Search

Purpose – This paper aims to analyze the effect of electronic money payment instruments and macroeconomic variables - inflation, exchange rates, foreign direct investment, and the labor force - economic growth. Methods – This study uses the Vector Error Correction Model (VECM) method to determine the relationship amongst variables in the long and short run. The data is a quarterly time series for the period 2011:1-2020:4. Findings – The research finds that transactions using electronic money have a positive and significant impact in the long term. In addition, foreign direct investment has also a positive and significant impact in the long term. Inflation and the labor force have a negative effect on economic growth in the long run, while the exchange rate has a negative effect in the short term. Implication – This research recommends that electronic money can promote economic growth in Indonesia. Originality – This study contributes to empirical literatures on the relationship between electronic money and economic growth in Indonesia. Abstrak Tujuan – Penelitian ini bertujuan untuk mengkaji pengaruh penggunaan alat pembayaran dengan uang elektronik serta variabel makroekonomi yaitu inflasi, kurs, foreign direct investment, dan angkatan kerja terhadap Produk Domestik Bruto (PDB) sebagai proksi dari pertumbuhan ekonomi. Metode –Penelitian ini menggunakan metode Vector Error Corection Model (VECM) untuk mengetahui hubungan antar variabel dalam jangka panjang maupun pendek dengan seri waktu kuartalan periode 2011:1-2020:4. Temuan – Hasil penelitian menunjukkan bahwa transaksi mengguakan uang elektronik dan foreign direct investment memiliki dampak positif dan signifikan dalam jangka panjang. Inflasi dan angkatan kerja berpengaruh negatif terhadap pertumbuhan ekonomi dalan jangka panjang, sedangkan kurs berpengaruh negatif dalam jangka pendek. Implikasi – Penelitian ini mendukung bahwa perkembangan teknologi, dalam penelitian ini yaitu uang elektronik dapat digunakan sebagai alat untuk meningkatkan pertumbuhan ekonomi. Orisinalitas – Kajian ini memberikan kontribusi literature mengenai hubungan uang elektronik dan pertumbuhan ekonomi di Indonesia.

The purpose of this study was to determine the effect of Placement, Job Training and Motivationon the Moraleof the Employees of PT. ASDP Indonesia Ferry (Persero) in Balikpapan.The population in this study were permanent employees as much as 222 respondents.By using random sampling techniques so the sample that is in use as much as 111respondents.Data collection techniques are observation, interviews and questionnaires.The data analysis technique used is Multiple Linear Regression using program SPSS v22. The results showed Placement, Job Training and Motivationsimultaneously affect the Morale of employees PT. ASDP Indonesia Ferry (Persero)in Balikpapan. Motivationpartially hadsignificant influence and dominant to the morale of employees of PT. ASDP Indoensia Ferry (Persero) in Balikpapan.

The investment trend of Islamic mutual funds is very interesting in the era of globalization. Sharia mutual funds are the right investment solution because their operations are free from elements of maysir, gharar and usury. In addition, ease of access and reach is also influenced by the application of technology. Investors simply monitor the development of investment instruments using mobile phones. Based on this phenomenon, it is necessary to analyze the various factors that influence the development of Islamic mutual funds so that investors can obtain maximum returns. These influential factors can be domestic macroeconomic factors (inflation, exchange rates and the BI Rate) and foreign (Dow Jones Islamic Market Index). Therefore, this study aims to determine the effect of inflation, exchange rates, the BI Rate and the Dow Jones Islamic Market Index on the return of Islamic mutual funds. A quantitative approach was adopted in the research along with the sample selection using the Purposive Sampling method. So that the population is all Islamic mutual funds registered with the Financial Services Authority with a sample of 17 Islamic mutual funds. Based on multiple linear regression analysis, the results show that: 1) inflation has a partially significant effect on the return of Islamic mutual funds, 2) the exchange rate has no significant effect partially on the return of sharia mutual funds, 3) the BI Rate has no significant effect partially on the return of sharia mutual funds, and 4) the Dow Jones Islamic Market Index has a partially significant effect on the return of Islamic mutual funds. The use of foreign stock indexes (Dow Jones Islamic Market Index) is a novelty in this study.

Current lifelong learning platforms offer users a query option to select a wide variety of courses. However, finding a suitable course among the seemingly endless catalogs of options presented by the platforms is not straightforward. We argue that digital counseling can enhance this process. In this paper, we present a set of three formative studies where we explored the main aspects that can provide the counseling needed. The methods comprise an analysis of user profile characteristics and learning analytics indicators (e.g., learning progress/self-regulation) by means of an expert workshop, evaluating the feasibility of current technologies (e.g., natural language processing) for automatically assessing users' competencies, and a survey on the use of Chatbots as the interaction interface between the users and the lifelong learning portals. The analysis resulted in the extraction of basic requirements for digital counseling. We conclude the paper by presenting a system design derived from these studies. (DIPF/Orig.) Aktuelle Plattformen für Lebenslanges Lernen bieten Nutzern eine Abfragemöglichkeit einer großen Vielfalt an Kursen. Aus den scheinbar endlosen Katalogen der von den Plattformen angebotenen Optionen einen geeigneten Kurs zu finden, ist jedoch nicht einfach. Wir argumentieren, dass digitale Beratung diesen Prozess verbessern kann. In diesem Beitrag stellen wir drei formative Studien vor, in denen wir die Hauptaspekte für die benötigte Beratung untersucht haben. Die Methoden umfassen eine Analyse von Nutzerprofil-Merkmalen und Indikatoren der Lernanalyse (z. B. Lernfortschritt/Selbstregulierung) mittels eines Expertenworkshops, eine Bewertung der Machbarkeit aktueller Technologien für die automatische Bewertung der Kompetenzen von Nutzern (z. B. Verarbeitung natürlicher Sprache), sowie eine Umfrage zum Einsatz von Chatbots als Interaktionsschnittstelle zwischen Nutzern und Plattformen für lebenslanges Lernen. Aus der Analyse wurden die grundlegenden Anforderungen an eine digitale Beratung abgeleitet. Abschließend wird ein aus diesen Studien abgeleitetes Systemdesign vorgestellt. (Autor*innen)

