30 results on '"BAYSAL, Zeki"'
Search Results
2. Evaluation of Cataract Surgery Outcomes in Geriatric Population with Geriatric Depression Scale
- Author
-
ÜNAL, Gonca Ayşe, primary, BARAK, Ayşegül, additional, GÜÇLÜ, Emin Serbülent, additional, ÖZER, Ömer, additional, and BAYSAL, Zeki, additional
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. The Effect of Hyperemesis Gravidarum on Macular Thickness, Corneal Thickness, and Intraocular Pressure in Pregnancy.
- Author
-
Okuyan, Erhan, Akgül, Ozlem, Baysal, Zeki, Mangan, Mehmet Serhat, Bayramoglu, Denizhan, and Tureyici, Lena
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
4. Diyabetik Retinopatili Hastalarda Serum D Vitamini Düzeyinin Değerlendirilmesi
- Author
-
ÖZER, Ömer, primary, GÜÇLÜ, Emin Serbülent, additional, and BAYSAL, Zeki, additional
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
5. Comparison of navigated laser and conventional single-spot laser system for induced pain during panretinal photocoagulation
- Author
-
Polat, Onur, Inan, Sibel, Baysal, Zeki, Yigit, Safiye, and Inan, Umit Ubeyt
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
6. Long-term changes in retinal layers in patients undergoing intravitreal ranibizumab for neovascular age-related macular degeneration: Retinal layers after anti-VEGF therapy
- Author
-
Inan, Ümit Übeyt, Baysal, Zeki, and Inan, Sibel
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
7. The Cross-Sectional Case-Control Integrated Analysis of Vitreous Chamber Length, Corneal Volume, and Globe Biometry in Pediatric Beta-Thalassemia Major
- Author
-
GOBEKA, Hamidu Hamisi, primary and BAYSAL, Zeki, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
8. Electrophysiological Evaluation of Macular Photoreceptor Functions in Patients with Choroidal Neovascular Membranes
- Author
-
Baysal, Zeki, primary and Gobeka, Hamidu Hamisi, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
9. Electrophysiological Evaluation of Macular Photoreceptor Functions in Patients with Choroidal Neovascular Membranes.
- Author
-
Baysal, Zeki and Gobeka, Hamidu Hamisi
- Subjects
- *
MACULAR degeneration , *ELECTROPHYSIOLOGY , *PHOTORECEPTORS , *OPTICAL coherence tomography , *FLUORESCENCE angiography - Abstract
To evaluate changes in cone functions using light-adapted (LA) 30 Hz flicker and LA 3.0 electroretinography (ERG) in intravitreal ranibizumab (IVR)-treated naïve neovascular age-related macular degeneration (nAMD) patients. This retrospective interventional study reviewed the medical records of 32 nAMD patients (32 eyes) who received monthly IVR between January 2019 and January 2021. A comprehensive ophthalmic examination, including best-corrected visual acuity (BCVA) testing and slit-lamp biomicroscopy, was performed as part of their clinical care, followed by LA 30 Hz flicker and LA 3.0 ERGs, optical coherence tomography, and fundus fluorescein angiography. All measurements were taken before IVR (baseline), as well as at months 6 and 12 later. Treatment was resumed for up to 12 months if recurrence occurred. Compared to baseline, visual acuity improved significantly at months 6 and 12, respectively, coinciding with a significant decrease in central macular thickness (p < 0.05 for all). LA 30 Hz flicker ERG b-wave amplitude decreased significantly between baseline and months 6 and 12, respectively (p < 0.05 for both). There were no significant changes in LA 3.0 ERG a- and b-wave amplitudes between baseline and month 6 (p > 0.05 for both), but a significant decrease existed between baseline and month 12 (p < 0.05 for both). While LA 3.0 ERG a-wave implicit time increased significantly (p < 0.05 for both) between baseline and months 6 and 12, respectively, b-wave implicit time did not (p > 0.05 for both). Also, LA 30 Hz flicker ERG b-wave implicit times did not differ significantly between baseline and months 6 and 12, respectively (p > 0.05, for both). IVR was associated with long-term electrophysiological changes in cone functions, as measured by LA 30 Hz flicker and LA 3.0 ERGs. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
10. Comparison of navigated laser and conventional single-spot laser system for induced pain during panretinal photocoagulation
- Author
-
Polat, Onur, primary, Inan, Sibel, additional, Baysal, Zeki, additional, Yigit, Safiye, additional, and Inan, Umit Ubeyt, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
11. Long-Term Changes in Submacular Choroidal Thickness after Intravitreal Ranibizumab Therapy for Neovascular Age-Related Macular Degeneration: 14-Mo Follow-Up
- Author
-
Inan, Sibel, primary, Baysal, Zeki, additional, and Inan, Umit Ubeyt, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
12. Yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonunu hastalarının uzun dönem takibinde retinanın fonksiyonel ve anatomik değişimlerinin değerlendirilmesi
- Author
-
Baysal, Zeki, İnan, Ümit Übeyt, and Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Göz Hastalıkları ,Eye Diseases ,Ranibizumab ,Rretinal neovascularization - Abstract
