşılığında faiz geliri, diğer işletmenin öz kaynağına yaptığı katkı karşılığında ise temettü, yönetime katılma ve değer artışlarından gelir elde etmeyi bekler. Diğer işletmelere yapılan yatırımların sınıflandırılması, kayıtlarda izlenmesi ve değerlemesinde yatırımı yapan işletmenin bu yatırımı elinde tutmayı düşündüğü zaman, yatırım yapılan işletme üzerindeki kontrol gücü veya önemli etkisinin bulunması gibi konular önemlidir. Yatırım yapan işletme kısa vadeli, spekülatif, amaçlarla bu yatırımı yapmışsa, bu bir finansal varlıktır, TMS 32, TMS 39 veya TFRS 9 ve TFRS 7 standartları çerçevesinde sınıflanır, kayıtlanır, değerlenir, sunumu ve açıklamaları yapılır. İşletmenin diğer işletmenin öz kaynağına uzun vadeli yatırım yapıp bundan temettü, yönetime katılma ve değer artışı kazançları bekliyorsa bu durumda işletme üzerinden kontrol gücü veya önemli etkisinin varlığı önemlidir. İşletmenin yatırım yaptığı işletme üzerinde kontrol gücü varsa, bu bir bağlı ortaklılıktır ve TFRS 3, TFRS 10 TFRS 12 (düzenleyici tarafından gerekli görülüyorsa TMS 27) standartları doğrultusunda sınıflanır, kayıtlanır, değerlenir, sunumu ve açıklamaları yapılır. Diğer taraftan diğer işletme üzerinde önemli etki varsa bu iştirak veya iş ortaklığıdır. TMS 28, TFRS 11 ve TFRS 12 standartları doğrultusunda sınıflanır, kayıtlanır, değerlenir, sunumu ve açıklamaları yapılır. İşletmelere yapılan yatırımlar çok kapsamlı olduğundan çalışmamızda sadece iştirak ve iş ortaklıkların yapılan yatırımların Türkiye Muhasebe /Finansal Raporlama Standartları doğrultusunda sınıflandırılması, kayıtlanması, değerlenmesi ve sunumu konuları ele alınmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde; konuyu açıklayıcı temel kavramlara değinilmiş, ikinci bölümünde; iştirak ve iş ortaklığı yatırımlarının muhasebeleştirilmesi, finansal tablolarda sunumu ve dipnot açıklamalarına yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise; iştirak ve iş ortaklığı yatırımının MSUGT ve TMS/TFRS uygulamalarını açıklayıcı örneklere yer verilmiştir., Businesses can earn revenue by assessing excess liquidity in other businesses. Business invests in the other businesses by lending to the other business or contributing to the equity . They expect to get the interest income in the case of debt they gave and to get income from dividens , participation in management and value increases in the case of other business's additive to its equity . When the investor thinks he or she will hold the investment within the scope of classification of investments in other businesses , monitoring and valuation in records ; Matters such as the control power or the presence of significant influence on the invested enterprise are important. If the investor has made this investment for short-term speculative purposes , this is a financial assert and it is classified , recorded , evalued and presented in accordance with TMS 32, TMS 39 or TFRS 9 standarts . If the entity invests in the equity of other entity in a long-term and expects to gain dividens , participation in management and value increase , in this case the control power or the presence of significant influence over the business is important . If the entity has the control over the business in which it invests , this is a partnership and it is classified , recorded , evaluated and presented in accordance with TFRS 3 , TFRS 10 and TFRS 12 standarts ( if it is deemed necessary by the regulator , TMS 27 . On the other hand , if there is significant influence on the other entity , this is an affiliate or partnership . It is classified, recorded , evaluated and presented in accordance with TMS 28 , TFRS 11 or TFRS 12 . Although investments in other businesses are very comprehensive, in this study, only the classification, registration, evaluation and presentation of associates, joint ventures and investments in accordance with TFRS is discussed. In the first part of work, basic explanatory concepts are mentioned. In the second part, accounting for investment in associate and business partnership, presentation in financial statement and footnote explanations are included. In the third part, sample application explaining the transition phase of VUK, TMS/TFRS for subsidiary and business partnership are included.