Şimdiye kadar birçok yeni mezun öğrenci, yeni işlerini kurmakta ve kendi işini kurmakta güçlüklerle karşılaşmakta, bu sayede kurum veya şirketlerde istihdam sağlanmaktadır. Bazen, bu mezunlar birkaç yıl işsiz kalırlar. Girişimcilik, günümüzde tüm ülkelerin siyasi gündeminin önemli bir konusu olan son küresel ekonomik krizin neden olduğu işsizlik ve büyüme sorunlarına çare olarak rol oynamaktadır (Aşkun ve Yıldırım, 2011).Ancak, Türkiye'de ulusal düzeyde girişimciliğin artırılması ve yeni işler, yeterli insan kaynağı ve bilgi tabanı oluşturabilecek girişimciler yaratılmasına şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. Girişimcilik, yenilik, fırsatların peşinde koşma, risk alma, yetenekli değişim ve davranışsal faaliyetlerle ilgilidir. Bunları herhangi bir istikrarsız ekonomik bağlamda öğrenmek ve girişimlerini oluşturmak ve serbest meslek veya daha iyi finansal statü elde etmek için fırsatlardan tam olarak yararlanmak için Girişimciler oluşturmak önemlidir. Buna ek olarak, dünya ekonomisinin genel vizyonu, yaşlı iş adamlarından genç iş adamlarına dönüşmüştür ve genç iş adamları, girişimcilik faaliyetlerine eskisinden daha uygundur (Lévesque & Minniti, 2011).Bu, öğrencileri hem bilgi hem de gerekli becerilerle donatan, böylece girişimci bir zihniyet geliştiren ve öğrencilerin niyetlerini değiştiren girişimcilik eğitiminin gerekliliğine yol açmaktadır. Üniversitelerin rolü, öğrencileri mesleki beceriler, eğitim, iş zekası ve nihayetinde istihdam ile donatan eğitim ve bilgi yoluyla ekonomik kalkınmayı desteklemektir (Florida, 1999). Girişimcilik ikliminin arz tarafında temel bir bileşen olarak girişimcilik eğitimi, gerekli kaynakların ana sağlayıcısıdır.Üniversite eğitimi ile girişimcilik eğitimi arasında öğretim üyesi rolü (Otache, 2019), ders tasarımı ve içeriği (Fulgence, 2015), üniversite politikası (Yıldırım ve Aşkun, 2012) ve girişimcilik niyetleri gibi etkileşimler olduğu varsayılmaktadır. Bu çalışma, özellikle öğrencilerin bakış açılarından öğretim görevlilerinin, ders içeriğinin ve politikaların rolüne odaklanmaktadır. Bu çalışma, Türk üniversitelerinde öğretim görevlisinin, ders içeriğinin ve politikanın rolünü, öğrencilerin girişimcilik eğitimi çıktılarına ilişkin bakış açıları aracılığıyla girişimcilik niyetlerini teşvik etmedeki rolünü incelemektedir.Bu çalışma, üniversitelerdeki stratejik planlayıcıların ve politika yapıcıların, girişimcilik eğitimi, ders içeriği ve politika değerlendirmelerine yönelik politikalar oluştururken belirli ayrıntıları ve araştırma sonuçlarını yeniden gözden geçirmelerine yardımcı olmakta ve girişimcilik öğretim üyesinin rolünü geliştirmektedir. Şimdiye kadar, girişimcilik eğitiminin bir sonucu olan girişimcilik niyetleri hakkında bilinenler sınırlıdır (Genç vd., 2020). Bu çalışma, üniversitelerdeki girişimcilik girişimlerinin mevcut zorluklarla yüzleşmesi için öneriler sunmaktadır. Until now, many newly graduated students face difficulties establishing their new job and creating self-employment, thereby gaining employment within organizations or companies. Sometimes, these graduates spend several years unemployed. Entrepreneurship plays a role as a remedy for unemployment and growth problems that are caused by the recent global economic crisis, a major issue in the political agenda of all countries today (Aşkun & Yildirim, 2011). However, enhancing entrepreneurship and creating entrepreneurs who can construct new jobs, adequate human resources, and knowledge-base are strongly required at the national level in Turkey. Entrepreneurship is about innovation, the pursuit of opportunities, risk-taking, skilled change, and behavioral activities. It is important to learn these within any unstable economic context and create Entrepreneurs to create their ventures and make full use of opportunities to obtain self-employment or better financial status. In addition, the general vision of the world economy has changed from old businesspeople to young businesspeople, where the latter is more suited for entrepreneurship activities than the former (Lévesque & Minniti, 2011). This leads to the necessity of entrepreneurship education that equips students with both knowledge and required skills, thereby developing an entrepreneurial mindset and change in students’ intentions. The role of universities is to support economic development through education and knowledge which equip students with professional skills, training, business acumen, and ultimately, employment (Florida, 1999). Entrepreneurship education as a basic component on the supply side of the entrepreneurship climate is the major provider of the required resources. It is supposed that there are interactions between university education and entrepreneurship education including lecturer role (Otache, 2019), course design and content (Fulgence, 2015), university policy (Yıldırım & Aşkun, 2012), and entrepreneurial intentions. This study focuses on the role of lecturers, course content, and policy specifically from students' perspectives. This study examines the role of the lecturer, course content, and policy in Turkish universities through students’ perspectives about entrepreneurship education deliverables in promoting entrepreneurial intentions. This study helps strategic planners and policy makers at universities to reconsider certain details and research results while constructing policies towards entrepreneurship education, course content, and policy assessments, and enhances the role of the entrepreneurship lecturer. Until now, what is known about entrepreneurship intentions that are a result of entrepreneurship education is limited (Genç et al., 2020). This study provides recommendations for entrepreneurship initiatives at universities to face existing challenges.