AMAÇ :İntravitreal ranibizumab tedavisi ile tedavi edilen yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu hastalarında bir yıllık takip döneminde retinal katmanlarda oluşan değişiklikleri segmentasyon analizi ile tespit etmek.GEREÇ VE YÖNTEM : Daha önce herhangi bir tedavi almamış yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu tanılı 37 hastanın katıldığı prospektif girişimsel bir çalışma planlandı. Tedavi protokolü olarak hastalara üç ay aylık ve sonrasında gerektiği zaman intravitreal ranibizumab enjeksiyonu yapılan PRN tedavi rejimi uygulandı. Hastalar ortalama 13 ay takip edildi. Hastaların tedavi öncesi en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK),fundus fluoresein anjiografileri, optik koherens tomografileri (OKT) çekildi. Santral 1mm'lik alan ve 1-3 mm'lik alanda retinal segmentasyon programı aracılığıyla retinal segmentlerin analizi yapıldı. Olguların her ay OKT 'leri çekildi ve EİDGK' leri değerlendirildi. Başlangıç değerleriyle 3.ay, 6.ay ve 12. Ay değerleri istatiksel olarak karşılaştırıldı.BULGULAR : Yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu bulunan hastalardan 33 tanesiçalışmayı tamamladı. Hastalara yapılan ortalama enjeksiyon sayısı 9,8 idi. Ortalama tedavi öncesi en iyi düzeltilmiş görme keskinliği logMAR 0.60±0,28 ve harf olarak ise 47,3±22,05 harfken, 3.ayda logMAR 0.45±0,30 ve harf olarak ise 59±22,45 harf, 6.ayda logMAR 0.41±0,33 ve harf olarak ise 60,1±19,90 harf, 12.ayda logMAR 0.40±0,23 harf olarak ise 60,7±19,80 harf idi. Başlangıca göre görmede 3.ay, 6.ay ve 12. ayda anlamlı düzeyde artış oldu (p:0,001, p:0,001, p:0,001). Santral maküla kalınlığı başlangıçta 390,25±149,6-μm iken, 3. Ayda 365,62±168,1-μm, 6.Ayda 366,66±160,3-μm ve 12. Ayda 312,74±118,4-μm idi. Retinal segmentasyon analizinde santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre RNFL analizlerinde istatiksel olarak anlamlı değişiklik saptanmadı.Başlangıca göre santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre 12.ayda GCL (santral 1 mm' lik alan 23,93±13,73-μm' dan 19,50±9,50-μm' a, parafoveal 1-3 mm' lik alan ise 44,48±12,58-μm'dan 39,60±10,60-μm' a geriledi) analizlerinde istatiksel olarak anlamlı azalma saptandı (p:0,001 ve p:0,005). Başlangıca göre santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre 12. ayda IPL (santral 1 mm' lik alan 28,90±14,36'-μm'dan 22,35±6,23-μm'a, parafoveal 1-3 mm' lik alan ise 39,34±8,53'-μm' dan 35,58±7,93-μm'a geriledi) anlalizlerinde istatiksel olarak anlamlı azalma saptandı (p:0,001 ve p:0,004).Başlangıca göre santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre 6.ayda INL (santral 1 mm' lik alan 24,80±15,33-μm' dan 27,60±12,59-μm' a) analizlerinde istatiksel olarak anlamlı azalma saptandı (p:0,013).Santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre OPL ve ONL analizlerinde istatiksel olarak değişiklik saptanmadı. Başlangıca göre santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre 3.ayda RPE (santral 1 mm' lik alan 39,12±22,33-μm' dan 29,70±22,05-μm'a, parafoveal 1-3 mm' lik alan ise 31,27±13,11-μm' dan 24,40±9,99-μm' a geriledi) analizlerinde istatiksel olarak anlamlı azalma saptandı (p˂0,001 ve p:0,001).Başlangıca göre santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre 12.ayda IRL (ILM' den ELM'ye kadar santral 1 mm' lik alan 222,93±93,09-μm' dan 180±53-μm'a, parafoveal 1-3 mm' lik alan ise 255,06±42,74-μm' dan 240,25±40,37-μm' a geriledi) katmanlarında istatistiksel olarak anlamlı azalma saptandı (sırasıyla p: 0.001, p: 0.003). Başlangıca göre santral 1 mm' lik alanda ve parafoveal 1-3 mm' lik alanda tedavi ve takip süresi boyunca başlangıç değerlerine göre 3. ayda ORL ( ELM' den BM' a kadar santral 1 mm' lik alan 128,32±26,92-μm' dan 115,54±43,98-μm'a, parafoveal 1-3 mm' lik alan ise 103,81±16,73-μm' dan 96,38±16,22-μm' a geriledi) tabakalarında istatistiksel olarak anlamlı azalma saptandı (p˂0,014 p:0,011).SONUÇ: Yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu tedavisinde kullanılan intravitreal ranibizumab tedavisi ile anatomik düzelme meydana gelmektedir. Bu düzelme iç katmanlarda özellikle GCL, IPL dolayısıyla IRL tabakası, dış katmanlarda ise RPE dolayısıyla ORL tabakası kalınlıklarında azalma sonucu meydana gelmektedir. Objective: To evaluate the changes in the retinal layers by segmentation analysis in patients with wet age-related macular degeneration (AMD) that underwent anti-VEGF treatment for 1-year follow-up period.Material and Methods: Thirty-seven eyes of 37 patients with wet-AMD naive to the treatment were included in this prospective interventional study. The patients were treated with standard of care. Treatment protocol was initial 3 monthly loading injections and then PRN regimen (as needed). Mean follow-up was 13 months. Baseline best-corrected visual acuity (BCVA), fundus fluorescein angiography (FFA) and optical coherence tomography (OCT) was obtained. Segmentation of each retinal layer in central 1 mm and 1-3 mm area was calculated by segmentation software.Patients underwent OCT and BCVA evaluation at each visit. Data at months 3, 6 and 12 were compared to baseline values. Results: Total 33 patients out of 37 patients with wet type age related macular degeneration completed the study.The mean number of injections was 9.8. The mean logMAR BCVA was 0.60±0.28 (47.3±22.05 letters) at baseline, 0.45±0,30 (59.0±22.5 letter) at month 3, 0.41±0,33 (60,1±19,90 letter) at month 6 and 0.40±0,23 (60,7±19,80 letter) at month 12. There was significant increase in BCVA at month 3, 6 and 12 (p:0.001, p:0.001, p:0.001) compared to the baseline BCVA. Central macular thickness at baseline, month 3, 6 and 12 was 390.25±149.6-μm, 365.62±168.1-μm, 366.66±160.36–μm, and 312,74±118,4-μm respectively.No significant change in RNFL was observed in central 1 mm area and parafoveal 1-3 mm area.A statistically significant thinning in GCL at month 12 when compared to baseline (23.93±13.73-μm to 19.50±9.50-μm in 1 mm area and 44.5±12.6–μm to 39.6 ± 10.6-μm in parafoveal 1-3 mm area) was observed (p:0.001 and p:0.005). A statistically significant thinning in IPL at month 12 when compared to baseline (28.90 ± 14.36–μm to 22.35 ± 6.23 –μm in 1 mm area and 39.34 ± 8,53 –μm to 35.58 ± 7.93 in parafoveal 1-3 mm area ) was observed (p : 0.001 and p: 0.004). A statistically significant thinning in INL at month 6 when compared to baseline (34.80 ± 15,33–μm to 27.60 ± 12.59 –μm in 1 mm area) was observed (p = 0.013).No significant change in OPL and ONL was observed in central 1 mm area and parafoveal 1-3 mm area. A statistically significant thinning in RPE at month 3 when compared to baseline (39.12 ± 22.33 -μm to 29.70 ± 22.05 -μm in 1 mm area and 31.27 ± 13.11 -μm to 24.40 ± 9.99-μm in parafoveal 1-3 mm area) was observed (p ˂0,001 and p = 0.001). A statistically significant thinning in IRL at month 12 when compared to baseline (222.93 ± 93.09 -μm to 180 ± 53 -μm in 1 mm area and 255.06 ± 42.74 –μm to 240.25±40.37 -μm in parafoveal 1-3 mm area from ILM to ELM ) was observed (p: 0.001, p: 0.003). A statistically significant thinning in ORL at month 3 when compared to baseline (128.32 ± 26.92 -μm to 115.54 ± 43.98 -μm in 1 mm area and 103.81 ± 16.73 -μm to 96.38 ± 16.22 -μm in parafoveal 1-3 mm area from ELM to BM) was observed (p: 0.011 p: 0,014).Conclusion: An anatomical improvement has been observed with intravitreal ranibizumab therapy in patients with wet-AMD. These improvements seem to be occurring due to thinning in both the inner layers (GCL, IPL) and outer layers (RPE). 105
