Search

In this study, it is aimed to evaluate the coat hangers made of 2 different materials such as wood and plastic to evaluate the strength values, deformation amounts and deformation points of the coat hangers Wooden coat hangers are, highly recyclable and sustainable when compared to plastics. TS 9215 standard was used to measure strength properties. The experimental setup created according to the TS 9215 standard formed the model of the research and experiments. In the experiment, a total of 16 coat hangers, 8 of which were made of wood and 8 of which were made of plastic, were used. Each coat hanger was hung in the experimental setup for 8 hours with 5 kilogram masses hung from 3 points in accordance with the standard and were checked every 2 hours. The deformations formed as a result of the experiment were observed. Observed deformations was first photographed and then precisely measured with a millimetric ruler and noted. The metric data obtained were analyzed in M. Excel program and transformed in to tables and graphics. It has been observed deformation of the hook parts of the coat hangers made of both types was higher than the strength deformations body part of the coat hangers. The results obtained in this study showed that wooden coat hangers have higher strength and lower deformation index than plastic coat hangers. In addition, it has been determined that the wood material used in wooden coat hangers has a great effect on the strength properties. In this study, when comparing alder and eucalyptus species on wooden coat hangers, alder was found to be more durable, Bu çalışmada TS 9215’e göre ahşap ve plastik olmak üzere 2 farklı malzemeden üretilmiş elbise askılarında mukavemet deneyi yapılarak, hangi malzemeli elbise askısının daha iyi mukavemet değerlerinin olduğu, deformasyon miktarları ve deformasyon noktalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ahşap elbise askıları, plastiklere göre geri dönüştürülebilmesi ve sürdürülebilirlik oranları yüksek olan bir malzeme olmaktadır. Mukavemetlerini ölçmek için de TS 9215 standardından yararlanılmıştır. Araştırmanın ve deneylerin modelini TS 9215 standardına göre oluşturulan deney düzeneği oluşturmuştur. Deneyde 8’i ahşap ve 8’i plastikten olan toplamda 16 tane elbise askısı uygulnan anket sonuçlarına göre seçilerek kullanılmıştır. Her bir elbise askı standarda uygun olarak, 3 noktadan asılabilir 5 kilogramlık kütleler ile 8’er saat boyunca deney düzeneğinde asılmış ve her 2 saatte bir kontrol edilmiştir. Deney sonucunda oluşan deformasyonlar gözlemlenmiştir. Gözlemlenen deformasyonlar ilk olarak fotoğraflanmıştır ardından milimetrik cetvel ile hassas bir şekilde ölçülüp not alınmıştır. Elde edilen metrik veriler M. Excel programında çözümlenmiş, tablo ve grafik haline getirilmiştir. Her iki türden yapılmış elbise askılarında kanca kısımlarındaki deformasyonun, elbise askılarının mukavemet deformasyonlarından çok daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmada elde edilen bulgular, ahşap elbise askılarının plastik elbise askılarından daha fazla mukavemetli, deformasyon indeksinin daha az olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra ahşap elbise askılarında kullanılan ağaç malzemenin de mukavemet özelliklerine büyük etki ettiği tespit edilmiştir. Araştırmada da ahşap elbise askıları üretici tercihli kızılağaç ve okaliptüs cinslerinden yapılmıştır. Bu iki cins arasındaki karşılaştırmada da kızılağacın daha mukavemetli olduğu bulunmuştur.

Dünya nüfusunda meydana gelen artışa bağlı olarak orman ürünlerinin kullanımı yaygınlaşmıştır. Ancak, artan orman ürünleri ihtiyacını ekosistemi tehlikeye sokmadan karşılamak dikkat edilmesi gereken en önemli husus olmaktadır. Bu bakımdan ormanlardan elde edilen ağaç malzemelerin kullanım sürelerinin arttırılması araştırmacıların ilgi duyduğu konular arasında yer almaktadır. Bu çalışma ile ülkemizde doğal olarak oldukça fazla yayılış alanı gösteren, Karadeniz bölgesinde bolca bulunmasına rağmen endüstriyel olarak bir değeri bulunmayan kızılağacın (Alnus glutinosa subsp. barbata) kullanım ömrünün arttırılarak endüstriyel alanlara kazandırılması hedeflenmiştir. Çalışmada referans ürün olarak endüstride sıklıkla kullanılan sarıçam (Pinus sylvestris L.) odunundan elde edilen emprenyeli kamelyalar kullanılmıştır. Tanalith E ve Celcure AC 500 ile emprenye edilmiş kızılağaç ve sarıçamdan hazırlanan kamelyalar dış ortam koşullarına maruz bırakılmıştır. Daha sonra örneklerin biyolojik dayanımı (Coniophora puteana ve Poria placenta) ve yıkanma mekanizması incelenmiştir. Çürüklük testi EN 113 standardına göre, yıkanma testi AWPA E11 standardına göre yapılmış, yıkanmış su örnekleri ICP-MS cihazı ile bakır analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre çürüklük testinde emprenyeli ağaç malzemenin ağırlık kaybı kontrol gruplarına göre çok daha düşük oranda tespit edilmiştir. Bununla birlikte, en düşük yıkanma ve bakır oranları ise sarıçam odunu esaslı kamelya örneklerinde belirlenmiştir., Due to the increase in the world population, the use of forest products has become widespread. However, providing the increasing need for forest products without endangering the ecosystem will be the most important issue to be considered. In this respect, increasing the use of wood materials obtained from forests is among the subjects of interest of researchers. In this study, it is aimed to bring alder (Alnus glutinosa subsp. barbata), which both has a wide distribution area in our country and is abundant in the Black Sea region but has no industrial value, to industrial areas by increasing its useful life.. Impregnated camellias obtained from Scots pine (Pinus sylvestris L.) wood, which is frequently used in industry, were used as reference product. Camellias prepared from alder and yellow pine impregnated with Tanalith E and Celcure AC 500 were exposed to the external environment.Then, the biological strength of the samples (Coniophora puteana and Poria placenta) and washing mechanism were investigated. The rot test was carried out according to the EN 113 standard, the washing test was carried out according to the AWPA E11 standard and washed water samples were subjected to copper analysis with ICP-MS device. According to the results obtained, the weight loss of the impregnated wood material in the rot test was much lower than the control groups. Nevertheless, the lowest washing and copper rates were obtained from Scotch pine wood based camellia samples.