Bu çalışmada, Bandırma Halk Eğitimi Merkezi [HEM]’nde düzenlenen kurslara katılan kursiyerlerin memnuniyet durumlarına ilişkin genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır.Araştırma, nitel araştırma yöntemi ve fenomenolojik desene göre yürütülmüştür.Araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılı güz döneminde Bandırma HEM’de aktif öğrenci olan 80 kursiyer arasından basit tesadüfi yöntem ile seçilen 10 kursiyer oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak ilk araştırmacı tarafından geliştirilmiş 8 adet açık uçlu sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışmada sekiz adet tema belirlenmiştir: güncel gelişmelerin takibi, kursların kursiyer seviyesine uygunluğu, kursların kursiyerleri amaçlarına ulaştırması, kurumun halkın beklentilerini karşılaması, kurumsal yapı, eğitici yeterlilikleri, sosyal ve kültürel ihtiyaçların desteklenmesi, tavsiye etme şeklindedir. Katılımcılardan elde edilen veriler ışığında Bandırma HEM eğiticilerinin güncel öğretim yaklaşımlarını kullandıkları, kursiyerlerin aldıkları eğitimin iş hayatına katkıda bulunduğu, kurs programlarının kursiyerlerin seviyelerine uygun olduğu, kurumda sosyal ve kültürel açıdan yeterince etkinlik düzenlendiği, yöneticilerin sınıfları ziyaret ederek kursları gözlemlediği ve sorunları çözme noktasında irade gösterdikleri sonuçlarına ulaşılmıştır., In this study, a deep interview based on the opinions and observations of the trainees participating in the courses held in Bandırma Public Education Center was conducted in order to determine their satisfaction levels. Five female and five male participants were included in the study, they were asked ten questions. The trainee satisfaction has been discovered to be high, and it has been stated by the participants that Bandırma Public Education Center is able to catch up with the developments in education and training and can present new approaches. It has also been discovered that the trainers in the courses have enough experience in the course programs. It has been concluded that the institution meets the demands of the people with the courses it opens, that the training received by the trainees will contribute to their business lives, and that the problems that can be experienced in our centre are taken into account by the principal or vice principals. In the interview, the participants stated that the training they received achieved its objectives, that they thought of recommending it to their relatives and other people, and that they had no difficulty in understanding the topics covered in the courses. The participants stated that they faced no inconvenience or issues that disturbed them during the courses, that the necessary announcements were made on time, that there were enough social and cultural activities in the institution, that the administrators observed the courses, and that they showed determination to solve the problems. In addition, the institution carried out activities to support lifelong learning. In this study, the main focus has been on the determination of the effect of education and training activities carried out in Public Education Centers on the satisfaction levels of the trainee.

The high ratio of problematic financing or Non-Performing Finance (NPF) at Islamic banks is a phenomenon that needs attention because it is one indicator to assess the soundness of Islamic banks. The causative factors could be two-way, first, the internal factors in Islamic banking itself; the principle of prudence in channeling financing; and second, external factors. Economic data indicated a slowdown in global economic growth became a negative sentiment on the financial markets; one of the consequences was the weakening of the customer ability to meet their obligations would be increasing the ratio of problem financing (NPF). The purpose of this study is to analyze and identify the relationship between macro variables Gross Domestic Product (GDP), exchange rate, and inflation with NPF at Sharia Banks in Indonesia 2009: Q1 to 2018: Q4. This research is a quantitative study with the data analysis method used Auto-regressive Distributed Lag (ARDL) to analyze the relationship between independent variables on the dependent variable in the long term and short term. The result is that GDP has a negative and significant effect on NPF both in the long term and short term. In comparison, the exchange rate and inflation have a positive and significant effect on the NPF in the short run but have no significant effect in the long run.

Kurs adalah sebuah nilai mata uang suatu negara terhadap mata uang lain. Oleh karena itu, kurs memiliki dua komponen utama yaitu mata uang domestik, dan mata uang asing. Mata uang asing yang sering digunakan sebagai patokan nilai tukar adalah US Dollar. Di berbagai negara termasuk Indonesia, nilai tukar mata uang terhadap US Dollar sangat mempengaruhi perekonomian yang berjalan, terutama harga jual suatu barang. Selain itu, nilai tukar mata uang juga berpengaruh terhadap keputusan seseorang untuk berinvestasi, baik saham, emas, atau yang lain. Penelitian ini mencoba memprediksi nilai tukar rupiah terhadap US Dollar dengan memanfaatkan aplikasi RapidMiner. Aplikasi tersebut merupakan aplikasi freeware yang didalamnya terdapat berbagai macam metode pengolahan data yang siap untuk digunakan secara mudah. Penelitian ini menerapkan metode linear regression yang terdapat pada aplikasi RapidMiner. Metode tersebut akan mengolah data-data yang sudah ada sebelumnya untuk membentuk suatu persamaan yang akan digunakan untuk prediksi nilai tukar rupiah terhadap US Dollar. Atribut yang digunakan untuk melakukan prediksi adalah nilai pembukaan, perubahan, tertinggi, dan terendah dari nilai tukar rupiah terhadap US Dollar. Data yang digunakan pada penelitian ini berasal dari situs investing.com. Dari hasil pengujian yang dilakukan, didapatkan akurasi metode linear regression sebesar 95% dengan nilai threshold adalah 30 rupiah. Selain itu, nilai root mean squared error yang didapatkan sebesar 14,951.

This article reports on part of a project that introduced philosophy programmes to a number of Scottish prisons. It centres on the deployment within these prisons of McCall’s (1991) Community of Philosophical Inquiry (CoPI). It provides a rationale for, and analyses the participation structure, of CoPI, setting out how its communicative constraints and demands provided prisoners with novel means of reasoning and engaging in dialogue with others and with oneself. In interviews conducted with a sample of participants, they described how the critical listening to, and reasoning with, each other in CoPI tutorials had allowed them to develop greater self-awareness and a more reflexive understanding of their own thinking and actions. Findings are framed within sociocultural theorising on literacies, learning and identity. Drawing on Holland, Lachicotte, Skinner & Cain (1998) account of identity and agency, the authors show how CoPI afforded participants a new positionality and discursive practices. (DIPF/Orig.)