- Published
- 2016
13. Comparison of Anterior Segment Measurements Obtained by Aladdin Optical Biometer and Sirius Corneal Topography
- Author
-
Polat, Onur, primary, Baysal, Zeki, additional, Özcan, Serkan, additional, İnan, Sibel, additional, and İnan, Ümit Übeyt, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
14. Comparison of pain scores between patients undergoing panretinal photocoagulation using navigated or pattern scan laser systems
- Author
-
Inan, Umit Ubeyt, primary, Polat, Onur, additional, Inan, Sibel, additional, Yigit, Safiye, additional, and Baysal, Zeki, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
15. Comparison of pain scores between patients undergoing panretinal photocoagulation using navigated or pattern scan laser systems.
- Author
-
UBEYT INAN, UMIT, POLAT, ONUR, INAN, SIBEL, YIGIT, SAFIYE, and BAYSAL, ZEKI
- Subjects
DIABETIC retinopathy ,DIABETES complications ,RETINAL diseases ,LIGHT coagulation ,PAIN measurement - Abstract
Copyright of Arquivos Brasileiros de Oftalmologia is the property of Arquivos Brasileiros de Oftalmologia and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
16. Long-Term Changes in Submacular Choroidal Thickness after Intravitreal Ranibizumab Therapy for Neovascular Age-Related Macular Degeneration: 14-Mo Follow-Up.
- Author
-
Inan, Sibel, Baysal, Zeki, and Inan, Umit Ubeyt
- Subjects
- *
RETINAL degeneration , *RANIBIZUMAB , *OPTICAL coherence tomography - Abstract
Enhanced depth imaging spectral-domain optical coherence tomography (EDI-SD OCT) has made it possible to visualize and measure quantitively the choroid. In some studies, automated segmentation of choroid-sclera interface was used, but we think that many scans would necessitate manual correction of the automated segmentation because the choroid-sclera interface has not regular contour in most eyes. Our study was longitudinal, and we investigated changes in CT at different time points in a small group of wet age-related macular degeneration (AMD) treated with ranibizumab over 14 months of strict follow-up with regular visits. [Extracted from the article]
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
17. İris Kıskaçlı Göz İçi Lens İmplantasyonu Sonuçlarımız.
- Author
-
DUMAN, Reşat, VALİYEV, İlkin, BAYSAL, Zeki, YAVAŞ, Güliz Fatma, and İNAN, Ümit Übeyt
- Abstract
Purpose: To evaluate the outcomes of the iris-claw intraocular lens implantation in aphakic cases. Materials and Methods: The study included 20 eyes of 19 cases who had undergone posterior or anterior chamber iris-claw intraocular lens implantation at Afyon Kocatepe University Department of Ophthalmology between 2010 and 2015. Medical records of cases were retrospectively evaluated, and best-corrected visual acuities, intraocular pressures, operative and post-operative complications were recorded. Results: Anterior chamber implantation was performed in 2 cases, while posterior chamber implantation in 18 cases. Minimal haemorrhage was observed in the anterior chamber from the angular region in one case during the operation. Transient intraocular pressure elevation was detected in two of our patients postoperatively. And in one patient iris deformity was observed after the operation. Post-operative best-corrected visual acuities were significantly higher than pre-operative values (p < 0.001). Conclusion: In aphakic cases iris-claw lens implantation is a safe surgical technique that has some advantages of preserving iridocorneal angle, not required pupil dilation, and easier implantation into the anterior or posterior to the pupil. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2017
18. Sözleşme özgürlüğü ilkesinin kamu düzeni gerekçesiyle sınırlandırılması
- Author
-
Atasoy, Kemal, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Law - Abstract
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 27'de sözleşme özgürlüğüne ilişkin yer alan kamu düzenine aykırılık sınırı, ekonomik kamu düzeni kavramının koruyucu özelliğini yansıtmaktadır. Sözleşmenin iç ekonomik dengesinin bozulması ve toplumsal genel menfaatin ihlal edilmesi halinde ekonomik kamu düzenine aykırılık oluşmaktadır. Sözleşmede toplumun genel menfaatinin dikkate alınması, ahlaka aykırılık ile kamu düzenine aykırılığı ayıran en önemli noktadır. Kamu düzeni kurallarının somutlaştırılması bakımından hakim için zayıf tarafın korunması ilkesi ve sözleşmede taraflar arasındaki yapısal eşitsizlik hali yol göstericidir. Sözleşme adaleti, hakkaniyet ilkesi ve toplumsal ekonomik barışı sağlama amacı ve ölçülülük ilkesi kamu düzeni kavramının sözleşme hukukunda uygulanmasında dikkate alınmalıdır. Hakimin kamu düzenine aykırılığı tespit edebilmesi için tarafların ekonomik ve sosyal durumunu araştırma ödevini yerine getirmesi gereklidir. Bundan dolayı zayıf tarafın a priori belirlenmesi, kamu düzenine aykırılık konusunda isabetli olmayacaktır. Zayıf tarafın sözleşmede yapısal bir eşitsizlik hali nedeniyle korunması ihtiyacı, sözleşmenin mevcut bir piyasa aksaklığı etkisiyle yapılması ile doğmaktadır. Ancak kamu düzenine aykırılığın tespitinde zayıf tarafın başta ekonomik olmak üzere temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi dikkate alınmalıdır. The contrariety to public order that is about