Bu tez çalışmasında tek zımbalı, tek sıra (2, 3, 4) çoklu zımbalı, çift sıra (2, 4, 6, 8) çoklu zımbalı sarıçam, kızılağaç ve kayından üretilen birleştirme yerlerinin maksimum yanal makaslama dirençleri araştırılmış. Kayın ağacından üretilen tek sıra 4 zımbalı birleştirme yerlerinin yanal makaslama direnç değeri, diğer ağaç türlerinden üretilenlerden istatistiksel olarak daha yüksek çıktığını göstermiştir. Genel itibariyle bu ilişki tek sıra 3 zımbalı ve 2 zımbaları birleştirme yerlerinde de geçerlidir. İki sıra zımbalı birleştirme yerlerinde de 8 zımbalı kayın birleştirme yerlerinin direnç değerleri, kızılağaç ve sarıçamdan üretilen birleştirme yerlerinkinden istatistiksel olarak daha yüksek çıkmıştır. Bu istatistiksel fark durumu çift sıra 6 zımbalı birleştirme yerlerinde aynı olup 4 zımbalıda daha az, 2 de ise tamamen ortadan kalkmaktadır. Tek ve çift sıra zımbalı birleştirme yerlerinde zımba sayısının sırasıyla 2'den 4'e birer ve 2 den 8'e ikişerli artması birleştirme yerlerinin maksimum yanal makaslama dirençlerini istatistiki olarak artırmıştır. Sadece tutkallı birleştirme yerleri arasındaki ilişki yoğunluğu en yüksek kayın birleştirme yerleri en yüksek direnç değerini verirken bunu istatistiki olarak sırasıyla kızılağaç ve sarıçam takip etmiştir. Tutkallı zımbalı birleştirme yerlerinde ise benzer ilişki söz konusudur. Tek sıra zımbalı birleştirme yerleri için türetilen tahmin denklemleri makul sonuçlar verip aynı denklemlerin 1,7 ile çarpımı sonucu elde edilen denklemlerde çift sıra zımbalı birleştirme yerleri için makul sonuçlar vermiştir. In this thesis, the lateral shear resistances of one-row (2, 3, 4) and two row (2, 4, 6, 8) multi-staple joints constructed from scotch pine, alder and beech wood were investigated. The lateral shear resistances of the one-row 4 staple joints constructed from beech wood were statistically higher than those manufactured from other wood species. In general, this relationship is valid for one-row 3 staples and 2 staples joints. The lateral shear resistances of two-row 8-staple beech joints were statistically higher than those of the joints constructed from alder and scotch pine. This statistical difference situation is the same in two rows 6 staple joints and less in 4-staple joints but totally gone in 2-staple joints. The increase in the number of staples from 2 to 4 with an increment one for one-row joints and 2 to 8 with an increment two for two row joints increased the maximum lateral shear strengths of the joints. While the beech joints with the highest relation density between the only glued joints have the greatest resistance value and they are statically followed by alder and scotch pine respectively. The glued and stapled joints have a similar trend as well. The prediction equations derived for one-row stapled joints yield reasonable results and the equations obtained by multiplying the same equations by 1,7 yielded reasonable results for two-row stapled joints. 119

Bu çalışmada, Doğu Akdeniz Bölgesinde bulunan Adi Kızılağaç (Alnus glutinosa (L). Gaertn)'ın relikt popülasyonları araştırılmıştır. Bölgede Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana illerinde 6 relikt popülasyondan (Suçatı, Türkoğlu, Andırın, Düziçi, Kozan, Karaisalı) 2012 ve 2013 yıllarında kozalak temin edilmiştir. Laboratuvarda kozalakların morfolojik özellikleri ve bu kozalaklardan elde edilen tohumların 1000- tane ağırlıkları, morfolojik özellikleri, doluluk oranları, çimlenme yüzdeleri, çimlenme hızları ile yıllar arası farklılıklar araştırılmıştır. Tohumlar 0, 2, 4, 6, 8 hafta katlama işlemi sonrasında 24°C'de çimlenme testine alınmıştır. Ayrıca doğal popülasyonlarda gözlemler yapılmıştır. Ortalama kozalak boyu 17,89 mm, çapı 9,95 mm, ağırlığı 0,49 gr; ortalama tohum boyu 2,64 mm, eni 2,31 mm, kalınlığı 0,73 mm olarak ölçülmüştür. Genel ortalama dolu tohum oranı % 42,0 olarak bulunmuştur. Ortalama 1000-tane ağırlığı 1,24 gr olarak bulunmuştur. En yüksek çimlenme yüzdesi (% 64,0) Kozan orijininde elde edilmiştir. Ortalama çimlenme yüzdesi %26,7, ortalama çimlenme hızı 4,1 gündür. Genel olarak tohumlardaki dormansinin giderilmesi için 2 ile 4 haftalık katlama işlemi yeterli olmuştur. Yapılan arazi gezilerinde dere kenarlarında Adi Kızılağaç'ın baskı altında olduğu görülmüştür. Yöredeki relikt adi kızılağaç popülasyonlarının korunması için gen koruma alanları oluşturulmalıdır.Anahtar Kelimeler: Adi Kızılağaç, Alnus glutinosa, Tohum, Çimlenme, Relikt In this study, The relict populations of Common alder (Alnus glutinosa (L).Gaertner) in the Eastern Mediterranean Region were investigated. The cones of the species were collected from six different relict populations (Sucati, Turkoglu, Andirin, Düziçi, Kozan, Karaisalı) in Kahramanmaraş, Osmaniye, and Adana provinces in both 2012 and 2013. In the laboratory, the morphological characteristics of cones and seeds, percentage of sound seeds, and 1000-seed weight were researched. Dormancy existence and depth, germination percentages, germination speed, and the differences between the years (2012 and 2013) were also determined. The seeds were taken to germination tests after 0, 2, 4, 6, 8 weeks of prechilling at 24°C. The relict populations in the region were also observed in terms of development, regeneration, and sustainability. Average cone length, cone diameter, cone weight, seed lentgth, seed widdth, and seed thickness were 17.89 mm, 9.95 mm, 0.49 g, 2.64 mm, 2.31mm, and 0.73 mm, respectively. Overall average sound seed percentage was found to be 42.0%. Average 1000-seed weight of six populations was 1.24g. The highest germination percentage (64.0%) was obtained in Kozan provenance. The average germination percentages and mean germination times of populations in both years were 26.7 % and 4.1 days, respectively. In general, about 2 or 4 weeks of prechilling was sufficient to eliminate the seed dormancy. In the field trips, intensive pressures on the natural relict populations in the region were detected. Some gene conservation areas for these relict populations should be reserved.Key words: Black Alder, Alnus glutinosa, Seed, Germination, Relict species. 46

