Back to Search
Start Over
Investigation of numerical, structural chromosomal abnormalities and thrombophilic risks in repeated loss of pregnancy in Trakya region
- Publication Year :
- 2018
- Publisher :
- Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018.
-
Abstract
- Tekrarlayan gebelik kaybı, ard arda yaşanan 20. hafta ve öncesinde, uterus dışında gelişimini devam ettiremeyen fetusun spondan kaybı olarak ifade edilmektedir. Ebeveyn kromozomal anomalileri ve trombofili gibi fetomaternal dolaşımı yetersizleştiren pıhtı sorunları yanında pek çok etken bu kayıplardan sorumlu tutulmaktadır. Kromozom anomalilerine sahip fetusların büyük bir kısmı doğuma ulaşmadan spontan abortusla sonuçlanmaktadır. Ebeveynlerin somatik hücrelerinde dengeli olan yapısal kromozomal anomalileri üreme hücrelerinin dengesiz segregasyona uğrayarak önemli bir risk faktörü oluşturabilmektedir. Aynı zamanda gebeliğin devamı için sağlıklı fetomaternal dolaşım birçok otoritenin kabul ettiği önemli bir etkendir. Yeterince perfüzyonu sağlanamayan fetus gelişemez, yeterli implantasyonu sağlanamaz ve spontan olarak kaybedilmeye adaydır. Tez çalışmamızda Nisan 2014 ile Temmuz 2017 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi (TÜTF) Tıbbi Genetik Anabilim Dalı-Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi'ne tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü ile başvuran 726 çift geriye dönük olarak değerlendirildi. Hasta dosya verileri taranarak pedigrileri üzerinden akrabalık ilişkileri olmadığı belirlenen toplam 258 kişinin karyotip sonuçları değerlendirildi. Çalışmanın devamında 129 tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü olan kadın güncel kaynaklarda belirtilen trombofili paneli gen varyasyonları taşıyıcılık açısından değerlendirildi. Trombofili panelinde anlamlı kabul edilen varyasyonlar ile sayısal ve/veya yapısal kromozomal anomali sıklığı çalışmaya dahil edilen hastalarda istatistiksel olarak belirlendi. Çalışmaya dahil edilen 129 çiftten %2,33'ünde yapısal kromozomal anomali, %0,39'unda sayısal kromozomal anomalisi saptandı. %20,93 hastada farklı kromozomal polimorfik varyantlar belirlenirken, en sık (%7,75) saptanan kromozomal polimorfik varyant 9qh+ olarak saptandı. Trombofili panelinde yer alan protrombin (20210 G>A), Faktör V Leiden (1691G>A), metilentetrahidrofolat redüktaz (MTHFR) 677C>T ve 1298A>C, PAI-1 4G/4G, Beta Fibrinojen -455G>A, Faktör XIII Val34Leu, GPIIIa Leu33Pro gen varyasyonları değerlendi. 129 kadın hastada en sık PAI-1 4G/4G (%27,13) varyasyonu saptandı. Homozigot Faktör XIII Val34Leu varyasyonu %5,43, homozigot GPIIIa Leu33Pro varyasyonu %1,55, heterozigot Faktör V Leiden varyasyonu %12,40 ve heterozigot protrombin 20210 G>A varyasyonu %6,98, homozigot MTHFR 677C>T varyasyonu %9,30, homozigot MTHFR 1298 A>C varyasyonu %9,30, homozigot beta fibrinojn -455 G>A varyasyonu ise %4,65 olarak saptandı. Recurrent pregnancy loss is expressed as the loss of spontaneous of the fetus which can not continue to develop outside the uterus at 20 weeks and before. Many factors are responsible for these miscarriage, as well as clot problems that defeat fetomaternal circulation such as parental chromosomal anomalies and thrombophilia. Most fetuses with chromosomal anomalies result in spontaneous abortion without reaching birth. Structural chromosomal abnormalities, which are balanced in the somatic cells of parents, can be a significant risk factor for reproductive cells undergoing unbalanced segregation.At the same time, the healthy fetomaternal circulation for the continuation of your pregnancy is an important influence that many authorities have adopted. The fetus, which is not perfused enough, can not develop, can not be adequately implanted and is spontaneously lost.In our thesis study, 726 couples who were referred to Trakya University Medical Faculty (TÜTF) Medical Genetics Department-Genetic Diseases Diagnosis Center with recurrent pregnancy loss story were evaluated retrospectively between April 2014 and July 2017. Patient files were scanned and karyotype results were evaluated for a total of 258 patients who were found to have no kin relationship through their pedigrees. The thrombophilia panel gene variants mentioned in the current sources of women with recurrent pregnancy loss narratives in the continuation of the study were evaluated for carriage. Significantly accepted variations in the thrombophilia panel and numerical and/or structural chromosomal anomalies were statistically determined in the patients included in the study.Structural chromosomal anomaly and numerical chromosomal anomaly in 0.39% were detected in 2.33% of the 129 pairs included in the study. While 20.93% of patients had different chromosomal polymorphic variants, the chromosomal polymorphic variant detected as 9qh + was the most common (7.75%). Prothrombin (20210G>A), Factor V Leiden (1691G>A), methylenetetrahydrofolate reductase (MTHFR) 677C>T and 1298A> C, PAI-1 4G/4G, Beta Fibrinogen -455G>A, Factor XIII Val34Leu, GPIIIa Leu33Pro gene variants were assessed. The most frequent PAI-1 4G/4G (27,13%) variation was detected in 129 female patients. Homozygote Factor XIII Val34Leu 5,43% homozygote GPIIIa Leu33Pro 1,55% heterozygote Factor V Leiden variation 12,40% heterozygous prothrombin 20210 G>A variation 6,98% homozygote MTHFR 677C>T variation 9% 30, homozygous MTHFR 1298 A>C variation of 9.30%, homozygous beta fibrinogen-455 G>A variation of 4.65% was detected. 105
Details
- Language :
- Turkish
- Database :
- OpenAIRE
- Accession number :
- edsair.dedup.wf.001..94fbcc4eec61384c567ccc0453d14647