the freedom of contract in the Article 27 of Turkish Obligation Code (No. 6098) reflects the notion of economic public order's protective nature. In case of instability of economic balance of contract and the breach of social general benefit, the contrariety to economic public order arises. Considering social general benefit in contract is the most important arbiter on separation of the contrariety to good morals and the contrariety to public order. The principle of protection of weak party and structural disparity between parties are indicators for jugdes on the subject of embody the rules of public policy. Applying the rules of public policy in contract law requires consideration of conctractual justice, the principle of equity, object of social economic peace and the principle of proportionality. Judges have the duty to research the parites' economic and social situation on the subject of establishment of the contrariety to public policy in contract. Hereby it is not suitable that defending the a priori detection of weak parties on the subject of the contrariety to public policy. The need of protection of weak party in situation of structural disparity should be arisen due to the existing market failure's effect on making the contract. Yet when the establishment of contrairty to public order is in the question, the subject that should be evaluated is the breach of fundamental rights and freedoms, espiecally economic ones, of the weak party. 350
- Published
- 2020
19. Sözleşme özgürlüğü ilkesinin kamu düzeni gerekçesiyle sınırlandırılması
- Author
-
Baysal Zeki, Başak Zeynep, Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı, and Atasoy, Kemal
- Subjects
Sözleşme Özgürlüğü ,Ekonomik Kamu Düzeni ,Sözleşme Adaleti ,Zayıf Tarafın Korunması İlkesi - Abstract
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 27'de sözleşme özgürlüğüne ilişkin yer alan kamu düzenine aykırılık sınırı, ekonomik kamu düzeni kavramının koruyucu özelliğini yansıtmaktadır. Sözleşmenin iç ekonomik dengesinin bozulması ve toplumsal genel menfaatin ihlal edilmesi halinde ekonomik kamu düzenine aykırılık oluşmaktadır. Sözleşmede toplumun genel menfaatinin dikkate alınması, ahlaka aykırılık ile kamu düzenine aykırılığı ayıran en önemli noktadır. Kamu düzeni kurallarının somutlaştırılması bakımından hakim için zayıf tarafın korunması ilkesi ve sözleşmede taraflar arasındaki yapısal eşitsizlik hali yol göstericidir. Sözleşme adaleti, hakkaniyet ilkesi ve toplumsal ekonomik barışı sağlama amacı ve ölçülülük ilkesi kamu düzeni kavramının sözleşme hukukunda uygulanmasında dikkate alınmalıdır. Hakimin kamu düzenine aykırılığı tespit edebilmesi için tarafların ekonomik ve sosyal durumunu araştırma ödevini yerine getirmesi gereklidir. Bundan dolayı zayıf tarafın a priori belirlenmesi, kamu düzenine aykırılık konusunda isabetli olmayacaktır. Zayıf tarafın sözleşmede yapısal bir eşitsizlik hali nedeniyle korunması ihtiyacı, sözleşmenin mevcut bir piyasa aksaklığı etkisiyle yapılması ile doğmaktadır. Ancak kamu düzenine aykırılığın tespitinde zayıf tarafın başta ekonomik olmak üzere temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi dikkate alınmalıdır.
- Published
- 2020
20. Sağlık hukukunda etik açısından kişisel veriler ve mahremiyet hakkı
- Author
-
Kandilli, Elif, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Law - Abstract
Gelişen teknolojiyle beraber kişisel verilerin güvenliği daha önemli hale gelmiştir. Teknolojik gelişmeler kişisel veriler üzerindeki hâkimiyeti zedelemektedir. Özellikle bu durum hassas kişisel verin olan sağlık verileri için olunca durumun ciddiyeti artmaktadır. Çalışmamız üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm ağırlıklı olarak kişisel veri konusuna ayrılmıştır. İkinci bölümde, kişisel verilerle bütünlüğü koparılmadan mahremiyet hakkı boyutu incelenmiştir. Üçüncü bölüm ise kişisel verilerin mahremiyetinin ihlalinde başvurulacak idari başvuru yolları ve yargı yolları genel hatları ile işlenmiştir.Çalışmamız öncelikli olarak kişisel veri ve bağlantılı terimleri, korumanın kapsamını daha iyi belirlemek adına kavramsal açıdan irdelenmiştir. Akabinde doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olduğu haklarla bağı değerlendirilmiştir. Hangi hallerde işlemenin mümkün olduğu kısaca ifade edilmiştir. İkinci bölümde, özellikle sağlığımız ve tedavi sürecinde gündelik hayatta karşılaşılan mahremiyet ihlalleri hukuki ve etik değerlerle birlikte incelenmiştir. Üçüncü bölümde ihlaller karşısında başvuru usulleri, konunun geniş olması hasebiyle sadece ilgili hususlar genel olarak belirtilmiştir.Anahtar Kelimeler: Kişisel veriler, hassas (özel nitelikli) veriler, kişisel verilerin işlenmesi, kişisel sağlık verileri, özel hayat, mahremiyet, etik. In relation to technological advancements, matters concerning the protection of personnel data have become more pressing. These technological developments are outraging our control over personal data. Specifically, this situation gets rather severe in more sensitive types of personal data that of concerning an individual's health matters.This study consists of three main sections. The first section is mainly dedicated to the subject of personal-private data. In the second section ¬–without gripping ties from personal data –, the aspects concerning right of privacy is examined. And the third (final) section is reserved for the administrative and judicial means to seek action against possible cases of personal data breaching in general terms.In order to specify the terms related to personal data, and to determine the extent of personal data protection more comprehensively, this study is primarily examined in a conceptual basis. Subsequently, the aspects of personal data protection and its direct or indirect connection to specific rights are evaluated. Moreover, the terms and conditions that personal data breaching become possible is explained. In the second section, specifically the day-to-day privacy infringements that people face both during state of health and treatment processes are examined in relation to ethical and legal values. In the third section, application procedures to seek action in cases of such infringements are specified concerning only related aspects due to the immensity of the subject.Key words: personal data, sensitive content data, processing personal data, personal health data, private life, privacy, ethics. 200