- Published
- 2017
35. Tms 28’e göre iştiraklere yatırımların muhusebeleştirilmesi
- Author
-
Varol, Hakan and Kablan, Ali
- Subjects
Hisse senedi ,Affiliate ,Önemli etki ,Stocks ,Özkaynak ,Equity ,Özkaynak yöntemi ,Significant impact ,İştirak ,Equity method - Abstract
İşletmeler büyüme hedeflerini gerçekleştirmek, karlılığını arttırmak, ekonomik nüfuz alanını genişletmek gibi nedenlerle uzun vadeli sermaye yatırımlarına yönelmektedir. Bu tür yatırımların dünyada 1960’lı yıllarda, ülkemizde ise ekonomik gelişme ve artan sermaye hareketleriyle birlikte 1980’li yıllarda hız kazandığı görülmektedir. Günümüzde de sermaye yatırımlarının önemini artan bir yoğunlukta devam ettirmektedir. Sermaye yatırımları içerisinde en yaygınlarından birisi de iştirak yatırımlarıdır ve bu durum mali tablolarda iştirak kaleminin öneminin artmasına neden olmuştur. İştiraklerin muhasebeleştirilmesine ilişkin hükümler ‘’TMS 28 İştiraklerdeki ve İş Ortaklıklarındaki Yatırımlar’’ standardında yer almaktadır. Standarda göre iştiraklerdeki yatırımlar özkaynak yöntemine göre muhasebeleştirilmektedir. Çalışmada iştirak ve önemli etki kavramları ile standartta yer alan bilgilere yer verilmesinin ardından, özkaynak yöntemi çerçevesinde iştirak yatırımlarının muhasebeleştirilmesine ilişkin örnek kayıtlara yer verilmiştir. Çalışmanın sonucunda, iştirak yatırımlarının özkaynak yöntemine göre muhasebeleştirilmesi durumunda, iştirakin değeri ve göstermiş olduğu performans yatırımcı işletmenin bilançosunda yer alan iştirak kaleminde gerçeğe uygun bir şekilde izlenebildiği ve yatırımcı işletmenin mali tablolarında yapacağı manipülasyonun engellendiği görülmüştür. abstract Businesses are turning to long-term capital investments for realizing their growth targets, increasing their profitability, and expanding their economic influence. Such investments are seen to have accelerated in the 1980s in the world in the 1960s and in the 1980s with the economic development and capital movements in our country. Today, the importance of capital investments continues at an increasing density. One of the most widespread among capital investments is participation investments, which has led to an increase in the importance of participation in financial statements. Provisions relating to the accounting of associates are included in "TAS 28 Investments in Associates and Joint Ventures". According to the standard, investments in associates are accounted for by the equity method. Following the inclusion of the concepts in the study of associates and significant effects and the information in the standard, the sample records of accounting for investments in associates are included in the equity method. If the investment in associates is accounted for by the equity method, it is seen that the value of the associate and the fact that it is shown in the participant item in the balance sheet of the performance investor's operator can be monitored in real terms and the manipulation of the investor's financial statements is prevented.