Bu çalışmada Trabzon (Maçka) ve Giresun (Erimez) yörelerindeki farklı yetişme ortamı koşullarında yetiştirilen sakallı kızılağaç odununun bazı anatomik, fiziksel ve mekanik özellikleri üzerine aralık mesafenin etkileri araştırılmıştır. Araştırma alanlarında Aralık-Mesafe bölgelerinden 10 adet örnek alan alınmış, her bir örnek alanda 1m*1m, 2m*2m, 3m*3m, 4m*4m ve 5m*5m aralık-mesafeden bazı anatomik, mekanik ve fiziksel analizler içinde ağaçların 2-4 metre arasından 1 m'lik tomruklar alınarak numaralandırılmış ve kesim atölyesine taşınarak gerekli çalışmalar yapılmıştır.Açılan toprak profillerinde belirlenen (0-30 cm, 30-60 cm, 60-90 cm) toprak derinlik kademelerinden alınan toprak örnekleri üzerinde mekanik analiz (kum, toz ve kil oranları) yapılmış, toprak asitliği (pH), toprak organik maddesi (TOM) ve faydalanılabilir su kapasitesi (FSK) miktarları belirlenmiştir. Odun örnekleri üzerinde ise özgül ağırlık, rutubet, liflere paralel basınç direnci, eğilme direnci ve eğilmede elastiklik modülü belirlenmiştir, farklı yetişme ortamı koşullarında yetiştirilen sakallı kızılağaç odununun bazı anatomik, fiziksel ve mekanik özellikleri üzerine aralık mesafenin etkileri istatistiksel analizlerle irdelenmiştir.Bu çalışma sonucunda; ülkemizde odun hammaddesine olan talebin karşılanabilmesi için hızlı gelişen bir tür olan kızılağacı daha iyi yetiştirebilmek için aralık mesafe ve yetişme yeri ilişkilendirilip Orman işletme şefliklerine altyapı oluşturacak veriler elde edilmiştir. In this research, black alder wood in Trabzon (Maçka) and Giresun (Erimez) was researched. Especially the black alder wood's grown in different habitat conditions effects of spacingin the same of anatomical, physical and mechanical properties and features of region and the black alder wood was researched. Firstly, 10 sample plots were taken from the spacing region where our researc will be held and 1m timber was taken and numbered from trees between 2 and 4 metres from distance of 1m*1m, 2m*2m, 3m*3m, 4m*4m and 5m*5m within same anatomical, mechanical and physical analysis for each sample area and then these sample plots were given to workshop for cutting.Mechanical analysis (sand, silt and clay rates) has been made by tested soil sampşes (0-30 cm, 30-60 cm, 60-90 cm) and along with this soil acidity (ph), soil organics matter (SOM), amounts of usable water capacity (UWC) are determined. Conjunction with examined wood samples, specific gravity, humidity, pressure resistance which parallel to the fiber, the flexion and, modulus of flexion resistance elasticity are determined, the grown in different climate conditionsof black alder woods physical and mechanical properties based on to investigated gap effects with statistical analysis.As a result of this study, to cater demands of wood raw material in our country, to grow better alder tree which is rapid growth species, gap distance and breeding zone investigated and the data were obtained to prepare a substructure to Forest Enterprises Chief. 75

Bu çalışmada, Karacabey ve İğneada Subasar (Longoz) Ormanlarında; Adi Kızılağaç topraklarında (Alnus glutinosa) Phytophthora türlerinin varlığı araştırılmıştır. Her iki alana ait toplam 27 toprak örneğinde Pythiaceous (Phytophthora spp. ve Pythium ssp.) türlerin izolasyonu için tuzak yöntemi kullanılmıştır. İzolasyonlar sonucunda toplam 463 Pythiaceous izolat elde edilmiştir. Bu izolatlardan, koloni ve morfolojik özelliklerine göre Phytophthora türleri seçilmiş ve gruplandırılmıştır. Elde edilen izolatlar arasından 112 adedi DNA dizi analizi için seçilmiş ve bunlardan 78 adedine ait DNA dizi bilgisi elde edilmiştir. Dizileme sonucunda; P. plurivora, P. cactorum, P. gonapodyides, P. lacustris ve P. taxon `Pgchlamydo` olmak üzere 5 farklı türün moleküler teşhisi gerçekleştirilmiş ve bu türlerin morfolojik karakteristikleri belirlenmiştir. Bu türlerin tümü, ülkemizde Kızılağaç toprakları için ilk rapor niteliğindedir. Diğer taraftan; yürütülen bu tez çalışması sonucunda; araştırma alanlarındaki Kızılağaç'larda yabancı istilacı bir tür olan P. alni tespit edilmemiştir. In this study, presence of Phytophthora spp. was investigated in rhizosphere soil of Black Alder (Alnus glutinosa) in İğneada and Karacabey wetland forests in Turkey. The Pythiaceous (Phytophthora spp. and Pythium ssp.) species from a total of 27 soil samples were isolated by the soil bating method. In total 463 isolates of Pythiaceous species were obtained. Among these isolates the Phytophthora spp. were selected and grouped according to their colony and morphological properties. From the morphologically separated groups, 112 isolates were selected for DNA sequence analysis. According to the DNA sequences obtained from 78 isolates, 5 Phytophthora species were identified. The morphological characteristics of these isolates; P. plurivora, P. cactorum, P. gonapodyides, P. taxon salixsoil and P. taxon `Pgchlamydo` were also identified. The Phytophthora spp. identified in this study are first reports for he Black Alder rhizosphere soil in Turkey. The alien invasive P. alni, one of the most important disease agent of alder was not detected in the investigated soil samples. 82

Bu araştırma hızlı gelişen bir orman ağacı türümüz olan kızılağacın başarılı bir şekilde gençleştirilmesi için uygulanması gereken gençleştirme yöntemlerinin tespiti amacıyla yapılmıştır. Çalışmada 20m x 20m ebatlarında 400 m2 büyüklüğünde birbirine komşu ancak rastgele 12 deneme alanı alınmıştır. 12 adet deneme alanının 6'sında doğal gençleştirme denemeleri yapılmıştır. 3'ünde yapay gençleştirme denemeleri amacıyla alanlar tıraşlanmış ve 3x3 m aralık mesafe ile 1/0 çıplak köklü kızılağaç fidanları ile dikimler yapılmıştır. Deneme alanlarının 3'ün de alanlar tıraşlanmış alana gelen doğal gençlikler dikkate alınmış ve sürgün işletmesi denemeleri yapılmıştır. Kesilmiş olan kökler sürgün üretilmesi amacıyla yaralanmıştır. Araştırma sonunda doğal gençleştirme amacıyla yapılan kapalılık derecelerinin azaltılması ile her koşulda alanlara gençliklerin geldikleri belirlenmiştir. Kapalılık derecelerinin kırılması ile alana gelen gençlik sayısı arasında istatistiki anlamda bir ilişki bulunamamıştır. This research is a fast-growing forest tree species of alder that we should be applied to the successful regeneration procedures were performed in order to determine . In the study of 400m2 in size 20m x 20m adjacent to each other but were taken randomly test area 12. Trial sites in 6 of 12 trials were performed natural regeneration . 3 trials in order to artificial regeneration areas and 3x3 m spacing distance trimmed to 1/ 0 bare-rooted plantings were made with alder seedlings . The three areas of the field trial also taken into consideration fettled youth coming into the area and shoots from natural experiments were performed. In order to produce shoots that are cut roots were wounded. Natural regeneration at the end of the study in order to reduce the degree of closeness to the youth of the area and they come in all circumstances is determined . The degree of closeness between the number of youth from the area by breaking the sense of statistical correlation was found. 42