- Published
- 2019
21. Kişisel verilerin işlenme şartları bağlamında açık rıza
- Author
-
Doğan, Buse, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk (Medeni Hukuk) Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Explicit consent ,Law - Abstract
Verinin değerinin gün geçtikte artması ve veri işleme faaliyetlerinin ciddi bir şekilde yaygınlaşmasıyla birlikte kişilerin gizlilik hakkına yönelik ihlaller de doğru orantılı olarak artmaktadır. Bu nedenle kişisel verilerin korunması hakkı, uluslararası ve ulusal düzenlemeler ile güvence altına alınmıştır. Kural olarak kişisel verilerin işlenmesi yasak olup 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda kişisel verilerin işlenme şartları sayma yoluyla düzenlenmiştir. Çalışmamızda genel itibariyle 6698 sayılı Kanun ve Avrupa Birliği Veri Koruma Tüzüğü karşılaştırma olarak incelenerek kişisel verilerin işlenmesi bağlamında hukuka uygunluk sebepleri ve açık rıza kavramı ortaya konulmuştur.Çalışmanın birinci bölümünde, Kişisel Verilerin Korunması Hukukunun Genel Esasları başlığı altında uluslararası ve ulusal düzenlemeler, temel kavramlar, genel ilkeler ve kişisel verilerin korunması hakkının hukuki niteliği; ikinci bölümde, kişisel verilerin ve özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde hukuka uygunluk sebepleri, açık rıza kavramı ve hukuki niteliği; üçüncü bölümde ise açık rızanın geçerlilik şartları, açık rıza ehliyeti, açık rızanın şekli, süresi, ispat yükü, açık rızayı geri alma hakkı ve diğer unsurları tartışmalı hususlarla birlikte incelenmiştir. Today, the world is witnessing the parallel flow between the rise of the power of data and profiling in data processing, and the incremental violation of the right of privacy. International and national regulations aim to prevent the personal data from misuse for various intentions of the processors. The processing of personal data is forbidden as a rule and conditions for processing of personal data is regulated numerus clausus through the The Turkish Law on the Protection of Personal Data no. 6698. This study focuses on the lawfulness of processing and the explicit consent which have been analyzed within the comparison of the Law no. 6698 and European Union General Data Protection Regulation.The first part of this thesis will examine the international and national regulations, basic concepts, general principles and the legal perspective of right to protection of personal data based on the General Principles of The Law on the Protection of Personal Data. The second part will focus on the lawful grounds of the processing of personal and sensitive personal data, the explanation of explicit consent and its legal structure. The third part analyses the conditions of the validity, the legal capacity to consent, the form and the duration of explicit consent beside the burden of proof, the withdrawal of consent and its other components alongside controversial issues over the notion of explicit consent. 171
- Published
- 2019
22. Türk hukuku ile karşılaştırmalı olarak Amerikan haksız fiiller hukukunda tehlike sorumluluğu
- Author
-
Arslan Demir, Gizem, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Turkish Law ,American Law ,Danger ,Comparative Law ,Law ,Torts ,Legal responsibility - Abstract
Amerikan hukukunda tehlikeli faaliyetlerden doğan sorumluluk belirli şartların varlığı halinde uygulanmaktadır. Sorumluluğun uygulanabilmesi için faaliyetin tüm taraflarca gösterilecek makul özene rağmen öngörülebilen yüksek bir zarar riski yaratması ve yürütülen faaliyetin yaygın bir faaliyet olmaması gerekmektedir. Ancak Amerikan mahkemeleri, kusur esasının Amerikan hukukundaki baskın etkisi sebebiyle tehlikeli faaliyetlerden doğan kusursuz sorumluluğu dar uygulamakta, uygulanma şartlarını katı biçimde yorumlamaktadır. Bu açıdan özellikle makul özen şartı sorumluluğu önemli biçimde etkilemektedir. Mahkemeler tarafından verilen kararlar büyük ölçüde makul özenle yüksek riskin önlenebileceği yönündedir. Bununla birlikte bir faaliyetin tehlikeli kabul edilebilmesi için yaygın olmamasının gerekmesi de birçok faaliyeti sorumluluk dışında bırakmaktadır. Sorumluluğa karşı zarar veren, zarar görenin davranışına, üçüncü kişinin kusuruna ve mücbir sebebe ilişkin savunmalar ileri sürebilir. Türk hukukunda da TBK m. 71 tehlike sorumluluğuna ilişkin genel bir kural öngörmüştür. Genel kuralda faaliyetin tehlikeliliğine ilişkin şartlar Amerikan hukuku ile benzerlik gösterse de tamamen aynı değildir. Türk hukukundaki tehlikelilik belirlemesinin de genel bir işletme sorumluluğu yaratılmaması adına dar biçimde yorumlanması gerekir. Ancak yine de yapılan dar yorum Amerikan hukukundaki kadar zarar görenin aleyhine olacak şekilde sert olmamalıdır. In American Tort Law, strict liability applies only if the activity creates a foreseeable and highly significant risk of physical harm even when reasonable care is exercised by all actors and is not one of common usage. However, due to the dominance of negligence in American Tort Law, courts tend to narrowly apply strict liability for abnormally dangerous activities. Reasonable care is the most important factor whereby court decisions tend to be in the direction of preventability of high risks by reasonable care. The `not a matter of common usage` factor limits the application of strict liability to a large extent as well. Act of the injured party, act of a third party, or act of God may be a defense.In Turkish Law of Obligations Art. 71 there is one general rule in which the terms related to riskiness of an act are similar to those of American Tort Law. In Turkish Law, highly significant risk should also be interpreted narrowly to avoid creating a general enterprise liability. In addition, however, the interpretation of the provision should be more in favor of the injured party than in American Tort Law. 318