Text in Turkish ; Abstract: Turkish and English Includes bibliographical references (leaves 183-188) xiii, 192 leaves Tekstil ve hazır giyim sektörü diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de gerek üretim ve istihdama katkısı, gerek ihracat yoluyla ekonomiye döviz kazandırması nedeniyle ekonominin lokomotif sektörü olma özelliğini taşımaktadır. Tekstil ve Hazır giyim sektörü tasarım, üretim ve benzeri tüm operasyonlarında en son teknolojileri kullanmakla beraber halen emek yoğun özelliğini korumaktadır. Türkiye’nin bu sektörde hedeflediği noktalara gelecekte ulaşabilmesi için, hızlı, dünyadaki moda- marka oluşturma eğilimlerini takip edebilen, teknolojiyi tanıyan ve kullanabilen; yaratıcılığını ortaya çıkarabilen yetenekli tasarımcıların yetişmesi gerekmektedir. Bu nedenle mesleki eğitimin yaygınlaştırılması ve bu alanda eğitim veren nitelikli kurum sayısı artırılırken, eğitim planlarının da sektörün ihtiyaçlarına paralel hazırlanması gerekmektedir. Kurslar Osmanlı döneminde Tanzimat’la birlikte giyimde modernleşmenin kapılarını halka açan, Cumhuriyet Türkiye’sinin giyim tarzını yeniden şekillendiren ve giyim sanayinin baş aktörleri olan kişileri yetiştirmişlerdir. Özellikle kadınlara meslek edindirmek ve terzi yetiştirmek üzere açılmış olan eğitim merkezleri zamanla teknik okullara dönüşmüş, moda tasarımı ise ayrı bir meslek olarak kabul görmüştür. Son dönemdeki kurslarda, işletmelerde yıllarca sürebilecek olan usta çırak ilişkisiyle kazanılacak mesleki eğitime tahammülü olmayan hazır giyim için, kısa sürede donanımlı insan yetiştirmek amaçlanmıştır. Bu çalışmada, Türk hazır giyim sektöründeki moda tasarımcısı ve tasarım eğitimi ihtiyacı üzerinde durulmuş; Türkiye‘deki moda tasarım kursları ve hazır giyim sektörüne yansımaları incelenmiştir. Değerlendirmeler ışığında; kursların sektördeki acil eleman ihtiyacını, üniversitelerin mezun ettikleri kişilerin, sayısal anlamda yeterli olmaması sebebiyle oluşan insan gücü ihtiyacını, yetenekli fakat örgün moda tasarım eğitimine çeşitli sebeplerden ötürü katılamamış kişileri mesleğe kazandırarak karşıladığını gözlemledik. Kısa süreli kurslar profesyonellere mesleki gelişim anlamında katkıda bulunurken, uzun süreli kurslar üniversitelere yakın nitelikli eğitimler verebilmektedir. Ders programları ve sektörel anlamda deneyimli eğitimcilerin olması kursları daha verimli hale getirecektir. Okullardaki hantal yapının aksine, kursların daha hızlı güncellenebilmesi, günün ihtiyaçlarına göre yeni eğitimler oluşturabilmesi, sektör açısından büyük önem taşımaktadır. The textiles and ready wear sector is the leading sector of the economy in Turkey and other developing countries, with its contributions to production and employment and its ability to bring foreign currency to the country via exports. In its design, production and all other operations, the textiles and ready wear sector adopts state-of-the-art technologies, but, at the same time, maintains its labor-intensive characteristics. Turkey needs to raise skillful designers who are quick, familiar with technological developments, and able to follow up worldwide fashion/brand creation trends, and make use of their creativity, in order to active its targets regarding this sector. To this end, vocation education should be promoted as the number of quality institutions providing education in this field should be increased and education plans should be drafted taking into consideration the sector's needs. In the Ottoman Empire, training courses raised people who would pave the way for modernization in clothing starting from the Tanzimat era, reshape clothing styles of the Turkish republic and serve as leading actors of the clothing industry. The training centers which were originally opened to provide employment for women and raise tailors were transformed into technical schools over time as fashion design came to be recognized as a separate profession. Training courses recently sought to raise well-equipped staff members in a short time for the ready wear sector, which hardly tolerated vocational education that would be acquired through the master-apprentice relationship over years at establishments. In this study, the need for fashion designers and design education in the Turkish ready wear sector was emphasized and the repercussions of this need in fashion design courses and ready wear sector in Turkey were discussed. In the light of the assessments, it was observed that the courses responded to the urgent need for staff members in the sector --which is partly attributable to the insufficient number of university graduates that can be employed in the sector-- by recruiting skilled individual who have been unable to participate in formal fashion design training. Short-term courses contribute to vocational development of professionals while longterm courses provide quality training that is close to the one provided at universities in content. Courses would be more efficient if they had curricula and trainers who are experienced in the sector. Unlike the cumbersome structure of formal educational institutions, the courses are updated more quickly to provide novel content based on emerging needs, which is quite important for the sector. GİRİŞ MODA, TASARIM, TASARIMCI DÜNYADA HAZIR GİYİMİN VE MODANIN TARİHSEL GELİŞİMİ OSMANLI DÖNEMİ MODA VE HAZIR GİYİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ Osmanlı Döneminde Modanın Yayılımı Osmanlı Kadın Dergilerinde Moda ve Dikiş Osmanlı’ da Kadın Dergilerinin Açtığı Terzihaneler “Hanımlara Mahsus Gazete”nin Terzihanesi İkdam Gazetesinin Teşvikleriyle Açılan Terzihane (1901) “Kadınlar Dünyası” Dergisinin Terzi Evi (1913) Osmanlı Dönemi Terzileri Terzilik Eğitimleri TÜRKİYE’DE HAZIR GİYİM VE MODANIN TARİHSEL GELİŞİMİ Cumhuriyet Dönemi Giyim Cumhuriyetin İlk Terzileri 1920’ler ve 1930’lar Sümerbank 1940’lar 1950’ler 1960’lar 1970’ler 1980’ler 1990’lar İTKİB İhkib Turquality 2000’ler Türk Hazır Giyim Sektörünün bugünü OSMANLI DÖNEMİNDE MODA TASARIM EĞİTİMLERİ Osmanlı Döneminde Mesleki Eğitim Darülmuallimat ( Kız Öğretmen Okulu) Ev Kadını Mektebi Ana Mektebi İnas Sanayiİ Nefise Mektebi Moda Tasarım Eğitimleri İlk Dikiş Kursu: Türk Kadınları Biçki Yurdu Kız Sanayi Mektepleri TÜRKİYE’DE MODA TASARIMI EĞİTİMİ VEREN KURUMLAR Mesleki Eğitim Moda Tasarım Eğitimleri Cumhuriyet Dönemi Moda Tasarım Eğitimi Veren Kurumlar Kız Enstitüleri Akşam Kız Sanat Okulları Olgunlaşma Enstitüleri Olgunlaşma Enstitülerinin Bugünü Öğrenci Alım Şartları Meslek Liseleri Türkiye’de Moda Tasarımı Eğitimi Veren Üniversiteler Devlet Üniversiteleri Mimar Sinan Üniversitesi (2 Yıllık) Meslek Yüksek Okulları Mimar Sinan Üniversitesi Giyim Teknolojileri Bölümü Vakıf Üniversiteleri Üniversitelerin Avantaj ve dezavantajları Avantajlar Dezavantajları: YAYGIN ÖĞRETİM KURUMLARI (HAYATBOYU ÖĞRENME) Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmenin Tarihi Halk Terbiyesi Şubesi (1926) Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü (1960) Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü (1977) Çıraklık Eğitimi Genel Müdürlüğü (1978) Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü (1983) Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü (2011) Hayat Boyu Öğrenmeye Bağlı Kurumlar Olgunlaşma Enstitüleri Açık Öğretim Okulları Meslekî ve Teknik Açık Öğretim Okulu Meslekî Açık Öğretim Lisesi Mesleki Eğitim Merkezi Halk Eğitim Merkezleri Hayat Boyu Öğrenme Eğitim Programlarında Moda Tasarım Eğitimleri Artistik Çizim ve Drapaj Kadın Giysileri Artistik Çizimi Stilist Eğitimi Bilgisayar Destekli Moda Tasarımı İsmek YABANCI MODA OKULLARI VE KURSLARI Lasalle College Vakko Esmod Programlar İMA Yabancı Moda Okullarının Avantajları-Dezavantajları ÖZEL MODA TASARIM KURSLARI Moda Tasarımı kurslarının amaç ve hedefleri Özel Kursların Bölgesel Dağılımı Kursları Tamamlayan Kursiyerlerin kazanacağı Mesleki belgeler Öğretmenlerin yeterlilikleri nelerdir? Moda Tasarımı Kurslarının Öğrenci Seçme ve Kabul Şartları Öğrenci değerlendirme yöntemleri Öğrenim süreleri ve kurs dönemlerinin Değerlendirilmesi Özel Kursların Tercih Nedenleri MODA TASARIM EĞİTİMİ VEREN KURSLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Moda Tasarımı Eğitiminizi Hangi Kurumdan Aldınız? Moda Tasarımıyla İlgili Herhangi Bir Kursa Katıldınız mı? Katıldıysanız Hangi Sebepten? Moda Tasarım Eğitimi Aldığınız Kurs Ücretli miydi? Moda Tasarım Eğitimi Aldığınız Kurs Şu Kategorilerden Hangisine Dahil Edilebilir? Moda Tasarım Eğitimi Almış Olduğunuz Kursu Seçme Sebebiniz Nedir? Aldığınız Moda Tasarım Kursu Eğitiminin Süresi Nedir? Aldığınız Moda Tasarım Kursu Eğitimini Sektörde Çalışmanız İçin Yeterli Buluyor musunuz? Mezuniyetinizden Sonra Eğitim Aldığınız Kurumdan Mesleki Destek Alabildiniz mi? Mezuniyetinizden Sonra İş Bulmanıza Yardımcı Oldular mı? Kurstan Aldığınız Eğitimden Genel Anlamda Memnun musunuz? Eğitim Aldığınız Kursun Öğretmenlerinden Memnun musunuz? Moda Tasarımcısı Arıyor Olsaydınız Üniversite ya da Kurs Mezunu mu Diye Bir Tercih Yapar mıydınız? Moda Tasarım Kurslarını Sektör Açısından Faydalı Buluyor musunuz? Neden? Online Moda Tasarım Kurslarına Katıldınız mı? Neden? SONUÇ VE ÖNERİLER