Bu çalışmada Artvin (Arhavi), Trabzon (Akçaabat) ve Giresun (Espiye) yörelerindeki kızılağaç meşcerelerinin gelişimi ile edafik ve fizyografik etkenler arasında ne gibi ilişkilerin olduğu ve farklı yetişme ortamlarının kızılağaç odununun bazı fizikselvemekanik özellikleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma alanlarında seçme usulüyle 33 adet örnek alan alınmış, her bir örnek alanda fizyografik ve edafik faktörler belirlenmiş, bazı mekanik ve fiziksel analizler içinde ağaçların 2-4 metre arasından 1 m'liktomruklar alınaraknumaralandırılmış ve kesim atölyesine taşınarak gerekliçalışmalar yapılmıştır.Açılan toprak profillerinde belirlenen (0-10 cm, 10-30 cm, 30-50 cm, 50-80 cm ve 80-120 cm) toprak derinlik kademelerindenalınan toprak örnekleri üzerinde mekanik analiz (kum, toz ve kil oranları) yapılmış, toprak asitliği (pH), toprak organik maddesi (om) ve faydalanılabilir su kapasitesi (FSK), değişebilir katyonlardan Ca, Mg, Na, K (me/100 gr) ile Fe (ppm) ve Mn (ppm) miktarları belirlenmiştir. Odun örnekleri üzerinde ise özgül ağırlık, rutubet, liflere paralel basınç direnci, eğilme direnci ve eğilmede elastiklikmodülü ve son olarak dinamik eğilme (şok direnci) belirlenmiştir. Belirlenen edafikvefizyografik özelliklerin, kızılağaç meşcerelerinin gelişimine ve kızılağaç odununun bazı mekanik ve fiziksel özellikleri üzerine etkileri istatistiksel analizlerle irdelenmiştir. In this research development of Alder stands forest areas (ecosystem region) and the ralationships edaphic and physiographic factors have been studied in Trabzon, Artvin and Giresun.33 sample were taken in the study area, the edaphic and physiographic factors determined in each sample area. Soil texture, pH, organic matter, clay, sand and silt factors and on samples of wood of thespecific gravity, moisture, compression strength, paralel to grain, modulus of rupture (mor), modulus of elasticity and the dynamicbending (shock resistance) were determined.The relationship between these edaphic, physiographic factors and the growth of Alder stands and the effect of Alder wood on some physical and mechanical were defined by statichal analyis. 134

Bu çalışmada, Artvin (Arhavi), Trabzon (Akçaabat) ve Giresun (Espiye) yörelerindeki kızılağaç meşcerelerinin gelişimi ile edafik ve fizyografik etkenler arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Araştırma alanlarındaki örnek alanlar seçme usulüyle belirlenerek alınmış ve her bir örnek alanda fizyografik ve edafik faktörler belirlenmiştir.Alınan toprak örnekleri üzerinde toprak türü, pH, tarla kapasitesi, kil (%), toz (%), kum (%), organik madde miktarı, genel cebirsel fark yaklaşımı (GCFY) ve klasik bonitet endeksine (KBE) göre 50 yaşındaki üst boy değerleri belirlenmiştir. Ayrıca alınan her bir örnek alan için 50 yaşındaki üst boy ile toprak özellikleri ve konum etmenleri arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak ortaya konmuştur. Buna göre, Arhavi yöresinde, verimlilik ile toprakların yüzde toz miktarları ve yükselti arasında negatif; yüzde kum miktarı arasında pozitif ilişki bulunmuştur. Espiye yöresinde ise verimlilik ile yükselti ve yüzde kum miktarı arasında negatif; toprakların tarla kapasitesi, yüzde kil ve toz miktarları arasında pozitif ilişki bulunmuştur. In this study, the relationship between Edaphic and physiographic factors with Alder stand development were investigated in provinces of Artvin (Arhavi), Trabzon (Akcaabat) and Giresun (Espiye). Sample areas were selected randomly from research areas and Edaphic and physiographic factors has been identified for each sample plot.Soil texture, pH, field capacity, clay (%), silt (%), sand (%), soil organic matter were analyzed and determined values of the top height at 50 year old according to General Analitical Difference Approach (GADA) and Classical Bonitet Index. Additionally, Statistical analyzes has been determined between soil properties and site factors for the top height at 50 year old of each sample area. According to this, In Arhavi region, a negative correlation between productivity with elevation and the amount of silt percent of the land; positive correlation between the amount of sand per cent of the land. On the other hand, a negative correlation between productivity with elevation and the amount of sand percent of the land and positive correlation between soil field capacity, the amount of clay and silt percent of the land in Espiye region. 126

Bu çalışmada; proteinlerin elektroforez jellerinin boyanmasında doğal boyaların kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu amaçla; ceviz (Juglans regia), karadut (Morus nigra),kökboya (Rubia tinctorum), karamuk (Berberidis crataegina) ve kızılağaç (Alnus glutonisa)kullanılmıştır. Bu bitkilerden hazırlanan materyal ile kan proteinlerinin koşulduğu SDS-PAGE jelleri boyanmıştır. 9x6 cm büyüklüğündeki jellere kan proteinlerinden; albumin,globulin, hemoglobin, fibrinojen koşulmuş ve bu jellere doğal boyalar uygulanmış ve Coomassie Brillant Blue ile boyanmış olan kontrol jeli ile karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak;protein bantlarının gözlenmesi için elektroforez jellerinin boyanmasında doğal boyalardanbazıları kullanılabilir.Anahtar Kelimeler: Protein, Elektroforez, Doğal boyalar In this study, it was investigated that whether natural dying matters are able to stainelectrophoresis gels or not. In this purpose wallnut (Juglans regia), black mulberry (Morusnigra), madder (Rubia tinctorum), barberry (Berberidis crataegina) and alder (Alnusglutonisa) were used for gel staining. Blood proteins such as albumin, globulin, hemoglobinand fibrinogen used as SDS PAGE samples and after running, the gels were stained withnatural dye solutions and compared with the coomassie stained gels. In conclusion, some ofthe natural dyes can be used for staining protein bands on polyacrylamide electrophoresisgels.Key Words: Protein, Electrophoresis, Natural dying 45