- Published
- 2017
36. Bir iştirak şekli olarak yardım etme (Asli fail yardım eden ayrımı)
- Author
-
Çelen, Ömer, Hakeri, Mehmet Hakan, Enstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı, and Kamu Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Turkish criminal law ,Turkish Penal Code ,Türk Ceza Hukuku ,Participation ,Helping behavior tendency ,Law ,İştirak - Abstract
Ortaya konulan bu çalışmada, Türk Ceza Kanunu'nda bir iştirak şekli olarak düzenlenmiş olan "yardım etme" kurumu incelenmiştir. Bir başkası tarafından kasten gerçekleştirilmiş, tipik ve hukuka aykırı bir fiile, kanuni tanımda yer alan fiili oluşturmayan davranışlarla sağlanan ve azmettirme olarak nitelendirilemeyecek katkılar yardım etme oluştururlar.TCK md. 39 ile düzenlenen yardım etmeden dolayı sorumluluk için öncelikle başkasının gerçekleştirdiği kasıtlı, tipik ve hukuka aykırı bir asıl fiilin bulunması gerekmektedir. Öyleyse yardım etmeden bahsedilebilmesi için failin, yardım edenin katkı sağlamak istediği suçu işlemiş olması gerekir. Ancak, asıl fiilin tamamlanması şart olmayıp, teşebbüs aşamasına ulaşmış bir fiile sağlanan katkılar da sorumluluk doğuracaktır. TCK md. 39/2 hükmü ile yardım etme türleri sayma suretiyle belirlenmiştir. Yardım edenin, kanunda düzenlenen ve maddi ve manevi yardım olarak iki başlık altında toplanabilecek olan yardım türlerinden biriyle, asıl fiile kasıtlı olarak sağladığı katkılar yardım etmeden dolayı sorumluluk doğururlar. Bu katkılar suçun işlenmesinden önce sağlanabileceği gibi suçun işlenmesi sırasında da ortaya konulabilir. Yardım oluşturacak davranışlar hukuken izin verilmeyen riziko arttırılması kapsamında kabul edildiğinden, suçun gerçekleştirilmesinde nedensel bir değer taşımalıdır. Bu nedenle suçun bitmesinden sonra sağlanan katkılar yardım etmeden dolayı sorumluluk doğurmazlar. Yardım edenin sorumluluğunun sübjektif şartını iştirak (yardım etme) kastı oluşturur. Yardım edenin kastı, hem asıl fiilin unsurlarını hem de bu fiile destek olmayı kapsamalıdır. Buna karşın, yardım edenin asıl fiile ilişkin tüm şartları bilmesi gerekmez. Hareketi ile suçun işlenmesi riskini arttırdığını bilmesi yeterlidir. Kanun, faillik ve şeriklik ayrımında fiil hâkimiyeti teorisini benimsemektedir. Bu teoriye göre, yardım eden, kanuni tanımda yer alan unsurları gerçekleştirmeyecek şekilde bir başkasının fiiline kasıtlı olarak katkı sağlayan kişidir., In this study, the notion of aiding (and abetting) were scrutinized which are arranged as a kind of complicity in the scope of Turkish Penal Code. The aiding can describe that the supplement to guilty acts which is committed by the perpetrator without accomplice or instigator. Firstly, the responsibilitiy of aider (and abettor) need to a guilty act which is unlawful and committed intentionally in primarily within the Article 39 of Turkish Penal Code. So in order to aiding (and abetting), guilty act have been committed by the perpetrator which is aider (and abettor) wish to contribute it. However, it is not essential to completion to guilty act. The kinds of aiding is determined by counting (numerus clauses) within the Article 39/2 of Turkish Penal Code. These kinds of aiding can group two essential headline which are moral (abetting etc.) and physical. The moral and physical assistances made up of criminal responsibility. The aiding must conduct before or during committing of crime. These contributions (assistances) are considerated to increase of unlawful impermissible risk behavior, however, the aiding is need to a value in terms of chain of causation. Therefore, the assistances which are provided after commiting a crime can not made up of criminal resposbilitiy as a aiding (or abetting). The malice of aiding is make out of subjective elements of criminal responsibility of aiding. The malice of aider involve to the all legal elements of guilty act by perpetrator and assistance of it. Conversely, no need to knowing all the circumstances of the guilty act. The knowing of increasing of commiting by the aider is enough. Turkish Penal Code accept to division of perpetrating and complicity. The essential theory is the "actually sovereignty" about the distinguishing of perpetrating and complicity. According to this theory, the aider is peaple who contributed deliberately to the guilty act without actually sovereignty.