Reflexionskompetenz gilt als Schüsselqualifikation von Lehrkräften, insbesondere im inklusiven Unterricht, welcher durch Zielkonflikte geprägt ist und somit reflektierte Entscheidungen erfordert. Schon in der ersten Phase der Lehrkräftebildung sollte Inklusion deshalb als Querschnittsthema bearbeitet werden. Nicht nur Sonderpädagogik-, sondern alle Lehramtsstudierenden sollten die Möglichkeit erhalten, Reflexionskompetenz im Kontext inklusiver Bildung zu erwerben. Dieses Ziel verfolgt der Zertifikatskurs „Handlungswissen Inklusion“ an der Universität zu Köln. Es handelt sich hierbei um ein interdisziplinäres Kooperationsprojekt unterschiedlicher Fakultäten und Arbeitsbereiche. Der Beitrag beschreibt die inhaltliche Konzeption des Zertifikatskurses und die Durchführung der Pilotierung (erste Kohorte im SoSe 2021) im Bachelorstudium der lehrkräfteausbildenden Fakultäten. Dabei nehmen die Studierenden während des gesamten Bachelorstudiums pro Semester an mehreren Zertifikatsworkshops teil. Zur Förderung der Reflexionskompetenz wird begleitend ein E-Portfolio bearbeitet. Themen des Zertifikats sind u. a. die Reflexion unterschiedlicher Inklusionsverständnisse, Spannungsfelder wie Kategorisierung vs. Dekategorisierung, Leistungsbewertung, Chancen und Herausforderungen im Kontext von Digitalisierung in inklusiven Settings und im Rahmen des Berufsfeldpraktikums eine erste Theorie-Praxis-Reflexion. Die Themen bieten Raum, das bisher erworbene Wissen über Inklusion zu erweitern, sich damit kritisch auseinanderzusetzen und eigene Überzeugungen zu hinterfragen, um den Erwerb professioneller Handlungskompetenzen zu fördern. (DIPF/Orig.) Reflective competence is a key qualification particularly for teachers who teach inclusively, teaching that is marked by competing goals and one that requires reflected decisions. Starting with the first phase of teacher education, inclusion should be dealt with as a cross-cutting issue. All student teachers, not just special education students, should have the opportunity to acquire reflective competence in the context of inclusive education. The certificate course "Handlungswissen Inklusion" at the University of Cologne pursues this goal. This project is interdisciplinary, a product of cooperation between different faculties and (research) teams. This article describes the content and conceptualization of the certificate course and the implementation of its pilot cohort (summer 2021) for bachelor students in teacher education faculties. During the certificate course, students participated in several workshops per semester throughout their bachelor studies. An e-portfolio was worked on throughout the course to promote the students´ reflective competence. Certificate topics included: reflection on different conceptual understandings of inclusion, points of tension found, for example, in categorization and de-categorization, performance assessments, opportunities and challenges in the context of digitalization of inclusive settings and an initial theory-practice reflection in the context of the occupational field-related practical studies. The topics provide a space to expand previously acquired knowledge about inclusion, to critically engage with this knowledge, and to question one´s own beliefs in order to promote the acquisition of professional action competencies.