Bu çalışmada, toprak pH değerleri üzerinde ağaç türlerinin, ağaç gövdesinden uzaklığın ve mevsimlerin etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, Kasım 2002, Mart ve Haziran 2003 tarihlerinde sarıçam (Pinus sylvestris L.), ladin (Picea orientalis L.) ve kızılağaç (Alnus glutinosa L.) türlerinin ağaç gövdelerinden 30, 90, 180 ve 270 cm uzaklıkta 0-15 ve >15 cm derinlik kademelerinden toprak örnekleri alınmıştır. Toprak pH değerleri ile humus pH değerleri arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemek için aynı mevsimde ve aynı mesafelerden humus örneklemesi yapılmıştır. En yüksek pH değerleri kızılağaç altındaki topraklarda, en düşük pH ise sarıçam altında belirlenmiştir. Sonbahar mevsiminden yaz mevsimine doğru pH değerlerinde bir azalma olduğu bulunmuştur. Ağaç gövdesinden uzaklaştıkça toprak pH’sında meydana gelen değişiklikler türlere ve mevsimlere bağlı olarak önemli farklılık göstermiştir. Sonbahar ve ilkbaharda, sarıçam ve ladin toprak pH değerlerinde 180 cm mesafe aralığına kadar bir artış, daha sonra ise bir azalma gösterirken, yaz mevsiminde önemli bir değişiklik göstermemiştir. Kızılağaç toprakları ise mevsimlere bağlı olarak ağaç gövdesinden uzaklaştıkça toprak pH’sında önemli bir değişiklik göstermemiştir. Toprak pH değerlerinin bu farklı değişimleri üzerinde humus pH değerlerinin önemli bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, toprak pH değerleri üzerinde, türlerin ve mevsimlerin yanında, ağaç gövdesinden uzaklığında önemli bir etkiye sahip olduğu, bu nedenle toprak örneklemesi yapılırken bu faktörlerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini sonucuna varılmıştır. The aim of the present study was to determine the effects of tree species, crown type, seasons and distance from the stem on soil pH. The soil samples (depth of 0-15 and >15 cm) were collected from under pine (Pinus sylvestris L.), spruce (Picea orientalis L.) and alder (Alnus glutinosa L.) trees in November 2002, March and June 2003 at distance of 30, 90, 180 and 270 cm from the stem. Highest pH was found under alder trees, whereas lowest pH was found under pine trees. There was a decrease in soil pH from Autumn to Summer for all species. In Autumn and Spring, pine and spruce showed an increase in soil pH from the stem to the distance of 180 cm. After that they showed a decrease, whereas in Summer, they didn’t show any changes with the distances. Alder, however, didn’t show any significant changes between the distances in any season. It was found that the differences in soil pH between species, seasons and the distances from the stem were significantly affected by the changes in pH of organic layer. In conclusion, the results in the present study indicate that tree species, seasons and the distance from the stem are all important factors influencing soil pH, and should be considered together in future studies.

Bu çalışmada; Çeşitli emprenye maddelerinin kızılağaç odununun (Alnus glutinosa (L.) Gaertn. subsp. barbata (C.A.Mey.) Yalt) fiziksel ve mekanik özellikleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Çalışma kapsamında; öncelikle Kızılağaç odunundan hazırlanan odun-polimer kompozitlerinin bazı teknolojik özellikleri araştırılmıştır. Odun-polimer kompozitlerinin hazırlanmasında Stiren, Metil metakrilat ve Stiren+Metil metakrilat (70/30) karışımı olmak üzere üç farklı monomer ve tam ve yarım yükleme olarak iki farklı polimer miktarı kullanılmış olup fiziksel özelliklerden tam kuru özgül ağırlık, su alma oram, su itici etkinlik, mekanik özelliklerden ise liflere paralel basınç direnci değerleri belirlenmiştir. Tüm monomerlerde tam yükleme düzeyi en yüksek sonuçlan vermiştir. Özgül ağırlık 0.710-0.950 gr/cm3, su itici etkinlik %39.45-85.78, liflere paralel basınç direnci ise 338.78-645.13 kp/cm2 olarak belirlenmiştir. İkinci olarak kızılağaç odununun borlu bileşikler, su alımını azaltıcı ve boyutsal kararlılık sağlayıcı maddeler ve doğal sepi maddeleri ile bunların farklı kombinasyonlanyla emprenye edilmesi suretiyle yanmaya karşı gösterdikleri etkinlikler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonuçlan, kızılağaç odununda uygulanan borlu tuzlar ve su itici maddeler ile ardışık emprenye işlemlerinde; borlu bileşiklerin su itici maddelerin yanmayı arttıncı etkisini engelledikleri gözlemlenmiştir. Aynca borlu tuzlar ve doğal sepi maddeleriyle ikili emprenyesinde ise; borlu bileşikler doğal sepi maddelerinin yanmayı arttıncı özelliklerini azaltabilmişlerdir. Çalışmada yanmaya karşı gösterdikleri etkinlik bakımından en uygun kimyasal madde yanmayı önleyici etkisi ile bilinen Fosforik asit göstermiştir. Anahtar kelimeler: Kızılağaç, Emprenye, Bor, Yangın Önleyiciler, Su İtici Maddeler, Odun-Polimer Kompozitleri, Fiziksel ve Mekanik Özellikler, VII Physical And Mechanical Properties Of Impregrated Alder (Alnus glutinosa (L.) Gaertn. subsp. barbata (C.A.Mey.) Yalt) Wood In this study, Physical and mechanical properties of impregnated black or common alder (Alnus glutinosa (L.) Gaertn. subsp. barbata (C.AMey.) Yahy wood were investigated. First of all, some technological properties of wood-polymer composites made from alder wood were investigated. Three different monomers styrene, methyl methacrylate and styrene/methyl methacrylate (70/30) mixture and two loading levels were used in preparation of wood-polymer composites. Of physical properties; oven-dried specific gravity, ratio of water uptake, water repellent effectiveness and from mechanical properties; compression strength parallel to the grain were determined. Full loading applications has given the best results in all monomer. Oven dried specific gravity, water repellent effectiveness and, compression strength parallel to the grain were found between 0.710- 0.950 gr/cm3, 39.45-85.78 % and 338.78-645.13 kp/cm2 respectively. In addition, alder wood was impregnated with some boron compounds, water repellents, natural tannins and their combinations. Results indicated that application of double impregnation process with boron compounds decreased the negative effects of water repellents on wood flammability. On the other hand, combining of natural tannins and boron compounds restricted the detrimental effects of natural tannins on combustion of wood. Phosphoric acid gave the best fire reterdancy results. Key words: Alder wood, Impregnation, Boron Compounds, Fire Reterdant, Water Repellents, Wood-Polymer Composites, Physical and Mechanical Properties, VIII 139