- Published
- 2018
23. Tüketici mahkemelerinin görevi ve yargı yetkisi
- Author
-
Koçyiğit, Pinar, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Juristiction ,Consumer protection ,Consumer courts ,Consumers ,Law - Abstract
Bu çalışmanın amacı tüketici mahkemelerinin görev alanının ve yargı yetkisinin belirlenmesidir. Bu bağlamda ilk olarak tüketicinin korunması düşüncesi genel olarak incelenmiştir. Ardından uyuşmazlık çözüm mercileri olarak tüketici mahkemeleri ve tüketici hakem heyetleri hakkında bilgi verilmiştir. Sonrasında tüketici mahkemelerinin görev alanı incelenmiştir. Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinin görev alanını oluşturduğundan özellikle tüketici işlemi ve tüketiciye yönelik uygulama kavramları üzerinde durulmuştur. Tüketici mahkemelerinin görevi ile ilgili tartışmalı konulara ayrıca yer verilmiştir. Son olarak tüketici mahkemelerinin tüketici hakem heyetleri ve ihtiyari tahkim ile ilişkisi yargı yetkisi bağlamında değerlendirilmiştir. The aim of this study is to define the Jurisdiction and Judicial authority of the consumer courts. In this context, first of all concept of consumer protection has been generally examined. Then information has been provided about the consumer courts and the consumer arbitration boards as dispute settlement authorities. Thereafter, jurisdiction of the consumer courts have been examined. As the jurisdiction of the consumer courts comprises of disputes arising from consumer transactions and consumer oriented practices, these two notions have been analyzed with a spesific emphasis. Controversial issues related to the jurisdiction of consumer courts has been also included throughout the study. Finally, relation between the consumer courts and the consumer arbitration boards and arbitration has been evaluated in the context of judiciary power of consumer courts. 225
- Published
- 2018
24. Devre tatil sözleşmelerinde tüketicinin korunması
- Author
-
Özçelik, Nesli Şen, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Laws 6502 numbered ,Consumer protection ,Consumer Protecting Law ,Resort condominium ,Consumers ,Contracts ,Law - Abstract
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m. 50 düzenlemesi ve kaynağını bu hükümden alan Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği, devre tatil sözleşmelerinde tüketicinin korunmasının temelini oluşturmaktadır. Devre tatil sözleşmelerinin birden çok dönemi içerecek şekilde ve zaman zaman ön ödemeli olarak kurulması, birden çok edim barındırması ve tüketiciye benzer hizmetlerin çok çeşitli hukuki temeller çerçevesinde sunuluyor olması, devre tatil sözleşmelerinde tüketicinin korunmasının özel olarak düzenlenmesini gerekli kılmıştır. Bu tez çalışmasında öncelikle uygulamada karşılaşılan çeşitli devre tatil modelleri tanıtılarak, daha sonra Türk tüketicinin korunması mevzuatı çerçevesinde devre tatil sözleşmelerinin tanımı yapılacak, unsurları ve tarafları tespit edilecektir. Bu çerçevede, devre tatil sözleşmelerinin kurulmasından önce, kurulması esnasında ve kurulmasından sonraki aşamalar dikkate alınarak tüketicinin faydalanabileceği korumalar incelenecektir. Art. 50 of the Consumer Protection Act numbered 6502 and the Regulation on Timeshare and Long-Term Holiday Products Contracts form the basis for the protection of consumers in timeshare contracts under Turkish law. Since timeshare contracts cover several periods of occupation, offer multiple holiday services to consumers, may be established in various legal frames and also in relation to accommodations under construction, the enactment of specific regulations concerning the protection of consumers in respect of timeshare contracts became necessary.This thesis aims, firstly, to introduce several timeshare models that can be encountered in practice. Then, timeshare contracts will be defined in accordance with the Turkish consumer protection legislation, its essential elements and parties will be examined. Within this framework and taking into consideration different stages of timeshare contracts, consumer protection mechanisms foreseen under the relevant Turkish legislation will be studied and evaluated. 231
- Published
- 2018
25. Tüketici Hukuku'nda erken ifa
- Author
-
Kasap, Gözde, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Turkish Law of Obligations ,Code of Obligations ,Consumer Protecting Law ,Consumers ,Credits ,Early payment ,Law ,Carrying out ,Law of Obligations - Abstract
Çalışmanın konusunu `Tüketici Hukuku Alanında Erken İfa` oluşturmakta olup, konu özellikle tüketici hukuku kapsamında karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu bağlamda, birinci bölümde ifa zamanı kavramı Türk Borçlar Hukuku kapsamında `erken ifa`nın anlaşılabilmesine yetecek şekilde incelenmiştir. İkinci bölümde, erken ifa konusu önce genel düzenleme olan Türk Borçlar Hukuku mevzuatı bakımından incelenmiş ve bunu yaparken de erken ifaya Türk Borçlar Kanunu kapsamında izin verilip verilmediği, borçlunun borcunu erken ifa edebilmesinin şartları ve yine bunun sonuçları ele alınmıştır. Ardından üçüncü bölümde, özel düzenleme olan Türk Tüketici Hukuku mevzuatında erken ifa bakımından özellik gösteren tüketici sözleşmeleri, taksitle satımlar ve konut finansman sözleşmeleri seçilmiştir. Her iki bölümde de erken ifa konusunda yabancı hukuk sistemleri ve yeknesak hukuk metinleriyle karşılaştırma yapılmış, eleştirel bir bakış açısıyla öğretide tartışmalı olan ve ayrıca uygulamada problem yaratan noktalara değinilmiştir.Anahtar Kelimeler: erken ifa, borçlar hukukunda erken ifa, tüketici hukukundaerken ifa, tüketici sözleşmelerinde