Hintergrund und Zielsetzung: Menschen mit kognitiven Beeinträchtigungen haben ein tendenziell höheres Risiko für eine Mangel- oder Fehlernährung. Für diese Personengruppe ist jedoch die Auswahl an verständlichen Gesundheitsinformationen häufig eingeschränkt. Daher ist die adäquate Vermittlung von Ernährungsinformationen von Bedeutung. Ziel der Arbeit war die Konzipierung eines Ernährungsworkshops, um die Zielgruppe zu einem gesundheitsförderlichen Essverhalten zu motivieren.Methodik: Zur Beantwortung der Forschungsfrage wurde eine strukturierte Literaturrecherche in einschlägigen Datenbanken wie PubMed und Science Direct durchgeführt. Zudem wurde ein leitfadengestütztes Interview mit Mitarbeiterinnen einer Dienstleistungsorganisation für Menschen mit Behinderungen durchgeführt und mittels thematischer Analyse ausgewertet. Daraufhin wurde ein Ernährungsworkshop inklusive Anleitung und Materialien für die Zielgruppe generiert.Ergebnisse: Diätologen und Diätologinnen können in der Erstellung von Ernährungsworkshops folgende Konzepte beachten, um die Gesundheitskompetenz von Menschen mit kognitiven Beeinträchtigungen zu stärken. Konzepte aus der Gesundheitsförderung, wie das Lifestyle Redesign® Program, das Empowerment und Motivational Interviewing bieten hier einen vielversprechenden Ansatz. Die Erstellung des Ernährungsworkshops erfolgte anhand dieser Konzepte und zielte auf die Ressourcenstärkung der Zielgruppe ab. Neben der Verwendung der leichten Sprache während der Präsentation und auf allen Informationsmaterialien sollen im Workshop praktische und alltagstaugliche Themen aufgegriffen werden.Conclusio: Für die erfolgreiche Motivation zu einem gesundheitsförderlichen Essverhalten wurde der Praxisbezug in den Fokus gestellt. Diätologen und Diätologinnen benötigen zusätzliche Anleitungen, Beratungsunterlagen und Workshopmaterialien. Erforderlich wären im Allgemeinen mehr Informationsmaterialien in leichter Sprache, die gesundheitsrelevante Informationen zielgruppengerecht wiedergeben. Es fehlen zudem auch elektronische Hilfsmittel, wie Apps, für die Wissensvermittlung. Background and Objectives: People with intellectual disabilities are at higher risk of malnutrition. For this people, the selection of understandable health information is often limited. Therefore, the supply of adequate nutritional information is important. The aim of this study is to design a nutrition workshop to motivate the target group to develop health-promoting eating habits.Method: To answer the research question, a structured literature research in relevant databases such as PubMed and Science Direct was conducted. In addition, a guided interview with employees of an organization for disabled people was carried out and evaluated using thematic analysis. As a result, a nutrition workshop with instructions and materials was generated.Results: When creating nutrition workshops, dietitians can use the following concepts to strengthen the health literacy of the target group. Health promotion concepts such as lifestyle redesign® program, empowerment and motivational interviewing offer a promising approach. The aim of the workshop is to strengthen the individual resources of the target group. When creating the workshop, the use of simple language throughout the presentation and on all visual materials should be emphasized. Participants should receive practical and relevant information that is suitable for everyday use.Conclusion: To implement a health-promoting eating behaviour, the focus should be on practical recommendations. Dieticians need additional instructions, consultation documents and workshop materials. In general, more information material in simple language would be required. There is also a lack of electronic tools, such as apps, for knowledge transfer. Verfasserin: Gruber Karina Abweichender Titel laut Übersetzung der Verfasserin/des Verfassers Bachelorarbeit FH JOANNEUM 2022

In diesem Beitrag wird die Entwicklung eines Leitprogramms zur Förderung von Computational Thinking und Vermittlung von Grundlagen der Snap!-Programmierung vorgestellt. Die Programmierumgebung Snap! wurde gewählt, da blockbasierte Programmiersprachen gut für AnfängerInnen geeignet sind und eine Konzentration auf die logischen Programmstrukturen erlauben. Das vorgestellte Leitprogramm wurde im Design Based Research-Ansatz entwickelt. In einer Pilotierungsphase wurde mit einem mit Lehrvideos unterstützen Kurs zur Programmierung von Mikrocontrollern mit Snap!4Arduino begonnen. Nach elf Kursdurchläufen in vier Zyklen ist durch die Berücksichtigung von insgesamt 183 SchülerInnenbefragungen, zwei Lehrkräfteinterviews und elf Kursbeobachtungen das interdisziplinäre, digitale und problembasierte Leitprogramm "Smart City" entstanden. Dabei spielt die Programmierung einer Simulation der Energieversorgung einer virtuellen Stadt als übergeordnetes Thema eine zentrale Rolle. In insgesamt zehn Modulen werden wichtige informatischen Konzepte wie Variablen, Kontrollstrukturen und Unterprogrammtechnik behandelt und mit verschiedenen Elementen einer Smart City, wie bspw. Energieerzeuger, Speicher oder Verbraucher verknüpft. Das Leitprogramm wurde in der finalen Version als Moodle-Kurs mit zahlreichen Lernvideos, digitalen Übungseinheiten (in H5P-Formaten) und eingebetteten Programmierübungen realisiert und kann kostenfrei unter www.didaktik-aktuell.de abgerufen werden. (DIPF/Orig.)