ÖZET Kızılağaç'ta Aralık-Mesafe Denemesi, 1+0 yaşındaki Kızılağaç fıdanlarıyla, 4 ayrı deneme sahasında (Artvin-Hopa, Maçka- Yeniköy, Giresun-Erimez ve Samsun- Terme) Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü tarafından 1985 yılında tesis edilmiştir. Fidanların dikiminde iki ayrı dikim şekli (Kare ve Üçgen) ve 6 adet aralık- mesafe kullanılmıştır. Kare dikiminde 5mx5m, 4mx4m, 3mx3m, 2mx2m, lmxlm aralık- mesafeler kullanılmış olup, üçgen dikimde ise 3,2mx2,8m aralık-mesafe kullanılmıştır. 1997 yılı Sonbaharında deneme alanlarında boy ve duo çap ölçümleri yapılmıştır. Tüm deneme sahalarındaki her aralık-mesafe 3 derinlik kademesinden (0-30, 30-60, 60-90) olmak üzere toplam 216 adet toprak örneği alınmıştır. Alınan toprak örnekleri üzerinde toprak reaksiyonu (pH), toprak tuzluluğu (EC), tarla ve solma noktası, toprak tekstürü, organik madde, karbon (C), azot (N), biyolojik aktivite (C/N), fosfor (P), kireç (CaCOa) analizleri yapılmıştır. Ağaçların boy ve çap ölçümlerinin değerlendirilmesinde varyans analizi ve toprak analiz sonuçlarının değerlendirilmesinde regresyon analizi kullanılmıştır. Yapılan varyans analizi sonucunda ağaçların boy ve çap gelişimi üzerine dikim sıklıklarının ve toprak özelliklerinin etkili olduğu saptanmıştır. En iyi boy gelişimi Samsun Terme deneme alanında, en iyi çap gelişiminin Samsun Terme ile Artvin Hopa deneme alanlarında olduğu saptanmıştır. En iyi boy gelişimi 3.2x2.8 m aralık mesafede, en iyi çap gelişimi 5x5 m, 3.2x2.8 m aralık mesafelerde olduğu saptanmıştır. Key Words : Yaşlı, Aralık, Toprak VI SUMMARY The Spacing Trial of Alder (AInus) has been Estaiished with 1+0 Aged Alder Seedlings in the 4 Different Esperimental Areas by Eastern Black-Sea Forestry Research Institue The spacing trial of Alder (Alnus) has been established with 1+0 aged Alder seedlings in the 4 different experimental areas (Artvin-Hopa, Maçka- Yeni köy, Giresıın- Erimez and Samsun-Terme) by Eastern Blac-Sea Forestry Research Institue. Two different planting types (square and triangle) and 6 different spacings have been used in Alder planting. In the square planting 5x5 m, 4x4 m, 3x3 m, 2x2 m and 1x1 spacings, in the triangle planting only 3.2x2.8 m spacing, have been used. Heights and diameter of 1.30 have been measured in the experimental areas in 1()07 autumn In total 226 soil samples have been taken from 3 depth stairs (0-30 cm. 30-60 cm and 60-90 cm) in every spacing in the whole experimental area. Soils have been analysed to determine pH of soil, salinity of soil (Ec), wilting point, land capacity, water capacity and soil texture. In the evulation of height and diameter degrees, variation analysis; in the evulation of soil analysis results, regresion analysis has been used. According to variance analysis results, it has been seemed that fully stocked planting and soil types have been affected on the height is in Samsun-Terme experimental area, the best growth of diameter is in Samsun-Terme and Artvin Hopa experimantal areas. In addition, it has been seemed that the best growth of height is in 3.2x2.8 m spacing, the best growth of diameter is in 5x5 m and 3.2x2.8 m spacings. Key Words : Alder, Spacing, Soil *ITtoıwa Milli 85

ÖZET Bu çalışmada Sakallı Kızılağaç [Alnus glutinosa subsp. barbata (C. A. Mey.) Yalt] odununun fiziksel ve mekanik özellikleri araştırılmıştır. Deneylerde, Artvin-Mersivan yöresinden alıan 10 adet örnek ağaçtan yararlanılmıştır. Örnek ağaçların seçimi, deney örneklerinin hazırlanması ve deneyler ilgili standartlara uygun olarak yürütülmüştür. Bu çalışmada Sakallı Kızılağaç odununun anatomik özelliklerinden yıllık halka genişliği; fiziksel özelliklerinden tam kuru ve hava kurusu özgül ağırlıklar, yatay ve dikey yönde özgül ağırlık değişimleri, hacim yoğunluk değeri, mekanik özelliklerinden liflere paralel basınç direnci, eğilme direnci, eğilmede elastikiyet modülü, liflere paralel çekme direnci, makaslama direnci, dinamik eğilme direnci, yarılma direnci ve Brinell sertlik değerleri belirlenmiştir. Sonuçlar, aynı ağaç türü ve benzer anatomik yapıya sahip ağaç türleri odunları üzerinde yapılmış olan diğer çalışmalarla karşılaştırılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulardan yararlanarak Sakallı Kızılağaç odununun kullanım yerleri hakkında önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler : Kızılağaç, Fiziksel ve Mekanik Özellikler. SUMMARY In this study some physical and mechanical properties of Alder [Alnus glutinosa subps. barbata (C. A. Mey.) Yalt.] wood were investigated. The experiments have been carried out the test specimens obtained from 10 selected experimental trees taken from Artvin-Mersivan region and the selection of the experimental trees, preparation of the test specimens and application of the test procedures were carried out according to relevant standards. In this study anatomical and physical properties of Alder wood were studied including annual rings width, air and oven dry specific gravities and distribution of them in horizontal and vertical direction, volume density value. In addition some mechanical properties of Alder wood were also investigated such as compression strength parallel to the grain, static bending strength, modulus of elasticity, strength in tension parallel to the grain, shear strength, impact strength, cleavage strength and values of Brinell - hardness were determined. The results, compare to literature (same species and other species have similar anomitical structure). According to the invention of this study, same proposal was given about usage of Alder (Alnus glutinosa subspbarbata) wood. Key Words : Alder, Mechanical, Physical properties. 105