- Published
- 2015
37. Birleşme, tekerrür ve iştirak görünümlerinin vergi kabahat ve vergi suçları bakımından karşılaştırmalı incelenmesi
- Author
-
Mercimek, Fulya, Gerçek, Adnan, Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Maliye Anabilim Dalı/Mali Hukuk Bilim Dalı., and Maliye Ana Bilim Dalı
- Subjects
Maliye ,Tax offence ,Kabahat ,Birleşme ,Offence ,İştirak ,Hukuk ,Recidivisim ,Mergers ,Tax Penal Law ,Vergi ceza hukuku ,Suç ,Tax offences ,Crime law ,Tax crime ,Vergi suçları ,Participation ,Tax misdemeanors ,Tax criminal law ,Concurrence ,Taxes ,Tekerrür ,Vergi kabahatleri ,Recidivism ,Crime ,Law ,Finance - Abstract
Birleşme, tekerrür ve iştirak kurumları suç ve kabahatin özel görünüş şekilleridir. Bu bağlamda suçun özel görünüş şekillerinden biri olarak, suçların içtimaı (birleşmesi), suçun ne zaman tek, ne zaman birden fazla olduğunun kabulünü prensiplere bağlayan bir kurumdur. Tekerrür ise, kanunda yer alan cezanın kişiyi ıslah etmeye yeterli gelmemesi nedeniyle arttırılmış ceza uygulanmasını gerektiren bir ceza politikası yaratmaktadır. Birden fazla kişinin bir araya gelerek suç işlemesi geçmişte olduğu gibi günümüzde de giderek artan bir suç işleme halidir ve bu bağlamda iştirak soyut olarak bir kişinin işleyebileceği bir suçun birden çok kişi tarafından birlikte işlenmesi halini düzenlemektedir. Bu çalışmada birleşme, tekerrür, iştirakın genel ceza hukuku içerisindeki teorik temelleri açıklanarak, ardından vergi suçları ve vergi kabahatlerine olan yansımaları ele alınmıştır. Vergi Usul Kanunu, Mülga ve Yeni Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu'nun bu kurumlara yönelik hükümleri incelenerek vergi suçları ve kabahatleri çerçevesinde karşılaştırmalı olarak analizler yapılmıştır. Bursa Merkez İlinde mali müşavirlere yönelik olarak anket çalışması hazırlanarak, uygulamada birleşme, tekerrür ve iştirakın mükellefe etkisini analizini yapılarak, kanun hükümlerinin farklı yorumlanmasının yol açtığı sorunları ve doktrindeki fikir ayrılıkları değerlendirilerek, bu kurumlara yönelik önemli tespitler ve öneriler yapılmıştır. Concurrence, recidivism and participation are forms of a particular apprearance crimes and offences. In this context, concurrence which as one of the special appearance forms of crime, is a important institution when the offense only and the acceptance that the principles that plural connects. Recidivism creates a penalty policy which requiring the use of the increased penalty, because of the ruled by law is inadequacy to try to rehabilitate people. More than one person come together to commit crime is state of crime which is in the past as is now and so participation regulates the handle of a person with a crime is committed by more than one person holds. In this study, explaining concurrence, recidivism and participation?s theoretical foundations of the general criminal law, we discussed implications of these legislative provisions for tax crimes and tax offenses. Evaluating of the Tax Procedure Law, the Old and the New Turkish Penal Code and the Provisions of the Law of Offence, the framework of tax crimes and offense.were comparative analyzed. At the and of the this research, a survey are prepared for financial consultants the Central Province of Bursa, in order to practice, concurrence, recidivism and participation in accordance with .the impact of the affiliate for the taxpayer, the doctrine of law problems which caused by the differences of opinion. Thanks to the research, fundamental determinations and proffers are made. 265
- Published
- 2012
38. Ceza Hukukunda Fail Dışındaki Kişilerin Taksirli Suça Etkisi
- Author
-
Saygılar, Yasemin F. and İstanbul Kültür Üniversitesi / Hukuk Fakültesi / Kamu Hukuku Bölümü / Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı
- Subjects
Taksir ,Fail ,Kusur ,İştirak ,Üçüncü kişi - Abstract
Birden fazla kişinin hareketlerinin birleşmesi sonucu ortaya çıkan taksirli bir suç söz konusu olduğunda, fail dışındaki kişilerin kusurlarının belirlenmesi verilecek cezanın tespitinde önem taşır. Buna göre taksirli hareket ile fail tarafından gerçekleştirilen suça, üçüncü bir kişinin gerçekleştirdiği hareket eklenmiş olabileceği gibi, mağdurun hareketinin eklenmesiyle de bir suç ortaya çıkmış olabilir. TCK’ ya göre, birden fazla kişi tarafından meydana getirilen taksirli hareketler sonucu gerçekleşen zararlı neticeden herkesin kendi kusuruna göre sorumlu olacaktır.