Aim: Laparoscopy is an important part of surgical training. Laparoscopy courses are organized to increase competence of laparoscopy. This aim of this paper is to evaluate the laparoscopic surgery competence of Turkish urologists and the effectiveness of laparoscopy courses.Methods: In 2014, an online survey consisting of 11 questions was sent to 180 urologists via e-mail, among which 78 responded. The survey questions aimed at gathering information about where the urologists worked, their laparoscopic surgical experience, how long they attended laparoscopy courses, and whether they considered themselves to be competent in laparoscopic surgeries.Results: 41.2% of the respondents who considered themselves to be competent in laparoscopy and 84.1% of those who did not, stated that they wanted to attend laparoscopy courses (P, Amaç: Laparoskopi, cerrahi eğitimin önemli bir parçasıdır. Laparoskopi yeterliliğini arttırmak için laparoskopi kursları düzenlenmektedir. Bu yazıda Türk ürologların, laparoskopik cerrahi yeterliliği ve laparoskopi kurslarının etkinliğinin değerlendirilmesi planlandı.Yöntemler: 2014 yılında Türkiye’de üroloji alanındaki 180 uzmana e-mail anket formu gönderildi. Sorulara yanıt veren 78 üroloji uzmanının, çalıştığı kurum, laparoskopik deneyimi, aldıkları laparoskopi kurs süresi ve laparoskopi cerrahisindeki yeterlilikleri 11 soruluk anket ile sorgulanmıştır.Bulgular: Laparoskopi konusunda kendini yeterli gören uzmanların %41,2’si, yeterli görmeyenlerin %84,1’i kurs almak istediğini belirtti (P

Inflasi merupakan salah satu indikator untuk melihat laju perubahannya selalu diupayakan agar tetap rendah dan stabil agar tidak menimbulkan masalah makroekonomi yang nantinya mengganggu kestabilan perekonomian. Inflasi dapat dilihat dengan peningkatan atau penurunan harga barang dan jasa secara umum dan terus menerus dalam waktu tertentu. Jika harga meningkat menyebabkan penurunan masyarakat dalam membeli barang dan jasa. Oleh karena itu tujuan dari penelitian ini adalah untuk mengetahui secara bersama-sama dan individu pada tahun 1988-2018 pengaruh kurs, jumlah uang beredar, dan suku bunga terhadap inflasi. Untuk mengetahui hasil penelitian diggunakan chow test yang diestimasi dengan menggunakan program Eviews 9. Dari hasil penelitian dapat disimpulkan bahwa variabel kurs, jumlah uang beredar dan suku bunga secara bersama-sama berpengaruh signifikan terhadap inflasi di Indonesia. Sedangkan secara individu, kurs berpengaruh negatif tetapi tidak secara signifikan terhadap inflasi, jumlah uang beredar berpengaruh positif dan signifikan terhadap inflasi dan suku bunga berpengaruh negatif dan signifikan terhadap inflasi. Efforts are always made to keep inflation low and stable so that it does not cause macroeconomic problems that will disrupt economic stability. Inflation can be seen by increasing or decreasing the prices of goods and services in general and continuously for a certain time. If the price increases, it causes a decrease in society in buying goods and services. Therefore the aim of this research is to know collectively and individually in the years 1988- 2018 the effect of exchange rates, money supply, and interest rates on inflation. To find out the research results, a chow test was used, which was estimated using the Eviews 9 program. From the results of the study, it can be concluded that the exchange rate, money supply and interest rates together have a significant effect on inflation in Indonesia. While individually, the exchange rate has a negative but not significant effect on inflation, the money supply has a positive and significant effect on inflation and interest rates have a negative and significant effect on inflation.

Tujuan Penelitian ini adalah untuk menganalisis pengaruh inflasi dan kurs secara parsial dan simultan terhadap pertumbuhan ekonomi di Indonesia.Penelitian ini menggunakan data timeseries dari tahun 2008-2019. Metode analisis menggunakan persamaan regresi linier berganda, uji koefisien determinasi, uji statistic (uji t dan F) dengan program Microsoft Excel. Hasil penelitian diketahui bahwa inflasi berpengaruh negatif dan signifikan terhadap pertumbuhan ekonomi di Indonesia.Kurs berpengaruh negatif dan tidak signifikan terhadap pertumbuhan ekonomi di Indonesia. Hasil uji koefisien determinasi diperoleh 49,29% variabel inflasi dan kurs dapat menjelaskan pertumbuhan ekonomi di Indonesia. Hasil uji F diketahui bahwa secara simultan inflasi dan kurs berpengaruh signifikan terhadap pertumbuhan ekonomi di Indonesia.