ÖZET Lamine edilmiş Kızılağaç'ın teknolojik özelliklerinin belirlenmesini amaçlayan bu çalışmada Kızılağaç'tan elde edilen 2 ve 4 mm kalınlıktaki soyma kaplamalar ile Polivinilasetat (PVA) ve Poliüretan (PL) tutkalı kullanılarak hazırlanan lamine levhalardan standartlarda belirtilen ölçülerde numuneler hazırlanarak; hava kurusu ve tam turu özgül ağırlık, liflere (tutkal hattına) paralel makaslama, liflere paralel basınç, liflere dik çekme-yarılma, liflere dik eğilme ve elastikiyet modülü, liflere dik çivi ve vida tutma testlerine tabi tutulmuştur. Bu testler sonucunda elde edilen veriler aşağıdaki çizelgede verilmiştir. SUMMARY The aim of this study is to determine the technological properties of the laminated redwood. For this purpose, specimens were prepared according to the TSE (Turkish Standards Institue) from veneers obtained from redwood by 2 and 4 mm thicknesses and bonded by using Polyvinylasetat (PVA) and Polyurethan (PL). Some tests were applied to these specimens such as screw and nail holding strength tests perpendicular to the fibers, shear stress tests parallel to the fibers, clevage stress tests perpendicular to the fibers, compression tests parallel to the fibers, bending stress and modulus of elasticity tests perpendicular to the fibers, air dry density and oven dry density tests. According to these tests, datas are tabulated below. 151

Bu çalışmada Artvin (Arhavi - Hopa) ve Rize (Ardeşen) yörelerindeki kızılağaç büklerinin gelişimi ile edafik ve fizyografik etmenler arasında ne gibi ilişkilerin olduğu araştırılmıştır. Araştırma alam, Türkiye'nin Doğu Karadeniz Bölgesinde, Trabzon'a 150-180 km. uzaklıktaki Fırtına Deresi ile Kapisre Deresi havzalarında bulunmaktadır. Araştırma alanında seçme usulüyle 38 adet örnek alan alınmış, her bir örnek alanda fizyografik ve edafik faktörler belirlenmiştir. Alman toprak örnekleri üzerinde toprak türü, taşlılık, pH, organik madde, kil, toz, kum gibi özellikler belirlenmiştir. Belirlenen fizyografik ve edafik özellikler ile kızılağaç büklerinin gelişimi arasındaki ilişkiler istatistik analizler yardımıyla araştırılmıştır. Araştırma sonucunda ; Düşük verimlilik sınıfi ve iyi verimlilik sınıfi diye iki verimlilik sınıfi ayırdedilmiştir. Topraktaki kil miktarı ve yükselti etmeni ile verimlilik arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Kuzey bakı gruplarında güney bab gruplarına doğru gidildikçe verimlilik düşmektedir. Araştırma alanında kızılağaç büklerinin 1200 m yükseltilerde saf bükler oluşturduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Yetişme Ortamı, Yetişme Ortamı Verimliliği, Fizyografik ve Edafik Faktör, Verimlilik VI In this research the development of Alder stands forest areas (ecosystems region) and the relationships with edaphic and physiographic factors have been studied in Artvin - Rize. As a study area Firuna and Kapisre streams which are 150 - 180 km. away from Trabzon city was chosen. 38 sample were taken m the study area, the edaphic and physiographic factors were determined in each sample area. Soil texture, pH, soil skeleton, organic matter, clay, sand, silt, factors have been determined on the soil samples taken. The relationships between these edaphic and physiographic factors and the growth of Alder stands were defined by statistical analyis. In the end: Two productivity classes have been determined. These are classifed as poor site and rich site. Pozitif correlation was found between the clay quantity and altitute factors and the productivity was found to be high in north aspect groups whereas low in south aspect groups. In the study area some pure alder stands were observed 1200 m. around above the sea level. Key Words : Site, Site Productivity, Potential Productivity, Edaphic and Physiographic Factors, Productivity Class. VII 81

ÖZET Belgrad ormanı içersinde 1952 yılında dikim yoluyla getirilen Kızılağaç, Akçaağaç, Dişbudak meşcerelerinde've 1967 yılında Dişbudakla kurulan meşçerelerde yapılan bu araş tırmada, Çap, boy, hacim, göğüs yüzeyi, hacim artımı, boy artımı, kabuk kalınlığı, çap-boy ilişkisi, çap-hacim ilişki leri incelenmiştir. Araştırmada 42 yaşındaki meşcerelerden 3 'er adet, 21 yaşındaki meşcerelerden 4 adet örnek alan alınmıştır. Örnek alanların büyüklüğü 250-435 m2 arasında ve 18-123 adet ağaç içermektedir. Örnek alanların 7 tanesinden göğüs yüzeyi orta ?çapma ait galip tabakada yer alan ağaçlarda gövde analizi yapılmıştır. Örnek alanlar gelişme özellikleri bakımından kıyaslandığında Kızılağacın diğer İki türe göre daha_ üstün boy, çap, hacim yaptığı belirlenmiştir. Kızılağaç, Dişbudak ve Akçaağaç- m boy değerleri sırasıyla h Kızılağaç = 23,45 m, hDişbudak = 20.6 m, hAkçaağaç = 20,5 m olarak tespit edilmiştir. Çap değerleri di, 3 Kızılağaç= 26,31 cm, di, 3 Dişbudak = 16,94 cm, di, 3 Akçaağaç = 15,6 cm dir. Hacim değerleri VKızılağaç= 0,646 m3, V Dişbudak = 0,275 m3, V Akçaağaç = 0,215 m3,dür. Örnek alanlarda açılan toprak profillerinde birisi hariç diğer beşinde durgunsuya rastlanmıştır. Durgunsu olan topraklarda ağaç köklerinin 30-40 cm 'den daha aşağılara kök geliştiremedikleri belirlenmiştir. Durgunsu şartlarına daha az duyarlı olan Kızılağaç 'in daha iyi çap, boy, hacim yaptığı gözlemlenmiştir. Örnek alanlardaki tespitlere göre; Belgrad ormanında harap olan dere tabanı arazilerinin verimli hale getirilme sinde incelenen türlerden yararlanılması kalite ve kantite bakımından fayda sağlayacağı düşünülmektedir. İncelenen türler içersinde yetişme ortamı şartlarına en iyi uyan Kızılağaç ve Dişbudağın olduğu kanısına varılmıştır. Akçaağaç ise ara ve alt tabakada yer alıp gövde ve toprak bakımına, gürgenle birlikte yardımcı olmalıdır.Kültürler tesisten itibaren sürekli olarak bakıma tabi tutulmak zorundadır. Gençlik bakımı bilhassa önemlidir. Fidanlar, özellikle çeşitli kütük sürgünlerine, yabani floraya karşı (böğürtlen, smilax) boğma tehlikesinden kurtarılma lıdır. Gövdedeki çatallanmalar zamanında yok edilmelidir. Ayıklama kesimlerinde gövde ve tepe bakımına dikkat edilmelidir. Alalamalarda Dişbudak ve Kızılağaçta tefelerin ser best büyütülmesi ve gövdelerde gerekli budamalar yapılmak suretiyle, tepe ve gövde bakımı sağlanmalıdır. Belgrad ormanı içersinde yer alan bentleri besleyen ana ve yan derelerin iki yanında öncelikle Kızılağaca, sonra diğer iki türe yer vermek kalite ve kantite bakımından önem taşımaktadır. SUMMARY In this study» diameter height, volume area, volume Increment, height increment, bark thickness, diameter-height relations and dia meter-volume relation Were investigated in the Belgrad forest. She Plots include Alder, Ash, Maple stands that were established in 1952 and Ash was established in 1967. When the plots compare from the increment and g'rowth points of view. Alder stands have best height, diameter and volume. This superi- arity be proved as statistical {.% 95). Six soil profiles be dug in plots in five numbers of sail profiles were found soil gley, but couldn't found in one of them. If soil profi les have soil gley, rotts couldn't growth as vertically. But they coulS growth only 30- 40 cm. We found that Alder rotts have best growth. It was found that Alder and Ash can plant from quality and quan tity points of Tiew in the stream sides in Belgrad forest. But some Maples must be planted from aesthetics and soil quality points of view in new plantations. 155