- Published
- 2012
39. ASSESSMENT OF THE STATUS OF INNOVATION IN THE PARTITION OF JOINT OWNERSHIP IN ISLAMIC FIQH DOCTRINE
- Author
-
Sağlam, Hadi and EBYÜ, İlahiyat Fakültesi
- Subjects
Muhdesat ,Müşterek ,Taksim ,Birlikte Mülkiyet ,Kısmet ,İştirak - Abstract
Müşterek mülkiyet, hukukî bir durum olmakla birlikte bu tür mülkiyetlerin tasarruf biçimlerinde problemler yaşandığından, müşterek mülkiyet paydaşlarının her birinde, bireysel hak sahipliğine geçiş yönünde sürekli bir eğilim bulunmaktadır. Zira bir hakkın, başkasının katılımı ile kullanılması mecburiyeti insanın özgür tabiatına ve ihtiraslarına uygun düşmemektedir. Bundan dolayı, müşterek mülkiyetin sürekliliğini gerekli kılan özel bir sebep yoksa genellikle müşterek hak sahipliği rejiminden bireysel hak sahipliği rejimine geçiş tercih edilmektedir. Bu geçişin teknik ve usulüyle ilgili temel kurallar, klasik fıkıh doktrininde kısmet / taksim başlığı altında ele alınmıştır. Taksim, müşterek mülkiyetin sona erdirilmesi ve paydaşlardan her birinin kendi hissesi üzerinde bağımsız olarak dilediği şekilde tasarruf etmesi amacına yönelik hukukî bir işlemdir. Bu taksim işlemi, genellikle ya mahkeme kararı / kazâî olarak hükmen ya da taraflar arası rızâen / anlaşmayla gerçekleşir. Müşterek mülkiyetin sonlandırılması ise, ya “aynen” ya “muhâyee” ya da “bedel” karşılığında olur. Ülkemizde müşterek mülkiyetin taksimi konusu önemli bir yer işgal etmektedir. Pek çok bölgede müşterek mülkiyetin muhdesat (üst) hakkının taksimi konusunda ciddi problemler yaşanmaktadır. İslâm fıkıh doktrininde müşterek mülkiyetin taksimi konusunda yapılan çalışmalar da oldukça sınırlıdır. Müşterek mülkiyete konu olan arazilerin taksiminde muhdesat (üst araziye ait olur) hakkının durumuyla ilgili İslâm fıkıh doktrininde yapılan düzenlemelerin neler olduğu hep merak konusu olmuştur. Bu nedenle “müşterek mülkiyet” kapsamındaki (iştirak veya müşterek) arazilerin taksimi ve muhdesatlarının durumu ile ilgili bir çalışma yapılması hedeflenmiştir.
- Published
- 2012
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.