Araştırmanın amacı, yetişkinlere yönelik Kur'ân kurslarında Kur'ân-ı Kerîm öğretim yöntemleri ve okuma problemlerini İstanbul/Kartal örneği bağlamında incelemektir. Bu amaca yönelik çalışmada nitel yöntem tercih edilerek veriler görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul il merkezinde yer alan Kur'ân kurslarındaki öğretici ve öğrenciler oluştururken örneklem grubunu Kartal'da yer alan Kur'ân kursu öğretici ve öğrencileri oluşturmaktadır. Görüşme tekniğiyle 50 öğretici ve 100 öğrenci ile yapılan görüşmeler sonunda elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle yorumlanmıştır. Katılımcılar tarafından verilen cevaplar belli temalara ayrılmış ve bu temaları tekrarlayan öğretici ve öğrencilerin frekans değerleri ve yüzdelik oranları hesaplanarak tablolar halinde yansıtılmıştır. Tablolarda yer verilen frekans değeri ve yüzdelik oranlarına göre açıklamalar yapılmış ve bu açıklamaları destekleyen katılımcı görüşleri doğrudan aktarılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda öğreticilerin yetişkinlere yönelik Kur'ân öğretimiyle ilgili ortaya koydukları problemin asıl kaynağının öğreticilerin mesleki bilgi ve donanım eksikliği olduğu anlaşılmıştır. Öğrencilerin yaşadıkları problemlerle ilgili olarak da öğrenci seviyelerine uygun eğitim verilmediği, özel yöntem ve tekniklerden yararlanılmadığı, materyal kullanımına özen gösterilmediği, ders amaç ve kazanımlarına uygun ölçme-değerlendirme yapılmadığı yönünde sonuçlara ulaşılmıştır. The aim of the research is to examine the teaching methods of Qur'an and reading problems in the Quran courses for adults in the context of Istanbul / Kartal Example. The qualitative method was preferred in the study for this purpose and the data were collected by interview technique. The universe of the research is the teachers and students in the Qur'an courses in the city center of Istanbul, while the sample group consists of the Qur'an courses and students in Kartal, the district of Istanbul. The data obtained at the end of the interviews with 50 teachers and 100 students with the interview technique were interpreted by the content analysis method. The answers given by the participants were divided into certain themes and the frequency values and percentage ratios of the teachers and students repeating these themes were calculated and reflected in tables. Explanations were made according to the frequency value and percentage ratios in the tables, and the opinions of the participants supporting these explanations were conveyed directly. As a result of the research, it has been understood that the main source of the problem that the teachers pose regarding the teaching of the Qur'an for adults is the lack of professional knowledge and equipment of the teachers. Conclusions have been reached that the students are not trained in accordance with the student levels, the special methods and techniques are not used, the use of materials is not paid, and the assessment and evaluation are not made in accordance with the course objectives and achievements.

In diesem Kapitel werden die verschiedenen Perspektiven der Kursteilnehmer*innen beleuchtet und ihre individuellen Erfahrungen präsentiert. Dies geschieht anhand exemplarischer Erzählungen. Einleitend wird dargestellt, wie die Kursteilnehmer*innen zum Zertifikatskurs gekommen sind, um daraufhin zu erläutern, welche Erwartungen, Motivationen und Ängste mit dem einjährigen Programm verbunden waren. Abschließend resümieren die Autor*innen gemeinsam, welche Zukunftsperspektiven sich durch den Zertifikatskurs eröffnet haben. Aufgabe der drei Mitautor*innen war es, einen Rahmen für den Austausch der Kursteilnehmer*innen zu schaffen und sie beim Verschriftlichen ihrer Erlebnisse zu unterstützen, wobei versucht wurde, möglichst nahe am inhaltlichen Fokus sowie der persönlichen Ausdrucksweise der Kursteilnehmer*innen zu bleiben. (DIPF/Orig.)

Sammendrag Bakgrunn: TID (Tverrfaglig Intervensjonsmodell ved utfordrende atferd ved Demens) representerer en evidensbasert biopsykososial tilnærming til APSD. Et hovedspørsmål ved evidensbaserte intervensjoner er hvordan man oppnår en enkel, effektiv og bærekraftig spredning og implementering i større skala. Mål: Å utføre en prosessevaluering basert på RE-AIM-rammeverket (Rekkevidde, Effektivitet, Adopsjon, Implementering, Vedlikehold) av spredning og implementering av TID ved bruk av kursholderkurs-konseptet. Problemstilling og forskningsspørsmål: Hva er kursdeltakernes erfaringer etter kursholderkurset i TID for spredning og implementering av modellen? I hvor stor grad oppnås spredning og implementering av TID ved hjelp av TID kursholderkurset? Hvilke faktorer fremmer og hvilke faktorer hemmer spredning og implementering av TID? Metoder: Vi brukte en utforskende deskriptivt design med Mixed Methods. Kursholderkurs-konseptet besto av et todagers kurs og en tilgang til et interaktivt nettsted for registrerte sykepleiere eller andre helsepersonell med et tilsvarende utdanningsnivå (kursdeltakere). Kursdeltakerne ble deretter oppfordret til å gjennomføre TID basiskurs for de ansatte i avdelingen/institusjonen deres (f.eks. Sykehjem). RE-AIM-dimensjonene ble undersøkt med spørreskjemaer til de 87 deltakerne på de tre første TID-kursholderkursene, 6 og 12 måneder etter gjennomføring av disse kursene. For ytterligere vurderinger og erfaringer ved sprednings- og implementeringsprosessen, analyserte vi skrevne narrative rapporter fra deltakerne hvor de svarte på syv åpne spørsmål etter å ha fullført sitt første TID-basiskurs. 8 Resultater: Et eller flere TID-basiskurs ble gjennomført av 53% av deltakerne på kursholderkurs for 1374 ansatte i 13 av 18 fylker i Norge innen ett år etter kursholderkursene. Det er 47 avdelinger/institusjoner som sier at de fremdeles bruker TID innen ett år etter KHK. Analysene av de 24 rapportene som ble levert, viste at de viktigste temaene for spredning av TID var en grundig opplæringsprogram og en enkel tilgang til opplæringslæringsmateriell. Man må ha en plan for bruk av TID ved avdelingen/institusjonen. Implementeringsprosessen handlet om at personalet ser den klinisk nytten av TID, en engasjert og tilstedeværende ledelse inkludert avdelingslederen og interne TID-administratorer. Mangel på tid, begrenset økonomi og manglende interesse fra ledelse ved avdelingen/institusjonen var de viktigste hindringene for både spredning og implementering. Konklusjon: Effektiv formidling og implementering av komplekse intervensjoner kan oppnås ved å bruke kursholderkurs-tilnærmingen.