ÖZET Bu çalışmayla? Doğu Karadan i 2 de `Artvin-Murgul yöresin deki Kayın ve Kızılağaç Orman ölü örtülerinin Bazı Hidrolo jik ve Fiziksel özelliklerinin Yükselti ve Ağaç Türüne Göre Değişiminin Araştırı İması « `amaçlanmıştır » Burada araştırılan konular? toplam Ölü örtü birikimi ve bunun L, F, H tabakala rının miktarının ne olduğu, yükselti ve ağaç türüne göre nasıl değiştiği ve bu değişik Ölü örtülerin bazı hidrolojik ve fiziksel özelliklerinden Hacım Ağırlığı, Ateşte Kayıp miktarı, Azami Su Tutma Kapasitesi ve Tarla Kapasitesi şartlarında Tuttuğu Nem Miktarının ne olduğudur» Bunları cevaplayabilmek için; Hurgul ilçesi Başköy köyü Acıgöl Deresi Havzasında, aynı bakıda 4 -farklı yükseltiden Kayın ve 2 -farklı yükseltiden de Kızılağaç örnekleme Alan ları seçilmiştir. Bunlara ait ölü örtü örnekleri alınmış ve üzerinde gerekli ölçmeler yapılarak bazı sonuçlar elde edil miştir. Buradan çıkan sonuçlara göreş Kayın örnekleme alan larında yükselti arttıkça Toplam ölü örtü birikimi miktarı da artmaktadır. Örneklerin alındığı Haziran 1989 ayı itibariy le Kızılağaç örnekleme alanlarında L tabakası elde edilemezken en düşük yükseltideki (670 m.) Kayın örnekleme alanında da H tabakası elde edi lememiştir» Tüm örnekleme alan 1 arında birikim bakımından en -fazla miktar- F tabakasında bulunmuştur. Ortalama Ateşte Kayıp değeri en -fazla L tabakasında ( % 91.0-95.2) bulunmuş bunu F ( % 77.9-87.3) ve H ( % 52.9- 75.6) tabakaları izlemiştir» -111'Ortalama Hacım Ağırlığı değerleri en -fazla H tabakasında 3 ( 0.109-0.277 gr/cm``), en as L tabakasında C 0.029-0.041 gr/ yi cm`) bulunmuş, F tabakası bu ikisi arasında ( 0.075-0.126 3 gr/cm`) değerler almıştır» Ortalama Tarla Kapasitesi değerleri en -fazla L tabakasın da ( % 169-197.5) bulunmuş bunu F < % 117.5-162,2) ve H < % 86-131.7) tabakaları izlemiştir. Ortalama Azami Su Tutma Kapasitesi bakımından tabakalar değişiklik göstermiştir. Bazen L < % 365-431), bazen F (% 324-410), bazen de H tabakası ( % 325-416) daha fazla su tutmuştur. Hacım Ağırlığı ile Ateşte Kayıp ve Tarla Kapasitesi değerleri arasında negati-f kuvvetli bir korelasyon < 0.76) bulunmuştur. Hacım Ağırlığı arttıkça Ateşte Kayıp ve Tarla Kapasitesi azalmakta, azaldı kça artmaktadır. Ateşte Kayıp ile Tarla Kapasitesi arasında pozitif kuvvetli korelasyon ( 0.77) bulunmuştur. Ateşte Kayıp artıkça Tarla Kapasitesi değerleri de ona paralel olarak artmaktadır. Tabakaların Kalınlığı ile Fırın Kurusu Ağırlığı ve Fırın Kurusu Ağırlığı ile Ton/Ha. olarak Su Tutma Kapasitesi ara sında da pozitif kuvvetli bir korelasyon vardır. Kal ınl ı k arttıkça Fırın Kurusu Ağırlık ve o arttıkça da Ton/Ha» olarak Su Tutma Kapasitesi artmaktadır. Yani / ölü örtü miktarının fazla olması; Erozyonun azalmasını, Su kalitesinin artmasını ve Sellerin azalması veya olmamasını sağlamaktadır. -iv- SUMMARY The aims of the study was the investigation on the var i at on of the some physical and hydrol ogical properties of forest floor in the forest stands of Artvin-Murgu.1 Region» The main properties considered in the study were as follows: -Total forest floor, -Proportions of the l_, F and H layers, -Bulk densities, -Loss on ignition, -Maximum water holding capacities, -Field moisture capacities (Moisture Equivalent), -Variation in the properties by altitude and tree species, To this end, four sample plot from Beech stands with same slope exposure but of different altitude and two sample plot from Red alder stands of different altitude were estabi 1 i shed. The sampled forest floors were taken to laboratory for analysis» It was concluded that, for Beech stands, total forest floor accumulation increased with the altitude. On the other- hand there found no L layer under Red alder stands. Similarly there were no H layers on the Beech sample plot from lowest altitude (670 m. ) Among samples studied, the highest accumulation were encountered in F layers. Average Loss on Ignition was highest for L layers (% 91.0-95.2). Followed by F (X 77.9-B7.3) and H (% 52.9-75.6) layers respectively. -v-The highest average bulk density was estimated -for H (0. i 00-0. 277 gr/cm-3) layer, and lowest for L (0.029-0.041 gr/ cm3> layer. F layer stood between (0.075-0.126 gr/cm3>. The highest Field Moisture Capacity was for L (% 169.0 - 197.5) layer, fallowed by F (% 117.5-162.2) and H (% 86.0 - 131.7) layers. The layer displayed inconsistent trend with respect to Maximum water holding capacity. Sometimes L layer, sometimes F or H layer had the highest averages. A negative and significant high correlations were estimated between bulk densities and loss on ignition, and field moisture capacity (r=0.765. The correlation between loss on ignition and field moisture capacity was positive. The correlation between layer thickness and oven dry weight as well as Maximum water holding capacity (Ton/Ha.) were positive and significant. Accordingly the higher total forest floor thickness meant the less erosion, the higher water quality and the less water flood» -VI' 89