erken ifa, taksitle satışlarda erken ifa, konutfinansman sözleşmelerinde erken ifa, erken ödeme indirimi, erken ödeme cezası. The subject of this dissertation is early payment in consumer law and it's discussed especially within the context of consumer law. Concordantly, in the first part, time of performance covered in the Turkish Code of Obligations (No. 6098) is generally described. In the second part, early performance is examined in terms of the General regulations of the the Turkish Code of Obligations. Also, whether early payment is enabled in under the rules of the Turkish Code of Obligations, the conditions and results of early payment are discussed. In the third part, consumer credits, hire-purchases and housing financing agreements which have characteristic features features for Turkish Consumer Law legislation. In the dissertation, foreign national law systems and uniform law legislations are compared and issues which are disputable in doctrine and which are practically problematic are dealed within a critical approach.Keywords: early performance, early performance in consumer law, earlyperformance in consumer credit agreements, early performance in mortgageagreements, early payment discount, early payment penalty 159
- Published
- 2015
26. Avrupa Birliği ve Türk Hukukunda üreticinin sorumluluktan kurtuluş sebepleri
- Author
-
Oğuzer, Pelin, Baysal Zeki, Başak Zeynep, and Özel Hukuk Anabilim Dalı
- Subjects
Hukuk ,Turkish Law ,Responsibility ,European Union ,European Union Law ,Producers ,Law ,Compensation ,Product respansibity ,Law of Obligations ,Responsibility of the seller - Abstract
Üreticinin ayıplı ürününden dolayızarar görenin ölümü, bedensel zarara uğraması ve ayıplı ürün haricindeki diğer malvarlığında meydana gelen zararlarının etkin şekilde tazmin edilmesi amacıyla Avrupa Birliği'nin 25 Temmuz 1985 tarihli ve 85/374 sayılı Üye Devletlerin Ayıplı Üründen Doğan Sorumluluğa ilişkin Kanun, İkincil Düzenleme ve İdari Hükümlerinin Uyumlaştırılması hakkında Konsey Yönergesi'nde üreticinin kusursuz sorumluluğu kabul edilmiştir. Türk hukukunda daAvrupa Birliği düzenlemelerinden esinlenilerek, Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Taslağı altında üreticinin kusurundan bağımsız sorumluluğu düzenlenmeye çalışılmıştır. Diğer yandan, modern teknoloji ile yapılan üretim sürecinde, üreticiler ile üründen zarar gören kişiler arasında âdil bir risk paylaşımının gerekli olması nedeniyle üreticiye çeşitli sorumluluktan kurtuluş sebeplerini ispat etmesi hâlinde sorumluluktan kurtulma imkânı tanınmıştır.Çalışmamızın konusunu, üreticinin ispat etmesi hâlinde tazminat sorumluluğundan kurtulmasına imkân veren sorumluluktan kurtuluş sebepleri (üreticinin savunmaları) oluşturur. 85/374 sayılı Konsey Yönergesi kapsamında üretici,emredici normlara uyulması sebebiyle ayıbın meydana geldiğini;ürünün üretici tarafından piyasaya sürülmemiş olduğunu; ürünün üretici tarafından ne satım veya ekonomik amaçlı herhangi bir dağıtım amacıyla üretilmiş ne de ticari faaliyeti çerçevesinde üretilmiş ya da dağıtılmış olduğunu;tüm hal ve şartlar göz önünde bulundurulduğunda, zarara sebep olan ayıbın, ürün piyasaya sürüldüğünde mevcut olmadığını; bilimsel ve teknik bilginin ürünün piyasaya sürüldüğü zamandaki durumunun, ayıbın varlığının tespit edilmesine imkan vermediğini (gelişim riski savunması) veya ara parça üreticisinin sorumluluğu bakımından, ayıbın nihai ürünün tasarımından veya nihai ürün üreticisinin verdiği talimatlardan kaynaklandığınıispatlaması hâlinde sorumluluktan kurtulur. Çalışmamız kapsamında, sayılan kurtuluş sebeplerinden her birinin 85/374 sayılı Konsey Yönergesi'ndeve Türk hukukunda düzenlenme şekli ve unsurları karşılaştırmalı olarak incelenecektir. The Council Directive 85/374/EEC of 25 July 1985 on the approximation of the laws, regulations and administrative provisions of the Member States concerning liability for defective products adopts strict liability of producers for defective products in order to ensure effective compensation of the injured persons for their death, personal injury and damage to property other than the defective product itself. In Turkish law, the Draft Law on Product Safety and Technical Regulations attempts to regulate the strict liability of the producerwith the influence of the European Union legislation. On the other hand, in order to ensure the fair apportionment of risks between the producer and injured persons necessary in modern technological production, the producer has been allowed to escape liability if he furnishes proof as to the existence of certain exonerating circumstances.The subject matter of our work is the exonerating circumstances, which allow the producer to escape liability if he is able to furnish proof thereto (producer's defenses). Under the Council Directive 85/374, the producer can escape liability if he proves that the defect is due to compliance of the product with mandatory regulations;that he did not put the product into circulation; that, having regard to the circumstances, it is probable that the defect which caused the damage did not exist at the time when the product was put into circulation by him; that the product was neither manufactured by him for sale or any form of distribution for economic purpose nor manufactured or distributed by him in the course of his business; that the state of scientific and technical knowledge at the time when he put the product into circulation was not such as to enable the existence of the defect to be discovered (the development risk defense); or in the case of a manufacturer of a component, that the defect is attributable to the design of the product in which the component has been fitted or to the instructions given by the manufacturer of the product. Each one of the aforesaid exonerating circumstances and their elements will be examinedfrom a comparative perspective under the Council Directive 85/374 and Turkish law. 186
