Primer Sjögren sendromu tamlı hastalarda subklinik aterosklerozun ultrason radyofrekans data teknolojisi ile değerlendirilmesi.

Amaç: Prinıer Sjögrcn sendronıu (pSS) kronik, inflamatuvar ve otoimnıün bir hastalıktır. İnflamasyon artmış kardiyovasküler risk ve ateroskleroz ile yüksek derecede ilişkilidir. Karotis inti-ma-media kalınlığı (KIMK) ve arteryel stiffiıess ölçümleri subk-linik aterosklerozun tespit edilmesinde sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Çalışmamızın amacı; pSS tamlı hastalarda, Ultrason (US) Radyofrekans (RK) Data Teknolojisi kullanılarak saptanan bu ölçümlerle subklinik aterosklerozun noninvaziv bir şekilde ortaya konmasıdır. Yöntem: Çalışmamıza 30 pSS tamlı hasa ve 30 yaş-cinsiyet uyumlu sağlıklı kontrol olgusu alındı. Her iki grupta da katılımcıların diyabetes mellitus, hipertansiyon, hiperlipidemi ve obe-zite gibi herhangi bir prinıer kardiyovasküler risk faktörü yoktu ve 18-60 yaş arasındaydılar. Çalışma ve kontrol grubu olguları Doppler US ile değerlendirildiler. Arteryel stiffiıess ve KIMK ölçümleri bilateral common karotid arterlerden US RF dam teknolojisi kullanılarak tespit edildi. US RF data teknolojisi başta subklinik ateroskleroz olmak üzere vasküler hastalıkların tespitinde kullanılan yeni bir sonografik metottur. Bu metot ile ölçümler otomatik ve doğru bir şekilde yapılırken, ölçümün kalitesi ile ilgili de geri bildirimler vermektedir. Diğer yöntemlerle ölçüm sonuçlan milimetre düzeyinde verilirken bu metot ile mikrometre düzeyinde verilir. Bulgular: Her iki grup arasında sağ, sol ve ortalama KIMK, sağ taraf distensibility cocfficient (DC) ve conıpliance coefficient (CC), sağ ve sol taraf α ve β stiffncss indeksi değerleri açısından bir fark tespit edilmedi (P>0.05). Hasta grubunda sağ ve sol pul-sed wave velority (PWV), sağ ve sol taraf ortalama. stiffncss indeks, , stiffncss indeks ve PWV değerleri anlamlı olarak daha yüksekti (P<0.05). Sol taraf DC ve CC değerleri ile ortalama DC ve CC değerleri hasta grubunda anlamlı olarak daha düşüktü (P<0.05). Tablo PS-llO'da bahsedilen bu ölçüm değerleri görülmektedir. Sonuç: Çalışmamızda pSS tamlı hastalarda subklinik ateroskle-rozun kanıtlan tespit edilmiştir. Literatürde pSS tandı hastalarda lıaşta arteriyel stiflfness olmak üzere subklinik ateroskleroz konusunda sınırlı sayıda çalışma vardır. Subklinik aterosklerozun pSS hastalannda tespit edilebilmesi için KIMK ve PWV ölçümleri bizlere kılavuz olabilir. US RF data teknolojisi KLMK artışı ve vasküler el asti sitede ki azalmanın kantitatif ve doğru bir şekilde ölçümü için noninvaziv bir yaklaşım sağlar. [ABSTRACT FROM AUTHOR]