- Published
- 2015
27. Comparison of the Cosmetic Efficacy of Extractum Cepae and Silicone-Based Gel in Upper Blepharoplasty.
- Author
-
Güçlü ES, Özer Ö, Çelik S, Eröz P, and Baysal Z
- Subjects
- Humans, Female, Male, Middle Aged, Adult, Plant Extracts therapeutic use, Heparin therapeutic use, Treatment Outcome, Drug Combinations, Postoperative Complications, Allantoin, Blepharoplasty methods, Silicone Gels therapeutic use, Cicatrix prevention & control
- Abstract
Background: Upper eyelid blepharoplasty is one of the most common surgeries performed worldwide. However, an important problem after surgery is scar formation. The authors aimed to compare the efficacy of extractum cepae and silicone-based gels on postoperative scar appearance in patients undergoing upper eyelid blepharoplasty., Methods: After suture removal, patients were divided into 3 groups: group 1 [n=82, extractum cepae, sodium heparin, and allantoin mixture, Contractubex Gel (Merz Pharmaceuticals, Frankfurt, Germany)], group 2 [n=81, silicone-based gel (Dermatix Ultra Silicone Gel, Menarini, Singapore)], and group 3 (n=77, no additional treatment). Patients used the topical gels twice daily. All evaluations were performed on color photographs by 2 physicians during the postoperative first and third months., Results: The mean visual analog scale scores were significantly higher in all 3 groups in the postoperative first month (4.39±2.03, 4.41±2.57, and 4.33±2.46, respectively) compared with the postoperative third month (2.22±1.24, 2.15±1.38, and 2.29±1.47, respectively) ( P =0.014, 0.037, and 0.026, respectively). The "Is the scar more stiff" score was higher in the postoperative first month compared with the third month., Conclusions: In conclusion, blepharoplasty scars improved up to the postoperative third month, but the topical gels used did not significantly improve the cosmetic appearance of blepharoplasty scars compared with the control group., Competing Interests: The authors report no conflicts of interest., (Copyright © 2024 by Mutaz B. Habal, MD.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
28. The effect of adrenaline and trypan blue used during cataract surgery on anatomical and functional outcomes in pseudoexfoliation syndrome patients.
- Author
-
Özer Ö, Doğan L, and Baysal Z
- Abstract
Purpose: To evaluate the effect of the intracameral adrenaline and trypan blue used during cataract surgery on corneal endothelial parameters in pseudoexfoliation syndrome (PEX) patients., Methods: The patients were divided into four groups according to intraoperative use of agents during cataract surgery: intracameral adrenaline (1/10,000, 0.1 ml) (group 1), trypan blue (0.6 mg/ml, 0.1 ml) (group 2), combination of adrenaline and trypan blue (group 3) and none (group 4)., Results: Preoperative ECD, CV, HEX and CCT parameters were similar between the groups. A mean loss of 12.7% in ECD was observed at the postoperative third months compared to the preoperative. In group 3, ECD was found to be lower in the postoperative third months compared to the preoperative ( p = 0.014). In the other groups, no statistically significant difference was found in preoperative and postoperative comparisons., Conclusion: In conclusion, the utilization of intracameral adrenaline or trypan blue did not cause a significant difference in corneal endothelium in PEX patients. However, their combined use may have a negative effect on endothelial cell density. In a cataract surgery performed in the presence of PEX, the increased likelihood of endothelial damage should be taken into consideration, and appropriate precautions should be taken preoperatively and intraoperatively.
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
29. Evaluation of Prognostic Factors in Adult Chemical Corneal Injury.
- Author
-
Eröz P, Özer Ö, Güçlü ES, Baysal Z, and Doğan L
- Abstract
Objective: The aim of this study was to evaluate prognostic factors that may be useful in predicting final visual acuity in patients admitted to the clinic with chemical corneal injuries., Methods: Data on age, sex, time to admission, irrigation solutions (balanced salt solution or phosphate buffered saline) and type of substance causing chemical injury were recorded. On admission, all patients were evaluated according to Roper Hall and Dua classifications. At the twelfth month after treatment, all measurements were repeated., Results: A total of 131 patients with chemical corneal injuries [group 1 (acid, n = 73) and group 2 (alkaline, n = 58)] were included. The initial best corrected visual acuity (BCVA) level was "20/40 and above" in 32 patients (43.8%) in group 1 and 14 patients (24.1%) in group 2. According to Roper Hall classification, the mean grade was 1.92 ± 0.9 in group 1 and 2.27 ± 1.1 in group 2. According to Dua classification, the mean grade of the patients in group 1 was 2.16 ± 0.9 and 2.58 ± 1.2 in group 2. Posttreatment BCVA level improved to "1/200 to 19/200" in 8 (66.7%) of the patients with an initial BCVA level of "perception of light or hand movements." In univariate analysis, initial visual acuity and posttreatment visual acuity were statistically significant ( P < 0.001). It was also statistically significant in multivariate analysis adjusted for sex and age ( P < 0.001)., Conclusion: In conclusion, the treatment of chemical corneal injuries is a long and exhausting process. The use of initial visual acuity and Dua classification in prognosis prediction may provide high success., Competing Interests: The authors report no conflicts of interest., (Copyright © 2024 by Mutaz B. Habal, MD.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
30. Comparison of Anterior Segment Measurements Obtained by Aladdin Optical Biometer and Sirius Corneal Topography.
- Author
-
Polat O, Baysal Z, Özcan S, İnan S, and İnan ÜÜ
- Abstract
Objectives: To assess the agreement of anterior segment parameter measurements derived from Aladdin optical biometer using optical low coherence interferometer and Sirius corneal topography using combined Scheimpflug-Placido disk., Materials and Methods: Data obtained using the Aladdin and Sirius systems from 110 eyes of 59 subjects who had no health problems other than refractive errors were retrospectively evaluated. Anterior chamber depth (ACD), flat (K1) and steep (K2) keratometry readings, and white-to-white distance (WTW) measurements taken with both devices were noted., Results: The mean age of the patients was 47.31±18.57 years (range, 25 to 79 years). Mean ACD was 3.35±0.4 mm using Aladdin and 3.42±0.44 mm using Sirius. Mean difference in ACD was 0.075 mm greater with Sirius than Aladdin (p<0.001). K1 measurement obtained by Aladdin was an average of 0.409 D higher (p<0.001). No statistically significant differences were detected between the two devices in respect to K2 and WTW measurements (p=0.18, p=0.85 respectively). Pearson correlation analysis showed high correlation between the two devices for all measurements (r=0.985, 0.895, 0.961 and 0.766 for ACD, K1, K2 and WTW respectively; p<0.001)., Conclusion: Anterior segment parameters obtained by Aladdin optical biometer and Sirius anterior segment analysis system correlated well with each other and measurement differences between the devices were clinically negligible except for K1 values., Competing Interests: No conflict of interest was declared by the authors. Financial Disclosure: The authors declared that this study received no financial support.
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.